Şia, başka bir Kur'an'a mı inanıyor?

İÇİNDEKİLER
Rafıziler !
Neden Şia !?
Şianın Kur'anı !?
Mühre Secde

Oniki Halife




LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMEDUN RESULULLAH ALİYYUN VELİYYULLAH

Kur'an'ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız. (Kur'an-ı Kerîm: Hicr sûresi, 9)

Şia'ya sürekli, Kur'an'ın tahrif edilmiş olduğuna, yani değişikliğe uğratıldığına, bugünkü Kur'an'ın Hz. Peygambere (s) indirileninkinden farklı olduğuna inandığı doğrultusunda iftiralar atılmaktadır.

BU DOĞRU DEĞİL!!!

Oniki İmam Şiasının, en erken devrinden bulunduğumuz yüzyıla kadar gelen tüm büyük alimleri, Kur'an'ın tamamen hıfzolunduğuna inanmışlardır. Bu ünlü isimlerden, eserlerinde bu gerçeği açıkça ifade etmiş olanlardan bazıları aşağıda sıralanmıştır:

  • Şeyh as-Saduk (öl. h. 381), Kitabu'l-Itikadat, (Tahran, 1370) s. 63.
  • Şeyh el-Müfid (öl. h. 413), Ava'ilu l-Maqalat, s. 55-6;
  • Şeyh el-Murteza (öl. h. 436), Bahru 'l-Fava'id (Tahran, 1314), s. 69;
  • Şeyh et-Tusi (öl. h. 460), Tefsir at-Tibyan, (Necef, 1376), c. 1, s. 3;
  • Şeyh et-Tabrizi (öl. h. 548), Mecmua'u 'l-Beyan, (Lübnan), c.1, s.15.

    Aynı görüşleri dile getiren daha sonraki alimlerden bazıları ise:

     

  • Muhammed Muhsin el-Feyz el-Keşani (öl. h. 1019), Al-Vafi, c. 1, s. 273-4, ve al-'Asfa fi Tefsir al-Kur'an, s. 348;
  • Muhammed Bakır el-Meclisi (öl. h. 1111), Bihar al-'Envar, c. 89, s. 75

Bu itikat, kendini günümüze kadar eksiksiz şekilde korumuştur. Kur'an'ın tamamen korunmuş ve deştirilmemiş olduğunu tekrarca eserlerinde ifade etmiş devrimiz alimlerinde aşağıda sıralanan ünlü isimler vardır: Seyyid Muhsin el-Amin el-'Amili (öl. h. 1371); Seyyid Şerafeddin el-Musavi (öl. h. 1377); Şeyh Muhammed Hüseyin Kaşif el-Ğıta' (öl. h. 1373); Seyyid Muhsin el-Hakim (öl. h. 1390); 'Allame el-Tabataba'i (öl. h. 1402); Seyyid Ruhullah el-Humeyni (öl. h. 1409); Seyyid Ebu el-Kasım el-Hu'i (öl. h. 1413) ve Seyyid Muhammed Rıza el-Gulpeygani (öl. h. 1414). Bu listeye eklenmesi gereken daha nice isimler vardır.

Soru: Ama bu alimlerden önce gelen şiîler; Onların hepsi de Tahrif'e inanmamışlar mıdır?

Kesinlikle hayır! Misal olarak 'Ubaydullah b. Musa al-'Absi'yi (h. 120-213) ele alalım; O, rivayetleri Şia'nın el-Tehzib ve el-Istibsar adlı ünlü hadis sahihlerinde bulunan, takvalı bir şiî alimi idi. Sünnî alimlerinin onun hakkında dediklerine bir bakalım:

 

  • "... takva ehli bir şahıs; en önemli şiî alimlerindendir.... Yahya bin Main, ona güvenilir demiştir. Ebu Hatım, onun güvenilir ve inandırıcı olduğunu söylemiştir. ….El-'İcli, kendisinin Kur'an ilminde makam sahibi olduğunu söylemiştir....."[Ez-Zehebi, Tezkirat el-Huffaz (Haydarabad, h. 1333), c.1, s. 322]

     

  • "... fıkıh, hadis ve Kur'an ilimleri için bir İmam idi. Adaleti ve takvası onun özelliklerindendi. Ama Şia'nın liderlerindendi." [İbn el-'Imad al-Hanbeli, Sazarat el-Zeheb (Kahire, h. 1350), c. 2, s. 29]

Onun başka bir Kur'an'a inandığı görüşüne sahip olsalardı, bu sünnî alimlerden hiçi birisi, onu ilmi için övmezdi.!!!

  • Ve Übeydullah şiî olmasına rağmen, o derecede güvenilir olarak görülüyordu ki, ünlü sünnî Sahih sahipleri olan El-Buharî ve Müslim, diğer birçok yazarlar gibi, onun vasıtasıyla rivayet edilmiş hadisleri kendi Hadis kitaplarında zikretmişlerdir! [Hadis alimi Buhari'nin itikadı (Salafi Yayınevi, İngilt., 1997), s. 87-89]

     

Soru: Peki, Şia, Kur'an'dan üç kez daha kalın olan Mushaf-i Fatıma'ya inanmıyor mu?

Kur'an-ı Kerîm bir mushaf'tır (kitap). Ama Kur'an'ın hiç bir başka kitaba ihtiyacı yoktur! Fatıma'nın Kur'an'ı diye bir şey de yoktur. Mushaf Fatıma denen kitap, Resulullah'ın (saa) vefatından sonra Fatıma (as) tarafından yazılmış ya da dikte edilmiş bit kitaptı. Bu kitap Kur'an'ın bir parçası değildir ve Allah'ın kanun ve farzlarıyla ilgisi yoktur.

Soru: Şia'da Kur'an'da bulunan ayetlerden, bugünkünden daha uzun olanların olduğunu anlatan rivayetler yok mudur?

İlave sözlerin sadece izah amacıyla zikredildiği misaller vakidir. Bu, Kur'an'ın asıl metnini değiştirmek anlamına gelmez. Böyle bir uygulamaya hem Şia'da hem de Ehl-i Sünnet'te rastlanabilir. Aşağıda verilen, ünlü ve muteber sünnî Kur'an tefsirlerinden alınmış örneklere bakıldığında da, bu anlaşılır.

 

  • "Ubey b. Ka'b' şöyle okurdu: '.... Onlardan belli bir süre için faydalanmanıza karşılık kararlaştırılmış olan mehirlerini verin.…' (Kur'an-ı Kerîm, Nisa sûresi, 24). İbn Abbas ise aynı şekilde okurdu."[Fahr ad-Din ar-Razî, Mafatih al-Gayb (Beyrut, 1981), c. 9, s. 53] [İbn Kesir, Tefsir el-Kur'an el-'Azim (Beyrut, 1987), c. 2, s. 244]

İbn Kesir'in Tefsir'indeki bir dipnotta, burada italik ve kalın olarak belirtilen ve Kur'an'a ait olmayan sözlerin, Peygamber'in (s) sahabisi tarafından sadece Tefsir ve izah amacıyla zikredildiği açıklanıyor.

 

  • "İbn Mes'ud dedi ki: Peygamber'in (s) zamanında şöyle okurduk "Ey Resûl! Rabbinden sana indirileni, Ali'nin mü'minlerin emiri olduğunu, tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O'nun elçiliğini yapmamış olursun...." (Kur'an-ı Kerîm, Maide sûresi, 67) [Celal ud-Din el-Suyutî, Durr el-Mensur, c. 2, s. 298]

Tabii ki, bu örnekte italik olarak gösterilen kısım da, Kur'an'a ait sözlerden değildir. Buna rağmen, bir sahabi olan İbn Mes'ud bu ayeti, bu vahyin manasını açıklamak amacıyla, bu şekilde okumayı uygun görüyordu.