[1]- Bakara: 124

[2]- Ahzâb: 33

[3] -Abdullah b. Cafer Zülcenaheyn, Resulullah'ın (s.a.a) amcası oğludur. Annesi Umeys-i Has'emiye kızı Esma'dır. Cafer, annesiyle babası Habeşistan'a hicret ettiği yıl orada dünyaya gelmiş, sonra babasıyla birlikte  Medine'ye hicret etmiştir. Abdullah, eli açık ve cömert bir kişi olduğu için "cömertlik denizi" anlamında "Bahru'l-Cud" diye lakaplandırılmıştır. O, "Cuhaf" yılı diye meşhur olan  hicretin 80. yılında Medine'de vefat etmiştir. O yıl Mekke'ye büyük bir sel gelmiş, hacılara büyük can ve mal kayıpları vermiş, bütün mallarını ve develerini götürmüştü. Sihah kitaplarında ondan 25 hadis rivayet edilmiştir. Abdullah b. Cafer'in biyografisi için bk. Usdu'l-Gabe ve Cevamiu's-Sîre, s.282. 

[4]-Safiye, İsrail Oğulları'ndan ve Hz. Harun'un soyundan Huyey b. Ehtab'ın kızıdır. Annesi, Benî Kureyze Kabilesi'nden Semuel kızı Birre'dir. Safiye ilk önce Beni'n-Nadîr Yahudilerinden Kenane b. Rabi'nin karısıydı. Kocası, Hayber Savaşı'nda öldürülünce Resulullah (s.a.a) ona, "Müslüman olursan seni kendi yanımda tutarım; Yahudilikte kalırsan ailenin yanına gitmen için serbest bırakırım." buyurdu. Safiye dedi ki: "Ya Resulullah! Sen beni İslâm'a davet etmeden önce senin tarafına geçip Müslüman olmuştum. Yahudilere bağılığım da yoktur. Babam ve kardeşim de kalmadı, o hâlde neden beni İslâm'la küfür arasında tercihte bırakıyorsun? Ben Allah ve Resulü'nü, serbest kalıp aileme gitmekten daha çok seviyorum." Böylece Safiye'nin iddet müddeti geçtikten sonra Resulullah (s.a.a) onunla evlendi. Safiye hicretin 52. yılında vefat etti. Sihah'ta ondan on hadis rivayet edilmiştir. Safiye'nin biyografisi için bk. Tabakat, İbn Sa'd, c.8, s.120-129 ve Cevamiu's-Sire, s.285.

[5]- Fatıma (s.a), Resulullah'ın (s.a.a) kızıdır. Annesi Ümmü'l-Müminin Hatice'dir. Usdu'l-Gabe ve el-İsabe kitaplarında Hz. Fatıma'nın (s.a) hayatını anlatırken şöyle geçer: Fatıma'nın künyesi "Ümmü Ebiha"dır. Hz. Resulullah'ın (s.a.a) soyu sadece onunla devam etmiştir. Resulullah (s.a.a) Fatıma'ya şöyle buyurmuştur: "Allah, senin gazabınla gazaplanır ve senin hoşnutluğunla hoşnut olur." Müstedrek-i Hâkim, c.3, s.153; Mizanu'l-İ'tidal, c.2, s.77 ve Tehzi-bu'tTehzib, c.12, s.441. Yine Sahih-i Buharî, "Menakıb-ı Fatıma" babı, c.4, s. 200, 201, 205'de Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğu geçer: "Fatıma benim vücudumun bir parçasıdır; onu öfkelendiren, beni öfkelendirmiş olur." Sahih-i Müslim ve Sahih-i Tirmizî, Kitabu'n-Nikâh, "Zebbu'r-Reculi An İbnetihi" babı,  c.3, s.177'de; Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.4, s.41 ve 328; Müstedreku's-Sahihayn, c.3, s.153'te diğer bir rivayette şöyle geçer: "Fatıma'yı inciten beni incitir." "Resulullah (s.a.a) Medine'den çıktığında sürekli görüştüğü son kişi Fatıma'ydı, Medine'ye döndüğünde ise ilk önce Fatıma'yı görmeye giderdi." Bu rivayet Müstedrek-i Hâkim, c.3, s.155 ve 156, c.1, s.489; Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.5, s.275; Sünen-i Beyhakî, c.1, s.26'da kaydedilmiştir. Sahih-i Buha-rî, "Farzu'l-Hums" babı, c.2, s.124'te Aişe'den şöyle nakledilir: "Resulullah'ın (s.a.a) vefatından sonra Fatıma, Ebu Bekir'den babasından geriye kalanlardan ve Allah Tealâ'nın Peygamber'e vermiş olduğu şeylerden kendi payına düşeni vermesini istedi. Ebu Bekir dedi ki: 'Resulullah, 'Biz miras bırakmayız; bizden geriye kalan mallar sadakadır!' buyurmuştur.' Fatıma, Ebu Bekir'in bu sözüne kızdı ve ölünceye kadar onunla konuşmadı. Fatıma, Resulullah'tan sonra altı ay yaşadı." Yine Sahih-i Buharî, "Gazvetu Hayber" babı, c.3, s.38'de şöyle geçer: "Fatıma vefat edince eşi Ali, Ebu Bekir'e haber vermeden ona geceleyin gusül verdi ve cenaze namazını kılarak defnetti. Fatıma, Ali'nin iftihar kaynağıydı. Ama Fatıma ölünce kavmin ileri gelenleri Ali'den yüzlerini çevirdiler; öyle ki nihayet Ali, Ebu Bekir'le uzlaşmak zorunda kaldı." Bu konuyu Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Cihad, c.5, s.154; Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.1, s.9; Sünen-i Beyhakî, c.6, s.300'de kaydetmişlerdir. Usdu'l-Gabe'de de şöyle geçer: "Fatıma, kendisine Esma'nın gusül vermesini ve hiç kimsenin yanına gelememesini vasiyet etti. Fatıma ölünce Aişe geldi, ama Esma onu kovdu." Yazar: Bugüne kadar Fatıma'nın mezarının nerede olduğu belli değil. Sihah kitaplarında ondan 18 hadis nakledilmiştir. bk. Cevamiu's- Sire, s.283.

[6]- Hasaneyn (Hasan'la Hüseyin) Fatıma'nın (s.a) oğulları ve Resulullah'ın (s.a.a) torunlarıdırlar. Hasan (a.s), hicretin üçüncü yılında ramazan ayının ortasında, Hüseyin ise hicretin dördüncü yılında şaban ayının üçünde dünyaya gelmiştir. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Hasan'la Hüseyin cennet gençlerinin efendileridirler. Babaları onlardan daha üstündür." bk. Sünen-i İbn Mâce, "Fezailu Ashabı Resulillah" babı; Müstedreku's-Sahihayn, c.3, s.167 ve diğer kaynaklar. Hicretin kırkıncı yılında babasının şahadetinden sonra İmam Hasan'a (a.s) biat edildi. Hilâfet müddeti altı aydan biraz fazladır. Bu müddetten sonra İmam Hasan (a.s) İslâm'ın yüce maslahatı için Muaviye'yle sulh etti. Muaviye, oğlu Yezid için biat almaya kaklışınca hicretin ellinci yılında onu zehirletti. bk. Ahadîsu Ümmi'l-Müminin Aişe, c.1, s. 251-266. İmam Hüseyin (a.s), hicretin altmışıncı yılında Yezid'e biat etmekten sakınarak tarihî sözünü buyurdu: "Yezid gibi biri başa geçecek olursa İslâm'a veda etmek gerekir." Nihayet Yezid'in ordusu hicretin 61. yılının muharrem ayının onunda onu Kerbela'da şehit etti. bk. el-Luhuf, İbn Tavus. Sihah kitaplarında İmam Hasan'dan (a.s) 13 hadis ve İmam Hüseyin'den (a.s) 8 hadis nakledilmiştir. bk. Cevamiu's-Sire, s.284 ve 286; Takribu't-Tehzib, c.1, s.168.

[7] -Ahzâb: 33 - Müstedreku's-Sahihayn, c.3, s.147.

[8] -Aişe, Ebu Bekir'in kızıdır. Annesi Ümmü Ruman'dır. Biset'in dördüncü yılında dünyaya gelmiş, hicretin on sekizinci ayında Resulullah'la (s.a.a) evlenmiştir. Hicretin 57 veya 58 ya da 59 yılında vefat etmiş, Ebu Hüreyre onun cenaze namazını kılmıştır. Sihah kitaplarında ondan 2210 hadis rivayet edilmiştir. bk. Ehadisu Ümmü'l-Müminin Aişe. Aişe'nin Tathir Ayeti'nin nüzul sebebi hakkındaki rivayeti şu kaynaklarda geçer: Sahih-i Müslim, c.7, s.130, "Fezailu Ehlibeyt" babı; Müstedreku's-Sahihayn, c.3, s.147; bu ayetin tefsiri Taberî (İbn Cerir) tefsiri ve ed-Dürrü'l-Mensûr (Suyutî) tefsiri; Mubahele Ayeti'nin tefsiri el- Keşşaf (Zemehşerî) tefsiri ve Râzî tefsiri; Sünen-i Beyhakî, c.2, s.149.

[9] -Vasile b. Eska' el-Leysî, Resulullah (s.a.a) Tebûk Savaşı için hareket edince Müslüman oldu. Onun Resulullah'a (s.a.a) üç yıl hizmet ettiği ve hicrî 83 veya 85 yılında Dımeşk'te veya Beytulmukaddes'te vefat ettiği geçer. Sihah kitaplarında ondan 56 hadis nakledilmiştir. Biyografisi için bk. Usdu'l-Gabe, Cevamiu's-Sîre, s.279. Tathir Ayeti hakkında onun naklettiği hadis şu kaynaklarda geçer: Sünen-i Beyhakî, c.2, s.152; Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.4, s.107 ve Müstedreku's-Sahihayn, c.2, s.416 ve c.3, s.147; Mecmau'z-Zevaid, c.9, s.167; İbn Cerir  ve Suyutî kendi tefsirlerinde bu ayetin tefsirinde; Usdu'l-Gabe, c.2, s.20.

[10] -Ümmü Seleme'nin naklettiği rivayet Tefsir-i Suyutî'de, bu ayetin tefsirinde, c.5, s.198-199'da geçer. Ondan diğer bir rivayet de Sünen-i Tirmizî, c. 13, s.248; Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.6, s.306; Usdu'l-Gabe, c.4, s.29 ve c.2, s.297; Tehzibu't-Tehzib, c.2, s.297'de geçer. Bir rivayeti de Müstedrek-i Hâkim, c.2, s.416 ve c.3, s.147; Sünen-i Beyhakî, c.2, s.150; Usdu'l-Gabe, c.5, s.521 ve 589; Tarih-i Bağdad, c.9, s.126'da geçer. Diğer bir rivayeti Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.6, s.292'de kaydedilmiştir.

[11] -Abdullah b. Abbas'ın naklettiği rivayet şu kaynaklarda kaydedilmiştir: Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.1, s.330; Hasais-i Neseî, s.11; er-Riyazu'n-Nazi-ra, c.2, s.269; Mecmau'z-Zevaid, c.9, s.119 ve 207; Suyutî'nin ed-Dürrü'l-Mensûr'unda, bu ayetin tefsirinde.

[12] -Ömer b. Ebu Seleme b. Abdulesed Ebu Hafs el-Mahzumî, Resulullah'ın (s.a.a) eğitiminde büyümüştür. Annesi Ümmü Seleme'dir. O, Habeşistan'da dünyaya gelmiş, Cemel Savaşı'nda Hz. Ali'nin (a.s) safında yer almış, İmam Ali (a.s) onu Bahreyn ve Fars'a vali tayin etmiştir. O, hicrî 83 yılında ölmüştür. Kütüb-i Sitte'de ondan 12 hadis rivayet edilmiştir. Biyografisi için bk. Usdu'l- Gabe, Cevamiu's-Sîre, s.284. Tathir Ayeti'nin nüzul sebebi hakkında naklettiği hadis Fezailu'l-Hamse, c.1, s.214, Sünen-i Tirmizî'den naklen, c.2, s.209'da geçer.

[13] - Ebu Said el-Hudrî'nin naklettiği rivayet bu ayetin tefsirinde Tefsir-i İbn Cerir ve Suyutî'de ve yine Tarih-i Bağdad, c.10, s.278; Mecmau'z-Zevaid, c. 9, s.167 ve 169'da kaydedilmiştir. Ebu Said el-Hudrî'nin ismi Sa'd'dır. Malik el Hazrecî'nin oğludur. Resulullah'ın (s.a.a) hadislerinin hafızlarından biri olan Ebu Said, hicrî 54 yılında ölmüştür. bk. Usdu'l-Gabe, c.5, s.211.

[14] -Sa'd b. Ebî Vakkas: Malik b. Ehyeb el-Kureyşî ez-Zührî, annesi Süfyan b. Ümeyye kızı Hamne'dir. O ilk Müslümanlardan olup Resulullah'ın (s.a.a) bütün savaşlarına katılmıştır. Irak savaşına, Celula Savaşı'na, Mısır ve Kûfe'-nin fethine katılmıştır. Hz. Ali'ye biat etmekten ve Muaviye'nin ısrarına rağmen Hz. Ali' ye küfretmekten sakınmıştır. Muaviye, oğlu Yezid için biat alırken onu zehirleyerek öldürmüştür. Kütüb-i Sitte'de ondan 271 hadis rivayet edilmiştir. Biyografisi için bk. Usdu'l-Gabe; Sahih-i Müslim, c.7, s.120; Ehadi-su Ümmü'l-Müminin Aişe, c.1, s.356. Tathir Ayeti'yle ilgili naklettiği rivayet Hasais-i Neseî, s.4-5 ve Sünen-i Tirmizî, c.13, s.171-172'de geçer.

[15] - Enes b. Malik'in Tathir Ayeti hakkında naklettiği rivayet Sünen-i Tirmizî, c.13, s.248 ve Mecmau'z-Zevaid, c.9, s.206'da kaydedilmiştir.

[16] - Kutade, bu ayetin tefsirinde Tefsir-i İbn Cerir ve Tefsir-i Suyutî'de; Atiye, Usdu'l-Gabe, c.3, s.413'te hayatı anlatılırken; Muakkal b. Yesar, Sünen-i Tirmizî,c.13, s.248'de...

[17] -İmam Hasan'ın halktan şahit olmalarını istemesi, Müstedreku's-Sahihayn, c.3, s.172, Mecmau'z-Zevaid, c.9, s.146 ve 172'de geçmiştir.

[18] - Ali b. Hüseyin'in annesi Yezdgerd-i Sasanî'nin kızıdır. Onun doğumunda annesi ölmüştür. (Zemahşerî'nin Rabiu'l-Ebrar'ının 10. bölümü, c.2. Necef'in Emirü'l-Müminin kütüphanesinde 2059. sırada bu kitabın el yazması mevcuttur.) Annesinin ölümünden sonra onun bakımını babasının Gazale ismindeki cariyelerinden biri üzerine almıştır. İmam Ali b. Hüseyin, İmam Hüseyin'in şahadetinden sonra onu evlendirmiştir. (Uyun-ı Ahbar-i Rıza, c.2, s.128) İmam Seccad Ali b. Hüseyin hicrî 95 yılında Medine'de şehit edilmiştir. Sihah kitaplarında ondan birkaç hadis nakledilmiştir. İmam Seccad'ın halktan Tat-hir Ayeti'- ne tanıklık etmelerini istemesi Tefsir-i Taberî'de geçer. Biyografisi Vefeyatu'l- A'yan, c.2, s.429 ve Tarih-i Yakubî, c.2, s.303'te kaydedilmiştir.

[19] -Bu ayetin ve "ehline emret." (Tâhâ, 132) ayetinin tefsirinde İbn Abbas'ın naklettiği rivayet, Suyutî'nin ed-Dürrü'l-Mensûr'unda kaydedilmiştir.

[20] -Ebu'l-Hamrâ, Resulullah'ın (s.a.a) azat ettiği köledir. İsmi Hilâl b. Haris veya İbn Zafer'dir. Tathir Ayeti hakkında naklettiği rivayet, hayatı anlatılırken el-İstiab, c.2, s.598; Usdu'l-Gabe, c.5, s.174, Mecmau'z-Zevaid, c.9, s. 168'de geçer.

[21] -Ebu Berze Eslemî'nin isminde ihtilâf vardır. O, hicrî 60 veya 64 yılında Basra'da vefat etmiştir. Sihah kitaplarında ondan 20 veya 46 hadis nakledilmiştir. Biyografisi için bk. Usdu'l-Gabe, Cevamiu's-Sîre, s.280 ve 283. Tahtir Ayeti hakkında naklettiği hadis Mecmau'z-Zevaid, c.9, s.169'da nakledilmiş ve bu müddeti on yedi ay belirtmiştir; bu hatanın o hadisi yazanlardan kaynaklandığı sanılmaktadır.

[22] -Enes b. Malik'ten nakledilen rivayet, Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.3, s.252; Teyalesî, c.7, s.274, hadis: 2509; Usdu'l-Gabe, c.5, s.521 ve İbn Cerir Taberî ve ed-Dürr'ül-Mensûr tefsirlerinde bu ayetin tefsirinde kaydedilmiştir.

[23] -Necm, 3-4

[24]- Sahih-i Buharî, Kitabu'l-Ahkâm, "Keyfe Yubayiu'l-İmamu'n-Nas" babı, c.4, s.163, hadis: 1. Hadiste parantez içine aldığımız "sıkıntı ve rahatlık anlarında" tabiri için bk. Sahih-i Müslim, Kitabu'l-İmâre, "Vücubu Taati'l-Ümera Fî Gayri Masiyetin ve Tahrimuha Fi'l-Masiyet" babı, hadis: 41 ve 42. Yine Sünen-i Neseî, Kitabu'l-Biat, "el-Biatu Alâ Ella Nunazia'l-Emre Ehleh" babı; Sünen-i İbn Mâce, Kitabu'l-Cihad, "el-Bey'" babı, hadis: 2866; el-Muvatta, Malik, Kitabu'l- Cihad, "et-Terğibu Fi'l-Cihad" babı, hadis: 5; Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.5, s.314 ve 316, 319 ve 321 ve c.4, s.411. Ubade b. Samit'in hayatı, Siyeru A'lami'n-Nübelâ, c.2, s.3 ve İbn Asâkir'in Tehzib'inde, c.7, s.207-219'da geçer.

[25]- Ubade'nin biyografisi için bk. el-İstiab, c.2, s.412 ve Usdu'l-Gabe c.3,s.106-107.

[26]- Tarih-i Taberî, Avrupa baskısı, c.1, s.1221.

[27]- Bu kitabın, muhacirle ensarın Kabile Savaşları, Sakife ve Ebu Bekir'e Biat bölümlerine müracaat ediniz.

[28]-Nisâ: 59. İleride bu ayetin tefsirini Resulullah'tan (s.a.a) nakledeceğiz.

[29]- Şuarâ: 214

[30]- Tarih-i Taberî, Avrupa baskısı, c.1, s.1171-1172; Tarih-i İbn Asâkir, Muhammed Bâkır Mahmudî incelemesi, c.1, İmam'ın biyografisinde; Tarih-i İbn Esîr, c.2, s.222; Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, c.3, s.263; Tarih-i İbn Kesir, c.3, s.39. Bu kitapta Resulullah'ın (s.a.a) İmam Ali (a.s) hakkındaki buyruğunu silerek yerine "böyle, böyle" yazmıştır. Kenzü'l-Ummal'da ise Muttaki Hindî, c.15, s.100, 115 ve 116 ve s.130'da şöyle kaydeder: "Benden sonra kardeşim, arkadaşım ve sizin önderiniz." Yine es-Siretu'l-Halebiyye, Beyrut, el-Mektebetu'l-İslâmiye, c.1, s.285.

[31]- Ebva, Medine'den 23 mil uzakta bir kasabaydı. Resulullah'ın (s.a.a) annesi Âmine'nin mezarının bulunduğu Feraz civarında bir yerdi. Veddan da Ebva'nın altı mil uzaklığında, Cuhfe mahallelerinden bir kasabaydı. (Mu'ce-mu'l-Buldan, Hamevî)

[32]-Bevat, Şam yolu üzerinde Cuheyne Dağları'ndan Medine'nin 96 mil uzaklığında bir yerdir. Bu gazvede, Resulullah (s.a.a) açıkça ashabının kabile duygularını gözetmiştir.

[33]- Bu gazve, o yılın rebiyülevvel ayında Bevat Gazvesi'nden sonra vuku buldu. Safvan, Bedr etrafında bir çöldür. Şunu da hatırlatalım ki, Kurz daha sonra Müslüman oldu, Mekke'nin Fethi'nde Resulullah'ın (s.a.a) safında yer aldı ve orada da öldürüldü. bk. İbn Hazm'ın Cemhere'si, Benî Muharib b. Feh-r'in soyunu sayarken; el-İsabe, biyografisini anlatırken

[34]- Zu'l-Aşîre, et-Tenbih kitabında yazıldığı üzere Medine'nin 108 mil uzağında, Yenbeğ bölgesinde bir yerdir. Ebu Seleme el-Mahzumî'nin ismi Abdullah b. Abdulesed'dir. Annesi, Abdulmuttalib kızı ve Resulullah'ın (s.a.a) halası Birre'dir. Ebu Seleme ilk önce Habeşistan'a, daha sonra Medine'ye hicret etti ve Bedir Savaşı'na katıldı. Uhud Savaşı için de hareket ettiyse de eceli bu fırsatı vermedi ve hicretin üçünde cemaziyelahir ayında öldü. Biyografisi Usdu'l-Gabe'de kaydedilmiştir.

[35] -Resulullah (s.a.a), ramazan ayının üçünde Medine'den ayrılmış, ramazan ayının on yedisi cuma günü Bedir Savaşı'nda müşrikleri yenilgiye uğratmıştır.

[36] -Tarihçiler şöyle yazar: Yahudiler Medine'ye ilk girişlerinde Medine'nin alçak bölgelerine yerleşmişlerdi; fakat daha sonra havanın kötü olması sebebiyle şehrin yüksek bölgelerine göçtüler. Beni'n-Nadîr Buthan'a ve Benî Kureyze ise Mehzur'a yerleştiler. Beni'n-Nadîr bağlar ve taşla sağlam evler yapmaya başladı; fakat Resulullah (s.a.a) savaşarak onları oradan çıkardı. (bk. Mu'cemu'l-Buldan, "buthan" ve "mehzum" maddeleri)

[37] -Ebu Lubabe lakabıyla bilinen Beşir veya Rüfaa b. Abdulmünzir, Akabe Biati'ndeki on iki gözeticiden biriydi. Biyografisi Usdu'l-Gabe'de geçer.

[38] -Urayz, Medine çölüne denirdi. bk. Mu'cemu'l-Buldan, "Urayz" maddesi.

[39] -Karkaratu'l-Kudr, Irak'tan Mekke'ye sekiz günlük yol üzerinde Benî Selim Kabilesi'nin toplandığı merkezdi. Hz. Resulullah (s.a.a) muharrem ayının on beşinde oraya girmiştir. (bk. Mu'cemu'l-Buldan, "karkara" maddesi)

[40]-Feran, Mecaz'a bağlı bir bölgede Selim Oğulları kabilesinin merkeziydi. (bk. Mu'cemu'l-Buldan, "feran" maddesi)

[41]- Benî Nadîr Yahudilerinin evleri, Medine'nin iki mil uzağındaki Kuba kasabasında Gars Kuyusu'nun yanındaydı. Kuba ismini de o kuyunun isminden almışlardır. (bk. Mu'cemu'l-Buldan, "gars" ve "kuba" maddeleri)

[42] -Abdullah b. Revahe el-Ensarî el-Hazrecî, Akabe Biati'nde Benî Hâris kabilesinin gözeticisi olarak Resulullah'a (s.a.a) tanıtıldı. Abdullah b. Revahe Resulullah'ın (s.a.a) bütün savaşlarına katılmıştır; Mute Savaşı'nda Resulullah'ın (s.a.a) kumandanlarından biriydi ve sonunda şehadet derecesine ulaşmıştır. Biyografisi için bk. el-İstiab ve Usdu'l-Gabe.

[43] -Zatu'r-Rika', Sa'd ve Şakre tarafında Nuhayl bölgesinde kırmızı, siyah ve beyaz lekeleri olan bir dağın ismidir. Bu gazve et-Tenbih ve el-İşraf kitaplarında genişçe anlatılmıştır.

[44] -Dûmetu'l-Cendel, beş fersah genişlikte Cendel'de sağlam bir kaleydi. Dımeşk'e yedi menzil ve Medine'ye on beş günlük yol uzaklığında bulunmaktaydı. bk. Mu'cemu'l-Buldan, "Dûme" maddesi. Bu gazvenin ayrıntıları için bk. Mes'udî'nin et-Tenbihu ve'l-İşraf'ı, 5. Yılın Olayları.

[45] -Mureysi, Ferğ yolu üzerinde, Medine'ye sekiz bord uzaklıkta bir suyun ismidir.

[46] -Ebu Rahm-i Gıfârî'nin ismi Kulsüm b. Hasin'di. Hz. Resulullah'ın (s.a.a) Medine'ye gelmesinden sonra Müslüman olmuştur. O, Uhud Savaşı'nda, boğazına bir ok isabet etmesi sonucu yaralanmıştır; Hz. Resulullah (s.a.a) onun yarasını mübarek ağzının suyuyla tedavi etmiştir. Biyografisi için bk. Usdu'l-Gabe.

[47] -Afsan, Mekke'yle Medine arasında bir yerdir; Asfan'ın tam olarak nerede bulunduğu konusunda ihtilâf vardır. Mu'cemu'l-Buldan, "Asfan" maddesi.

[48] -Lehyan Oğulları Kabilesi'nin soyu İbn Hazm'ın Cemhere'sinde, Mısır, 1382 yılı baskısı, s.196-198'de geçer.

[49] -Hayber yolunda olup Medine'ye yakın olan Z Garâd'da Uyeyne b. Hısn el-Fezarî'nin yağma yapması üzerine Hz. Resulullah (s.a.a) onunla savaşmak için Medine'den çıkmıştır. Daha geniş bilgi için bk. Mes'udî'nin el-İşraf ve't-Tenbih.

[50] -Resulullah (s.a.a) zilhicce ayının biri pazartesi günü Umre yapmak için Mekke'ye doğru hareket etti; fakat müşriklerin engellemesiyle karşılaşınca Mekke'nin dokuz mil uzaklığındaki Hudeybiye'de ikamet ederek ashabından ölünceye kadar savaşmaları ve direnmeleri için biat aldı; ama  müşriklerin elçisi gelince savaşı bırakıp barış yaptılar. Barış maddelerinden biri, Müslümanların o yıl Medine'ye dönüp Mekke'ye gelecek yıl gelmeleriydi.

[51] -Resulullah (s.a.a) Hayber ve Teyma'ya gittiğinde onu Medine'de kendi yerine geçirmişti. Biyografisi için bk. Usdu'l-Gabe.

[52] -Huneyn, Mekke'ye üç günlük yol uzaklığında Zi'l-Mecaz tarafında bir derenin ismidir.

[53] -Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.1, s.177.

[54] -Sahih-i Buharî, Kitabu Bed'i'l-Halk, Gazvetu Tebûk babı, c.3, s.58.

[55] -Sahih-i Müslim, Kitabu Fazaili's-Sahabe, hadis: 32; Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.1, s.173, 182 ve 330 ve c.4, s.153; Müsned-i Ebu Davud, c.1, s.29; Hilyetu'l-Evliya, Ebu Nuaym, c.7, s.195 ve 196; Tarih-i Bağdad, c.11, s.432; Hasais-i Neseî, s.8 ve 16; Tabakat, İbn Sa'd, c.3, k. 1, s.15.

[56]- İsbatu'l-Vasiyet, Necef-Hayderiyye baskısı, s.5-70. Ebu'l-Hasan Ali b. Hüseyin Mes'udî, meşhur sahabe Abdullah b. Mes'ud'un torunlarındandır. Mes'udî, kamerî 346 yılında vefat etti. Biyografisi Tabakatu'ş-Şafiiyye, c.2, s.307'de kaydedilmiştir. Mes'udî'nin Mutezile mezhebinden olduğu söylenir. Ketbî, Fe-vatu'l- Vefeyat, c.2, s.45'de; Yakut el-Hamevî de, Mu'cemu'l-Udeba, c.13, s.94'te onun bu kitabına işaret etmiş ve onun Esmau'l-Eimme adlı bir kitabının olduğunu söylemişlerdir. İbn Hacer de Kitabu'l-Mizan, c.4, s.224'te, Mes'udî'nin Tayinu'l Halife adlı bir kitabı olduğunu yazar; fakat bu kitap ez-Zeria adlı eserde İsbatu'l-Vasiyet diye anılmıştır.

[57]- Tevrat, Kitab-ı Mukaddes, Beyrut, Amerikan Basımevi, M. 1907.

[58] -Yazarın, bu konudan genişçe bahseden "Yüz Elli Uydurma Sahabe" (Farsça'sı) adlı tercümesi, c.3, s.21-52.

[59]- Tarih-i Mes'udî, c.1, s.343.

[60]- Haşr, 7

[61]- Mecmau'z-Zevaid, Heysemî, c.9, s.113; Mu'cemu'l-Kebir, Heysemî, c.6, s.221'de Taberânî'den naklen. Sıbt İbn Cevzî, Tezkiretu Havassi'l-Ümme, "Hadisu'n-Necva" babı, Ahmed b. Hanbel'in el-Fezail adlı kitabından naklen şöyle kaydeder: "Enes der ki: Biz Selman'a, Resulullah'tan vasisinin kim olduğunu sor dedik. Selman bunu sorunca Resulullah, 'Musa'nın vasisi kimdi?' diye sordu. Selman, 'Yu'şa b. Nun'du.' dedi. Resulullah bunu üzerine şöyle buyurdu: Benim vasim, mirasçım, vaatlerimi yerine getirecek olan Ali b. Ebu Talib'dir." er-Riyazu'n-Nazira, Muhibbuddin Taberî, c.2, s.234.

[62]- Mecmau'z-Zevaid, Heysemî, c.8, s.253 ve c9, s.165. Bunu, Ali b. Ali el-Hilalî'den şöyle nakleder: "(Ey Fatıma!) Benim vasim vasilerin en üstünü, Allah yanında insanların en azizidir ve o senin kocandır..." Yine Muntehabu Kenzi'l-Ummal, Müsned-i Ahmed b. Hanbel'in hamişinde, c.5, s.31; Kenzü'l-Ummal, Kitabu'l-Fezail, 2. Bölüm, Fezailu Ali b. Ebu Talib, c.12, s.204, hadis: 1163; Mevsuet-i Etrafi'l-Hadis, Taberanî'nin Mu'cemu'l-Buldan'ından naklen, c.4, s.205; Cem'u'l-Cevami, Suyutî, hadis: 4261. Ebu Eyyub el-Ensarî'nin ismi Halid b. Zeyd el-Hazrecî'dir. Akabe Biati'ne ve Resulullah'ın (s.a.a) bütün savaşlarına katılmış, Cemel, Sıffin ve Nehrevan savaşlarında Hz. Ali'nin (a.s) safında kılıç sallamış ve hk. 50 veya 51 yılında Kostantaniyye (bugünkü İstanbul'un Eyüp semtinde) vefat etmiştir. Biyografisi için bk. Usdu'l-Gabe, c.5, s.143

[63]- Kenzü'l-Ummal, c.12, s.209, 2. baskı, Kitabu'l-Fezail, 2. bölüm, Fezailu Ali b. Ebu Talib, hadis: 1192; Kenzü'l-Ummal'dan naklen Etrafu'l-Hadis, hadis: 32952; Mucemu'l-Kebir, Taberânî, c.6,s.271. Ebu Said el-Hudrî'nin ismi Sa'd b. Malik el-Hazrecî'dir. O, Resulullah'ın (s.a.a) hadislerinin hafızlarındandı; hk. 54 yılında vefat etmiştir. Biyografisi için bk. Usdu'l-Gabe, c.5, s.211.

[64]- Hilyetu'l-Evliya, c.1, s.63; Tarih-i İbn Asâkir, c.2, s.486; Şerhu Nehci'l-Belâğa, birinci baskı, Mısır, c.1, s.450; Etrafu'l-Hadis, Zübeydî'nin İthafu's- Sadeti'l-Muttakin'inden naklen, c.7, s.461. Ebu Semame el-Hazrecî Enes b. Malik; Buharî ve Müslim ondan 2286 hadis nakletmişlerdir. Vefat yılında ihtilâf vardır; vefat yılı hk. 90 ila 93 yılı arasında kaydedilmiştir. Biyografisi için bk. el-İstiab, Usdu'l-Gabe ve el-İsabe.

[65] -Tarih-i İbn Asâkir, c.3, s.5; er-Riyazu'n-Nazira, c.2, s.234, Bureyde'den naklen. Bureyde, Ebu Abdullah Bureyde b. Hasib el-Eslemî, Uhud Savaşı'ndan sonra Medine'ye giderek Resulullah'ın (s.a.a) savaşlarına katıldı. Daha sonra Basra'ya giderek orada bir ev yaptı. Sonra da cihat için Horasan'a giderek, Merv'de ikamet etti ve orada da vefat etti. bk. Usdu'l-Gabe, c.1, s.175 ve Teh-zibu't- Tehzib, c.1, s.432-433.

[66] -Muhammed b. İbrahim Beyhakî'nin (hk. 320 yılından önce yaşıyordu) el-Mehasin ve'l-Mesavi', Muhammed Ebulfazl İbrahim incelemesi, Kahire baskısı, kamerî 1380, c.1, s.64-65.

[67]- Vak'atu Sıffin, Nasr b. Müzahim, 1382 Mısır-Medenî baskısı, s.145; Tarih-i Hatib, c.12, s.305. Biz bu olayı özetle Sıffin kitabından naklettik. Bu olaydan asırlar geçmektedir. O kilisenin temelleri üzerine Berasa mescidi yapılmıştır; şimdi bile o mescit vardır; yalnız hâlıhazırda Irak'tan geçen Dicle ve Fırat nehirlerinin yönü değişmiştir; şimdi o mescidin yakınlarından sadece Dicle nehri geçmektedir.

[68]- Belih, Rıkka'da kaynak suların birikmesiyle meydana gelen bir nehrin ismidir. bk. Mu'cemu'l-Buldan.

[69] -Vak'atu Sıffin, Mısır-Medenî baskısı, s.147-148; Tarih-i İbn Kesir, c.7,s.254.

[70] -Ebuzer'in hutbesinin tamamı bu kitabın ilerideki bölümlerinde, Hilâfet Ekolü'nde hadis gizleme çeşitlerinde geçecektir.

[71] -Tarih-i Yakubî, c.2, s.178.

[72] - Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, c.1, s.281. Amr b. Hamık el-Huzaî, Hudeybiye Savaşı'ndan sonra Medine'ye hicret etmiş, Resulullah'ın (s.a.a) huzuruna çıkarak ona su vermiş, o da onun hakkında, "Allah'ım, onu gençlikten yararlandır." diye dua etmiştir. Resul-i Ekrem'in (s.a.a) duasının sonucu Amr seksen yıl yaşadı ve ölünceye kadar yüzünde beyaz bir kıl görünmedi. Amr, Hz. Ali'nin (a.s) safında yer almış, onun bütün savaşlarına katılmıştı ve Hücr b. Adiy'nin arkadaşlarındandı. Amr, Ziyad b. Ebih'ten korkarak Kûfe'den kaçıp Musul yakınlarında bir mağaraya saklandı. Muaviye, kız kardeşinin oğlu Musul valisi Amr b. Hakem'e, Amr'ı yakalayarak Şam'a göndermesini emretti. Musul valisi nihayet bir yılanın ısırması sonucu ölmüş olan Amr'ı bularak başını kesip dayısı Muaviye için Şam'a gönderdi. İslâm dininde Amr b. Hamık başı kesilerek şehir şehir gezdirilen ilk kişidir. Amr'ın karısı Şerid kızı Âmine'yi zindana atmış olan Muaviye, Amr'ın başını onun önüne atmalarını emretti! Âmine, Amr'ın başını görünce şaşırarak titremeye başladı. Daha sonra kesik başı alarak elini alnına koydu ve yarı açık ağzını kapatarak şöyle dedi: "Uzun zamandır kocamı benden almış, uzaklaştırmışsınız; şimdi ise onun kesik başını bana hediye etmektesiniz! Ben bu suskun hediyeye hoş geldin diyorum." Amr b. Hamık, 50. yılında şehit olmuştur. Biyografisi için bk. Usdu'l-Gabe, c.4, s.100-101.

[73]- Muhammed b. Ebu Bekir'le Muaviye'nin mektubunu kaydeden: Vak'a-tu Sıffin, Nasr b. Müzahim, 1382 Kahire baskısı, s.118-119. Tarih-i Taberî, Avrupa baskısı, c.1, s.3248; Tarih-i İbn Esîr, Avrupa baskısı, c.3, s.108; Mu-rucu'z- Zeheb, Mes'udî, 1385 Beyrut baskısı, c.3, s.11; bu kitapta şöyle kaydeder: "O dönemde Hz. Ali (a.s) tarafından Mısır valiliğine atanan Muhammed b. Ebu Bekir, Muaviye'ye bir mektup yazdı..." Yine Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, c.1, s.284

[74] -el-Menakıb, Harezmî, s.125.

[75] -el-Menakıb, Harezmî, s.143.

[76] -Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, c.2, s.28.

[77] -Âl-i İmrân

[78] -Tarih-i Yakubî, c.2, s.192- 193.

[79] -Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, birinci baskı, c.1, s.208.

[80] -Müstedrek-i Hâkim, c.3, s.172; Zehairu'l-Ukba, s.138; Mecmau'z-Zevaid, c.9, s.146, Taberânî ve diğerlerinden naklen

[81] -Rivayette bu cümle yoktur; ama rivayetin akışı bunu gerektirmektedir.

[82] -Tarih-i Yakubî, c.2, s.228.

[83] -Murucu'z-Zeheb, Mes'udî, c.2, s.430.

[84] -Tarih-i Taberî, Avrupa baskısı, c.2, s.329; Tarih-i İbn Esîr, Avrupa baskısı, c.4, s.52. İbn Kesir bu hutbeyi kendi Tarih'inde, c.8, s.179'da kaydetmiş, fakat "vasiyet" sıfatını atmış ve sadece "Babam Ali" demekle yetindikten sonra gerisini kaydetmiştir.

[85] -Tarih-i Yakubî, c.2, s.352; et-Tenbih ve'l-İşraf, Mes'udî, s.293; Tarih-i İbn Esîr, c.5, s.139-142-194, hicrî 129 ve 130 yıllarında vuku bulan olayları anlatırken

[86]- Evzaî'nin biyografisi için bk. Tezkiretu'l-Huffaz, c.1, s.181.

[87] -Tarih-i Taberî, Avrupa baskısı, c.3, s.209, Tarih-i İbn Esîr, Mısır, birinci baskı, c.5, s.199; Tarih-i İbn Kesir, c.10, s.85.

[88] -Esmeî'nin ismi Abdulmelik b. Karib'dir. O, hicrî 216 yılında dünyaya gelmiştir. Esmeî, lügatçi ve nahivciydi; onun on iki bin recez ezberlediği söylenmektedir. Biyografisi için bk. el-Kuna ve'l-Elkab, Kummî.

[89]-Ahbaru't-Tival, Ebu Hanife Dinverî (öl. hicrî 282), Kahire 1960, birinci basım, s.389; Murucu'z Zeheb, c.3, s.351. 

[90]- Tarih-i Yakubî, c.2, s.416-421; Tarih-i Taberî, Avrupa baskısı, c.3, s.654- 662, hicrî 186 yılında vuku bulan olaylarda. Ayrıca Mes'udî, Murucu'z-Zeheb'de, c.3, s.353 ve İbn Esîr el-Kâmil'de, Avrupa baskısı, c.6, s.177 ve İbn Kesir el- Bidayetu ve'n-Nihaye'de, c.10, s.187 özetle getirmiştir.

[91] -Gelecek sayfalarda Kâmilu'l-Lügat kitabında Muberred'in sözünü nakledeceğiz.

[92] -el-Muvaffakiyyat, Zübeyr b. Bekkar, Bağdat basımı, s.574-575. Hassan'ın şiiri Tarih-i Yakubî, c.2, s.128'de biraz farkla nakledilmiştir. Şerhu Neh-ci'l- Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, birinci baskı, c.2, s.15.

[93] -el-Muvaffakiyyat, s.575; Şerhu Nehci'l-Belâğa, Mısır baskısı, birinci baskı, c.2, s.201.

[94] -Fazl b. Abbas b. Abdulmuttalib, Resulullah'ın (s.a.a) amcası Abbas'ın büyük oğludur. Fazl, Mekke'nin fethinde ve Huneyn'de Resulullah'ın ashabı kaçmaya başlayınca onun yanında kalanlardan biridir. O, Resulullah'ın (s.a.a) kefenlenip defnedilmesine iştirak etmiş, Mercu's-Safra veya Ecnadin ve bir görüşe göre de  Yermuk Savaşı'nda şehit olmuştur (h.18). Hayatı için bk. el-İstiab, Usdu'l-Gabe ve el-İsabe.

[95]- Tarih-i Taberî, Avrupa baskısı, c.1, s.3064-3065; Tarih-i İbn Esîr, Avrupa baskısı, c.3, s.152, Osman'a mersiye okuyanlardan bahsederken. Velid b. Ukbe b. Ebu Muayt b. Zekvan, Ümeyye'nin kendine evlât nispeti

verdiği kölesi Zekvan'ın torunudur. Velid'le halife Osman, Erva isminde bir kadından dünyaya gelmişlerdir. Resulullah (s.a.a) sadakaları (zekât) toplaması için Velid'i Benî Mustalik Kabilesi'ne gönderdi. Kabile halkı Velid'i karşılamaya gelince Velid korkarak geri döndü ve o insanların mürtet olduğunu ve zekât vermeyi reddettiklerini söyledi. Bunun üzerinde Velid hakkında, "Ey i-man edenler, eğer bir fâsık, size haber getirirse, onu etraflıca araştırın." (Hucurât: 6) ayeti nazil oldu ve Allah Tealâ ona "fasık" dedi. Resulullah (s.a.a) Velid'in yerine başka birini gönderince o, Benî Mustalik halkının önceki gibi Müslüman olduğunu bildirdi. Osman bu Velid'i Kûfe'ye vali tayin etti. Sarhoş olan Velid bir gün sabah namazını dört rekât olarak kıldı, Osman onu makamından almak zorunda kaldı. Bu olay, "Nakş-i Aişe" adlı kitapta, c.1, s.151-187'de tafsilatlı bir şekilde kaydedilmiştir.  Ayrıca Velid'in, "O üçünden sonra" sözünden maksadı Resulullah (s.a.a), Ebu Bekir ve Ömer'dir. "Tucibî" veya "Tucubî" ise Mısır'ın meşhur bir mahallesinde sakin olan Muzhec Kabilesi'ne işarettir. Onlardan biri, Osman'ın öldürülmesinde parmağı olan Abdurrahman b. Udeys el-Belvî'ydi, Velid şiirinde ona işaret eder. Diğeri ise, yine Tucibî Kabilesi'nden olan ve Hz. Ali'yi (a.s) şehit eden Abdurrahman b. Mulcem el-Muradî et-Ted'ulî'dir. Bu konuda En-sab-ı Sem'anî kitabında "Tucibî" ve "Ted'ulî" sözcüklerine ve İbn Makûla'nın el-İkmal adlı eserine, c.1, s.214 ve 256 ve yine İbn Esîr'in Kitabu'l-Lübab Fî Tehzibi'l- Ensab kitabına müracaat ediniz

[96]- Nu'man b. Aclan Zerkî el-Ensarî, ensarın şair ve sözcüsüydü. İmam Ali (a.s) onu Bahreyn valiliğine atamıştı. Hayatı için bk. el-İstiab, c.1, s.298, 1323 sayısında ve Usdu'l-Gabe, c.5, s.26; el-İsabe, c.3, s.532. Soyu için ise İbn Hazm'ın Cemhere'si, s.327-338 ve İbn Dureys'in İştikak'ı, s.461. Şiirleri için el- Muvaffakiyyat, Zubeyr b. Bekar, s.592-594. Yine Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn E-bi'l- Hadid, Muhammed Ebulfazl incelemesi, c.6, s.31.

[97] -Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, c.1, s.47; Futuh-ı İbn A'sem, Haydarabad baskısı, 1288, c.2, s.277.

[98] -Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, c.1, s.47-49, İbn A'sem'in Futu-h'u, c.2, s.307.

[99]- İbn A'sem'in Futuh'u, c.2, s.321.

[100] -Nasr b. Müzahim'in Sıffin adlı eseri, s.15-18, Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, c.1, s.247. Yine bk. İbn A'sem'in Futuh'u, c.2, s.305.

[101] -O dönemde komutanların şiir yazma yetenekleri olmasaydı, özel durumlarda etrafındakilerden kendileri yerine şiirle cevap vermelerini isterlerdi; Eş'as'ın durumu da bu şekildedir. Cerir b. Abdullah Becelî Resulullah'ın (s.a.a) vefatından kırk gün önce Müslüman olmuş, Kadisiye Savaşı'na katılmıştır. Resulullah (s.a.a) onu Zilhalsa'da bulunan Hes'am kabilesinin putlarını yok etmekle görevlendirdi. Cerir putları yakarak görevini yerine getirdi. Cerir hicrî 51 veya 54 yılında vefat etti. Hayatı için bk. el-İstiab, Usdu'l-Gabe ve İsâbe. Eş'as b. Kays el-Kindî, hicretin onunda kabilesinin temsilcileriyle birlikte Resulullah'ın (s.a.a) huzuruna çıkarak Müslüman oldu. Ancak Ebu Bekir'in temsilcisine zekât vermeye yanaşmadığı için halifenin göndermiş olduğu orduyla savaşmak zorunda kaldı; bu savaşın sonunda esir düştü. Fakat Ebu Bekir onu affederek kız kardeşi Ümmü Ferve'yi onunla evlendirdi. Eş'as Şam ve Irak savaşlarının bazılarına katılması üzerine Osman onu Azerbaycan hükümetine atadı. Eş'as, Sıffin Savaşı'nda İmam Ali'nin (a.s) safında yer almıştır. İmam Ali'yi "Hakemeyn" olayını kabule zorlayan ve Dûmetu'l-Cendel'de, Amr b. As'la Ebu Musa Eş'arî'nin toplantısında bulunan da odur. Eş'as, İmam Ali'nin (a.s) şehadetinden kırk gün sonra Kûfe'de vefat etti. Hayatı için bk. el-İstiab, Usdu'l- Gabe ve İsâbe.

[102] -Sıffin, Nasr b. Müzahim, s.20-24.

[103] -Sıffin, Nasr b. Müzahim, s.43.

[104] -Sıffin, Nasr b. Müzahim, s.137. Necaşî diye meşhur olan Kays b. Amr, cahiliye dönemiyle İslâm'ı gören ve her iki dönemde de meşhur olan bir şairdir. Necaşî asaleten Necranlı olup Kûfe'de ikamet etmiştir. O, hicretin kırkıcı yılında vefat etmiştir. bk. A'lam-u Zerkulî.

[105] - Sıffin, s.365.

[106] - Sıffin, s.381. Hücr b. Adiy el-Kindî, Hücrü'l-Hayr diye meşhurdur. Hücr, Resulullah'ın (s.a.a) huzuruna çıkmış, İmam Ali'nin (a.s) bütün savaşlarına katılmış, Sıffin Savaşı'nda Kinde'ye komutanlık yapmıştır. Hücr, Kadisi-ye Savaşı' na da katılmıştır. Ziyad b. Ebih, bir grupla onu Muaviye'ye göndermiş, o da hicrî 51 yılında Merc-i Azra denen yerde onların hepsini öldürmüştür. Hücr b. Adiy, Merc-i Arza şehrinin fethinden sonra kendisinin ilk tekbir getiren Müslüman olduğunu söyler. İbn Ebi'l-Hadid bu şiirleri kendi kitabında Cemel Savaşı şiirlerinde nakleder

[107] -Sıffin, s.382.

[108] -Sıffin, s.385. Ebu Süfyan'ın kardeşi Muğiyre b. Haris b. Abdulmuttalib şairdi; bazıları onların bir kişi olduğunu da söylemişlerdir. Biyografisi için bk. Usdu'l-Gabe, "el-Esma ve'l-Kuna" bölümü.

[109] -Sıffin, s.416; Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, birinci baskı, c.1, s.284

[110] -Sıffin, s.436. Munzir, Hemdan Kabilesi'nden savaşçı bir şairdi. el-İsabe kitabında onun hayatı hakkında Resulullah'ın (s.a.a) ashabından ve payların dağıtılmasında özel görüşü olan ilk kişi olduğu, görüşünün Ömer tarafından kabul edilip uygulandığı geçer. İsâbe, c.3, s.478. Vidaah, Hemdan boylarından biridir. bk. el-İştikak, İbn Dureyd.

[111]- Futuh-ı İbn A'sem, c.3, s.254-258; Nasr b. Müzahim'in Sıffin adlı eseri, s.416; Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, birinci baskı, c.1, s.284.

[112] -Futuh-ı İbn A'sem, c.3, s.226; Menakıb-ı Harezmî, s.170. A'sem'le Harezmî'nin bu konudaki sözleri özetle şöyledir: Malik Eşter'le Emirü'l-Müminin Ali'nin (a.s) diğer ashabı bir gün Sıffin Savaşı'nda İmam'ın (a.s) ortada olmadığını fark ettiler. Endişelenerek İmam'ı aradılar. Sonunda onu, Rabie kabilesinin savaşçıları arasında buldular. İmam, Malik Eşret'in fena bir şekilde renginin değiştiğini ve ağladığını görünce ona dedi ki: "Ya Malik! Ne oldu? Oğlun mu öldü, yoksa başka bir şey mi geldi başına?" Bunun üzerine Malik yukarıdaki şiiri okudu.

[113] -Murucu'z-Zeheb, Mes'udî, c.2, s.428.

[114] -Murucu'z-Zeheb, Mes'udî, c.3, s.4.

[115] -Murucu'z-Zeheb, Mes'udî, c.2, s.408, İmam'ın (a.s) hayatının son bölümünde. Kendilerini Sâme'ye nispet eden Sâme Oğulları, diğer adıyla bilinen Naciye Oğullarıdırlar. Ali b. Muhammed b. Cafer el-Alevî ise, İmam Cafer Sadık'ın (a.s) torunlarındandır. Soyu, İbn Hazm'ın el-Ensab adlı eserinde, s.61'de geçer.

[116] -Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, c.2, s.22.

[117] -el-Mehasinu ve'l-Mesavi', Beyhakî, c.1, s.105.

[118] -Tucubî, Emirü'l-Müminin Ali'nin (a.s) katili Abdurrahman b. Mulcem et-Ted'ulî'dir. Ted'ul, Mısır'da Abdurrahman b. Mulcem'in Kûfe'ye gitmeden önce ikamet ettiği mahallenin ismidir. Bu hususla ilgili daha önceki dipnotların birinde de açıklama yapıldı. bk. el-Kâmil, Muberred, Mektebetu'l-Maarif, Beyrut baskısı, c.2, s.151.

[119] -Muberred, Ebu'l-Abbas Muhammed b. Zeydî el-Ezdî Sumalî Basrî'dir. Hatib Bağdadî, Muberred hakkında şöyle yazar: "O, nahivcilerin büyüğü, Arap ilimlerinin hafızıdır." Lügat alanındaki el-Kâmil kitabı onun eserlerinden biridir. O, 285 yılında Bağdat'ta vefat etmiştir. Biyografisi için bk. Tarih-i Bağdad, c.3, s.380; Keşfu'z-Zunûn, "el-Kâmil" sözcüğü.

[120] -Kumeyt Ebu'l-Mustehil b. Zeyd el-Esedî, Kûfe ahalisinden olup Arap lügati, edebiyatı, rivayet ve soy bilimlerini bilen ve sözü senet olarak geçen bir kişiydi. Onun Haşimiyat şiiri Almanca'ya tercüme edilmiştir. Kumeyt, hicrî 126 yılında vefat etmiştir. bk. A'lam-i Zerkulî, c.6, s.92.

[121] -el-Kâmil, Muberred, c.2, s.152; Ebu'l-Ferec, el-Agânî, Himyerî'nin biyografisinde, Sasi baskısı, c.7, s.10.

Ebu'l-Esved Zalim b. Amr ed-Duelî, meşhur fakih ve şairlerden biri olup nahiv ilminin kurucusudur. Emirü'l-Müminin Ali (a.s) bu ilmi ona öğretmiş, o da açıklayarak yazmıştır. O, Kur'ân harflerine nokta koyan ilk kişidir. Ebu'l-Esved, Sıffin Savaşı'nda İmam Ali'nin (a.s) safında yer almış ve hicrî 69 yılında Basra'da vefat etmiştir. A'lam-u Zerkulî, c.3, s.34. Yine bk. Ikdu'l-Ferid, 1372 Mısır baskısı, c.3, s.211.

[122] -el-Kâmil, Muberred, c.2, s.175. Bu şiirleri ve bunları okumasının sebebini Ebu'l-Ferec, el-Eğanî adlı eserinde, c.7, s.21'de kaydetmiştir. Seyyid Himyerî İsmail b. Muhammed, cahiliye dönemi ve İslâm'ın zuhurundan sonra en çok şiiri olan üç şairden biridir. O, Abbasî halifeleri Mansur ve Mehdi'nin yanında yüce bir makam ve saygıya sahipti. Himyerî, hicrî 173 yılında vefat etmiştir. A'lam-i Zerkulî, c.1, s.320.

[123] - el-Eğanî, c.9, s.6, Seyyid Himyerî'nin biyografisinde.

[124] - Divan-i Şafiî, s.35, 1403 Beyrut baskısı.

[125] - el-Kuna ve'l-Elkab, c.1, s.274. İbn Dureyd diye meşhur olan Ebu Bekir Muhammed b. Hasan el-Ezdî, hicrî 321 yılında vefat etmiştir. O, şair, nahivci ve lügatçiydi. el-Cemhere onun eserlerinden biridir.

[126] - Divan-ı Ebu Tayyib el-Mutenebbî, Feridruh incelemesi, s.846, 1861 Berlinbaskısı.

[127] - el-Kuna ve'l-Elkab'da, c.1, s.162, Ebu Nuas'ın hayatında bu sözcüklegeçmiştir.

[128] -Divan-ı Mutenebbî, s.333.

[129] -Tahran Üniversitesi Merkez Kütüphanesi'nden fotoğrafı çekilmiş olan Feraidu's-Sımtayn kitabının ön sözünde, el yazması 2/b yaprakta, 1164, 1690 sayısında; ikinci beyitte "Ali" ismiyle "Vasi" sıfatını bir araya toplamıştır.

[130] - Feraidu's-Sımteyn kitabının birinci kısmında, 7/b yaprakta.

[131]-1920 İnkılâbının 50. Yılı Anısı: Malumat ve Müşahedat, Muhammed Ali Kemaluddin, Tezamun Basım Evi, hk. 1391, m. 1971, s.319-320.

[132]- Sahih-i Müslim, Şerh-i Nevevî, Kitabu'l-Vasiyyet, c.11, s.89; Sahih-i Buharî, Kitabu'l-Mağazî, "Marazu'n-Nebiy" babı, c.3, s.65 ve Kitabu'l-Vasiyyet, "el-Vesaya" babı; Fethu'l-Bârî, c.6, s.291; Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.6, s.32.

[133] -Tabakat, İbn Sa'd, Beyrut baskısı, c.2, s.232. Bu hadisin bir benzeri Sahih- i Buharî, "Marazu'n-Nebiy ve Vefatuh" babı, c.3, s.63'de şu şekilde geçer: İbn Abbas dedi ki: "Aişe'nin ismini söylemediği ikinci kişinin kim olduğunu tanıdın mı?" Ben, "Hayır." dedim. İbn Abbas dedi ki: "O Ali b. Ebu Talib'di." Buharî, İbn Abbas'ın sözünün devamında yer alan, "Aişe onun hakkında hayır bir söz konuşmak istemez." cümlesini silmiştir.

[134] -Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.6, s.113.

[135]- 1- Sahih-i Müslim, Kitabu Salâti'l-Müsafirîn, "Fazlu Karaati Kul Huvella-hu Ehad" babı, hadis: 263, s.557; Sahih-i Buharî, Kitabu't-Tevhid, "Mâ Câe Fî Duai'n-Nebi Ümmetehu Fî Tevhidillahi Tebareke ve Tealâ" babı, c.4, s.182.

[136]-- Mecmau'l-Beyan Tefsiri, Eminuddin Fazl b. Hasan et-Tabersî, öl. 548, Ahmed Arifuzzeyn tashihi, hk. 1333 İrfan-Sayda baskısı, c.10, s.567; el-Burhan Tefsiri, Seyyid Haşim Behranî, öl. 1107 veya 1109, üçüncü baskı, Kum, hk. 1394, c.4, s.521; Tevhid-i Saduk, hk. 1387 Tahran, s.94, hadis: 11. İmran b. Husayn Ebu Nuceyd el-Huzaî, Hayber yılında Müslüman oldu; Ömer onu fakih olarak Basra'ya gönderdi. Sahabenin en faziletlilerinden ve duası kabul görenlerindendir. Hicrî 52 yılında Basra'da vefat etti. bk. Usdu'l-Gabe, c.4, s.137-138.

[137]- Makatilu't-Talibiyyin, 1368 Kahire, s.43.

[138] - Tarih-i Taberî, hicretin dördüncü yılı olaylarında, Emirü'l-Müminin Ali'nin şahadetinin sebebi bölümünde, Avrupa baskısı, c.1, s.3466; Tarih-i İbn Esîr, Avrupa baskısı, c.3, s.331 ve birinci baskısı, c.3, s.157; Tabakat, İbn Sa'd, c.3, s.27; Makatilu't-Talibiyyin, s.42.

[139] - Sahih-i Buharî, Kitabu'l-Vesaya, birinci bölüm, c.2, s.84 ve Kitabu'l- Mağazî, "Marazu'n-Nebi ve Vefatuh" babı, c.3, s.63; Sahih-i Müslim, Kitabu'l- Vasiyyet, 19. bölüm, Sünen-i İbn Mâce, Kitabu'l-Cenâiz, 64. bölüm; Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.6, s.32, 64 ve 77; Tarih-i Taberî, c.1, s.1814. Bundan önce bu kitabın geçen bölümlerinde bazı kaynaklara değinilmiştir.

[140] - Yukarıdaki beş rivayet için bk. Tabakat, İbn Sa'd, "Men Kale Teveffa Resulullah Bi-Hücri Ali b. Ebitalib" babı, Avrupa baskısı, c.2, s.51

[141] - Müstedrek-i Hâkim, c.3, s.138. Hâkim der ki: "Bu hadis senet açısından sahih olmasına rağmen Buharî'yle Müslim kaydetmemişlerdir." Zehebî deTalhis-i Müstedrek'de bu hadisin sahih olduğunu itiraf eder. İbn Asâkir bunu "İnnehu Kane Ekrabu'n-Nasi Ahden Bi-Resulillah" babında, İmam Ali'nin hayatında, c.3, s.14-17'de çeşitli yollarla nakletmiştir. Yine bk. El-Musennef, İbn Ebî Şeybe, c.6, s.348; Mecmau'z-Zevaid, c.9, s.112; Kenzü'l-Ummal, ikinci baskı, Kitabu'l-Fezail, Fezailu Ali b. Ebitalib, c.15, s.128, hadis: 374; Tezkiretu Havassi'l-Ümme, "Hadisu'n-Necva ve'l-Vasiyet" babı, Ahmed b. Hanbel'in el- Fezail kitabından naklen.

[142] - Kenzü'l-Ummal, birinci baskı, c.6, s.392; Tarih-i İbn Kesir, c.7, s.359; Tarih-i İbn Asâkir, İmam Ali'nin hayatında, c.2, s.484, Beyrut basımı, hk. 1395.

[143] - Nehcü'l-Belâğa, 202. hutbe.

[144] - Nehcü'l-Belâğa, 197. hutebe.

[145] - Sünen-i İbn Mâce, Kitabu'l-Edeb, "el-İsti'zan" babı, hadis: 3708; Müsned- i Ahmed b. Hanbel, c.1, s.80.

[146] - Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.1, s.85 ve 107. Bunun genişçe açıklamasını, Ehlibeyt Ekolü'nde İslâm dininin kaynakları bölümünde işleyeceğiz.

[147] - Bu hadisi İbn Asâkir kendi Tarih'inde İmam Ali'nin (a.s) hayatı bölümünde, c.2, s.310-311 kaydetmiştir. İbn Kesir de onu kendi Tarih'inde, c.7, s.356'da nakletmiştir. Şerhu Nehci'l-Belâğa, birinci baskı, c.2, s.78'de şöyle geçer: O ikisi gizli konuşuyordu. O sırada Aişe odaya girerek şöyle dedi: "Ya Ali! Benim dokuz günden sadece bir gün hakkım var. Beni rahat bırakmayacak mısın Ey Ebu Talib oğlu?"

[148]- Bu hadisi, bu husustaki Ümmü Seleme ve diğer sahabenin hadisleri, teyit etmektedir.

[149]- Bu iki hadisi İbn Asâkir kendi Tarih'inde, c.3, s.15'de, Emirü'l-Müminin Ali'nin Hayatı bölümünde nakleder.

[150] - Bu hadisin kaynakları için bu kitabın "Sakife Olayı" bölümüne bakınız.

[151] - Bu olayın tafsilatı ve Aişe'nin Osman'la Muaviye'ye karşısında durması, yazarın "Ahadîsu Aişe" kitabında işlenmiştir.

[152] - Ahkaf: 17

[153] - Tarih-i İbn Esîr, c.3, s.199, hicrî 56. yılın olaylarında.

[154] - Sahih-i Buharî, c.3, s.126, Ahkaf Suresi'nin Tefsiri, "Vellezî Kale Li- Valideyhi" babı.

[155] - Fethu'l-Bârî, c.10, s.197-198; el-Eğanî, c.16, s.90-91'de onu tafsilatlı bir şekilde kaydetmiştir. Hakem b. As'ın hayatı el-İstiab, Usdu'l-Gabe, el-İsabe, Müstedrek-i Hâkim, c.4, s.481 ve Tarih-i İbn Kesir, c.8, s.89 ve el-İcabetu Fî- Me'stedrekethu Aişe Ale's-Sahabe'de geçer. Yine Abdurrahman b. Ebu Bekir'in hayatı için bk. Tarih-i Dımeşk, İbn Asâkir.

[156] - bk. el-İstiab, Abdurrahman'ın biyografisi, c.2, s.393; Usdu'l-Gabe, c.3, s.306; el-İsabe, c.2, s.400; Şezeratu'z-Zeheb, Hicrî 53. Yıl Olayları. Yine buna yakın olarak bk. Müstedrek-i Hâkim, c.3, s.476.

[157] - Hamevî'nin Mu'cemu'l-Buldan'ında şöyle geçer: Habeşî, Mekke'nin aşağısında, altı mil uzaklığında bir dağın ismidir. Abdurrahman b. Ebu Bekir orada ansızın ölmüş, halk cenazesini Mekke'ye kadar omuzlarında taşımıştır. Kız kardeşi mezarının baş ucuna gelerek iki beyt şiir okumuştur.

[158] - Abdurrahman b. Ebu Bekir'in hayatı için bk. el-İstiab, el-İsabe'nin haşiyesi, c.2, s.393.

[159]- Müstedrek-i Hâkim, s.3, s.476. Yine Telhis-i Müstedrek-i Zehebî'de, "Habeşî" sözcüğünde geçer.

[160]- bk. Ehadisu Ümmü'l-Müminin Aişe, "Muaviye'yle Birlikte" bölümü

[161]- Muhammed: 9

[162]- Her iki konuşma Tarih-i Taberî'de, Hicrî 23. Yıl Olayları, c.1, s.30-32 ve Avrupa baskısı, c.1, s.2768-2772'de ve Tarih-i İbn Esîr, c.3, s.24-25'de kaydedilmiştir.

[163] - Ahzâb: 36

[164] - Muhammed: 9. Salih amellerin boşa çıkmasını Akaidu'l-İslâm adlı kitabımızda, "Amellerin Karşılığı" bölümünde açıkladık. İsteyenler oraya müracaat edebilirler.

[165] - Âl-i İmrân: 33-34

[166]- Ahzâb: 33

[167]- Sahih-i Buharî, c.4, s.119-120, "Racmu'l-Hablâ Mine'z-Zina" babı, Kitabu'l-Hudud. Biz Ömer'in hutbesinden konumuzla ilgili bölümünü bu kitabın önceki bölümlerinden aldık.

[168] - Tarih-i Yakubî, c.2, s.169.

[169] - el-Evail, Ebu Hilâl el-Askerî, 1407 Avrupa baskısı, s.129; Şerhu Neh-ci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, Muhammed Ebu'l-Fazl İbrahim incelemesi, c.1, s.169.

[170] - bk. Ehadisu Ümmü'l-Müminin Aişe, 1408 Beyrut baskısı, s.87-162, "Fî Ahdi's-Sahreyn" bölümü.

[171]- Şerhu Nehci'l-Belâğa, Muhammed Abduh, mektup: 36; el-Ağanî, c.15, s.44. 

[172] - Şerhu Nehci'l-Belâğa, Muhammed Abduh, hutbe: 167 ve Dr. Subhi Salih çalışmasıyla basılan Nehcü'l-Belâğa'da ise hutbe: 172, Beyrut baskısı.

[173] - Şerhu Nehci'l-Belâğa, Muhammed Abduh, hutbe: 212. Bunun baş tarafı Sekafî'nin el-Garat adlı eserinde, s.392'de geçer.

[174]- Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, 57. hutbenin şerhi, c.1, s.56, hic-rî 1378, birinci baskı. Ebu Osman Cahiz Ömer b. Bahr el-Leysî el-Basrî, lügatçi ve nahivcidir. Cahiz Nasibî meyilliydi. Ebu Cafer İskafî ve Şeyh Mufid'in reddettikleri "Osmaniye" kitabı onun eserlerindendir.

[175]- Tefsir-i Taberî, "Hicretin 51. Yılı Olayları" bölümünde, c.6, s.108; Tarih-i İbn Esîr, c.3, s.302.

[176] - Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, Mısır, birinci baskı, c.3, s.15-16.

[177] - Muaviye'nin bu mektubuna Ahmed Emin de Fecru'l-İslâm'da yer vermiştir, s.275

[178] - Şerhu Nehci'l-Belâğa, c.3, s.15-16, "Min Kelâmin Lehu ve Kad Seelehu Sâilun An Ahadisi'l-Bid'at" hutbesinin şerhinde. İbn Ebi'l-Hadid, rivayeti E-bu'l- Hasan Ali b. Muhammed b. Abdullah el-Medainî'den (öl. 315 hicrî) nakletmiştir. En-Nedim, el-Ehdas'da onun 15 kitabının ismini kaydetmiştir. bk. el-Fihrist, s.115.

[179] - Önceki kaynak ve Fecru'l-İslâm, s.213. Neftaveyh, İbrahim b. Muhammed b. Arafat el-Ezdî. Tarih-i Bağdad'da Neftaveyh'in hayatıyla ilgili, onun birçok eserleri olduğu kaydedilir. Mes'udî de onu tarihçi saymış ve onun kitabı hakkında, "Yine Neftaveyh diye lakaplanan Ebu Abdullah'ın Tarih'i" diye yazmış, sonra onu överek faydalı ve kapsamlı bir eser olduğunu söylemiştir. Hediyetu'l- Arifin kitabında, s.5'de onun kitaplarının ismi kaydedilmiş, vefat yılı 323 yılı olarak bildirilmiştir.

[180] - Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, birinci baskı, Mısır, c.1, s.358. İskaf, Nehrivan nahiyelerinden Bağdad'la Vasit arasında yer almıştır. İskaflı olan Ebu Cafer el-İskafî, Mucemu'l-Buldan kitabında Bağdat ahalisinden ve meşhur Mu'tezile kelamcılarından biri sayılmış, vefat yılı 204 yılı olarak kaydedilmiştir. İbn Hacer, Lisanu'l-Mizan'da şöyle yazar: "Muhammed b. Abdullah elİskafî, Mu'tezile'nin kelâmcılarından ve ileri gelenlerinden biridir; İska-fiyye fırkası da ona mensuptur. O Bağdatlı ve asaleten Semerkantlıdır. İbn Nedim onun bilgi, zekâ, takva ve himmette başta gelenlerden biri olduğunu, uzun bir hayat yaşadığını, Mu'tasım Abbasî'nin ikramının kapsamına girdiğini ve 240 yılında vefat ettiğini söyler." bk. Lisanu'l-Mizan, c.5, s.221.

[181] - Buharî kendi Sahih'inde, c.4, s.34, Kitabu'l-Edeb, "Yebullu'r-Rehim Bi- Belaliha" babında bu hadisi iki tarikle İbn As'dan nakleder; ancak Âl-i Ebu Talib (Ebu Talib Oğulları) yerine, Âl-i Ebu Fulan (Filaninin Oğulları) tabirini kullanır.

[182] - İkinci rivayetteki bu fazlalık Sahih-i Buharî'de Amr b. As'tan, yine "Âl-i Ebu Fulan (Filaninin Oğulları)" tabiriyle; Sahih-i Müslim, c.1, s.136, Kitabu'lİman, "Muvalatu'l-Müminîn ve Mukatiatu Gayrihim" babında kaydedilmiştir.

[183] - Tefsir-i Taberî, Avrupa baskısı, c.2, s.112.

[184] - Tefsir-i Taberî, Avrupa baskısı, c.2, s.38.

[185] - Tarih-i Yakubî, c.2, s.230-231.

[186] - Özet olarak bu hikâye için bk. Abdullah b. Saba Masalı, c.2, s.284-303. Yine aynı eserde bunu, Tarih-i İbn Asâkir ve Tehzib-i Tarih-i İbn Asâkir'de genişçe kaydedilmiş olan Hücr'un hayatı bölümünde naklettik.

[187] - Tarih-i Taberî, c.6, s.108 ve 149; Tarih-i İbn Esîr, c.3, s.204; el-Eğanî, c.16, s.7; Tarih-i İbn Asâkir, c.6, s.459.

[188] - el-Muhbir, s.479.

[189] - Mes'udî, "Muaviye'nin Günleri" bölümü, c.3, s.30; İbn Asâkir, c.5, s.421.

[190] - el-Maarif, İbn Kuteybe, c.7, s.12; el-İstiab, c.2, s.517; el-İsabe, c.2, s. 526; Tarih-i İbn Kesir, c.8, s.48; el-Muhbir, s.490.

[191] - Tarih-i Taberî, Hicrî 41. Yıl Olayları, c.6, s.96; Tarih-i İbn Esîr, c.3, s.165; İbn Şehab İbn Esîr'de Muğiyre'nin Kûfe valiliğine atanması konusunda ve Hicrî 47. Yıl Olayları bölümünde, c.3, s.179.

[192] - Hamevî'nin Mu'cemu'l-Buldan'ından özetle, c.5, s.38, Mısır birinci baskı, "Sescistan" kökü. Secistan, İran şehirlerindendir.

[193] - Tathiru'l-Lisan, s.55. Bu kaynakta, hakkında çeşitli görüşler olan bir kişi dışında bu rivayetin senedinin bütün ricallerinin doğru olduğu vurgulanmıştır. Fakat Zehebî o bir kişiyi de, "O, güvenilir kimselerden olup hiçbir kusuru yoktur." şeklindeki sözüyle teyit etmiş ve sonra da bu hadisi kaydetmiştir. 

[194] - el-Muhella, İbn Hazm, Ahmed Muhammed Şakirî incelemesi, c.5, s.85-  86; Kitabu'l-Ümm, Şafiî, c.1, s.208.

[195] - Tarih-i Yakubî, c.2, s.223.

[196] - Sahih-i Buharî, c.2, s.111; Sahih-i Müslim, c.3, s.20; Sünen-i Ebu Davud, c.1, s.178; Sünen-i İbn Mâce, c.1, s.386; Beyhakî, c.3, s.297; Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.3, s.10, 20, 52, 54 ve 92; bu kaynakta itiraz edenin, Ebu Said olmadığını kaydeder.

[197]- Sahih-i Müslim'den özetle, c.7, s.124, "Menakıbı Ali" bölümü. Buharî bu olayı "Menakıb-ı Ali" bölümünde, Kitabu's-Salât'ın "Nevmu'r-Reculi Fi'l-Mescid" babında, c.2, s.199 ve İraşdu's-Sari, c.6, s.112'de tahrif olmuş olarak kaydetmiş ve o valinin Mervan b. Hakem olduğunu vurgulamıştır. Yine bk. Sünen-i Beyhakî, c.2, s.446. 

[198] - Sahih-i Müslim, c.7, s.120; Sünen-i Tirmizî, c.13, s.171; Müstedreku's-Sahihayn, c.3, s.108-109; bu kaynakta şu fazlalık da var: "Vallahi Muaviye Medine'de olduğu müddetçe artık bu konuda konuşmadı." Yine el-İsabe, c.2, s. 509; Hasais-i Neseî, s.15.

[199] - Murucu'z-Zeheb, c.3, s.24, Eyyamu Muaviye bölümünde. Bu kaynakta, Muaviye'nin kalemimizin yazamadığı o meclisteki yaptıklarını kaydetmiştir.

[200] - Ikdu'l-Ferid, c.3, s.127.

[201] - Bunu özetle Ahadisu Ümmü'l-Müminin Aişe'den naklettim, s.389.

[202] - Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid el-Mu'tezilî, 57. hutbenin şerhi.

[203]- İmtau'l-Esma, Makrizî, s.477; Mu'cemu'l-Buldan, Hamevî, "hareş" kökü

[204] - el-Muvaffakiyyat, s.576-577; Murucu'z-Zeheb, c.2, s.454; Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, c.1, s.463; Mısır baskısı, Muhammed Ebulfazl İbrahim incelemesi, c.5, s.129-130.

[205] - Ebu Kebşe, Kureyş'in Resulullah'la (s.a.a) alay etmek için Hz. Peygamber'e taktığı lakaptır.

[206] - Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, 57. hutbenin şerhi; Tarih-i Yakubî, c.2, s.262 -bu kaynakta daha tafsilatlı yazar-. İbn Zübeyir, hicrî 64 yılında Yezid b. Muaviye'den sonra Hicaz ve Irak'ta kendisine biat edilen, sonunda hicrî 67 yılında Haccac b. Yusuf tarafından öldürülen Abdullah b. Zübeyir el-Esedî'dir.

[207] - Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, c.1, s.358.

[208]- Tarih-i Yakubî, c.2, s.261. Muhammed b. Hanefiyye, Emirü'l-Müminin Ali'nin (a.s) oğludur. Muhammed, hicrî 81 yılında vefat etmişti.

[209] - Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, c.1, s.58, 75, 85. Hicrî 86 yılında ölen Abdulmelik b. Mervan'a hicrî 65 yılında biat edildi. Ondan sonra ise oğlu Velid'e biat edildi.

[210] - Velid'in hayatı Zehebî'nin Tarihu'l-İslâm'ında, c.4, s.65'te geçer. Bu konuyu Zehebî Siyer-i A'lami'n-Nübelâ eserinde, birinci baskı, c.4, s.251'de, Abdulmelik Mevran için vezir konumunda olan Revh b. Zenbağ'ın hayatında kaydetmiştir. İbn Zenbağ hicrî 84 yılında vefat etmiştir.

[211]- Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, c.1, s.356.

[212] - Murucu'z-Zeheb, c.3, s.144 ve Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, c.1, s.357.

[213] - Tabakatu'l-Kübra, c.6, s.212-213 ve Avrupa baskısı, c.2, s.2494; Tehzibu't-Tehzib, c.7, s.224-226. Ve Takribu't-Tehzib'de, Atiyye'nin hadisini Buharî, Ebu Davud, Tirmizî ve İbn Mâce'nin kendi kitaplarında kaydettikleri geçer. Atiyye hicrî 111 yılında vefat etmiştir. Muhammed b. Kasım es-Sakafî, Fars topraklarındaki ordunun kumandanıydı. Haccac, hicrî 92 yılında Send bölgesinin fethini ona bıraktı. Muhammed orayı fethederek padişahını öldürdü. Şimdi Pakistan'ın şehirlerinden olan Karaçi ve Movlutan şehirleri onun fethettiği bölgelerdendir. Hilâfete Süleyman geçince Haccac'ın komutanlarını temizlemeye başladı. O zaman Muhammed b. Kasım da tutuklanarak zindana atıldı ve sonunda hicrî 92 yılında zindanda idam edildi.

[214]- Tarih-i Zehebî, c.4, s.51-52, Muhammed b. Yusuf es-Sekafî'nin hayatında. Hücr b. Kays el-Hemdanî el-Mederî, Yemen'in Meder dağına nispet verilmiştir. İbn Hacer onun tâbiînden ve güvenilir olduğunu ve hadislerini Ebu Davud, Neseî ve İbn Mâce'nin naklettiğini kaydeder. Hayatı için bk. Tehzi-bu't-Tehzib, c.2, s.215 ve Takribu't-Tehzib, c.1, s.155.

[215]- Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, Muhammed Ebulfazl İbrahim incelemesi, c.4, s.58-59. Bu rivayeti İbn Asâkir Tarih-i Dımeşk kitabında, c.1, s.132'de, "Ömer b. Abdulaziz'in Hayatı" bölümünde kaydetmiştir. Ömer b. Abdulaziz, hicrî 99 yılında hilâfete geçmiş ve 101 yılında zehirlenerek öldürülmüştür.

[216] -Nahl, 90.

[217] -Bu rivayeti İbn Esîr kendi Tarih'inde, c.5, s.16'da özetle ve Mes'udî de kendi Tarih'inde, c.3, s.184'te kaydetmişlerdir.

[218] -Şerhu Nehc i'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, 57. hutbenin şerhi ve özetle Tarih-i Yakubî, c.1, s.305.

[219] -el-Eğanî, c.9, s.250 (ed-Dar baskısı) rivayette ihtilâfla.

[220] -Divanından, 124 ve İbn Ebi'l-Hadid, c.1, s.357.

[221] -Murucu'z-Zeheb, Mes'udî, c.3, s.245 ve Mu'cemu'l-Buldan, "Harran" sözcüğü. Harran, Musul, Şam ve Türkiye arasında, İbn Teymiye'nin (öl. 728 hicrî)doğduğu şehirdir.

[222] -Cünade b. Amr b. Cüneyd'in hayatı, İbn Bedran'ın Tehzibu Tarih-i Dımeşk'inde, c.3, s.410 kaydedilmiştir. Muhtasar-ı Tarih-i Dımeşk, İbn Manzur,c.6, s.117-118.

[223] -el-Kâmil, s.414, Avrupa baskısı. Basralı Muberred, Ebu'l-Abbas Muhammed b. Yezid el-Ezdî es-Sumalî, nahiv bilginlerinden, Arapça dilbilgisinin hafızıydı. O, Bağdat'ta ikamet etmiş ve hicrî 285 yılında vefat etmiştir. Hatib Bağdadî onun hayatını Tarih-i Bağdad adlı eserinde kaydetmiştir.

[224] -Müsteşrik De Huye'ye ait Taberî'nin Fihrist'inde, s.163'de böyle geçer.

[225] -Muhtasar-ı Tarih-i Dımeşk, İbn Menzur, c.7, s.369-384.

[226] -İbn Hallikan, c.2, s.7; İbn Kesir, c.10, s.21 ve bazı rivayetleri Mes'udi'nin Murucu'z-Zeheb'inde, c.3, s.120, 174, 179 ve 280

[227] -Ali b. Ribah el-Lahmî, (öl. 114 veya 117 hk.), biyografisi Tehzibu't-Tehzib'de, c.7, s.319'da geçer.

[228] -Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, c.1, s.356.

[229] -Hureyz b. Osman, Mehdi Abbasî'nin (öl. 163 hicrî) hilâfeti döneminde Bağdat'a gitmiştir. İbn Hecer Tehzibu't-Tehzib'de, c.2, s.237-240 ve Takribu't-Tehzib, c.1, s.159'da Hureyz hakkında şöyle yazar: "O güvenilirdir, Nasibîlikle suçlanmıştır; hadisini Buharî ve Müslim dışında diğerleri kaydetmişlerdir." Hayatı için bk. Tehzibu Tarih-i İbn Asâkir, İbn Bedran, c.4, s.116-118.

[230] -İsmail b. Ayyâş b. Süleym el-Ansî el-Humusî (öl. 81 veya 82 hicrî). Hadisini Sünen'de kaydetmişlerdir. Takribu't-Tehzib, c.1, s.73.

[231] -Yahya b. Salih Vuhazî el-Humusî (öl. 222 h.). Hadisini Sihah ve Sünen sahipleri kendi kitaplarında kaydetmişlerdir. Takribu't-Tehzib, c.2, s.349.

[232] -İbn Hibban, Ebu Hatem el-Bestî Muhammed b. Habban'dır (öl. 354 hicrî).

[233] -Nasr b. Ali b. Sahban el-Ezdî el-Cehzemî (öl. 250 veya 251 hicrî). bk. Tehzibu't-Tehzib, c.10, s.430.

[234] -Tezkiretu'l-Huffaz, s.965-966. Tayr Hadisi şöyledir: Bir kuşu kebap edip Resulullah'a (s.a.a) getirdiler. Resulullah (s.a.a) elini kaldırarak şöyle dua etti: "Allah'ım! Yaratıkların arasında herkesten daha çok sevdiğin kimseyi gönder de bu kuşun etini birlikte yiyelim." Tam o sırada Ali içeri girince Resulullah (s.a.a) o kuşun etini onunla birlikte yedi. Bu konuda bk. Tarih-i Dı-meşk, İbn Asâkir, Mahmudî incelemesi, 1395 Beyrut baskısı, c.2, s.105-155.

[235] -Tarih-i Taberî, c.9, s.198; Makatilu't-Talibiyyin, s.200. "Dibac" ipek elbise demektir. "Dibacetu'l-Vech" ise "Güzel yüzlü kimse" anlamındadır. Mensur da Abbasî halifesi Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed b. Ali Sanî'dir (öl. 158 kamerî).

[236] -Tarih-i Taberî, c.3, s.1407, 236 yılı olaylarında. el-Mütevekkil, Harun Reşid'in torunu Cafer b. Mu'tasım'dır. 232 yılında hilâfete geçmiş, 247 yılında ise öldürülmüştür.

[237]- Tarih-i İbn Esîr, Mısır, birinci basım, c.7, s.18. 

[238]- Makatilu't-Talibiyyîn, s.598-599.

[239] -Bu konudaki rivayetleri kitabımızın "Tarihî Olaylar" bölümünde kaydettik.

[240] -bk. Elinizdeki kitabın orijinalinde, c.2, s.44-45.

[241] -Tarih-i Taberî, c.5, s.19.

[242] -Murucu'z-Zeheb, Mes'udî, c.2, s.321-322. Bu kitapta, ilk üç halife döneminde Haşim Oğulları'ndan hiçbirinin iş başına geçirilmediği vurgulanmıştır.

[243] -bk. Yazarın Kur'ânu'l-Kerim ve Rivayatu'l-Medreseteyn kitabı, "Osman"ın Dönemi bölümü.

[244]- bk. Bu kitabın orijinalinde, c.2, s.46 ve Nakşi Aişe Der Tarih-i İslâm kitabının birinci cildi.

[245] -Sıffin ve Nehrevan Savaşı hakkında bk. Tarih-i Taberî, İbn Esîr ve diğer kaynaklar.

[246] -Bu sloganın rivayetini nerede gördüğümü hatırlamıyorum. Fakat Kureyş gerçekte hükümeti ele geçirmekle pratikte bu siyasetin varlığını ispatlamıştır.

[247] -Murucu'z-Zeheb, c.2, s.35 ve diğer kaynaklar.

[248] -Tarih-i İbn Kesir, c.9, s.209.

[249] - Ehlibeyt Ekolü mensuplarından en-Nasir Li-Dinillah gibi. Ben onun Samerra şehrindeki ve Mescidu'l-Mehdî'nin aşağısındaki Serdab-ı Gayb diye meşhur olan Eimme musallasında bir eserini gördüm. Bu, bir metre yüksekliğinde bir yere asılmış ağaçtan bir tablo idi, bu tabloda on iki Ehlibeyt İmamları'nın (a.s) isimleri işlenmişti ve onun Abbasî halifesi en-Nasir Li-Dinillah'ın emriyle yapıldığı kaydedilmişti.

[250] -Mecmau'z-Zevaid, Mes'udî, c.3, s.235.

[251]- bk. Kitabımızın, Şûra'yla İstidlâlin Değerlendirilmesi konusu.

[252]- el-Bidayetu ve'n-Nihaye, c.7, s.314. Bu mektupları daha önce kaydedip onlar hakkında ve Taberî'nin bu konudaki davranışına ilişkin görüşümüzü belirttik.

[253] -Tezkiretu'l-Huffaz, s.698-701.

[254] -el-Bidayetu ve'n-Nihaye, c.8, s.119.

[255] -Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Birri ve's-Sıla, s.2010, hadis: 96.

[256]- el-Bidayetu ve'n-Nihaye, c.8, s.119.

[257] - Mecmau'z-Zevaid, c.9, s.113-114.

[258]- Bakara: 144

[259] -İbn Hişâm, Ebu Muhammed Abdulmalik b. Hişâm el-Himyerî ve İbn Hallikan der ki: "O, Resulullah'ın (s.a.a) siretini İbn İshak'ın el-Mağazî ves Siyer kitabından alarak düzenlemiştir..." Suyutî de Buğyetu'l-Vuat adlı eserinde, s.215'de şöyle yazar: "Resulullah'ın (s.a.a) siretini düzenleyen kimse, onu İbn İshak'ın arkadaşı Ziyad Bukaî'den duyarak ıslah etmiştir..." Bu iki yazarın düzenleme ve ıslahtan maksatları, İbn Hişâm'ın, İbn İshak'ın Siretindeki hâkim gücün maslahatına aykırı olan şeyleri silmiş olmasıdır. İbn Hişâm 218 veya 213 yılında Mısır'da vefat etmiştir. Bukaî'nin ismi Ziyad b. Abdullah b. Tufeyl Bukaî Amirî'dir (öl. 183 hk.). İbn İshak; Ebu Abdullah veya Ebu Bekir Muhammed b. İshak b. Yesar'-dır. O, Siret kitabını Abbasî halifesi Ebu Cafer Mansur Devanikî'nin emriyle oğlu Mehdi Abbasî için yazmıştır. İbn İshak 151 veya 152 ya da 154 yılında vefat etmiştir. Biz bunu Muhammed b. Hasaneyn Heykel'in, İbn Hişâm'ın 1356'-da Kahire'de basılan Siret'ine yazmış olduğu ön sözden aldık.

[260] -Şuarâ: 214

[261] -Tarih-i Taberî'den özetle, birinci baskı, Mısır, c.2, s.216-217.

[262] -Onlardan bazılarını "Min Tarihi'l-Hadis" adlı el yazması kitabımda kaydettim.

[263] -Son zamanlarda, İbn İshak'ın Siret adlı eserinin bazı bölümleri 1395 yılındaRabat-Mağrib'de (Fas) basılmıştır.

[264] -Tefsir-i Taberî, birinci baskı, Bûlak, 1323-1330, c.19, s.72-75.

[265] -el-Bidayetu ve'n-Nihaye, c.3, s.40.

[266] -Biz bunu Allâme Eminî'nin el-Gadir adlı kitabından, 1372 Tahran baskısı, c.2, s.288-289'dan naklettik.

[267]- el-Eğanî, Sasi baskısı, c.14, s.120-122 ve Beyrut baskısı, c.16, s.13-17.

[268]- el-Eğanî, Sasi baskısı, c.19, s.59 ve Beyrut baskısı, c.22, s.23. İbn Şehab, Muhammed b. Mes'ud Kureyşî ez-Zehrî'nin hadisini Sihah sahipleri kitaplarında kaydetmişlerdir. O, hicrî 125 yılında veya bir iki yıl sonra vefat etmiştir. Takribu't-Tehzib, c.2, s.207. Halid b. Abdullah, hicrî 89 yılında Velid tarafından Mekke valiliğine ve hicrî 105 yılında Hişâm b. Abdulmelik tarafından Basra ve Kûfe valiliğine atanmış, hicrî 120 yılında bu makamından alınmış ve ardından kendisinden sonraki vali tarafından Irak'ta öldürülmüştür. Halid soy ve din açısından suçlanmıştır. Halid'in hayatı, Tehzibu Tarih-i İbn Asâkir, c.5, s.67-80 ve diğer kaynaklarda geçer.

[269]- el-Bidayetu ve'n-Nihaye, c.7, s.224.

[270] -Camiu Beyani'l-İlim, "Hükmü'l-Ülema Ba'zuhum Fî Ba'z" babı, c.2, s.189

[271] -Tezkiretu'l-Huffaz, s.1039-1045.

[272] -Şafiî'nin Divanı, Beyrut baskısı, 1403 hk. Yine Muhammed b. Yahya Alevî'nin (öl. 1350 hk.) eseri en-Nesaihu'l-Kafiye Li-Men Yetevella Muaviye kitabında böyle geçer. Fakat İbn Hacer, es-Savaiku'l-Muhrika adlı eserinde, s.131'de "Vasi" kelimesi yerine "Veli" yazmıştır. Biz es-Savaik kitabındaki bu farkı Ehlisünnet ve Hilâfet Ekolü'ndeki gizlemelerden saymaktayız.

[273] -Heysemî (öl. 974 hk.) yukarıdaki şiirleri Beyhakî'nin sözleriyle birlikte es-Savaik adlı kitabında, s.131'de (ikinci baskı, 1375, Mısır,) tafsilatlı bir şekilde kaydetmiştir. Ayrıca "Âl-i Muhammed'i sevmek rafizîlikse..." beytiyle son iki beyti, İbn Sabbağ Malikî (öl. 855 hk.) el-Fusul adlı kitabında, el-Kuna ve'l-Elkab kitabından, Şafiî'nin biyografisi bölümünde naklen kaydetmiştir.

[274] - Tezkiretu'l-Huffaz,c. 1, s.698; Vefayatu'l-A'yan, c.1, s.59.

[275]- el-Muvaffakiyyat, s.332-333.

[276] -el-Bidayetu ve'n-Nihaye, c.12, s.19.

[277] -el-Bidayetu ve'n-Nihaye, c.12, s.97.

[278]- Hutatu'l-Makrizî, c.2, s.254 ve 255.

[279] -Tarih-i Taberî, Avrupa baskısı, c.2, s.329; Tarih-i İbn Esîr, Avrupa baskısı, c.4, s.52 ve Mısır birinci baskısı, c.4, s.25.

[280] -Tarih-i İbn Kesir, c.7, s.179.

[281] -Seyf hakkındaki bu vasıfları Yahya b. Muin (öl. 233 hk.), Ebu Davud (öl. 275 hk.), Sünen'in yazarı Neseî (öl. 303 hk.), İbn Ebî Hatem Râzî (öl. 327 hk.), İbn Habban (öl. 354 hk.) ve Hâkim (öl. 405 hk.) gibi bilginler kaydetmişlerdir. Seyf'in hayatı için bk. Abdullah b. Saba ve Yüze Elli Uydurma Sahabe kitapları.

[282] -Bu kitap dört cilt hâlinde Farsça'ya tercüme edilerek yayınlanmıştır. (Mütercim)

[283] -Bu kaynaklardan çoğunun isimleri için bk. Yüz Elli Uydurma Sahabe adlı kitabımıza, c.1, s.100-105.

[284] -Dareyn, Kadisiye, Şuş, Viyeh-i Erdeşir vs. fetihlerinde Seyf'in rivayetleri için bk. Yüz Elli Uydurma Sahabe adlı kitabımıza.

[285] -İffete aykırı çirkin bir küfürdür. (Mütercim)

[286]- Tarih-i İbn Esîr, hicrî 1348 yılı, Mısır baskısı, c.1, s.5.

[287] -Tarih-i İbn Kesir, c.7, s.246.

[288] -Tarih-i İbn Haldun, c.2, s.457.

[289] - el-İsabe, c.4, s.173-175.

[290]- Anesî, Zeyd b. Kehlan  b. Sabe boyundan olan Anes b. Muzhec'e verilen nispettir. Bunların hayatı için bk. el-Ensab, İbn Hazm, s.381. Esved'e Zu'l-Hımar veya Zu'l-Himar lakabı takılmıştı.

[291]- el-Bidayetu ve'n-Nihaye, c.6, s.312.

[292]- Bk. Yüz Elli Uydurma Sahabe kitabının giriş bölümündeki Zındık ve Zındıklar bahsi, c.1, s.39-56. 

[293]- Tarihu'l-İslâm, Zehebî, c.2, s.122-128.

[294]- Tarih-i Taberî, Avrupa baskısı, c.1, s.2858-2859.

[295]- Bu olayın tafsilatı için bk. Abdullah b. Saba adlı eserimizin birinci cildinde Resulullah'ın (s.a.a) Vefatı bölümü.

[296] -Tarih-i Zehebî, c.2, s.179; Tarih-i İbn Kesir, c7, s.270.

[297] -Tabakat, İbn Sa'd, Beyrut baskısı, c.3, s.262.

[298] -Sünen-i İbn Mâce, mukaddime, bölüm.11, hadis: 156; Sünen-i Tirmizî, Kitabu'l-Menakıb, "Menakıbu Ebuzer (r.a)" babı; Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.2, s.163, 175, 223 ve c.5, s.351, 356 ve c.6, s.442; Tabakat, İbn Sa'd, Avrupa baskısı, c.4, k. 1, s.168.

[299] -Tarih-i Zehebî, c.2, s.122.

[300] -Bu nüshadaki Muğiyre b. Şube yanlıştır; doğrusu Sa'd b. Ebî Vakkas'tır.

[301] -Cennetin anahtarları Osman'ın elinde değildiyse de beytülmalin anahtarları onun elindeydi.

[302] -Sünen-i Daremî, c.1, s.137; Tabakat, İbn Sa'd, c.2, s.354.

[303] -Sahih-i Buharî, Kitabu'l-İlim, "el-İlmu Kable'l-Kavli ve'l-Amel" babı, c.1, s.16.

[304] -Fethu'l-Bârî, c.1, s.170.

[305] -Tezkiretu'l-Huffaz, Zehebî, c.1, s.18.

[306] -el-İsabe'de, Haneş'in Gıffar'dan bir kişi olduğu geçer.

[307] -Müstedreku's-Sahihayn, c.2, s.343. Hâkim bu hadisin Müslim'in şartıyla sahih olduğunu söyler.

[308] -Âl-i İmrân, 33

[309]- Rivayetin akışından, Ebuzer'in bu tebliğ hareketini, Mescid-i Haram'da ve Mina'da yaptığı gibi, hac mevsiminde Mescid-i Nebi'de yaptığı anlaşılmaktadır. Çünkü hac mevsimi dışında kendisini tanıtmasına gerek yoktu; zira herkes ve özellikle Medine halkı onu çok iyi tanıyordu.

[310]- Her üç alanda daha fazla bilgi için bk. Ahadîsu Aişe.

[311] -Tâhâ, 29-31

[312] -Furkan, 35

[313] -Riyazu'n-Nazira, c.2, s.163, Ahmed b. Hanbel'in Menakıb'inden naklen.

[314] -Mecmau'z-Zevaid, c.9, s.121; Kenzü'l-Ummal, birinci baskı, c.6, s.155. Teberanî'den naklen.

[315] -Hutbe: 190.

[316] -A'râf, 142 

[317] -Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.1, s.11.

[318] -Müsned-i Ahmed, c.5, s.356; Hasais-i Neseî, s.24, biraz farkla; Müstedreku's- Sahihayn, c.3, s.110, sözcük farkıyla; Mecmau'z-Zevaid, c.9, s.127; Kenzü'l- Ummal, c.12, s.207 İbn Ebî Şeybe'den özetle ve c.12, s.210 Deylemî'den; Kunuzu'l-Hakaiki, Menavî, s.186.

[319] -Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.5, s.350, 358 ve 361; Mecmau'z-Zevaid, c.9, s.128 Tebranî'den Evsat'ta Bureyde'den şu sözcüklerle geçer: "Men kuntu veliyyehu fe-Aliyyun veliyuhu." (Ben kimin velisi isem Ali de onun velisidir.)

[320] -Biz burada Tirmizî'nin sözlerini kaydettik.

[321] -Sahih-i Tirmizî, c.13, s.165, "Menakıbu Ali b. Ebu Talib" babı; Müsned-i Ahmed, c.4, s.437; Müsned-i Tayalesî, c.3, s.111, 829. hadis; Müstedrek-i Hâkim, c.3, s.110; el-Hasais, Neseî, s.19 ve 16; Hilyetu'l-Evliyâ, Ebu Nuaym, c.6, s.294; Riyazu'n-Nazira, c.2, s.171; Kenzü'l-Ummal, c.12, s.207 ve c.15, s.125.

[322] -Usdu'l-Gabe, c.5, s.94; Mecmau'z-Zevaid, c.9, s.109.

[323]- Müsned-i Tayalesî, c.11, s.360, hadis: 2752; Riyazu'n-Nazira, c.2, s.203.

[324]- Tarih-i Bağdad, c.4, s.239; Kenzü'l-Ummal, c.15, s.114 ve c.12, s.221.

[325] - Hâkim Haskanî diye meşhur olan ve ayakkabı işleriyle uğraşan Hafız Ubeydullah b. Abdullah b. Ahmed Hanefî, Nişaburludur ve hicretin beşinci yüzyılı şahsiyetlerindendir. Hayatı Tezkiretu'l-Huffaz'da, c.4, s.390, Hindistan baskısı ve c.3, s.1200, Mısır baskısı 14. tabakanın sonunda kaydedilmiştir. Biz Ehlibeyt hakkında nazil olan ayetler için onun Muhammed Bâkır Mahmudî'-nin tahkikiyle 1393'te Beyrut'ta basılan Şevahidu't-Tenzil Li-Kavaidi't-Tafsil Fi'l-Ayati'n- Nâzileti Fî Ehlibeyt kitabına müracaat ettik. Yukarıdaki hadis bu kitapta c.1, s.192'de ve 249. hadis olarak kaydedilmiştir.

[326] - Mâide: 67

[327]- Şevahidu't-Tenzil, Haskanî, c.1, s.191; Esbabu'n-Nüzul, Vahidî, söz konusu ayetin tefsirinde; Nüzulu'l-Kur'ân, Ebu Nuaym. 

[328] - Şevahidu't-Tenzil, Haskanî, c.1, s.192-193, sayfa 189'da sadece ayetin nazil olduğuna değinmiştir.

[329] - Şevahidu't-Tenzil, Haskanî, c.1, s.187. Yine İbn Asâkir Tarih-i Dımeşkte İmam Ali'nin (a.s) hayatını anlatırken söz konusu hadisi çeşitli yollarla 452. hadiste nakletmiştir.

[330] - Şevahidu't-Tenzil-i Haskanî, c.1, s.190. Abdullah b. Ebu Evfa diye meşhur olan Alkame b. Halid el-Haris el-Eslemî, Hz. Peygamber'in ashabındandır ve Hudeybiye Savaşı'na katılmış, Resulullah'tan (s.a.a) sonra uzunca bir hayat yaşamıştır. O, hicrî 86 veya 87 yılında Kûfe'de vefat etmiştir. Kûfe'de vefat eden son sahabîdir. Onun rivayetini Sihah sahipleri kaydetmişlerdir. Biyografisi için bk. Takribu't-Tehzib, c.1, s.402; Usdu'l-Gabe, c.3, s.121.

[331] - Esbabu'n-Nüzul, Vahidî, s.135; ed-Dürrü'l-Mensûr, Suyutî, c.2, s.298. (Bunun, Şevahidu't-Tenzil'in 244. hadisi olması gerek.) Yine Fethu'l-Kadir, c.2, s.57; Tefsir-i Nişaburî, c.6, s.194. Ebu Hasan Ali b. Ahmed (öl. 468 hicrî) Vahidî Nişaburî diye meşhurdur. Biz burada onun Esbabu'n-Nüzul adındaki Beyrut baskısı kitabına müracaat ettik.

[332] - ed-Dürrü'l-Mensûr, Suyutî, c.2, s.298.

[333] - Hâkim Haskanî, c.1, s.192-193.

[334] - Mecmau'z-Zevaid, c.9, s.105 ve 163-165. İleride de gelecek olan bu konuyla alakalı rivayetleri, olduğu gibi bu sayfalardan naklediyorum.

[335] - Mecmau'z-Zevaid, c.9, s.163-165; İbn Kesir, c.5, s.209-213.

[336] - Mu'cemu'l-Buldan, "el-Cuhfe" maddesi

[337] - Bunun kaynaklarını daha önce zikretmiştik.

[338] - Tarih-i İbn Kesir, c.5, s.213.

[339] - Mecmau'z-Zevaid, c.9, s.105. İbn Kesir, c.5, s.209'da buna yakın bir tabir kullanıyor.

[340] - Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.4, s.281; Sünen-i İbn Mâce, "Fazlu Ali" babı; Tarih-i İbn Kesir, c.5, s.209-210.

[341] - Müsned-i Ahmed, c.4, s.372; Tarih-i İbn Kesir, c.5, s.212.

[342] - Müsned-i Ahmed, c.4, s.281; Sünen-i İbn Mâce, "Fazlu Ali" babı; Tarih-i

İbn Kesir, c.5, s.212.

[343] - Besra, Dımeşk'in yakınlarında bir kasabaydı, San'a ise Bağdat yakınlarında bir yerdi. [Elbette Resulullah'ın (s.a.a) bu benzetmesi sadece etrafındakilere o havuzun genişliğini düşündürtmek içindi. -Mütercim-]

[344] - Mecmau'z-Zevaid, c.9, s.162-163 ve 165. Bazı sözcükleri Hâkim Haskanî'nin rivayetlerinde, c.3, s.109-110 ve Tarih-i İbn Kesir, c.5, s.209'da geçmiştir.

[345] - Müsned-i Ahmed, c.1, s.118 ve 119 ve c.4, s.281; Sünen-i İbn Mâce, c.1, s.43, hadis: 116. "Evet" anlamında olan "belâ" kelimesi yerine Müsned-i Ahmed'de, c.4, s.281, 368, 370, 372'de "neam" kelimesi kaydedilmiştir. Tarih-i İbn Kesir'de, c.5, s.209 ve c.5, s.210'de "Elestu evla bi-kulli'mriin min nefsihi" gelmiştir.

[346] - Müsned-i Ahmed, c.4, s.281, 368, 370, 372; Tarih-i İbn Kesir, c.9, s.209, 212.

[347] - Hâkim Haskanî'nin naklettiği rivayette, c.1, s.190'de "koltuğunun altının beyazlığı görününceye kadar" ve s.193'de "onların koltuklarının altının beyazlığı ortaya çıkıncaya kadar" tabiriyle geçmiştir.

[348] - Şevahidu't-Tenzil, Hâkim Haskanî, c.1, s.191; Tarih-i İbn Kesir, c.5, s. 209'da ise, "ve ben de her müminin mevlasıyım" tabiriyle geçmiştir. 

[349] - Bu konu şimdiye kadar ismini zikrettiğim bütün kaynaklarda kaydedilmiştir. 

[350] - Müsned-i Ahmed, c.1, s.118, 119, c.4, s.281, 370, 372, 373, c.5, s.347, 370; Müstedrek-i Hâkim, c.3, s.109; Sünen-i İbn Mâce, "Fazlu Ali" babı; Hâkim Haskanî, c.1, s.190, 191; Tarih-i İbn Kesir, c.5, s.209, 210-213. Bu kitapta c.5, s.209'da şöyle geçer: Zeyd'e, "Sen bunu Resulullah'tan (s.a.a) duydun mu?" diye sordum. Zeyd, "O çölde bunu gözleriyle görmeyen ve kulaklarıyla duymayan kimse yoktur." dedi. İbn Kesir daha sonra, "Bu hadisi şeyhimiz Ebu Abdullah Zehebî sahih bilmiştir." der.

[351]- Müsned-i Ahmed, c.1, s.118, 119; Mecmau'z-Zevaid, c.9, s.104, 105, 107; Şevahidu't-Tenzil, c.1, s.193; Tarih-i İbn Kesir, c.5, s.210, 211.

[352] - Şevahidu't-Tenzil, c.1, s.191; Tarih-i İbn Kesir, c.5, s.210.

[353] - Şevahidu't-Tenzil, c.1, s.190.

[354] - Mâide: 3

[355] - Haskanî bu konuyu Ebu Said el-Hudrî'den, c.1, s.157-158, hadis: 211 ve 212 ve Ebu Hüreyre'den, s.158, hadis: 213 ve İbn Kesir'in Tarih'inden özetle kaydetmiştir

[356] - Tarih-i Yakubî, c.2, s.43.

[357] - Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.4, s.281. İbn Kesir Tarihi, c.5, s.210'da ise, "Bundan böyle bütün..." tabiriyle geçmiştir.

[358] - Şevahidu't-Tenzil, c.1, s.157-158.

[359] - Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.4, s.281; Sünen-i İbn Mâce, "Fazlu Ali" babı; Rıyadu'n-Nezire, c.2, s.169. Tarih-i İbn Kesir, c.5, s.210'da ise, "Bundan böyle" tabiri yer almıştır.

[360] - Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Hac, hadis: 451-452; Sünen-i Ebu Davud, c.4, s.54, "el-Amaim" babı; Şerhu'l-Mevahib, c.5, s.10 Ebu Nuaym'in Marifetu's- Sahabe'sinden naklen.

[361] - Bunlara hadis kitaplarında işaret edilmiştir.

[362] - Resulullah'ın (s.a.a), İmam Ali'nin (a.s) başına bir taç gibi koyduğu emamenin siyah renkte olduğunun belirtilmesi, Abdullah b. Bişr'in rivayetinde geçtiği gibi Hz. Ali'nin (a.s) kendisinden de nakledilmiştir.

[363] - Zadu'l-Mead, İbn Kayyim, "Melabisuhu" (Resulullah'ın (s.a.a) Elbiseleri) bölümünde, Zerkanî'nin el-Mevahibu'l-Ledunniye'ye yazdığı şerhin haşiyesinde, c.1, s.121.

[364] - er-Riyazu'n-Nazira, c.2, s.289, "Ta'mimuhu İyyahu Bi-Yedihi" bölümü; Usdu'l-Gabe, c.3, s.114.

[365] - el-İsabe, c.2, s.274, Bağevî'nin tahricine göre Abdullah b. Bişr'in biyografisinde

[366] - Kenzü'l-Ummal, c.20, s.45; Müsned-i Tayalesî, c.1, s.23; Sünen-i Beyhakî, c.10, s.14.

[367] - Kenzü'l-Ummal, c.20, s.45, İbn Bazan'ın hocası kanalıyla. 

[368] - Kenzü'l-Ummal, Deylemî kanalıyla.

[369] - İbn Tavus'un "Emanu'l-Ahtar"daki rivayetine uygun olarak; ancak elİsabe kitabında Abdullah b. Bişr'in biyografisinde, c.2, s.274'te, 4566 sayısında "Gadir-i Hum günü" kelimesi kaydedilmemiştir.

[370] - Tarih-i İbn Kesir, c.5, s.211.

[371] - Ebu Tufeyl, Amir veya Amr b. Vasile el-Leysî rivayet etmiştir bunu. Ebu Tufeyl, Uhud Savaşı vuku bulduğu yıl dünyaya gelmiş, Resulullah'ı (s.a.a) ve Ömer 'i görmüş, hicrî 110 yılında da ölmüştür. O, ölen en son sahabeydi. Sihah sahiplerinin hepsi ondan rivayet etmişlerdir. Biyografisi için bk. et-Teh-zib, c.1, s.389. Müsned-i Ahmed, c.4, s.370, c.1, s.118'de bu rivayeti ondan üç yolla rivayet edilmiştir: a) Ebu Tufeyl'den, Zeyd b. Erkam'dan, b) Kûfeli ve güvenilir olan Said b. Vehb el-Hemdanî el-Cunvanî'den; 75 veya 76 yılında ölmüştür. Biyografisi Tehzibu't-Tehzib'de kaydedilmiş ve rivayetini ise Ahmed, c.5, s.366'da özet olarak kaydetmiştir. c) Güvenilir ve üçüncü tabakadan olan Zeyd b. Yüsey' el- Hemdanî'den. Biyografisi Tehzibu't-Tehzib'de, c.1, s.277'de geçer.

[372] - Müsned-i Ahmed, c.1, s.119, sayı: 964. Abdurrahman b. Ebu Leyla el- Ensarî el-Medenî el-Kûfî, ikinci tabakadan güvenilir biridir; bütün Sihahların sahipleri ondan rivayet etmişlerdir. Hicrî seksen küsür yılında vefat etmiştir. Biyografisi Takribu't-Tehzib'de, c.1, s.496'da kaydedilmiştir.

[373] - Müsned-i Ahmed, c.4, s.370, Ebu Tufeyl'in hadisinde; İbn Kesir, c.5, s.212

[374] - Müsned-i Ahmed -Abdurrahman'ın hadisi-, c.1, s.961 ve c.5, s.370; Tarih-i İbn Kesir, c.5, s.211.

[375] - Müsned-i Ahmed, c.1, s.118, c.4, s.370; İbn Kesir, c.5, s.211; Mecmau'z-Zevaid, c.9, s.105.

[376] - Müsned-i Ahmed, c.1, s.118 ve 119, c.4, s.370, c.5, s.370; Tarih-i İbnKesir, c.5, s.211.

[377] - Müsned-i Ahmed, c.1, s.118; Tarih-i İbn Kesir, c.5, s.210.

[378] - Müsned-i Ahmed, c.1, s.119, hadis: 964.

[379] - Müsned-i Ahmed, c.4, s.370.

[380] - Müsned-i Ahmed, c.4, s.270, er-Riyazu'n-Nazira, c.2, s.162; Tarih-i İbn-i Kesir, c.5, s.212.

[381] - Müsned-i Ahmed, c.5, s.419; Tarih-i İbn Kesir, c.5, s.212.

[382] - Mâide, 55

[383] - Tefsir-i Taberî, c.6, s.186; Esbabu'n-Nüzul, s.133-134; Şevahidu't-Ten-zil, c.1, s.161-164, İbn Abbas'tan beş rivayette, s.165-166'da Enes b. Malik'ten iki rivayette, s.167-169'da yine ondan altı rivayette; Belazurî'nin Ensabu'l-Eşraf'ında, hadis: 151, İmam Ali'nin (a.s) biyografisinde, c.1, s.225; Nişaburî'nin Garaibu'l-Kur'ân'ında, c.6, s.167-168. Suyutî de Tefsir'inde, c.2, s.293-294'de birçok rivayet kaydetmiştir. Lübabu'n-Nukûl Fî Esbabi'n-Nüzul kitabında, s. 90- 91'de bu rivayetleri naklettikten sonra şöyle yazar: "Bunlar biri diğerini teyit eden belgelerdir."

[384] - Bu konu Enes b. Mâlik'in naklettiği, "Resulullah (s.a.a) öğle namazı için dışarı çıkmıştı. Ali ise o sırada rükûdaydı." veya İbn Abbas'ın naklettiği rivayet ten anlaşılmaktadır. Her iki rivayet Şevahidu't-Tenzil, c.1, s.163-164'de kaydedilmiştir.

[385] - Buraya kadar olayı özetle Şevahidu't-Tenzil'den naklettik.

[386] - Hassan'ın şiirini Kifayetu't-Talib, bölüm:16, s.228'den naklettik. Diğer kaynaklar da İbn Kesir'in Tarih'inde, c.7, s.357'de kaydedilmiştir.

[387] - Munâfikûn, 1-8

[388] - Tefsir-i Taberî, c.28, s.270.

[389] - Tefsir-i Suyutî, c.6, s.223.

[390] -Tefsir-i Taberî, c.28, s.75.

[391] -Tefsir-i Taberî, c.28, s.74.

[392] -Tefsir-i Taberî, c.28, s.71 ve sonrası; Tefsir-i Suyutî, c.6, s.222 ve sonrası; diğer tefsir ve tarih kitaplarında bu konuda çok sayıda rivayet kaydedilmiştir.

[393] -Tevbe: 61

[394] -Âl-i İmrân: 173

[395] -Âl-i İmrân: 154

[396] -Nisâ, 59.

[397]- a, b, c hadisleri, her üçü de peş peşe Şevahidu't-Tenzil, c.1, s.148-150' de kaydedilmiştir.

[398]- Bakara: 58

[399] - Mâide: 99

[400] - Nûr: 54; Ankebût: 18

[401] - Mâide: 92 ve Teğâbun: 12

[402] - Nahl: 35

[403] - Âl-i İmrân: 20, Ra'd: 13, Nahl: 35

[404] - Şûrâ: 48

[405] - Şûrâ: 13

[406]- Necm: 3

[407] - Sünen-i Tirmizî, c.13, s.164-165; Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.1, s.150- 151 ve c.3, s.283; el-Hasais, Neseî, s.28-29; Tefsir-i Taberî, c.10, s.46; Müstedreku's-Sahihayn, c.3, s.51-52; Mecmau'z-Zevaid, c.7, s.29 ve c.9, s.119.

[408] - Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.1, s.3, hadis: 4, Müsned-i Ebu Bekir'den naklen. Ahmed Şakir bunun senetlerinin sahih olduğunu söylemiştir. Yine bk. Kenzü'l-Ummal ve Zehairu'l-Ukba.

[409] - Müstedreku's-Sahihayn, c.3, s.51.

[410] - ed-Dürrü'l-Mensûr, Suyutî, Tevbe Suresi tefsirinde.

[411] - Sahih-i Buharî, "Menakıbu Ali b. Ebitalib" babı, c.2, s.200; Sahih-i Müslim, "Fazlu Ali b. Ebitalib" babı, c.7, s.120; Sahih-i Tirmizî, "Menakıbu Ali" babı, c.13, s.171; Müsned-i Tayalesî, c.1, s.28-29, hadis: 205, 209, 213,; İbn Mâce, "Fazlu Ali b. Ebitalib" babı, hadis: 115; Müsned-i Ahmed, c.1, s.170, 173-175, 177, 179, 182, 184, 185, 330 ve c.3, s.32 ve 338 ve c.6, s.369 ve 438; Müstedrek-i Hâkim, c.2, s.337; Tabakat, İbn Sa'd, c.3, k. 1, s.14 ve 15; Mecmau'z-Zevaid, c.9, s.109-111 ve diğer kaynaklar.

[412] - Tabakat, İbn Sa'd, c.3, k. 1, s.15; Mecmau'z-Zevaid, Heysemî, c.9, s.111, biraz farkla.

[413]- İbn Mâce bunu Sünen'inin birinci cildinde, Kitabu'l-Mukaddime'de, "Fazlu's-Sahabe" babında, s.92'de kaydetmiştir. Yine Sünen-i Tirmizî'nin Kitabu'l- Menakıb'ında, c.13, s.169'da, hadis: 2531 ve Kenzü'l-Ummal, c.6, s.153, birinci basımda kaydedilmiştir. Ahmed b. Hanbel de Müsned'de, c.4, s.164- 165'de Habeşî b. Cünade'nin rivayetinden çeşitli yollarla nakletmiştir.

-[414]- Bunların senedi "Müslümanların Emir Sahibi" konusunda geçti.

[415] - age.

[416] - Tefsir-i Râzi, Âl-i İmrân, 33. ayetin tefsirinde; Kenzü'l-Ummal, c.6, s.392 ve 405.

[417] - Tefsir-i İbn Cerir, c.26, s.116; Tabakat, İbn Sa'd, c.2, böl. 2, s.101; Tehzibu't-Tehzib, c.7, s.337; Fethu'l-Bârî, c.10, s.221; Hilyetü'l-Evliyâ, c.1, s.67- 68; Kenzü'l-Ummal, c.1, s.228.

[418] - Müstedreku's-Sahihayn, c.3, s.126 ve, s.127'de başka bir yolla kaydedilmiştir; Tarih-i Bağdad, c.4, s.348 ve c.7, s.172 ve c.11, s.48 ve s.49'da Yahya b. Muin'den bu hadisin sahih olduğu kaydedilmiştir; Usdu'l-Gabe, c.4,

s.22; Mecmau'z-Zevaid, c.9, s.114; Tehzibu't-Tehzib, c.6, s.320 ve c.7, s.427; Feyzu'l-Kadir, c.3, s.46; Kenzü'l-Ummal, ikinci baskı, c.12, s.201, hadis: 1130; es-Savaiku'l-Muhrika, s.73.

[419] - Müstedreku's-Sahihayn, c.3, s.127-129.

[420] - Tarih-i Bağdad, Hatib Bağdadî, c.2, s.377.

[421] - Kenzü'l-Ummal, ikinci baskı, c.12, s.212, hadis: 1219; bk. Kunuzu'l-Hakaik, Menavî.

[422] - er-Riyazu'n-Nazira, c.2, s.193.

[423] - Tarih-i Bağdad, Hatib Bağdadî, c.11, s.204; Sahih-i Tirmizî, Kitabu'l- Menakıb, "Menakıbu Ali b. Ebitalib" babı.

[424] - Sahih-i Tirmizî, c.13, s.171, "Menakıbu Ali b. Ebitalib" babı; Hilyetü'l- Evliyâ, Ebu Nuaym, c.1, s.64; Kenzü'l-Ummal, Muttaki Hindî, birinci baskı, c.6, s.156.

[425] - Kenzü'l-Ummal, birinci baskı, c.6, s.156.

[426] - Müstedreku's-Sahiheyn, c.3, s.122; Kenzü'l-Ummal, birinci baskı, c.6, s.156. Yine bk. Kunuzu'l-Hakaik, Menavî, s.188.

[427] - Hilyetü'l-Evliyâ, c.1, s.63.

[428] - Müstedreku's-Sahihayn, c.3, s.576.

[429] - Müstedreku's-Sahihayn, c.3, s.576-577.

[430]- O günde Kureyş'in ileri gelenlerinden yirmiden fazla kişinin Bedir Kuyusu'na düşeceğini ve Ahzab Savaşı'nda başka bir ordu toplayacağını haber vermesi, Resulullah'ın (s.a.a) mücizelerindendir.

[431] - Nehcü'l-Belâğa, Kasıa Hutbesi, c.2, s.182, 184.

[432] - Sünen-i Tirmizî, Kitabu'l-Menakıb, "Menakıbu Ali b. Ebitalib" babı, c. 13, 173; Tarih-i Bağdad, Hatib, c.7, s.402.

[433] - Usdu'l-Gabe, c.4, s.27.

[434] - Kenzü'l-Ummal, ikinci baskı, c.12, s.200, hadis: 1122; er-Riyazu'n-Nazira, c.2, s.265. 

[435] - Mücâdele: 12. ed-Dürrü'l-Mensûr, Suyutî, c.6, s.185.

[436] - Tefsir-i Taberî, c.28, s.14-15; ed-Dürrü'l-Mensûr, Suyutî, c.6, s.185.

[437] - Esbabu'n-Nüzul, Vahidî, s.308; Tefsir-i Taberî, ayetin tefsirinde.

[438] - ed-Dürrü'l-Mensûr, ayetin tefsirinde, c.6, s.185; er-Riyazu'n-Nazira, c.2, s.265.

[439] - Mücâdele: 12

[440] - Mücâdele: 13. Tefsir-i Suyutî, c.6, s.185; er-Riyazu'n-Nazira, c.2, s.265, el-Keşşaf, c.4, s.76.

[441] - er-Riyazu'n-Nazira, c.2, s.237, ikinci baskı, Mısır, Daru't-Te'lif baskısı; Zehairu'l-Ukba, s.72.

[442] - Mecmau'z-Zevaid, c.9, s.36.

[443] - Hâkim şöyle yazar: "Bu hadis senet açısından sahihtir." bk. Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.6, s.300; Hasais-i Neseî, s.40; Müstedreku's-Sahihayn, c.3, s.138-139.

[444] - Hilyetü'l-Evliyâ, Ebu Nuaym, c.1, s.86.

[445] - Müsned-i Ahmed, c.4, s.132; Kenzü'l-Ummal, c.13, 99 ve 100 ve c.16, s. 262; Muntehabu'l-Kenz, c.5, s.106; el-Câmiu's-Sağir Bi-Şerhi Feyzi'l-Kadir, c. 3, s.145.

[446] - Kenzü'l-Ummal, c.16, s.270.

[447] - Buharî Kitabu'l-Edebi'l-Mufred, "Muaneketu's-Sebiy" babı, hadis: 364; Tirmizî, c.13, s.195, "Menakıbu'l-Hasani ve'l-Hüseyin" babı; İbn Mâce, Kita-bu'l- Mukaddime, bab: 11, hadis: 144; Müsned-i Ahmed, c.4, s.172; Müstedrek-i Hâ kim, c.3, s.177, o ve Zehebî bu hadisi sahih saymışlardır; Usdu'l-Gabe, c.2, s.19 ve c.5, s.130.

[448] - Kenzü'l-Ummal, c.6, s.270.

[449] - Kenzü'l-Ummal, c.13, s.106.

[450] - Kenzü'l-Ummal, c.13, s.101, 105.

[451] - Kenzü'l-Ummal, c.16, s.270.

[452] - Bakara: 136

[453] - Bakara: 140

[454] - Âl-i İmrân: 84

[455] - Nisâ: 163

[456] - Tâhâ: 29-36

[457] - Kasas: 33

[458] - A'râf: 142

[459] - Furkan: 35

[460] - Mü'minûn: 45

[461] - Sünen-i Tirmizî, c.9, s.74; Sahih-i Ebu Davud, Kitabu'l-Mehdi, c.2, s.7 ve Daru İhyai's-Sünneti'n-Nebeviyye baskısı, c.4, s.106-107, hadis: 4282; Hil-yetü'l- Evliyâ, c.5, s.75; Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.1, s.376; Tarih-i Bağdad, Hatib Bağdadî, c.4, s.388; Kenzü'l-Ummal, birinci baskı, c.7, s.188 (bu kitapta, "Onun ahlâkı benim ahlâkım gibidir." cümlesi eklenmiştir); Tefsir-i Suyutî, c. 6, s.58, Muhammed Suresi, 18. ayetin tefsirinde.

[462] - Müstedreku's-Sahiheyn, c.4, s.557; Hilyetü'l-Evliyâ, Ebu Nuaym, c.3, s. 101 biraz farkla; Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c.3, s.36; ed-Dürrü'l-Mensûr, Suyutî, Muhammed Suresi, 18. ayetin tefsirinde, c.6, s.58.

[463] - Hilyetü'l-Evliyâ, Ebu Nuaym, c.3, s.177 (bu kitapta "iki günde" ibaresini eklemiştir); Müsned-i Ahmed, c.1, s.84. Suyutî de ed-Dürrü'l-Mensûr, c.6, s.58'de Muhammed Suresi'nin 18. ayetinin tefsirinde zikretmiş ve bu hadisi İbn Ebî Şeybe'nin, Ahmed b. Hanbel'nin ve İbn Mâce'nin (Kitabu'l-Fiten, "Hurucu'l- Mehdi" babı, hadis: 4085) İmam Ali'den (a.s) rivayet ettiklerini söylemiştir. 

[464] - Müstedreku's-Sahihayn, c.4, s.557; Sünen-i Ebu Davud, c.6, s.136, Kitabu'l- Mehdi, hadis: 4285 ve c.4, s.107.

[465] - Kitabu'l-Mehdi, c.4, s.7, hadis: 4284 ve Kitabu'l-Fiten, "Hurucu'l-Meh-di" babı, c.2, s.1368; Sahih-i Ebu Davud, c.7, s.134. İbn Mâce bunu kendi Sahih'inin "Ebvabu'l-Fiten"inde, "Hurucu'l-Mehdi" babında kaydetmiş ve "Mehdi Fatıma'nın evlatlarındandır." demiştir. Hâkim kendi Müstedrek'inde, c.4, s. 557'de şöyle yazar: "Mehdi'nin varlığı kesin ve gerçektir. O, Fatıma'nın evlâtlarındandır." Zehebî de Mizanu'l-İ'tidal'da, c.2, s.24'te şöyle yazar: "Mehdi Fatıma'nın evlatlarındandır." Suyutî de ed-Dürrü'l-Mensûr'da, Muhammed Suresi'- nin 18. ayetinin tefsiri, c.6, s.58'de bunu Ebu Davud'un, İbn Mâce'nin, Teberanî'nin ve Hâkim'in Ümmü Seleme'den rivayet ettiklerini kaydetmiştir.

[466] - Kenzü'l-Ummal, birinci baskı, c.7, s.261.

[467] - Zehairu'l-Ukba, s.136.

[468] - Tirmizî, c.13, s.199, "Menakıbu Ehlibeyt" babı; Kenzü'l-Ummal, c.1, s.48.

[469] - Sahih-i Müslim, "Fezailu Ali b. Ebitalib" babı; Müsned-i Ahmed, c.4, s.366; Sünen-i Daremî, c.2, s.431 özetle; Sünen-i Beyhakî, c.2, s.148 ve c.7, s.30, tabirde biraz farkla; Müşkilu'l-Asar, Tahavî, c.4, s.368.

[470] - Sünen-i Tirmizî, c.13, s.201; Usdu'l-Gabe, c.2, s.12, İmam Hasan'ın biyografisinde; ed-Dürrü'l-Mensûr, Şûra Suresi'nin Meveddet Ayeti'nin tefsirinde.

[471] - Müstedreku's-Sahihayn, Hâkim, c.3, s.109; el-Hasais, Neseî, s.30; Müsned- i Ahmed, c.3, s.17, "İnnî uşeku en ud'a fe ucibe" tabiriyle başlar ve s.14, 26, 59'da ise genişçe açıklanmıştır. Yine İbn Sad'ın Tabakat'ı, ikinci bölüm, c. 2, s.2; Kenzü'l-Ummal, c.1, s.47, 48, 97, özetle.

[472] - Müstedreku's-Sahihayn, c.3, s.109, iki yolla ve buna yakın olarak da, c.3, s.148.

[473] - Müshed-i Ahmed b. Hanbel, c.4, s.367 ve 371 ve c.5, s.181; Tarih-i Bağdad, c.8, s.442; Hilyetü'l-Evliyâ, c.1, s.355 ve c.9, s.64; Usdu'l-Gabe, c.3, s.147; Mecmau'z-Zevaid, Heysemî, c.9, s.163 ve 164.

[474] - Sahih-i Müslim, c.6, s.3, 4 Kitabu'l-İmare, "en-Nasu tebeu'n Li-Kureyş" bölümündeki bu kısmı bilhassa almamızın nedeni, Câbir tarafından yazılıp kaydedilmiş olmasıdır. Yine Sahih-i Buharî, Kitabu'l-Ahkâm, c.4, s.165; Sünen-i Tirmizî, Evbabu'l-Fiten, "Mâ Câe Fi'l-Hulafâ" babı; Sünen-i Ebu Davud, Kitabu'l- Mehdi, c.3, s.106; Müsned-i Tayâlesî, 767 ve 1278. hadisler; Müsned-i Ahmed, c.5, s.86, 90, 92, 101, 106, 108; Kenzü'l-Ummal, c.13, s.26, 27; Hilyetü'l-Evliyâ, Ebu Nuaym, c.4, s.333. Cabir b. Semere b. Cünade el-Amirî es-Sevaî, Sâ'd b. Ebî Vakkas'ın yeğenidir; hicretten 70 yıl sonra Kûfe'de öldü. Sihah yazarları ondan 146 hadis rivayet etmişlerdir. Hayatı için bk. Usdu'l-Gabe, Takribu't-Tehzîb, Camiu's-Sîre, s.277. 

[475] - Fethu'l-Bârî, c.16, s.338, Müstedreku's-Sahihayn, c.3, s.617.

[476] - Fethu'l-Bârî, c.16, s.338.

[477] - Muntahabu Kenzi'l-Ummal, c.5, s.321; Tarih-i İbn Kesir, c.6, s.249, Tarihu'l-Hulefa, Suyutî, s.10; Kenzü'l-Ummal, c.13, s.26, es-Savaiku'l-Muhrika, s.28.

[478] - Kenzü'l-Ummal, Muttakî Hindî, c.13, s.27 ve Muntahabu Kenz, c.5, s.312.

[479] - Nevevî'nin Sahih-i Müslim Şerhi, c.12, s.202 ve es-Savaiku'l-Muhrika, İbn Hacer, s.18; Tarihu'l-Hulefa, Suyutî, s.10.

[480] - Kenzü'l-Ummal, c.13, s.27.

[481] - age. İbn Neccar'dan naklen, c.13, s.27.

[482] - Müsned-i Ahmed, c.1, s.398, 406. Ahmed Şâkir, 1. haşiyede şöyle yazıyor: "Senetleri doğru ve sahihtir." Yine Müstedrek-i Hâkim ve Zehebî'nin bu eseri Telhisi, c.4, s.501; Fethu'l-Bârî, c.16, s.339'da özetle; Mecmau'z-Zevâid, c.15, s.190; es-Savaiku'l-Muhrika, İbn Hacer, s.12, Tarihu'l-Hulefa, Suyutî, s.10; Camiu's-Sağîr, c.1, s.75. Muttakî Hindî de Kenzü'l-Ummal, c.13, s.27'de, "Taberanî ve Nuaym b. Hammad, bunu el-Fiten'de kaydetmiştir." der. Yine Feyzu'l-Kadir Fî Şerhi Camii's-Sağîr, Menâvî, c.2, s.457. İbn Kesir her iki haberi de İbn Mesud'un kitabının "Zikru'l-Eimmeti'l-İsnâ Aşer Ellezine Kullu-hum Min Kureyş" babın, c.6, s.248-250'de kaydetmiştir.

[483] - Tarih-i İbn Kesir, c.6, s.248; Kenzü'l-Ummal, c.13, s.27; Şevahidu't-Ten-zil, Haskanî, c.1, s.455, hadis: 626.

[484] - Tarih-i İbn Kesir, c.6, s.248.

[485] - Nehcü'l-Belâğa, 142. hutbe.

[486] - Yenabiu'l-Mevedde, Şeyh Süleyman Hanefî, 12. bölüm, s.523; İhya-i Ulumi'd-Din, Gazalî, c.1, s.54; Hilyetü'l-Evliyâ, Ebu Nuaym, c.1, s.80'dan özetle.

[487] - Tarih-i İbn Kesir, c.6, s.249-250.

[488] - el-Mu'cemu'l-Hadis, İbranice-Arapça, s.317

[489] - age., s.84

[490] - age., s.82

[491] - İbrâhîm: 37

[492]-  Tarih-i Yakubî, c.1, s.24-25, Kum baskısı, Sekâfetu Ehlibeyt Yay.

[493] - Bu bahiste geçen Tevrat'taki İbranice asılları, et-Tevhid Dergisi, sayı: 54, s.127-128'de yayınlanan Üstad Ahmed el-Vâsıtî'nin makalesinden aldık.

[494] - İbn Arabî'nin Sünen-i Tirmizî Şerhi, c.9, s.68, 69.

[495] - Sahih-i Müslim'e Nevevî Şerhi, c.12, s.201, 202 ve Fethu'l-Bârî, c.16, s. 339'daki söz onundur ve s.341'de de bunu tekrarlamaktadır.

[496] - Tarihu'l-Hulefa, Suyutî, s.12.

[497] - Fethu'l-Bârî, c.16, s.341; Suyutî'nin Tarihu'l-Hulefa'sı, s.12.

[498] - Fethu'l-Bârî, c.16, s.341; Tarihu'l-Hulefâ, Suyutî, s.12.

[499] - İbn Hacer'in es-Savaiku'l-Muhrika'sı, s.19; Suyutî'nin Tarihu'l-Hulefa'sı, s.12. Bu yorumun doğru kabul edilmesi, Ehlisünnet ve Hilâfet Ekolü yanlılarının biri Mehdi olan iki imamın zuhurunu bekledikleri manasına gelir. Şia ise sadece bir imamın zuhurunu beklemektedir!

[500] - Nevevî, Sahih-i Müslim'e yazdığı şerhin c.12, s.202-203'ünde buna değinmekte ve aynı mevzuu İbn Hacer de Fethu'l-Bârî'de, c.16, s.338 ve 341'de ve Suyutî de Tarihu'l-Hulefâ'sında, s.10'da yazmışlardır.

[501] - Tarih-i İbn Kesir, c.6, s.249'da Beyhâkî'den rivayetle.

[502]- Tarihu'l-Hulefa, Suyutî, s.11; es-Savaiku'l-Muhrika, İbn Hacer, s.19; Fethu'l-Bârî, c.16, s.341

[503]- Tarih-i İbn Kesir, c.6, s.249, 250.

[504] - Fethu'l-Bârî, c.16, s.340, Keşfu'l-Müşkül kitabında İbn Cevzî'den naklen

[505] - Fethu'l-Bârî, c.16, s.341; es-Savaiku'l-Muhrika, İbn Hacer, s.19.

[506] - Fethu'l-Bârî, c.16, s.338.

[507] - Nevevî Şerhi, c.12, s.202; Fethu'l-Bârî, c.16, s.339; biz Fetu'l-Barî'den naklettik.

[508]- Zehebî, kendi hadis şeyhlerinin biyografsini anlatırken Cuveynî ile ilgili olarak Tezkiretu'l-Huffâz, s.1505'ta şöyle yazar: Sufiye şeyhi, en mükemmel hadis imamı, İslâm'ın iftiharı, Sadreddin İbrahim b. Muhammed b. Hameveyh el-Cuveynî eş-Şafiî, rivayetleri aktarmada çok özenli ve dikkatlidir. Moğol hanı Kazan Han, onun vasıtasıyla İslâm'ı kabul etmiştir.

[509] - a, b, c'de geçen üç hadis, el hattıyla yazılmış olan Ferâidu's-Sımteyn' en nakledilmiştir: Tahran Üniversitesi Merkezî Kütüphanesi, 163. bölüm, 1164, 1690, 1691. numaralar.

[510] - Annesi Fatıma bint-i Esed, Hz. Ali'ye hamile olduğu bir gün Kâbe'yi tavafla meşgulken doğum alâmetleri belirmeye başlar. Bu sırada Kâbe'nin kapısı ona açılır, Fatıma bint-i Esed Kâbe'nin içine girer ve orada Hz. Ali'yi (a.s) dünyaya getirir. bk. el-Müstedrek, c.3, s.483; Tezkiretu Havassi'l-Ümmet, s. 10; el- Menâkıb, İbn Mağazilî, s.7.

[511] - Emirü'l-Müminin Hz. Ali'yle (a.s) iki evlâdı Hz. Hasan ve Hüseyin (a.s) hakkında bk. Tarih-i Taberî, Tarih-i İbn Esîr, Tarih-i Zehebî, Tarih-i İbn Kesir, Tarih-i Bağdad, Tarih-i Dımeşk, el-İstiab, Usdu'l-Gabe, el-İsabe ve Taba-kat-i İbn Sâ'd gibi kaynak eserlerde hicretin 40, 50 ve 60. yıllarıyla ilgili bölümler. Tabakat-i İbn Sâ'd'ın Avrupa ve Beyrut baskılarında Sıbteyn'in (İmam Hasan ve İmam Hüseyin) hayatı geçmemektedir; ancak, daha sonraki baskılarda bu kısımlar da basılmıştır.

[512] - İmam Seccad'ın (a.s.) hayatı için bk. Tarih-i İbn Esîr, Tarih-i İbn Kesir, Tarih- i Zehebî, İbn Sâ'd'ın Tabakat'ı, Hilyetü'l-Evliyâ, Vefeyatu'l-A'yan, Tarih-i Yakubî, c.2, s.303 ve Tarih-i Mes'udî, c.3, s.160'ta hicrî 94. yılın olaylarıyla ilgili bölümler.

[513] - Beşinci İmam Hz. Muhammed Bâkıru'l-Ulum'un hayatı için bk. Tezkiretu'l- Huffâz-ı Zehebî, Vefeyatu'l-A'yan, Safvetu's-Safve, Hilyetü'l-Evliyâ, Tarih-i Yakubî, c.2, s.320, Zehebî'nin Tarihu'l-İslâm'ı ile Tarih-i İbn Kesir'de hicretin 115, 117 ve 118. yıllarının hâdiseleri.

[514] - Altıncı İmam, Hz. Cafer Sadık'ın (a.s.) biyografisiyle ilgili bk. Hilyetü'l- Evliyâ, Vefeyatu'l-A'yan ve Tarih-i Yakubî, c.2, s.381; Tarih-i Mes'udî, c.3, s.346.

[515] - Yedinci İmam Hz. Musa b. Cafer'in (a.s.) biyografisi için bk. Mekâtilu't- Talibiyyîn, Tarih-i Bağdad, Vefeyatu'l-A'yan, Safvetu's-Safve, Tarih-i İbn Kesir, c.2, s.18 ve Tarih-i Yakubî, c.2, s.414.

[516] - Sekizinci İmam Hz. Rıza (a.s.) hakkında bk. Tarih-i Taberî, Tarih-i İbn Esîr, Zehebî'nin Tarihu'l-İslâm'ı, Tarih-i İbn Kesir'de hicrî 203. yılın olayları. Ayrıca Vefeyatu'l-A'yan, Tarih-i Yakubî, c.2, s.453 ve Tarih-i Mes'udî, c.3, s.441.

[517] - Dokuzuncu İmam Hz. Cevad'ın (a.s.) biyografisi için bk. Tarih-i Bağ-dad, c.3, s.54; Vefeyatu'l-A'yan, Şezerâtu'z-Zeheb, c.2, s.48 ve Tarih-i Mes'udî, c.3, s.464.

[518] - Onuncu İmam, Hz. Hâdi'nin (a.s.) biyografisi için bk. Tarih-i Bağdad, c.12, s.56; Vefeyatu'l-A'yan, Tarih-i Mes'udî, c.4, s.84 ve Tarih-i Yakubî, c.2, s.484

[519] - On birinci İmam Hz. Hasan Askerî'nin (a.s.) hayatı için bk. Vefeyatu'l- A'yan; Tezkiretu Havassi'l-Ümmet, Sıbt b. Cevzî Hanefî ve Şeyh Kemaluddin Muhammed b. Talha Şafiî'nin (öl. 654) Metâlibu's-Suûl Fî Menâkıbi Âli'r-Re-sul (a.s.) adlı eseriyle Tarih-i Yakubî, c.2, s.503.

[520] - Hz. Huccet İmam Mehdi (a.s.) için bk. Tezkiretu Havassi'l-Ümmet, Sıbt b. Cevzî ve Metalibu's-Suûl; Vefeyatu'l-Â'yan.

[521]- Âl-i İmrân: 144

[522]- Şerhu Nehci'l-Belâğa, İbn Ebi'l-Hadid, birinci baskı, c.1, s.240-241 ve Muhammed Ebulfazl İbrahim'in tahkiki, c.4, s.8-9.

[523] - Buharî, Kitabu'l-Hudud, "Recmu'l-Heblâ" babı, c.4, s.120.

[524] - Tefsir-i Taberî, Avrupa baskısı, c.1, s.1840.

[525] - Tefsir-i Taberî, Avrupa baskısı, c.1, s.1841.

[526] - Buharî, "Recmu'l-Heblâ" babı, c.4, s.120.

[527] - Tabakat, İbn Sa'd, Beyrut, Daru's-Sadra baskısı, c.3, s.343.

[528] - el-İstiab ve Usdu'l-Gabe, Salim'in biyografisi, c.2, s.246.

[529]- Fetih, 10

[530]- bk. Istılahlar Bölümü, 5. Istılah: Biat.

[531] - bk. Istılahlar bölümü, 5. Istılah: Biat

[532] - A'râf: 69

[533] - Nisâ: 59

[534] - Ahzâb: 36

[535]- Ahzâb: 33

[536]- Rivayetin tamamı, kaynaklarıyla birlikte kitabımızın üçüncü cildinde gelecektir.

[537] - bk. "Kitapların ve Kütüphanelerin Yakılışı" bölümü.

[538] - Mâide: 67

[539] - Mâide: 3

[540] - Mâide: 55

[541]- Nisâ: 59