GERİ İNDEKS İLERİ

5- Göz yuman kalbini rahatlatır. /9122

6ـ مَنْ غَضَّ طَرْفَهُ قَلَّ أسَفُهُ وَ أمِنَ تَلَفُهُ /9125.

6- Görmezden gelen az tasalanır ve helak olmaktan güvende olur. /9125

7ـ نِعْمَ الوَرَعُ غَضُّ الطَّرْفِ /9915.

7- Göz yummak ve görmezden gelmek ne de güzel dindarlıktır! /9915

8ـ نِعْمَ صارِفُ الشَّهَواتِ غَضُّ الأبْصارِ /9924.

8- Gözleri yumarak görmezden gelmek ne de güzel şehvet uzaklaştırıcısıdır. /9924

9ـ لا مُرُوَّةَ كَغَضِّ الطَّرفِ /10453.

9- görmezden gelmek gibi mürüvvet yoktur. /10453

10ـ مَنْ لَمْ يَتَغافَلْ وَلا يَغُضَّ عَنْ كَثيرٍ مِنَ الأمُورِ تَنَغَّصَتْ عيشَتُهُ /9149.

10- Kim kendini gaflete vurup bir çok işe göz yummazsa hayatı çekilmez olur. /9149

11ـ مَنْ أطْلَقَ طَرْفَهُ جَلَبَ (اِجْتَلَبَ) حَتْفَهُ /9124.

11- Bakışlarını serbest bırakan kendi ölümünü hazırlar. /9124

12ـ اَلعَيْنُ رائِدُ القَلْبِ (الفِتَن) /366.

12- Göz kalbin kaşifidir. /366

13ـ اَلعَيْنُ بَريدُ القَلْبِ /368.

13- Göz kalbin habercisidir. /368

14ـ اَلعُيُونُ طَلائِعُ القُلُوبِ /405.

14- Gözler kalplerin casusudur. /405

15ـ العُيُونُ مَصائِدُ الشَّيْطانِ /950.

15- Gözler şeytanın tuzaklarıdır. /950

16ـ إذا أبْصَرَتِ العَيْنُ الشَّهْوَةَ عَمِيَ القَلْبُ عَنِ العاقِبَةِ /4063.

16- Göz şehvetleri görünce kalp akıbete karşı kör olur. /4063

17ـ طُوبى لِعَيْنٍ هَجَرَتْ في طاعَةِ اللهِ غُمضَها /5982.

17- Allah itaati için yummayı terk eden, (akşamları itaat için uyanık kalan) göze ne mutlu! /5982

18ـ قَدْ أضاءَ الصُّبحُ لِذي عَيْنَيْنِ /6660.

18- Şüphesiz sabah iki göz sahibi için aydınlanır. /6660

19ـ أغْضِ عَلَى القَذى وَ إلاّ لَمْ تَرْضَ أبَداً /2319.

19- Hayatın sıkıntılarına tahammül et, aksi takdirde hiçbir zaman razı olamazsın. /2319

20ـ اَللَّحْظُ رائِدُ الفِتَنِ /1047.

20- Gözlemek fitnenin habercisidir. /1047

21ـ لَيْسَ فِي الجَوارحِ أقَلَّ شُكْراً مِنَ العَيْنِ, فَلا تُعْطُوها سُؤْلَها فَتَشْغَلَكُمْ عَنْ ذِكْرِ اللهِ /7519.

21- Uzuvlar arasında gözden daha az şükreden yoktur. Öyleyse istediğini vermeyin, sonra sizi Allah’ı zikretmekten engeller. /7519

GÖZ KULAK OLMAK

1ـ رَحِمَ اللهُ عَبْداً راقَبَ ذَنْبَهُ، وَخافَ رَبَّهُ/ 5205.

1- Günahına göz kulak olan ve Rabb’inden korkan kula Allah rahmet etsin. 5205

GURUR/ALDATMA

1ـ اِحْذَرْ أنْ يَخْدَعَكَ (يَخْتَدِعَكَ) الغُرُورُ بِالحائِلِ اليَسرِ أوْ يَسْتَزِ لَّكَ السُّرُورُ بِالزّائِلِ الْحَقيرِ /2612 .

1- (İnsanı ahiretten) alıkoyan azıcık (dünya yaşantısı) sakın seni gururlandırmasın; ya da çabucak bitiveren kısa sevinç (dünya hayatı), seni yanıltmasın. /2612

2ـ جِماعُ الغُرُورِ فِي الاِسْتِنامَةِ إلَى العَدُوِّ /4775.

2- Düşmana güvenmek en büyük yanılgıdır. /4775

3ـ طُوبى لِمَنْ لَمْ تَقْتُلْهُ قاتِلاتُ الغُرُورِ /5973.

3- Gururun öldürücü etkilerinin öldürmediği kimseye ne mutlu! /5973

4ـ كَفى بِالْمَرْءِ غُرُوراً أنْ يَثِقَ بِكُلِّ ما تُسَوِّلُ لَهُ نَفْسُهُ /7053.

4- İnsanın aldanması için, nefsinin süslediği her şeye güvenmesi yeter./7053

5ـ وَقال (عليه السلام) في حَقِّ مَنْ أثنى عَلَيْهِ: لَمْ تَقْتُلْهُ قاتِلاتُ الغُرُورِ وَلَمْ تُغَمَّ (وَلَمْ تُعَمَّ) عَلَيْهِ مُشْتَبِهاتُ الأُمُورِ /7565.

5- Hz. Ali (a.s) onu öven bir kişinin hakkında şöyle buyurdu:

Onu aldanmanın öldürücü etkileri öldürmedi (şeytana ve nefsine aldanmadı) ve karmaşık işler ona gizli kalmadı. /7565

6ـ لَمْ يُفَكِّرْ في عَواقِبِ الأُمُورِ مَنْ وَثِقَ بِزُورِ الغُرُورِ وَ صَبا إلى زُورِ السُّرُورِ /7566.

6- Gururun yalanına güvenen ve yalancı mutluluğa meyleden kimse, işlerinin akıbetini iyi düşünmemiştir. /7566

7ـ مَنِ اغْتَرَّ بِالْمَهَلِ اِغْتَصَّ بِالأجَلِ /8388.

7- Oyalanmaya aldanan ecele yakalanır. /8388

8ـ كَفى بِالاِغْتِرارِ جَهْلاً /7032.

8- Aldanmak için bilgisizlik yeter. /7032

9ـ مَنِ اغْتَرَ بِحالِهِ قَصَّرَ عَنِ احْتِيالِهِ /8678.

9- Halinden memnun olan, kendine çare aramaz. /8678

10ـ مَنِ اغْتَرَّ بِمُسالَمَةِ الزَّمَنِ اِغْتَصَّ بِمُصادَمَةِ الْمِحَنِ /8685.

10- Zamanın barışığına aldanan zorluklarla boğuşur. /8685

11ـ مِنَ الغِرَّةِ بِاللهِ سُبْحانَهُ أنْ يُصِرَّ الْمَرْءُ عَلَى الْمَعْصِيَةِ وَ يَتَمَنَّى المَغْفِرَةَ /9404.

11- İnsanın Allah'a karşı yanılması; günahta ısrar edip O'ndan bağışlanma ümit etmesidir. /9404

12ـ لا حَزْمَ مَعَ غِرَّةٍ /10527.

12- İleri görüşlülük, gafletle bir araya gelmez. /10527

13ـ لا غِرَّةَ كَالثِّقَةِ بِالأيّامِ /10550.

13- Zamana güvenmek kadar (kötü) gaflet yoktur. /10550

14ـ قَدْ يَسْلَمُ الْمُغَرَّرُ /6632.

14- Aldatılan kimse bazen sağlam kalır. /6632

15ـ كَمْ مِنْ مَغْرُورٍ بِحُسْنِ القَوْلِ فيهِ /6932.

15- Nice insan, hakkında söylenen güzel söze aldanır. /6932

16ـ كَمْ مِنْ مَغْرُورٍ بِالسِّتْرِ عَلَيْهِ /6942.

16- Nice insan kendine saklı olan şeyden dolayı aldanır. /6942

17ـ لَيْسَ كُلُّ مَغْرُورٍ بِناجٍ وَ لا كُلُّ طالِبٍ بِمُحْتاجٍ/7521.

17- Ne her aldanan kurtulmuştur, ne de her isteyen muhtaçtır. /7521

GURURLANMAK/ ÖVÜNMEK

1ـ ما لابْنِ آدَمَ وَ الْفَخْرَ، وَ أوَّلُهُ نُطْفَةٌ، وَ آخِرُهُ جيفَةٌ، لا يَرْزُقُ نَفْسَهُ، وَ لا يَدْفَعُ حَتْفَهُ / 9664.

1- Gururlanmak insanoğlunun neyine? Başlangıcı meniydi, sonu ise bir leş parçası olacak; kendini rızıklandıramaz, ölümü de uzaklaştıramaz. /9664

2ـ لا تَدُلَّنَّ بِحالَةٍ بَلَغْتَها بِغَيْرِ آلَةٍ، وَ لاتَفْخِرَنَّ بِمَرْتَبَةٍ نِلْتَها مِنْ غَيْرِ مَنْقَبَةٍ، فَإنَّ ما يَبْنيِهِ الاتِّفاقُ يَهْدِمُهُ الاِسْتِحاقُ / 10403.

2- Vesilesiz ulaştığın bir durum karşısında asla gururlanma ve hak etmeden eriştiğin bir makam karşısında asla böbürlenme; zira, tesadüfün inşa ettiğini hak ediş yıkar. /10403

3ـ لاحُمْقَ أعْظَمُ مِنَ الفَخْرِ / 10655

3- Gururlanmaktan daha büyük ahmaklık yoktur. /10655

4ـ يَنْبَغي أنْ يَكوُنَ التَّفاخُرُ بِعَلِيِّ الْهِمَمِ، وَ الوَفاءِ بِالذِّمَمِ، وَ الْمُبالَغَةِ فيِ الكَرَمِ، لابِبَوالِي الرِّمَمِ، وَ رَذائِلِ الشِّيَمِ / 10953.

4- (İnsana) yüce hedeflere sahip, anlaşmalara karşı vefalı ve cömertlikte aşırı olduğu için övünmesi yakışır; çürümüş kemikler ve çirkin huylar karşısında böbürlenmek değil. /10953

5ـ اَلاِفْتِخارُ مِنْ صِغَرِ الأقْدارِ / 2201.

5- Gururlanmak, değerlerin küçüklüğündendir. /2201

6ـ إيّاكَ وَ مُساماةَ اللهِ سُبْحانَهُ في عَظَمَتِهِ، فَإنَّ اللهَ تَعالي يُذِلُّ كُلَّ جَبّارٍ، وَيُهينُ كُلَّ مُخْتالٍ / 2716.

6- Allah'ın azameti karşısında gururlanmaktan sakın! Şüphesiz Allah her zalimi zelil, her mütekebbiri rezil eder. /2716

GÜÇLÜ

1ـ اَلْقَوِيُّ مَنْ قَمَعَ لَذَّتَهُ / 1195.

1- Asıl güçlü, (dünyevî) lezzetlerini kontrol edendir. /1195

2ـ آفَةُ القَوِيِّ اِسْتِضْعافُ الخَصْمِ / 3939.

2- Güçlünün afeti, düşmanı zayıf saymasıdır. /3939

3ـ إذا قَويتَ فَاقْوِ عَلي طاعَةِ اللهِ سُبْحانَهُ / 4074.

3- Güçlendiğin zaman Allah'a itaat etme yolunda güçlü ol. /4074

GÜLER YÜZLÜLÜK

1ـ البَشاشَةُ أحَدُ القَرائَيْنِ/ 1692.

1- Güler yüzlülük, iki misafirlikten biridir. /1692

2ـ البَشاشَةُ إحْسانٌ/ 18.

2- Güler yüzlülük ihsandır. /18

3ـ البَشاشَةُ حِبالَةُ الْمَوَدَّةِ/ 1075.

3- Güler yüzlülük dost yakalayan tuzaktır. /1075

4ـ عَلَيْكَ بِالْبَشاشَةِ فَإنّهُ حِبالَةُ الْمَوَدَّةِ/ 6101.

4- Güler yüzlü ol; zira güler yüzlülük, sevgi tuzağıdır. /6101

5ـ لا بَشاشَةَ مَعَ إبْرامٍ/ 10517.

5- Güler yüzlülük huzursuzlukla bir arada olmaz. /10517

6ـ البِشْرُ يُطْفِئُ نارَ الْمُعانَدَةِ/ 561.

6- Güler yüzlülük, düşmanlık ateşini söndürür. /561

7ـ البِشْرُ أوَّلُ النّوالِ/ 634.

7- Güler yüzlülük bahşişin başlangıcıdır. /634

8ـ البِشْرُ شيمَةُ الْحُرِّ/ 656.

8- Güler yüzlülük, özgür insanın huyudur. /656

9ـ البِشْرُ يُوْنِسُ الرِّفاقَ/ 736.

9- Güler yüzlülük, dostlukları pekiştirir. /736

10ـ البِشْرُ إسْداءُ الصَّنيعةِ بِغَيرِ مَؤُنَةٍ/ 1503.

10- Güler yüzlülük, iyiliği güzel bir şekilde, zahmetsizce kullanmaktır. /1503

11ـ بالبِشْرِ وَبَسْطِ الوَجْهِ يَحْسُنُ مَوقِعُ البَذْلِ/ 4313.

11- Cömertlik yurdu, güler yüzlülük ve neşeyle güzelleşir. /4313

12ـ بِشْرُكَ أوَّلُ بِرِّكَ وَوَعْدُكَ أوَّلُ عَطائِكَ/ 4452.

12- Güler yüzlülüğün, ilk iyiliğin; vaadin, ilk cömertliğindir. /4552

13ـ بِشْرُكَ يَدُلُّ عَلى كَرَمِ نَفْسِكَ، وَتَواضُعُكَ يُنْبِئُ عَنْ شَريفِ خُلْقِكَ/ 4453

13- Güler yüzlülüğün nefsinin yüceliğini, alçak gönüllülüğün ise ahlakının üstünlüğünü gösterir. /4453

14ـ حُسْنُ البِشْرِ أوَّلُ العَطاءِ، وَأسْهَلُ السَّخاءِ/ 4835.

14- Güler yüzlülük, bağışın başlangıcı ve en kolay cömertliktir. /4835

15ـ حُسْنُ البِشْرِ أحَدُ البِشارَتَيْنِ/ 4849.

15- Güler yüzlülük iki müjdeden biridir. /4849

16ـ حُسْنُ البِشْرِ شيمَةُ كُلِّ حُرٍّ/ 4866.

16- Güler yüzlülük her özgür insanın huyudur. /4858

17ـ حُسْنُ البِشْرِ مِنْ عَلائِمِ النَّجاحِ/ 4866.

17- Güler yüzlülük kurtuluş alâmetlerindendir. /4866

18ـ سَبَبُ الْمَحَبَّةِ البِشْرُ/ 5546.

18- Güler yüzlülük muhabbetin sebebidir. /5546

19ـ طِلاقَةُ الوَجْهِ بِالْبِشْرِ وَالعَطِيَّةِ وَفِعْلِ البِرِّ وَبَذْلِ التّحِيَّةِ داعٍ اِلى مَحَبَّةِ البَرِيَّةِ/ 6032.

19- Güler yüzlülük, bahşiş, iyilik etmek ve esenliği yaymak, insanları sevgiye davet eder. /6032

20ـ كَثْرَةُ البِشْرِ آيَةُ البَذْلِ/ 7089.

20- Çok güler yüzlü olmak cömertliğin nişanesidir. /7089

21ـ وَجْهٌ مُسْتَبْشِرٌ خَيْرٌ مِنْ قَطُوبٍ مُؤثِرٍ/ 10084.

21- Güler yüz, asık suratlı cömertlikten daha hayırlıdır. /10048

22ـ البِشْرُ أحَدُ العَطائَيْنِ/ 1614.

22- Güler yüzlülük iki bağıştan biridir.[50] /1613

23ـ البِشْرُ مَنْظَرٌ مُونِقٌ، وَخُلْقٌ مُشْرِقٌ/ 2168.

23- Güler yüzlülük, hoş bir manzara ve ışık saçan bir erdemdir. /2168

24ـ البِشْرُ مَبَرَّةٌ، العُبُوسُ مَعَرَّةٌ/ 236.

24- Güler yüzlülük iyilik, asık suratlılık ise kötülüktür. /236

25ـ البِشْرُ أوَّلُ الْبِرِّ/ 296.

25- Güler yüzlülük iyiliğin başlangıcıdır. /296

26ـ الطَّلاقَةُ شيمَةُ الْحُرِّ/ 467.

26- Güler yüzlülük özgür insanın huyudur. /467

27ـ البِشْرُ أوَّلُ النّائلِ/ 519.

27- Güler yüzlülük ilk hediyedir. /519

GÜLMEK

1ـ خَيْرُ الضِّحْكِ التَّبَسُّمُ/ 4964.

1- En güzel gülüş tebessümdür. /4964

2ـ كَثْرَةُ ضِحْكِ الرَّجُلِ تُفْسِدُ وَقارَهُ/ 7099.

2- Kişinin çok gülmesi onun vakarını ve ağırlığını yok eder. /7099

3ـ كَثْرَةُ الضِّحْكِ تُوحِشُ الْجَليسَ وَتَشينُ الرَّئيسَ/ 7115.

3- Çok gülmek dostu ürkütür, nefret ettirir; büyük insanı ayıplı kılar. /7115

4ـ مَنْ كَثُرَ ضِحْكُهُ قَلَّتْ هَيْبَتُهُ/ 7867.

4- Gülmesi çok olanın heybeti azalır. /7867

5ـ مَنْ كَثُرَ ضِحْكُهُ ماتَ قَلْبُهُ/ 7947.

5- Gülmesi çok olanın kalbi ölür. /7947

6ـ مَنْ كَثُرَ ضِحْكُهُ اُسْتُرْذِلَ/ 7971.

6- Gülmesi çok olan kimse küçümsenir. /7991

7ـ لا تُبْدِ عَنْ واضِحَةٍ، وَقَدْ فَعَلْتَ الأُمُورَ الفاضِحَةَ/ 10193.

7- Rezil edici işler yaptığında (günah, ayıp) dişlerini gösterme. /10193

8ـ لا تُكْثِرَنَّ الضِّحْكَ، فَتَذْهَبَ هَيْبَتُكَ، وَلا المُزاحَ فَيُسْتَخَفَّ بِكَ/ 10411.

8- Çok gülme; zira heybetini götürür; çok şaka ve mizah da yapma, seni küçümserler. /10411

GÜNAH / SUÇ

1ـ الذُّنوبُ الدّاءُ، والدَّواءُ الاِسْتِغفارُ، وَالشِّفاءُ أنْ لا تَعُودَ/ 1890.

1- Günahlar hastalık, devası istiğfar, şifası ise ona bir daha geri dönmemektir. /1890

2ـ تَهْوينُ الذَّنبِ أعْظَمُ مِنْ رُكُوبِ الذَّنْبِ/ 4490.

2- Günahı hafife almak, onu yapmaktan daha büyük, daha kötüdür. /4490

3ـ تَرْكُ الذَّنْبِ شَديدٌ، وَأشَدُّ مِنْهُ تَرْكُ الجَنَّةِ/ 4521.

3- Günahı terk etmek zordur, ondan daha zor olanı ise cenneti terk etmektir. /4521

4ـ تَأتينا أشْياء نَسْتَكْثِرُها إذا جَمَعْناها، وَنَسْتَقِلُّها إذا قَسَمْناها/ 4524.

4- Bir şeye sahip olduğumuzda (nedense) onu yığmak isterken gözümüzde çoğaltırız ve paylaştırmak isterken de gözümüzde azaltırız. /5424

5ـ اِحْذَرُوا الذُّنُوبَ المُورِطَةَ، والعُيُوبَ المُسْخِطَةَ/ 2621.

5- (İnsanı) helâke atan günahtan ve (Allah’ı) gazaplandıran ayıplardan kaçın. /2621

6ـ إيّاكَ وَانْتِهاكَ المَحارِمِ، فَإنَّها شيمَةُ الفُسّاقِ وَأُولِي الفُجُورِ، والغَوايَةِ/ 2659.

6- Haramlardan sakın; zira haramlar fasıkların, fücur ehlinin ve sapıkların huyudur. /2659

7ـ إيّاكَ وَالإصْرارَ، فَإنَّهُ مِنْ أكْبَرِ الكَبائِرِ وَأعَظَمِ الجَرائِمِ/ 2676.

7- (Günahtan yana) ısrar etmekten kaçın; zira o büyük günahların en büyüğü, suçların en ağırıdır. /2676

8ـ إِيّاكَ والمُجاهَرَةَ بِالفُجُورِ، فَإنَّها مِنْ أشَدِّ المَآثِمِ/ 2677.

8- Açıkça günah işlemekten kaçın; zira o, günahların en kötüsüdür. /2677

9ـ إيّاكَ وَالمعصِيَةَ، فَإن اللَّئيمَ (الشَّقيَّ) مَنْ باعَ جَنَّةَ المَأوى بِمَعْصِيَةٍ دَنِيَّةٍ مِنْ مَعاصِي الدُّنيا/ 2706

9- Günah işlemekten kaçın; zira aşağılık insan, cennet-i me'vâyı aşağılık bir dünya günahı karşılığında satan kimsedir. /2706

10ـ إيّاكَ أنْ تَسْتَسْهِلَ رُكُوبَ المَعاصي، فَإنَّها تَكْسُوكَ فِي الدُّنيا ذِلَّةً، وتَكْسِبُكَ فِي الآخِرَةِ سَخَطَ اللهِ/ 2725.

10- Günahlara bulaşmayı hafife alma; zira günahlar sana (dünyada) ziynet elbisesi giydirir, ahirette ise Allah’ın hışmını kazandırır. /2725

11ـ ألا وَإنَّ الخَطايا خَيْلٌ شُمُسٌ حُمِلَ عَلَيْها أهْلُها، وَخُلِعَتْ لُجُمُها فَأوْرَدَتْهُمُ النَّارَ/ 2770.

11- Bilesiniz ki günahlar serkeş atlara benzer, üzerlerine günahkârları bindirir, dizginleri kopunca da onları ateşe atar. /2770

12ـ أكْبَرُ الأَوْزارِ تَزْكِيَةُ الأشْرارِ/ 2967.

12- Günahların en büyüğü onları pak ve temiz bilmektir. /2967

13ـ أعظَمُ الوِزْرِ مَنْعُ قَبُولِ العُذْرِ/ 3004.

13- En büyük suç, özrü kabul etmemektir. /3004

14ـ أعظَمُ الذُّنُوبِ عِنْدَ اللهِ ذَنْبٌ أصَرَّ عَلَيْهِ عامِلُهُ/ 3131.

14- Allah katında günahların en büyüğü, günahında ısrar edenin günahıdır. /3131

15ـ أشَدُّ الذُّنُوبِ عِنْدَ اللهِ سُبْحانَهُ ذَنْبٌ اِسْتَهانَ بِهِ راكِبُهُ/ 3140.

15- Allah katında günahların en kötüsü, onu işleyen kimsenin o günahı hafife almasıdır. /3140

16ـ أسْرَعُ المَعاصي عُقُوبَةً أنْ تَبْغِيَ على مَنْ لا يَبْغى علَيْكَ/ 3146.

16- Cezası en erken gelip çatan günah, sana zulmetmeyene karşı zulmetmendir. /3146

17ـ أقْبَحُ المَعاصي قَطيعَةُ الرَّحِم وَالعُقُوقُ/ 3251.

17- Günahların en çirkini sıla-ı rahîmi kesmek ve anne-baba ile kötü geçinmektir. /3251

18ـ أعْظَمُ الذُّنُوبِ ذَنبٌ أصَرَّ عَلَيْهِ صاحِبُهُ/ 3266.

18- Günahların en büyüğü, günah sahibinin ısrarla işlediği günahtır. /3266

19ـ إنَّ أسْوَءَ المَعاصي مَغَبَّةً ألْغَيُّ/ 3382.

19- Şüphesiz akıbet bakımından günahların en kötüsü, sapıklıktır. /3282

20ـ إنَّ اللهَ سُبْحانَهُ لَيُبْغِضُ الوَقِحَ المُتَجَرِّئَ علَى المَعاصي/ 3437.

20- Şüphesiz Allah-u Teala, korkusuzca günah işleyen kimseyi düşman edinir. /3437

21ـ إنَّ عَدُوَّ مُحمَّدٍ (ص) مَنْ عَصَى اللهَ وإنْ قَرُبَتْ قَرابَتُهُ/ 3452.

21- Şüphesiz Muhammed (s.a.a)’in düşmanı, onunla her ne kadar akrabalık bağı olsa da Allah’a karşı isyan eden kimsedir. /3452

22ـ إنَّ حِلْمَ اللهِ تعالى علَى المَعاصي جَرَّأَكَ، وَبِهَلَكَةِ نَفْسِكَ أغْراكَ/ 3467.

22- Şüphesiz Allah-u Teala’nın günahlar karşısında sabretmesi, seni korkusuz kılmış, nefsini helâke itmiştir. /3467

23ـ اَلإصرارُ شيمَةُ الفُّجارِ/ 343.

23- (Günah konusunda) ısrarcı olmak, fücur ehillerinin huyudur. /343

24ـ اَلإصرارُ يُوجِبُ النّارَ/ 434.

24- (Günah konusunda) ısrarcı olmak, ateşi farz kılar. /434

25ـ اَلمُعْلِنُ بِالمَعْصِيَةِ مُجاهِرٌ/ 525.

25- Alenen günah işleyen, (Allah’a olan isyanını yüksek sesle) haykırandır. /525

26ـ اَلمَعْصيَةُ تَفْريطُ الفَجَرَةِ (العَجَزَةِ)/ 622.

26- Günah, facirlerin tefritidir. /622

27ـ اَلمَعْصيَةُ تَمْنَعُ الإجابَةَ/ 792.

27- Günah (duanın) kabulüne mani olur. /792

28ـ اَلإصْرارُ شَرُّ الآراءِ/ 811.

28- (Günah konusunda) ısrarcı olmak, düşüncelerin en kötüsüdür. /811

29ـ اَلإصْرارُ أعْظَمُ حَوْبَةً/ 880.

29- (Günah konusunda) ısrarcı olmak, en büyük günahtır. /880

30ـ اَلإصرارُ سَجِيَّةُ الهَلْكى/ 898.

30- (Günah konusunda) ısrarcı olmak, helâk ehlinin işidir. /898

31ـ اَلعِقابُ ثِمارُ السَّيِّئاتِ/ 920.

31- Ceza, kötülüklerin meyvesidir. /920

32ـ اَلإصرارُ يَجْلِبُ النِّقْمَةَ/ 1070.

32- (Günah konusunda) ısrar etmek, ilahi intikamı (beraberinde) getirir. /1070

33ـ اَلْمَعْصِيَةُ تَجْتَلِبُ العُقُوبَةَ/ 1072.

33- Günah cezayı çeker. /1072

34ـ الْمُعاوَدَةُ إلَى الذَّنْبِ إصْرارٌ/ 1212.

34- Günaha dönmek (dönüp dolaşıp günah işlemek), ısrardır. /1212

35ـ اَلإصرارُ أعْظَمُ حَوْبَةً، وَأسْرَعُ عُقُوبَةً/ 1495.

35- (Günah konusunda) ısrarcı olmak, günah bakımından günahların en büyüğü, ceza bakımından da cezası en çabuk olanıdır. /1495

36ـ اِجْتِنابُ السَّيِّئاتِ أوْلى مِنِ اكْتِسابِ الحَسَناتِ/ 1522.

36- İyilik kazanmaktansa kötülükten kaçınmak daha evladır. /1522

37ـ إنْ كُنتُمْ لا مُحالَةَ مُتَنَزِّهينَ، فَتَنَزَّهُوا عَنْ مَعاصِي القُلُوبِ/ 3742.

37- (Günahtan) uzak olabileceğinize inanamıyorsanız (en azından) kalplerinizin günahlarından uzaklaşın. /3742

38ـ إنْ كنْتُمْ لا مُحالَةَ مُتَطَهِّرينَ، فَتَطَهَّرُوا مِنْ دَنَسِ العُيُوبِ وَالذُّنوبِ/ 3743.

38- Eğer günahtan yana temiz olma zorunluluğu hissediyorsanız o halde kendinizi ayıpların ve günahların çirkefliğinden temizleyin. /3743

39ـ إنْ تَنَزَهُوا عَنِ المَعاصي يُحبِبْكُمُ اللهُ/ 3759.

39- Kendinizi günahlardan temizlerseniz Allah da sizi sever. /3759

40ـ إنَّكَ إنِ اجْتَنَبْتَ السَّيِّئاتِ نِلْتَ رَفيعَ الدَّرَجاتِ/ 3804.

40- Şüphesiz kötülüklerden kaçınırsan yüksek dereceler elde edersin. /3804

41ـ آفَةُ الطّاعَةِ العِصْيانُ/ 3918.

41- (Allah’a) itaatin âfeti isyandır. /3918

42ـ إذا قارَفْتَ ذَنْباً فَكُنْ عَلَيْهِ نادِماً/ 4045.

42- Günah işlediğinde yaptığından ötürü pişmanlık duy. /4045

43ـ بِالمعَصِيَةِ تَكُونُ الشَّقاءُ/ 4251.

43- Mutsuzluk günahla olur. /4251

44ـ بِالْمَعْصِيَةِ تُؤْصَدُ النّارُ لِلْغاوينَ/ 4305.

44- Ateş, günahtan dolayı yoldan çıkanları sarar, kuşatır. /4305

45ـ بِئسَ العَمَلُ المَعْصيَةُ/ 4402.

45- Ne de kötü ameldir günah işlemek! /4402

46ـ تَوَقَّ مَعاصِيَ اللهِ تُفْلِحْ/ 4465.

46- Allah’a karşı günah işlemekten çekin ki esenliğe çıkasın. /4465

47ـ تَوَقُّوا المَعاصِيَ، وَاحْبِسُوا أنْفُسِكُمْ عَنْها، فَإنَّ الشَّقِيَّ مَنْ أطْلَقَ فيها عِنانَهُ/ 4499.

47- Günah işlemekten çekinin, nefsinizi ondan koruyun; zira zelil, nefsinin dizginini günahların içinde salıveren kimsedir. /4499

48ـ تعالَى اللهُ مِنْ قَوِيٍّ ما أحْلَمَهُ، وَتَواضَعْتَ مِنْ ضَعيفٍ ما أجْرَأَكَ على مَعاصيهِ/ 4537.

48- Yüce olan Allah, gücüne, kudretine rağmen nasıl da sabretmede! Oysa sen, zayıflığınla huzurunda eğilirken ona karşı günah işleyip durmadasın; o halde nedir seni günah işleme konusunda cüretli kılan? /4537

49ـ حَلاوَةُ المَعصيَةِ يُفْسِدُها أَليمُ العُقُوبَةِ/ 4884.

49- Günahın şirinliğini azabın acısı bozar. /4884

50ـ حاصِلُ المَعاصي التَّلَفُ/ 4913.

50- Günahların mahsulü helâk olmaktır. /4913

51ـ رُبَّ كبيرٍ مِنْ ذَنْبِكَ تَسْتَصْغِرُهُ/ 5345.

51- Nice büyük günahların vardır ki, sen onu küçük sayarsın. /5345

52ـ راكِبُ المَعْصِيَةِ مِثْواهُ النّارُ/ 5385.

52- Günah merkebine binenin yeri ateştir. /5385

53ـ طاعَةُ المَعْصِيَةِ سَجِيَّةُ الهَلْكى/ 6023.

53- Günaha itaat etmek, helâk ehlinin yolu-yordamıdır. /6023

54ـ عَجِبْتُ لِمَنْ عَلِمَ شِدَّةَ انْتِقامِ اللهِ مِنْهُ وَهُوَ مُقيمٌ علَى الإصرارِ/ 6259.

54- Allah’ın çok fena intikam alacağını bildiği halde (günahında) ısrar edip ayak diretene şaşarım! /6259

55ـ قَرينُ الَمعاصي رَهينُ السَّيِّئاتِ/ 6756.

55- Günahlarla düşüp kalkan kötülüklerin rehinidir. /6756

56ـ لِكُلِّ سَيِّئَةٍ عِقابٌ/ 7271.

56- Her kötülüğün bir cezası vardır. /7271

57ـ لِلْمُجْتَرِئِ علَى المَعاصي نِقَمٌ مِنْ عَذابِ اللهِ سُبْحانَهُ/ 7343.

57- Korkusuzca günahlara yaklaşana Allah’ın azaplarından bir azap vardır. /7343

58ـ لَوْ لَمْ يَنْهَ اللهُ سُبْحانَهُ عنْ مَحارِمِهِ لَوَجَبَ أنْ يَجْتَنِبَها العاقِلُ/ 7595.

58- Eğer Allah haramları yasaklamasaydı, yine de akıl sahibine ondan kaçınmak farz olurdu. /7595

59ـ اَلتَّبَجُّجُ بِالمَعاصي أقْبَحُ مِنْ رُكُوبِها/ 2045.

59- Günahlardan dolayı sevinmek, onu yapmaktan daha çirkindir. /2045

60ـ هَلْ مِنْ خَلاصٍ أوْ مَناصٍ أوْ مَلاذٍ أو مَعاذٍ أو فِرارٍ أو مَحارٍ/ 10038.

60- (Allah’tan başka) Kurtaracak veya koruyacak veya gözetecek veya sığınacak veya kaçacak veyahut da dönülecek bir yer mi var? /10038

61ـ لا تُصِرَّ على ما يُعَقِّبُ الإثْمَ/ 10226.

61- Azabın sürükleyip getirdiği günahta ısrar etme. /10226

62ـ لا تَهْتِكُوا أسْتارَكُمْ عِنْدَ مَنْ يَعْلَمُ أسْرارَكُمْ/ 10239.

62- Sırlarınızı bilen (Allah’ın) yanında (ismet) perdenizi parçalamayın. /10239

63ـ لا تَعَرَّضْ لِمَعاصِي اللهِ سُبْحانَهُ، وَاعمَلْ بِطاعَتِهِ يَكُنْ لَكَ ذُخْراً/ 10318.

63- Günah işleyerek Allah’a karşı gelme ve ona itaat et ki bu, senin için azık olsun. /10318

64ـ لا تُحَقِّرَنَّ صَغائِرَ الآثامِ، فَإنَّهَا المُوبِقاتُ، وَمَنْ أحاطَتْ بِهِ مُحَقَّراتُهُ أهْلَكَتْهُ/ 10409.

64- Küçük günahları sakın gözünde küçültmeyesin; zira onlar, helak edicidirler. Küçük günahlar kimi sarar, kuşatırsa onu helak eder. /10409

65ـ لا يَرْعَوِي الباقُونَ اجْتِراماً/ 10595.

GERİ İNDEKS İLERİ