GERİ | İNDEKS | İLERİ |
39- İkili dostluk pek azdır. /124
40ـ الصَّديقُ أقْرَبُ الأقارِبِ/ 674.
40- Dost, yakın akrabaların en yakınıdır. /674
41ـ إنّما سُمِّيَ الصَّديقُ صَديقاً لأنّهُ يَصْدُقُكَ في نَفْسِكَ ومَعائبِكَ، فَمَنْ فَعَلَ ذلك فَاستَنِمْ إليْهِ فإنَّهُ الصَّديقُ/ 3877.
41- Dosta dost denmesinin sebebi, senin ayıplarını sana samimi bir şekilde söylemesidir. Kim böyle yaparsa, bil ki senin dostun odur. /3877
42ـ إنَّما سُمِّيَ الرَّفيقُ رَفيقاً لأنَّه يَرفَقُكَ عَلى إصْلاحِ دينِكَ فَمَنْ أعانَكَ عَلى صَلاحِ دِينكَ فَهُوَ الرَّفيقُ الشَّفيقُ/ 3878.
42- Arkadaşa arkadaş denmesinin sebebi, senin dinini düzeltmek için sana refakat etmiş olmasıdır. O halde kim dininin düzelmesine yardımcı olursa, senin şefkatli arkadaşın odur. /3878
43ـ إذا طالَتِ الصُّحْبَةُ تأكَّدَتِ الحُرمَةُ/ 4017.
43- Dostluk uzadıkça saygı da artar. /4017
44ـ إذا أحْبَبْتَ السَّلامَةَ فاجْتَنِبْ مُصاحَبَةَ الجَهُولِ/ 4047.
44- Dünya ve ahirette sağlam kalmak istiyorsan cahillerle arkadaşlık etmekten kaçın. /4042
45ـ إذا كَثُرَتْ ذُنُوبُ الصَّديقِ قَلَّ السُّرُورُ بِهِ/ 4062.
45- Arkadaşın günahları arttıkça dostluğun neşesi azalır. /4062
46ـ إذَا اتَّخذَكَ وَليُّكَ أخاً فَكُنْ لَهُ عَبْداً وَامْنَحْهُ صِدقَ الوفاءِ وحُسْنَ الصَّفاءِ/ 4141.
46- Arkadaşın seni kardeşi olarak kabul ederse, sen onun kölesi ol; ona sadakat dolu vefa ve güzellik dolu mutluluk ihsan et. /4141
47ـ إذا ظَهرَ غَدْرُ الصَّديقِ سَهُلَ هَجْرُهُ/ 4162.
47- Dostunun vefasızlığı ortaya çıktığında ondan ayrılmak kolay olur. /4162
48ـ بِحُسنِ المُوافَقَةِ تَدُومُ الصُّحبَةُ/ 4183.
48- Karşılıklı iyi ilişkiler dostluğu uzatır. /4183
49ـ بِحُسنِ الصُّحبَةِ تَكْثُرُ الرِّفاقُ/ 4282.
49- İyi arkadaşlık çok dost kazandırır. /4282
50ـ بِئسَ الصَّديقُ المَلولُ (المُلُوك)/ 4392.
50- Bıkkın, ne de kötü arkadaştır! /4392
51ـ بِئسَ القَرينُ الجَهُولُ/ 4395.
51- Ne de kötü dosttur kara cahil! /4395
52ـ بِئسَ القَرينُ العدُوُّ/ 4398.
52- Düşman ne de kötü yoldaştır! /4398
53ـ بِئسَ الرَّفيقُ الحَسُودُ/ 4400.
53- Kıskanç ne de kötü arkadaştır! /4400
54ـ تَمَسَّكْ بِكُلِّ صَديقٍ أفادَتْكَهُ الشِّدَّةُ، (أفادكَ نَكْبَةُ الشِّدَّةِ)/ 4508.
54- Zorlukta sana yardımcı olacak dostlara sarıl. /4508
55ـ تَحَبَّبْ إلى خَليلِكَ يُحْبِبْكَ، وأكرِمْهُ يُكْرِمْكَ وَآثِرْهُ على نَفْسِكَ يُؤثِرْكَ على نَفسِهِ وَأهْلِهِ/ 4530.
55- Arkadaşını sev ki o da seni sevsin. Ona iyilik yap ki o da sana iyilik yapsın. Onu kendine tercih et ki o da seni kendisine ve ailesine tercih etsin. /4530
56ـ جَليسُ الخَيرِ نِعْمَةٌ/ 4719.
56- İyi arkadaş nimettir. /4719
57ـ جَليسُ الشّرِّ نِقْمَةٌ/ 4720.
57- Kötü arkadaş azaptır. /4720
58ـ جالِسْ أهْلَ الوَرَعِ وَالحِكْمَةِ، وَأكثِرْ مُناقَشَتَهُمْ، فإنَّكَ إنْ كُنتَ جَاهلاً عَلَّمُوكَ، وَإنْ كُنْتَ عالِماً ازدَدْتَ عِلماً/ 4783.
58- Takva ve hikmet ehliyle çok otur ve onlarla çokça tartış. Zira cahil isen sana ilim öğretirler; âlim isen ilmini artırırlar. /4783
59ـ حُسنُ الصُّحْبَةِ يَزيدُ في مَحَبَّةِ القُلُوبِ/ 4812.
59- İyi arkadaşlık kalplerdeki muhabbeti artırır. /4812
60ـ حَسَدُ الصَّديقِ مِنْ سُقْمِ المَوَدَّةِ/ 4928.
60- Dostun hasedi, dostluğun hastalıklarındandır. /4928
61ـ خَيْرُ الاختيارِ صُحبَةُ الأَخيارِ/ 4954.
61- En güzel seçim, iyi insanlarla arkadaşlıktır. /4954
62ـ خيرُ مَنْ صاحَبْتَ ذَوُوا العِلْمِ والحِلمِ/ 4989.
62- Arkadaşların arasında en hayırlısı, ilim ve hilim sahibi olanıdır. /4989
63ـ خَيرُ مَنْ صَحِبْتَهُ مَنْ لا يُحوِجُكَ الى حاكِمٍ بَينَكَ وبيْنَهُ/ 5012.
63- Arkadaşların arasında en hayırlısı, bir sorun olduğu zaman seninle kendisi arasında bir başkasını hakem tayin etmeyendir. /5012
64ـ خَيرُ مَنْ صَحِبْتَ مَنْ وَلَّهَكَ بالاخُرى، وَزَهَّدَكَ في الدُّنيا، وأعانَكَ على طاعةِ المَوْلى/ 5030.
64- Arkadaşların arasında en hayırlısı, sana ahireti sevdiren, dünyaya rağbet ettirmeyen ve rabbine itaatte sana yardımcı olanıdır. /5030
65ـ خَليلُ المَرءِ دَليلٌ على عَقْلِهِ، وَكَلامُهُ بُرهانُ فَضْلِهِ/ 5088.
65- Bir insanın arkadaşı onun aklının göstergesi; sözü ise, fazlının kanıtıdır. /5088
66ـ خَيْرُ كُلِّ شَيْءٍ جديدُهُ، وخَيْرُ الإخْوانِ أقدَمُهُمْ/ 5089.
66- Her şeyin yenisi güzeldir. Arkadaşın en iyisi ise en eski olanıdır. /5089
67ـ خَيرُ الإخْوانِ أعْوَنُهُمْ عَلى الخَيْرِ، وأعْمَلُهُمْ بِالبِرِّ، وأرْفَقُهُمْ بِالمُصاحِبِ/ 5095.
67- En iyi dost hayırlı işlere yardım eden, iyi şeyler yapan ve dostluğu iyi idare edendir. /5095
68ـ رُبَّ صَديقٍ حَسُودٍ/ 5333.
68- Nice dostlar vardır ki çekemezdirler. /5333
69ـ رُبَّ صَديقٍ يُؤتى (يُؤبى) مِنْ جَهْلِهِ لا مِنْ نيَّتِهِ/ 5337.
69- Nice dostun vardır ki kötü niyetinden değil, cehaleti yüzünden sana kötülük yapar. /5337
70ـ زَيْنُ المُصاحَبَةِ الاحتِمالُ/ 5461.
70- Arkadaşlığın süsü, zorluklara tahammül göstermektir. /5461
71ـ شَرُّ إخوانِكَ مَنْ أرْضاكَ بالباطِلِ/ 5690.
71- Arkadaşlarının en kötüsü, seni bâtıl şeylerle razı edendir. /5690
72ـ شَرُّ إخوانِكَ مَنْ أحوَجَكَ إلى مُداراةٍ وَألْجَأكَ إلى اعْتِذارٍ/ 5699.
72- Arkadaşlarının en kötüsü, seni geçinmeye mecbur eden ve özür dilemeye iten kimsedir. /5699
73ـ شَرُّ أصْدِقائِكَ مَنْ تَتَكَلّفُ لهُ/ 5706.
73- Arkadaşlarının en kötüsü, kendini onun için zahmete soktuğun kimsedir. /5706
74ـ شَرُّ الإخوانِ الخاذِلُ/ 5708.
74- En kötü arkadaş, arkadaşını zor durumda terk edendir. /5708
75ـ شَرُّ الأصحابِ الجاهِلُ/ 5709.
75- En kötü arkadaş cahil arkadaştır. /5709
76ـ شَرُّ الإخوانِ الْمُواصِلُ عِنْدَ الرَّخاءِ، وَالمَفاصِلُ عِنْدَ البلاءِ/ 5714.
76- En kötü arkadaş, rahatlıkta yanında olan, zorlukta ise seni yalnız bırakandır. /5714
77ـ شَرُّ إخوانِكَ مَنْ أغراكَ بِهَوىً، وَوَلّهَكَ بالدُّنيا/ 5715.
77- Arkadaşlarının en kötüsü, nefsî duygularla seni kandıran ve seni dünyaya meylettiren kimsedir. /5715
78ـ شَرُّ أخوانِكَ مَنْ داهَنَكَ في نَفْسِكَ، وساتَرَكَ عَيْبَكَ/ 5715.
78- Arkadaşlarının en kötüsü, sana karşı dalkavukluk eden ve senin ayıplarını senden gizleyen kimsedir. /5725
79ـ شَرُّ إخوانِكَ اَلْغاشُّ المُداهِنُ/ 5730.
79- Arkadaşlarının en kötüsü, yalaka(lığıyla insanları) aldatan kimsedir. /5730
80ـ شَرُّ أخوانِكَ مَنْ تَثبَّطَ (يَتبَطّئُ) عنِ الخَيرِ وَثبَّطكَ (ويُبَطِّئُكَ) مَعَهُ/ 5733.
80- Arkadaşlarının en kötüsü, hayır işlemeyen ve seni de hayır işlemekten men eden kimsedir. /5733
81ـ شَرُّ أخوانِكَ وَأغَشُّهُمْ لَكَ مَنْ أغراكَ بِالعاجِلَةِ واَلهاكَ عَنِ الآجِلَةِ/ 5738.
81- Arkadaşlarının en kötüsü ve en çok aldatanı, seni dünya ile oyalayan ve ahiretten uzaklaştıran kimsedir. /5738
82ـ شَرُّ الأصحابِ السَّريعُ الانِقلابِ/ 5742.
82- En kötü arkadaş çok çabuk değişendir. /5742
83ـ شَرُّ الأتْرابِ الكثيرُ الارتيابِ/ 5743.
83- Yaşıtlarının en kötüsü çok şüphe edendir. /5743
84ـ شَرُّ الاُلْفَةِ اطِّراحُ الكُلْفَةِ/ 5782.
84- En kötü dostluk, başkalarına zahmet vermektir. /5782
85ـ شَرْطُ المُصاحَبَةِ قِلّةُ المُخالَفَةِ/ 5783.
85- Arkadaşlığın şartı az muhalefet etmektir. /5783
86ـ صاحِبُ السُّوءِ قَطْعَةٌ مِنَ النّار/ 5824.
86- Kötü arkadaş, ateşten bir parçadır. /5724
87ـ صُحْبَةُ الأخْيارِ تُكْسِبُ (تَكتسِبُ) الخَيرَ كالرّيحِ إذا مَرَّتْ بالطّيبِ حَمَلَتْ طيباً/ 5826.
87- İyilerle arkadaşlık, tıpkı rüzgârın bir bahçeden geçerken güzel kokular getirmesi gibi hayır getirir. /5826
88ـ مُعاداةُ الكَريمِ أسْلَمُ مِنْ مُصادَقَةِ اللَّئيمِ/ 9764.
88- İyilerle düşman olmak, kötülerle dost olmaktan daha güvencelidir. /9764
89ـ مُصاحَبَةُ العاقِلِ مأمُونَةٌ/ 9766.
89- Akıl sahipleriyle dostluk kurmak güven getirir. /9766
90ـ مُجالَسَةُ الأبرارِ تُوجِبُ الشَّرَفَ/ 9767.
90- İyilerle oturup kalkmak insana onur verir. /9767
91ـ مُصاحَبَةُ الأشرارِ تُوجِبُ التَّلَفَ/ 9768.
91- Kötülerle oturup kalkmak insanı telef eder. /9768
92ـ مُجالَسَةُ السَّفَلِ تُضْيئُ القُلُوبَ/ 9770.
92- Aşağılık insanlarla oturup kalkmak kalpleri zayi eder. /9770
93ـ مَنْعُ خَيْرِكَ يَدْعُو الى صُحبَةِ غيرِكَ/ 9783.
93- Kendi hayrına engel olman, senden başkasıyla arkadaşlığa davettir. /9783
94ـ مُصاحَبَةُ الجاهِلِ مِنْ أعْظَمِ البلاءِ /9788.
94- Cahille arkadaşlık, en büyük belalardandır. /9788
95ـ مُجالَسَةُ العَوامِّ تُفسِدُ العادَةَ/ 9812.
95- Avamla oturup kalkmak, geleneği bozar. /9812
96ـ مُصاحِبُ الأشرارِ كراكِبِ البَحرِ إنْ سَلِمَ مِنَ الغَرَقِ لَمْ يَسْلَمْ مِنَ الفَرَقِ/ 9835.
96- Kötülerle arkadaşlık, gemiye binmeye benzer; boğulmaktan güvende olsan da korkudan güvende olamazsın. /9835
97ـ مُجالَسَةُ أبناءِ الدُّنيا مِنْساةٌ للإيمانِ قائَدَةٌ الى طاعةِ الشيطانِ/ 9863.
97- Dünyayı sevenlerle oturmak imanı unutturur; insanı şeytana itaate sürükler. /9863
98ـ مُوافَقَةُ الأصْحابِ تُديمُ الاصْطِحابَ، وَالرِّفْقُ في المَطالِبِ يُسَهِّلُ الأسبابَ/ 9873.
98- Arkadaşların uyumu dostluğu devamlı kılar. İstekler konusunda dostluk ise sebepleri kolaylaştırır. /9873
99ـ مُجالَسَةُ الحُكماءِ حَياةُ العُقولِ، وشِفاءُ النُّفُوسِ/ 9875.
99- Hikmet sahipleriyle oturup kalkmak akıllara hayat, ruhlara şifadır. /9875
100ـ وَحدَةُ المَرْءِ خَيْرٌ لَهُ مِنْ قَرينِ السُّوءِ/ 10136.
100- Kötü arkadaştansa yalnızlık daha iyidir. /10136
101ـ بِالتَّواخي في اللهِ تُثْمِرُ الاُخُوَّةَ/ 4225.
101- Allah yolunda dostluk, kardeşliği doğurur. /4225
102ـ تُبْتَنى الاُخُوَّةُ في اللهِ علَى التَّناصُحِ في اللهِ، والتَّباذُلِ في اللهِ، والتَّعاوُنِ على طاعةِ اللهِ، والتَّناهي عن معاصِي اللهِ، وَالتَّناصُرِ في اللهِ، وإخْلاصِ المَحَبَّةِ/ 4532.
102- Allah yolunda kurulan kardeşlik; Allah için nasihatleşmenin, Allah için karşılıklı bağışta bulunmanın, Allah itaati üzere yardımlaşmanın, Allah'a karşı günahtan kaçınmanın ve sevgide sadakatin temelini atar. /4532
103ـ تناسَ مَساوِيَ الإخوانِ، تَستَدِمْ وُدَّهُمْ/ 4584.
103- Kardeşlerinin kötülüklerini unut ki, dostlukları daimî olsun. /4584
104ـ ثَمَرَةُ الاُخُوَّةِ حِفْظُ الغَيبِ وَإهْداءُ العَيْبِ/ 4633.
104- Kardeşliğin meyvesi, gıyabında onu gözetmek ve ayıbını ona hediye etmektir. /4633
105ـ مَنْ آخى في اللهِ غَنِمَ/ 7776.
105- Allah yolunda kardeşlik kuran kazançlı çıkar. /7776
106ـ مَنْ آخى في الدُّنيا حُرِمَ/ 7777.
106- Dünya için kardeşlik kuran mahrum olur. /7777
107ـ مَنْ لا إخوانَ لَهُ لا أهلَ لَهُ/ 8759.
107- Dostu olmayanın ailesi de olmaz. /8759
108ـ مَنْ ناقَشَ الإخوانَ قَلَّ صَديقُهُ/ 8772.
108- Kardeşleriyle münakaşa edenin dostu azalır. /8772
109ـ مَنْ فَقَدَ أخاً في اللهِ فَكَأنَّما فَقَدَ أشْرَف أعْضائهِ/ 9227.
109- Allah rızası için elde ettiği dostunu kaybeden kimse en değerli uzvunu kaybetmiş gibidir. /9227
110ـ مَنْ كانَ ذا حِفاظٍ وَوَفاءٍ لَمْ يَعْدَمْ حُسْنُ الإخاءِ/ 8726.
110- Sadakat ehli ve vefalı bir kimse dostluğunun güzelliğini yitirmez. /8726
111ـ مِنْ عَجْزِ الرَّأيِ اسْتِفْسادُ الإخْوانِ/ 9283.
111- Kardeşler arasında bozgunculuk çıkarmak görüşün acizliğindendir. /9283
112ـ ما أكثَرَ الإخوانَ عِندَ الجِفانِ وَأقَلَّهُمْ عِندَ حادِثاتِ الزَّمانِ/ 9657.
112- Sofra başında nice dostlar görürsün. (Oysa) olaylar çıktığında nasıl da azalırlar! /9657
113ـ ما تَواخى قَوْمٌ على غَيرِ ذاتِ الله سُبْحانَهُ إلاّ كانَتْ اُخُوَّتُهُمْ علَيْهِم تِرَةً يَوْمَ العَرْضِ علَى اللهِ سُبْحانَهُ/ 9672.
113- Allah rızası dışında arkadaşlık kuran bir topluluk, amel günü Allah'ın karşısına amelleri eksik olarak çıkacaktır. /9672
114ـ مَوتُ الأخِ قَصُّ الجَناحِ وَاليَدِ/ 9823.
114- Kardeşin ölümü, kolun kanadın kırılmasıdır. /9823
115ـ نِظامُ المُرُوَّةِ حُسْنُ الاُخُوَّةِ، وَنِظامُ الدّينِ حُسنُ اليَقينِ/ 9976.
115- Mertliğin bağı iyi dostluk, dinin bağı ise kesin inanışın güzelliğidir. /9976
116ـ لا تَصْرِمْ أخاكَ علَى ارْتيابٍ، وَلا تَهْجُرهُ بَعدَ اسْتِعتابٍ/ 10268.
116- (Sana karşı) şüphe ettiği için kardeşinden kopma; özür diledikten sonra da terk etme. /10268
117ـ لا تُضَيِّعَنَّ حَقَّ أخيكَ اتِّكالاً على ما بَينَكَ وبَينَهُ فَليسَ لَكَ بأخٍ مَنْ أضَعْتَ حَقَّهُ/ 10366.
117- Kardeşinle arandaki şeye güvenerek onun hakkını zayi etme. Yoksa hakkını zayi ettiğin, sadece kardeşin olmaz. /10366
118ـ لا تُواخِ مَنْ يَستُرُ مَناقِبَكَ ويَنْشُرُ مَثالِبَكَ/ 10420.
118- İyiliklerini örten ve ayıplarını açığa vuran kimseyle dost olma. /10420
119ـ لا تَطْلُبَنَّ الإخاءَ عِندَ أهْلِ الجَفاءِ وَاطلُبْهُ عِندَ أهلِ الحِفاظِ والوَفاءِ/ 10421.
119- Sakın cefa ehlinden kardeşlik bekleme; onu sâdık ve vefalı kimselerde ara. /10421
120ـ لا خَيرَ فيمَنْ يَهْجُرُ أخاهُ مِنْ غيرِ جُرمٍ/ 10741.
120- Suçsuz yere kardeşinden kopan kimsede hayır yoktur. /10741
121ـ لا خَيرَ في أخٍ لا يُوجِبُ لَكَ مِثلَ الَّذي يُوجِبُ لِنَفْسِهِ/ 10891.
121- Kendine gerekli gördüğünü kardeşi için de gerekli görmeyen kimsede hayır yoktur. /10891
122ـ يُغْتَنَمُ مُؤاخاةُ الأخيارِ، ويُجتَنَبُ مُصاحَبَةُ الأشرارِ وَالفُجَّارِ/ 11015.
122- İyilerin kardeşliği ganimet bilinir, kötüler ve günahkârların arkadaşlığından ise kaçınılır. /11015
123ـ إيّاكَ ومُصادَقَةَ الكَذَّابِ، فإنّهُ يُقَرِّبُ عَلَيكَ الْبَعيدَ، وَيُبَعِّدُ علَيكَ القَريبَ/ 2650.
123- Çok yalan söyleyen kimseyle dost olmaktan kaçın! Zira o; uzağı yakın, yakını da uzak eder. /2650
124ـ إيّاك أنْ تُخْرِجَ صَديقَكَ أخراجاً يُخرِجُهُ عَنْ مَودَّتِكَ وَاستَبْقِ لَهُ مِنْ اُنْسِكَ مَوْضِعاً يَثِقُ بِالرُّجوعِ إلَيْهِ/ 2687.
124- Arkadaşını dışlayacak olduğunda, onu dostluğundan dışlayacak şekilde dışlama. Samimiyetinden yana açık bir kapı bırak ki oraya dönebileceğine emin olsun. /2687
125ـ إيّاكَ أنْ تُوحِشَ مُوادَّكَ وَحْشَةً تُفضي بهِ الى اختيارِهِ البُعدَ عَنْكَ، وَإيثارِ الفُرْقَةِ/ 2689.
125- Dostunu, senden uzaklaşmayı ve kopmayı isteyecek şekilde dehşete düşürme. /2689
126ـ إيّاكَ وَصُحبَةَ مَنْ ألهاكَ، وأغراكَ، فإنّهُ يَخْذُلُكَ وَيُوبِقُكَ/ 2692.
126- Seni gaflete sürükleyen ve aldatan kimseyle dost olma. Zira o, seni alçaltır ve yok eder. /2692
127ـ إيّاكَ وَمُصاحَبَةَ أهلِ الفُسُوقِ، فإنّ الرَّاضيَ بِفِعْلِ قَوْمٍ كالدَّاخِلِ مَعَهُمْ/ 2702.
127- Fısk ehli insanlarla dost olmaktan kaçın! Zira bir topluluğun yaptıklarına razı olmak, onlarla olmak gibidir. /2702
128ـ إيّاكُمْ وَمُصادَقَةَ الفاجِرِ، فإنّهُ يَبيعُ مُصادِقَهُ بِالتَّافِهِ المُحتقرِ/ 2702.
128- Günahkârla dost olmaktan kaçının! Çünkü o, dostluğunu az bir değere satar. /2738
129ـ أكثَرُ الصَّلاحِ وَالصَّوابِ في صُحبَةِ اُولِي النُّهى والألبابِ/ 3129.
129- Hayır ve doğruluğun çoğu, akıl ve derk ehli kimselerle beraber olmaktadır. /3129
130ـ أحسَنُ الشِّيَمِ أكْرامُ المُصاحِبِ، وَإسْعافُ الطَّالِبِ/ 3224.
130- Huyların en iyisi dosta değer vermek ve ihtiyaç sahiplerinin ihtiyacını gidermektir. /3224
131ـ أشرَفُ الشِّيَمِ رِعايَةُ الوُدِّ، وَأحسَنُ الهِمَمِ إنجازُ الوَعدِ/ 3328.
131- En iyi huy, dostluğa riayet etmek; en güzel gayret, vaade vefa göstermektir. /3328
132ـ مَنْ دَعاكَ إلى الدَّارِ الباقيةِ، وأعانَكَ علَى العَمَلِ لَها، فَهُوَ الصَّديقُ الشَّفيقُ/ 8775.
132- Asıl şefkatli dost, seni kalıcı dünyaya davet eden ve orası için amel etmene yardımcı olan kimsedir. /8775
133ـ الرَّفيقُ في دُنياهُ كالرَّفيقِ في دينهِ/ 1816.
133- Dünyasında dost olan, dininde dost olmuş gibidir. /1816
134ـ سَلِ (عنِ) الرَّفيقَِ قَبْلَ الطَّريقِ/ 5596.
134- Yola çıkmadan önce yoldaş iste. /5596
135ـ لا يَحُولُ الصَّديقُ الصَّدُوقُ عَنِ المَودَّةِ وَإنْ جُفِيَ/ 10824.
135- Daima doğru söyleyen dost, cefa görse de dostluğundan dönmez. /10824
136ـ احمِلْ نَفْسَكَ معَ أخِيكَ عِندَ صَرْمِهِ علَى الصِّلَةِ وعندَ صُدُودهِ علَى اللُّطْفِ والمُقارَبَةِ، وَعندَ تَباعُدِهِ علَى الدُّنُوِّ، وعندَ جُرمِهِ علَى العُذرِ حَتّى كَأنّكَ لَهُ عَبْدٌ، وَكَأنّهُ ذُو نِعْمَةٍ عَلَيْكَ، وَإيّاكَ أنْ تَضَعَ ذلكَ في غَيرِ مَوْضِعِهِ، أو تَفْعَلَهُ مَعَ غَيرِ أهْلِهِ/ 2452.
136- Kardeşin seninle bağını koparmak istediğinde nefsini onunla sılaya, yüz çevirdiğinde lütuf ve yakınlığa, uzaklaşmak istediğinde yaklaşmaya ve suç işlediğinde mâzur görmeye zorla. Öyle ki seni kölesi sansın ve sen de onu kendine velinimet say. Sakın ola ki bunları yersiz yere ya da ehlinden başkasına uygulamayasın! /2452
137ـ امحَضْ أخاكَ النَّصِيحَةَ حَسَنَةً كانَتْ أوْ (أم) قَيبحَةً/ 2441.
137- Nasihatin iyi de olsa, kötü de olsa kardeşine içtenlikle nasihat et! /2441
138ـ احمِلْ نَفْسَكَ عِنْدَ شِدَّةِ أخيكَ علَى اللّينِ، وَعِنْدَ قَطيعَتِهِ علَى الوَصْلِ، وَعِندَ جُمودِهِ علَى البَذلِ، وَكُنْ للَّذي يَبدُو مِنْهُ حَمُولاً وَلَهُ وَصوُلاً/ 2450.
138- Kardeşin hiddetlendiğinde nefsini ona karşı yumuşak olmaya, bağını kopardığında vuslat kurmaya, eli sıkılaştığında cömertliğe zorla; ondan kötü bir davranış baş gösterdiğinde tahammül et ve vuslatını ondan esirgeme. /2450
139ـ اخْتَرْ مِنْ كُلِّ شَيْءٍ جَديدَهُ، وَمِنَ الإخوانِ أقدَمَهَمْ/ 2462.
139- Kendin için her şeyin yenisini, dostlar arasından ise en eskisini seç. /2462
140ـ اجْتَنِبْ مُصاحِبَةَ الكَذَّابِ، فَإنِ اضْطُرِرْتَ إلَيهِ فلا تُصَدِّقْهُ، وَلا تُعلِمْهُ أنّكَ تُكَذِّبُهُ، فإنّه يَنْتَقِلُ عَنْ وُدِّكَ لا يَنْتَقِلُ عَنْ طَبْعِهِ/ 2416.
140- Çok yalan konuşan kimseden uzak dur; onunla olmak zorunda kaldığında onu tasdik etme ve onu tekzip ettiğini ona belli etme. Zira onun dostluğu değişir (düşman olur) ama huyu değişmez. /2416
141ـ اُبْذُل لِصَديقِكَ كُلَّ المَودَّةِ، وَلا تَبْذُلْ لَهُ كُلَّ الطُّمَأنينةِ وَأعْطِهِ مِنْ نَفْسِكَ كُلَّ المُواساةِ، وَلا تَقُصَّ إلَيهِ بِكُلِّ أسرارِكَ/ 2463.
141- Bütün sevgini dostuna bağışla ama bütün huzurunu bağışlama; kendi katından ona yardımda bulun ama bütün sırrını açma. /2463
142ـ فَقْدُ الإخوانِ مُوهِي الجَلَدِ/ 6543.
142- Dostu yitirmek (zorluklara) katlanmayı zayıflatır. /6543
143ـ لَيْسَ لَكَ بأخٍ، مَنِ أحْتَجْتَ الى مُداراتِهِ/ 7503.
143- Seni kendisiyle iyi geçinmeye zorlayan kardeş, kardeş değildir. /7503
144ـ لَيْسَ بِرَفيقٍ مَحمُودِ الطَّريقَةِ مَنْ أحوَجَ صاحِبَهُ الى مُماراتِهِ/ 7504.
144- Arkadaşını kendisiyle çekişmeye zorlayan kimse, övgüye lâyık bir yol arkadaşı değildir. /7504
145ـ لَيسَ لَكَ بأخٍ مَنْ أحوَجَكَ الى حاكِمٍ بينَكَ وَبَيْنَهُ/ 7505.
145- Seninle arasındaki bir mesele yüzünden seni hakime muhtaç eden kimse kardeşin olamaz. 7505
146ـ جَمالُ الاُخُوَّةِ أحسانُ العِشْرَةِ، وَالمُواساةُ معَ العُسْرَةِ/ 4793.
146- Güzel dostluk, iyi geçinme ve zorlukta yardımlaşmayla mümkündür. /4793
147ـ حُسْنُ الإخاءِ يُجْزِلُ الأجرَ وَيُجمِلُ الثَّناءَ/ 4828.
147- Dostluğun güzelliği mükâfatı artırır, övgüyü güzelleştirir. /4828
GERİ | İNDEKS | İLERİ |