İMAM HUMEYNİ (r.a)DİYOR Kİ:

MAZLUMLARIN SESİ OLUN


 

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ.13

1. BÖLÜM

İNKILABIN İHRACI, İSLAM İNKILABININ KAÇINILMAZ ÖZELLİĞİDİR.31

Bütün Müslümanlar İran 'daki Mukaddes Hareketten

Etkilenmekte..33

İslam Hareketi Bir Ülkeyle Mahsur Değildir.33

Okulumuzu Yayacağız.34

Zulüm Altındaki Kitlelerde Muazzam Patlayış..34

Düşmanların Bunca Muhalefetlerinin Nedeni İran'ın Diğer

Ülkelere Örnek Olmasıdır..35

Bağımsızlık ve Hürriyet Işığı Bütün Dünyaya Yayılacaktır 36

2. BÖLÜM

İSLAMİNKILABININ İHRACI YOLUNDA YILMAZ İRADE VE DÜŞÜNCE. 37

İran Milleti İslam Sancağını Heryerde Dalgalandıracaktır39

Gaye, İslamın Cihanşumül Hükümlerini Diriltmektir...39

İslam Herkesin Hakkıdır.40

İslam Bayrağı Dünyanın Dört Bir yanında Dalgalanır İnşaallah..40

Adaleti Uygulayacağımızı Ümid Etmekteyiz...40

İslam Devletinin Temeli Sevgi ve Kardeşliktir..41

Dünyanın Bütün Kesimlerinde İslam Bayrağı..41

Tevhid Bayrağını Diğer Ülkelerde de Dalgalandıralım.42

Biz İnkılabımızı Bütün Dünyaya İhraç Edeceğiz.42

Güç Sahipleriyle Hesaplaşmalıyız.42

İslamı Bütün Dünyada Uygulama Safhasına Geçirmeliyiz 43

İslamın Gücünü Bütün Süper Güçlere Göstermeliyiz...43

İslamı Heryerde Hayata Geçirmeliyiz...44

İslam Bayrağını Dünyanın Bütün Kutuplarında Dalgalandıralım...44

 

Hareketin Diğer Beldelere İhracı..47

Dünya Mustaz'afları Hakkın Verilir Değil, Alınır Olduğunu Bilmelidirler.47

İslam Yayılacaktır.48

İslamı Başka Yerlere de Taşıyalım..48

Bütün Dünya İnsanlarını Bağımsızlaştıralım..48

İslam İnkılabının Nihâi Amacı.49

İslam Nuru Her Yerde Parlıyor.49

İslamı İhrac Edelim..49

Umarım Bütün Dünyayı İslamın Tezahürleriyle Doldururuz 50
İnkılâbın İhracı, Dünyayı Kurtaracak Olan Müncî'nın İnkılabına Ortam Hazırlar..54

Süper Güçler Şunu Bilsinler ki Biz Son Nefesimize Kadar Direneceğiz...55

İslâmî Adaletin Her Yana Yayılması..56

Süper Güçlerin Uykularını Kaçıracak, Rahatlarını Bozacağız..56

İran İslam İnkılâbı Zulüm Saraylarının Yıkılışının Başlangıcı..59

Biz Tecrübelerimizi İhraç Edeceğiz...59

İslam Milletleri Arasında İslamın Tahakkuk Bulması İçin Kesin Kararlılık.60

Saldırganların Zulüm Elini Kıracağız...60

Siyonizm, Kapitalizm ve Komunizmin Kokuşmuş Kökünü Kurutmak Azmindeyiz..61

Bizim Asıl Vazifemiz İslamı Dünyaya Yaymaktır..62

3. BÖLÜM

ZULÜM ALTINDAKİ İNSANLARIN DEĞERLERİNİN ÖRNEĞİ: İSLAM İNKILABI.65

İran İnkılabı Milletlerin Doğu'yla Batı'dan Kurtulmayı Düşünmesini Sağlıyor..67

Hareketimiz Giderek Yayılmaktadır..67

Umarım Bütün İslam Ülkelerinin Başındakiler Bizzat Halkın Kendi Çocuklarından Olur..68

İnşaallah İslamın Çehresine Gerilen Örtüler Kalkar...69

Hükumetler Milletlerin Değişime Uğramasından Korkuyor 70
İslamın Güneş Misali Işıması Dünyanın Baştanbaşa Doğusuna ve Batısına Vurur İnşaallah.70

Örnek İran Milleti Bütün Dünyaya Numune...71

4. BÖLÜM

"İNKILABIN İHRACI" DERKEN NEYİ KASTEDİYOR UZ? 73

Biz Bu Maneviyatı İhraç Etmek İstiyoruz..75

Biz Milletlerle Devletleri Barıştırmak İstiyoruz..76

Adaleti Dünyada Yürürlüğe Koyarız İnşaallah..47

Biz Süper Güçlerin Ellerinin Müslümanların Servetlerinden Kesilmesini İstiyoruz.79

Doğru Usullerle Tebliğatta Bulunmak İnkılabın İhracında Önemli Bir Etkendir...79

Fars Körfezi Devletleri İslam İnkılabının İhracını Engellemek Niyetindeler.80

İslamı Olduğu Gibi Tanıtalım..80

Biz Sözlerimizi Dünyaya Duyurmak İstiyoruz..81

5. BÖLÜM

İNKILABIN İHRAÇ ŞARTLARI, YÖNTEMLERİ VE FAKTÖRLERİ.83

Milletler İran'a İlgi Duyuyor...85

İslama Uygun Davranmak, İnkılabın İhracı Demektir.86

İnkılabı, Bizzat Kendi Davranış ve Ahlakınızla İhraç Edin..89

Milletler Bizimle Muvafıktır..90

İslam Cumhuriyeti 'ni, Güzel Ahlakınızla İhraç Edin..91

Meseleleri Dünya İnsanlarına İletin!.92

İnkılabımızı Dünyaya Tanıtmalıyız!...93

Mazlumların Sesini Dünyaya Duyurma Yolunda Ciddiyet Gösterin.93

İran İnkılabının Sâiklerini Gerçek Haliyle Tanıtın...94

Milletler İnsânî Değerlerle Muvafıktır..95

Toplumları İslama Davet Edin..96

Bizim Tebliğatımız Fazla Olmalıdır...96

Yurtdışına Yönelik Tebliğatın Özel Bir Önemi Var..97

İslâmî Ahlâk ve Davranış, İnkılabın En Önemli Tebliğidir 97

Büyükelçilikler İslamı Tebliğle Vazifelidirler.99

İslamın İhracının Şartı, Vahdetin Korunmasıdır..99

 

İnsânî Değerleri Seçmemiz Gerekir.100

İnsânî Değerlerin İhracı.100

Niyet İhlaslı Olursa İnkılabın Dalgası Dört Bir Yana Ulaşacaktır..101

Dünyayı Islah Etmeye Kararlıyız.101

Diğer Milletlerin Etkilenmesini Sağlayacak Şekilde Çalışmalıyız.102

Dünya Mustaz'aflarını İslamın Adalet Devletiyle Âşina Kılın..103

İslamı Diğer Yerlere de Ulaştırın..104

İslamın Gayelerini Dünya Çapında Gerçekleştirmek.105

6. BÖLÜM

İSLAM İNKILABININ DOSTLARI VE TARAFTARLARI.107

Müslümanların Kıyamının Zaferinin Garantisi: Söz Birliği.109

İslam Devletinin Diğer Milletlerde de Oluşması..110

Bu Zafer Diğer İslam Ülkelerine de Sıçrayacaktır.113

Umarım Mustaz'aflar Müstekbirlere Galib Olurlar...113

Hastalığı Olmayanlar İnkılâbın Mesajını Aldılar...114

İslamın Nuru Mustaz'aflar Dünyasına Vurdu.114

İran İnkılabı Dünya Mustaz'aflarının Ümit Kaynağıdır. 115

Milletlerin İslam Alimlerinden Beklentisi..115

Hacılar İslam İnkılabının Mesajını Götüren Elçilerdir.. 116

İslam İnkılabının İhracının Panoraması..116

İslam Milletleri, Başlarında Bulunanları İslamın Haysiyetine Saygı Gösterir Hale Getirmelidirler.117

Tüm İnsanlığın İslam İnkılabına İlgi Duyması.118

Nur ve Ümid Kapısının Müslümanlara Açılması..122

7. BÖLÜM

İSLAM DÜŞMANLARI, İSLAM İNKILABININ İHRACINDAN DEHŞET DUYMAKTA.124

İslâmî Hareket Yobaz Rejimler İçin Bir Tehdittir...126

İslam Düşmanları Bu Hareketi Ortadan Kaldırmaya Uğraşıyorlar..127

İslamdan Korkanlar, İslam Cumhuriyeti 'nin İhracından Endişe Duymaktalar.127

İnkılabımızı Yurtdışında Kötü Gösteriyorlar..128

İnkılab Başka Yerlere de Geçer Korkusuyla

 

Düşmanların Borazanları Ötmeye Başladı..128

Süper Güçler Bu Hareketin Merkezî Çekirdeğini Ezmek İstiyorlar..129

Başka Yerlere de Geçer Korkusuyla İnkılaba Karşı Çıkıyorlar..129

İslam Ülkelerinin Uyanması Amerika İçin Bir Tehlikedir 129

İslam Gelişecek Olursa Hainlere Engel Olacaktır.130

İslam Hükumetlerinin Sükutu.131

Batıyla Doğu, Çıkarlarının Tehlikeye Düşmesinden Korkuyorlar.132

İslam Düşmanlarının İnkılab Aleyhine Yalanlar Uydurması.132

8. BÖLÜM

İNKILÂBIN İHRACI, GERÇEKLEŞMİŞBİR FİKİRDİR . 136

İslam Ülkelerinde İnkılabın Sesi Çınlamada..138

İnkılâbımız İhraç Oldu Bile!..138

Dünyayı Sömürenlere Karşı Genel ve Köklü Bir İnkılab Gerçekleşir İnşaallah.139

İran Heryerde Gündemde.139

İslamın Nüfuz Ve Etkinliği Bölgeyi de Aşmış Durumda. 140

Milletler İran'a Aşıktır..140

Bu Hareketin Dalgası Heryere Ulaşmış Durumda.141

İslam Dünyanın Dört Bir Yanına İhraç Oldu.141

İslam Bütün Dünyada Tecelli Etmiştir.144

Heryerde İslamın Tecellisi..144

İslamın Işığı İran'dan Tüm Dünyaya Ulaşmış Durumda.. 145
İslamın Sesi Dünyanın En Uzak Noktalarında bile Yankı Uyandırmıştır..148

Mekke Hadisesi İslam Dünyasında Büyük Değişimlerin Menşei Oldu..149

 

12

ÖNSÖZ

Bismillahirrahmanirrahim

Kitlelerin inanç ve ülkülerinin tehlikeye düştüğü ve egemen rejimin, halkın istek ve yönelişlerini idrak ve ka-bule hazır olmadığı şartlarda inkılapların vuku bulduğu şeklinde genel bir kanı ve sosyal bir tecrübe vardır insa-noğlunda. Bu inkılaplar, sözkonusu rejimin mevcut dünya toplumlarıyla çok sağlam ilişkilerde bulunduğu şartlarda o rejime karşı hasmane tepkilerin başlamasının neticesidir. İşte bundan sonradır ki o inkılabın tecrübelerinin yakın ve uzak bütün dünya toplumlarında yankı yaratması ve ihracı merhalesi gelir ki, bu da o inkılabın kendisi gibi kaçınıl-mazdır. İran İslam İnkılabı da bu genel kanuna paralel gerçekleşmiş ve Muhammed Rıza Pehlevi'nin zulme daya-lı şehinşahlık düzenini yıktıktan sonra; taşıdığı çok güçlü ve çarpıcı gaye ve derin mesajlar nedeniyle "gerçekleştiği ülkenin topraklarından taşma ve kendi kendini ihraç ede-rek dünya toplumlarına ulaşma merhalesini ciddi bir şekil-de yaşamıştır. İşte bu şartlar altında; inkılabın ideolojisiyle yakın veya uzak alâkalar taşıyan fikir ve düşünceler kendi-lerine mahsus bir söylem elde etmiş oldular. Bu düşünce-leri üç ana başlık ve üç görüş altında değerlendirmek

15

mümkündür: Birinci görüşün taraftarları nasyonalistler veya milliyetçilerdi. Milliyetçiliğin İran tarihinde de uzun bir geçmişi vardır. Ne var ki meşrutiyet yıllarından1 itiba-ren yeni bir milliyetçi kesim oluştu ki, bunlar, batı kültü-rünün İran'daki hayranlarıydılar. Genellikle Rıza Han re-jiminin hizmetinde bulunan bu batı yanlısı milliyetçiler 20 Şehriverden sonra2 giderek "yabancıların ülkeye

1  - Meşrutiyet Dönemi: 19. yy'ın sonlarıyla 20. yy. başlarında İran'ın yaşadığı karışıklık ve siyasal otorite yokluğu, zorba iktidarla uşaklarının halka yaptığı dayanılmaz baskılar, Muzaffereddin şahın iktidar liyakatsizliği ve halkın günden güne daha da bilinçleşip ule-manın kıyamına kadar gidilmesi gibi gelişmeler "Meşrutiyet Hareketi" adıyla tarihe geçen bir inkılaba ortam hazırlamış oldu. Halkın uzun ve çetin bir mücadele sınavı vermesinin ardından nihayet hş. 1324'e musadıf 1906'da meşrutiyet hareketi zaferle sonuçlandı.

Bu hareket her ne kadar doğru bir şekilde yönlendirilip sürdürüle-mediyse de İran'ın sosyal yapısında köklü değişiklikler yaratması, sınıf ayrıcalıklarını yıkması, saray erkanıyla toprak ağalarının sultasını parçalaması, kanun, disiplin ve adaleti gündeme getirmesi açısından çok önemli gelişme olmuştur. Batı hayranı yerli uşakların sızması ve din alimlerini yönetimden dışlayarak lâik bir yönetim sistemi kurul-ması neticesinde meşrutiyet hareketi istenilen sonuca ulaştırılamadı ve sabık İran şahının babası "Zorba Rıza Han"ın ingiliz güdümlü ihtila-liyle babadan oğula geçen krallık düzeni yeniden İran'a hakim oldu.

2  - Rıza Han Devleti ve 20 Şehriver: İran'da Pehlevi saltanatının kurucusu olan Rıza Han, hş. 1299'da İngilizlerin planlarıyla gerçekle-şen bir ihtilalle yönetimi ele geçirip 1304'te resmen tahta oturdu. Bu ihtilalden önce Rıza Han Kazvin şehrindeki bir kazak birliğinin komu-tanıydı. Hş. 25 Şehriver 1320'de İran müttefikler tarafından işgal edilince İngilizlerin emriyle Rıza Han tahtı terketmeye zorlandı ve onun yerine, müttefiklerin kulağı küpeli uşağı olan oğlu Muhammed Rıza tahta oturtuldu. Bu değişimlerin oluşturduğu ortam birtakım hak ve hürriyetlerin elde edilmesi için uygundu, ama bu suni serbesti de 5

16

müdahelesi"ne karşı çıkan siyasi bir akım oluşturmuş ve bu akım Musaddık3 zamanında doruğa ulaşarak reaksiyonel ve infiâli bir yaklaşımla "uluslararası etkenleri nazara almaksızın sırf milli kalkınma, ilmî ve teknolojik ilerleme ve dünya platformunda fazlaca hassasiyet yarat-

yıldan fazla sürmedi. Bütün bu senaryoların ardında İngiltere vardı ve bütün bu oyunlar İngilizlerin İran'daki yerli uşakları vasıtasıyla ger-çekleştirilmedeydi. Rıza Han'ın Hint Okyanusu'ndaki Madagaskar adasının doğusunda yer alan Moris adasına sürülmesi de yine İngilizlerin emriyle gerçekleştirilmişti. Nihayet hş. 1323'te Rıza Han Güney Afrika'nın Johansburg kentinde sefil bir halde öldü.

3 - Musaddık: Dönemin tanınmış siyasetçilerinden Mirza Hidayet-'in oğlu olan dr. Muhammed Musaddık (1261-1346 hş.) Paris siyasal Bilimler Okulu'nu bitirdikten sonra İsviçre'ye giderek No-Şatol Üni-versitesinde hukuk doktorasını tamamladı. Hş. 1299'da Fars illeri valiliğine, h.ş. 1301'de de -Rıza Han döneminde- Azerbaycan illeri valiliğine atandı. 5,6,14 ve 16. dönemlerde Milli Şûrâ Meclisi'nde milletvekilliği yaptı. 16. Meclis döneminde bir grup siyasi partiyle birleşerek "Milli Cephe"yi oluşturdu. Petrolün millileştirilmesine ilişkin kanun taslağının meclisten geçmesi üzerine şah Musaddık'ı başbakanlığa atamak sorunda kaldı. Başta merhum Ayetullah Kâşâni gelmek üzere birçok seçkin alimin ve bu nedenle de müslüman halkın geniş desteğini alarak işbaşına gelen Musaddık şahın yetkilerini önemli ölçüde azaltan bir poitika izliyordu, hş. 1330'da şah tarafından görevinden uzaklaştırıldıysa da halkın yoğun tepkisiyle karşılaştığın-dan onu tekrar hükumeti kurmakla görevlendirmek zorunda kaldı. Bu sırada, laik bir zihniyet taşıyan Musaddık'la, islamın hayatın sosyal, siyasi vb. bütün boyutlarına egemen olması gerektiğine inanan Ayetullah Kâşâni -ra- arasında başgösteren ihtilaf giderek büyüdü. Çok geçmeden Amerikalıların gerçekleştirdiği bir darbeyle (hş. 28 Mordad 1332) Musaddık devrilmiş oldu. Musaddık tutuklanarak 3 yıl hapse atıldı ve ömrünün geri kalan kısmını Tahran-Kazvin yolu arasındaki Ahmedabad köyünde sürgünde geçirdi.

17

madan ülkeyi kalkındırma" eğilimini gündeme getirmiştir. İran'da İmam Humeyni -ks- liderliğinde başlayan islami hareketin gelişmeye başladığı 1960'lı yıllardan itibaren ülkenin siyasi arenasında net olarak kendisini hissettiren bu akım, yeri geldiğinde islamî kılıflara bürünmeyi de ihmal etmemesine rağmen, gerçekte tamamen milliyetçi ve nasyonalist bir eksen ve çizgide cereyan etmekteydi. İslam inkılabının zaferi belli bir grup, örgüt, kuruluş veya partinin adıyla gerçekleşmiş olmadığından, bu fikir ve akımın var gücüyle sahneye çıkması için uygun bir fırsat yakalanmış oluyordu. Pehlevi hanedanının şehinşahlık rejimine karşı meşrutiyet dönemi anayasasından hareketle birtakım muhalefetler oluşturan ve 30 yıla yakın bu muha-lefetlerini hep millî eksenlerde gündeme getiren orta ve orta yaşın üzerindeki teknokratlarla kurt politikacılar "herşeyin henüz tam netleşmediği "bu ortamı, kendi fikir-lerinin tahakkuku için en mükemmel fırsat olarak değer-lendirmekte ve inkılâbî şartları hiç önemsemeksizin "islam nizamıyla koordineli ve mevcut beynelmilel kaideler çer-çevesinde bir millî kalkınma" sloganıyla sahneye çıkarak ilk sentezlerini gerçekleştirmekteydiler. Bu akımın öncü ve taraftarları "islam inkılâbının ihracı" bahsi gündeme gelir gelmez dolaylı ve telvihen muhalefet göstermekte ve "önce memleketin iç durumunun düzeltilmesi ve milli kal-kınmanın sağlanması gerektiği"ni can simidi gibi öne sür-mekteydiler. Savundukları görüş şuydu: Yönetici ve yetki-liler kendilerini sadece İran milleti karşısında sorumlu bilmeli ve bütün devlet projeleriyle kalkınma planları sırf İran milletinin milli çıkarları doğrultusunda tanzim edil-meli, diğer milletlerin kaderiyle ilgilenilmemeliydi! Bu

18

kalkınma önerisinin ana ekseni de tabii ki salt "İranlılık ve "İran milliyetçiliği"nden ibaretti. Bu akımın dünyadaki değişiklik ve tahavvüllere karşı bakış açısı tamamen infiâli ve nötrdü; bu nedenle de gösterdiği tepkilerin sahası sade-ce beynelmilel antlaşma ve sözleşmelerle ülkenin yazılı kanun ve tescilli sözleşmeleri çerçevesinden ibaret kalma-da ve bunun ötesinde hiç bir reaksiyon göstermemedeydi. Dış ve iç dünyaya karşı ideal ve değersel bir yaklaşım bu akımın olumsuz karşıladığı bir tavırdı. Sözkonusu akımın sloganlarının sınırları "Bayındır, bağımsız ve hür bir İran kuralım, diğer bütün ülkelerle karşılıklı çıkarlara dayalı ilişkiler kuralım ve mevcut dünya düzeni ve yapılanması içinde biz de kendimize bir yer bulalım!"dan ibaretti ve gözleri, İran ufkunun ötesinde bir ufuk göremiyordu. On-lara göre inkılabın getirdiği yüce değerler sadece bu ülke-nin milli sınırları içinde kabul edilebilir değerlerdi ve bu inkılabı gerçekleştiren İran'ın, etrafındaki ülkelere, dünya-daki yapılanmaya ve kısacası kendisini kuşatan ortama karşı tamamen ılımlı olması ve çağın yerleşik değer, düzen ve fikrî yapısına karşı çıkmamaya özen göstermesi gereki-yordu. Bu nedenle de bu millîyetçi görüşü savunanlar, islam inkılabının ihracına ve inkılap değerlerinin sınır öte-lerine taşmasına kesinlikle karşıydılar ve bunun mevcut beynelmilel konvansiyon ve uluslararası anlaşmalara mu-gayir olacağı görüşündeydiler*.

* - Bazergan, rahmetli İmam'la -ks- kendisinin bakış açısı arasında sadece bir tek fark bulunduğunu söylerken sözkonusu çizgi ve akımı da bir tek cümleyle özetlemiş ve safların netleşmesine yardımcı ol-muştu aslında. Salt milliyetçi düşünceyle "cihanşumül islami düşünce ve ilahî vahyin devlet anlayışını" ibret verici bir beyanla ortaya koyan

19

İkinci akım ve görüş ise; mevcut milli sınırları sömürü-nün egemenliği döneminde çizilmiş sınırlar olarak gör-mekte ve islam dünyasının bir zamanlar bir bütünden iba-ret olduğuna, batı kültürünün iki kutbunun, yani nasyona-lizm ve sömürünün istilaları neticesinde parçalanarak süper güçlerin menfaatleri çerçevesinde milli sınır ve bay-rakların oluşturulduğuna ve böylece millî ve ırkî asabiyet-lerin islâmî kültür ve değerleri yerine ikame ettirildiğine inanan "inkılabî" görünümlü kesimin görüşüydü. Bu görüş açısına sahip olanların mezkur düşünceleri "komplo teori-si"ne inanmalarından kaynaklanıyordu. Onlara göre ülke ve dünyadaki bütün bozulmalar, kargaşalıklar, geri kal-mışlıklar, kültürel dogmalar, yobazlık ve milli sınırlar hep sömürücü devletlerin planlâdıkları komplolarla entrikacı hesapların bir ürünüydü. Bu kesimin en güçlü silahı "islam sınır tanımazdır!" şeklindeki gayet cazip slogandı, bu slogan çerçevesinde kendilerine toplumda önemli bir meşrui-yet de edinmişlerdi. Mevcut milli sınırları resmen tanıyıp bu sınırlar içinde kalmak ve iç kalkınmaya yönelik adım-lar atmak onlara göre bir nevi komplo ve uzlaşmacı bir "ılımlılık"tı ki dünyadaki mevcut diğer güçlerin el ele ve-rerek inkılâbî değerlere karşı saldırıya geçmesiyle birlikte yok olacak ve gerçekleşmiş bulunan inkılab olgusu böyle-ce yenilgiye uğrayacaktı. Bu görüşün temel gayesi mevcut durumun yerleşik değerlerine karşı sürekli ve aralıksız bir saldırı başlatmak ve çevredeki rejimleri ortadan kaldırmak

ve kendisi gibilerin islamı anlayamamış olduklarını da böylece zım-nen itiraf etmiş olan geçici hükumet başbakanı Mehdi Bazergan şöyle demişti: "Biz de islamı istiyoruz, ama, islamı İran için istiyoruz; İmam Humeyni ise İran'ı islam için istiyor!" -çev-

20

için daimi bir taarruza geçmekti. Bu doğrultuda askeri, gerilla ve istihbarat imkanlarını seferber ederek bağımsız-lık ve kurtuluş hareketlerini silahlandırmak ve bu yollarla zorba rejimleri temelinden yıkmak gerekiyordu. Millî kal-kınma ancak müslüman milletler arasında inkılâbi halkalar oluşturma ve sömürü dünyasının ana çıkarlarını tehlikeye düşürme gayesine hizmet etmesi durumunda kabul edilebi-lirdi. Binaenaleyh bu görüş, çok kısa bir süre zarfında 1. görüş karşısında arz-ı endam etmekte gecikmedi. Bu gö-rüş çerçevesinde milli çıkarlarla ülküsel ve nihâi gaye çı-karları özdeş telakki edilmede ve dış politikada ideolojik çıkarlara öncelik tanınmada, bunun da şiddet ve sertliğe dayalı yöntemlerle gerçekleşmesi gerektiğine inanılma-daydı. Mevcut beynelmilel kuralların hiçbirinin geçerliliği kabul edilemezdi; uluslararası bütün kurum, kuruluş, ör-güt, teşkilat ve antlaşmalar tamamen geçersizdi; dünyada-ki mevcut zalimane düzenin biran önce yok edilmesi ve inkılâbın değerlerinin dünya sathında egemenliğinin sağ-lanması için şiddete başvurulmalı ve aralıksız bir "kuvvete dayalı mücadele" başlatılmalıydı.

Bu iki görüşe karşılık üçüncü bir görüş daha vardı ki onlar da şöyle diyorlardı: "Ülkemizde örnek bir ümmet oluşturmaya çalışmalı ve inkılâbî, kanunî, hatta askerî bütün imkanlarımızı bu gaye için seferber etmeliyiz. "Dış dünyaya karşı bu akımın görüşü fırsatçılıkla içiçe bir ba-rışçıllıktı. Milli maslahat ve çıkarların gerektirdiği yerler-de -şartlar da elverişliyse- sömürüye bağımlı olan zorba rejimlere darbe indirmeli, şartların elverişli olmaması ha-lindeyse mevcut durum ve barışçı ilişki sürdürülmeliydi. Bu görüş, ilk iki görüşün bir sentezi durumundaydı ve

21

bunu savunanlar şöyle diyorlardı özetle: "Ülkemizin iç durumunu gereğince yoluna koymadıkça dış dünyaya karşı aktif ve saldırıcı bir tutum izlemememiz gerekir; bilakis, ülke içinde durumumuzu gereğince tespit edip güçlendik-ten sonra dış dünyaya karşı tedricen hasmane bir tavır ta-kınmalı ve tepkimizi göstermeliyiz. Ancak, belli bir yerde çıkarlarımız tehlikeye düşecek olur da bu hasmâne, sert ve tepkici durum maslahatımıza zarar verecek olursa süper ülkelerle beynelmilel bir barış yoluna gitmemizde hiçbir sakınca yoktur." Bu bakış açısı ülke dahilinde önemli öl-çüde inkılâbi düşünceden etkilenmiş olmasına rağmen dış politikada güçlü ülkelerle barışçı ve uyumlu olunması ge-rektiğinden yanaydı. İnkılabi gay el ere ulaşabilmek için her yöntemi meşru sayan ve bu gaye yolunda her vasıtayı meşru gören pragmatik düşünceydi bu.

İslam inkılabının değerleriyle tamamen özdeşleşmiş bu-lunan ve daha yerinde bir deyişle "bu değerlerin gerçek sembolü" olan rahmetli İmam Humeyni -ks- yukarıdaki görüşlerin üçünü de kısmen içeren, kısmen de reddeden bir çizgi izlemedeydi. Bu cümleden olmak üzere, inkılabın "islâmî değerleri"ne "dinle bağdaşmayan ve gayriislami olan değerler" katacağı için nasyonalist ve milliyetçi gö-rüşleri İmam -ra- kesinlikle reddetmektedir. İslamı ve Al-lah'ın rızasını eksen alan İmam'ın -ks- düşüncelerinde İran milliyetçiliğine yer yoktur. Ona göre "İran eksenli oluş"la "islam eksenli oluş" özdeşleştirilemez; zira birincisi çok daha mahdut ve tamamen ırkçı bir yaklaşımdır. Diğer ta-raftan, nasyonalist düşünce zaten infiâlî bir görüş olup inkılâbî şartlarla hiçbir alâkası bulunmamaktadır. Aynı şekilde, kalkınma ve gelişmeleri salt içeriye yönelik kılıp

22

bütün imkanları sadece İran'ın dahiline seferber etmek te gerçekte dış dünyayı görmezden gelmek demektir. İmam-'ın -ks- "inkılabın kesinlikle ihraç edilmesi gerektiği"ni ilan etmiş olması, salt milliyetçi yaklaşım olan birinci gö-rüşün açıkça reddedilişi anlamına geliyordu zaten. İkinci görüşü savunanlar da; gayeye ulaşma ve dış dünyayı reddetme yolunda her vesileyi mübah ve meşru gördüklerin-den İmam -ks- tarafından kabul görmemekteydi. Nitekim bu düşünce tarzının sömürgeci dönemlerdeki düşünce tar-zıyla herhangi bir farkı yoktu; sırf askerî güce sahip oldu-ğu için kendini hak sahibi görüp çevresindeki ülkelere saldırmak ve 3. dünya ülkeleriyle islam ülkelerinin rejim-lerini yıkmak, sömürü çağının hegemonyasından başka neyi hatırlatır ki?

Gerilla ve milis güçlerini destekleyip teçhizatlandırmak ve partizan yöntemlere başvurup onları bombalama, terör ve mevcut rejimleri mutlak anlamda temelinden reddetme yolunda şartlandırmak da derin ve geniş çaplı bir halk ha-reketini beraberinde getirmediğinden İmam Humeyni -ra-açısından kabulü imkansızdır ve bu anlam ve yöntemle gerçekleşmesi düşünülen bir "zincirleme inkılap hareketi" geçersizdir.

Milli sınırların ortadan kaldırılmasına gelince; bu sınır-lar hâl-i hazırda bütün dünya milletleri tarafından kabul görüp tamamen benimsenmiş olduğundan, böyle bir dü-şünce ve girişim son derece tehlikeli sonuçlar doğuracak ve yıkıcı neticeler getirecektir; rahmetli İmam -ks- "bizim kimsenin toprağında gözümüz yok!" diyerek bu düşünceyi de apaçık bir şekilde reddetmekteydi.

23

Üçüncü görüş de İmam -ks- açısından kabul edilebilir bir görüş değildi. Çünkü herşeyden önce "fırsatçı"lığa ve "fırsat kollama"ya dayalıydı ve gayeye ulaşmak için meşru ve gayri meşru, veya kanuni ve gayri kanuni her yöntem ve fırsatı kollamakta ve esasen inkılabın ihracına da bu çerçeve dahilinde yeşil ışık yakmaktaydı. Diğer taraftan bu düşüncenin temeli "milli kalkınma esası"na dayalı olup gerektiğinde dış dünyaya karşı tepki gösterilmesini "milli kalkınmayı engellemeyecek sınırlarda meşru" görüp bu çerçeveyle sınırladığından İmam'ın -ks- nazarında bir nevi infiâli ve pasif politika sayılmaktadır.

İmam -ra- yaptığı konuşmalarla yazdığı mektup ve me-sajlarında bu görüşlerin çelişki ve tutarsızlıklarının altını çizerek onları reddetmekte ve 20. yy. inkılab tarihinde benzerine rastlanmayan "kapsamlı ve çok yönlü" bir stra-tejinin mimarlığını yapmaktadır. Nitekim 20. yy. inkılap-larının tamamı ülkü, gaye ve değer konusunda, yukarıda bahsi geçen üç görüşten birine uymuş veya o paralellerde hareket etmiş oldukları halde islam inkılabı bu konuda hiçbirine benzemeyen çok farklı bir yol izlemiştir. Rah-metli İmam -ks- mezkur görüşleri sadece reddedip geri çekilmemekte, aynı zamanda onları aşan ve daha ileri ol-duğunu herkese itiraf ettiren alternatif ülkü, gaye ve yön-temlerini de sarih ve net bir dille öne sürmektedir. İmam'a -ks- göre islamın yüce değerlerine bağlı kalıp onlara uy-mak her programın başında gelir ve islam dini bütün insan topluluklarına ait olup bütün insanlar için indirilmiş bir dindir. O halde islamın emredilmiş ve belirlenmiş bulunan değerlerine inanmak, bütün insanlık karşısında mesuliyet duymayı gerektiren bir olaydır ve böyle bir mesuliyeti

24

beraberinde getirecektir. Doğu ve Batıdaki devlet modelle-rinin olgusu olan maddi kültür ve değerlerin reddi ve bu kültürel kokuşma ortamlarında kokuşma ve bozulmalara savaş açıp komploları bozma, planları suya düşürme, kitle-lerle milletleri bilinçlendirme gibi tavır ve girişimler, ger-çekte bütün dünya insanlığı karşısında duyulması gereken aralıksız bir mesuliyet ve vazife telakki edilmelidir ve "İmam Humeyni'nin -ks- çizgisi" derken kastedilen yol ve yöntem budur. Binaenaleyh kendi sınırları içine kapanıp diğer milletlerin kaderlerine ve onların başına gelen ve geleceği apaçık belli olan felaketlere karşı lakayt davranıp "millî kalkınma ve milli gelişme" gibi "gerekli olan ama yeterli olmayan" faaliyetlerle yetinmenin "İmam Humeyni'nin -ks- çizgisi"nde kabul edilebilir bir tarafı yoktur. Bu görüş ve çizginin temel mahiyeti zulmü ve zulme rıza gös-termeyi kesinlikle reddetmek, hegemonya ve hegemonya-cılığı kesinlikle dışlamak, pasiflik ve suskunluğa kesinlikle kapılmamak ve islâmî bir bilinç ve hassasiyetle hareket etmektir. İmam'a -ra- göre diğer milletlere örnek olabil-menin yegane şartı, onların mevcut sorunları karşısında "inkılâbî bir sorumluluk duyulduğu" hususunda kendile-rinde itminan yaratabilmek ve bu hususta güvenlerini ka-zanabilmektir. Bu ifade tarzında da görüldüğü gibi islam inkılâbının muhatabı kitleler ve milletlerdir ve gaye, onlar bilinçlendirmek ve uyanışlarını sağlamaktır.

"İnkılabın ihracı"nın, "dünya milletlerini; kendi kader-lerini kendilerinin belirlemeleri doğrultusunda girişimde bulunacakları şekilde bilinçlendirme ve aydınlatma" de-mek olduğu ve "inkılabın ihracı" derken "milletlerin yeri-ne ve milletlerin iradesine rağmen karar almak" demek

25

olan askerî müdahele ve silahlı girişimlerin kastedilmedi-ği, bilâkis reddedildiği manasını yukarıdaki ifadelerde net olarak görebilmek kabildir. Bu anlayış ve yöntemde, diğer ülkelerin devletleriyle diplomatik ilişkilere girmenin fay-dalı olabileceğine yer verilmiş ve onların da inkılâbî kültü-re pekalâ davet edilebilecekleri gözönünde bulundurul-muştur.

"İmam Humeyni -ks- nin çizgisi" olan bu düşünce ve bakış açısında islam inkılabının ihracı; islâmî ve inkılâbî bir vazife ve vazgeçilemez bir mesuliyet olduğu kadar; bizzat örnek bir islam ve inkılap ülkesi olmadıkça ve diğer milletlere "örnek ve şahid bir ümmet modeli olduğunu" gösteremedikçe bunun tahakkuku da mümkün olmayacak-tır. Binaenaleyh İmam Humeyni'ye -ra- göre islam inkıla-bının ihracı, özetle: "Bu inkılabın değerlerinin ülke -İran-içinde fiilen gerçekleştirilmesi ve inkılabın ülkü, gaye ve değerlerinin yurtdışında da gereğince anlatılıp anlaşılması ve yayılmasının sağlanması için ciddiyetle çalışılması" dır.

Bu açıklamalardan sonra, meseleye bizzat rahmetli İmam'ın -ra- kendi söz ve mesajları yoluyla vukufun daha faydalı olacağı inancındayız. Elinizdeki eser, işte bu amaç-la hazırlanmış olup çeşitli zaman ve münasebetlerle onun islam inkılabının ihracına dair irad buyurmuş olduğu ko-nuşma, yazı ve mesajlarından derlenerek hazırlanmıştır. Bu kitap bir derleme olduğu ve kimi zaman başka konulu metinlerden de inkılabın ihracıyla ilgili cümlelerin iktibas edildiği cihetiyle, bazı cümlelerdeki kopukluklar tabii kar-şılanmalı, o cümlelerin geçtiği konunun tam metni için, ilgili tarihteki konuşma, yazı veya mesaja müracaat edil-melidir.

26

Elinizdeki metin dikkatle mütalaa edildiğinde rahmetli İmam'ın -ks- daha islam inkılabının henüz gerçekleşme-diği dönemlerde bile islam inkılabının ihracına ne denli önem verdiği ve hareketin doruğuna ulaştığı zafer yılların-dan, bereketli ömrünün son demlerine kadar da aynı ihti-mam ve tavrını sürdürdüğü görülecektir.

Araştırma heyeti tarafından tanzim edilen fasıl ve metin başlıkları, rahmetli İmam'ın -ks- islam inkılabının ihracını "bu inkılabın bizzat kendi mahiyetinden kaynaklanan vaz-geçilmez bir özelliği" olarak gördüğünü gözler önüne ser-mektedir. Zira bu, "islamî" bir inkılaptır ve müslüman milletler dünyanın dört bir yanında ve milyarı aşan sayıla-rıyla "islamı bütün dünyada layık olduğu izzet ve görkeme kavuşturabilecek" böyle bir hareketi yıllardır hasretle bek-lemektedirler. Bu durumda islam inkılabının "izzet ve onur verici ve kurtuluş getirici" mesajının bütün dünyaya ihraç ve yayılmasının, inkılabı gerçekleştirenlerin karar vereceği bir tarihe ertelenemeyeceği veya muhaliflerin izin ve müsaadesine bırakılamayacağı; esasen böyle bir beklentinin makul ve mümkün olamayacağı apaçık orta-dadır zaten. Bütün bunlara ilaveten bir de yeryüzünde ya-şayan insanların tamamını ilgilendiren olay ve hadiselerin engellenemez iletişimi ve bütün insanlık ailesinden göre-ceği toplu destek ve katılım sözkonusudur. Zaten bir ileti-şim çağı olan bu asırda islam inkılabı gibi muazzam bir olayın bütün dünyaca süratle duyulmaması ve bu inkılabın çarpıcı mesajlarının bütün insanlığın kulağına ulaşmaması ve insanlık ailesini etkilememesi mümkün değildir bugün. Hele insanların müşterek dertleri ve meselelerini dile geti-

27

ren bir inkılabın bu etki ve cazibeyi yaratmaması mümkün değildir.

Ne var ki rahmetli İmam -ks- inkılabın ihracı konusun-da bu kadarla yetinmemektedir asla. İmamın -ks- nazarın-da islam inkılabının ihracı da, tıpkı İran'da Allah'ın kanun-larının egemenliğinin sağlanması konusundaki görüşlerin-de belirtmiş olduğu gibi şer'i bir vazife ve görevdir. Nite-kim diğer islam beldelerinde de islamın egemen kılınması ve dünya müslümanlarıyla mustaz'aflarının mazlumiyet nidasına lebbeyk denilmesini kendisi ve öz islama inanan-lar için bir şer'i vazife olarak telakki etmiştir İmam -ks-. Diğer taraftan, islam inkılabının ihracı, İmam'ın -ks- naza-ında bu büyük inkılabın düşmanlarının sebep olabileceği tehlikeleri inkılaptan uzak tutabilmek için onlara karşı bir taarruz stratejisi ve bir nevi, inkılabın müdafaası ve muha-fazası" için zaruri bir girişimdi. Nitekim İmam -ks- bu hususta kendisinin ve İslam Cumhuriyeti nizamı yetkilile-rinin kesinlikle kararlı olduğunu açıkça ilan etmekten de çekinmemişti. Bu konuların işlendiği bölümden sonra ge-len metinlerde rahmetli İmam'ın -ks- islam inkılabını "zu-lüm altındaki kitlelerin ilgisini kazanan değerlerin bir sembolü" şeklinde değerlendirdiği görülecek; mahrum kitlelerle mazlum müslümanların ülkü ve gayelerini dile getirdiği için islam inkılabının sözkonusu iki kesimin yo-ğun ilgisinin odağı haline geldiği yolundaki görüşleri mü-şahede edilecektir.

Elinizdeki eserin 4. bölümünde islam inkılabının ihra-cıyla neyin kastedildiği açıklanırken islam düşmanlarınca gündeme getirilen bazı kasıtlı meseleler, yaratılan şüphe ve yayılan söylentilerin bir değerlendirmesi yapılmakta ve

28

inkılabın ihracı derken halkı müslüman ülkelerin üzerine ordu salıp askerî müdahelelerde bulunmak gibi bir anla-mın kesinlikle kastedilmediğinin altı çizilmektedir.

Beşinci bölümde de inkılabın ihracına telvihen tanım ve tarifler getirilmekte ve "inkılabın ihracı için gerekli şartlar, ortam ve yöntemler tartışılmaktadır.

Altıncı ve 7. bölümde dostlar ve düşmanların inkılabın ihracı düşüncesi karşısındaki tutumları ele alınıp incelen-mekte ve nihayet 8. bölümde inkılabın ihracı olayının ger-çekleşemeyecek bir hayal olmadığı, bilakis, gerçekleşmesi pekalâ mümkün ve bilfiil tahakkuku zaten müşahede edil-mekte olan bir vaka olduğu vurgulanmakta ve dünya istikbarıyla bağımlı yerli ve ecnebi yardakçılarının türlü komplo ve engellemelerine rağmen islam inkılabının fiilen dış dünyaya ihrac olduğu, gaye ve mesajlarının dünya müslümanları ve zulüm altındaki mazlumlarla muztaz'aflar tarafından ilgiyle karşılanıp benimsendiği ve bugün bunun nice canlı şahidleri bulunduğu hatırlatılmaktadır.

Elinizdeki eser İmam'ın -ks- çeşitli münasebetlerle yap-mış olduğu konuşmalarla mesaj ve yazılarından derlenmiş olup bizzat kendisi bu derlemeye müdahelede bulunmamış olduğundan metindeki bazı ibare ve seçilen bazı kısımların sırf mevzuyla ilgili olmaması tabii karşılanmalıdır. Kimi zaman da bir bölümde kaydedilmiş olan mazmun etrafında İmam'ın -ks- başka ve benzer görüşleri tekrarlanmamış, bunun yerine, sözkonusu bölüm ve kapsadığı başlıklar farsça metnin sonunda şema halinde verilmiş olmasına rağmen türkçe tercümede aynı şemanın tekrarına lüzum görülmediğinden metnin orjinalinin aktarılmasıyla yeti-nilmiştir.

29

Elinizdeki eserin; Muhammedî öz islamın arayışı için-deki dünya müslümanlarının yolunu aydınlatmada etkili olacağından hiç kuşkumuz yok; düşmanın zehirli propa-gandalarıyla telkin ve borazanlarının etkisine kapılmadan, siyonizme bağımlı medyanın etki sahasına girmeden; kor-kak, ürkek ve ödleklerin mashalatçı ve bencil yorum ve tevillerine kapılmadan gerçeği arayanların; islam inkılabı gerçeği ve bu inkılabın mesajını, bizzat onu gerçekleştiren sevgili İmam Humeyni'nin -ks- kendisinden duyması el-bette ki daha faydalı olacaktır.

İmam Humeyni'nin Eserlerini Tanzim Ve Yayınla-ma Müessesesi / Beynelmilel Büro

30

1. BÖLÜM

İNKILABIN İHRACI, İSLAM İNKILABININ KAÇINILMAZ ÖZELLİĞİDİR

Bütün Müslümanlar İran'daki Mukaddes Hareketten Etkilenmekte

soru: İran'daki olaylar Türkiye'ye de yayılabilir mi siz-ce?

cevap: İran'daki -bu- mukaddes hareket islami bir hare-kettir; bu nedenle de bütün dünya müslümanları elbette ki bu inkılaptan etkilenecektir.

Sahife-i Nur, c:4 s.114, tarih: 10,10,1357.

***

İslam Hareketi Bir Ülkeyle Sınırlı Değildir

Biz islam için kıyam ettik, islam için gerçekleştirdik -bu- hareketi. Bu cumhuriyet, bir "İslam Cumhuriyeti"dir. İslam için -gerçekleştirilmiş- bir hareket bir ülkede mahsur edilemez, hatta sırf islam ülkeleriyle bile kısıtlanamaz. İslam için gerçekleştirilen bir hareket, peygamberlerin hareketinin bir devamıdır. Peygamberlerin hareketi sırf belli bir mekana mahsus değildi ki; Peygamber-i Ekrem

33

efendimiz -sav- Arabistanlıydı4 ama çağrısı sırf Arabistan-'a yönelik değildi, sadece Arabistan'la sınırlı kalmıyordu, bütün dünyaya yönelik bir çağrıydı.

Ae 10/115, tar: 11, 8, 1358

***

Okulumuzu Yayacağız

Süper güçlerin baskısı altında bulunan bir millettik biz; şimdi onların baskısından kurtulmuş bulunuyoruz ve ilerlemekteyiz; milletin yükselmesi budur işte! Yükselme ve kalkınma denilen şey, midelerimizin doymasıyla gerçek-leşmez ki; yükselme, okulumuzu ve inancımızı ileri gö-türmekle mümkün olur, nitekim okul ve inancımızı ileri götürmekteyiz şimdi, Allah'a hamdolsun. Okulumuzu bü-tün islam beldelerine, hatta mustaz'afların bulunduğu her yere yayacağız inşaallah. Biz yükselmekte, ilerlemekteyiz; insanoğlunun ilerlemesini, yücelmesini sağlamak istiyoruz biz.

Ae, 10/233 tar: 5, 9, 1358

***

Zulüm Altındaki Kitlelerde Muazzam Patlayış

İran milleti, aziz bacılarla kardeşler bilirler ki eşine en-der rastlanır veya -belki de- eşsiz bir inkılab olan İran'ın bu muazzam inkılâbı pek büyük değerlere sahiptir ki bun-

4 - Hz. Peygamber-i Ekrem -sav- Efendimiz Arabistanlıdır: Değer-li islam peygamberi hz. Muhammed'in -sav- doğum yeri Mekke, vefat mahalli ise Medine'dir. Bugün Arabistan'ın en önemli şehri olan bu iki belde, her yıl milyonlarca müslüman tarafından ziyaret edilmektedir.

34

ların en büyüğü -bu inkılabın- belli bir inanca dayanması, mektebî olmasıdır, islâmî olmasıdır. Şanı yüce peygam-berlerin, uğrunda kıyam etmiş oldukları değerdir bu. Ümid ederim bu inkılab ilâhi bir kıvılcım ve ilahi bir şimşeğin çakması gibi olur da zulüm altındaki kitlelerde muazzam patlamalar yaratır ve kademine ruhlar feda olası hz. Bakıyyetullah'ın5 -s- mübarek inkılâbının şafağının sök-mesiyle sonuçlanır inşaallah.

Ae, 15/75, tar: 10,5, 1360

***

Düşmanların Bunca Muhalefetlerinin Nedeni İran'ın Diğer Ülkelere Örnek Olmasıdır

Onlar islamı istemedikleri ve diğer taraftan, İran'ın islamı -gerçek çehresiyle- dünyaya tanıtmaya başladığını gördükleri ve islamın -hakkıyla- tanıtılması halinde bütün dünya tarafından kabul göreceğini ve böylece bütün çıkar-larının tehlikeye düşeceğini bildikleri içindir ki İran'a karşı çıkmakta ve muhalefete girişmektedirler; yoksa İran'da da bir nüfus olduğu veya mesela İran'da da birileri bulundu-ğu için değil!..

Ae, 18/248, t:13. 12. 1362

5 - Hz. Bakıyyetullah'ın -sa- Mübarek İnkılâbının Şafağı: Ehl-i Beyt imamlarının -sa- 12.'si olan hz. Mehdi aleyhisselam kastedilmek-tedir. Hz. Mehdi'nin -sa- zuhuru ve kıyamı Kur'an-ı Kerim'de vaadedilmiş olan hadiselerdendir; zulüm ve kötülükle dolan yeryüzü-nü adalet ve iyilikle dolduracak olan o hazretin ilâhî zuhur ve inkılabı bizzat Kitap ve sünnetle tüm insanlığa müjdelenmiştir.

35

Bağımsızlık ve Hürriyet Işığı Bütün Dünyaya Yayılacaktır

Bizim milletimiz, Allah'a hamdolsun, kendilerine iman ve kudret veren Hak Tealâ hazretleri ve Allah Tebarek ve Teala'nın velilerinin yardımları sayesinde herkesin sinesi-ne red yumruğu indirerek direndi ve "biz bağımsızlık isti-yoruz, biz hürriyet istiyoruz!" dedi; eğer bu şekilde devam ederse emin olunuz ki yankıları bütün dünyayı kapsaya-caktır.

Ae, 20/178 t:21, 11, 1366

36

2. BÖLÜM

İSLAM İNKILABININ İHRACI YOLUNDA YILMAZ İRADE VE DÜŞÜNCE

İran Milleti İslam Sancağını Heryerde Dalgalandıracaktır

İmam aleyhisselam'ın6 hak izleyicisi olan aziz milleti-miz kan vererek İblis nitelikli Pehlevi hanedanını tarihin mezarlığına gömecek ve islam sancağını sadece ülkemizde değil, bütün ülkelerde dalgalandıracaktır.

Ae, 4/9, t:11,9, 1357

Gaye, İslamın Cihanşumül Hükümlerini Dirilt-mektir

Gaye islamın, islam ahkamının, islamın cihanşumül hükümlerinin dirilmesi ve hayata geçirilip uygulanması, böylece herkesin huzur ve refah yüzü görüp hür olması, bağımsız olmasıdır.

Ae,6/22, t:27, 1, 1358

6 - İmam Aleyhisselam: Hz. Resulullah'ın -sav- Ehl-i Beyt'inin as- imamlarının 3.sü olan hz. İmam Hüseyin -as- kastedilmektedir.

39

İslam Herkesin Hakkıdır

Ümid ederim ki biz islam bayrağını, İslam Cumhuriyeti bayrağını dünyanın dört bir yanında dalgalandırmaya mu-vaffak olur, herkesin hakkı olan islama itaat edilmesini sağlarız.

Ae, 8/267, t:1, 6, 1358 ***

İslam Bayrağı Dünyanın Dört Bir yanında Dalgalanır İnşaallah

Bizim isteğimiz şudur: İslam, ondan tadan herkesin ebedi hazza kavuşacağı tatlı bir meyve olan bütün niteli-ğiyle bütün kesimlerde, bütün islam ülkeleri ve onların ötesindeki beldelerde hayata geçirilsin; bu hakikat, bu nur ve bu aziz islam fevkalâde aziz muhtevasıyla uygulansın; hatta arzumuz bunun islam memleketlerinin sınırlarının ötesine taşmasıdır. Umarız islamın iftihar dolu sancağı dünyanın dört bir yanında dalgalanır inşaallah.

Ae, 8/276, t:3, 6, 1358

***

Adaleti Uygulayacağımızı Ümid Etmekteyiz

Biz islâmî bir güç, âdil bir güç oluşsun istiyoruz; sün-günün topun, tankın ve benzerinin gölgesinde değil, adale-tin gölgesinde bir güç oluşsun ve bütün insanlar elele ver-sin istiyoruz. Bize şöyle bir vaadde bulunulmuştur: Zama-nın İmamı selamullah aleyh zuhur ettiğinde bu ihtilaflar son bulacak, herkes birbiriyle kardeş ve bir olacak, zorba-lık ve sultacılık kalmayacaktır. Umarız bunun hiç olmazsa

40

birazını, bu -kitabın- en azından bir sayfasını, gücümüz yettiği ölçüde ve imkanımız dahilinde biz uygulamayı başarırız. Milletler bizim yanımızda yer aldığı gibi, devlet-lerin de bizim yanımızda yer almasını dileriz, kendi hayır-ları da bundadır zaten, inşaallah onların da bizimle olma-sını ummaktayız.

Ae, 11/31 t:26, 9, 1358

***

İslam Devletinin Temeli Sevgi ve Kardeşliktir

Ben İran'da gerçekleşen bu inkılabın bütün islam ülke-leriyle dünya mustaz'afları için bir dönüm noktası olmasını ve onlara da yansımasını ummaktayım. Siz gençler ve azizler görün bunu; islam devletinin temeli sevgi, kardeş-lik ve uhuvvettir. İslam devletinde kimse kimseden üstün değildir; aşağı sınıf yukarı sınıf yoktur, yöneten ve yöne-tilmeye mahkum olan -bir kesim- gibi ayrımlar yoktur.

Ae, 11/65 t:29. 9. 1358

***

Dünyanın Bütün Kesimlerinde İslam Bayrağı

İslam ve Kur'an sizin elinizdedir bugün; siz Kur'an'ı yayabilirsiniz, dünyanın bütün kesimlerinde islam bayra-ğını yüceltip dalgalandırabilirsiniz.

Ae, 11/65, 29. 9. 1358

***

41

Tevhid Bayrağını Diğer Ülkelerde de Dalgalan-dıralım

İnşaallah islam cumhuriyetini cumhuriyet muhtevasıyla ve islam hükümleriyle İran'da ve diğer yerlerde hayata geçirir ve tevhid bayrağını kendi ülkeniz ve diğer ülkelerin semalarında dalgalandırırsınız.

Ae, 11/223, t:18. 10. 1359

***

Biz İnkılabımızı Bütün Dünyaya İhraç Edeceğiz

Biz inkılabımızı bütün dünyaya ihraç edeceğiz; çünkü bizim inkılabımız islâmidir ve -bu nedenle de-"lailaheillallah Muhammed Resulullah!" nidası bütün dün-yada çınlayıncaya kadar mücadele sürecektir ve dünyanın neresinde olursa olsun, müstekbirlere karşı bir mücadele varsa, biz de varız!

Ae, 11/266, t:22. 11. 1358

Güç Sahipleriyle Hesaplaşmalıyız

İnkılabımızı bütün dünyaya taşıma yolunda gayret sarfetmeliyiz, inkılabımızı ihraç etmeyeceğimiz düşünce-sini kesinlikle bir kenara bırakmamız gerekir. Çünkü islam, müslüman ülkeler arasında hiçbir ayrımda bulun-mamakta ve bütün dünya mustaz'aflarını desteklemektedir. Diğer taraftan bütün güçler ve süper güçler bizi yoketmeye azmetmiş durumda; -inkılabımızı diğer ülkele-re de taşımaz ve- kapalı kapılar ardında durursak kesinlik-

42

le yeniliriz. Güç sahipleri ve süper güçlerle açıkça hesap-laşmalı ve içinde bulunduğumuz bütün çetin zorluklara rağmen -dış- dünyaya karşı "inancımıza dayalı" ideolojik bir tavır sergileyeceğimizi onlara göstermeliyiz!

Ae, 12/19, t:1. 1. 1359

***

İslamı Bütün Dünyada Uygulama Safhasına Geçirmeliyiz

Biz süper güçlerin ekonomik ambargolarından, askerî ambargoları ve askerî müdahelelerinden korkmuyoruz! Onlar buraya girecek olurlarsa biz güçlü bir şekilde karşı-larına dikiliriz; diğer müslüman milletler de onların karşı-sına dikilir. İslam hükümlerini ülkemizde, hatta bütün böl-gede ve tüm dünyada hayata geçirme yolunda ilerlemeli-yiz!

Ae, 12/92, t:27. 2. 1359

***

İslamın Gücünü Bütün Süper Güçlere Göstermeliyiz

İslamı ileri götürmeli ve dünyanın dört bir yanına islamı taşımalıyız inşaallah, islamın gücünü bütün süper güçlere göstermeliyiz!

Ae, 12/101, t:29. 2. 1359

***

43

İslamı Heryerde Hayata Geçirmeliyiz

İslam yolunda olun, islam için hizmette bulunun ki, Allah göstermesin, yenilecek olursak şehid olursak, islam için olsun, şehid düşmüş olalım ve eğer inşaallah zafer bizimle olursa islamı muzaffer etmiş olalım, heryerde ba-şımız dik, alnımız açık olabilsin! Bütün dünyada, bütün ülkelerde islamı hayata geçirelim ve islam bayrağını -tüm dünyada- dagalandıralım -inşaallah-

Ae 12/99, t:29. 2. 1359

***

İslam Bayrağını Dünyanın Bütün Kutuplarında Dalgalandıralım

Biz henüz yoldayız ve katetmemiz gereken epey yol var daha. Önümüzdeki bu uzun yol; islam bayrağını dünyanın bütün kutup -ve bloklarında- dalgalandırmaktır. Ba-şaracağımızdan ümitliyim ben. Allah Tebarek ve Tealâ'ya dayanıp gayret göstermek suretiyle bu uzun yolu kolayca katederiz inşaallah.

Ae 12/11, t:29. 2. 1359

***

Adaleti Dünyada Yürürlüğe Koyarız İnşaallah

Ümid ederim ki islam ve islam velileri sayesinde insan-lığa getirilmiş olan bu adaleti 2500 yıllık bir zulüm ve zulüm rejiminden sonra ve -onu izleyen- 50 yıllık bir iha-net, zulüm ve yağmacılıktan sonra7 inşaallah-u Tealâ ev-vela İran'da, sonra da bütün dünyada yürürlüğe koyar, hayata geçiririz.

Ae, 12/130 t:10. 3. 1359

***

Hareketin Diğer Beldelere İhracı

Umarız ki bu hareket diğer islam ülkelerine de taşınır; bütün müslümanların okuludur bu, hatta bütün muztaz'aflarındır.

Ae, 12/155 t:14. 3. 1359

***

Dünya Mustaz'afları Hakkın Verilir Değil, Alınır Olduğunu Bilmelidirler

Biz bütün islam ülkelerinin bu özelliklere sahip olma-sını istiyoruz, İran'da gerçekleşmiş bulunan bu ortamın bütün müslüman ülkelerde vuku bulup oluşmasını, bu in-kılabın bütün islam ülkelerine taşınmasını ve bütün dünya mustaz'aflarının müstekbirlerin karşısına dikilip kendi

7 - İkibinbeşyüz yıllık zulüm, elli yıllık İhanet: İran'a egemen olan 2500 yıllık krallık düzeni kastedilmektedir. Bunun son 50 yılı Pehlevi hanedanının egemenliğiyle geçmiştir.

47

haklarını onlardan almasını istiyoruz; şunu bilmelidirler ki hak verilir değil, alınırdır!

Ae, 12/284, t:20. 5. 1359

***

İslam Yayılacaktır

Milletin güçlü eli ve Allah Tebarek ve Teala'nın teyi-diyle bu fesad kökleri kazınacak ve islam her yere yayıla-caktır inşaallah; biz Allah'a güveniyor, O'na dayanıyoruz.

Ae, 13/96, t:30. 7. 1359

***

İslamı Başka Yerlere de Taşıyalım

İslamı burada diriltmek için hepimiz, hep birlikte kı-yam ettik, inşaallah başka yerlere de taşır; ihrac ederiz.

Ae, 13/161, t:14. 8. 1359

***

Bütün Dünya İnsanlarını Bağımsızlaştıralım

Biz, ülkemizin her açıdan bağımsız olmasını istiyoruz. O halde Allah rızası için bu işi gerçekleştirmeye çalışalım ki, böylece sadece kendi ülkemizi değil, bütün dünya in-sanlarının da bağımsızlığa kavuşmasını sağlayalım -inşaallah-

Ae 16/81, t:25. 12. 1360

***

48

İslam İnkılabının Nihâi Amacı

Umarız bu inkılab cihanşumül bir inkılap olur ve uğru-na ruhlar feda olası hz. Bakıyyetullah'ın -hz. Mehdi -as-'ın - zuhuruna başlangıç hazırlar.

Ae. 16/88, t:1.1. 1361 ***

İslam Nuru Her Yerde Parlıyor

Yüce Rabbimizden bize bu yolda yardımda bulunması-nı, milletimize ve ordumuza bu nusreti nasib etmesini ve islam nurunun dünyanın dört bir yanında parlamasını sağ-lama hususunda herkesin inşaallah başarılı olmasını dile-mekteyiz.

Ae, 16/152, t:26. 2. 1361

***

İslamı İhrac Edelim

Ben ümitliyim. Siz gençlerimiz, şu milletimiz, bizim şu aziz milletimiz, şimdi kardeş oldukları gibi, her zaman kardeş olsunlar birbirleriyle; "ben" ve "sen"lerin ortadan kalkmış -ve herkesin "biz" de toplanıp kenetlenmiş- oldu-ğu bu birlik ve vahdet her zaman sürsün, inşaallah böyle-ce ülkeniz korunur ve hiç kimse de size zarar veremez. Allah Teala hepinizi korusun inşaallah; başarılı ve Allah'ın teyidine mazhar olursunuz -inşaallah- çalışmalarınıza de-vam edin, var gücünüzle ilerleyin ve islamı diğer yerlere de ihraç edip taşıyın inşaallah.

Ae, 17/234-235, t:21. 1. 1362

***

49

Umarım Bütün Dünyayı İslamın Tezahürleriyle Doldururuz

Siyonistlerin plânlarının gerçekleşmesi için çıkardılar bu tahmili -zorla kabul ettirilen- savaşı8 bizim başımıza. Diğer taraftan, islamın burada tahakkuk bulup gerçekleş-mesini önlemek istediler. Çünkü islam İran'da tahakkuk edecek olursa kesinlikle diğer ülkelere de taşınacaktır, zaten taşınmış durumda. İşte o zaman onların, o siyonistlerin defteri dürülmüş olacak, Amerika'yla Sov-yetlerin eli islam ülkelerinden kesilmiş olacak artık. Bun-lar, islamın, İran'ın sınırlarından öteye taşmaması, hatta İran'da da zihinleri saptırabilmek için ellerinden gelen gayreti sarfetmekteler. Birinci hedefleri de,

8 - İran'a Zorla Yüklenen Tahmilî Savaş: İran İslam İnkılabı'nın zaferiyle birlikte Amerika dünyanın en stratejik bölgelerinden birin-deki önemli bir üssünü yitirmiş oldu ve bu ülkedeki zenginlikleri artık sömüremez hale geldi. Binaenaleyh İran'ı tekrar ele geçirebilmek için olmadık oyunlara, olmadık câniliklere başvuran Amerika iç karışıklık-lar çıkarmak, gizli bir askeri saldırıya girişmek (Tabes Operasyonu), darbe girişiminde bulunmak, terör ve anarşi havası estirmek.vb. gibi yolları denediyse de hiçbirinden sonuç alamadı. Neticede İran'da ye-şermeye başlayan ve diğer islam ülkelerini de hızla etkisi altına alan islam inkılâbını ortadan kaldırabilmek için bölgedeki maceracı Irak rejimini İran'ın üzerine saldırttı ve henüz inkılabın içinde bulunan islâmî İran'a zorla amansız bir savaşı yüklemiş oldu. Yüzbinlerce insanın canını yitirip bir o kadarının da yaralı, malul, esir ve avâre olmasına yolaçan bu savaş milyonlarca dolar hasar da meydana getir-di. Ne var ki Allah'ın lütfu ve yardımı sayesinde ne süper güçler, ne de onların kulağı küpeli uşağı Eflakçı Saddam, uğursuz emellerinden hiçbirine ulaşamadılar bu savaşta.

50

İran'ı düşürmek ve İran'da Amerikancı bir islam cumhuri-yeti oluşturmak. Tabii bundan sonra şahlığı getirecek değiller artık; adını islam cumhuriyeti koyacaklar, ama aslında Amerikan modeli olacak bir islam cumhuriyeti. Bazılarının pek heveslendiği şey yani. Bunda başarılı olamayacaklar inşaallah; bütün İranlılar kararlı çünkü. Kadın-erkek, genç-ihtiyar, büyük küçük; İran'daki herkes, Amerika'yla Sovyetleri bir daha İran'a sokmamaya karar-lı. İkinci planlarıysa, islamı İran'da hapsetmek. Geniş çaplı zehirli propagandalar yapıyorlar: İran'da şöyle oldu, İran'da böyle oldu, 14-15 yaşından küçük çocukları cephe-lere gönderiyorlar. diye, vs. Yeniliklerde söylediler işte; insan hakları mı ne, itiraz etmiş galiba. Oturmuşlar orada Amerika'nın sesi radyosunun dediğine kulak asıyorlar, BBC'nin dediğine kulak asıyor, itibar ediyorlar, falan rad-yonun ne dediğine bakıyorlar. Kendileri bu meseleleri bilmiyor değiller, tersine, çok iyi biliyorlar herşeyi, ama İran'a çamur atabilmek için söylüyorlar böyle şeyleri işte. Yoksa şu yabancı radyolar İran'da olup bitenleri bilmiyor değiller; Irak'ın İran'a saldırdığını, tecavüzlerde bulundu-ğunu, İran ve Irak-ın müslüman hakkına- ne zulümlerin reva görülmüş olduğunu bilmiyor değil bunlar; biliyorlar, ama "insan" zerrece önem taşımıyor onlar için; sadece kendi -uğursuz- maksatlarına ulaşmanın peşinde onlar.

Maksatları, İran'da islamın adını kötüye çıkarmak. Başka yerlerde de aynı şey -islam inkılabı- olur korkusuy-la şimdiden İslam Cumhuriyeti'yle İran halkını karalamaya ve dünyanın gözünden düşürmeye çalışıyorlar. Ümidim, inşaallah bunda da başarılı olamayacakları yolundadır.

53

Biz, dünyanın dört bir yanında islamı tanıtmakla vazi-feli ve mükellefiz. İslam bugün bütün dünyada mazlum durumdadır, garip durumdadır. Biz-dünyaya kıyasla- az bir grubuz, propaganda gücümüz zayıf, paramız az; onlar-sa bütün medyayı ellerinde tutmuş durumdalar, bol bol paraları da var; istedikleri kadar harcayabiliyorlar bu işle-re. Ama bizim ümitsiz olmamamız gerekir kesinlikle. Bütün güçlerin destek verdiği Muhammed Rıza'nın o bü-yük şeytânî gücünü şu İran gençlerinin gayretiyle nasıl alt edip onu bir kenara ittiysek, yine bu az sayımıza rağmen islamı, inşaallah Allah Tealâ'nın istediği şekilde ve O'nun izniyle burada uygulama safhasına geçireceğiz ve şu anda da bu konuda ilerleme kaydetmekteyiz. Biz buraya bir daha kimselerin* gelmesine izin vermeyiz. Burada -İran'da- bunlar -inkılap- nasıl vuku bulduysa, umarım ümiversiteyle Feyziyye'nin -dînî ilmiye medresesinin-geniş tebliğatlarıyla kısa sürede bütün dünyayı islâmî tecellilerle doldururuz inşaallah.

Ae, 16/3-102 t: 15.2. 1362

***

İnkılâbın İhracı, Dünyayı Kurtaracak Olan Müncî'nın İnkılabına Ortam Hazırlar

Burada size söyleyeceğim son söz şudur: Babalarınızın kanlarının ürünü olan İslam Cumhuriyeti'ne kanınızın son damlasına kadar sadık kalın ve kendinizi her an hazırlıklı tutup inkılâbı ihraç ve şühedânın kanının mesajını iblağ etmek suretiyle dünyayı kurtaracak olan "münci-i âlem",

* - Hiçbir yerli ve ecnebî tâğutî iktidarın -çev-

54

vasilerin sonuncusu ve evliyanın medar-ı iftiharı, uğruna ruhlar feda olası hz. Bakıyyetullah -hz. Mehdi aleyhisselam-'ın kıyamı için gerekli ortamı hazırlayın.

Ae, 19/297, t:7.2. 1365

***

Süper Güçler Şunu Bilsinler ki Biz Son Nefesimize Kadar Direneceğiz

Bütün süper ve diğer güçler şunu bilsinler ki biz son nefese, son eve ve kanımızın son damlasına kadar Allah Teâla'nın ismini yüceltmek için mücadele edecek ve onla-ın tamamının aksi yöndeki arzularına rağmen "ne doğu, ne batı" devletinin temelini dünya ülkelerinin çoğunda atacağız inşaallah! Dünya istikbarı "Kudüs Günü"nde9 halkın mücadele meydanına çıktığı o muazzam tarihî sah-neyi ne çabuk unuttu? Onlarca kez tekrarlansa -bile- bizim halkımız, Yüce Allah'ın izniyle, yine o halktır ve sergile-necek olan sahne de yine o sahne olacaktır!

Ae, 20/61, t: 16. 11. 65

9 - Kudüs Günü: Rahmetli İmam Humeyni'nin -ks- emriyle her Ramazan ayının son Cuma'sı Kudüs Günü ilan edilmiştir; her yıl mil-yonlarca müslüman bu gün muazzam yürüyüşler ve protesto gösterile-ri tertipleyerek Kudüs'ün siyonist İsrail tarafından işgalini kınamakta ve bu mukaddes mekanın kurtuluşu için görkemli bir dayanışma örne-ği sergilemektedir.

55

İslâmî Adaletin Her Yana Yayılması

Gençlerimiz daha ilk baştan bu süreçte yer alıp neşeyle savaşa gittikleri gibi; umarız islamı zafere ulaştırma ve ecnebi süper güçlerin ve bugün islam ülkelerinde var olan yerli yanlış anlama ve ters uygulamaların şerrinden kur-tarma yolunda da başarılı olurlar ve öyle bir noktaya varırlar ki, inşaallah islam devleti her yere yayılır ve islâmî adalet her yana yayılıp ulaşmış olur.

Ae, 20/65, t: 21. 11. 65

•kifk

Süper Güçlerin Uykularını Kaçıracak, Rahatla-rını Bozacağız

Heyhât! Canavar ruhluların, müşrikler ve kafirlerin Kur'an-ı Kerime, hz. Resulullah'ın -sav- ıtrat ve soyuna, ümmet-i Muhammed sallallah-u aleyhi ve âlih-i vesellem'e ve hanif İbrahim'in takipçilerine saldırıları karşısında Hu-meyni sessiz kalabilir mi hiç? Müslümanların hakaret ve zillete düşürüldüğü sahneleri öylece durup seyredebilir mi hiç?! Ben şu nâçiz kanımı ve canımı Hakk'ın farzını eda edebilmek ve müslümanları savunma farizasını yerine getirebilmek için hazırlamış durumdayım ve büyük şehadet nimetinin bekleyişi içindeyim. Egemen güçler, süper güçler ve onların uşakları şundan emin olsunlar ki Humeyni yalnız ve tek başına kalsa dahi küfre, zulme, şirke ve putçuluğa karşı verdiği savaşı sürdürecek ve yo-lundan dönmeyecektir asla! Ve Yüce Rabbinin izni ve yardımıyla islam dünyasının gönüllü savaşçılarının safın-da; diktatörlerin gazabına uğramış o yalınayak

58

-yoksullar-ın safında zulüm ve kötülükte ayak direten dün-ya sömürücüleriyle satılmışların rahatlarını bozup uykula-ını kaçıracaktır -inşaallah-

Ae, 20/113-114, t:6.5.66

***

İran İslam İnkılâbı Zulüm Saraylarının Yıkılı-şının Başlangıcı

Ya Rabbi! Bizim islam inkılabımızı zalimlerin sarayla-ının yıkılışının başlangıcı ve dünyanın dört bir yanında saldırganların hayat yıldızlarının kayması kıl; bu durumda elbette minnettar oluruz sana! Bütün dünya milletlerini mustaz'aflarla yalınayak -yoksul- ların imamet ve verâse-tinin semere ve bereketlerinden faydalandır -inşaallah-

Ae, 20/118, t:6.5.66

***

Biz Tecrübelerimizi İhraç Edeceğiz

Biz bütün dünyaya tecrübelerimizi ihraç edeceğiz ve zalimlere karşı verdiğimiz mücadele ve müdafaayla ilgili tecrübelerimizin neticesini, zerrece beklentide bulunmak-sızın hak yolunda mücadele verenlere aktaracağız ve bu tecrübelerin aktarılmasının ürünü de hiç şüphesiz esaret altındaki milletlerin zaferi, bağımsızlığı ve islam hükümle-rini uygulaması olacaktır. Müslüman aydınlar hep birlikte ilim ve bilinçle harekete geçerek kapitalizm ve komüniz-min dünyasını alt üst etmenin engebeli yolunu katetmeli ve tüm hürriyetperverler aydın bir bakış açısı taşımak ve başkalarını da aydınlatmak suretiyle egemen güçlerle sü-

59

per güçlerin, bilhassa Amerika'nın suratına tokadı yapış-tırmanın yolunu mazlum islam ülkelerinin milletleri ve 3. dünya milletlerine göstermelidirler. Ben tam bir güvenle şimdiden söylüyorum: İslam, süper güçleri perişan edecek, hepsini ağır bir yenilgiye uğratacaktır! İslam içeride ve dışarıda önüne dikilen maniaları teker teker bertaraf edecek ve dünyanın kilit -noktalardaki önemli- siperlerini ard arda fethedecektir!

Ae, 20/118, t:6.5.66

***

İslam Milletleri Arasında İslamın Tahakkuk Bulması İçin Kesin Kararlılık

Allah Teala'nın lütfu sayesinde bizim İslam Cumhuri-yetimizin egemenlik sahasında usul, prensip, siyasi ve itikâdî sahalarda hiçbir anlaşmazlık mevcut değildir ve herkes islam milletleri arasında asil ve öz tevhidi gerçek-leştirme, düşmanın başını ezme ve böylece pek uzak ol-mayan bir gelecekte bütün dünyada islamın zaferini görme konusunda kararlıdır!

Ae, 20/123, t: 6.5.66

Saldırganların Zulüm Elini Kıracağız

Biz, Allah'ın izniyle bütün zalimlerin islam ülkelerin-deki zulüm ve tecavüz ellerini kıracak ve gerçekte Mu-hammedî -sav- hak hükümlerin beyanının inkılabı olan inkılabımızı ihraç etmek suretiyle dünyayı sömürenlerin sulta, egemenlik ve zulümlerine son verecek ve Allah'ın

60

yardımıyla, "Müslih-i Küll" olan kurtarıcı ve hakkın mut-lak imameti olan, uğruna ruhlar feda olası İmam-ı Zaman-'ın zuhuru için gerekli ortamı hazırlayacağız -inşaalah-.

Ae, 20/132, t:6. 5. 66

***

Siyonizm, Kapitalizm ve Komunizmin Kokuş-muş Kökünü Kurutmak Azmindeyiz

Beynelmilel islamî dış siyasetimizde bu hakikat ve ger-çeği defalarca ilan ettik: Biz islamı bütün dünyaya yaymak ve dünyayı sömürenlerin nüfuz ve etkinliğini azaltmak azmindeyiz ve bu azmimiz sürecektir. Amerika'nın -bölgedeki- uşakları bu siyaseti "yayılmacılık ve büyük bir imparatorluk kurma fikri" şeklinde adlandırıyorlarsa -adlandırsınlar- korkumuz yoktur bundan, varsın öyle ad-landırsınlar! Biz siyonizm, kapitalizm ve komunizmin kokuşmuş köklerini bütün dünyada kurutmak azmindeyiz! Yüce Allah'ın yardım ve lütfuyla; bu üç temele dayah dii-zenleri yıkmaya ve istikbar dünyasında hz. Resulullah'ın -sav- islam nizamını yaymaya kararlıyız biz; esaret altında-ki milletler er veya geç bizzat şahid olacaktır buna! Ame-rikalı görevlilerin dokunulmazlıkları ve haraççılığın ya-yılmasını bütün varlığımızla önleyecek; hatta bir ölüm kalım savaşına girme pahasına da olsa yapacağız bunu! İnsanlık damının yüceliklerinden mazlumların sesinin bü-tün dünyada yankı bulmasını sağlayıp tevhid nidasının tüm dünyada yankılanmasını sağlaması gereken büyük bir minber olan Kâ'be ve haccdan ; Amerika, Sovyetler, küfür ve şirkle uzlaşma sesinin gelmesine izin vermeyeceğiz inşaallah! Yüce Rabbimizden bize sadece müslümanların

61

Kâ'be'sinden değil, bütün dünyanın kiliselerinin çanların-dan da "Amerika'yla Sovyetler'in ölümünü" duyurma gü-cünü nasip etmesini dileriz.

Ae, 20/232, t:29. 4. 67 ***

Bizim Asıl Vazifemiz İslamı Dünyaya Yaymaktır

Yöneticilerimiz bilmelidir ki bizim inkılabımız sadece İran'la sınırlı değildir. İran halkının inkılabı, uğruna ruhlar feda olası Hüccet hazretlerinin10 bayraktarlığında gerçek-leşecek olan "islam dünyasının büyük inkılabı"nın başlan-gıç noktasıdır; Rabb'ul Âlemin hazretleri bütün müslümanlara ve dünya insanlarına lütufta bulunur da onun bu asırda zuhur etmesini sağlar inşaallah. Maddi ve ekonomik meseleler eğer yöneticileri üstlendikleri vazife-den bir lahza olsun alıkoyarsa, büyük bir tehlike ve dehşe-tengiz bir ihaneti de beraberinde getirmiş olacaktır. İslam Cumhuriyeti hükumeti halkı en iyi şekilde idare edebilmek için bütün varlığıyla çalışmalı, elinden gelen çabayı sarfetmelidir. Ama bu, bütün dünyada islamın egemenliği-ni sağlayacak bir "dünya islam devleti" oluşturma yolun-daki inkılabın büyük gayesinden vazgeçilmesi anlamına da getirilmemelidir asla!

Bu çağda hakikaten büyük islam tarihinin parlak ve nurlu çehresi kesilmiş bulunan aziz İran halkı sıkıntı ve zorlukları Allah rızası için göğüslemesini bilmelidir; böy-

10 - Hazret-i Hüccet'ten maksat, Ehl-i Beyt imamlarının -sa- 12. si olan hz. Mehdi aleyhisselamdır (Allah onun zuhurunu çabuklaştırsın).

62

lece memleketin üst düzey yöneticileri asıl vazifeleri olan "bütün dünyaya islamı yayma" işiyle ilgilenebilecektir.

Ae, 21/108, t: 2. 1. 68

***

63

3. BÖLÜM

ZULÜM ALTINDAKİ İNSANLARIN DEĞERLERİNİN ÖRNEĞİ: İSLAM İNKILABI

İran İnkılabı Milletlerin Doğu'yla Batı'dan Kurtulmayı Düşünmesini Sağlıyor

soru: Başlatmış olduğunuz bu mücadele ve kavganın İran'da ve Türkiye gibi diğer ülkelerde bir cihada yol aça-bileceğini düşünüyor musunuz?

cevap: Orası bizimle ilgili değil. Bizim milletimiz bü-tün islam ülkelerini baştanbaşa etkilemekte ve milletlerin doğuyla batının pençesinden kurtulmayı düşünmesini sağ-lamaktadır.

Ae, 4/192, t: 20. 10. 1357

Hareketimiz Giderek Yayılmaktadır

Hareketimiz yayılıp genişlemekte ve milletlerin bağ-rında yer etmektedir. İran milletinin büyük bir gücün kar-şısına dikilebildiğini ve bu yolda ilerlediğini gören; bütün güçleri ardısıra sürükleyen şeytâni bir gücün karşısına bir milletin dikilip mukavemet ettiğini ve bu yolda ilerlediğini gören milletler. Onların da -bu şeytânî güçle- problemi

67

var tabi; bizim gibi onlar da bu meselelerle pençeleşmek-te. Mısır'da Sedat'ın11 , başka yerlerde de başkalarının eliyle. Bütün milletler başlarındaki hükumetlerin pençe-sinde. Onlar da bu durumdan kurtulmak istiyorlar. İran'ın ölü vermek pahasına kıyam edip ilerlediğini gördüklerinde diğer milletlerin de kafasından aynı şey geçecektir tabi; diğer milletler de aynı şeyi arzuluyor çünkü, onlar da ayn şeyi yapacak -inşaallah-

Ae, 11/45, t:28. 9. 1358 ***

Umarım Bütün İslam Ülkelerinin Başındakiler Bizzat Halkın Kendi Çocuklarından Olur

Bizim arzumuz bütün islam ülkelerinin, bütün islam beldelerinin ve dünyadaki bütün mustaz'af ülkelerin elele verip birlikte olmasıdır; cumhurbaşkanı, başbakan, meclis ve diğer devlet erkanının bizzat bu topluluğun arasından tayin edilmesidir, o zaman zarar görmez, darbe almazlar.

Ae, 12/286, t:20. 5. 1359

***

11 - Sedat: Mısır'ın eski cumhurbaşkanı. 1978'de imzaladığı Camp-Davıd antlaşmasıyla, siyonist İsrail'le uzlaşma yolunu açan, ve bu çirkin adımla diğer uzlaşmacı arap ülkelerine öncülük eden Sedat, bir askeri tören sırasında (1981) müslüman bir yüzbaşı olan şehid Halîd İslambuli'yle yiğit arkadaşları tarafından saldırıya uğrayarak öldürüldü.

68

İnşaallah İslamın Çehresine Gerilen Örtüler Kalkar

İslam çağlar boyunca mazlum olagelmiştir. Çünkü islamın istediği hep örtülü kaldı, islamın önerdiği proje ve görüşler hiçbir zaman gündeme getirilmedi, söylenmedi, uygulanmadı. Milletleri islamdan habersiz bıraktılar; tari-hin cânileri islamı hep örtüler gerisinde tutmaya çalıştılar; bu hürriyet okulunu, bu bağımsızlık dinini, zalimlerle mü-cadele ve savaş halinde, mazlumlarla düşkünlerle ise kar-deş olan bu okulun tanıtılmasını hep önlemek istediler. Umarım yaşadığımız şu çağda bize bu tevfik nasip olur; güç sahiplerinin islamın çehresine gerdikleri bu perdeleri, islam hakikatlerine çekilen bu örtüleri kaldırmak bizlere, bütün azizlere, bütün islam mübelliğlerine nasip olur inşaallah; islam alimleri, islam mübelliğleri ve hizmet vermekte olan bütün gençlerin eliyle islam tanıtılır ve ta-nınır inşaallah. Dünya güçleri, islamın gücünü inkar etme-deydi; devletler ve işbaşına gelen hükumetler; ister islama muhalif olsun ister olmasın, bütün hükumet ve yönetimler kasten veya cehaletleri yüzünden, islamı hep perdeler gerisinde tuttular -tanıtmadılar- islamın gücü dünyada, dün-yanın çeşitli kavim ve kesimleri arasında hiç bilinmedi; şimdi bizim zamanımızda bizim vatanımız İran'da islamla ilgili küçük bir ortam, küçük bir örnek oluşuvermiş du-rumda. Bu örnek bizim gençlerimizin islam uğruna kan ve can vermeye amâde olduklarını; tam islamın istediği gibi küfrün, zındıklığın, zulmün ve zalimlerin karşısına mertçe dikildiklerini, bu yolda fedakarca canlarından ge-çebildiklerini gösterip ispatlamış oldu herkese.

69

Ae, 16/57, t: 10.12. 1360

***

Hükumetler Milletlerin Değişime Uğramasından Korkuyor

Milletimiz gerçekleştirmiş olduğu bu inkılapta şu ana kadar dirincini göstermiş ve Allah'a hamdolsun şu ana kadar zaferini sürdürebilmiştir; dünyada zafer sizin; bütün dünyada gündem sizsiniz şimdi. Dünyanın dört bucağında bütün devletler sizden korkuyor, onların milletleri de sizin gibi olurlar diye korkuyor. Şu ana kadar zaferinizi sür-dürmüş durumdasınız; nihai zafere ulaşıncaya kadar daya-nın.

Ae, 17/6-25, t: 28. 6. 1361 ***

İslamın Güneş Misali Işıması Dünyanın Baştanbaşa Doğusuna ve Batısına Vurur İnşaallah

Ya Rabbi! İslamın bütün dünyada başının dik olmasını sağlayıp örnek bir ülke ortaya koyan İran milletine kuvvet ver; onun -gerçekleştirdiği bu islam inkılabının- güneş misali ışıması baştanbaşa bütün doğulara ve batılara da vurur ve zulüm altındaki dünya mustaz'aflarını müstekbirlere karşı muzaffer kılar inşaallah.

Ae, 17/206-207, t: 22. 11. 1361

***

70

Örnek İran Milleti Bütün Dünyaya Numune

Ben burada bulunan siz beylere ve bulunmayanlara, milletin bütün kesimlerine teşekkür ederim; zira örnek bir milletsiniz siz. Bu örnek millet; İran'da ve dünyada, şim-dikinden çok daha fazla inkılaplar gerçekleşmesine neden olur inşaallah.

Ae, 20/79, t:8. 1. 1366 ***

71

4. BÖLÜM

"İNKILABIN İHRACI" DERKEN NEYİ KASTEDİYORUZ?

Biz Bu Maneviyatı İhraç Etmek İstiyoruz

Biz "bu inkılabı ihraç edeceğiz" derken burada, İran'da gerçekleşen bu mana ve bu anlamı, bu hakikatleri ihraç edeceğimizi kastediyoruz. Kılıç çekmek, silaha sarılıp, saldırmak gibi bir gayemiz yok bizim. Irak niceden beridir bize saldırıyor işte; ama biz onlara hiç saldırmıyoruz; on-lar saldırmakta, biz sadece kendimizi müdafaa etmekteyiz; müdafaa gereklidir zaten. Biz bu inkılabımızı, şu kültürel inkılabımızı, şu islam inkılabımızı bütün islam ülkelerine ihraç etmek istiyoruz. Nitekim bu inkılab ihraç olursa, ihraç olduğu her yerde oranın meselesi hallolmuş olur.

İran'ın nasıl inkılap yaptığı, şu anda her şeye nasıl hazır olduğu ortada işte; siz de kendi milletlerinizi -böyle- uyan-dırın. İslamı seven ve ülkesine tutkun olan herkes, İran'da gerçekleşen bu ilahi değişimin onların ülkesinde de ger-çekleşmesi için kendi milletini uyandırsın; gerçekleştiği yerde mesele halloluverir. İşte o zaman 4 tane fasıdın çı-kıp da Mescid-i Aksa'yı işgal etmesi mümkün olmaz; böy-le bir endişeye yer kalmaz artık, mesele halloluverir! Ama

75

eğer bir millet 2 gruba ayrılıyorsa, on gruba ayrılıyorsa, yüz gruba bölünüyor ve herbiri diğerinin tersi istikamette hareket ediyorsa ve baştaki yönetimler de bu tür yönetim-lerse; bu düşünce tarzı ve bu yönetimlerle galip olabilece-ğinizi sanmayın.

Ae, 12/283, t: 18. 5. 1359

Biz Milletlerle Devletleri Barıştırmak İstiyoruz

Ne zaman bir mesele çıkacak olsa bizzat halkın hareke-te geçip önayak olduğu ve devlete destek verdiği; milletin islama hizmete bunca âmede olduğu, islam devletine bun-ca hizmet verdiği nere var dünyada? İnkılabımızı ihraç etmek istiyoruz derken; bütün islam ülkelerine, hatta müstekbirlerin mustaz'aflara karşı olduğu bütün ülkelere; devletin zorba, diktacı, katil vb. bir devlet olmadığı ve milletle devletin birbirine düşman kesilmediği bir vaziyeti egemen kılmak istediğimizi söylemekteyiz. Devletlerle milletlerin arasını bulup barıştırmak istiyoruz biz! Devlet-ler dikkat eder de İran'ın durumunu inceler ve İran mille-tiyle devleti arasında ne tür bir ilişki olduğunu görürlerse -bundan- etkilenmeyeceklerini sanmam.

Ae, 12/285, t:20. 5. 1359.
 

Biz Süper Güçlerin Ellerinin Müslümanların Servetlerinden Kesilmesini İstiyoruz

"Bizim inkılabımız heryere ihraç edilmelidir" derken bu, bizim ülkemizin topraklarını genişletme derdinde ol-duğumuz gibi yanlış bir yoruma tabi tutulmamalıdır. Biz bütün islam ülkelerini kendimizden biliyoruz; her ülke kendi yerinde kalmalıdır. Bizim istediğimiz; İran'da ger-çekleşen bu uyanışın, İran milletinin bizzat süper güçler-den uzaklaşmayı tercih edip kendi servet ve kaynaklarını süper güçlerin elinden kurtarması olayının bütün milletler ve bütün devletlerde gerçekleşmesidir. Bizim arzumuz budur! İnkılabımızın ihracının anlamı bütün milletlerin uyanmasıdır, bütün devletlerin uyanmasıdır, yakalandıkla-n bu durumdan, şu "başkalarının egemenliği altında bu-lunmak"tan, "bütün servet ve kaynakları yele savrulup giderken kendi fakir yaşıyor olmak"tan kendilerini kur-tarmalarıdır.

Ae, 13/127, t: 28. 7. 1359.

***

Doğru Usullerle Tebliğatta Bulunmak İnkılabın İhracında Önemli Bir Etkendir

Biz inkılabımızı ihraç etmek istiyoruz derken bunun kı-lıçla değil, tebliğle olmasını istiyoruz. Komunistlerle di-ğerlerinin islam aleyhine yaptıkları geniş çaplı propagan-daları etkisiz hale getirmek ve "islamın herşeyi vardır"

79

demek istiyoruz biz; islam bugünkü hırıstiyanlık gibi de-ğildir asla.

Ae. 18/80, t:2. 6. 1362 ***
 

Fars Körfezi Devletleri İslam İnkılabının İhra-cını Engellemek Niyetindeler

Biz islam heryerde -egemen- olsun ve -heryere- ihraç olsun derken süngü zoruyla ihraç edelim demiyoruz ki; biz bunu davet ve çağrı yoluyla yapmak istiyoruz, davet yo-luyla islamı heryere ihraç etmek istiyoruz. Biz islamî bir örnek göstermek istiyoruz; eksiği olsa bile dünyaya bir örnek sergilemek istiyoruz; cani karekterliler dışında, akl-ı selim sahibi herkesin, bütün mazlum milletlerin, islamın neler getirdiğini ve dünyada neler yapmak istediğini anla-masını istiyoruz. Şu mahrumları, şu mazlumları, şu çileler çekenleri kurtarmak isteyen islam ne yapacak onlarla, ne düşünüyor onlar için? Bu arada sizler, Fars Körfezi ülkele-riyle diğer ülkeler, şu islamın İran'dan bir adım öteye taş-maması için elinizden geleni yapıyorsunuz, halbuki siz istemeseniz de -islam, artık İran dışına taşmıştır ve taşa-caktır da.

Ae, 18/129, 4. 7. 1362

***

İslamı Olduğu Gibi Tanıtalım

Biz islamı ihraç etmek istiyoruz derken bunun anlamı, uçaklara binip diğer memleketlerin tepesine dökülelim

80

demek değildir. Böyle bir şeyi söylemediğimiz gibi, yapmamız da mümkün değil zaten. Mümkün ve yapabileceğimiz şey elimizdeki imkan ve vesilelerle, şu radyo-televizyon, matbuat ve yurt dışına gidenler vasıtasıyla, islamı olduğu gibi tanıtmaktır. Eğer islam, olduğu haliyle anlatılıp tanıtılırsa herkes tarafından kabul görecektir. İnsanoğlunun fıtratı sağlam bir fıtrattır; hakikat kendisine anlatılırsa, sağlam fıtratı gereği kabul eder, egemen güçler de bundan korkuyor zaten. Binaenaleyh bizim çok büyük bir vazifemiz var; sadece bizim değil, bütün müslümanların; sadece sizin değil, İran içinde ve İran dı-şında bulunan ve islama inanan bütün kesimlerin büyük bir vazifesi var, o da şu: İslamı olduğu gibi tanıtmak; Allah Tebarek ve Tealâ'nın buyurmuş olduğu haliyle, Kur'an'ımızda ve rivayetlerde olduğu gibi halka ve dünya-ya tanıtmak! Bizzat bu binlerce top ve tanktan daha etkili olacaktır. İrşadla elde edilen sonuç, insanların kalbinin çevrilmesi -islama kazandırılması- dır; bu ise islamın hü-neridir ancak, islam hükümlerinin hüneridir; topla tankla olacak iş değildir bu.

Ae, 18/243, t:9. 12. 1362.

***

Biz Sözlerimizi Dünyaya Duyurmak İstiyoruz

Biz inkılabımızı ihraç etmek istediğimizi baştan söyle-dik. İnkılabın ihracı orduları harekete geçirmek değildir, öyle olmaz; bilakis, biz sözlerimizi dünyaya duyurmak istiyoruz. Bunu yapması gereken merkezlerden biri dışiş-leri bakanlığıdır; -bu bakanlık- İran'ın ve islamın mesele-

81

lerini, İran'ın doğudan ve batıdan neler çektiğini dünyaya duyurmalı, böyle yapmak istediğimizi anlatmalıdır.

Ae, 19/242, t:11. 8. 1364.

82

5. BÖLÜM

İNKILABIN İHRAÇ ŞARTLARI, YÖNTEMLERİ VE FAKTÖRLERİ

Milletler İran'a İlgi Duyuyor

İslam, gerçekte olduğu haliyle İran'da uygulanabilirse emin olunuz ki diğer ülkeler de ard arda aynı yolu izleye-cektir, örnekleri var bunun. İran'da yapılan bazı ters işleri bazı ülkelerde yapmaya başlamışlar nitekim; uğraşıyorlar, İran'dan oralara da geçer korkusuyla ellerinden geleni ya-pıyorlar, ama boşuna çırpınıyorlar, oralara da geçecektir bu. İşte şimdi buraya gelen herkes, kendi milletinin du-rumunu anlatırken İran'a ilgi duyduklarını ve aynı şeyi kendi ülkelerinde de gerçekleştirmek istediklerini söylü-yorlar; Irak'ta, Mısır'da, Kuveyt'te ve diğer her yerde. Üze-rimize düşeni gereğince yerine getirir ve islamı gerçek haliyle İran'da uygularsak, kendimiz ta sonuna değin mu-zaffer olabileceğimiz gibi -ki öyle olacaktır inşaallah- biz-den de diğerlerine geçecektir. Bizim arzumuz bütün islam beldelerinde böyle olmasıdır, hepsinde islam devletinin kurulmasıdır, islam adalet devletinin heryerde kurulması-dır.

Ae 9/9-228, t:8. 7. 1358.

85

İslama Uygun Davranmak, İnkılabın İhracı Demektir

Büyükelçiliklerde çalışan siz beyefendiler aklen ve şer'an, büyükelçiliklerinizin mümkün mertebe sade yerler olmasını sağlamakla muvazzafsınız. Aynı şekilde, oralarda çalışan ve sizin deyiminize göre "astınız olan memurlar"a karşı davranışınız kardeşçe olmalıdır. Onlar sizin sözünü-zü dinlemeli, itaat etmelidirler, ama bu -âmir memur iliş-kisi- kardeşçe olmalıdır. Davetler, ziyafetler ve kendi ge-çiminiz de aynı şekilde -sade- olmalıdır. Orada çalışanla-ın durumu değişmeli, islâmi olmalıdır, oraya gelenlerin islamı bilfiil göreceği şekilde olmalıdır. Biz ne kadar "islamiyiz, islam cumhuriyetiyiz!" diye bağırırsak bağıra-lım; pratikte öyle olmadığımız görülürse inandırıcı olma-yız, bize kimse inanmaz. "İslam cumhuriyetiyiz!" diyen bize; ancak amelimizin de öyle olması halinde inanırlar, tağuti olmaması halinde inanırlar; sözümüz ve amelimiz islami olmalıdır. Bu islam cumhuriyetinin diğer ülkelere ihraç olabilmesi için bizim sözümüz ve özümüz islami olmalıdır; inkılabın ihracı süngü zoruyla değil, zorbalıkla değil; islamın, islam gerçeklerinin, islam ahlakının ve in-sânî ahlâkın buralarda gelişip olgunlaşmasıyladır buralarda. Sizler bununla yükümlüsünüz, bunu yapmakla vazife-lisiniz; hem amelde, hem oralarda yayınladığınız yazı -yayın-larda böyle olmalısınız; oralarda yayınınız olmalı, dergi çıkırmalısınız; o dergileriniz hem resim ve fotoğraf, hem yazı ve işlenen mevzular itibarıyle İslam Cumhuriye-ti'yle uyumlu olmalıdır. Böylece, tebliğat yoluyla islam oralara nüfuz edebilecektir. Şunu biliniz ki siz tebliğat

86

yaparsanız, oralarda bulunan aziz üniversite öğrencileri-miz bulundukları yerlerde, bulundukları kesimlere İran'ın meselelerini, İran'daki islâmi gelişmeleri anlatıp izah eder-lerse, yabancı gazete ve dergilerin yazıp çizdiklerini birer birer yorumlayıp onların yalanlarını -ve zehirli propagan-dalarını- gözler önüne sererlerse -islam inkılabı ihraç ol-muş olur-.

En önemli mesele, bizim, cumhuriyetimizin islami ol-masını istediğimize öncelikle kalben kendimizin inanmış ve bunu kalben anlamış olmamızdır. Dille ifade ettiğimiz gibi, "islamın uygulanmasını istediğimiz"e, kalben de inanmış olmamız gerekir. "Biz islamı istiyoruz" deyince insanın bütün olumsuzluklara karşı mücadele etmesi gerekir, önce kendisinden işe başlamalı, kendisinde ne tür olumsuzluklar bulunduğuna bakmalıdır. Herkeste ister istemez vardır bazı olumsuzluklar; kendisinde kusur gör-meyen insan azdır ve insanın kendisinde hiçbir kusur görmemesi zaten başlıbaşına bir kusurdur. İnsanın yetiş-mesi, terbiye olması gerekir, tezkiye -nefsini eğitme- yo-luyla yetişmelidir insan. İnsan kendisinden başlamalıdır işe; kendi ailesinden başlamalıdır. Sizler de kendinizden, kendi ailenizden başlamalısınız işe, daha sonra sıra dışarı-ya gelir. -Yurtdışındaki- üniversite öğrencilerimiz önce kendilerine bakmalıdırlar; kendi davranış ve gidişatlarının, söz ve amellerinin islâmi prensiplere uygun olmasına özen göstermelidirler önce. İşte o zaman, insanları islama davet ettiğinizde -ki davet etmeniz gerekir zaten- sözlerinizle ameliniz çelişmemelidir. İnsanları islama davet ettiğinizde "kendisi şöyle yaptığı halde, bizi nelere davet ediyor!" dedirtecek şekilde davranışlarınız olmasın.

87

Kısacası ben Allah Tebarek ve Tealâ hazretlerinden hepiniz için saadet ve selamet dilemekteyim. Milletimizin tamamı, bilfiil islamın göstergesi olan bir davranış ve gidi-şat üzere olmalı, bizzat davranışlarıyla islamı sergilemeli-dir dışarıya. Hatta bazı şahısların sızmış olduğu bazı yer-lerde bile davranışların islami prensiplere aykırı olması halinde bu durum, düşmanlarımıza bahane kazandıracak, bize ve cumhuriyetimize var güçleriyle yüklenmelerine sebebiyet verecektir. Hem yurt dışındaki üniversite öğren-cilerimiz, hem büyükelçiliklerimizde çalışan sizler ve di-ğer elçilik görevlileri, hepiniz; yurt dışındaki bütün islam encümenleri, yurtdışındaki İranlı olan ve olmayan herkes yükümlüdür bununla; yurt içinde bulunan bizlere oranla, yurt dışında bulunan onlar için daha önde gelen bir sorum-luluktur bu; hepimiz yükümlüyüz, ama sizin vazifeniz daha ağırdır, sizin bu hususta sorumluluğunuz daha fazla-dır ve Allah'ın izniyle islamı yurt dışında tanıtma husu-sunda başarılı olmanız gerekir inşaallah. İslam tanıtıldık-tan sonra, sağlam olan insanlar -ki halkın çoğunluğu böy-ledir- kabul ederler, kabul edince yavaş yavaş uygular, amel ederler. Böylece bu inkılab yavaş yavaş yurt dışına ihraç olmuş olur. Allah Teala hepinizi muhafaza buyursun inşaallah, sizi ve bizi, hepimizi, her yerde islamı destekle-yip güçlendirme, islamı yayanlardan olma, Allah Tebarek ve Teala'nın ordularından olma ve inşaallah hem kendi ülkemizi, hem diğer islam ülkeleri, hem de dünya mustaz'aflarının selamet ve saadetlerini sağlama hususun-da başarılı kılsın inşaallah.

Ae, 13/64/263, t:16. 10. 1359.

***

88

İnkılabı, Bizzat Kendi Davranış ve Ahlakınızla İhraç Edin

Sizin de12 bizim gibi sorumlu olduğunuz önemli mese-lelerden biri orada kendi davranışlarınızla, büyükelçilikte çalışanlara ve oradaki memurlara karşı göstereceğiniz dav-ranış ve sefaretlerin durumuyla; bulunduğunuz o ülkede inkılabınızın tedricen ihraç olmasını sağlamanız ve bu cihette bir davranış örneği sergilemenizdir. Ahlâki mesele-ler öyle meselelerdir ki; biri bunlara uyar da ciddiyetle önem verirse bu -hal ondan- başkalarına da geçer ve insan-lar tabiat ve fıtratları gereği- ondan etkilenirler, çünkü -fıtratlar salimdir,, ama -ne yazık ki kimi zaman- eğitim ve yetişme şekli bu fıtratların bozulmasına sebep olabilmek-tedir.

Siz şöyle düşünün: Farzedin ki bir memlekete gidiyor-sunuz ve orayı kendi memleketiniz gibi eğitmek, islamı oraya da götürmek istemektesiniz. İslamın -oraya- ihracı; islami ahlak, islâmi âdab ve islâmi davranışların orada halkın ilgisini çekebilecek bir şekilde olmasıyla mümkün-dür. Önemli işlerden biri de her büyükelçiliğin bir yayını -dergisi- olmasıdır, ama tağut dönemindeki gibi bir dergi değil tabi. Ahlâkî -islami bir dergi olmalıdır bu; İran'da yaşanan olaylar işlenip yazılmalıdır bu dergide. Gördüğü-nüz gibi bugün dünyanın her yerinde -İran- İslam Cumhu-riyeti aleyhine propaganda yapılmaktadır. Çok yönlü bir propaganda hem de; bir yandan bütün bağlılarıyla Batı'nın propaganda araçları, bir yandan da yine bütün bağlılarıyla

12 - Sizin de: Yurtdışındaki İran büyükelçilik ve konsolosluklaında çalışan görevliler.

89

Doğu'nun propaganda mekanizmaları. Bunun nedeni, onların İslam Cumhuriyeti'nden dehşete kapılmış olmala-rıdır. Bizzat İran'daki çıkarlarını artık kaybettikleri gibi -ki inşaallah ebediyen de kaybedeceklerdir- bu durumun -İran'dan- başka yerlere de geçmesinden korkuyorlar; bu hareket ve bu inkılabın İran dışına taşmasından, diğer ül-kelere ihraç olmasından, oraların insanlarının o diyarlarda da islamın uygulanması gerektiğini anlamasından, islamın durumunun -gücünün- nasıl olduğunu idrak etmesinden korkuyorlar. Oraların da İran gibi olmasından ve o tâğuti düzenlerinin giderek yıkılmaya yüztutmasından endişele-niyorlar; ki inşaallah yıkılmaya yüz tutmuş durumda.

Ae, 13/2-261, t: 16. 10. 1359.

***

Milletler Bizimle Muvafıktır

Dikkat ederseniz, zorbalarla devletlerin bize karşı çık-tığı her yerde milletler bizimle muvafıklar. -Binaenaleyh-halkı ve halkın fikrini esas almak ve halkı düşünmek ge-rekir, devletleri değil. Halk ve kitleler hakkı kabul etmekte zaten; çünkü zulüm ve sulta altındalar ve Amerika'yla Sovyetler'in egemenliği altına girmek istemiyorlar. Tebliğat ve propaganda konusunda bizim durumumuz hemen hemen sıfırdı. Dünyayı uyandırabilmek için, resmi yolculukların yanısıra gayri resmi yolculuklara da çıkmak gerekir. İnkılabı ihraç etmek istiyorsak, bizzat halkın ikti-darı ele geçirmesini sağlamalıyız, adına 3. sınıf denilen halk işbaşına gelir o zaman.

Çarşı pazarın insanı olan halk kesimiyle ancak gayri resmi yolculuklar neticesinde irtibat kurup onları aydınla-

90

tabilirsiniz. Bu sade ve şaşaasız halinizle halkın arasında bulunmanız hem daha ilginçtir, hem böylece daha iyi teb-liğde bulunmanız mümkündür.

Ae, 15/190, t: 22. 7. 1360.

***

İslam Cumhuriyeti'ni, Güzel Ahlakınızla İhraç Edin

Sizin şu çehreniz, çehrenizde göze çarpan şu aydın ve nurlu halin bizzat kendisi bir zaferdir. Ben sizlerin gittiği-niz ülkelere İran inkılabını bilfiil ihraç edeceğinizi um-maktayım; umarım bütün dünyada zafer sizinle olur. Önemli olan, bu zaferlerin yanısıra, ötedenberi önem ver-diğiniz ve halâ da önem vermekte olduğunuza inandığım "nefsinize karşı zafer kazanma" olayına da önem verme-nizdir. Eskiden zorhanelerdeki13 pehlivanların nasıl olduk-larını bilirsiniz, islama özel bir itina gösterirdi eskinin pehlivanları. Hele sözlerinde ve işlerinde Allah'ın zikri ağızlarından düşmezdi, Allah'ı zikreder, hz. Emir'el mü-minin selamullah aleyhi14 anarlardı hep; psikolojilerinde etkisi olurdu bunun tabi. Bu zikirler insanın ruhunu ve psikolojisini etkiler elbet, sizler güzel ahlakınız ve güzel davranışlarınızla, güzel huyunuzla İslam Cumhuriyeti'nin bu islâmî çehresini yurt dışına ihraç edeceksiniz inşaallah.

13  - Zorhane: Geleneksel İran sporlarının yapıldığı mekan. Bu mekanlar sporun yanısıra dine ve hz. Resulullah'ın -sav- mutahhar Ehl-i Beyt'ine -as- saygı ve sevgiye de önem vermesiyle ünlüdür.

14  - Emir'el mü'minin selamullah aleyh: Ehl-i Beyt imamlarının -as- ilki hz. Ali -sa-.

91

Siz aziz pehlivanlar ve siz kahramanlar yurtdışına gidip de orada göz kamaştırıcı zaferler kazandığınızda ve insanlar, sizin ruh ve psikolojik yapınızın da özel ve başkalarından farklı olduğunu, amel ve davranışlarınızın da diğer insan-lardan farklı olduğunu gördüğünde bizzat bu; islamın, müslümanların ve bizim milletimizin aleyhine kopartılan yaygaraların etkisiz hale gelmesine neden olacaktır.

Ae, 15/258, t: 21. 9. 1360.

Meseleleri Dünya İnsanlarına İletin!

Yurt dışına giden sizler buna önem vermelisiniz; islamı müdafaa etmeniz gerekir. Kendimizi korumasını bilmeli-yiz, kimse gelip de bizi korumayacaktır! İrşad Bakanlığı15 faal olmalıdır. Siz beyefendiler fırsatı değerlendirip dünya

15 - İrşad Bakanlığı: Genel kültür sahasında İran İslam Cumhuri-yeti'nin resmî politikalarını uygulamakla görevli İslâmi Kültür ve İrşad Bakanlığı aşağıdaki maddeleri icra etmekle mesuldür:

a- İman ve takva esasına dayalı olarak ahlâki erdem ve faziletlerin gelişmesini sağlamak.

b- Kültürel bağımsızlığı temin edip, toplumun ecnebi kültürlerin nüfuzundan etkilenmesini önlemek.

c- Toplumun yapıcılık, yaratıcılık ve araştırma ruhunun seviyesini yükseltip çeşitli sahalarda yeteneklerin ve bilincin gelişmesine yar-dımcı olmak.

d- İslami kültür ve sanatı yaymak.

e- İslam inkılabının gaye, ülkü, netice ve dinamiklerini dünyaya tanıtmak.

f- Müslümanlarla mustaz'aflar başta gelmek üzere bütün dünya milletleriyle yakın kültürel ilişkiler kurmak.

g- Müslümanlar arasında vahdeti sağlayacak zeminler oluşturmak.

92

insanlarına meseleleri iletin! İnsanlar birçok şeyden haber-siz! Röportaj yapın, halkın içine girin, konuşmalar yapın. Yılda sadece bir kez olmasın bu yolculuklar; her fırsatta bu tür yolculuklara çıkmak gerekir. Başarıyla dönmenizi umarım.

Ae, 16/24, t:10. 11. 1360.

***

İnkılabımızı Dünyaya Tanıtmalıyız!

Gidip inkılabımızı bütün dünyaya tanıtmalıyız. Muvaf-fak olursunuz inşaallah, biliniz ki halk bizimledir. Başka bir gücün gelip bize yardım etmesini ummayarak nasıl kendimiz kıyam ettiysek, şimdi de başkalarının bizim le-himize propaganda yapacağını ummamalıyız.

Ae, 16/4-23, t: 10. 11. 1360.

***

Mazlumların Sesini Dünyaya Duyurma Yolunda Ciddiyet Gösterin

Tebliğat ve propagandanın güçlendirilip yaygınlaştırıl-ması, bilhassa yurt dışında en önemli işlerdendir. Bizim ülkemizde şu birkaç yılda -ne yazık ki- bu iş yapılmadı. Aziz islamın dehşete düşürdüğü "dünyayı sömüren -vampir güç-ler"in onca propaganda borazanlarına karşı yurt dışında doğru bir tebliğatımız bulunmamaktadır. Bü-yükelçiliklerimiz -bu hususta- olumlu bir girişim göstere-medi; İrşad Bakanlığı da şu son günlerdeki girişimleri dışında bu önemli ve hayâtî işe şimdiye değin yaygınlık kazandırabilmiş değildir. İslâmî ülkemiz, olanca mazlum-

93

luğuyla kitle iletişim araçları ve "yalanyayma mekanizma-ları"nın hücumlarına maruz kalmıştır. Hükumet, gücü ve imkanları ölçüsünde bu eksikliği gidermeli ve mazlumla-ın sesini dünyaya duyurabilmek için yaygın bir "radyo kanalları açma" hususunda ciddiyet göstermelidir ki dünya milletleri biraz da olsa; bizim yaşadıklarımız ve yaşamakta olduğumuz şeylerden haberdar olsunlar ve İran milletinin mazlumiyet sesi ve zalim güç sahiplerinin işlediği suçları dünya milletleri ve mazlumlarına iletmek için münasip fırsatlarda tebliğ ve aydınlatma grupları gönderilsin yurt dışına; -bu tebliğci gruplar gittikleri yörelerin halklarına-İran İslam Cumhuriyeti'ne karşı çıkanların, söz ve davra-nışlarından da açıkça anlaşılacağı üzere aslında islama karşı olduklarını ve nereye islam gidecek olursa bunların -orada islama- karşı çıkacaklarını anlatıp izah etsinler.

Ae, 16/46, t: 22. 11. 1360.

***

İran İnkılabının Sâiklerini Gerçek Haliyle Tanıtın

İslam aleyhine başlatılan onca zehirli propagandaya bi-nâen yurtdışına yönelik tebliğat faaliyeti özel bir ehemmi-yet taşıdığından ve tebliğatın koordineli ve düzenli bir şekilde gerçekleştirilmesi daha etkili olacağından zâtıali-nizi16 yurtdışına yönelik tebliğatın koordine sorumluluğu-na atıyorum; umarım böylelikle, Allah Tealâ'nın teyidi ve bu sahada faaliyet gösteren bütün birey, kurum, kuruluş ve

16 - Zâtıâliniz: Dönemin İslâmî İrşad bakanına hitaben.

94

teşkilatların da işbirliğiyle bu hayâti iş sürdürülür ve dü-zensizliklerle başına buyruk davranışların önü cidden alınmış olur. İşte o zaman yalan ve söylentiler uydurma mekanizmalarının uydurma propagandalarıyla beyinleri zehirleme çalışmaları imkan nispetinde engellenmiş ola-cak ve İslam Cumhuriyeti'yle İran inkılabının sâikleri ger-çek haliyle tanıtılabilecektir.

Ae, 16/51, t: 28. 11. 1360.

***

Milletler İnsânî Değerlerle Muvafıktır

Halkı yağmalamak isteyen gerici devletler tarafından biz inzivaya itilmiş durumdayız, çünkü o devletlerin ta-mamı bize karşı ve bizimle taban tabana zıttır, ama milletler arasında durum-umuz- böyle değildir, milletler hakla birliktedir, milletler insânî değerlerden yanadır. Çoğu devletlerin bu insani değerlerden hiç mi hiç haberi yoktur. Sizler de17 oralara gittiğinizde milletlerle irtibatta olacak-sınız, millet sizi seyretmeye gelecek. Fizikî değerlerinizi, bedenî gücünüzü göstererek İran'a değer verip İran'ın de-ğerini onlara gösterdiğiniz gibi; ahlâki, amelî ve akidevî değerler de bizzat sizin vasıtanızla oralarda yayılacaktır inşaallah.

Ae. 16/62, t: 17. 12. 136.

***

17 - Sizler de: Sporculara hitaben.

95

Toplumları İslama Davet Edin

Sizler İslam Cumhuriyeti'ne -mensup insanlar- olarak diğer ülkelerde örnek olun. Biz bugün her yerde islamı desteklemek ve uygulamak ihtiyacındayız; islamı, bugün kendi ülkemizde gerçekleştiği haliyle diğer yerlere ihraç etmemiz gerekir. İslamın ihracının yollarından biri de siz gençlersiniz; siz yurt dışına gidiyorsunuz ve orada kalaba-ık topluluklar sizi seyretmeye geliyor, sizin kuvvetinizi görmeye geliyor. Bu geniş kalabalıkları bilfiil islama da-vet edecek şekilde davranmalısınız. Davranışlarınız, hali-niz ve gidişatınız İslam Cumhuriyeti'ne örnek olacak şe-kilde olmalıdır ve İslam Cumhuriyeti sizin vasıtanızla başka yerlere de gidebilmelidir inşaallah.

Ae, 16/61, t: 17. 12. 1360.

***

Bizim Tebliğatımız Fazla Olmalıdır

Bizim tebliğatımız fazla olmalı, radyo ve televizyon yayınlarımız fazla olmalıdır ki meselelerimizi tüm dünya-ya iletebilelim. Halihazırda bizim sesimizi ve buradaki gerçekleri engelliyor, hiçbir yere ulaştırmamaya çalışıyor-lar. Buna karşılık küçük bir hata bulacak olsalar, bir yan-lışlık görecek olsalar radyolarının neler yaptığını o zaman görün siz.

Ae, 16/64-65, t:17. 12. 1360.

96

Yurtdışına Yönelik Tebliğatın Özel Bir Önemi Var

Yurtdışına yönelik tebliğatın özel bir ehemmiyet taşıdı-ğı ve kendine has bir önemi olduğu apaçık ortadadır. İrşad Bakanlığı bu işi uhdesine almış bulunduğundan sağlam elemanlar seçme, eğitme ve yurt dışına gönderme ve islâmî kültürün yayılmasını sağlama hususunda "Tebliğat Yüksek Şûrâsı"nın18 İrşad Bakanlığı'na yardımcı olması, onunla işbirliği içinde bulunması ve bu ilahi vazifeyi tam bir uyum sağlayarak yerine getirmesi gerekir.

Ae, 16/221, t: 12. 4. 1361.

***

İslâmî Ahlâk ve Davranış, İnkılabın En Önemli Tebliğidir

İranlı muhterem hacı adayları islam hükümlerine candan bağlı, dindar, islâmî ve inkılâbi bir ülkeden hacca gitmekte olduklarını ve dostlarla düşmanların gözlerinin onlara dikili bulunduğunu bilmelidirler. Dostların gözleri onların üzerindedir, çünkü: Muhterem -İranlı- hacılar islami sorumluluklarına sadık kalıyorlar mı, dünya müslümanlarına karşı söz ve davranışlarında kendi gör-

18 - Tebliğat Yüksek Konseyi: İslam inkılabının zaferinden sonra tebliğat ve inkılab merasimlerinin icrası hususlarında uyumlu ve kordineli bir çalışma yapılmasını sağlamak amacıyla önde gelen bazı ulemanın da katılımıyla Tebliğat Yüksek Konseyi kuruldu. Zamanla İslâmi Tebliğat Teşkilatı ve İslâmi Tebliğat Koordine Şûrâsı'nın ku-rulmasıyla birlikte bu vazife sözkonusu iki kuruluş tarafından yürü-tülmeye başlamıştır.

97

kemli islamî inkılaplarının onurunu koruyabilecek şekilde davranıyorlar mı, bu mukaddes yolculuğun kaçınılmaz gereklerinden olan zorluklar, meşakkatler ve sıkıntılar karşısında gereğince sabır ve tahammül gösterebiliyorlar mı, her an ve her lâhza Allah Teala'yı başlarının üstünde hazır ve nâzır görüyorlar mı, ülkelerine alnı açık dönebili-yor ve dünya müslümanları nezdinde kendi ülke ve inkı-laplarının yüzünü ak çıkarabiliyorlar mı, aziz ülkelerinin islam inkılabını dünya müslümanları ve islam ülkelerine ihraç etme gayreti gösteriyorlar mı; yoksa, Allah göster-mesin müslüman kardeşlerinin huzurunda veya gizlice onların bazıları islâmî ahlak ve amellere yakışmayan dav-ranışlar mı sergiliyorlar, önemsiz dahi olsa; islam ve İslam Cumhuriyeti'ni küçük düşürecek söz ve davranışlarda mı bulunuyorlar -ki bu bağışlanmayacak büyük günahlardan-dır-" diye -bütün dostların gözleri İranlı hacıların üzerine çevrilidir, aynı şekilde - düşmanların gözleri de onların üzerine çevrilidir; onların söz, ahlâk, davranış ve tutumla-ında bir zaaf bulabilmek; Allah göstermesin, çok önemsiz ve küçük de olsa böyle bir zaaf veya hata yakalayıp bunu bahane ederek propaganda borazanları aracılığıyla alabil-diğine şişirip büyütmek için. İslamın ve inkılabın çehre-sini dünya kamuoyu ve yabancılar nezdinde daha bir tersi-ne gösterip dünya müslümanları nezdinde İran müslümanlarını sorumsuz ve lakayt insanlar gibi gösterip islamı; yüce insanî değerlerden uzak bir okul ve aziz İran milletini de medeniyetten uzak zavallı bir millet olarak göstermek için.

Ae, 17/28, t:29. 6. 1361.

***

98

Büyükelçilikler İslamı Tebliğle Vazifelidirler

Üniversiteyle Feyziye19 arasında sürekli bir bağ bulun-malıdır. Tebliğat, geniş çaplı bir tebliğat olmalıdır islam ve İslam Cumhuriyeti için. Büyükelçilikler bulundukları yerlerde islamı ve İslam Cumhuriyeti'nin tebliğini yapma-lıdırlar.

Ae, 17/154, t:26. 10. 1361.

***

İslamın İhracının Şartı, Vahdetin Korunmasıdır

Bugün islamın korunması için; zihinlerimizdeki şeyleri, meselâ muhtemelen rahatsızlıklar varsa, onları bir kenara bırakmamız ve Allah rızası için -elele verip- birlik olma-mız gerekir. Eğer böyle olursa siz korunur ve islamı bütün dünyaya ihraç edersiniz -inşaallah- Ve ben size şunu arzedeyim ki; eğer islam İran'da Allah göstermesin, Allah göstermesin, bir tokat yiyecek olursa biliniz ki bütün dün-yada tokat yiyecektir ve biliniz ki -bu durumda- kolay kolay bir daha başını doğrultamayacaktır. Bu -İran'da islamın korunması- bütün vazifelerin üzerinde bir vazife-dir bugün; İran'da islamın korunması sizlerin vahdet ve birlik içinde olmanızla mümkündür.

Ae, 17/222, t: 1. 1. 1362.

***

19 - Feyziye: Kum şehrindeki en eski ve en muteber dini ilmiye medreselerinden biri.

99

İnsânî Değerleri Seçmemiz Gerekir

Şu İran islam merkezinde, o -malum- bozuk değerleri gömecek ve aziz islamı yayıp dünyanın dört bir yanında Kur'an'ın nurunun tecellisini sağlayacak bir durum -ve ortam- oluşmasını ümid etmekteyiz; dışlanmış olan islâmî değerler ve dışlanmış olan insânî değerler böylece dirilip ihya olacaktır inşaallah. Bunun ilk adımı da kendimize dikkat etmemizdir; ilâhî ve insânî değerlerle tâğutî değer-ler arasında bir tercihte bulunmamız gerektiğinde; insânî ve ilahi değerleri tercih etmemiz gerektiğidir. Kendi ül-kemize hizmet edip islam ve kendi ülkemize karşı kendi-mizi sorumlu bilmekle; doğu veya batı ülkelerine hizmette bulunmak gibi bir tercihle karşı karşıya kaldığımızda kendimize ait olanı -islama ve ülkemize hizmeti- tercih etmemiz gerekir.

Ae, 17/239, t: 4. 2. 1362.

***

İnsânî Değerlerin İhracı

Bütün müşkülatlarınızı yenmek istiyorsanız bütün -istikbârî- güçler karşısında hepinizin sıkıca dikilmesi gerekir, bütün zorluklara karşı kendinizi hazırlamanız gerekir, insânî değerleri buradan heryere ihraç etmeniz gerekir; kültürel bağımsızlık, iktisâdî bağımsızlık, sosyal bağımsız-lık vb. her nevi bağımsızlığınızı sıkıca korumanız gerekir ki bu da; islam okuluna ilgi göstermek, Yüce Yaradan'a dayanıp sadece O'na güvenmek, birbiriyle elele verip bir-lik olmak ve bütün kesimlerin birbirini kardeş olarak gör-mesiyle mümkündür.

100

Ae, 17/238, t: 4. 2. 1362.

***

Niyet İhlaslı Olursa İnkılabın Dalgası Dört Bir Yana Ulaşacaktır

Niyet ihlaslı olur da Allah'ın rızası gözetilerek ihlas gösterilirse, böyle olduğu sürece bu ülke hiç şüphesiz mu-zafferdir ve dalgası buradan her tarafa yayılır o zaman; nitekim yayılmıştır da! Sizin inkılabınız, Allah'a hamdol-sun, ihraç olmuş durumdadır artık; ihraç olacak demiyo-rum, ihraç oldu bile -diyorum- ve yurt dışında gelişmekte, takviye edilmektedir!

Ae, 18/169, t: 29. 8. 1362.

***

Dünyayı Islah Etmeye Kararlıyız

Meydanı boşaltıp kaçmamalısınız! Esasen bazı sağlam insanları meydandan kaçırabilmek için zorluklar ve tatsız-lıklar çıkarıyorlar onların önüne!.. Yılmadan ve azimle meydanda -sahnede- bulunmak gerekir! Hz. Peygamber-i Ekrem efendimizin -sav- karşılaştığı kadar kimse zorlukla karşılaşmış değildir; ama o hazret sonuna kadar dayanıp direndi ve vazifesini yerine getirmekle meşgul oldu. -Masum- İmamlar aleyhimusselam için de aynı -şekilde, kimsenin başına gelmeyen zorluklar- oldu, ama onlar da dayanıp direndiler. Boşuna hapsedilmiyordu onlar; islamın aleyhine kıyam edenlerin karşısına dikildikleri için hapis-lere atılıyorlardı. İnşaallah islama bağlı olan ve islamın gelişip yayılmasını isteyen biz de, dünyayı düzeltmek ka-

101

rarındayız ve milletlerin bunu gerçekleştireceğinden ümit-liyiz.

Ae, 18/98, t:12. 10. 1362.

***

Diğer Milletlerin Etkilenmesini Sağlayacak Şekilde Çalışmalıyız

Yurtdışında, -hatta- islam ülkelerinde; bulunduğunuz o beldelerde bizden farklı bir durumu vardır onların. Umarız onlar da düzelir. Oralarda onlardan etkilenmeyecek şe-kilde ayarlamanız gerekir durumunuzu. Onların ve size gelen herkesin sizden etkilenmesi gerekir, sizin onlardan değil! Yani -mesela- biri buraya geldiğinde buradaki du-rumun iyi olduğu yolunda birşeyler gelebilmelidir zihnine, kalben etkilenmelidir; "işte böyle olması gerekir, öyle -onlarda olduğu veya şah döneminde İran'da olduğu gibi-değil!" diye geçebilmeli kalplerinden -Buranın yazarları işte böyle olmalı, muharrirleri işte böyle olmalı, müstah-demi işte böyle olmalı, reisi işte böyle olmalı-diyebilmeliler-, buradaki durumun onların -kendi ülkelerindeki- durumdan- daha iyi olduğu intibâı uyanabilmelidir kendilerinde. Eğer böyle olursa yavaş yavaş inşaallah etkileyebilirsiniz onları ve inkılabınız da böylece ihraç olmuş olur. Biz de -inkılabın- bu anlamda ihraç olmasını istiyoruz zaten. Oralardaki büyükelçilerimi-zin, onların büyükelçilerini, onların hükumetini etkileyecek şekilde davranmasını, hükumetimizin diğer hükumetleri etkileyecek şekilde davranmasını, milletimizin diğer milletleri etkileyecek şekilde davranmasını istiyoruz biz. Ae, 18/10-209, t: 27. 10. 1362.

102

***

Dünya Mustaz'aflarını İslamın Adalet Devletiyle Âşina Kılın

Şahlık zulmü altında yıllarca kıvranan, Allah Tealâ'nın inayeti ve uğruna ruhlar feda olası hz. Bakıyyetullah'ın* hayır duası sayesinde, tahammülü imkansız bela ve güç-lüklere karşı tahammül göstererek zincirleri parçalayan ve gayesi uğrunda islama binlerce şehid, malul ve gazi tak-dim eden muzaffer bir ülkeden hacca gitmektesiniz siz. Sizler; doğu hayranlığı ve ondan daha ziyade, batı hayran-lığı neticesinde dinsizlik, fesad ve fahşâ içine gömülmeye doğru yüz tutan bir ülkeyi, gerçekleştirdiği inkılapla kurta-rıp tâğut düzeni -ni yıkarak- yerine islam devletini kuran bir milletin mesajını taşımaktasınız. Gerçekleştirdiği islam inkılabının mesajını ihraç etmek suretiyle sadece islam ülkelerini değil, dünya mustaz'aflarını da aziz islam ve islamın âdil devlet nizamıyla aşina kılma azminde olan bir milletin. Gerçekleştirmiş olduğu islam inkılabının henüz pek genç yaşta olması ve iki büyük süper gücün karşısına dikilip doğu ve batı blokunu karşısına alması neticesinde başına getirilen tahammülü imkansız zorluklar ve bu iki zalim kanada uşaklık eden teröristlerin yıkıcılık ve anarşi eylemlerine rağmen sadece ve sadece islamın bereketi, onun nuraniyeti ve halkın direnci sayesinde yeryüzünün doğusundan batısına -tüm- islam ülkelerini ve dünyanın dört bir yanındaki mazlumların kendisine gelmesini sağla-yıp onları islama yönelten ve islamın sesini, zayıf da olsa,

* - Hz. Mehdi aleyhisselam -çev-

103

tüm dünyaya duyurup dikkatlerin ona yönelmesini sağla-yan bir milletin temsilcilerisiniz siz!.. Beytullah'il Haram'ı ziyarete giden siz muhterem hacılar böyle bir milletin me-sajını taşımaktasınız ve böyle bir ülkenin temsilcilerisiniz işte. Binaenaleyh konumunuz son derece hassas ve vazi-feniz pek ağırdır. İnşaallah sizden beklenen güzel davra-nışla, islâmî ve inkılâbî ahlakınız sayesinde herkesin dik-katini çeker ve islam inkılabının çehresini, gerçekte oldu-ğu haliyle dünya milletlerinin görmesini sağlayarak sevgi dolu kardeşçe yaklaşımlarınızla onların dikkatini büyük İran inkılabına çeker ve böylece -islam düşmanlarının-zehirli propaganda borazanlarının maksatlı propagandala-rını bilfiil etkisiz hale getirmiş olursunuz. İşte o zaman haccınız makbul, ecir ve sevabınız artmış olur.

Ae, 19/45, t:7. 6. 1363.

İslamı Diğer Yerlere de Ulaştırın

Halk grupları hep birlikte olun; eğer birlikte olursanız Allah Tebarek ve Teala hazretleri yardım eder size. Allah-'ın nusret ve yardımı, Allah rızası için birlikte olmanız demektir, islamı takviye etmek için birlik içinde olmanız demektir, islamı başka yerlere de ulaştırmanızdır, budur Allah'ın yardımı. Nitekim Allah Tealâ "siz yardım ederse-niz ben de yardım ederim" diye vaadetmiştir.

Ae, 20/6, t: 19. 3. 1365.

***

104

İslamın Gayelerini Dünya Çapında Gerçekleş-tirmek

İslam alimleri, islamî araştırmacı ve uzmanlar; islam dünyasına hakim olan -mevcut- yanlış ekonomik sistem yerine, mahrumlar ve baldırı çıplak -yoksul-ların haklarını gözetici ve yapıcı plan ve projeler hazırlayıp sunmak ve mustaz'aflarla islam dünyasını yoksulluk, fakirlik ve ge-çim sıkıntısından kurtarmakla görevlidirler. İslam her bo-yutuyla egemen olmadan islamın ülkü ve gayelerini dünya çapında gerçekleştirmenin ve bilhassa islamın ekonomik programlarını uygulamaya koyup batının kapitalist hasta ekonomisiyle doğunun hasta komün ekonomisine karşı koymanın mümkün olmayacağı da bilinmelidir.

Ae, 20/128, t: 6. 5. 1366.

***

6. BÖLÜM

İSLAM İNKILABININ DOSTLARI VE TARAFTARLARI

108

Müslümanların Kıyamının Zaferinin Garantisi: Söz Birliği

Ümitsiz değiliz biz, müslümanlar güçlü bir şekilde ileri doğru adım atmalıdırlar; süper güçler bugün takriben ye-nilmeye yüz tutmuş durumdadır zaten, on yıl önceki gibi olduğu zannedilmesin, öyle değil artık!.. Bugün heryerde -bu değişme vardır- işte Amerika'nın şu siyah derili müslümanlarla başı derttedir artık; birçok şehirde, 8 şehir-de sıkıyönetim ilan etme mecburiyetinde kalacak kadar hem de!.. Bu hareket, zorbalığa baş eğmek istemeyen in-sanoğlunun tavrıdır, artık heryerde başgöstermeye başla-mış bir harekettir bu. Şimdi -mesela- Irak'ta hareket baş-lamış durumdadır artık; Pakistan'da, Hindistan'da ve diğer yerlerde -böyle bir- hareket başlamış durumdadır artık. Şu müslümanlar, birbirleriyle elele vermelidir artık, azmetme-li, birlik içinde olmalıdırlar, şu süper güçlerin bir şey ol-duğu sanılmasın. Hayır, hiç de öyle değil! -Müslümanlar-azmedip yekdiğeriyle birleşsinler, biraraya gelip toplan-sınlar, vahdet ve birlik içinde olsunlar ki muzaffer olabil-

109

sinler inşaallah ve muzaffer olacaklardır da inşaallah! Müslümanlar arasında başgöstermiş olan bu inkılablar ve bu hareketler her yere ulaşır inşaallah ve her yerde birlik içinde olurlar! Sözbirliği içinde; tüm zaferlerin kaynağı olan Allah Teala'ya dayanıp sadece O'na güvenerek ilerle-yelim ve tüm islam ülkeleri sözbirliği içinde ve islam bay-rağı altında rahat ve haysiyetli bir hayat sürdürür inşaallah-u Tealâ. Allah aziz Lübnan'ı korusun inşaallah; Lübnan müslümanlarını, islam için savaşan bu müslümanları muzaffer kılsın inşaallah-u Tealâ!

Ae, 6/221, t: 31. 2. 1358.

***

İslam Devletinin Diğer Milletlerde de Oluşması

İnşaallah bu hareket meyvesini verir de islamın buyur-muş olduğu gibi -nefsanî heva ve heveslerin istediği gibi değil, islamın buyurmuş olduğu gibi bir- islam devleti inşaallah kurulursa bu millet ve diğer milletler için bir saadet olacak ve inşaallah diğer milletlerde de başgösterecektir bu durum.

Ae, 7/272, t:12. 4. 1358.

***

110

111

112

Bu Zafer Diğer İslam Ülkelerine de Sıçrayacaktır

Bu iman, bu inkılab ve bu inkılâbî ruhla zafer sizindir inşaallah. Nihâi zafere ulaşırsınız inşaallah ve sizin ülkenizden diğer ülkelere, diğer islam ülkelerine de geçer inşaallah.

Ae, 8/173, t:28. 4. 1358.

***

Umarım Mustaz'aflar Müstekbirlere Galib Olurlar

Bu ülkenin namlı adını dünyanın dört bir yanına yayma hususunda siz muvaffak oldunuz, Allah'a hamdolsun İran milleti muvaffak oldu. Müslüman ve müslüman olmayan bütün milletlerin gözleri sizin üzerinize çevrilmiş durum-da, dikkatler aziz milletimize çevrilmiş durumda. Umarım bu hareket ve kıyam, asrın imamı selamullah aleyh' in zuhuruyla sonuçlanır ve yine ümid ederim ki bizim şu inkılabımız tüm mustaz'afların kurtuluşu için bütün dün-yaya yayılır ve sizin İslam ve milletin düşmanlarına gale-be çaldığınız gibi, mustaz'aflar da müstekbirlere galebe çalar inşaallah.

Ae, 13/21, t:26. 5. 1359.

***

* - Hz. Mehdi -as-.

113

Hastalığı Olmayanlar İnkılâbın Mesajını Aldılar

Şunu arzedeyim ki bizim tebliğatımız ülke dahilinde bile geniş çaplı bir tebliğat olabilmiş değildir henüz. Yurt-dışına gelince; orada da inkılab kendiliğinden yayılıp iler-ledi, biz ilerletmedik. Yurtdışındaki milletler, islam ülke-lerinin halkları burada olup bitenleri duyup öğrendilerse bu, bizim yoğun bir propaganda ve tebliğatımız olduğun-dan ve bu propaganda sayesinde onları bu inkılaba aşık ettiğimizden dolayı olmadı; bu inkılab marazı ve garazı olmayanlara kendiliğinden yansıdı, onlar, sizin ne istedi-ğinizi bir ölçüde anlamış oldular.

Ae, 14/43, t: 16. 11. 1359.

***

İslamın Nuru Mustaz'aflar Dünyasına Vurdu

Milletimizi yekparça eden şey islamdır, nitekim şimdi de -buradan- başka yerlere yansımaktadır hakiki anlamda; ümidimiz odur ki bu islam nuru sadece tüm islam ülkele-rine, değil, mustaz'af beldelere de yansır ve kendisini gösterir inşaallah.

Ae, 16/2, t: 23. 10. 1360.

***

114

İran İnkılabı Dünya Mustaz'aflarının Ümit Kaynağıdır

Yurtdışından bize sürekli ulaşan haber, gidip oralardan bize haber getirenlerin verdikleri bilgi ve kimi zaman bazı şahsiyetlerin bize gönderdikleri mesaj, hep "Ne kadar önemli bir işin üstesinden geldiğinizi kendiniz de bilemez-siniz!" şeklinde!. Kaldı ki, bütün bu değerlendirmeler hep zâhiri değerlendirmelerdir, şu islam kuvvetlerinin zâ-hiri gelişme ve ilerlemelerinin değerlendirmesidir bunlar sadece; bize de söyledikleri ve mesajlarda bildirildiği gibi, bu zâhiri gelişme ve ilerlemelerin ne kadar derin etkiler kapsadığının kendimiz bile tam farkında değiliz! İran'da başgösteren bu kıyam ve -kurulan- İslam Cumhuriyeti'nin bizzat tabii ve maddî boyutlarda bile bütün değerler üze-rinde ne kadar köklü değişimlere sebeb olduğunu bizler bile net olarak göremiyoruz aslında. Binaenaleyh şunu bilmelisiniz ki milletler, hatta ilâhi olmayan milletler bile, yani dünya mustaz'aflarından olan ve ötedenberi müstekbirlerin sultası altında olagelenler bile bütün ümit-lerini İran'da gerçekleşen bu harekete bağlamışlardır.

Ae, 16/188, t:23. 3. 1361.

***

Milletlerin İslam Alimlerinden Beklentisi

Nerede olursa olsun, tüm islam alimleri; ulemanın en yukarı makamında bulunan, mesela taklit merciilerinden20;

20 - Taklid Merciileri: Adalet, takva, daha bilgili ve evlâ olma, bi-linçli olma, dünyevî şeylere düşkün olmama gibi hasletlere sahip

115

bir köyde, bir taşra kasabasında islama hizmet etmekte olan bir din adamına varıncaya kadar bütün islam âlimleri ! Bugün millet, hatta dünya mustaz'afları ve diğer milletler bile, nerede olursanız olun, siz ulemâ efendilerden pek çok şey beklemektedir!

Ae, 16/250, t:31.5.1361.

***

Hacılar İslam İnkılabının Mesajını Götüren Elçilerdir

İran İslam İnkılabı ülkesinin muhterem hacıları, bu de-ğerli ve mücahid milletin cesur ve fedakar mücahidlerinin haykırışını o genel toplantıda -hacda- dünya müslümanlarına iletmeli ve onları, İran milletinin mesajını dünyanın tüm mazlum milletlerine ileterek bu inkılâbî milletin "ey müslümanlar neredesiniz!" feryadim tiin dün-yaya duyurmakla görevli kılmalı -sorumlu olduklarını an-latmalı-dırlar!

Ae, 17/29, t:29.6.1361.

***

İslam İnkılabının İhracının Panoraması

İslam inkılabının ihracının mustaz'aflarla mazlumlar dünyasındaki panoraması her zamankinden daha belirgin-dir bugün; dünya mustaz'aflarıyla mazlumları tarafından müstekbirlerle zorbalara karşı başlatılan ve giderek yayıl-makta olan hareket, aydınlık bir geleceğin ümitlerini aşı-

bulunan ulema ve müçtehidler taklid mercii olmaya hak kazanırlar. Halk, dînî meseleler için onlara başvurur ve onların emirlerine uyar.

116

lamakta ve Allah Teala'nın vaadini gittikçe daha bir yakın kılmaktadır. Dünya; velayet güneşinin Mekke-i Muazza-ma ufuklarından doğuşuna21 ve mahrumların arzularının Kâ'besiyle mustaz'aflar devletinin ortaya çıkışına hazırla-ıyor gibi.

Ae, 18/11, t: 15.3.1362.

***

İslam Milletleri, Başlarında Bulunanları İslamın Haysiyetine Saygı Gösterir Hale Getirmelidirler

İslam milletlerinin ayağa kalkıp, başlarında bulunanları ya islamın haysiyetine saygılı hale getirmesinin ya da on-lara tıpkı İran gibi davranmasının zamanı gelmiş değil mi?! Sözde islam devletleri uyuyor mu? Bugün milletlerin durumunun geçmişteki gibi olmadığını görmüyorlar mı? Gözlerin ve kulakların artık açıldığını ve doğu ya da batı türünden oyun ve aldatmacaların artık etkisini yitirdiğini anlamak istemiyorlar mı? İslam inkılabının ihraç olduğunu veya en azından ihraç olmaya başladığını ve Allah Teala'nın da teyidleriyle islam bayrağının, hiç de uzak olmayan bir gelecekte sadece islam milletlerinin değil, aynı zamanda islam adaletine susamış tüm dünya mazlum-

21 - Velayet Güneşinin Mekke-i Muazzama Ufuklarından Doğuşu: Ehl-i Beyt -as- imamlarının 12. si olan hz. Mehdi aleyhisselam kaste-dilmektedir. Rivayetlerde o hazretin küfre, batıla, zulme ve adaletsiz-liğe karşı gerçekleştireceği kıyama Mekke'de başlayacağı ve Kâ'be'nin hemen yanında zuhur edeceği geçer.

117

larının da eliyle dünyanın dört bir yanında dalgalanacağını bilmiyor ve görmüyorlar mı?!

Ae, 18/229, t:23.11.1362.

***

Tüm İnsanlığın İslam İnkılabına İlgi Duyması

"İran inzivaya itilmiştir" diyenler var, halâ da demekte-ler. Maksatları İran'ın devletler tarafından mı inzivaya itildiğidir, yoksa milletler nezdinde de mi? Eğer İran'ın dünya milletleri nezdinde dışlandığını söylemek istiyorlar-sa, buyursunlar denesinler bakalım! Getirsinler birkaç otomobil; birine Amerika cumhurbaşkanını, birine Sovyet-lerin devlet başkanını, birine Fransa cumhurbaşkanını, birine İngiltere kraliçesini, birine de bizim cumhurbaşka-nımızı oturtup halkın içine gitsinler. Evet bu birkaç otomobil, kalabalıkların içine girsin; üstelik biz, "ille de İran'da olsun bu" demiyoruz; gelsinler Latin Amerika'ya gidelim, gelsinler bizzat İngiltere'ye gidelim, diğer ülkele-re gidelim, hatta müslüman olmayan ülkelere. Gidelim ve halkın bu devlet başkanlarına karşı nasıl tepki gösterdiğini hep birlikte görelim. Cumhurbaşkanına Pakistan'da göste-rilen davranış gösterilmeyecek midir yine? Peki, ya onlara -nasıl davranacaklardır dersiniz-?" Öfkelerini gösterecek, çürük yumurtalarla ağırlayacaklardır onları. Eğer bizim milletler nezdinde dışlandığımız kastediliyorsa, hadi buyursunlar bakalım. Eğer devletler nezdinde inzivaya itil-diğimiz kastediliyorsa -bilinmelidir ki- bugün İran'dan, kendisine karşı biraz yumuşamasını beklemeyen bir tek devlet yoktur; Amerika'sı böyledir, Sovyetler'i böyledir, Fransa'sı böyledir; inzivaya itilmiş olanlar bizzat onlardır.

118

O kadar yoğun propaganda yapılıyor ki; bıkıp usanmadan söylene söylene bazıları inandırılıyor işte. Daha önceleri bu inanma oranı epey fazlaydı, şimdi İran'da azaldı artık.

119

120

121

Bazıları inanıyormuş gibi görünüyorsa da halk kitleleri inanmıyor artık bu propagandalara.

Ae, 19/72-271, t:21.11.1364.

***

Nur ve Ümid Kapısının Müslümanlara Açılması

Allah'a hamdolsun; İran İslam inkılabının bereketi sa-yesinde nur ve ümid kapıları dünya müslümanlarının ta-mamına açılmış oldu ve -bu inkılabın- getirdiği gelişme ve olayların şimşekleri, tüm müstekbirlerin tepesine ölüm ve yokoluş yağdırmaya doğru gidiyor!.

Ae, 20/237, t:29.4.1367.

***

122

123

7. BÖLÜM

İSLAM DÜŞMANLARI, İSLAM İNKILABININ İHRACINDAN DEHŞET DUYMAKTA

124

İslâmî Hareket Yobaz Rejimler İçin Bir Tehdittir

Soru: Başta Suudi-Arabistan-22 gelmek üzere yobaz ve irticâî faaliyetlerin inkılab düşmanlarına karşı tavrı nedir?

Cevap: Mukaddes îslâmî hareket İran'da şah rejimini nasıl tehlikeye düşürüp yoketmeye doğru götürüyorsa, açıktır ki diğer islam ülkelerindeki gerici ve yobaz rejim-
--------------------------------

22 - Suudi: Bugün Arabistan yarımadasına hükmeden Suudi hane-danı kastediliyor. Hicri kameri 1147'ye rastlayan miladi 1735'ten bu yana Arap yarımadasına egemen edilen Suudi hanedanı, vahabi mez-hebine mensup olup Arabistan yarımadasının adını bugün "Suudi Arabistan" olarak değiştirmişlerdir. Sonradan çıkma batıl bir mezhep olan vahabiliğe göre kendilerinden başka bütün müslümanlar ister sünni, ister şii olsun, kafir ve müşrik olup "putperest" statüsüne girer! Olanca petrol zenginliğine rağmen bu adanın halkının hala fakir, sefil ve siyasi açıdan da ecnebilere bağlı olmasının yegane nedeni Suudi hanedanının 270 yıldan bu yana süregelen egemenliğidir. Arabistan'a maddi ve manevî sefalet ve bağımlılıktan başka birşey getirmeyen Suudi hanedanı uzun yıllar İngiliz sömürüsüne uşaklık etmiş, son dönemde ise Amerika emperyalizminin güdümüne girmiştir.

126

leri de tehdit etmektedir; bu nedenle, onların şaha destek vermesi tabiidir.

Ae, 3/236, t:2. 9. 1357.

***

İslam Düşmanları Bu Hareketi Ortadan Kaldırmaya Uğraşıyorlar

soru: Arap ve islam dünyasında islam inkılabı için bir-takım sorunlar yaratabileceklerini düşünüyor musunuz?

cevap: İslam düşmanları bu hareketi yok etmek için yapmadıklarını bırakmıyorlar, ama Allah Tealâ'nın da yar-dımıyla mukaddes islâmî hareket, önündeki yolu süratle açmakta ve ilerlemektedir.

Ae, 3/236, t.2.9.1357.

***

İslamdan Korkanlar, İslam Cumhuriyeti'nin İhracından Endişe Duymaktalar

İslamın gerçekleşmesini istemeyenler, İran'da İslam Cumhuriyeti'nin oluşmasını istemeyenler, islamdan korkan ülkeler, islam cumhuriyetinden korkan ülkeler; islam cum-huriyetinin bu ülkeden diğer ülkelere ihraç olmasından korkmaktadırlar! Onlar, sizi bu yolda durdurmak ve iler-lemenizi engellemek istemektedirler.

Ae, 11/222, t: 17.10.1358.

***

127

İnkılabımızı Yurtdışında Kötü Gösteriyorlar

Hepinizin bildiği gibi, yurtdışında inkılabımızı olduğu-nun tam tersi bir şekilde yansıtmışlar. İnkılabımızı yavaş yavaş gerçek haliyle yurtdışına ihraç etmeli ve olduğu gibi yansıtmalıyız.

Ae, 13/68, t: 19.6.1359.

***

İnkılab Başka Yerlere de Geçer Korkusuyla Düşmanların Borazanları Ötmeye Başladı

Bizim milletimiz bilinçli ve inancında sadık islâmî bir millettir; tüm yurtdışında ve islama karşı olan ülkelerde yapılan zehirli propagandaların bu milleti etkilemesi mümkün değildir. Bu zehirli propagandaların diğer millet-leri de etkilemeyeceğini umarım; bu inkılab başka yerlere de geçer korkusuyla telaşa kapılanların ülkemizle islam inkılabına karşı öttürmeye başladıkları borazanlar-dan etkilenilmemesini umarım. Ümid ederim ki milletler uya-nır ve bütün bu propagandaların, islamı şuracıkta boğmak ve islamın gerçek haliyle, "ne doğu ne batı!"23 diyen haliyle başka yerlere de geçmesini engellemek için yapıldığını farkederler.

Ae, 15/119, t: 10.6.1360

***

23 - Ne doğu ne batı: Kur'an'da Nur Suresi'nin 35. ayetinden bir bölüm.

128

Süper Güçler Bu Hareketin Merkezî Çekirdeği-ni Ezmek İstiyorlar

Sizler şimdi bütün dünyanın hedefi durumundasınız, yani bu İran İslam İnkılabı dünyada öylesine gündeme gelip kendisini gösterdi ki bütün büyük süper güçleri deh-şete düşürdü; bu inkılab gerçek yüzüyle herkesin ilgisini çeker ve islam ülkeleriyle birlikte diğer ülkeleri de günün birinde ellerinden kaçırıverirler korkusuna kapılan süper güçler, bu islamî hareket ve inkılabın merkezî çekirdeği olan burayı -İran'ı- ezebilmek için çabalamakta, var güçle-riyle uğraşmaktalar.

Ae, 15/24-223, t:26.8.2360

***

Başka Yerlere de Geçer Korkusuyla İnkılaba Karşı Çıkıyorlar

İran'da gereğince gerçekleşmesin ve İran'ı ebediyen ellerinden kaçırmış olmasınlar diye ve İran'dan başka yerlere de geçip ihraç olur da büyük güçlerin dünyayı sömür-meleri artık mümkün olmaz korkusuyla, bunların tamamı, bu islâmî hareketi yenilgiye uğratmanın peşindeler. Onla-ın size karşı çıkmalarının nedeni budur işte.

Ae, 16/11, t:30.10.1360.

***

İslam Ülkelerinin Uyanması Amerika İçin Bir Tehlikedir

Zamanlarının çoğunu, bu islam cumhuriyetini ortadan kaldırmaya harcıyorlar. Yazılıp söylenenlere göre Ameri-

129

ka cumhurbaşkanı24 "şu savaşa25 bir son vermenin bir yo-lunu bulmaya bakmalıyız, çünkü bu savaş Amerika'nın lehine işlemiyor artık" demiş. Sözde süper güç olduğu söylenen bir ülkenin cumhurbaşkanının itirafını görün işte! "Savaş buraya kadar Amerika'nın çıkarlarına uygun-du, çünkü İslam Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırmak için çıkarıldı bu savaş, halbuki şimdi bunun -savaş yoluyla İslam Cumhuriyeti'ni yıkmanın- mümkün olmayacağını anladık, hatta bu, -savaş- İslam Cumhuriyeti'nin daha fazla gelişmesine ve diğer islam ülkelerinin de uyanmasına yol açacak gibi; o halde -bu savaşın devamı-, Amerika için bir tehlikedir artık ve bundan sonra devam etmesi Amerika'-nın lehine değildir" diye itiraf etiyor işte. Şimdi kalkmış, bu işle ilgilenenlere "gelin bu savaşı bir an önce barışa çevirmenin bir yolunu bulun!" diye rica ediyor.

Ae, 16/108 t:14,1, 1361,

***

İslam Gelişecek Olursa Hainlere Engel Olacaktır

Bugün İran'ın yaptığı herşey bütün dünyanın, haber a-janslarının, matbuatının, radyoların ve televizyonların ilgi odağı durumundadır; hepsi bütün dikkatlerini İran'a çe-virmiş, birşeyler ekleyip yalanlarla yoğurarak İslam Cum-huriyeti'ne darbe indirebilecekleri bir şey aramaktadırlar.

24  - Amerika cumhurbaşkanı: Dönemin ABD cum. başkanı Ronald Reagan.

25  - Bu savaş: İslâmî İran'a karşı Irak eliyle başlatılan tahmilî sa-vaş.

130

Maksatlı kişilerle yaptıkları yüzde yüz yalan röportajlar ve kimi bireyler hakkında asılsız görüşler öne sürmek suretiy-le insanların zihnini saptırmak istiyorlar. Propagandalarını pek yoğunlaştırdıkları noktalardan biri de inkılab ve islam mevzuudur. Çünkü islam gelişecek olursa hainlere engel olacaktır, bu apaçık bellidir. Binaenaleyh biz "inkılabın ihraç olması gerekir" derken heryerde islamın gelişip iler-lemesi gerektiğini kastediyoruz; bizim herhangi bir yere askerî müdahelede bulunmak gibi bir niyetimiz yok!

Ae, 17/39, t:4.7.1361

İslam Hükumetlerinin Sükutu

Kitle iletişim araçlarının tamamı İran'a karşı saldırıya geçmiş durumda! İran'daki inkılabın heryere ulaşabilmesi halinde kendi işlerinin biteceğini ve artık hiçbir şey yapa-mayacaklarını çok iyi biliyorlar tabi! Maalesef islam ülke-lerinin devletleri ya dikkat etmiyorlar buna, ya da farkın-dalar, ama birkaç gün iktidarda kalabilmek için sükut et-mekte ve onlarla işbirliğinde bulunmaktalar. İnkılabın ve islamın heryere ihraç olabilmesi için onların karşısına di-kilmemiz gerekir.

Ae, 18/152, t: 4.8.1362.

***

131

Batıyla Doğu, Çıkarlarının Tehlikeye Düşme-sinden Korkuyorlar

Doğuyla batıdan kim ne derse desin; biz kendi yolumu-za devam etmekteyiz ve bu yolu sonuna vardırabileceği-mizden ümitliyiz. Onlar bundan rahatsızlar tabi; rahatsız-lıklarının nedeni de, bu ülkedeki çıkarlarını artık kaybet-miş olmaları. Diğer ülkelerde de çıkarlarını yitirmekten korkuyorlar. Bu nedenledir ki -ellerinden geldiği kadar-komplo tertipliyor, entrikalar çeviriyorlar ve bundan sonra da çevirmeye de devam edecekler ve Allah Tebarek ve Tealâ da bu komploları boşa çıkaracaktır inşaallah!

Ae, 18/260, t:30.12.1362.

***

İslam Düşmanlarının İnkılab Aleyhine Yalanlar Uydurması

Sizin mesuliyetiniz26 gerçekten büyük; davranış ve amelleriniz Hak Teala'nın huzurunda ve O'nun dergahında vuku bulup Allah'ın evliyalarıyla meleklerinin nezaretinde gerçekleştiği gibi; dünyanın dört bir yanındaki islam ülke-lerinden oraya gelen ve muhtemelen islam ve İran düş-manlarına ait kitle iletişim araçlarının geniş propagandala-rının etkisi altında bulunan binlerce hacı adayının da göz-leri önünde cereyan edecektir. -İslam düşmanlarına ait bu kitle iletişim araçları- her gün sabahtan akşama kadar za-manlarının önemli bir bölümünü hep islam, İran milleti ve bu mazlum ülkeye hizmet veren yöneticiler aleyhine yalan

26 - Sizin mesuliyetiniz: Beytullah'il Haram'ı ziyarete giden hacı adaylarına hitaben.

132

uydurmakla geçirdiler ve halâ da geçirmekteler. Bu -tür yalan ve- propagandalar vasıtasıyla dünya müslümanlarının birçoğunu inandırmak veya en azından onları şüphede bırakabilmek gayesiyle, bu beldenin kıyam etmiş olan halkını, gerçekle hiç bağdaşmayan bir şekilde tanıtıp gösteriyorlar.

Ae, 20/21, t: 16.5.1365.

***

8. BÖLÜM

İNKILÂBIN İHRACI, GERÇEKLEŞMİŞ BİR FİKİRDİR

137

İslam Ülkelerinde İnkılabın Sesi Çınlamada

İran'da gerçekleşen büyük inkılabın sesi islam ülkeleri ve diğer ülkelerde yankılanıp çınlamakta ve iftihara vesile olmaktadır. Siz aziz millet, islam milletlerinin yiğit genç-lerini uyarmış oldunuz. Umulur ki sizin güçlü ellerinizle islam devletinin iftiharlar dolu sancağı bütün kıtalarda dalgalanır; Allah Tealâ'dan dileğim budur benim!

Ae, 3/227, t: 1.9.1357.

İnkılâbımız İhraç Oldu Bile!

Diğer bir mesele de inkılabın ihracıdır; defalarca söyle-diğim gibi, biz, kimseyle savaşmak niyetinde değiliz. Bugün bizim inkılabımız ihraç olmuş durumdadır! Heryerde islamın adı var ve mustaz'aflar islama ümit bağlamış durumdalar. Doğru bir tebliğatla, islamı gerçekte olduğu haliyle dünyaya tanıtmanız gerekir. Milletler islamı tanı-yacak olurlarsa kesinlikle ona yöneleceklerdir; biz, islam

138

hükümlerinin dünyada uygulanmasından başka bir şey istiyor değiliz ki!

Ae, 15/200, t:29.7.1360.

***

Dünyayı Sömürenlere Karşı Genel ve Köklü Bir İnkılab Gerçekleşir İnşaallah

Bu güçlü düşmanlar karşısında hangi rejim olsa, yıkılır giderdi belki; ama islam inkılâbı mucizevî bir şekilde yo-luna devam etmekte ve dünya müslümanlarıyla mustaz'aflarının önemli bir kısmını uyandırmış bulunmak-tadır; umulur ki, dünyayı sömüren insanlık düşmanlarına karşı bütün dünya çapında genel ve köklü bir inkılab ger-çekleşir inşaallah. İran inkılâbı güçlü bir şekilde ilerle-mekte, günden güne birlik ve dirliği daha da artmakta ve düşmanları yenilgiye uğramaktadırlar.

Ae, 16/113, t: 15.1.1361.

***

İran Heryerde Gündemde

Allah'a hamdolsun şimdi bütün dünyada gündemdesiniz siz; kitle iletişim araçlarına bir bakın, heryerde İran gün-demde, bütün dünyanın gündemi İran. İran'daki bu islâmî hareket hepsini dehşete düşürmüş!..

Ae, 16/175, t:13.3.1361.

***

139

İslamın Nüfuz Ve Etkinliği Bölgeyi de Aşmış Durumda

Onlar öyle birşeyi kaybettiler ki27; herşeyi kaybetmele-rine sebeb olacak bir kaynağı. Bu mesele -islamın nüfuz ve etkinliği- bölgeyi de aşmış ve bizzat onların kendisine ulaşmıştır şimdi!.

Ae, 16/206, t:29.3.1361.

***

Milletler İran'a Aşıktır

Sesinizi duyan ve ne dediğinizi anlayan herkes sizinle-dir. Sesinizi duyup ne dediğinizi anladığı halde size düş-man olanlar-ın bu davranışının nedeni ise -bunu -islam inkılabını- kendi saltanat ve egemenliklerine aykırı görme-lerindendir; bunu cumhurbaşkanlıklarına, kendi çıkarlarına muhalif görenler size düşmandırlar. Zayıf -ezilmiş- millet-lerden hangisi sizin sesinizi duyduysa sizinle muvafıktır. Yurtdışına gidenler oradan döndüklerinde "bütün milletler İran'a âşık" diyorlar, "İran'ı seviyor herkes, ümitlerini İran'a bağlamışlar" diyorlar. Milletimiz dirensin, üniversi-temiz dirensin, eski dînî ilmiye medreselerimiz dirensin, ordumuz ve herşeyimiz-le- milletimiz dirensin, zira daya-nıp direnme, bu hareket ve inkılabın sürmesine ve heryere geçmesine neden olur.

Ae, 17/25, t: 28.6.1361.

27 - Onlar öyle bir şeyi kaybettiler ki: Sömürü güçlerinin İran'ı sömürme imkanını kaybetmesine değiniliyor.

140

Bu Hareketin Dalgası Heryere Ulaşmış Durumda

Sizin bu hareketiniz ve bu inkılâbınızın dalgası tüm dünyaya ulaşmış durumda şimdi. Sizin bu zaferinizin ya-rattığı dalga bütün dünyayı etkisi altına almış durumda. Amerika'nın uşaklarından bir uşak olma dışında dünya topluluğunda adı dahi anılmayan bir İran, insaf sahibi her-kesin de tasdik ettiği üzere bugün tüm dünyada -gündemdedir- ve bu İslam Cumhuriyeti muzafferdir ve zaferi de sürecektir inşaallah.

Ae, 17/63, t:25.7.1361.

***

İslam Dünyanın Dört Bir Yanına İhraç Oldu

Allah'a hamdolsun bugün islamın ve -müslüman- İran-lının gücü İran'da öyle bir konumdadır ki tüm zayıf millet-lerin dikkatini kendisine çekmiş ve islam dünyanın dört bir yanına ihraç olmuştur. Amerika'daki şu aziz siyahlar-dan Afrika'ya ve Sovyetler'e varıncaya kadar her yere islamın nuru yansımış, insanların ilgi ve dikkati islama yönelmiştir. İnkılabın ihracı derken biz de bunu kastedi-yorduk zaten, şimdi gerçekleşmiş bulunuyor işte, islam heryerde küfre galebe çalacaktır inşaallah.

Ae, 17/240, t:4.2.1362.

***

İslam Bütün Dünyada Tecelli Etmiştir

Allah'a hamdolsun, islam tecelli edip kendisini göstermiş ve bütün dünya, dünyadaki bütün mazlumlar bu İslam Cumhuriyeti'ne ilgi duyar olmuşlardır.

Ae, 18/41-140, t: 13.7.1362.

Heryerde İslamın Tecellisi

İslamın tecellisi Kremlin saraylarına kadar gitmiş, Be-yaz saraylara kadar ulaşmış, Latin Amerika'ya bile varmış; Afrikaya kadar, Mısır'a kadar ulaşmış, islamı konuşmak zorunda bırakmıştır onları. Biz onların islama inanmadık-larını, hatta karşı olduklarını biliyoruz. Ama İran'dan yurt-dışına yansıyan bu tecelliyle birlikte, islama inanmayanlar bile "islam -egemen- olmalı" diyor şimdi, "islam hududu hakim olmalı" diyor şimdi! Bu -gelişme- onların müslüman olmasından değil; İran'dan dışarıya vuran bu yansımanın bir bereketidir. Ancak sopayla edeb edilebilen Saddam28 bile namaz kılıyor diyorlar şimdi29, kıldığı namazı da yanlış kıldı ya. -Nedense- herkes zâhid, âbid ve müslüman oluverdi. Küçük bir şey değil; çok önemli bir mesele bu aslında. Bu ilahi nurun inşaallah gelişip yayılacağını ve ardından Allah Tebarek ve Teala'nın nusret ve yardımını müjdeleyen bir meseledir bu. Nitekim siz İran

28  - Ancak Sopayla Edeb Edilebilen: İyilikle yola gelmeyen, nasi-hate aldırmayan Saddam gibileri kastediliyor: "Nush ile uslanmayan etmeli tekdîr/Tekdîr ile uslanmayanın hakkı kötektir."

29 - Saddam: Irak cumhurbaşkanı.

144

milleti Allah'a yardım etmek istiyorsunuz, bunun ardından Allah'ın yardımı gelir işte, Allah Tealâ bizzat vaadetmiştir bunu. Ama -Allah'ın vaadettiği bu yardımın gerçekleşmesi için- bizim islama yardımcı olmamız, Allah'a yardım etme düşüncesi içinde bulunmamız gerekir. Allah için çalışma-yı, Allah'ın dinine yardımcı olmayı düşünmemiz gerekir. Eğer biz bunu yapacak olursak hiç şüphesiz, Allah'ın vaadi gerçekleşecek ve O'nun yardımı geliverecektir.

Ae, 19/28, t: 18.5.1363.

***

İslamın Işığı İran'dan Tüm Dünyaya Ulaşmış Durumda

Şunu biliniz ki islamın ışığı İran'ın merkezinden bütün dünyaya ulaşmış bulunuyor, her yerde islamın nuru var şimdi.

Bilmem, siz de duydunuz mu; Amerika'da islam banka-sı açmak istiyorlarmış. Onların sözünü ettiği islamla bizim "islam" dediğimiz şey tamamen farklı tabi; ama yine de islam bankası açmak istediklerini duydum ben. Mısır, Sudan30. vb. gibi birtakım ülkelerden islam hükümlerinin sesinin yüselmesi kendiliğinden vuku bulmuş bir olay mı-dır sanıyorsunuz? -Hayır- islam dalgasının etkisidir bu, islam dalgası heryere ulaşmış ve heryerden bu ses gelme-ye başlamıştır. Amerika'da da aynı olay var şimdi, diğer yerlerde de aynı olay var. İster istemez etkilendiler bu hare

30 - Sudan: Cafer Numeyri döneminin Sudan'ı kastediliyor.

145

ketten, bu islamî hareket diğer ülkeleri de etkisi altına aldı, islam ülkelerinin müslümanları bizimle zaten. -Buna rağmen- kimi zaman "İran bir kenara itildi, inzivada artık" demelerinin sebebi nedir biliyor musunuz? Yani Ameri-ka'yla ilişkimiz olmayışını kastediyorlar. Biz Amerika'ya bir adım yaklaşacak olsak o yüz adım gelmeye hazır; ama biz onu saymıyoruz bile, aldırmıyoruz ona; diğer -müstekbir-lerine karşı da öyle! Eğer bizim milletler nez-dinde yalnız olduğumuzu kastediyorlarsa, işte, bütün mil-letlerin bize ilgi duyduğu herkesçe malum! Bugün nerede islami bir toplanma varsa, nerede ehl-i sünnet ve ehl-i şia kardeşlerimiz toplanıp biraraya gelerek islamı konuşuyor ve herşeyin islama göre olması, kendi ülkelerinin de islâmî olması gerektiğini konuşuyorlarsa -ki heryerde durum böyle- Allah Tebarek ve Tealâ'nın lütuf buyurmuş olduğu bir yansımadır bu, her tarafı nura boğmuş, ışıklan-dırmıştır.

Ae, 19/195, t: 8.5.1364.

***

İslamın Sesi Dünyanın En Uzak Noktalarında Bile Yankı Uyandırmıştır

Muhterem İranlı hacıların aşk mabedi ve sevgilinin makberine doğru yolculuğu ve Allah Teala'yla azametli Resulü sallallahu aleyhi ve âlihi vesellem'e doğru hicretle-rinin eşiğinde bulunduğumuz şu günlerde islamın sesi dünyanın en uzak noktalarında bile yankı uyandırmış, islamın manevî bayrağı bütün kıtalarda dalgalanmaya baş-

148

lamış ve bütün dünyanın gözü, kademine ruhlar feda olası "Veliyyullah-i A'zam"ın* ülkesine çevrilmiştir.

Ae, 20/110, t:6.5.1366.

***

Mekke Hadisesi İslam Dünyasında Büyük Deği-şimlerin Menşei Oldu

Aziz ve yiğit İran milleti şundan emin olmalıdır ki Mekke hadisesi31 islam dünyasında büyük değişiklere ne-den olmuş ve islam ülkelerindeki bozuk düzenlerin kökü-nün kazınıp dinadamı kılıklıların tamamen dışlanması için uygun bir ortam hazırlamıştır. Nitekim müşriklerden berâet ve teberride bulunuş destanının üzerinden henüz 1 yıldan fazla bir zaman geçmediği halde aziz şehidlerimizin tertemiz kanlarının elvan kokusu tüm dünyaya yayılmış ve etkileri dünyanın en uzak noktalarında bile kendisini gös-termeye başlamıştır. Filistin halkının sergilediği kahra-manlık destanı tesadüfi bir olay değildir.Bu kahramanlık destanını yazanların kimler olduğunu ve siyonistlerin vah-şice saldırıları karşısında çıplak ellerle korkusuzca diren-mekte olan Filistin halkının bugün hangi

* - Hz. Mehdi -as-

31 - Mekke Hadisesi: Suudi rejiminin polis ve emniyetinin hş. 1366 Ziyhiccesinin 6. günü, Allah'ın evini ziyarete giden hacılara vahşice saldırdığı ve müşriklerden berâet merasimini yerine getirmek-te olan İranlı, Türkiyeli ve diğer ülkelerden gelen binlerce müslümanı çağın en büyük şeytanı olan Amerika ve onun bölgedeki siyonist uşağı İsrail'e ölüm diye haykırdıkları için kanlar içinde yere serip yüzlerce masum müslümanı şehid ederek Amerika'yla İsrail'i memnun etmeye çalıştığı kanlı Mekke faciası kastediliyor.

149

ülkü ve ideale dayanarak böylesine direnebildiğini düşü-nebilmekte midir dünya? Onlarda "yılmaz bir direnç dün-yası" yaratan şey sırf vatan sevgisi midir yani? Filistinlile-rin eteğine dökülen direniş ve dayanma meyvesiyle nur ve ümit zeytinleri, satılmış politikacıların ağacından mı dö-külmektedir? Elbette ki hayır, zira bunlar Filistinlilerin yanıbaşında ve Filistin milleti adına yıllardır zaten nasip-lenmekteler! Şüphe yok ki,"Allah-u Ekber"in sesidir bu! İran'da şahı ve Beyt'ul Mukaddes'te de işgalcileri ümitsiz-liğe sürükleyen bizim milletimizin haykırışıdır bu işte! Bu, hac gösterisi sırasında İranlı bacı ve kardeşleriyle omuz omuza Kudüs'ün hürriyetini haykırarak "Amerika'ya ölüm! İsrail'e ölüm! Sovyetler'e ölüm!" diye gürleyip bizim azizlerimizin kanının döküldüğü şehadet ırmağına kanını vererek şehadete nail olan Filistin milletinin -etkilendiği- berâet ve teberrî sloganının gerçekleşmesidir! Evet, Filistinli, kaybettiği yolunu, bizim "müşriklerden berâet ve teberrî" yolumuzda buldu; demir duvarların nasıl yıkıldığını, kanın kılıca, imanın küfre ve haykırışın kurşu-na nasıl galebe çaldığını bu mücadelede gördük; İsrailoğullarının "Nilden Fırat'a kadar" rüyasının32 nasıl

32 -İsrailoğullarının "Nil'den Fırat'a kadar " şeklindeki Büyük İsra-il rüyası: Yahudiler bugünkü Kudüs topraklarına yerleşerek bu belde-yi yavaş yavaş işgal edip orada bugünkü siyonist İsrail devletini kur-duktan sonra baklayı ağızlarından çıkarmış ve "Nil'den Fırat'a kadar" şeklindeki meşhur siyonist ülküyü açıkça dile getirir olmuşlardır. Siyonist işgalci İsrail rejiminin pervasızca açıklamaktan artık çekin-mediği bu hain yahudi ülküsüne göre Mısır'daki Nil'den başlayarak Irak'taki Fırat kıyılarının tamamına kadar olan ve bugünkü Suriye'yle Türkiye topraklarının da önemli bir kısmını kapsamına alan toprakla-ın tamamı İsrailoğulları'na vaadedilmiş olup onların "Arz-ı Mev'ud"

152

alt-üst olduğunu ve Filistin'in incili yıldızının bizim"ne doğu ne batı!" şeklindeki şecere-i mübarekemizle nasıl parladığına şahit olduk. Bugün bizi küfür ve şirkle uzlaş-maya zorlayabilmek için nasıl dünya çapında yoğun ça-lışmalar yapılmaktaysa, müslüman filistin milletinin öfke-sinin alevlerini söndürebilmek için de aynı şekilde yoğun faaliyetler yapılmaktadır ki bu da inkılabın nasıl ilerledi-ğini gösteren nice örneklerden biridir sadece. Üstelik bu-gün bizim islam inkılabımızın prensiplerine inananlar bü-tün dünyada artış göstermektedir ve biz onları inkılabımı-zın potansiyel sermayesi olarak görmekteyiz; bizi destek-lediğine dair kanının mürekkebiyle tomarlara imza atıp inkılabın çağrısına can-u gönülden ve kelle koltukta "leb-beyk" diyen ve Allah'ın izniyle bütün dünyanın kontrolünü ele geçirecek olanlar da öyledir.

Hakla batılın, fakirlikle zenginliğin, zayıf bırakılmışlık-la istikbarın, baldırı çıplak yoksullarla hiçbir derdi olma-yan ve refah içinde yüzenlerin savaşı başlamıştır bugün. Ben, dünyanın dört bir yanında mücadele yükünü omuzuna alıp Allah yolunda ve müslümanların izzet ve onurunu yüceltmek gayesiyle

larıdır ve bu nedenle de mutlaka eninde sonunda İsrail'in eline geçme-si gerekmektedir. İsrail'in esasen bu ülkü üzerine kurulduğunu bilen rahmetli İmam Humeyni müslümanların tam ortasına yerleştirilen bu kanser tümörünün kökünden kesilip atılmasından başka çare bulun-madığını vurgulamakta ve "İsrail bir an önce yok edilmelidir!" diyerek bütün müslümanları var gücüyle uyarmaktaydı. Nitekim son günlerde İsrail'in Antalya'daki Manavgat suyuna talib olduğunu açıkça söyle-mesi de bu menfur emelin açığa vuran bir yüzüdür.

153

cihada azmeden tüm azizlerin ellerini ve pazularını öpü-yor, hürriyet ve kemal goncalarını en samimi duygularla selamlıyor ve İran'ın aziz ve yiğit milletine de şunu arzediyorum: Allah Tealâ sizin maneviyatınızın etki ve bereketlerini tüm dünyaya ihraç etmiş bulunuyor, sizin nurlu kalplerinizle gözleriniz mahrumları koruma yuvası-na dönüşmüş; inkılâbî kininizin kıvılcımları solun ve sağın dünyayı sömüren vampirlerini dehşete düşürmüştür.

-----------------------------
www.islamkutuphanesi.com  Mü'minlerin Kütüphanesi.