11. BÖLÜM

 

ŞİİLERİN HZ. MEHDİ’NİN

ZUHURUNU BEKLEYİP

SABRETMELERİ VE ALLAH’IN EMRİNDE ACELE ETMEMELERİ HAKKINDAKİ RİVAYETLER

1-        ...Ebu Basîr der ki: İmam Ebu Abdullah Cafer-i Sadık aleyhisselam şöyle buyurdu: “Babam bana şöyle buyurdu: Azerbaycandan mutlaka bir ateş çıkacaktır. Ve hiçbir şey onun karşısında duramayacak. Böyle bir şey olunca evinizde oturun. Biz ne yaparsa siz de onu yapın. (Yani biz evde otururken siz de oturun). Ve bizim kıyam edenimiz hareket ettiğinde süratle ve hiç durmadan ona doğru koşun. Allaha andolsun ki Kâbe ile makâm-ı İbrahim arasında halkın ona biat ettiğini görür gibiyim. (Bu biat) yeni bir kitap üzerinedir ve araplara çok zor gelecektir. Ve buyurdu ki: Yaklaşan şerrden dolayı arapların isyânkârlarına eyvahlar olsun.”

2-        ...Ebu Cârud der ki: İmam Muhammed Bâkır aleyhisselam’a: Bana tavsiyede bulun, diye arzettiğimde şöyle buyurdu: Allah’tan korkmanı, evinde oturup bu halkın içine fazla girmemeni ve bizim ailemizden çıkıp (bayrak kaldıranlara)[1] katılmamanı tavsiye ediyorum. Şüphesiz onlar hiçbir şey üzerine değillerdir ve hiçbir yere varamazlar. Bil ki Umeyye oğulları bir süre hükümet sürecek ve halk onu, onların elinden alamayacaktır. Ve hakk ehlinin de bir devleti olacak ve o devlet kurulduğunda Allah, biz Ehli Beyt’ten istediği birine onu verecek. Herkim o devlete ulaşırsa, yüce makamda bizimde birlikte olacaktır. Ve eğer o devlete ulaşmadan önce ölürse, Allah onun hayrını isteyecektir.

Bilki eğer bir kavim bir zulümü yoketmek veya dini yücelmek için kıyam ederse, çeşitli belâler ve musibetlerle karşılaşır. Öyle ki Bedirde peygamberle birlikte bulunan topluluk kıyam edecek Onların öldürdükleri toprağa gömülmeyecek ve yere düşenleri kaldırılmayacak, yaraları tedavi edilmeyecek. Bunlar kimlerdir? Diye arzettiğinde, Melekler diye buyurdu.[2]

3-        Ebu Cârud der ki: İmam Muhammad Bâkır aleyhisselam şöyle buyurdu: “Biz Ehl-i Beyt’ten birisi bir zulümü defetmeye ve hakka davet etmeğe kalkıştığında mutlaka belâlarla karşılaşır. Tâ ki sonunda Bedirde hazır bulunan topluluk kıyam edecektir Onların öldürdükleri defnedilmez ve yaraları tedavi edilmez. Dedim ki: İmam Muhammed Bâkır aleyhisselam kimleri anlatıyordu. Dedi ki: Melekleri.”

4-        Haris-i Hemdânî der ki: Hz. Ali aleyhisselam minberde şöyle buyurdu: Haksız yere hilâfeti isteyen helak olup da asrın sahibi yüzünü çevirdiğinde, insanların kalpleri altüst olacaktır. Bazı kalpler hayırlı ve bereketli, bazıları ise hayırsız ve bereketsizdir. Acele edenler helak olacak, dağılanlar dağılacak, geride sadece müminler kalacak. Sayıları ne de azdır. Üçyüzden biraz fazla. Resulullaha birlikte Bedir’de savaşan topluluk (melekler) onlarla birliktedir. Ne öldürülürler ne de ölürler.”

* * * * *

Emirülmüminin aleyhisselam “Asrın sahibi yüzünü çevirdiğinde” sözü ile zamanımızın gaybete çekilen sahibi, Hz. Mehdi aleyhisselam’ı kastetmektedir. Allah’ın gerçekten tedbiri uğruna halkın gözlerinden uzaklaşmıştır. Ve yine buyuruyor ki: “İnsanların kalpleri altüst olacaktır. Bazı kalpler hayırlı ve bereketli. Bazıları ise hayırsız ve bereketsizdir.” Bu kalpler. Hayret ve gaybet zamanında değişen şiilerin kalpleridir. Her kim hakkı kabulünde direnirse, hayırlı ve bereketlidir. Ve her kim dalâleti ve saçma sözleri kabullenirse hayırsız ve bereketsizdir. Sonra buyuruyor ki: “Acele edenler helâk olacak”.

Hz. Ali aleyhisselam bunları eleştirmektedir. Bunlar Allah’ın emrinde acele edenler ve ona teslim olmayanlardır. Gaybet onlara göre çok uzamıştır ve onlar zuhuru görmeden ölürler.

Ama Allah sabır ederek teslim olanlardan istediğini seçer ve korur. İşte onlar müminlerdir. Sayıları üçyüzden biraz fazla olan bu ihlaslı insanlar azdır. İmanları güçlü ve yakinleri sahih olduğundan dolayı Allah onlara bu görevi verdi. Böylece Allah’ın velisine yardım edecek ve düşmanlarına karşı cihâd edeceklerdir.

Hadislerde de görüldüğü gibi bunları, Hz. Mehdi’nin yeryüzünde savaşlarda ve adâlet devleti kurulduğunda valileri ve temsilcileridirler. Sonra Emirülmüminin aleyhisselam buyurdu ki: “Resulullahla birlikte Bedirde savaşan topluluk (melekler) onlarla birliktedir. Ne öldürülürler ne de ölürler.” Yani Allah azze ve celle Hz. Mehdiyi ve üçyüzden fazla olan ashabını Bedir’deki meleklerle onaylayacaktır. Ve O melekler de o hazretin savaşılarında olacaklardır. Allah bizleri velisinin rikabında savaşan lâyık insanlardan karar kılsın, bize lâyık olduğumuz şekilde davransın.

* * * * *

5- Ebul Mürhef der ki: İmam Ebu Abdullah Cafer-i Sâdık aleyhisselam şöyle buyurdu: Mehâzir (hızlı atlar) helak olurlar. Arzettim ki: Mehâzir nedir? Buyurdu ki: Acele edenlerdir.

Ve zuhur yakındır diyenler kurtulacaklardır. Kalenin hisarları tıpkı bir çivi gibi yerine oturmuştur. Eğer birisi size ziyan vermek isterse Allah onu mutlaka başka birşeyle meşgul eder. Yalnız sizin onlara taarruz etmemeniz şartıyla.”

6- Ebu Bekr-i Hadramî der ki: Horasanda siyah bayraklar zuhur ettiğinde ben ve Eban, İmam Cafer-i Sadık aleyhisselam huzuruna çıktık. (Bu konuda) Ne buyuruyorsun? Diye arzedince şöyle buyurdu: Evlerinizde oturun. Ve biz Ehli Beyt’ten birinin etrafına toplandığımız gördüğünüzde silahınızla bizim için kıyam edin.”

7- Ali bin Esbât’ın bazı ricâlden naklettiğine göre imam Ebu Abdullah aleyhisselam  şöyle buyurdu: “Dilinize sahip çıkın ve evlerinizde oturun. Böylece belâler size ulaşmaz ve halka ulaşır. Zeydiler belaların karşısında size siper olacaklardır.”

8- Abdurrahmân bin Kesîr der ki: Birgün İmam Cafer-i Sadık aleyhisselam’ın yanında idim ve onun yanında Mihzem-i Esedi oturmuştu. O, Allah beni sana feda etsin! Bu kıyam ne zaman vuku bulacak. Bu iş çok uzak, diye arzedince şöyle buyurdu: İsteyenler yalancıdır. Acele edenler helâk olur. Teslim olanlar ise kurtulur ve bize ulaşırlar.”

9- Abdurrahman bin Kesîr der ki: “Allahın emri geldi. Öyleyse artık acele etmeyin.”[3] Ayet-i şerifesi hakkında İmam Cafer-i Sadık aleyhisselam  şöyle buyurdu: “O emir bize aittir. Allah bu emri üç tane ordusuyla onaylayana dek acele etmemeyin buyurdu: Melekler, müminler ve korku. Hz. Mehdi’nin zuhuru, Resulullah’ın zuhuru gibidir. Ve bu Allah’ın şu ayetindedir: “Tıpkı rabbin seni evinden hak ile zuhur ettirdiği gibi”.[4]

10- Semâa bin Mehran, Salih bin Meysem ve Yahyâ bin Sâbık’dan nakleder ki İmam Muhammad Bâkır aleyhisselam şöyle buyurdu: “Acele edenler helâk olur, (zuhur) yakındır diyenler kurtulur, kalenin hisarları çivi gibi yerde sabittir. Hüzünden sonra müthiş bir fetih gelecektir.”

11- Ebu Hâlid-i Kâbulî der ki: İmam Ali Zeynelâbidin aleyhisselam şöyle buyurdu: “Serbest bırakılıp halkla üç kelime konuşmak isterdim. Sonra da Allah benim hakkımda istediğini yapsaydı. Ama sabretmeğe dair Allah’la ahdim var.” Sonra şu ayeti okudu: “Uzun zamandan sonra onun haberini mutlaka öğreneceksiniz.”[5] Sonra tekrar Allahın şu ayetini okudu: “Sizden önce kendilerine kitap verilenlerle Allah’a şirk koşanlardan kötü sözler işiteceksiniz, birçok eziyetlere zahmetlere uğrayacaksınız. Sabreder ve sakınırsanız şüphesiz bu, hadiselere karşı metanetten sayılır.”[6]

12- Ebu Tufeyl şöyle der: İmam Muhammed Bâkır aleyhisselam şöyle buyurdu: İbn-i Abbas birisini imam Zeynelâbidin aleyhisselam’in yanına gündererek. “Ey iman edenler! Sabredin, sabrı tavsiye edin ve irtibat kurun.”[7] Ayetini sordurdu. İmam Zeynelâbidin aleyhisselam gazaplanarak soruyu sorana şöyle buyurdu: “Sana emredenin kendisiyle karşılaşmak isterim”. Sonra buyurdu ki: Bu ayet babamın ve bizim hakkımızda nazil olmuştur. Bizlere emrolunan sebat ve karşı durmanın vakti daha gelmemiştir. Yakın bir zamanda sebat edip sabrı tavsiye edeneler ve irtibat kuranlar bizim neslimizden geleceklerdir.

Ama ibn-i Abbas’ın sülbünde cehennem ateşi için yaratılmış bir emanet vardır. Yakında bazı kavimleri dalga dalga dinden çıkaracaklar ve Âl-i Muhammed’in evlatlarından olan nesillerin kanıyla yeryüzünü boyayacaklar ve onlar zamanı gelmeden kıyam edenlerin kanıdır. Ve onlar hedeflerine ulaşamayacaklardır. Ama iman edenler sebat edip sabrederler ve birbirlerine sabrı tavsiye ederler ta ki Allah’ın hükmü gelinceye dek. Ve Allah hükmedenlerin en hayırlısıdır.”

13- Büreyd bin Muaviyet-ul İclî der ki: İmam Muhammed Bâkır aleyhisselam: “Sabredin ve sabrı tavsiye edin ve irtibat kurun” ayeti hakkında şöyle buyurdu: Farzları yerine getirirken sabredin ve düşmanlarınıza karşı sabrı tavsiye edin ve (beklenen) imamınızla irtibat kurun”.

14- Câbir der ki: İmam Muhammed Bâkır aleyhisselam şöyle buyurdu: “Biz Ehl-i Beyt’in Kâimi’nin zuhuru tıpkı Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve âlih) zuhuru gibidir. Ve Kâim’in kıyamından önce biz Ehl-i Beyt’ten ortaya çıkıp kıyam eden, tıpkı yumurtadan vakitsiz çıkıp çocukların oyuncağı olan cüceye benzer.”

15- Alâ bin Siyâbe der ki: İmam Ebu Abdullah Cafer-i Sâdık aleyhisselam şöyle buyurdu: “İçinizden her kim Hz. Mehdi’nin zuhurunu beklerken ölürse, tıpkı onun çadırındaki şahıs gibidir.”

16- Ebu Basir der ki: İmam Cafer-i Sâdık aleyhisselam  birgün şöyle buyurdu: “Allah azze ve celle’nin o olmadan hiçbir ameli kabul etmediği şeyi size bildireyim mi? Dedim ki: Evet. Buyurdu ki: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in onun kulu (ve resulü) olduğuna şehadete getirmek Allah’ın emrettiklerine ve biz Ehl-i Beyt’in velâyetine ikrar etmek, biz imamların düşmanlarından berâât etmek ve uzaklaşmak, bize teslim olmak, takvalı olup çaba harcamak, itminan sahibi olmak. Ve Kâim aleyhisselam’ın zuhurunu beklemek. Sonra buyurdu ki: Bizim bir devletimiz vardır ki Allah istediği zaman onu getirecektir. Sonra buyurdu ki: Kâim aleyhisselam’ın ashabından olmak isteyenler; onu beklemeli, takva ile amel etmeli ve iyi ahlak sahibi olmalıdır. İşte asıl bekleyen (Muntâzır) kimseler onlardır. Eğer Kâim zuhur etmeden önce ölürlerse, tıpkı onun huzurunda olanın sevabını alırlar. Öyleyse çok çaba harcayın ve onu bekleyin, ne mutlu size ey kendilerine rahmet olunan kutlu topluluk.”

17- Cabir bin Yezîd der ki: İmam Muhammed Bâkır aleyhisselam şöyle buyurdu: “Yerler ve gökler sustukça siz de susun -Yani kimseye başkaldırmayın- Sizin yapmanız gereken gizli birşey değildir. Bu halktan değil de Allah azze ve celle’den gelen bir ayet değil midir? Bu güneşten daha aydınlık bir olay değil midir? Ki hep takvalı olan hem de fâcir olan bunu bilir. Siz sabah nedir bilir misiniz? Doğrusu (zuhur) sabah gibidir ve onda hiç gizlilik yoktur.”

* * * * *

İmamlarımızın bu uyarılarına ve emirlerine dikkat edin ve onların zuhuru nasıl sabırla beklediklerini iyice müşahede edin. Onlar acele edenlerin ve sabırsızların helâk olduğunu ve onu arzulayanların yalancı olduklarını ve teslim olanların ise kurtulacaklarını buyurmaktadırlar. Sabredip sebat edenleri övüyorlar ve sebat edenleri tıpkı sağlam temellere oturmuş kalelere benzetiyorlar. Öyleyse onların edebi ile edeplenin ve onların emrine uyun, onların sözlerine teslim olun, onların siretinden öne geçmeyin, heva ve hevese kapılanlardan, hidayetten ve nurdan çıkıp dünya hırsına kapılanlardan olamayın. Allah bizleri ve sizi fitnelerden korunanlardan karar kılsın ve bizleri ve sizi hüsn-i basiret sahibi kılsın ve bizleri ve sizi onun rızasına ulaştıran yolda yürümeye muvaffak kılsın. Kendi minneti ve ihsâni ile bizi hayırlı ve hâlis kılsın.



[1]- Zeydi imamları ve Hz. Hasan aleyhisselam’ın evlatları gibi masum imamın huzurunda onun izni olmadan bir kıyama katılmak faydasızdır. (Ç.)

[2]- Allâme Meclisi (ra) buyuruyor ki: Yani bu hadise göre meleklerin öldürdüğü kimseler defnolunmazlar ve yaraları da tedavi edilmez.

[3]- Mübarek “Nahl” süresi 1. ayet-i şerife.

[4]- Mübarek “Enfâl” süresi 5. ayet-i şerife.

[5]- Mübarek “Sâd” süresi 88. ayet-i şerife.

[6]- Mübarek “Âli İmrân” süresi 186. ayet-i şerife.

[7]- Mübarek “Âl-i imrân” suresi 200. Ayet-i şerife.

index