1- Emir-ül Mü’minin Ali (a.s)’dan Hadisler

1- Kemal-ûd Din c. 1 s. 302

Esbağ b. Nubate’den:

Emir-ül Mü’minin aleyhi’s-selâm , Hz. Mehdi aleyhi’s-selâm ’dan söz ederek şöyle buyurdu: “O öyle bir gaybete çekilecek ki, sonunda cahiller: “Allah’ın Âl-i Muhammed’e ihtiyacı yoktur” diyeceklerdir.

303. Sayfada da aynı hadisi başka bir senetle nakleder.

Ayrıca bu hadisi Şeyh Tusi (r.a) “el-Gaybet” de Allame Meclisi Bihar-ul Envar c. 52, s. 101 de naklederler.

2- el-Kafi c. 1, s. 270:

Ebu İshak’tan:

Emir-ül Mü’minin aleyhi’s-selâm ’ın ashabından güvenilir birinden duydum ki, Emir-ül Mü’minin aleyhi’s-selâm bir hutbesinde söyle buyurdu: “Allah’ım ben biliyorum ki ilmin tamamı kuşatılmaz, kaynağı kurumaz ve arzın, senin halka olan açık ama kendisine itaat edilmeyen ya da çekindiğinden dolayı saklanan bir hüccetinden boş kalmaz. Böylece hüccetin batıl olmaz. Senin dostların da hidayet olduktan sonra dalalete düşmezler. Ama onlar (dostların) neredeler ve sayıları ne kadardır? Onlar sayıca çok az olsalar da, zikri yüce olan Allah katında değerleri çok büyüktür. Onlar, dinin kılavuzları olan hidayet İmamlarına tabi olurlar, onların edepleriyle edeplenir, yollarından yürürler. İşte o zaman ilim, imanın hakikati ile birlikte onlara doğru akın eder de ruhları, ilim önderlerinin davetine icabet eder; başkalarına zor gelen hadisleri onlar kolaylıkla kabul ederler; yalancılar ve israfçıların çekinip kabullenmedikleri şeylerle huzur bulurlar. İşte, alimlere uyanlar onlardır. Onlar, yüce Allah’a ve velilerine itaat ederek, dünya ehliyle birlikte oldular; dinlerinde takiyye edip düşmanlarından korundular. Onların ruhları, en yüce makama bağlıdır, alimleri ve onlara uyanlar, batıl devletinde dilsiz ve suskundurlar, hakkın devletini beklerler. Allah yakında kendi sözleriyle hakkı yüceltecek ve batılı yok edecektir. O korkulu durumda dinlerini sabırla korudukları için ne mutlu onlara! Onların devleti oluştuğunda, onları görmeyi ne kadar da çok isterim! Allah onları, salih babalarını, eşlerini ve nesillerini bizimle birlikte Adn cennetinde birleştirecektir.”

3- el-Kafi, c. 1, s. 273:

Esbağ b. Nubate’den:

Bir gün, Emir-ül Mü’minin aleyhi’s-selâm ’ın yanına gittiğimde derin derin düşündüğü halde yeri çizdiğini gördüm. “Ey Emir-ül Mü’minin! Seni derin derin düşünerek yeri çizdiğini görüyorum. Yoksa ona rağbet mi ediyorsunuz?” dedim. Buyurdu ki: “Hayır, Allah’a andolsun, ne ona ne de dünyaya bir gün bile rağbet etmedim. Yalnız benden olacak olan on birinci çocuğumu düşünüyorum. Yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi, onu adalet ve eşitlikle dolduracak olan Mehdi odur. O gaybete çekilecek ve bir şaşkınlık dönemi başlayacak, bazıları bu dönemde sapacak, bazıları ise hidayete ereceklerdir.”

“Ey Emir-ül Mü’minin! Bu şaşkınlık ve gaybet dönemi ne kadar sürecek?” diye sordum. Buyurdu ki: “Altı gün veya altı ay veya altı yıl.” “Bu mutlaka olacak mı?” Diye sordum. Buyurdu ki: “Evet, tıpkı onun yaratıldığı gibi. Sen buna ulaşamazsın ey Esbağ! Onlar bu ümmetin seçkinleri olup itretin seçkinleriyle birliktedirler.” Peki ondan sonra ne olacak?” dedim. Buyurdu ki: “Sonra Allah dilediğini yapacaktır. Çünkü Allah’ın beda (izhar), irade, gaye ve sonuçları vardır.”

2- Hasan b. Ali (a.s)’ın Kaim (a.s)’ın Gaybeti Hakkındaki Hadisleri

Kemal-ud Din, c. 1, s. 315:

Ebu Said’den:

Hasan b. Ali aleyhi’s-selâm Muaviye b. Ebu Süfyan ile sulh ettiği zaman, bazıları onu bu işten dolayı kınayınca şöyle buyurdu: “Yazıklar olsun size! Ne yaptığımı bilmiyorsunuz? Vallahi güneşin üzerinde doğup battığı her şeyden daha hayırlısını ben Şiilerim için yaptım. Benim, sizin İmamınız olduğumu, sizin bana itaat etmeniz gerektiğini ve Resulullah’ın buyurduğu cennet gençlerinin efendilerinden biri olduğumu bilmiyor musunuz?” “Evet biliyoruz.” Diye cevap verdiler.

Bunun üzerine şöyle buyurdu: “Biliyor musunuz Musa b. İmran, Hızır aleyhi’s-selâm ’ın gemiyi delmesine, duvarı düzeltmesine ve çocuğu öldürmesine neden o kadar çok kızdı? Çünkü bu işlerin hikmetini bilmiyordu. Halbuki bu işler zikri yüce Allah’ın yanında doğru ve hikmet üzereydi. Arkasında İsa b. Meryem’in namaz kılacağı Kaim dışında biz Ehl-i Beyt’ten olan hepimizin boynunda zamanın tağutunun biatı olduğunu bilmiyor musunuz? Yüce Allah onun veladetini gizleyecek ve şahsını saklayacaktır.

Böylece o, zuhur ettiğinde kimsenin biatı onun boynunda olmayacaktır. O, tüm kadınların en üstünü olan birinin oğlu olan kardeşim Hüseyin’in dokuzuncu oğludur. Onun gaybetinde Allah onun ömrünü uzatacak, sonra kendi kudreti ile onu kırk yaşından daha genç görünümlü olarak aşikâr edecektir ve bu, Allah’ın her şeye kadir olduğunun bilinmesi içindir.”

Aynı hadisi “Kifayet-ul Eser” s. 317’de aynı senetle nakleder.

3-Hüseyin (a.s)’ın Kaim (a.s)’ın Gaybeti Hakkındaki Hadisleri

1- Uyun-ul Ahbar, c. 1, s. 68:

Abdurrahman b. Selit’ten;

İmam Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib aleyhi’s-selâm şöyle buyurdu: “On iki Hidayet İmamı bizdendir. Birincisi Emir-ül Mü’minin Ali b. Ebu Talib’dir sonuncusu ise dokuzuncu evladımdır. Hak üzere kıyam edecek olan odur. Yeryüzü öldükten sonra, Allah onun vasıtasıyla tekrar onu ihya edecektir ve müşrikler istemese de Allah hak dini diğer dinlere muzaffer kılacaktır. Onun gaybete çekildiği dönemde bazı kavimler mürtet olacak, bazıları ise dine bağlı kalacaktır. Onlara eziyetler olacak ve onlara denilecek ki: “Eğer doğru söylüyorsanız bu vaat ne zaman vuku bulacaktır.” Biliniz ki, onun gaybetindeki eziyetlere ve tekziplere sabretmek, Resulullah ile beraber kılıçla cihat etmek gibidir.”

2- Kemal-ud Din, c. 1, s. 317:

Abdurrahman b. Selit’ten:

İmam Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib aleyhi’s-selâm şöyle buyurdu: “On iki Hidayet İmamı bizdendir, birincileri Ali b. Ebu Talib, sonuncusu ise dokuzuncu evladımdır. Hak üzere kıyam edecek olan odur; yeryüzü öldükten sonra Allah onun vasıtasıyla tekrar onu diriltecektir ve müşrikler istemese de hak dini, diğer bütün dinlere muzaffer kılacaktır. O, gaybete çekildiği dönemde bazıları onun hakkında irtidat edecek, bazı kavimler ise dine bağlı kalacaklar ve onlara eziyetler edilecek ve onlara şöyle söylenecek: “Eğer doğru söylüyorsanız bu vaat ne zaman vuku bulacak?” Onun gaybetindeki eziyetlere ve tekziplere sabreden, Resulullah’ın önünde kılıçla cihat eden gibidir.”

Bu rivayet, “Kifayet-ul Eser” s. 317, “Uyun-ul Ahbar” c. 1, s. 68 ve “Muktazab-ul Eser” s. 23’te de aynı senet ve metinle geçer.

3- Ehl-i Sünnet Kitaplarından “el-İşaa Fi Eşrat-is Saa” s.93 (Mısır bas.):

Ebu Abdullah Hüseyin b. Ali’den şöyle buyurduğu rivayet edilir: “Bu işi yapacak olanın (yani Mehdi’nin) iki gaybeti vardır. Bu iki gaybetin biri o kadar uzayacak ki, bazıları: “O öldü”, bazıları da: “O gitti” diyeceklerdir. Ne onu sevenler, ne de başkaları onun yerini bilemeyecekler, sadece ona çok yakın hizmetçisi onun yerini bilir.”

4-Ali b. Hüseyin (a.s)’dan Hadisler

1- Kemal-ud Din, c. 1, s. 323:

Amr b. Sabit’ten:

Hz. Zeyn-ul Abidin Ali b. Hüseyin aleyhi’s-selâm şöyle buyurdu: “Her kim bizim Kaimimizin gaybetinde onun velayetine bağlı kalırsa, Allah (c.c) Bedir ve Uhud şehitlerinden bir tanesinin sevabını ona verir.”

2- Kemal-ud Din, c. 2, s. 576:

Said b. Cübeyr’den:

İmam Zeyn-ul Abidin Ali b. Hüseyin aleyhi’s-selâm şöyle buyurdu: “Bizden olan Kaim’de peygamberlerden bazı sünnetler vardır: Nuh’tan, İbrahim’den Musa’dan, İsa’dan, Eyyüp’ten ve Muhammed salla’llâhu aleyhi ve alih ’den birer sünnet onda vardır.

Nuh’un ondaki sünneti uzun ömrüdür, İbrahim’in sünneti gizli veladet ve halktan uzaklaşmasıdır. Musa’nın sünneti korkudan gaybete çekilmesidir; İsa’nın sünneti halkın onun hakkında ihtilaf etmesidir, Eyyüb’ün sünneti ise belalardan sonraki ferahlıktır; Muhammed’in sünneti ise kılıçla zuhur etmesidir...”

3- “Yenabi-ul Mevedde’den naklen el-Mahacce,” s. 427:

Zuhruf suresindeki “Ve onun arkasında baki kalacak bir kelime bıraktık da belki onlar geriye dönerler.” ayeti hakkında, Sabit-i Somali, Ali b. Hüseyin’den, o babasından, o da Ali b. Ebu Talib aleyhi’s-selâm ’dan rivayet eder ki, şöyle buyurmuştur: “Bu ayet bizim hakkımızda nazil olmuştur. Allah İmameti kıyamete kadar Hüseyin’in zürriyetinde karar kılmıştır. Bizden olan Gaybette bulunacak İmam’ın iki gaybeti vardır. Birisi diğerinden daha uzun olacaktır. Onun İmametine sadece yakini güçlü olan ve marifeti sahih olanlar bağlı kalacaklardır.”

Sonra buyurdu ki: “Allah’ın velisi, Resulullah ve sonraki İmamların vasisi olan on ikinci İmam’ın gaybeti çok uzun sürecektir. Ey Ebu Halid! Onun gaybetinde onun İmametine inananlar ve onun zuhurunu bekleyenler, bütün zamanların ehlinden daha efdaldirler. Çünkü yüce Allah onlara öyle akıl, zeka ve marifet vermiş ki gaybet, onların yanında müşahede gibidir. Allah, o zamanda olanları tıpkı Resulullah yanında kılıçla savaşan mücahitler gibi karar kılmıştır. Onlar gerçek ihlas sahipleri, bizim sadık Şiilerimiz ve Allah’ın dinine gizli ve açık olarak davet edenlerdirler.” Yine buyurdu ki: “En üstün amellerden biri de Mehdi’nin zuhurunu beklemektir.”

5-İmam Ebu Cafer Muhammed Bâkır (a.s)’dan Hadisler

1- Gaybet-i Numani, s. 89:

İbrahim b. Ömer-i Kunasi’den:

İmam Muhammed Bâkır aleyhi’s-selâm şöyle buyurdu:

“Bu emrin sahibinin iki gaybeti vardır.” Yine şöyle buyuruyordu: “Kaim kıyam ettiğinde, kimsenin biatı onun boynunda olmayacaktır.”

2- Kemal-ud Din, c. 1, s. 287 ve Bihar-ul Envar, c. 51, s. 72:

Salih b. Ukbe’den, o babasından, o da İmam Muhammed Bâkır’dan, o ise babalarından nakleder ki, Resulullah salla’llâhu aleyhi ve alih şöyle buyurdu: “Mehdi benim evlatlarımdandır, onun gaybet dönemi olacaktır. Bu dönemde ümmetten birçoğu delalete düşecektir. O, peygamberlerin nişaneleriyle gelecek, yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi onu adalet ve eşitlikle dolduracaktır.”

3- Kemal-ud Din, c. 1, s. 286 ve Bihar-ul Envar, c. 1, s. 72:

Ebu Hamza’dan;

İmam Muhammed Bâkır aleyhi’s-selâm buyurdu ki: Resulullah salla’llâhu aleyhi ve alih şöyle buyurdu: “Ehl-i Beyt’imden Kaim’in zamanında yaşayıp, onun kıyamından önceki gaybetinde onun İmamlığına uyan, dostlarını sevip, düşmanlarına düşman olanlara ne mutlu. Böyle birisi kıyamet gününde benimle birlikte olan dostlarımdan ve ümmetimin en değerlilerindendir.”

Sonra İmam Muhammed Bâkır aleyhi’s-selâm şöyle buyurdu: “Ey Ebu Müstehil! Bizim Kaim’imiz Hüseyin’in evlatlarından dokuzuncusudur. Çünkü Resulullah’tan nakledilmiştir ki, sonraki İmamlar on iki tanedir ve sonuncuları Kaim’dir.” Dedim ki: “Ey Seyyidim! Bu on iki kişi kimdir?” Buyurdu ki: “Birincisi Ali b. Ebu Talib’dir, ondan sonra Hasan ve Hüseyin, sonra da Ali b. Hüseyin, sonra ben, benden sonra da bu.” diyerek ve elini oğlu İmam Cafer’in omuzuna koydu. Dedim ki: “Bundan sonra kim?” Buyurdu ki: “Oğlu Musa, Musa’dan sonra oğlu Ali, Ali’den sonra oğlu Muhammed, Muhammed’den sonra oğlu Ali, Ali’den sonra da oğlu Hasan. İşte o yeryüzünü adalet ve eşitlikle dolduracak olan Kaim’in babasıdır. Şiilerimizin göğsüne şifa verecektir...”

6-İmam Ebu Abdullah Cafer-i Sadık (a.s)’dan Hadisler

1-Kemal-ud Din, c. 2, s. 341:

Safvan b. Mihran-ı Cemmal’dan:

İmam Cafer-i Sadık aleyhi’s-selâm şöyle buyurdu: “Allah’a andolsun ki Mehdi’niz aranızdan gaybete çekildiğinde, içinizden bazı cahiller diyecek ki: Allah’ın Âl-i Muhammed’e ihtiyacı yoktur. Sonra o, yeryüzüne parlak yıldız gibi dönecek ve yeri zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi, adalet ve eşitlikle dolduracaktır.”

2-Gaybet-i Numani, s. 89:

Mufazzal b. Ömer-i Cofi’den:

İmam Cafer-i Sadık aleyhi’s-selâm şöyle buyurdu: “Bu emrin sahibinin iki gaybeti olacak. Ve birisi o kadar uzayacak ki, bazıları: “Öldü” bazıları: “Öldürüldü”, bazıları ise: “Gitti” diyecekler. Onun ashabından çok azı ona bağlı kalacak. Ve onun yerini yakın hizmetçisinin dışında başka ne bir veli, ne de bir başkası bilmeyecek.”

3- Kamal-ud Din, c. 2, s. 335 ve Bihar-ul Envar, c. 51, s. 144:

Mufazzal b. Ömer’den:

İmam Cafer-i Sadık aleyhi’s-selâm şöyle buyurdu: “Yüce Allah, varlıkları yaratmadan on dört bin yıl önce on dört nur yarattı. İşte o nurlar, bizim ruhlarımızdır”. Dediler ki: “Ey Allah Resulünün oğlu, bu on dört nur kimdir?” Buyurdu ki: “Muhammed, Ali, Fatıma, Hasan, Hüseyin ve Hüseyin’in evlatlarından olan İmamlar. Onların sonuncusu Kaim’dir. Gaybetten sonra kıyam edecek, Deccalı öldürecek ve yeryüzünü her türlü zulüm ve haksızlıktan temizleyecek.”

4- Kemal-ud Din, c. 2, s. 342:

Seyyid b. Muhammed-i Himyeri’den:

İmam Cafer-i Sadık aleyhi’s-selâm ’a şöyle dedim: “Ey Allah Resulünün oğlu! Senin babalarından bize gaybet ve onun doğruluğu hakkında rivayetler ulaşmıştır. Bu gaybetin kimin üzerinde vuku bulacağını söyler misin?” Buyurdu ki: “Doğrusu gaybet benim evlatlarımdan altıncısında vuku bulacaktır. O, Resulullah’tan sonraki hidayet İmamlarının on ikicisidir. Birincileri Emir-ül Mü’minin Ali b. Ebu Talib, sonuncuları ise Allah’ın yeryüzündeki son hücceti ve zamanın sahibidir. Allah’a andolsun Nuh’un, kavmi içinde kaldığı süre kadar gaybette kalsa dahi, yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi, onu adalet ve eşitlikle dolduruncaya kadar dünyadan göçmeyecektir.”

5- Kemal-ud Din, c. 2, s. 345:

Ebu Basir’den:

İmam Cafer-i Sadık aleyhi’s-selâm şöyle buyurdu: “Peygamberlerde vuku bulan gaybetler aynen, adım adım ve karış karış biz Ehl-i Beyt’ten olan Kaim’de de vuku bulacaktır.” Dedim ki: Ey Resulullah’ın oğlu! Siz Ehl-i Beyt’ten olan bu Kaim kimdir?” Buyurdu ki: “Ey Ebu Basir! O, benim oğlum Musa’nın beşinci evladıdır. Cariyelerin en üstününün oğludur. Öyle bir gaybete çekilecek ki, batıl ehli onda tereddüt edecektir. Sonra Allah onu izhar edecek, Allah onun eliyle yerin doğusunu ve batısını fethedecek. Sonra Allah’ın ruhu İsa b. Meryem nazil olacak ve onun arkasında namaz kılacak. Böylece yeryüzü Rabbinin nuruyla aydınlanacak. Yeryüzünün her yerinde Allah’a ibadet olunacak ve müşrikler istemese de dinin hepsi Allah’a ait olacak.”

7-Musa b. Cafer (a.s)’dan Hadisler

Kifayet-ul Eser, s. 265:

Yunus b. Abdurrahman’dan:

Musa b. Cafer aleyhi’s-selâm ’ın huzuruna çıkarak şöyle arzettim: “Ey Resulullah’ın oğlu! Hak üzere kıyam edecek olan Kaim sen misin?” Buyurdu ki: “Hak üzere kıyam eden benim. Ama yeryüzünü Allah’ın düşmanlarından temizleyecek, onu zulümle dolduğu gibi adaletle dolduracak olan Kaim, benim evlatlarımın beşincisidir. Öldürülme korkusu olduğu için gaybeti o kadar uzayacak ki bazı kavimler onun hakkında irtidata düşecek, bazıları ise ona bağlı kalacaklardır.” Sonra buyurdu ki: “Bizim Kaim’imizin gaybetinde bizim sevgimize sarılan, velayetimize bağlı kalan ve düşmanlarımızdan uzaklaşan Şiilerimize ne mutlu! Onlar bizdendir, biz de onlardanız. Bizlerden İmamları olarak razıdırlar. Biz de onlardan Şiilerimiz olarak razıyız. Ne mutlu onlara! Allah’a andolsun ki onlar, kıyamet günü bizimle aynı derecede olacaklar.”

Bu hadis “Bihar-ul Envar” c. 1, s. 151’de “Kemal-ud Din” c. 2, s. 361’de de aynı metin ve senetle geçmektedir.

8-İmam Rıza (a.s)’dan Hadisler

1- el-Kafi, c. 1, s. 268:

Reyyan b. Salt’tan:

Kaim hakkında İmam Rıza aleyhi’s-selâm ’a soru sorduklarında şöyle buyurduğunu duydum: “Cismi görülmez ve ismi anılmaz.”

2- Ehl-i Sünnet Kitaplarından “Yenabi’ul Mevedde” s. 448:

Hasan b. Halid’den:

İmam Ali b. Musa er-Rıza aleyhi’s-selâm şöyle buyurdu: “Benim evlatlarımın dördüncüsü, cariyelerin en üstününün oğludur. Allah onun vesilesiyle yeryüzünü bütün zulüm ve haksızlıklardan temizleyecektir. Halkın doğumunda tereddüt ettiği gaybet sahibi odur. O, zuhur ettiğinde yeryüzü Rabbinin nuru ile aydınlanacak. Halkın arasında adalet ölçüsünü kuracak. Böylece hiç kimse başkasına zulmetmeyecek. Yeryüzü ona itaat edecek ve onun gölgesi olmayacak.”

Ona şöyle soruldu: “Ey Allah Resulünün oğlu! Siz Ehl-i Beyt’ten olan Kaim kimdir?”

Buyurdu ki: “Benim evlatlarımdan dördüncüsü. Cariyelerin en üstününün oğludur. Allah, onun vesilesiyle yeryüzünü her türlü haksızlıktan temizleyecek ve her türlü zulümden pâk kılacaktır. Halkın, veladetinde tereddüt edeceği odur. Zuhurundan önce gaybete çekilecek olan odur. O, zuhur ettiğinde yeryüzü Rabbinin nuruyla aydınlanacak ve halkın içinde adalet ölçüsünü kuracak. Böylece hiç kimse başkasına zulmetmeyecek. Yeryüzü ona itaat edecek ve onun gölgesi olmayacaktır. Gökten bir münadi onun adına nida edecek ve yeryüzündeki bütün halk ona doğru yapılan şu çağrıyı işitecek: “Bilin ki, Allah’ın hücceti Beytullah’ın yanında zuhur etti, ona tabi olun. Şüphesiz hak onunladır ve ondadır.” Ve bu konuda Allah’ın ayeti şöyle geçer: “Eğer istersek onlara gökten bir ayet nazil ederiz de hepsinin boynu onun karşısında eğilir

“Yakın bir mekandan bir münadi, o gün nida eder ve onlar da o hak sesi duyarlar. İşte o zuhur günüdür.” Yani oğlum Kaim Mehdi’nin zuhuru.”

9-İmam Muhammed Taki (a.s)’dan Hadisler

1- Kemal-ud Din, c. 2, s. 378:

Sakr b. Ebu Delf’den:

Ebu Cafer Muhammed b. Ali Rıza aleyhi’s-selâm şöyle buyurdu: “Doğrusu benden sonraki İmam, oğlum Ali’dir. Onun emri benim emrim, sözü benim sözüm, ona itaat bana itaat demektir. Ondan sonraki İmam, onun oğlu Hasan’dır. Onun emri babasının emri, babasının sözüdür, ona itaat babasına itaattir.” Sonra sükut etti. Ona şöyle arz ettim: “Ey Allah Resulünun oğlu! Hasan’dan sonraki İmam kimdir?” Şiddetle ağladıktan sonra: “Hak üzere Kaim olan ve beklenen İmam’dır.” diye buyurdu.

2- Kemal-ud Din, c. 2, s. 337:

Abdulazim b. Abdullah’tan:

İmam Muhammed b. Ali aleyhi’s-selâm ’ın yanına giderek Mehdi’nin Kaim mi, başkası mı olduğunu sormak istedim.

Ama o söze başlayarak bana şöyle buyurdu: “Ey Ebu’l Kasım! Doğrusu bizden olan Kaim, Mehdi’dir. Onu, gaybetinde beklemek ve zuhurunda itaat etmek vaciptir. O, benim evlatlarımdan üçüncüsüdür. Muhammed salla’llâhu aleyhi ve alih ’i peygamber olarak gönderen ve İmameti bizlere mahsus kılan Allah’a andolsun ki, eğer dünyanın sonuna sadece bir gün kalsa dahi, Allah o günü o kadar uzatacak ki o, o günde zuhur edecek, yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi, onu adalet ve eşitlikle dolduracaktır.”

10-İmam Ali Naki (a.s)’dan Hadisler

1- Kemal-ud Din, c. 2, s. 383:

Sakr b. Ebu Delf’den:

İmam Ali b. Muhammed b. Ali Rıza aleyhi’s-selâm şöyle buyurdu: “Doğrusu benden sonraki İmam, oğlum Hasan’dır, ondan sonraki ise onun oğlu Kaim’dir. O, yeryüzünü zulüm ve haksızlıkla dolduktan sonra adalet ve eşitlikle dolduracak olandır.”

2- Usul-u Kafi, c. 1, s. 268:

Davud b. Kasım-ı Caferi’den:

İmam Ebu’l Hasan-ı Askeri aleyhi’s-selâm şöyle buyurdu: “Benden sonraki halef, oğlum Hasan’dır, haleften sonraki halef geldiğinde ne yapacaksınız?” Dedim ki: “Allah beni sana feda kılsın, niçin?” Buyurdu ki: “Çünkü siz onun şahsını görmeyecek ve onu ismi ile anamayacaksınız!” Dedim ki: “Peki onu nasıl zikredelim?” Buyurdu ki: “Şöyle söyleyin: Âl-i Muhammed’in Hücceti. Allah’ın salat ve selamı ona olsun.”

11-İmam Hasan Askeri (a.s)’dan Hadisler

1- Kemal-ud Din, c. 2, s. 440:

Muhammed b. Osman el Amri’den:

İmam Hasan Askeri aleyhi’s-selâm şöyle buyurdu: “Bu emrin sahibi her yıl hac mevsiminde hazır olacak, halkı görecek ve onları tanıyacak. Halk da onu görecek ama tanımayacaklar.”

2- Kemal-ud Din, s. 526 ve Bihar-ul Envar, c. 51, s. 224:

Hasan b. Salih-i Bezzaz’dan:

Hasan b. Ali Askeri aleyhi’s-selâm şöyle buyurdu: “Doğrusu benim oğlum, benden sonraki Kaim’dir. Uzun ömürlülükte ve gaybette peygamberlerin sünneti onda vuku bulacaktır. Bu süre çok uzadı diye bazı kalpler taş gibi sertleşecektir. Allah kalbine iman yazdığı ve rahmetiyle desteklediği kimseler dışında ona inanan kalmayacaktır.”

3- Kemal-ud Din c. 2 s.384.

Ahmed b. İshak b. Sa’d el-Es’ari’den:

İmam Hasan Askeri aleyhi’s-selâm ’ın yanına giderek, kendisinden sonraki İmamın kim olduğunu sormak istedim: Ama o benden önce söze başlayarak bana şöyle buyurdu: “Ey Ahmed b. İshak! Şüphesiz yüce Allah, Adem aleyhi’s-selâm ’ı yarattığından beri yeryüzünü hüccetsiz bırakmadı ve kıyamete kadar da bırakmayacaktır. Onun vesilesiyle belaları yeryüzü ehlinden defeder, yağmur yağdırır ve topraktan bereketleri çıkarır.”

Ona şöyle arzettim: “Ey Allah Resulünün oğlu! Senden sonraki İmam ve halife kimdir?”

Hemen ayağa kalktı ve odaya girdi. Az sonra omzunda yüzü dolunay gibi parlayan üç yaşındaki bir çocukla çıktı ve buyurdu ki: “Ey Ahmed b. İshak! Eğer Allah’ın ve hüccetlerinin yanında değerli olmasaydın bu oğlumu sana göstermezdim. Bunun adı ve künyesi Resu-lullah’ın adı ve künyesi ile aynıdır. Yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolduktan sonra, onu adalet ve eşitlikle dolduracaktır. Ey Ahmed b. İshak! Bu ümmetin içinde bu, tıpkı Hızır ve Zülkarneyn gibidir. Vallahi bu öyle bir gaybete çekilecek ki, Allah’ın onun İmametine bağlı kıldığı ve onun zuhurunun acil olması için dua etmeye muvaffak kıldığı kimseler dışında, kimse helak olmaktan kurtulamayacaktır.”

Dedim ki: “Ey Mevlam! Kalbimin mutmain olacağı bir alameti var mı?”

O çocuk fasih Arapça ile şöyle buyurdu: “Ben Allah’ın yeryüzündeki Son Hüccetiyim; düşmanlarından intikam alacak olan da benim. Beni gördükten sonra artık alamet ve delil isteme.” Ahmed b. İshak der ki: Sevinç ve ferahla dışarı çıktım. Ertesi gün onun yanına dönerek şöyle arzettim: “Ey Resulullah’ın oğlu! Bana minnet ettiğin için çok mesrur oldum. Hızır ve Zülkarneyn’in onda vuku bulacak olan sünneti nedir?” “Gaybetinin uzunluğudur” dedi. Arz ettim ki: “Ey Resulullah’ın oğlu! Onun gaybeti çok mu sürecek?” Buyurdu ki: “Rabbime andolsun ki evet. Öyle ki, buna inananların çoğu bu inançtan vazgeçecek. Allah’ın bizim velayetimiz üzerine kendilerinden ahit aldığı ve kalbine iman yazdığı ve rahmetiyle desteklediği kimseler dışındakiler buna bağlı kalmayacaklardır. Ey Ebu İshak! Bu, Allah’tan gelen bir emirdir ve Allah’ın gizli sırlarından bir sırdır. Sana dediklerimi al, gizle ve şükredenlerden ol. Böylece yarın en yüce makamda bizimle birlikte olursun.”

4- Kemal-ud Din, c. 2, s. 41:

Ebu Ganim-i Hadim’den:

İmam Hasan Askeri aleyhi’s-selâm ’ın bir oğlu oldu ve adını Muhammed koydu. Üçüncü gün onu ashabına gösterdi ve buyurdu ki: “Benden sonraki sahibiniz ve benim halifem budur. Ne zaman zuhur edecek diye özlemle beklediğiniz Kaim budur. Yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolunca, zuhur edecek ve onu adalet ve eşitlikle dolduracak.”

5- Kemal-ud Din, c. 2, s. 409:

Musa b. Cafer b. Veheb-i Bağdadi’den:

İmam Ebu Muhammed Hasan Askeri aleyhi’s-selâm şöyle buyurdu:

“Benim halefim hakkında, benden sonra ihtilaf ettiğinizi görür gibiyim. Resulullah salla’llâhu aleyhi ve alih ’ten sonraki İmamları kabul edip de oğlumu inkâr edenler, tıpkı bütün peygamberleri kabullenip, Resulul-lah’ı inkâr eden gibidir. Resulullah’ı inkâr eden ise, bütün peygamberleri inkâr etmiş sayılır. Çünkü sonuncumuza itaat, birincimize itaat gibidir, sonuncumuzu inkâr etmek de birincimizi inkâr etmek gibidir. Biliniz ki, oğlum öyle bir gaybete çekilecek ki, Allah’ın koruduğu kimseler dışındaki bütün halk, onun hakkında tereddüt edecektir.”

Kifayet-ül Eser, s. 291’de aynı hadisi Ahmed b. Muhammed b. Yahya el-Attar’dan aynen nakleder.

6- Kemal-ud Din, c. 2, s. 435:

Muaviye b. Hekim, Muhammed b. Eyyüb b. Nuh ve Muhammed b. Osman-ı Amri’den:

“Biz İmam Hasan Askeri aleyhi’s-selâm ’ın evinde kırk kişi toplanmıştık ve o, oğlunu bize göstererek buyurdu ki: “Bu benden sonraki İmamınızdır ve sizlere halifemdir, ona itaat edin ve benden sonra dininizde ayrılığa düşmeyin, yoksa helak olursunuz. Biliniz ki, siz bu günden sonra onu göremeyeceksiniz.” O üçü şöyle dediler: “Onun yanından ayrıldık, aradan birkaç gün geçmeden İmam Hasan-ı Askeri aleyhi’s-selâm dünyadan göçtü.”

7- el-Envar-ul Behiyye, s. 161:

İmam Hasan Askeri aleyhi’s-selâm kadri yüce Şeyh Ali b. Hüseyin b. Babeveyh-i Kummi’ye şöyle yazdı:

“Bismillahirrahmanirrahim

Hamd alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Akıbet, muttakilerindir. Cennet tevhid ehlinin, cehennem ise mülhitlerindir. Düşmanlık sadece zalimler aleyhinedir. Yaratıcıların en güzeli olan Allah’tan başka ilah yoktur. Salat, yaratılmışların en üstünü olan Muhammed’e ve onun pâk itretine olsun.

Ey güvendiğim şeyh Ebu’l Hasan Ali b. Hüseyin-i Kummi! Allah seni kendi rızasını kazanmaya muvaffak kılsın ve kendi rahmeti ile sana salih evlatlar versin. Sana takvayı, namazı ikame etmeyi ve zek   ât vermeyi tavsiye ederim.... Hep sabırlı ol ve kurtuluşu bekle. Peygamber’in müjdelediği oğlum zuhur edene kadar, Şiilerimiz sürekli hüzün içinde olacaklar. O, Yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi, onu adalet ve eşitlikle dolduracaktır. Sabret Şeyh ve Şiilerime sabretmelerini emret. Allah yeryüzüne istediğini varis kılacaktır. Akıbet, takvalılarındır. Sana ve bütün Şiilerime Allah’ın selamı ve rahmeti olsun. Allah bize yeter, o ne iyi vekil, ne iyi Mevla ve ne iyi yardımcıdır.”