BEŞİNCİ BÖLÜM

 

 

HALİD B. VELİD’İN, KUR’ÂN’IN

VE HZ. RESULÜN AÇIK NASLARI

KARŞISINDAKİ İÇTİHATLARI



 (86)

HALİD’İN PEYGAMBER (S.A.A)’İN

EMRİNE SIRT ÇEVİRMESİ

 

Halid b. Velid’in açık naslar karşısında içtihat ettiği konulardan birisi de Mekke’nin fethedildiği gün vuku buldu. Mekke fethinde Resulullah (s.a.a), Halid’i savaş ve adam öldürme hususunda uyarmış, onu bu işten sakındırmıştı. Sire ve tarih yazarları, sahih senetlerle bu durumu rivayet etmişlerdir.

O gün Peygamber (s.a.a), Halid ve Zübeyr’e şöyle buyurdu: “Sizinle savaşa kalkışmayanlarla savaşmayın.” Ama buna rağmen Halid b. Velid Kureyş’ten yirmi küsur ve Hüzeyl kabilesinden de dört kişiyi katletti. Peygamber (s.a.a) Mekke’ye girdiğinde bir kadının öldürüldüğünü görünce, katip Hanzele’den: “Bunu kim öldürdü?” diye sordu. Hanzele de Halid b. Velid diye cevap verdi.

Peygamber (s.a.a) ona, Halid b. Velid’i bularak, çocuk, kadın ve kiralık olanları öldürmemesini iblağ etmesini emretti. Bu olayı, Abbas Mahmud Akkad’ın kitabı “Abkariyat-u Ömer” s. 266’da bulabilirsiniz.

 


(87)

HALİD’İN BEN-İ CÜZEYME

KABİLESİNDEKİ KATLİAMI

 

Resul-i Ekrem (s.a.a) Mekke’nin fethinden sonra, Huneyn Savaşından da önce Halid b. Velid’i, Muhacir ve Ensar’dan oluşan üç yüz kişilik orduyla Şevval ayında, savaşmak için değil, onları İslam’a davet etmek için Beni Cüzeyme kabilesine gönderdi.

Beni Cüzeyme kabilesi, cahiliyet döneminde Halid’in amcası Fake b. Muğayre adlı amcasını öldürmüştü. Halid, adamlarıyla beraber Beni Cüzeyme kabilesine gelerek şöyle dedi: “Silahlarınızı yere bırakın; zira Arapların tümü Müslüman oldu.” Onlar da silahlarını yere bıraktılar. Tam bu sırada Halid, onların ellerinin bağlanmasını emretti. Daha sonra eline kılıç alarak bir katliam gerçekleştirdi.

Halid, bu konuda sadece Peygamber (s.a.a)’in açık nassı ile muhalefet etmedi. Bilakis bu kötü amelinde İslam’ın temel kanunlarının sınırları dışına da çıktı. Zira İslam, cahiliyet dönemi insanlarının kanını boşa saymıştı. Buna göre Halid’in amcasının kanı da boşa çıkmış oluyordu. Diğer taraftan İslam, kendisinden önceki amellerin üzerini örtmektedir. O halde Müslüman olmuş Beni Cüzeyme kabilesini, cahiliyet döneminde işledikleri suçtan dolayı cezalandırmamak gerekirdi.

Buna ekleme olarak Allah (c.c) şöyle buyuruyor: “Bir kimse zulmen öldürülürse, onun velisine (hakkını alması için) yetki verdik. Ancak bu veli de kısasta ileri gitmesin.”[1]

Halbuki -önceden de söylediğimiz gibi- Halid’in amcasının kanı boşa çıkmıştı; Halid, onun intikamını alırken aşırı gitti; Halid, amcasının velisi değildi ki onun kısasını alsın.

O halde Peygamber (s.a.a) tarafından görevlendirilen bu adamın davranışı, kıyamet gününe kadar unutulmayacak en kötü davranışlardan birisidir. Hatta bu olayın suçu, onun Bitah[2] olayında işlediği çirkin amelin suçundan az bir yönü yoktur.

Halid’in Beni Cüzeyme’ye karşı yaptığı bu davranış, Peygamber (s.a.a)’e ulaşınca, Hazret ellerini havaya kaldırarak iki defa şöyle dedi: “Allah’ım! Ben, Halid’in yaptıklarından beriyim!” [3]

Taberi ve İbn-i Esir’in nakline göre, Hz. Peygamber (s.a.a), Hz. Ali (a.s)’ı büyük bir malla onlara göndererek öldürülenlerin kan pahasını ve onlardan yağmalananların ücretini ödedi.

Hz. Ali (a.s) da öldürülenlerin tümünün kan pahalarını ödedi ve bu kargaşada kaybettikleri malların değerini geri verdi. Buna ilave olarak; herkese bir miktar da fazladan mal verdi. Daha sonra şöyle buyurdu: “Telafi edilmeyen kan veya mal kaldı mı?”

Onlar: “Hayır” diye cevap verince, İmam Ali (a.s) şöyle buyurdu:

“Ben bu maldan geri kalanları, Peygamber (s.a.a)’den taraf size bağışlıyorum.”

Ali (a.s), geri döndüğünde, olup bitenleri Peygamber (s.a.a)’e anlatınca Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Doğru ve güzel bir iş yaptın!”

Tarihçiler ve Halid’in adını zikreden kimseler bu konuya değinmişlerdir. Hatta İbn-i Abdulbirr “el-İstiab” adlı eserinde Halid’in bu konudaki macerası, sahih rivayetlerdendir demiştir.

Abbas Mahmud Akkad da bu olayı, “Abkariyat-u Ömer” adlı kitabında naklederek şöyle diyor: “Peygamber (s.a.a), Halid’i Beni Cüzeyme kabilesini İslam’a davet etmek üzere gönderdi. Onlarla savaşmak için göndermemişti. Peygamber (s.a.a), Halid’e eğer bir mescid görürsen veya ezan sesi duyarsan onların hiçbirisini öldürme” buyurmuştu.

Halid, onların yanına giderek aralarında geçen bir takım konuşmalardan sonra, Beni Cüzeyme kabilesi silahlarını yere bırakmayı kabul etti. İşte o zaman Halid onların ellerinin bağlanmasını emretti. Emri yerine getirilince eline yalın kılıç alarak onlardan bir grubu katletti.

Sümeyda adlı bir genç onların arasından firar ederek mevzuu Peygamber (s.a.a)’e anlattı. Peygamber (s.a.a): “Halid’in yaptığı bu işe hiç kimse itiraz etmedi mi?” diye sordu.

Genç: “Ettiler; orta boylu, sarışın birisi ile kızıl çehreli uzun boylu bir adam itiraz etti...” dedi.

Orada hazır bulunan Ömer şöyle dedi: “Ya Resulellah! Allah’a yemin olsun ki, ben bu iki adamı tanıyorum; birincisi oğlum, ikincisi ise Ebu Huzeyfe’nin kölesi Salim’dir.”

Daha sonra Halid’in, “kim esir alırsa hemen boynunu vursun” diye emrettiği ortaya çıktı. Abdullah b. Ömer ve Salim kendi esirlerini serbest bıraktılar... Peygamber (s.a.a), bu haberi duyunca mübarek ellerini havaya kaldırarak şöyle dedi: “Allah’ım! Ben, Halid’in yaptıklarından uzağım.”

Peygamber (s.a.a) daha sonra Ali b. Ebi Talib’i çağırarak, Beni Cüzeyme kabilesine gidip öldürülenlerin kan pahasını ve yağmalanan mallarının da karşılığını ödemesini emretti.

Peygamber (s.a.a), öldürülenlerin intikamını alması açısından kimseyi öldürmedi. Zira katiller Müslüman idiler. Öldürülenler de Müslüman olduk demediler. Onlar, sadece döndük dediler. Bu onların Müslüman olduğunu belirtmiyordu. Bu nedenle bir Müslüman'ı, öldürdüğü kafirden dolayı öldürmek olmaz.

Yazar: Halid b. Velid, Bitah’da -birinci bölüm 13. başlıkta değinmiştik- Malik b. Nüveyre’ye karşı korkunç bir davranışta bulundu. O facianın sorumlusunun kim olduğunun tespiti için, iyice dikkat etmek yerinde olur. Müslümanların kanı, malı ve namusu nasıl da ayaklar altına alındı? İlahi hükümler neden tatil edildi? İlahi haramlar neden hiçe sayıldı? Bilinmelidir ki, neden herkesten önce Ömer b. Hattab, Halid’in aleyhine ayaklandı? Yine bilinmelidir ki, neden Halid ikinci halifenin yanında tüm itibarını kaybetti? Ömer, hatta iş başına gelir gelmez, onu açığa aldı. Onun açığa alındığı haberini, Ebu Bekir’in ölüm haberiyle beraber Şam’a gönderdi?!

 

 


[1] - İsra / 33.

[2] - Bu kitabın 1. bölümüne müracaat ediniz. (13. Başlık)

[3] - Sahih-i Buhari, c. 3, s. 48 ve Ahmed b. Hanbel bu hadisi Abdullah b. Ömer’den nakletmiştir. Bkz. Müsned-i Ahmed.

index