GERİ İNDEKS İLERİ

148ـ خَيرُ الإخوانِ أقَلُّهُمْ مُصانَعَةً في النَّصيحَةِ/ 4978.

148- En iyi dost, nasihatte en az geri kalandır. /4978

149ـ خَيرُ الإخوانِ مَنْ لا يُحْوجُ إخوانَهُ الى سِواهُ/ 4985.

149- En iyi dost, dostlarını kendinden başkasına muhtaç etmeyendir. /4985

150ـ خَيرُ أخْوانِكَ مَنْ عَنَّفَكَ في طاعَةِ اللهِ/ 4986.

150- En iyi dostun, seni Allah'a itaat etmeye zorlayandır. /4986

151ـ خَيرُ أخوانِكَ مَنْ واساكَ، وَخيرٌ مِنْهُ مَنْ كَفاكَ، وَإنِ احْتاجَ إلَيكَ أعفاكَ/ 4988.

151- En iyi dostun seninle yardımlaşandır; ondan daha iyisi, sana yeten ve sana ihtiyaç duyduğunda bunu gizleyendir. /4988

152ـ خَيرُ الإخوانِ مَنْ لَمْ يَكُنْ على إخوانِهِ مُسْتَقْصياً/ 4997.

152-En iyi dostun, dostunun (her yaptığını) incelemeyendir. /4997

153ـ خَيرُ إخوانِكَ مَنْ كَثُرَ إغضابُهُ لَكَ في الحقِّ/ 5009.

153- En iyi dostun, hak konusunda seni çok kışkırtandır. /5009

154ـ اَلصَّديقُ أفْضَلُ الذُّخْرَيْنِ/ 1669.

154- Dost, iki birikimin en iyisidir. /1669

155ـ اَلصَّديقُ أفضلُ العُدَّتَينِ/ 1691.

155- Dost, iki hazırlığın en iyisidir. /1691

156ـ اَلصَّديقُ أفضلُ عُدَّةٍ وَأبقى مَوَدَّةً/ 1726.

156- Dost, hazır olma bakımımdan en iyisi, sevgi bakımından en kalıcı olanıdır. /1726

157ـ الصَّديقُ إنسانٌ هُوَ أنْتَ إلاّ أنّهُ غيْرُكَ/ 1856.

157- Dost, bir insandır; sen osun; ama o, sen değil. /1856

158ـ الصَّديقُ الصَّدُوقُ مَنْ نَصَحَكَ في عَيبكَ وَحَفِظَكَ في غَيبِكَ وَآثَرَكَ عَلى نَفْسِهِ/ 1904.

158- Sâdık dost, kusurların konusunda sana nasihat eden, gıyabında hakkını gözeten ve seni kendisine tercih eden kimsedir. /1904

159ـ الحازمُ مَنْ تَخيَّرَ لِخُلَّتِهِ فإنَّ المَرْءَ يُوزَنُ بخَلِيلِهِ/ 2026.

159- Basiretli kimse, kendine dost seçen kimsedir. Zira kişi, dostuyla ölçülür. /2026

160ـ اَلأصدِقاءُ نَفسٌ واحِدَةٌ في جُسُومٍ مُتفَرِّقَةٍ/ 2059.

160- Dost, ayrı bedenlerde bir candır. /2059

161ـ الصَّديقُ مَنْ كانَ ناهِياً عَنِ الظُّلمِ وَالعُدْوانِ مُعيناً علَى البِرِّ وَالإحْسانِ/ 2078.

161- Dost, zulüm ve düşmanlıktan men eden, iyilik ve ihsan üzere yardımcı olan kimsedir. /2078

162ـ اِصْحَبْ مَنْ لا تَراهُ الاّ وَكَأنّهُ لا غَناءَ بِهِ عَنْكَ، وَإنْ أسَأتَ إلَيهِ أحسَنَ إلَيكَ وَكَأنّهُ المُسئُ/ 2397.

162- Öyle biriyle dost ol ki, onu daima kendine muhtaç bilesin ve kötülük yaptığında sanki suçluymuş gibi sana iyilik yapsın. /2397

163ـ مَنْ لا (أخا) إخاءَ لَهُ لا خَيرَ فيهِ/ 8087.

163- Dostu olmayanın hayrı da olmaz. /8087

164ـ مَنْ جانَبَ الإخْوانَ على كُلِّ ذَنْبٍ قَلَّ أصدِقاؤُهُ/ 8166.

164- Dostlarının her suçunda onlardan uzaklaşanın dostu azalır. /8166

165ـ مَنِ اسْتَفْسَدَ صَديقَهُ نَقَصَ مِنْ عَدَدِهِ/ 8231.

165- Dostuyla arasını bozan kimse (dostlarının) sayısını azaltır. /8231

166ـ مَنْ صَحِبَ الأشرارَ لَمْ يَسْلَمْ/ 8242.

166- Kötülerle arkadaşlık eden sağlam kalmaz. /8242

167ـ مَنِ اهْتَمَّ بِكَ فَهُوَ صَديقُكَ/ 8263.

167- Sana önem veren senin dostundur. /8263

168ـ مَنْ أحْسَنَ المُصاحَبَةَ كَثُرَ أصْحابُهُ/ 8341.

168- Güzel arkadaşlık edenin çevresi geniş olur. /8341

169ـ مَنْ جالَسَ الجُهّالَ فَلْيَستَعِدَّ لِلْقيلِ والقالِ/ 8505.

169- Cahillerle oturup kalkan dedikodulara hazır olsun. /8505

170ـ مَنْ لَمْ يَتَعاهَدْ مُوادِدَهُ فَقَدْ ضَيَّعَ الصَّديقَ/ 8550.

170- Seveninin hâlini sormayan gerçekte dostunu zayi etmiştir. /8550

171ـ مَنِ اسْتَقْصى على صَديقِهِ انْقطَعَتْ مَوَدَّتُهُ/ 8582.

171- Dostunu araştıranın dostluğu kopar. /8582

172ـ مَنِ اسْتَخَفَّ بِمُوالِيهِ اسْتَثقَلَ وَطْأةَ مُعاديهِ/ 8676.

172- Dostlarını hafife alan düşmanlarını ezemez. /8676

173ـ علَى التَّواخي في اللهِ تَخْلُصُ المَحَبَّةُ/ 6191.

173- Allah yolunda dostluk, muhabbeti hâlis kılar. /6191

174ـ عِندَ نُزُولِ الشَّدائدِ يُجَرِّبُ حِفاظُ الإخوانِ/ 6214.

174- Belalar indiğinde dostlar sınanır. /6205

175ـ عِندَ زَوالِ القُدْرَةِ يَتَبَيَّنُ الصَّديقُ مِنَ العَدُوِّ/ 6214.

175- Güç tükendiğinde dost-düşman belli olur. /6214

176ـ عَجِبْتُ لِمَنْ يَرْغَبُ في التَّكَثُّرِ مِنَ الأصْحابِ كَيْفَ لا يَصْحَبُ العُلَماءَ الألِبَّاءَ الأتقياءَ الَّذينَ يَغْنَمُ فَضائِلَهُمْ وَتَهْديهِ عُلُومُهُمْ وَتُزَّينُهُ صُحبَتُهُمْ/ 6277.

176- Arkadaşının çok olmasını istediği halde faziletlerinden faydalanılabilen, ilimleri yol gösteren ve dostlukları ziynet olan akıl sahibi ve takvalı âlimlerle dost olmayana şaşarım. /6277

177ـ في كُلِّ صُحْبَةٍ اخْتيارٌ/ 6462.

177- Her dostlukta seçim vardır. /6462

178ـ في الشِّدَّةِ يُخْتَبَرُ الصَّديقُ/ 6472.

178- Dost, zorlukta denenir. /6472

179ـ في الضّيقِ يَتَبيَّنُ حُسْنُ مُواساةِ الرَّفيقِ/ 6473.

179- Arkadaşın cömertliği darlıkta belli olur. /6473

180ـ في حُسنِ المُصاحَبَةِ يَرْغَبُ الرِّفاقُ/ 6514.

180- Arkadaşlar, güzel dostluğa meylederler. /6514

181ـ إيّاكَ أنْ تَغفُلَ عَنْ حقِّ أخيكَ، اتِّكالاً على واجبِ حَقِّكَ عَليهِ، فإنَّ لأخيكَ علَيكَ مِنَ الحقِّ مِثلَ الَّذي لَكَ عَلَيهِ/ 2686.

181- Üzerinde vacip bir hakkın var diye sakın sen de kardeşinin hakkından gâfil olmayasın. Zira kardeşinin senin üzerindeki hakkı, senin onun üzerindeki hakkın gibidir. /2686

182ـ إيّاكَ انْ تُهْمِلَ حقَّ أخيكَ اتِّكالاً عَلى ما بَينَكَ وَبَيْنَهُ فَلَيسَ لَكَ بأخٍ مَنْ أضَعْتَ حَقَّهُ/ 2688.

182- Kardeşinle aranda olan şeylerden dolayı sakın onun hakkını askıya almayasın. Zira kardeşinin hakkını zayi eden kardeş değildir. /2688

183ـ أفْضَلُ العُدَدِ ثِقاتُ الإخوانِ/ 3024.

183- (Dar günler için) en güzel hazırlık, dostlara güvendir. /3024

184ـ أفضَلُ الْعُدَدِ أخٌ وَفيٌّ وَشَقيقٌ زَكيُّ/ 3161.

184- (Dar günler için) en güzel birikim, vefalı kardeş ve nezih dosttur. /3161

185ـ أصْدَقُ الإخْوانِ مَوَدَّةً أفْضَلُهُمْ لإخوانِهِ في السَّرّاء والضَّرّاءِ مُوساةً/ 3238.

185- Sevgi bakımından en sâdık dost, iyi ve kötü günde en iyi yardımcı olandır. /3238

186ـ أبْعدُ النَّاسِ سَفَراً مَنْ كانَ سَفَرُهُ في ابْتِغاءِ أخٍ صالِحٍ/ 3288.

186- Halk arasında yolculuğu en uzun olan kimse, salih kardeş arayan kimsenin yolculuğudur. /3288

187ـ إنَّ أخاكَ حقّاً مَنْ غَفَرَ زلَّتَكَ، وَسَدَّ خَلَّتَكَ وَقَبِلَ عُذْرَكَ، وسَتَرَ عَوْرتَكَ وَنَفى وَجَلَكَ، وَحَقَّقَ أمَلَكَ/ 3645.

187- Hatanı bağışlayan, ihtiyacını karşılayan, özrünü kabul eden, ayıbını örten, korkunu gideren ve arzularını gerçekleştiren, senin gerçek kardeşindir. /3645

188ـ لا تَصْحَبْ مَنْ فاتَهُ العَقلُ، وَلا تَصْطَنِعْ مَنْ خانَهُ الأصلُ، فإنَّ مَنْ لا عَقلَ لَهُ يَضُرُّكَ مِنْ حَيثُ يَرى أنَّه يَنْفَعُكَ، وَمَنْ لا أصلَ لَهُ يُسيءُ الى مَنْ يُحْسِنُ الَيهِ/ 10383.

188- Aklı olmayanla arkadaşlık etme ve asaletinin kendine hıyanet ettiği kimseye (asaletsize) iyilik yapma. Zira aklı olmayan, sana kötülük gelecek yerden iyilik geleceğini sanır; asaletsiz ise, iyilik edene kötülük eder. /10383

189ـ تَصْحَبْ إلاّ عاقِلاً تَقِيّاً، ولا تُعاشِرْ إلاّ عالِماً زَكيّاً، وَلا تُودِعْ سِرَّكَ إلاّ مُؤمِناً وَفيّاً/ 10395.

189- Takvalı akıl sahiplerinin dışında kimseyle arkadaşlık etme; sadece nezih alimlerle muaşeret et ve vefalı müminden başkasına sırrını açma. /10395

190ـ لا تَصْحَبْ مَنْ يَحفَظُ مَساوِيَكَ، وَيَنْسى فَضائلَكَ وَمعالِيَكَ/ 10419.

190- Senin kötülüklerini aklında tutup iyilik ve faziletlerini unutan kimseyle arkadaşlık etme. /10419

191ـ لا تَحْلُو مُصاحَبَةُ غَيْرِ أريبٍ/ 10598.

191- Ehil olmayan kimseyle arkadaşlık etmek hoş değildir. /10598

192ـ لا يَصْحَبُ الإبرارَ إلاّ نُظَراؤُهُمْ/ 10604.

192- İyilerle ancak benzerleri arkadaş olur. /10604

193ـ لا يَأمَنُ مُجالِسُوا الأشرارِ غوائِلَ البَلاءِ/ 10823.

193- Kötülerle oturup kalkan belalardan güvende olur. /10823

194ـ اَلإخوانُ جَلاءُ الهُمُومِ وَالأحزانِ/ 2119.

194- Dostlar, dertleri ve kederleri gideren kimselerdir. /2119

195ـ أطِعْ أخاكَ وَإنْ عَصاكَ، وَصِلْهُ وَإنْ جَفاكَ/ 2267.

195- Sana karşı da gelse kardeşine itaat et; senden kaçınsa da onunla vuslat kur. /2267

196ـ اصْحَبْ أخَا التُّقى وَالدّينِ تَسْلَمْ، وَاسْتَرشِدْهُ تَغْنَمْ/ 2334.

196- Takvalı ve dindar kardeşinle arkadaşlık et ki sağlam kalasın; ondan doğru yolu iste ki ganimet alasın. /2334

197ـ أحْبِبْ في اللهِ مَنْ يُجاهِدُكَ على صَلاحِ دينٍ، وَيُكْسِيكَ (يُكْسِبُكَ) حُسنَ يَقينٍ/ 2358.

197- Dinin salahı için Allah yolunda seninle mücadele edeni ve sana yakînin güzelliğini giydireni/ kazandıranı sev. /2358

198ـ ارْفَقْ بِإخْوانِكَ، وَاكْفِهِمْ غَرْبَ لِسانِكَ، وَأجْرِ عَلَيْهِمْ سَيْبَ إحسانِكَ/ 2381.

198- Dostlarına karşı yumuşak ol; dilinle onları iğneleme ve onlara ihsanını akıt. /2381

199ـ اُبْذُلْ لِصَديقِكَ نُصْحَكَ، وَلِمَعارِفِكَ مَعُونَتَكَ، وَلِكافَّةِ النَّاسِ بِشْرَكَ/ 2466.

199- Arkadaşından nasihatini, tanıdıklarından yardımını ve halktan güler yüzlülüğünü eksik etme. /2466

200ـ احْذَرْ مُصاحَبَةَ كُلِّ مَنْ يُقْبَلُ رَأيُهُ، وَيُنكَرُ عَمَلُهُ، فإنَّ الصّاحِبَ مُعْتَبَرٌ بِصاحِبِهِ/ 2598.

200- Fikirleri kabul gören ama ameli beğenilmeyen kimseyle arkadaşlıktan kaçın. Zira arkadaş, arkadaşıyla itibar kazanır. /2598

201ـ احْذَر مُجالِسَةَ قَرينِ السَّوءِ فَإنَّهُ يُهْلِكُ مُقارِنَهُ، وَيُرْدي مُصاحِبَهُ/ 2599.

201- Kötü insanla oturup kalkma. Zira o, yakınındakini helake sürükler; arkadaşını alçaltır. /2599

202ـ لا تُؤْثِرْ دَنِيّاً عَلى شَريفٍ/ 10160.

202- Alçağı şerefliye tercih etme. /10160

203ـ لا تَصْحَبَنَّ مَنْ لا عَقْلَ لَهُ/ 10165.

203- Aklı olmayanla arkadaş olma. /10165

204ـ لا تَصْحَبِ المائِقَ فَيُزَيِّنَ لَكَ فِعْلَهَ، وَيَوَدَّ أنّكَ مِثْلُهُ/ 10308.

204- Ahmakla arkadaşlık etme. Zira o, işini güzel gösterir; senin de onun gibi olmanı ister. /10308

205ـ لا تَصْحَبَنَّ أبْناءَ الدُّنيا فإنّكَ إنْ أقْلَلْتَ اسْتَثْقَلُوكَ وَإنْ أكْثَرتَ حَسَدُوكَ/ 10122.

205- Sakın dünya sevdalılarıyla dost olma. Zira azalttığında önemsemezler, çoğalttığında da haset ederler. /10122

206ـ لا تُكْثِرَنَّ صُحْبَةَ اللَّئيمِ، فإنَّهُ إنْ صَحِبَتْكَ نِعْمَةٌ حَسَدَكَ، وَإنْ طرَقَتْكَ نائِبَةٌ قَذَفَكَ/ 10341.

206- Alçak kimselerle çok oturup kalkma. Zira bir nimete kavuşsan seni kıskanır; bir belaya uğrasan seni terk eder. /10341

207ـ لا تَسْتَكْثِرَنَّ مِنْ إخوانِ الدُّنيا، فَإنَّكَ إنْ عَجَزْتَ عَنْهُمْ تَحَوَّلُوا أعداءً، وَإنَّ مَثَلَهُمْ كَمَثَلِ النَّارِ كَثيرُها يُحرِقُ وَقليلُها يَنْفَعُ/ 10381.

207- Sakın dünya arkadaşlarına çok şey verme. Zira onlardan yana aciz  olursan düşman kesilirler. Onlar tıpkı ateşe benzer; azı fayda verir, çoğu yakar. /10381

208ـ كُنْ بِالوَحْدَةِ آنَسَ مِنْكَ بِقُرَناءِ السُّوءِ/ 7152.

208- Kötü arkadaşlardansa yalnızlığa alış. /7152

209ـ كُنْ بِعَدُوِّكَ العاقِلِ أوثَقَ مِنْكَ بِصَديقِكَ الجاهِلِ/ 7178.

209- Cahil dostundansa akıllı düşmanın daha güvenlidir. /7178

210ـ كُلَّما طالَتِ الصُّحْبَةُ تَأكَّدَتِ الحُرْمَةُ/ 7206.

210- Arkadaşlık uzadıkça saygı da artar. /7206

211ـ لِكُلِّ شَيْءٍ آفَةٌ وَآفَةُ الخَيْرِ (الخَيِّرِ) قَرينُ السُّوءِ/ 7303.

211- Her şeyin bir âfeti vardır; hayırlı kimsenin âfeti ise kötü arkadaştır. /7303

212ـ لِكُلِّ شَيْءٍ نَكَدٌ وَنَكَدُ العُمرِ مُقارَنَةُ العَدُوِّ/ 7304.

212- Her şeyin bir çilesi vardır; ömrün çilesi ise düşmanla arkadaşlık etmektir. /7304

213ـ لَيْسَ مَنْ خالَطَ الأشرارَ بِذي مَعْقُولٍ/ 7513.

213- Kötülere karışan, akıl sahiplerinden değildir. /7513

214ـ لَيْسَ شَيْءٌ أدْعى لِخَيرٍ وَأنْجى مِنْ شَرٍّ مِنْ صُحْبَةِ الأخيارِ/ 7518.

214- En iyi hayra davet etmede ve en güzel kötülükten sakındırmada hayırlı kimselerle dostluk gibisi yoktur. /7518

215ـ مَنْ صاحبَ العُقَلاءَ وُقِّرَ/ 7876.

215- Akıl sahipleriyle arkadaşlık eden vakar bulur. /7876

216ـ احْذَرْ مُصاحَبَةَ الفُسَّاقِ وَالفُجَّارِ والمُجاهِرينَ بِمَعاصِي اللهِ/ 2601.

216- Fâsık, fâcir ve Allah'a karşı alenen günah işleyenlerle arkadaşlık etmekten kaçın. /2601

217ـ احْذَرْ مُجالِسَةَ الجاهِلِ، كَما تَأمَنُ مِنْ مُصاحَبَةِ العاقلِ/ 2606.

217- Cahille oturup kalkmaktan kaçın. Nitekim, akıl sahibiyle arkadaşlık etmekten güvendesin. /2606

218ـ إيّاكَ وَمُصاحَبَةَ الفُسَّاقِ فإنَّ الشّرِّ بالشّرِّ يَلْحَقُ/ 2640.

218- Sakın ola ki fâsıklarla arkadaşlık etmeyesin! Zira kötüler, kötülerle bir olur. /2640

219ـ إيّاكَ أنْ تُخْدَعَ عَنْ صَديقِكَ، أو تُغْلَبَ عَنْ عَدُوِّكَ/ 2644.

219- Dostunun aldatmasından ve düşmanının galip gelmesinden kaçın. /2644

220ـ إيّاكَ وَمُصادَقَةَ الأحْمَقِ، فَإنَّهُ يُريدُ أنْ يَنْفَعَكَ فَيَضُرَّكَ/ 2645.

220- Ahmakla dost olmaktan kaçın. Zira ahmak, sana fayda vermek isterken zarar verir. /2645

221ـ إيّاكَ وَمُصادَقَةَ البَخيلِ، فإنَّهُ يَقْعُدُ عَنْكَ (بِكَ) أحوَجَ ما تَكوُنُ إلَيهِ/ 2648.

221- Cimriyle arkadaşlık etmekten kaçın. Zira cimri, en muhtaç olduğun anda seni yerine oturtur. /2646

222ـ إيّاكَ ومُصاحَبَةَ الأشْرارِ، فَإنَّهُمْ يَمُنُّونَ عَلَيْكَ بِالسَّلامَةِ مِنْهُمْ/ 3684.

222- Kötülerle arkadaş olmaktan sakın. Zira kötüler, onlardan ayrı olduğun için sana iyi davranırlar. /3648

223ـ أخُوكَ مُواسيكَ في الشِّدَّةِ/ 420.

223- Senin kardeşin, zor gününde yardımına koşandır. /420

224ـ إنْ اَرَدْتَ قَطيعَةَ أخيكَ فاَسْتَبْقِ لَهُ مِنْ نَفْسِكَ بَقِيَّةً يَرْجِعُ الَيْها إنْ بَدا لَهُ ذلِكَ يَوْماً ما/ 3720.

224- Kardeşinle bağını koparmak istediğinde kendinden yana ona açık bir kapı bırak ki, bir gün dönecek olduğunda o kapıya gelsin. /3720

225ـ قَدِّمِ الاخْتبارَ وَأجِدِ الاسْتِظْهارَ فِي اخْتيارِ الإخوانِ وَإلاّ ألْجَأكَ الاضْطِرارُ الى مُقارَنَةِ الأشرارِ/ 6811.

225- Dostlarını seçerken önce sına ve ihtiyatlı davran. Yoksa seni kötülerle arkadaş olmaya iter. /6811

226ـ كَفى بِالصُّحْبةِ اخْتِباراً/ 7034.

226- (İnsanları) denemek için arkadaş olmak yeter. /7034

227ـ إنِ اسْتَنَمْتَ الى وَدُودِكَ فَأحْرِزْ لَهُ مِنْ أمْرِكَ وَاستَبْقِ لهُ مِنْ سِرِّكَ ما لَعَلَّكَ أنْ تَنْدِمَ عَلَيْهِ وَقتاً ما/ 3721.

227- Dostuna güvendiğinde bazı işlerini ona söyleme ve sırrının hepsini ona açma. Gün gelir, buna pişman olursun. /3721

228ـ إذا تَأكَّدَ الإخاءُ سَمُجَ الثَّناءُ/ 4005.

228- Dostluk perçemleştiğinde övgü çirkinleşir. /4005

229ـ إذا آخَيْتَ فَأكْرِمْ حقَّ الإخاءِ/ 4006.

229- Kardeşlik ettiğinde hakkını öde. /4006

230ـ إذا وَثِقْتَ بِمَودَّةِ أخيكَ فَلا تُبالِ مَتى لَقيتَهُ وَلَقِيَكَ/ 4087.

230- Kardeşinin sevgisinden emin olduğunda artık karşılıklı görüşürken kaygın olmasın. /4087

231ـ مَنِ اتَّخَذَ أخاً بَعدَ حُسنِ الاخْتِبارِ دامَتْ صُحبَتُهُ وَتَأكَّدَتْ مَوَدَّتُهُ/ 8921.

231- Güzel bir şekilde sınadıktan sonra kardeş seçen kimsenin arkadaşlığı devamlı, sevgisi sağlam olur. /8921

232ـ مَنْ لَمْ يُقَدِّمْ فِي اتّخاذِ الإخوانِ الاعتِبارَ دَفَعَهُ الاغتِرارُ الى صُحْبَةِ الفُجَّارِ/ 8922.

232- Arkadaş seçiminde itibara önem vermeyeni bu aldanışı, onu fâcirlerle arkadaşlığa iter. /8922

233ـ مَنِ اتَّخذَ أخاً مِنْ غيرِ اختِبارٍ ألجَأهُ الاضطرارُ إلى مُرافَقَةِ الأشرارِ/ 8923.

233- Sınamadan kendine dost seçen kimse, kötülerle dost olmak zorunda kalır. /8923

234ـ اَلإخْوانُ في الله تعالى تَدُومُ مَوَدَّتُهُمْ لِدَوامِ سَبَبِها/ 1795.

234- Allah rızası için dost olanlar, bu sebep var olduğu sürece dost kalırlar. /1795

235ـ إخوانُ الصِّدقِ زينَةٌ في السَّرّاءِ وَعُدَّةٌ في الضَّرّاءِ/ 1805.

235- Dürüst dostluk iyi günde ziynet, kötü günde azıktır. /1805

236ـ الأخُ المُكْتَسَبُ في اللهِ أقْرَبُ الأقْرِباءِ وَأحَمُّ مِنَ الأُمَّهاتِ والآباءِ/ 1845.

236- Allah yolunda kazanılan dost, en yakın akrabalardan ve bazı anne-babalardan daha yakındır. /1845

237ـ أخُوكَ في اللهِ مَنْ هَداكَ إلى رَشادٍ، وَنَهاكَ عَنْ فَسادٍ، وَأعانَكَ إلى أصلاحِ معادٍ/ 1918.

237- Allah yolunda sana kardeş olan; seni doğru yola hidayet eden, fesattan men eden ve ahiretini düzeltmek için sana yardımcı olan kimsedir. /1918

238ـ أخُوكَ الصَّديقُ مَنْ وَقاكَ بِنَفْسِهِ، وَآثَرَكَ على مالِهِ وَوَلدِهِ، وَعِرْسِهِ/ 3014.

238- Sâdık dost, seni canıyla koruyan; malından, çocuklarından ve eşinden öne geçiren kimsedir. /3014

239ـ قَليلٌ مِنَ الإخْوانِ مَنْ يُنْصِفُ/ 6738.

239- İnsaflı dost az bulunur. /6738

240ـ قَرينُ السُّوءِ شَرُّ قَرينٍ وَداءُ اللُّؤمِ داءٌ دفينٌ/ 6785.

240- Kötü arkadaşlık, bağların en kötüsüdür; nâmerdin derdi ise gömülü derttir. /6785

241ـ قارِنْ أهلَ الخَيرِ تَكُنْ مِنْهُمْ، وَبايِنْ أهْلَ الشَّرِّ تَبِنْ عَنْهُمْ/ 6805.

241- İyilerle arkadaşlık et ki onlardan olasın; kötülerden uzak dur ki onlardan uzak olasın. /6805

242ـ قَدِّمِ الاختبارَ فِي اتِّخاذِ الإخوانِ، فإنَّ الاختِبارَ مِعيارٌ يَفْرُقُ بَيْنَ الأخيارِ وَالاشرارِ/ 6810.

242- Dost seçerken önce sına. Zira sınamak, iyilerle kötüleri birbirinden ayıran ölçüdür. /6810

243ـ مَنْ رَفِقَ بِمُصاحِبِهِ وافَقَهُ، وَمَنْ أعنَفَ بِهِ أخْرَجَهُ وَفارَقَهُ/ 8929.

243- Dostuna karşı yumuşak davranan ona uyum sağlamıştır; ona karşı sert olan ise, onu dostluktan çıkarmış ve ondan uzaklaşmıştır. /8929

244ـ مَنْ لَمْ يَرْضَ مِنْ صَديقِهِ إلاّ بِإيثارِهِ على نَفْسِهِ دامَ سَخَطُهُ/ 8976.

244- Arkadaşını kendi nefsinden öne geçirmeyi kabullenmeyen, onun öfkesini devamlı kılar. /8976

245ـ مَنْ كانَتْ صُحْبَتُهُ في اللهِ كانَتْ صُحْبَتُهُ كَريمَةً وَمَوَدَّتُهُ مُسْتَقيمَةً/ 8977.

245- Allah için dostluk edenin dostluğu değerli, sevgisi isabetli olur. /8977

246ـ مَنْ لَمْ تَكُنْ مَوَدَّتُهُ فِي اللهِ فَاحْذَرْهُ، فَإنَّ مَوَدَّتَهُ لَئيمَةٌ وَصُحْبَتَهُ مَشُومَةٌ/ 8978.

246- Allah için arkadaşlık etmeyenden kaçın. Zira sevgisi nâmertlik; dostluğu uğursuzluktur. /8978

247ـ مَنْ لَم يَصْحَبْكَ مُعيناً عَلى نَفْسِكَ فَصُحْبَتُهُ وَبالٌ عَليْكَ إنْ عَلِمتَ/ 9041.

247- Sana yardımı olmadan seninle dostluk edenin dostluğu sana vebaldir; (keşke) bilsen! /9041

248ـ مَنْ لَمْ يَحْتَمِلْ زَلَلَ الصَّديقِ ماتَ وَحيداً/ 9079.

248- Dostunun hatalarına sabır göstermeyen yalnız ölür. /9079

249ـ مَنْ طَلَبَ صَديقَ صِدْقٍ وَفيّاً طَلَبَ ما لا يُوجَدُ/ 9085.

249- Vefalı ve sâdık dost arayan, bulunmayan bir şeyi aramıştır. /9085

250ـ مَنْ دَنَتْ هِمَّتُهُ فلا تَصْحَبْهُ/ 9086.

250- Himmeti az olanla arkadaşlık etme. /9086

251ـ مَنْ لَمْ تَنْفَعْكَ صَداقَتُهُ ضَرَّتْكَ عَداوَتُهُ/ 9148.

251- Dostluğunda sana hayrı dokunmayanın düşman olduğunda zararı dokunur. /9148

252ـ مَنْ لَمْ يَنْصَحْكَ في صَداقَتِهِ فَلا تُعَذِّرْهُ/ 9151.

252- Dostluğunda samimî olmayanın özrünü kabul etme. /9151

253ـ مِنْ شَرائطِ الإيمانِ حُسْنُ مُصاحَبَةِ الإخوانِ/ 9282.

253- Din kardeşleriyle iyi arkadaşlık etmek, imanın şartlarındandır. /9282

254ـ مِنْ عَدَمِ العَقلِ مُصاحَبَةُ ذَوي الجَهلِ/ 9299.

GERİ İNDEKS İLERİ