Back Index Next

GUSÜL

Bazen namaz veya abdesti gerektiren başka işler içind  gusülde  alınmasıgerekir.

Gusül Almak:

M. 106-İster cenabet guslü gibi vacip gusül olsun ya da ister Cuma guslü gibi müstehap gusül olsun  gusül alırken bütün bedenin baş ve boyunun yıkanması gerekir. Gusülleri yerine getirmede niyetten başka hiç bir fark yoktur.

M. 107- Gusüller iki şekilde alınabilir. Tertibi: Tertibi gusülde önce gusül niyetiyle baş ve boyun, sonra bedenin sağ daha sonrada sol tarafı yıkanmalıdır. İrtimasi: irtimasi gusülde, bir anda bedenin tamamı suyun içinde kalabilecek  şekilde olmalıdır. İrtiması gusülde su bedenin tamamını kapsayacak miktarda olmalıdır.

Gusletmenin Şartları:

M. 108- Abdestin sahihliği için söylediğimiz şartların hepsi gusül içinde geçerlidir fakat gusülde muvalat, yani amelleri ardı ardına yerine getirmek gerekmez ve yine gusülde suyu yukarıdan aşağıya doğru dökmek şart değildir.

M. 109- Üzerine birden fazla gusül vacip olan kimse hepsine niyet ederek  bir gusül alabilir.

M. 110- Cenabet guslü alan bir kimse namaz için abdest almamalıdır belki orta istihaze guslü dışında diğer vacip gusüllerle de abdest almadan namaz kılabilir ama abdest alması daha iyidir.

M. 111- İrtimasi gusülde bütün bedenin temiz olması gerekir ama tertibi gusülde bu gerekmez böylelikle gusül alırken yıkamak istediği her yeri gusülden önce yıkarsa yeterlidir.

M. 112- Cebire guslü, cebire abdesti gibidir.

M. 113- Vacip oruç tutan bir kimse o halde irtimasi gusül alamaz çünkü oruçlu kimsenin başını suya daldırmaması gerekir ama eğer unutkanlıkla irtimasi gusül alırsa sahihtir.

M. 114- Gusülde bedenin elle yıkanması gerekmez eğer niyetini eder ve suyu bütün bedenine  ulaştırırsa yeterlidir.

Vacip Gusüller:

M. 115- Vacip gusüller yedi tanedir:

       1-Cenabet

       2-Meyyit

       3- Meyyité dokunma

       4-Hayız

       5-İstihaze

       6-Nifas

       7-Nezir veya yemin sonucu farz olan gusüller.

Cenabet Guslü

M. 116- Eğer insandan uykuda veya ilişkiye girme sonucu meni gelirse cünüp olur, namaz ve taharete ihtiyacı olan amelleri yerine getirebilmesi için cenabet guslü alması gerekir.

M. 117- Eğer meni kendi yerinden hareket eder ama dışarı çıkmazsa cenabete sebep olmaz.

M. 118- Kendisinden meni çıktığını bilen veya çıkanın meni olduğunu bilen kimse cünüptür ve gusül alması gerekir.

M. 119- İnsandan bir ıslaklık gelir ve meni mi, idrar mı veya bunlardan başka bir şey mi olduğunu bilmezse, eğer şehvetle ve sıçrayarak dışarıya çıkmış ve onun dışarı çıkmasından sonra beden gevşemişse o ıslaklık meni hükmündedir; eğer bu üç özellikten hiç biri veya bunlardan bir kaçı olmazsa, meni hükmünde değildir.

M. 120- Meni çıktıktan sonra idrar yapmak müstehaptır. İdrar yapmadan alınan gusülden sonra, meni mi, yoksa başka bir ıslaklık mı olduğunu bilmediği bir rutubet çıkarsa, meni hükmündedir.

CÜNÜP KİMSEYE HARAM OLAN ŞEYLER

M. 121- İnsan cünüp olduktan sonra gusül alıncaya ve eğer gusül alamıyorsa teyemmüm edinceye kadar şu işler ona haramdır:

       1- Bedenin bir yerini Kur'an yazısına veya Allah'ın ismine ve farz olan ihtiyata göre peygamberler ve İmamların (a.s) isimlerine değdirmek.

       2- Mescid'ül -Haram'a ve Peygamberin sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem Mescidine girmek; bir kapıdan girip diğer bir kapıdan çıksa bile.

       3- Diğer camilerde durmak, ama eğer bir kapıdan girer diğer kapıdan çıkarsa veya bir şey almak için girerse sakıncası yoktur. Farz olan ihtiyat gereği imamların türbelerinde durmamalıdır. Gerçi, Mescid-ül Haram ve Peygamber (s.a.a)'in Mescidinin hükümlerini imamların hareminde de gözetmek daha iyidir.

       4- Camiye bir şey bırakmak.

       5- Farz secdesi olan bir süreyi okumak. Bunlar 4 suredir: İlki Kur'an'ın 32. suresidir (secde) ikincisi 41. suredir (fussilet) üçüncüsü 53. suredir (Necm), dördüncü 96. suredir (Alak) ve cünüp olan bu dört sureden bir harf bile okursa haramdır.

M. 122- Eğer insan evinde bir mekanı namaz kılmak için ayırırsa (Aynı şekilde müessese ve dairelerde) mescit hükmünü taşımaz.

M. 123- Cenabet halinde imam zadelerin türbesinde durmanın sakıncası yoktur ama genellikle onların yanında yapılan mescitlerde durmak haramdır.

Meyyit Guslü

M. 124- Müslüman öldüğü zaman, ona gusül vermek, kefenlemek, namaz kılmak gereklidir. Daha sonra defnedilmelidir.

M. 125- Bir kimse, ölmüş bir insanın soğumuş ve gusledilmemiş bedenine dokunursa yani kendi bedeninin bir yerini ona dokundurursa (gusl-ü mess-i meyyit) meyyite dokunma guslü alması gerekir.

Kadınlara Has Gusüller

M. 126-Vacip gusüllerden olan hayız, istihaze ve nifas guslü sadece hanımlara aittir. Bu gusüllerin sebebi rahimden gelen kandır ve her birinin kendine has hükümleri vardır.

Hayız Guslü

M. 127-Kadının gördüğü kan kesilirse o kadın namaz ve diğer taharete ihtiyacı olan işler için gusül almalıdır.

M. 128-Hayız kanı buluğdan önce gerçekleşmez.Eğer kız çocuğundan baliğ olmadan önce kan gelirse, bu hayız kanı hükmünde değildir.

M. 129- Hayız müddeti üç günden az değildir  Eğer gelen kan üç günden önce kesilirse hayız kanı hükmünde değildir.

M. 130- Hayız süresi 10 günden fazla sürmez.Eğer on günden fazla kan görürse onun hepsi hayız hükmünde değildir.

M. 131- Hayız kanı genellikle, katı, sıcak, siyaha çalan kızıl renkli veya bulanık kızıl olur, basınçla dışarı çıkar ve yakıcı olur.

M. 132- Hayız halindeki kadına şu işler haramdır:

       1- Namaz ve Kabe’ nin  tavafı

       2- Mescitte durmak gibi cünüp olana haram olan şeylerin tümü.Haram olan diğer şeyler Tam ilmihal 451nci meselede yazılmıştır.

M. 133- Kadının hayızlı olduğu zamanlar kılmadığı günlük namazların kazası yoktur; ama farz oruçlarını kaza etmesi gerekir.

M. 134- Hayız guslü cenabet guslü gibi olup sadece niyette fark etmektedir.

M. 135- Hayız guslü ile namaz kılınabilir gerçi gusüle ilaveten abdest alması daha iyidir.

İstihaze Guslü

M. 136- Bazı vakitlerde kadınların yada kızların rahimlerinden gelen kanlardan bir diğeride “istihaze”dir.

M. 137- İstihaze kanı genellikle sarı renkli ve soğuk olur. Kendiliğinden ve yakıcılığı olmaksızın çıkar ve katıda olmaz. Ama bazen siyah veya kızıl, sıcak ve katı, basınçlı ve yakıcı olarak da gelebilir.

M. 138- İstihaze kanı az veya çok olması bakımından üç kısma ayrılır: Eğer çok az olursa abdesti batıl eder ama gusül almaya gerek yoktur ama eğer az olmaz ise gusülde vacip olur. Daha fazla bilgi için hanımlar tam ilmihalin 394'ncü ve sonraki meselelerine muracaat edebilirler.

Nifas Guslü

M. 139- Nifas guslü çocuğun doğumuna ait olup başka zamanlarda görülmez, kadın doğum kanından sonra bu guslü yerine getirmelidir.

TEYEMMÜM

Bu yerlerde abdest ve gusül yerine teyemmüm alınmalıdır:

M. 140-

       1- Abdest veya gusül edecek kadar su yoksa veya temin etmek mümkün olmazsa

       2- Su kullanmanın insana zararı varsa örneğin; su kullanma nedeniyle hasta olacağından yada bir kusur meydana geleceğinden veya hastalığının uzayacağından, şiddetleneceğinden veya tedavisinin güçleşeceğinden korkarsa

       3-Suyu, abdest veya gusül için kullandığı takdirde kendisinin, ailesinin, çocuklarının, arkadaşının veya erkek ve kadın hizmetçi gibi kendi emri altında olanların hatta ihtiyarında bulunan hayvanın  susuzluktan öleceğinden veya hasta olacağından veya katlanılması zor olacak kadar susayacaklarından korkarsa.

       4-Bedeni veya elbisesi necis olan bir kimsenin az miktarda suyu olur ve bununla abdest alır veya guslederse, beden veya elbisesini yıkayacak kadar suyu kalmazsa ve başka elbiseside  yoksa      

       5-Abdest veya gusül alması namazın tamamının veya bir kısmının, vaktinden sonraya kalmasına sebep olacak şekilde vakit dar olursa.

Teyemmümün Usulü

M. 141- Teyemmümde beş şey farzdır:

       1- Niyet

       2- İki elin içini birlikte onunla teyemmümün sahih olan bir şeyin üzerine vurmak.

       3- İki elin içini bütün alına ve iki tarafına, tüylerin çıktığı yerden kaşlara ve burnun üst kısmına kadar çekmek.

       4- Sol elin içini sağ elin üstünün tamamına çekmek.

       5- Sağ elin içini sol elin üstünün  tamamına çekmek.(Parmaklarda el içinden sayılır)

M. 142- Elinin üstünün tümünü meshettiğine yakin etmesi için bileğin biraz yukarısından meshetmesi gerekir, ama parmakların arasını meshetmek gerekmez.

 M. 143- İnsanın teyemmüm için yüzüğünü elinden çıkarması gerekir. Eğer alnında, ellerinin içinde veya ellerinin üstünde bir engel olursa mesela, onlara bir şey yapışmışsa gidermelidir.

M. 144- Teyemmüm tümünü teyemmüm niyetiyle ve Allah'ın emrine itaat olarak yerine getirmeli aynı şekilde teyemmümün abdest veya gusül yerine alındığını belirtmelidir ve bu teyemmümün niyetidir.

M. 145- Toprağa, çakıla, kerpiç ve taşa temiz oldukları takdirde teyemmüm sahihtir; tuğla ve testi gibi pişmiş çamura da sahihtir.

M. 146- Gusül yerine yapılan teyemmüm ile abdest yerine yapılan teyemmümün farkı yoktur.

M. 147- Abdesti bozan şeyler abdest yerine yapılan teyemmümüde bozar.

M. 148- Guslü bozan şeylerde gusül yerine yapılan teyemmümü bozar. Mesela eğer cenabet guslü yerine teyemmüm etmişse ve eğer tekrar cünüp olursa teyemmümü batıl olur.

M. 149- Teyemmüm insanın abdest veya gusül alamadığı anlarda sahihtir; örneğin bir kimse özürsüz teyemmüm alırsa teyemmümü batıldır. Veya başka özür nedeniyle teyemmüm ederse, özrün ortadan kalkmasından sonra teyemmüm batıl olur.Örneğin su bulamadığı için teyemmüm yaptıysa, suyu bulmasıyla birlikte teyemmümü batıl olur.

M. 150- Eğer bir kimse cenabet guslü yerine teyemmüm yaparsa , namaz için abdest alması gerekmez. Ama diğer gusüllerin yerine teyemmüm yaptıysa,bu teyemmümle namaz kılamaz ve namaz için abdest almalıdır. Eğer abdest alamıyorsa ,onun yerine tekrar teyemmüm yapmalıdır.,

NAMAZ

Namazın Önemi

Namaz en önemli dini ameldir. Eğer o Allah dergahında kabul olunursa diğer amellerde kabul olur ve eğer namaz kabul olmazsa diğer amellerde kabul olmaz.

Aynı şekilde eğer insan gece gündüz beş kez kendini nehirde yıkarsa bedeninde kir ve pislik kalmayacağı gibi beş vakit kılınan namazlarda insanı günahlardan temizler.

İnsanın, namazı ilk vaktinde kılması iyidir. Namazı hafife alan kimse, namaz kılmayan kimse gibidir. Resul'ü Ekrem (s.a.a) buyurmuşlardır ki: "Namaza önem vermeyen ve onu hafife alan kimse ahiret azabına layıktır".

Namaz kılan kimsenin namazın sevabını azaltacak işlerden uzak durması daha iyidir; mesela uykulu halde namaz kılmamalı ve namaz halindegökyüzüne doğru bakmamalı,ama namazın sevabını fazlalaştıracak işleri yapmalıdır; mesela temiz elbise giymeli, güzel kokular sürmeli, dişlerini fırçalamalı ve saçlarını taramalıdır.

Namazın Kısımları

Namazın hüküm ve meselelerini tanıyabilmek için bu konuyla ilgili bazı şeylerin hatırlatılmasının faydalı olacağı inancındayız. Namaz ya vaciptir yada müstehap. Vacip namazlarda iki kısımdır; onlardan bazıları günlük olup gece ve gündüz belirli zamanlarda yerine getirilmeli ve diğer bazıları, özel vakitlerde kendine has sebeplerden dolayı vacip olup vaciplikleri her zaman ve sürekli değildir.

Günlük Vacip Namazlar

M. 151-Günlük namazlar beş tane olup toplamı on yedi rekattır.

       Sabah namazı:   iki rekat

       Öğlen namazı:   dört rekat

       İkindi namazı:   dört rekat

       Akşam namazı: üç rekat

       Yatsı namazı:    dört rekat

GÜNLÜK NAMAZLARIN VAKTİ

M. 152- Sabah namazının vakti, sabah ezanından güneşin doğuşuna kadardır ve bu arada kılınması gerekir ve sabah ezanına ne kadar yakın kılınırsa o kadar iyidir.

Öğlen ve ikindi namazlarının vakti, şer'i öğle vaktinden akşama kadar olup,ilk vakitten dört rekat namaz kılabilecek kadar miktar öğlen namazına mahsus ve aynı miktarda güneşin batmasına kalan vakitte ikindi namazına mahsustur.

Akşam ve yatsı namazlarının vakti, güneş battıktan sonra doğudaki kızıllığın kaybolmasından, gece yarısına kadardır ki şer’i akşam vaktinden sonra üç rekat namaz kılabilecek kadar miktar akşam namazına ve gece yarısına dört rekat namaz kılma miktarı kadar olan zamanda yatsı namazına mahsustur.

Sabah Namazının Başlangıcı

M. 153- Sabah ezanına yakın doğu taraftan yükselmeye başlayan ve fecri evvel adı verilen aydınlığın  doğuda yayılmasıyla (ikinci fecr) sabah namazının ilk vakti girmiş olur.  

M. 154-Çubuk yada benzeri birşeyi dik olarak yere batırsalar, sabah güneş doğduğu zaman çubuğun gölgesi batı tarafına düşer ve güneş yükseldikçe gölge kısalır. Gölge en az miktara kadar kısalıp, tekrar uzamaya başladığı an şerri öğle vakti olup öğlen namazının ilk vaktidir.

Akşam

M. 155- Akşam, güneşin batmasından sonra doğu tarafından görülen kızıllığın insanın başı üzerinden batıya doğru geçtiği zamandır.

Back Index Next