GERİ İNDEKS İLERİ

55- Ecelini unutan ve ameli kötü olandan başkası uzun arzuda bulunmaz. /9676

56ـ نِعْمَ عَوْنُ العَمَلِ قَصْرُ الأمَلِ/ 9906.

56- Arzuyu kısa tutmak amelin ne de güzel yardımcısıdır. /9906

57ـ لا تَغُرَّنَّكَ الأمانيُّ والخُدَعُ، فَكَفى بِذلِكَ خُرْقاً/ 10433.

57- Arzu ve hileler seni aldatmasın. Zira bunlar, akılsızlık için yeter. /10433

58ـ لا غارَّ أخْدَعُ مِنَ الأمَلِ/ 10614

58- Arzudan daha aldatıcı bir hilekâr yoktur. /10614

59ـ لا شَيْءَ أكْذَبُ مِنَ الأمَلِ/ 10649.

59- Arzudan daha yalancı bir şey yoktur. /10649

60ـ لا تَفي الأمانيَّ لِمَنْ عَوَّلَ عَلَيْها/ 10701.

60- Arzular, kendilerine güvenenlere vefa etmez. /10701

61ـ يَسيرُ الأمَلِ يُوجِبُ فَسادَ العَمَلِ/ 10986.

61- Arzunun azı da amelin bozulmasına neden olur. /10986

62ـ اِحْذَرُوا الأمانيَّ، فَإنَّها مَنايا مُحَقَّقَةٌ/ 2589.

62- Arzulardan uzak durun. Zira arzular, kesin ölümlerdir. /2589

63ـ إيّاكَ وَالإتِّكالَ عَلى المُنى، فَإنَّها مِنْ بَضائِعِ النَّوْكى/ 2684.

63- Arzulara yaslanma. Çünkü o, aklı kıtların sermayesidir. /2684

64ـ أنفَعُ الدَّواءِ تَرْكُ المُنى/ 3021.

64- En yararlı ilaç, arzuları terk etmektir. /3021

65ـ الأمانيُّ أشتاتٌ/ 3051.

65- Arzular türlü türlüdür. /3051

66ـ الأمانيُّ تُخْدَعُ/ 145.

66- Arzular aldatır. /145

67ـ اَلأمانيُّ شيمَةُ الحَمْقاءِ/435.

67- Arzular, ahmakların huyudur. /435

68ـ طاعَةُ الأمَلِ، تُفْسِدُ العَمَلَ/5487.

68- Arzulara boyun eğmek, ameli bozar. /5987

69ـ عِنْدَ حُضُورِ الآجالِ تَظْهَرُ خَيْبَةُ الآمالِ/ 6208.

69- Eceller geldiğinde arzuların heba olduğu ortaya çıkar. /6208

70ـ عَجِبْتُ لِمَنْ لا يَمْلِكُ أجَلَهُ كَيْفَ يُطيلُ أملَهُ/ 6272.

70- Eceline sahip olamayıp da arzusunu uzun tutana şaşarım! /6272

71ـ غايَةُ الأمَلِ الأجَلُ/ 6356.

71- Arzunun sonu eceldir. /6356

72ـ أبْعَدُ شَيءٍ الأمَلُ/ 2921.

72- Erişilmesi en güç şey, arzudur. /2921

73ـ أكْثَرُ النّاسِ أمَلاً أقلُّهُمْ لِلْمَوتِ ذِكْراً/ 3053.

73- Halkın en çok arzu edeni, ölümü en az hatırlayanıdır. /3053

74ـ أطوَلُ النَّاسِ أمَلاً أسوَئُهُمْ عَمَلاً/ 3054.

74- Arzusu uzun olanın ameli kötü olur. /3054

75ـ إنَّ اللهَ سبحانَهُ لَيُبْغِضُ الطَّويلَ الأمَلِ، السَّيِّءَ العَمَلِ/ 3455.

75- Allah, arzuları uzun olana ve kötü amel işleyene gazap eder. /3455

76ـ إنَّ المرءَ يَشْرُفُ عَلى أمَلِهِ، فَيقْطَعُهُ حُضُورُ أجَلِهِ، فَسُبْحانَ اللهِ لا أمَلٌ يُدْرَكُ، وَلا مُؤَمِّلٌ يُتْرَكُ/ 3565.

76- İnsan, arzusuyla onurlanır, sonra da ecel gelir, önünü alır. Süphanallah! Ne ulaşılan bir arzu, ne de terk edilen bir arzulayıcı vardır. /3565

77ـ إيّاكَ وَطُولَ الأمَلِ، فَكَمْ مِنْ مَغْرُورٍ افْتَتَنَ بِطُولِ أمَلِهِ، وَأفْسَدَ عَمَلَهُ، وَقَطَعَ أجَلَهُ، فَلا أمَلَهُ أدْرَكَ وَلا مافاتَهُ اسْتَدْرَكَ/ 2715.

77- Sakın ola ki uzun arzulara kapılmayasın! Zira nice aldananlar var ki uzun arzulardan dolayı fitneye düşmüş, ameli bozulmuş, eceli unutmuştur. Halbuki ne arzusuna ulaşır, ne de kaybettiğini bulur. /2715

78ـ أينَ تَخْتَدِعُكُمْ كَواذِبُ الآمالِ؟!/ 2815.

78- Yalancı arzular daha nereye kadar sizi aldatacak? /2815

79ـ أينَ يَغُرُّكُمْ سَرابُ الآمالِ؟!/ 2816.

79- Arzuların serabı daha nereye kadar sizi aldatacak? /2816

80ـ أكْذَبُ شَيْءٍ الأمَلُ/ 2846.

80- En yalan şey, arzudur. /2846

81ـ إنَّ أخْسَرَ النّاسِ صَفْقَةً، وَأخْيَبَهُم سَعْياً، رَجُلٌ أخْلَقَ بَدَنَهُ في طَلَبِ آمالِهِ، وَلَم تُساعِدْهُ المَقاديرُ عَلى إرادَتِهِ، فَخَرَجَ مِنَ الدُّنْيا بِحَسَراتِهِ، وَقَدِمَ عَلى الآخِرَةِ بِتَبِعاتِهِ/ 3594.

81- Halk arasında, alışveriş bakımından en zararlı ve çaba bakımından en ümitsiz kimse, arzularına kavuşmak için kendini eskiten ve kaderinin iradesine yardımcı olmadığı kimsedir. Böyle bir kimse dünyadan hüsranla ayrılır; bu zararların sonuçlarıyla ahirete ayak basar. /3594

82ـ الأمَلُ خَوَّانٌ/ 103.

82- Arzular, çok haindirler. /103

83ـ الأمَلُ يَغُرُّ، العَيْشُ يَمُرُّ/ 148.

83- Arzu aldatır, ömür geçer. /148

84ـ الأمَلُ يَخْدَعُ، البَغْيُ يَصْرَعُ/ 200.

84- Arzu hile eder, zulüm yere serer. /200

85ـ المُغتَرُّ بالآمالِ مَخْدُوعٌ/ 629.

85- Arzulara kapılan aldanmıştır. /629

86ـ الأمانيُّ بَضائِعُ النَّوْكى/ 630.

86- Arzular, aklı kıtların sermayesidir. /630

87ـ الآمالُ غَرُورُ الْحَمْقى/ 631.

87- Arzular, ahmakları aldatır. /631

88ـ الآمالُ تُدني الآجالَ/ 632.

88- Arzular ecelleri yaklaştırır. /632

89ـ مَنْ كَثُرَ مُناهُ قَلَّ رِضاهُ/ 7886.

89- Arzuları çok olanın rıza sı az olur. /7886

90ـ مَنْ طالَ أملُهُ ساءَ عَمَلُهُ/ 7908.

90- Uzun arzuları olanın ameli kötü olur. /7908

91ـ مَنِ اغْترَّ بالأمَلِ خَدَعَهُ/ 7995.

91- Arzuya kapılanı arzusu aldatır. /7995

92ـ مَنْ غَرَّتهُ الأمانيُّ كَذَّبَتْهُ الآجالُ/ 8112.

92- Arzularına kapılanı ecelleri yalanlar. /8112

93ـ مَنْ بَلَغَ غايَةَ أمَلِهِ فَلْيَتَوَقَّعْ حُلُولَ أجَلِهِ/ 8288.

93- Arzusunun sonuna yaklaşan, ecelini beklesin. /8288

94ـ من تَبع مُناه، كَثر عناؤُهُ/ 8449.

94- Arzusunun peşinden gidenin zahmeti artar. /8449

95ـ مَنْ جَرى في مَيدانِ أملَهِ، عَثِرَ بأجَلهِ/ 8598.

95- Arzusunun meydanına atılan kimseyi ölüm yere çarpar. /8598

96ـ مَنْ كَثُرَ مُناهُ، كَثُرَ عَناؤُهُ/ 6803.

96- Arzusu çok olanın zahmeti de çok olur. /8603

97ـ مَنْ أمّلَ ما لا يُمْكِنُ، طالَ تَرَقُّبُهُ/ 8696.

97- Olmayacak şeyi arzu eden çok bekler. /8696

98ـ مَنْ يَكُنِ اللهُ أمَلهُ، يُدْرِكُ غايةَ الأملِ وَالرَّجاءِ/ 8820.

98- Umudunu Allah'a bağlayan kimse umduğunu bulur, arzusuna kavuşur. /8820

99ـ مَنِ اسْتَقْصَرَ بَقاءَهُ وَأجَلَهُ، قَصُرَ رَجاؤُهُ وَأمَلُهُ/ 8821.

99- Ömrünü yetersiz bulan ve ecelinin yakın olduğuna inanan kimsenin ümidi ve arzusu kısa olur. /8821

100ـ مَنْ جَرى في عِنانِ أمَلِهِ عَثِرَ بِأجَلِهِ/ 8822.

100- Arzusuyla sürüklenen ecelinin kucağına düşer. /8822

101ـ مَنْ أمَّلَ غَيْرَ اللهِ سُبحانَهُ أكْذَبَ آمالَهُ/ 8953.

101- Allah'tan başkasına umutlanan, arzularını yalanlar. /8953

102ـ مَنِ استَعانَ بالأمانيِّ أفْلَسَ/ 9208.

102- Arzularından medet uman batar. /9208

103ـ مِنَ الحُمْقِ الاتّكالُ عَلى الأمَلِ/ 9285.

103- Arzulara bel bağlamak ahmaklıktandır. /9285

104ـ ذلُّ الرِّجال في خَيْبَةِ الآمالِ/ 5178.

104- Kişilerin zilleti, arzuların boşa çıkmasındadır. /5178

105ـ رَحِمَ اللهُ امْرَءاً قَصَّرَ الأمَلَ، وَبادَرَ الأجَلَ، وَاغْتَنَمَ المَهَلَ، وَتَزَوَّدَ مِنَ العَمَلِ/ 5210.

105- Arzusunu kısa tutan, ecelinin önüne geçen, ömrünü ganimet bilen ve amelinden azık toplayan kimseye Allah rahmet etsin. /5210

106ـ رُبَّ أُمْنِيَّةٍ تَحتَ مَنِيَّةٍ/ 5294.

106- Nice arzular vardır ki ölümün altındadır. /5294

107ـ زِدْ مِنْ طُولِ أمَلِكَ في قَصْرِ أجَلِكَ وَلا تَغُرَّنَّكَ صِحَّةُ جِسْمِكَ وَسَلامَةُ أمْسِكَ، فَإنّ مُدَّةَ العُمْرِ قَليلةٌ، وَسَلامَةٌ الجِسْمِ مُسْتَحيلَةٌ/ 5460.

107- Kısacık ömrün için uzun arzularından azık topla; sakın bedeninin sağlığı ve dünkü sıhhatin seni aldatmasın. Zira ömrün süresi az, beden sağlığı ise değişkendir. /5460

108ـ شَرُّ الفَقْرِ المُنى/ 5720.

108- En kötü fakirlik arzudur. /5720

109ـ ضِياعُ العُمْرِ بَينَ الآمالِ وَالمُنى/ 5905.

109- Ömrün zayi olması, arzu ile ümit arasındadır. /5905

110ـ طُوبى لِمَنْ قَصَّرَ أملَهُ وَاغْتَنَمَ مَهَلَهُ/ 5948.

110- Arzusunu kısa tutana ve ömrünü ganimet bilene ne mutlu! /5948

111ـ طُوبى لِمَنْ كَذَّبَ مُناهُ وَأخْرَبَ دُنْياهُ لِعِمارَةِ اُخْراهُ/ 5958.

111- Arzusunu yalanlayana ve ahiretinin imarı için dünyasını yıkana ne mutlu! /5958

112ـ مَنِ اتَّكَلَ علَى الأمانيّ ماتَ دُونَ أمَلِهِ/ 8293.

112- Arzularına bel bağlayan onlara ulaşmadan ölür. /8293

113ـ مَنْ وَثِقَ بِالأمْنِيَّةِ قَطَعَتْهُ المنيّةُ/ /8312.

113- Arzularına güveneni ölüm ondan ayırır. /8312

114ـ مَنْ قَصُرَ أمَلَهُ حَسُنَ عَمَلُهُ/ 8444.

114- Arzusu kısa olanın ameli güzel olur. /8444

115ـ مَنْ أطالَ أمَلَهُ أفْسَدَ عَمَلَهُ/ 8445.

115- Uzun arzulara kapılan amelini bozar. /8445

 

İMAM

1ـ إمامٌ عادِلٌ خَيْرٌ مِنْ مَطْرٍ وَابِلٍ/ 1491.

1- Adil imam, sağanak yağmurdan daha hayırlıdır. /1491

2ـ مَنْ أطاعَ إمامَهُ فقَدْ أطاعَ رَبَّهُ/ 8705.

2- İmamına itaat eden, rabbine itaat etmiştir. /8705

3ـ يَحْتاجُ الإمامُ الى قَلْبٍ عَقُولٍ، وَلِسانٍ قَؤُولٍ، وَجَنانٍ عَلى إقامَةِ الْحَقِّ صَؤُولٍ/ 11010.

3- İmam, idrak sahibi gönüllere, konuşmasını bilen dillere ve hakkı ayakta tutacak cesur yüreklere muhtaçtır. /11010

 

İMAMET

1ـ الإمَامَةُ نِظامُ الأمَّةِ/ 1095.

1- İmamet, ümmetin düzenidir. /1095

2ـ وَالإمامَةَ نِظاماً لِلأمَّةِ/ 6608.

2- Allah, imameti, ümmetin düzeni için vacip kıldı. /6608

 

KORUMAK, GÜVEN VERMEK

1ـ مَنْ أجارَ الْمُسْتَغيثَ، أجارَهُ اللهُ سُبْحانَهُ مِنْ عَذابِهِ/ 8881.

1- Kim yardım dileyeni korursa, Allah da onu azabından korur. /8881

2ـ مَنْ آمَنَ خائِفاً مِنْ مَخُوفَةٍ، آمنَهُ اللهُ سُبْحانَهُ مِنْ عِقابِهِ/ 8882.

2- Kim korkmakta olan birini tehlikeden korursa Allah da onu cezasından korur. /8882

 

GÜVEN-GÜVENLİK

1ـ رُبَّ آمِنٍ وَجِلٍ/ 5269.

1- Niceleri güvende oldukları şeyden korkar. /5269

1ـ ما مِنْ شَيْءٍ يَحْصُلُ بِهِ الأمانُ أبْلَغَ مِنْ ايمانٍ وَإحْسانٍ/ 9700.

2- Güvenliğin sağlanmasında iman ve ihsandan daha etkili bir şey yoktur. /9700

2ـ وَاللهِ ما مَنَعَ الأمْنَ أهْلَهُ، وَأزاحَ الْحَقَّ عَنْ مُسْتَحِقِّهِ إلاّ كُلُّ كافِرٍ جاحِدٍ، وَمُنافِقٍ مُلْحِدٍ/ 10132.

3- Allah'a ant olsun ki, inkârcı kâfir ve yoldan çıkmış münafıktan başka kimse güvenliği ehlinden almamış, hakkı hak sahibinden çekip çıkarmamıştır. /10132

3ـ لا تَغْتَرَّنَّ بِالأمْنِ، فَإنّكَ مَأخُوذٌ مِنْ مَأمَنِكَ/ 10293.

4- Asla güvenliğinle gururlanma; zira sen, güvende olduğun yerden alınacaksın. /10293

4ـ لا يَنْبَغي لِلْعاقِلِ أنْ يُقيمَ عَلى الْخَوْفِ إذا وَجَدَ إلى الأمْنِ سَبيلاً/ 10832.

5- Esenliğe doğru bir yol bulduğunda ürkütücü yerde kalmak, akıl sahibine yakışmaz. /10832

5ـ لا نِعْمَةَ أهْنأُ مِن الأمْنِ/ 10911.

6- Emniyetten daha ferah nimet yoktur. /10911

6ـ الأمنُ اغْتِرارٌ، الخَوفُ اسْتِظْهارٌ/ 173.

7- Güvence aldanış, korku destektir. /173

7ـ حَلاوَةُ الأمْنِ، تُنَكِّدُها مَرارَةُ الخَوْف وَالحذَرِ/ 4883.

8-Korku ve çekinmenin acısı, emniyette olmanın tatlılığını çekilmez eder. /4883

8ـ رُبَّ أمْنٍ انْقَلَبَ خَوْفاً/ 5287.

9- Nice güvenceler korkuya dönüşmüştür. /5287

9ـ رِفاهيَّةُ العيْشِ في الأمْنِ/ 5438.

10- Hayatın refahı güvenliktedir. /5438

1ـ مَنْ أمِنَ مَكْرَ اللهِ بَطَلَ أمانُهُ (إيمانه)/ 7764.

11- Allah'ın hilesinden güvende olanın güvencesi[6] olmaz. /7764

2ـ ما أمِنَ عَذابَ اللهِ مَنْ لَمْ يأمَنِ النّاسُ شَرَّهُ/ 9600.

12- Halkın şerrinden güvende olmadığı kimse Allah'ın azabından güvende olmaz. /9600

 

EMİN, EMANETTAR

1ـ ما أقَلَّ الثّقَةَ المؤتَمَنَ، وَأكْثَرَ الخَوّانَ/ 9656.

1- Güvenilir emin kimse ne de azdır; hıyanet edense çok. /9656

1ـ الأمانَةُ تُؤَدِّي اِلى الصِّدْقِ/ 1582.

2- Emanettarlık insanı doğruluğa çeker. /1582

2ـ الأمانَةُ وَالْوَفاءُ صِدْقُ الأفْعالِ، وَالْكِذْبُ وَالافْتِراءُ خِيانَةُ الأقْوالِ/ 2083.

3- Emanettarlık ve vefa fiillerin doğruluğu; yalan ve iftira ise sözlerin ihanetidir. /2083

3ـ أدِّ الأمانةَ اِلى مَنِ ائْتَمَنَكَ، وَلا تَخُنْ مَنْ خانَكَ/ 2330.

4- Seni emin bilene emanetini geri ver; sana hıyanet edene hıyanet etme. /2330

4ـ أدِّ الأمانةَ إذا ائتُمِنْتَ، وَلا تَتَّهِمْ غَيْرَكَ إذا ائْتَمَنْتَهُ، فَإنّهُ لا إيمانَ لِمَنْ لا أمانَةَ لَهُ/ 2395.

5- Sana emanet verildiğinde onu sahibine geri ver. Başkasını emin bilip de bir şey verdiğinde ona ithamda bulunma. Zira, emanettarlığına güvenilmeyenin imanı yoktur. /2395

5ـ أفْضَلُ الأمانَةِ الوَفاءُ بِالعَهْدِ/ 3018.

6- En faziletli emanettarlık ahde vefadır. /3018

6ـ الأمانةُ إيمانٌ، البَشاشَةُ إحْسانٌ/ 18.

7- Emanettarlık imandır; güler yüzlülük ise ihsan. /18

7ـ الأمانةُ صِيانَةٌ/ 113.

8- Emanettarlık koruculuktur. /113

8ـ الأمانةُ فَوْزٌ لِمَنْ رَعاها (وَعاها)/ 1127.

9- Emanettarlık, onu yerine getiren için esenliktir. /1127

9ـ الأمانةُ فَضيلَةٌ لِمَنْ أدّاها/ 1170.

10- Emanettarlık, hakkını eda edene fazilettir. /1170

10ـ آفَةُ الأمانةِ الخيانَةُ/ 3962.

11- Emanettarlığın âfeti hıyanettir. /3962

11ـ إذا ائتُمِنْتَ فَلا تَخُنْ/ 3998.

12- Emanete hıyanet etme. /3998

12ـ إذا ائْتُمِنْتَ فَلا تَسْتَخِنْ/ 3999.

13- Emanet verdiğinde hıyanetle suçlama. /3999

13ـ إذا قَوِيَتِ الأمانةُ كَثُرَ الصِّدْقُ/ 4053.

14- Emanettarlık güçlendikçe sadakat artar. /4053

14ـ رَأسُ الإسْلامِ (الإيمانِ) الأمانةُ/ 5226.

15- İmanın[7] başı emanettarlıktır. /5226

15ـ صِحَّةُ الأمانةِ عُنْوانُ حُسْنِ المُعْتَقَدِ/ 5816.

16- Sağlıklı emanettarlık güzel inancın delilidir. /5816

16ـ عَلَيْكَ بِالأمانةِ فَإنَّها أفْضَلُ دِيانَةٍ/ 6109.

17- Emanet konusunda dikkatli ol! Zira emanettarlık, en üstün dindarlıktır. /6109

17ـ فَسادُ الأمانةِ طاعَةُ الخيانَةِ/ 6555.

18- Emanettarlığın fesadı, ona hıyanet etmektir. /6555

18ـ فازَ مَنْ تَجَلْبَبَ الوَفاءَ، وَادَّرَعَ الأمانَةَ/ 6556.

19- Vefakârlığı örtü, emanettarlığı kalkan edinen kurtulmuştur. /6556

19ـ كُلُّ شَيْءٍ لا يَحْسُنُ نَشْرُهُ أمانَةٌ وَإنْ لَمْ يُسْتَكْتَمْ/6897.

20- Gizli kalması istenmese de duyurulması güzel olmayan şey, emanettir. /6897

20ـ مَنْ لا أمانةَ لَهُ لا إيمانَ لَهُ/ 7932.

21- Emanettarlığı olmayanın imanı olmaz. /7932

21ـ مَنِ اسْتَهانَ بِالأمانةِ وَقَعَ في الخِيانةِ/ 8616.

22- Emaneti önemsemeyen hıyanet eder. /8616

22ـ مَنْ عَمِلَ بِالأمانَةِ فَقَدْ أكْمَلَ الدّيانةَ/ 9117.

23- Emaneti yerine getiren, dinini tekmil etmiştir. /9117

23ـ مِنْ أحْسَنِ الأمانَةِ رَعْىُ الذِّمَمِ/ 9385.

24- Emanete riayet etmek, en güzel emanettarlıktır. /9385

24ـ لا إيمانَ لِمَنْ لا أمانةَ لَهُ/ 10767.

25- Emaneti olmayanın imanı da yoktur. /10767

25ـ لا أمانةَ لِمَنْ لا دينَ لَهُ/ 10789.

26- Dini olmayanın emaneti olmaz. /10789

 

İMAN

1ـ الإيمانُ أفْضَلُ الأمانَتَيْنِ (الأمانَيْنِ)/ 1666.

1- İman, iki emanetin[8] en üstünüdür. /1666

2ـ الإيمانُ قَوْلٌ بِاللِّسانِ، وَعَمَلٌ بِالأرْكانِ/ 1755.

2- İman, dille söylemek, uzuvlarla amel etmektir. /1755

3ـ الإيمانُ وَالحَياءُ مَقْرُونانِ في قَرَنٍ، وَلا يَفْتَرِقانِ/ 1784.

3- İman ile hayâ birbirlerine bağlıdır; ayrılmazlar. /1784

4ـ الإيمانُ وَالعِلْمُ (وَالعَمَلُ) أخَوانِ تَوْأمانِ، وَرَفيقانِ لايَفْتَرِقانِ/ 1785.

4- İman ile amel,[9] ikiz kardeş ve ayrılmaz iki dostturlar. /1785

5ـ الإيمانُ شَجَرَةٌ، أصْلُها اليَقينُ، وَفَرْعُها التُّقى، وَنُورُها الحَياءُ، وَثَمَرُها السَّخاءُ/ 1786.

5- İman bir ağaçtır: Kökü yakîn, dalı takva, ışığı hayâ, meyvesi ise cömertliktir. /1786

6ـ الإيمانُ، وَالإخْلاصُ، وَاليَقينُ، الوَرَعُ، اَلصَّبْرُ وَالرِّضا بِما يَأتي بِهِ القَدَرُ/ 1855.

6- İman, ihlas, yakîn ve takva, kaderin getirdiklerine sabretmek ve rıza göstermektir. /1855

7ـ الإيمانُ وَالعَمَلُ أخَوانِ تَوْأمانِ، وَرَفيقانِ لا يَفْتَرِقانِ، لا يَقْبَلُ اللهُ أحَدَهُما الاّ بِصاحِبِهِ/ 2094.

7- İman ile amel, ayrılmaz iki dost ve ikiz kardeştirler; Allah, biri olmadan diğerini kabul etmez. /2094

8ـ أفْضَلُ الإيمانِ، الأمانَةُ/ 2905.

8- En üstün iman, emanettarlıktır. /2905

9ـ أفْضَلُ الإيمانِ، حُسْنُ الإيقانِ/ 2992.

9- En üstün iman, güzel yakîndir. /2992

10ـ أقْوَى النَّاسِ إيمانَاً أكثَرُهُمْ توَكُّلاً علَى اللهِ سُبْحانَهُ/ 3150.

10- İman bakımından halkın en üstünü, Allah'a tevekkülü en çok olandır. /3150

11ـ أقْرَبُ النّاسِ مِنَ اللهِ سُبحانَهُ أحْسَنُهمْ إيماناً/ 3193.

11- Halk arasında Allah'a en yakın kimse, imanı en güzel olan kimsedir. /3193

12ـ أفْضَلُ الإيمان الإخْلاصُ وَالإحْسانُ، وَأقْبَحُ الشِّيَمِ التَّجافي وَالعُدْوانُ/ 3316.

12- En üstün iman, ihlas ve ihsan; en kötü huy, kabalık ve düşmanlıktır. /3316

13ـ أفْضَلُ الإيمانِ حُسْنُ الإيقانِ وَأفْضَلُ الشَّرَفِ بَذْلُ الإحْسانِ/ 3317.

13- En üstün iman, yakînin güzelliği; en üstün erdem, bağışta bulunmaktır. 3317

14ـ إنَّ أفْضَلَ الإيمانِ إنْصافُ الرَّجُلِ مِنْ نَفْسِهِ/ 3439.

14- En üstün iman, insanın kendine karşı insaflı olmasıdır. /3439

15ـ إنَّ مَحَلَّ الإيمانِ الْجَنانُ، وَسَبيلَهُ الأذُنانِ/ 3472.

15- İmanın yeri kalpler, yolu ise kulaklardır. /3472

16ـ الإيمانُ أمانٌ/ 69.

16- İman huzurdur. /69

17ـ الإيمانُ واضِحُ الوَلائِجِ/ 457.

17- İman, açıkça içe işler. /457

18ـ الإيمانُ شَفيعٌ مُنْجِحٌ/ 553.

18- İman, kazandıran şefaatçidir. /553

19ـ الإيمانُ بَريءٌ مِنَ الْحَسَدِ/ 608.

19- İman, hasetten uzaktır. /608

20ـ الإيمانُ أعْلى غايَةٍ/ 850.

20- İman, hedeflerin en üstünüdür. /850

21ـ الْكُفْرُ يَمْحاهُ (يَمْحُوهُ) الإيمانُ/ 867.

21- İman, küfrü yok eder. /867

22ـ الإيمانُ إخْلاصُ العَمَلِ/ 873.

22- İman, amelin ihlasıdır. /873

23ـ النَّجاةُ مَعَ الإيمانِ/ 891.

23- Kurtuluş, imandadır. /891

24ـ الإيمانُ شِهابٌ لا يَخْبُو/ 948.

24- İman, sönmeyen ateştir. /948

25ـ الإيمانُ بَريءٌ مِنَ النِّفاقِ/ 1244.

25- İman, nifaktan uzaktır. /1244

26ـ الإيمانُ صَبْرٌ في البَلاءِ، وَشُكْرٌ في الرَّخاءِ/ 1350.

26- İman darlıkta sabır, genişlikte şükürdür. /1350

27ـ إنْ آمَنْتَ بِاللهِ أمِنَ مُنْقَلَبُكَ/ 3734.

27- Allah'a iman ettiysen döneceğin yer güvende olur. /3734

28ـ بِالإيمانِ تَكُونُ النَّجاةُ/ 4206.

28- Kurtuluş, imanla olur. /4206

29ـ بِالإيمانِ يُسْتَدَلُّ عَلى الصّالِحاتِ/ 4325.

29- Salih amellere delil, imanla gösterilir. /4325

30ـ بِالإيمانِ يُرْتَقى إلى ذُرْوَةِ السَّعادَةِ نِهايَةِ الْحُبُورِ/ 4323.


GERİ İNDEKS İLERİ