16. Hutbe
Hz. Ali kendisine Medine'de biat edildikten sonra şöyle buyurdu:
"Ben sözüme
kefilim, söylediklerimi yapacağım. Önündeki bela ve olaylardan ibret alan
kimseyi şüpheli şeylere düşmekten takva
alıkoyar. Bilin ki mihnet ve bela (ihtilaf ve cehalet) Allah'ın nebinizi
(s.a.a) gönderdiği günkü şekliyle aranıza geri dönmüştür.
Peygamberi
hak üzere gönderene andolsun ki büyük imtihandan geçecek, sınanma kalburunda
elenip ayrılacak ve kazandaki yemeğin (pişerken) alt-üst olduğu gibi
alt-üst olacaksınız. Sonunda en aşağınız, en yüce makama erecek ve en yüceniz en aşağı
makama alçalacaktır.
Geri kalmışlar
ilerleyecek, öne geçecekler, (İslam'da) herkesi geçenler, ileri gidenler ise
geri bırakılacaklardır.
Allah'a andolsun ki hiç
bir sözü gizlemedim ve asla yalan söylemedim. Peygamber tarafından daha önce bu
makamdan (biat edeceğinizden) ve bugünden (biat için toplanacağınızdan)
haberdar edilmiştim.
Bilin ki günahlar,
dizginleri kopmuş azgın adara benzer. Onlara binenler günahkârdır ve
binicilerini ateşe atarlar. Takva ise itaatkâr/ram olan bir deve gibidir ki
dizginleri/yuları binicilerinin elindedir ve onları cennete götürür.
Hak ve batıl; her iki yolun
da ehli vardır. O halde eğer batıl hükümet olursa (ilginç değildir. Zira)
eskiden beri vardı, yapılır giderdi. Şüphesiz hak az olursa çoğalması umulur.
Ama bir şey giderse, dönüşü nadir olur.([1])
Cennet ve cehennem
önünde olan kimse, meşgul olur. (insanları cennete veya cehenneme götüren
amelleri göz önünde tutar.)
(İnsanlar üç kısımdır:)
Bir kısım insan acele çalışır, (salih amelleri sayesinde) kurtulur. Bir kısım
insan ağır davranır, yavaşlar (ama Allah'ın mağfiret ve bağışını) ümit eder.
Bir kısım insan ise günah/suç içinde (hakkı görmezlikten gelmiş), bu yüzden de
ateşe düşer.
Sağ ve sol sapıklık
yoludur. Doğru yol, orta yoldur. Kur'an ve peygamberlik eserleri (sünneti) de
bunun şahididir. Resulullah'ın yolu ve sünneti de bu yoldan çıkar. Mutluluk da
bu yola döner.
Haktan gayrisini iddia
eden helak olur, iftira/yalan eden kaybeder. Hakka karşı koyan helak olur,
Kendi makam/derecesini bilmeyene, bilgisizlik/cehalet yeter.
Takva üzere (kurulu) sağlam
temel/ kök çürümez, oraya ekin ekenlerin ekini asla susuz kalmaz. (Takva üzere
kurulu inançlar düşmanın çağrılarıyla yıkılmaz, takva üzere ekilen ekinler
fitne sıcaklığında kurumaz.)
Evlerinize saklanın,
aranızdaki ihtilafları Islah edin. Tövbe arkanızda duruyor. (Ne zaman
günahlarınızdan pişman olur ve tövbe ederseniz, tövbe sizden uzak/ayrı
değildir.)
Hamd eden sadece Rabbine
hamd etsin ve kınayan sadece kendini kınasın."