HZ. FATIMA VE ONBİR İMAM, HZ. MEHDİ’Yİ (A.S) HABER VERMİŞLERDİR

Hz. Peygamber’in (s.a.a) Ehl-i Beyt’i Hz. Fatıma ve masum imamların Mehdi hakkındaki inancı konuşsunda şunu söylemek gerekir: Hz. Resul-i  Ekrem’in (s.a.a) vefatından sonra da Mehdi'lik mevzusu Müslümanlar ve masum imamların ashabının nezdinde yaygın ve konuşulan bir mevzuydu. Hz. Peygamber’in hadislerine herkesten daha iyi bilen Ehl-i Beyt’i nübüvvet esrarı ve ilimlerinin varisi olup Mehdi'lik hakkında konuşmuş ve insanların bu husustaki sorularına cevab vermiştir. İşte buna birkaç örnek:

HZ. ALİ (A.S), HZ. MEHDİ’NİN GELECEĞİNİ HABER VERMİŞTİR

Hz. Ali b. Ebu Talib (a.s) şöyle buyuruyor: "Vaat edilmiş Mehdi bizden olacaktır ve ahir zamanda zuhur edecektir. Hiç bir millet arasında ondan başka beklenilen bir Mehdi yoktur." [1]

Bu hususta Hz. Ali’den yaklaşık elli hadis nakledilmiştir.

HZ. FATlMA (A.S) HZ. MEHDİ’NİN GELECEĞİNİ HABER VERMİŞTİR

Hz. Fatıma (a.s) Hz. Hüseyin’e (a.s) şöyle buyurmuştur: "Ben seni doğurunca Resulullah yanıma geldi, seni kucağına aldı. Sonra şöyle buyurdu: Ey Fatıma! Hüseyn’ini al ve bil ki o dokuz imamın babasıdır. Neslinden salih imamlar vücuda gelecektir ki dokuzuncusu Kâim’dir." [2] (Bu manayı ifade eden üç hadis nakledilmiştir.)

HZ. HASAN B. ALİ (A.S)

Hz. Hasan b. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: "Ceddim Resulullah’tan (s.a.a) sonra imamlar oniki kişidir. Dokuzu kardeşim Hüseyin’in soyundandır ve bu ümmet’in Mehdi’si de onun soyundandır." [3]

Bu konuda dört hadis nakledilmiştir.

HZ. HÜSEYİN B. ALİ (A.S)

Hz. Hüseyin b. Ali (a.s) şöyle buyurur: "Oniki İmam bizdendir. Ali b. Ebi Talib onların birincisidir. En sonları ise benim dokuz (göbekten) evladımdır ve hak üzere kıyam edecektir. Allah Teala onun bereketiyle çorak yerleri bayındır ve hak dini bütün dinlere galib kılacaktır. Müşrikler istemese de (bu böyle olacaktır.) Mehdi bir müddet gözlerden kaybolacaktır; gaybet zamanında bir grup dinden çıkacak ama diğer bir grup azmini koruyacak ve bu yüzden birtakım eziyetlere düçar olacaktır. İnsanlar onları kınayarak şöyle diyeceklerdir: "Eğer inancınız doğru ise vaat edilmiş imamınız ne zaman kıyam edecektir?" Ama bilin ki gaybet zamanında her kim düşmanların eziyet ve yalanlamasına tahammül ederse Allah yolunda Resulullah’ın (s.a.a) yanında kılıcıyla savaşan kimse gibidir". [4]

Bu konuda bu hadisten başka onüç hadis nakledilmiştir.

HZ. İMAM ZEYNU'EL ABİDİN (A.S)

Hz. Ali b. Hüseyin ZEYNEL ABİDİN (a.s) şöyle buyurur: "Kâim’imizin doğumu insanlara gizli kalacaktır. Öyle ki onun doğmadığını söyleyeceklerdir. O'nun gizli kalmasının sebebi, kıyam edince hiç kimsenin biatının boynunda kalmamasını istemesidir." [5]

Aynı manayı ifade eden bundan, başka on hadis nakledilmiştir.

HZ. İMAM MUHAMMED BAKIR (A.S)

Hz. Bâkır (a.s), Eban b. Tağlib’e şöyle buyurdu: "İmamlık Resulullah’tan bizlere kalan bir ahittir. Peygamber’den sonra imamlar oniki kişidir ki dokuzu Hüseyin’in soyundandır. Mehdi de bizdendir ve ahir zamanda dini koruyacaktır." [6]

Bu hususta ayrıca İMAM MUHAMMED BÂKIR'DAN (A.S) altmış iki hadis daha nakledilmiştir.

HZ. İMAM CAFER SADlK (A.S)

Hz. İMAM CA'FER SADIK (a.s) şöyle buyuruyor: "Bütün imamlara inanan ama Mehdi’nin varlığını inkâr eden kimse hakikatte bütün peygamberlere iman eden ama Muhammed (s.a.a)’in nübüvvetini inkâr eden kimse gibidir. Ona "Ey Resulullah’ın evladı, Mehdi kimin soyundandır?" diye sorulunca da şöyle buyurdu: "Yedinci İmam (Musa b. Cafer)’in beş göbekten evladı Mehdi’dir. Ama o gaybete çekilecektir. Adını zikretmek sizler için caiz değildir. [7]

Ayrıca yüz yirmi üç hadis daha nakledilmiştir.

HZ. MUSA B. CAFER (A.S)

Hz. Musa b. Cafer (a.s), Yunus b. Abdurrahman’ın "Sen hak üzere kıyam eden kimse misin?" sorusuna cevaben "Evet" buyurdu, "Ben de hak üzere kıyam eden kimseyim. Ama yeryüzünü düşmanlardan temizleyen ve heryeri adaletle dolduran Kâim benim beş (göbekten) evladımdır. Sakınmak için uzun bir müddet gaybete çekilecektir. Gaybet zamanında bazı kimseler dinden çıkacaktır. Ama bazıları da inancından dönmeyecektir. Mehdi’nin gaybeti zamanında velayetimize sarılan, bizlere dost olan ve düşmanlarımızdan yüz çeviren şiilere ne mutlu! Onlar bizdendir ve biz de onlardanız. Onlar bizim imamlığımıza razı olmuşlardır, biz de onların şii (taraftar) olmalarından hoşnuduz. O halde ne mutlu onlara ! Allah’a andolsun ki cennetteki mevkileri bizimle olacaktır." [8]

Bu konuda, bundan başka beş hadis rivayet edilmiştir.

HZ. İMAM RlZA (S.A)

Hz. Rıza (a.s) Rayyan b. Salt’ın "Sen Sahib-ul Emr misin?" sorusuna şöyle cevab verdi: "Evet ben de Sahib-ul Emr (emir sahibi)’im Ama yeryüzünü adaletle dolduracak olan Sahib-ul Emr ben değilim. Ben de gördüğün bu güçsüzlük ve zayıflığa rağmen nasıl olur da o Sahib-ul Emr olabilirim? Vaat edilmiş Kâim ileri yaşlarda, ama genç bir surette zuhur edecektir. O kadar güçlüdür ki yeryüzünün en büyük ağacına da el uzatsa onu kökünden söküp atar, dağlar arasında feryad edecek olursa sert kayalar un ufak olur. Musa’nın asâsı ve Süleyman’ın yüzüğü ondadır. O benim dört (göbekten) evladımdır. Allah dilediği zamana kadar onu gözden uzak tutar. Daha sonra zuhur eder ve yeryüzünü zulümle dolduğu gibi adaletle doldurur." [9]

İmamdan bu hususta bundan başka onsekiz hadis nakledilmiştir.

HZ. İMAM MUHAMMED TAKİ (A.S)

İmam Muhammed Taki (a.s) Abdulazim Haseni’ye şöyle buyurdu: "Kâim, vaat edilmiş Mehdi’dir. Gaybeti zamanında onu beklemek, zuhur edince de ona itaat etmek gerekir. O benim üç göbekten torunumdur. Muhammed’i (s.a.a) Peygamber seçen ve imamlık makamını bizlere özgü kılan Allah’a andolsun ki eğer kıyametin kopmasına bir gün dahi kalsa, Allah (c.c) Mehdi zuhur etsin ve yeryüzünü zulümle dolduğu gibi adaletle doldursun diye o günü uzatır, onun ıktıdarını Musa’nın ıktıdarı gibi bir günde düzeltir. Musa (a.s) eşi için biraz ateş almaya gitti. Ama risalet ve peygamberlik makamıyla geri döndü." (İmam Muhammed Taki) Daha sonra şöyle buyurdu: "Kurtuluşu bekleyiş şiilerimizin en iyi amelidir." [10]

İmamdan, ayrıca bu hususta beş hadis nakledilmiştir.

HZ. İMAM ALİ NAKİ (A.S)

Hz. İmam Ali Naki (a.s) şöyle buyurmuştur: "Benden sonra oğlum Hasan imamdır ve Hasan’dan sonra da adaleti tüm dünyayı kaplayacak olan oğlu Mehdi’dir." [11]

Beş hadis daha nakledilmiştir.

HZ. İMAM HASAN ASKERl (A.S)

Hz. İmam Hasan Askerî (a.s) Musa b. Cafer-i Bağdadi’ye şöyle buyurmuşlardır: "Sizlerin, vasim hususunda ihtilafa düştüğünüzü görür gibiyim. Bilin ki Hz. Peygamber’den (s.a.a) sonraki imamları kabul eden ama oğlumun imamlığını kabul etmeyen kimse bütün peygamberleri kabul eden ama Hz. Resulullah’ın (s.a.a) peygamberliğini kabul etmeyen kimse gibidir. Halbuki Resulullah’ın peygamberliğini inkâr eden tüm peygamberleri inkâr etmiş demektir. Son imama itaat de ilk imama itaat gibidir, o halde son imamı inkâr eden, ilkini de inkâr etmiş sayılır. Bilin ki oğlumun gaybeti çok uzun sürecektir. Öyle ki imanlarını Allah'ın koruduğu kimseler dışında tüm insanlar bu hususta şüpheye düşecektir". [12]

Bu hususta ayrıca yirmi bir hadis İmam Hasan Askeri'den (a.s) nakledilmiştir.

MEHDİ HAKKlNDAKİ HADİSLER SAHİH MİDİR?

"Acaba Hz. Mehdi (s.a) hakkındaki tüm hadisler sahih midir?" şeklindeki bir soru karşısında ben Hz. Mehdi (a.s) ile ilgili hadislerin tümünün sahih ve ravilerinin de adil ve güvenilir olduklarını söylemiyorum. Ama bunların önemli bir bölümü sahihtir. Elbette bu hadisler de sair hadisler gibi sahih ve hasen, muvassak ve zayıf kısımlara ayrılmaktadır. Ama teker teker ele alıp haklarında inceleme ve araştırmaya da gerek yoktur. Zira gördüğünüz gibi bu hadisler o kadar çoktur ki insaf sahibi birisi bu hususta tereddüde düşmez. Bu hadisler Hz. Mehdi’nin (a.s) varlığını ispat etmektedir. Bu inanç İslami kesin inançlardan biridir; bu inancın tohumunu Hz. Peygamber (s.a.a) ekmiş, Ehl-i Beyt imamlar da onu korumuş ve güçlendirmişlerdir. Kesin olarak denilebilir ki: "İslam’da Mehdi inancı gibi hakkında bu kadar çok hadisin var olduğu pek az mevzu vardır."

Burada şunu önemle belirtmek gerekir: İslam Peygamber’i (s.a.a) bi’setten vedâ haccına kadar defalarca Mehdi hakkında konuşmuştur. Hz. Fatıma (a.s) ve Ehl-i Beyt imamları (a.s) da Mehdi’nin varlığını haber vermişlerdir. Asr-ı saadetteki insanlar onun zuhurunu bekliyorlardı. Hz. Resulullah’ın (s.a.a) vefatından sonra onun zuhur edeceği günü adeta sayıyorlardı. Hatta bazen yanlışlıkla bir takım kimseleri Mehdi sanmışlardır. Bu husustaki hadisleri hem sünni, hem şii, hem Eş’ari hem de Mutezile fırkası nakletmiştir. Ravileri arasında hem arap, hem acem (arap olmayan) vardır: Mekkeli, Medineli, Kufeli, Bağdatlı, Basralı, Kumlu, Kerhli, Horasanlı ve Nişaburlu vardır. Sayısı bini aşan bunca hadis ve rivayetlere rağmen insaf sahibi bir kimse vaat edilmiş Mehdi hakkında şüphe edip "Bu hadisleri bağnaz şiiler uydurmuş" diyebilir mi?


[1] -Isbat-ül Hüdat, c.7, s.148.

[2] -Isbat-ül Hüdat, c.2, s.552.

[3] -Isbat-ül Hüdat, c.2, s.555.

[4] -Bihar-ul Envar, c.51, s.133; Isbat-ül Hüdat, c.2, s. 333 ve 399.

[5] -Bihar-ül Envar, c.51, s.135.

[6] -Isbat-ül Hüdat, c.2, s.559.

[7] -Bihar-ül Envar, c.51, s.143; Isbat-ül Hüdat, c.6, s.404.

[8] -Bihar-ul Envar, c.51, s.143; Isbat-ül Hüdat, c.6, s.404.

[9] - Bihar-ul Envar, c.52, s.322; Isbat-ul Hüdat, c.6, s.19.

[10] - Bihar-ul Envar, c.51, s.156; Isbat-ül Hüdat, c.6, s.420.

[11] - Isbat-ül Hüdat, c.6, s.275.

[12] - Bihar-ul Envar, c.51, s.160; Isbat-ül Hüdat, c.6, s.427.