26. Hutbe
Hz. Ali Hariciler ile savaşmak için Nehrevan 'a doğru hareket etmeden önce okuduğu bu hutbesinde şöyle buyurmaktadır.
"Allah-u Teâlâ
Muhammed'i âlemleri korkutmak-sakındırmak ve indirdiği hükümleri emin bir halde
korumak için gönderdi. Siz Arap toplumu en kötü bir din üzereydiniz ve en kötü
bir yeri yurt/ev edinmiştiniz. Sarp taşlar/kayalar ve (seslerden ürkmeyen)
zehirli yılanlar vardı çevrenizde/yörenizde. Bulanık/pis sular içiyor, (kertenkele,
hurma çekirdeğinden yapılan un gibi) sert şeyler yiyor, birbirinizin kanını döküyor,
yakınlık hakkını gözetmiyordunuz. Putlarınız
aranızda dikilmiş, günah işliyor, çekinmiyordunuz.
...Baktım
Ehl-i Beyt'imden başka yardımcı göremedim, onların ölümüne razı
olmadım ve diken dolu gözlerimi yumdum. Kemik saplanmış
boğazımla (olayları) yudumladım. Sinirlerime hâkim oldum ve zakkumdan acı suyu tatma
hususunda sabrettim.
...
Bir değer şart koşmadıkça biat etmedi.([1]) Bu
uğursuz ticarette satıcı asla zafere erişmemiş ve alıcının
sermayesi rezalete
sürüklenmiştir.
O
halde (Amr da Muaviye'nin tarafına geçtiği için artık) savaşa hazırlanın ve
savaş hazırlıklarını görün ki savaş ateşi
alevlendi ve ışığı yükseldi. Sabırlı olun; zira düşmana galip gelmenin ve zaferin en önemli yolu
sabretmektir.