Back Index  

İnsanlar bütün devletleri ve nizamları görüp tecrübe ettikten sonra, âlem ve dünyanın gerçek kurtarıcısın Hz. Mehdi (a.f) olduğunu anlayacaklardır. İnsanların ona olan istekleri ve aşkları doruk noktasına ulaşacaktır. Çünkü O, fesat ve zulüm ile savaşacak, insanlara temiz ve ümit dolu bir hayat sunacak ilahi bir program ile yeryüzünü aydınlatacaktır.  Eğer insanlar imama olan ihtiyacı derk edebilseler, bunu derk ettikten sonra da onun zuhuru için ortamı hazırlamaya çalışsalar ve engelleri yolundan kaldırsalar; işte o zaman zuhur gerçekleşecektir...

Peygamber efendimiz (s.a.a.) ahir zamanı ve zuhurdan önceki dönemi şöyle anlatmaktadır:

“Müminlerin zulmün şerrinden ve fesattan kaçıp sığınacak bir yer bulamayacakları bir zaman gelecektir. İşte böyle bir dönemde Allah azze ve celle, benim ailemden ve Ehl-i Beyt’imden (a.s) birini gönderecektir.”[26]

Zuhur Alametleri

İmam Mehdi’nin (a.f) evrensel kıyamının alametleri ve nişaneleri vardır. Bu nişaneleri bilmek çok önemlidir. Bu alamet ve nişaneler, Muhammed’in (s.a.a) soyundan olan kurtarıcı Mehdi’nin (a.f) zuhurunun müjdeleyicileridirler. Onlardan her birinin oluşması ve gerçekleşmesi bekleyiş içinde olan kişilerin kalplerindeki zuhur ümidini daha da alevlendirecektir. Bu alametler; düşmanlar ve sapık yol yolcuları için, kötü işlerden ve fesattan el çekmeleri için bir hatırlatma ve uyarı niteliğindedir. Aynı zamanda bu nişaneler; bekleyiş içinde olan kişileri zuhuru derk edip masum imamın (a.f) safında ve onun yanında mücadele etmek için hazırlamaktadır. Gelecekte olacak olayları bilmek de, ileride karşılaşacağımız zorluklar karşısında daha iyi mücadele vermek için kendimizi hazırlamamızda yardımcı olacaktır. Aynı zamanda bu nişaneler Mehdi olduğunu iddia eden yalancıların tanınmasında da en iyi ölçüdürler. Mehdi olduğunu iddia eden kimse bu alamet ve nişaneleri taşımıyorsa çok rahat bir şekilde onun yalancı olduğunu anlarız.

Masum imamların (s.a) rivayetlerinde zuhur için birçok nişaneler zikredilmiştir. Bu nişanelerin bir kısmı normal ve tabii olaylardır. Bir kısmı ise mucizeye benzeyen olağan üstü olaylardır.

Bu nişaneler arasından öncelikle muteber kaynaklarda bulunan meşhur hadisleri zikredeceğiz. Konumuzun sonunda da diğer nişaneleri kısa bir şekilde sıralayacağız.

İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur:

“Kaim’in (kıyamının); Süfyani’nin ortaya çıkışı, Yemenlinin ortaya çıkışı, gökten bir sesin işitilmesi, Nefs-i Zekiye’nin öldürülmesi ve Beyda’da yerin çökmesi olmak üzere beş alameti vardır.”[27]

Bu rivayette adı geçen beş alamet, birçok rivayette ve birçok defa tekrar edilmiştir. Bu olayların ayrıntıları bizler için kesin olmasa da elimizden geldiği kadarıyla  açıklayamaya çalışacağız:

a. Süfyani’nin Ortaya Çıkışı

Süfyani’nin ortaya çıkışı birçok rivayette nakledilmiş ve zuhur alametlerinden olduğu bildirilmiştir. Süfyani, Ebu Süfyan’ın soyundan gelmektedir. İmam Mehdi’nin (a.f) zuhurundan kısa bir süre önce Şam bölgesinde kıyam edecektir. Kan dökücü bir insandır. Öldürmekten ve savaştan çekinmeyen birisidir. Düşmanlarına karşı çok feci bir şekilde davranacaktır.

İmam Sadık (a.s) onu şöyle anlatmaktadır:

“Eğer Süfyani’yi görsen, insanların en alçağını görmüşsün demektir.”[28]

Recep ayında kıyam edecektir. Şam bölgesini ve etrafını ele geçirdikten sonra Irak’a saldıracaktır. Orada büyük katliamlar yapacaktır.

Rivayetlere göre Süfyani’nin ortaya çıkışı ile ölümünün arasındaki zaman on beş aydır.[29]

b. Hasf-i Beyda

Hasf; “Çökmek” anlamına gelir. Beyda ise; Mekke ve Medine arasında ki bölgeye denir.

Hasf-i Beyda’dan maksat; Süfyani, İmam Mehdi’nin (a.f) ordusuyla savaşmaları için Mekke’ye doğru bir ordu gönderecektir. Gönderdiği ordu, Beyda bölgesine ulaşınca mucizevî bir şekilde yerin içine gömülecektir.

İmam Bakır (a.s) bu konu hakkında şöyle buyurmuştur:

“Mehdi’nin (a.f) Mekke’ye doğru gittiği haberi Süfyani ordusunun komutanına ulaşacaktır. O da, onun izini bulmaları için bir ordu gönderecektir. Fakat onu bulamayacaklar... Süfyani ordusu Beyda’ya ulaşacak ve tam o sırada gökten şöyle ses işitilecektir: “Ey Beyda! Bu kavimi yok et.” (Beyda) çölü de onları toprağın içine çekecektir.”[30]

c. Yemenlinin Ortaya Çıkışı

Yemen’de ortaya çıkacak bir komutanın kıyamı da zuhur alametlerindendir. Bu olay, kıyamdan kısa bir süre önce gerçekleşecektir. Yemenli salih ve mümin bir insandır. Fesat ve kötülüklere karşı kıyam edecektir. Var gücüyle kötülükler ve fesada karşı savaşacaktır. Elbette kıyamının ayrıntıları ve detayları hakkında elimizde net bilgiler bulunmamaktadır.

İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmaktadır:

“(Mehdi’nin (a.f) kıyamından önce açılan )Bayrakların içindeki tek hidayet bayrağı, Yemenlinin bayrağıdır. Çünkü sizi sahibiniz olan Hz. Mehdi’ye (a.f) davet edecektir.”[31]

d. Gök Sesi

Zuhurdan önce yaşanacak olaylardan ve alametlerden birisi de gökten bir sesin duyulmasıdır. Bu ses, bazı rivayetlere göre Cebrail’in (a.s) sesidir. Ramazan ayında duyulacaktır. Genel ıslahçının kıyamı, evrensel bir inkılâp olacağından ve herkesin bu inkılâbı beklemesinden dolayı; İnsanların bu olaydan haberdar olmalarının yollarından biri de gök sesini duymalardır.

İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur:

“ Doğudakiler ve batıdakilerin duymaları için gökten seslenecek olan seslendiği zaman, Kaim (a.f) zuhur edecektir.”[32]

Bu ses, müminlerin sevinç kaynağı olacaktır. Kötü insanların için ise; kötü işlerinden el çekmeleri ve evrensel ıslahçının dostlarından ve yardımcılarından olmaları için uyarı olacaktır.

Bu sesin nasıllığı ve niteliği hakkında elimize çeşitli rivayetler ulaşmıştır. Bunlardan birisinde İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur:

“Bir seslenici, gökten Kaim’in (a.f) ve babasının adını seslenecektir.”[33]

e. Nefs-i Zekiye’nin Öldürülmesi

Nefs-i Zekiye; Kamil olmuş, rüşte ulaşmış veya hiç kimseyi öldürmemiş temiz ve günahsız insan manasına gelir. Nefs-i Zekiye’nin öldürülmesi; İmam Mehdi’nin (a.f) kıyamından önce günahsız birisinin hazretin muhalifleri tarafından öldürülmesi demektir.

Rivayetlere göre; bu cinayet, İmam Mehdi’nin (a.f) kıyamından on beş gün önce gerçekleşecektir. İmam Sadık (a.s) bu konu hakkında şöyle buyuruyor:

“Kaim’in (a.f) kıyamı ile Nefs-i Zekiye’nin öldürülmesinin arasında yalnızca on beş gece fasıla bulunmaktadır.”[34]

İmam Mehdi’nin (a.f) zuhuru hakkında rivayetlerde birçok nişane ve alametler nakledilmiştir. Onlardan bir kısmı şunlardır:

“Deccal’in çıkışı (Deccal; çok çirkin, hilekâr ve birçok insanı sapıklığa sürükleyen bir kimsedir), Ramazan ayında güneş ve ay tutulması, fitnelerin aşikâr olması, birisinin Horasan’dan kıyam etmesi.”

Bu nişaneler bazı kitaplarda geniş bir şekilde açıklanmıştır.[35]

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

ZUHUR

Zuhur hakkında konuşulduğu zaman, insana bir gönül rahatlığı gelmektedir. Sanki yem yeşil bir bağda nehrin kenarında oturmuş bülbüllerin güzel seslerini dinliyormuş gibi bir duygu uyandırmaktadır. Evet, güzelliklerin zuhur etmesi ve iyiliklerin ortaya çıkması; yorgun hak yolcularına sevinç kaynağı olur. Umutlu gözlerdeki sevinç ışıltılarını canlandırır.

Bu bölümde, İmam Mehdi’nin (a.f) zuhuru ve zuhurunun gölgesi altında yaşanacak güzellikler hakkında açıklamalarda bulunacağız. Benzersiz cemalini ve perdesiz gaybetini seyretmeye koyulacağız.

Zuhur Zamanı

İnsanların akıllarını genellikle “İmam Mehdi (a.f) ne zaman kıyam edecektir? Acaba kıyamı için bir zaman belirlenmiş midir? gibi bir takım sorular meşgul etmektedir.

Bu soruların cevaplarını,  din önderlerinden nakledilen hadisler ışığında vermeye çalışacağız. İmam Mehdi’nin (a.f) zuhur zamanı insanlardan gizlenmiştir. İmam Sadık (a.s) bu konu hakkında şöyle buyuruyor:

“Biz geçmişte zuhur için bir vakit belirlemedik. Gelecekte de bir vakit belirlemeyeceğiz.”[36]

Bundan dolayı, zuhur için zaman belirten veya tayin eden kimseler; düzenbaz, hilekâr ve yalancıdırlar. Bu konu rivayetlerde ısrarla vurgulanmıştır.

İmam Bakır (a.s), ashabından zuhurun ne zaman olacağını soran birisine şöyle buyurdu:

“Vakit belirtenler yalan söylemektedirler. Vakit belirtenler yalan söylemektedirler. Vakit belirtenler yalan söylemektedirler.”[37]

Bu hadislerden şunları anlamak mümkündür:

Tarih boyunca bir takım insanlar şeytani amaçları ve şahsi garezleri için İmam Mehdi’nin (a.f) zuhuru konusunda vakit tayin etmişlerdir. Bu gibi insanlar gelecekte de olacaktır. Bundan dolayı masum önderler (a.s), Şiilerinden, vakit belirleyenlerin ve zaman tayin edenlerin karşısında duyarsız kalmamalarını ve onları yalanlamalarını istemişlerdir.

İmam Sadık (a.s) bu konu hakkında dostlarından birisine şöyle buyurmuştur:

“Zuhur için vakit belirleyen birini yalanlamaktan çekinme. Çünkü biz, hiç kimse için zuhur vakti belirtmedik.”[38]

Zuhur Vaktinin Gizli Kalmasının Sırrı

Daha öncede değindiğimiz gibi; hekim olan Allah’ın iradesine göre zuhur zamanı bizlerden gizlenmiştir. Hiç şüphesiz zuhur zamanının gizli kalmasının bir takım hikmetleri vardır. Allah’ın hikmetlerini de Allah’tan başkası bilemez. Fakat bizler de anladığımız kadarıyla bu hikmetlerden bir kaçını aşağıda zikredeceğiz:

Ümidin Devamı

İmam Mehdi’nin (a.f) zuhur zamanı gizli kaldıkça; ümit ışığı, onu bekleyenlerin kalbinde bütün asırlarda devam edecektir. İnsanlar, zuhur ümidiyle gaybet döneminde her zaman zorluklar ve baskılar karşısında sabredip direneceklerdir. Eğer geçmiş asırlarda yaşayan Şiilere, imam Mehdi’nin (a.f) hangi tarihte zuhur edeceği haber verilseydi ve onların asrında zuhurun olmayacağı söylenseydi, onlar hangi ümit ile kendi zamanlarındaki fitneler karşısında direneceklerdi? Gaybet dönemindeki karanlık, dar ve korkunç uçurumlardan nasıl kurtulabileceklerdi?

Ortamın Hazırlanması

Hiç şüphesiz, aktiflik ve canlılığın en önemli etkenlerinden biri olan bekleyiş;  sadece zuhur zamanının gizli kalması ile gerçek şeklini kazanabilir. Çünkü zuhur vaktinin belli olması; zuhur zamanını görmeyecek kimselerin ortamı hazırlama, canlı kalma ve aktif olma konusundaki inançlarını kaybetmelerine neden olacaktır. Onları sessizliğe, tembelliğe ve lakayt olmaya sürükleyecektir.

Hâlbuki zuhur zamanının gizli kalmasıyla bütün asırlarda yaşayan insanlar, zuhurun kendi asırlarında olacağına ümit ederek zuhur ortamını hazırlamaya çalışacaklardır. Yaşadıkları toplumu ıslah edip aktif bir hale getirmek için uğraşacaklardır.

Bunlara ilave olarak zuhur için bir vakit belirlenirse ve bazı maslahatlar gereği de zuhur gerçekleşmezse, bir takım insanlar, zuhur konusuyla birlikte İmam Mehdi’ye (a.f) olan inançları noktasında da şüpheye düşebilirlerdi.

İmam Bakır (a.s) zuhurun vakti belli midir? sorusuna şöyle cevap vermiştir:

“Vakit belirleyenler yalancıdırlar. Vakit belirleyenler yalancıdırlar. Musa (a.s), Rabbinin davetiyle kavminin arasından çıktığı, Allah otuz güne, on gün daha eklediği zaman; kavmi şöyle dedi:“Musa verdiği söze vefalı olmadı.” ve yapmamaları gereken şeyi yaptılar.” (Dinden çıktılar ve buzağıya taptılar)[39]

 

KIYAM OLAYI

 

 

Herkes İmam Mehdi’nin (a.f) evrensel kıyamı zamanında neler yaşanacağını merak etmektedir. İmam’ın (a.f) harekâtı nereden ve nasıl başlayacaktır? İmam (a.f) muhalif gruplara karşı nasıl davranacaktır? Sonunda İmam Mehdi (a.f) bütün dünyaya nasıl hâkim olacaktır? Ve bütün işleri nasıl eline alacaktır?

Bu ve bunlar gibi birçok soru zuhur aşkıyla yanıp tutuşan âşıkların kafalarına takılmaktadır. Fakat şunu itiraf etmek gerekir ki, beşeriyetin son ümidinin kıyamı ile ilgili olaylar hakkında konuşmak oldukça müşkül  bir meseledir. Çünkü henüz gerçekleşmemiş ve gelecekte gerçekleşecek böylesine ciddî ve aynı zamanda çok hassas olaylar hakkında konuşmak oldukça zordur.

Bundan dolayı, bu bölümde İmam Mehdi’nin (a.f) zuhuru esnasında yaşanacak olayları çeşitli hadis kitaplarına dayanarak aktarmaya çalışacağız. Dolayısıyla zuhur zamanında yaşanacak olaylarla ilgili olarak siz değerli okurların kafasında genel bir şema çizeceğiz. Cenabı haktan olayların ayrıntılarını ve detaylarını müşahede etme şerefini bizlere nasip etmesini temenni ediyoruz.

Kıyam Nasıl Gerçekleşecek?

Zulüm ve fesadın karanlık bulutları yeryüzünü sardığı; zalimlerin kötü, çirkin ve namertçe baskıları insanlar arasında at koşturdukları; mazlumlar çaresiz kalıp ellerini yardım için Allah’ın dergâhına açtıkları zaman; Allah’ın emriyle mübarek Ramazan ayında ansızın gökten gelen bir ses, bu karanlığı yarıp vaat edilen büyük kurtarıcının müjdesini verecektir.[40] Kalpler hızlı hızlı atmaya başlayacak ve gözler yerlerinde donup kalacaktır. Gece yarasaları korku ile iman güneşinin doğmasını izleyeceklerdir. Kendilerine bir çare bulma peşine düşeceklerdir. İmam Mehdi’yi (a.f) bekleyen âşıkları herkesten maşuklarının yerini soracaklar. İmamları ile görüşüp onun safında olabilmek için birbirleriyle yarışacak ve sevinçten ne yapacaklarını bilemeyeceklerdir.

İşte o dönemde Suriye, Ürdün ve Filistin gibi büyük bir bölgeye hâkim olan Süfyani; İmam’a (a.f) karşı koymak için büyük bir ordu hazırlayacaktır. Süfyani’nin ordusu Mekke yolunda İmam’ı (a.f) takip etmeye başlayacaktır. Fakat Beyda adında bir bölgede yere gömülüp yok olacaktır.[41]

Nefs-i Zekiye’nin şahadetinden kısa bir süre sonra, imam Mehdi (a.f) genç bir insan simasında Mescidü’l-Haram’da zuhur edecektir. Üzerinde Peygamber (s.a.a) efendimizin gömleği ve elinde Peygamber’in (s.a.a) bayrağı olacaktır. Kâbe duvarına yaslanacak Rükün ve Makam arasında zuhurunu ilan edecektir. Allah’ı hamt ve senadan, Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’ine (s.a) selam gönderdikten sonra şöyle buyuracaktır:

“Ey insanlar! Biz Allah’tan yardım diliyoruz. Bizim çağrımıza cevap veren herkesi yardımımıza çağırıyoruz.”

Sonra kendini ve Ehl-i Beyt’ini (a.s) tanıtıp şöyle seslenecektir:

“Bizim hakkımızı riayet etme konusunda Allah’ı göz önünde bulundurun. Bizi (adaleti yayma ve zulmü yeryüzünden kaldırma konusunda ) yalnız bırakmayın. Bizlere yardım edin ki, Allah’ta sizlere yardım etsin.”

İmamın sözleri bittikten sonra göklerde olanlar yeryüzünde olanlardan öne geçecek ve grup grup yeryüzüne ineceklerdir. İmam ile biat edeceklerdir. Onların önünde vahiy meleği Hz. Cebrail (a.s) olacak ve imama yardım elini uzatacaktır. Daha sonra yeryüzünün 313 mümin çeşitli bölgelerden vahiy bölgesine gelip imamın etrafında çember oluşturacaklar ve imama (a.f) biat edecekler. Bu kutlu olay, canlarından geçmiş on bin dostun imamın ordugâhında toplanması ve imamın huzuruna vararak Peygamber’in (s.a.a) oğlu ile biat etmesiyle son bulacaktır.[42]

İmam (a.f) dostlarından ve askerlerinden oluşan ordusu ile kıyam bayrağını açacaktır. Süratli bir şekilde Mekke ve etrafına hâkim olacaktır. Peygamber (s.a.a) diyarı kötü insanlardan temizlenecektir. Daha sonra adalet ve şefkat yağmurunu yağdırmak için Medine’ye doğru hareket edecektir. Başkaldıranları yerlerine oturtacaktır. Sonra Irak’a doğru hareket edecek Kufe şehrini evrensel hükümet merkezi olarak seçecektir. Oradan kıyamı idare edecektir. Kufe’den insanları İslam’a davet edecektir. Kur’an öğretileri ışığında bir yaşamı, zulmü yeryüzünden kaldırmak için ordularıyla birlikte dünyanın çeşitli bölgelerine gönderecektir.

İmam (a.f), dünyadaki bütün kilit bölgeleri bir bir fethedecektir. Çünkü vefalı dostları ve müminlerin yanında melekler de imama (a.f) yardım edeceklerdir. İmam Mehdi (a.f) ve ordusu, İslam Peygamber’inin (s.a.a) düşmanlarının kalbine korku salan ordusu gibi ilerleyecektir. Kudret sahibi Allah onun ve dostlarının korkusunu düşmanlarının kalbine atacaktır. Bundan dolayı hiçbir kudret imam Mehdi (a.f) ile karşı karşıya gelme cesaretini gösteremeyecektir.

İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur:

“Kaimimize korku ile (Düşmanların kalbine korku salınması ile) yardım edilecektir.”[43]

Şu noktaya da değinmek gerekir ki; İmamın (a.f) ordularının fethedecekleri yerlerden birisi de Beytü’l-Mukaddes’tir.[44] Bundan sonra çok mübarek bir olay yaşanacaktır. İmam Mehdi’nin (a.f) kıyamı sürecinde belirleyici bir olay olacak ve hazretin hak cephesini güçlendirecektir. Bu olay, Hz. Mesih’in (a.s) gökten yeryüzüne inmesidir. Kur’an’ın buyruğuna göre; Hz. Mesih (a.s) hayatta ve göklerde yaşamaktadır. Yeryüzüne gelecek ve İmam Mehdi’nin (a.f) arkasında namaz kılacaktır. Böylelikle Hz. İsa (a.), Şiilerin on ikinci imamının (a.f) kendinden daha üstün olduğunu ve herkesin ona uyması gerektiğini ilan edecektir.

İslam Peygamber’i (s.a.a) şöyle buyurmaktadır:

“İnsanlara müjde vermem için beni hak üzere gönderen Allah’a ant olsun ki;  dünyanın ömründen bir gün kalsa dahi Allah, oğlum Mehdi’nin (a.f) kıyam etmesi için o günü uzatacaktır. Ondan sonra İsa b. Meryem (a.s) yeryüzüne inip Mehdi’nin (a.f) arkasında namaz kılacaktır.”[45]

Bu olaydan sonra Hz. İsa (a.s) dünyada kalabalık bir nüfusa sahip olan birçok Hıristiyan’ın, Şiilerin imamı ve Allah’ın son hücceti İmam Mehdi’ye (a.f) iman etmelerine sebep olacaktır. Sanki Allah, Hz. İsa’yı (a.s) böyle bir gün gelmesi ve hak peşinde olanların meşalesi olması için saklamıştır.

Elbette hak yol hidayetçisi olan Hz. Mehdi (a.f)  eliyle mucizelerin ortaya çıkması, beşeriyete yol göstermesi için fikirsel konuların öne sürülmesi, açıklanması, beyan edilmesi ve insanların bu konular hakkında aydınlatılması büyük Mehdisel inkılâbının programlarındandır. Böylelikle hidayet peşinde olanlara hak yolunu açacak ve hakikati gösterecektir.

Bu doğrultuda imam Mehdi (a.f) dünyanın şu an bizler tarafından bilinmeyen belli bir bölgesinde defnolmuş Tevrat’ın tahrif olmamış levhalarını-sayfalarını (Yahudilerin mukaddes kitabını) çıkaracaktır.[46] Yahudiler bu levhalarda imam Mehdi’nin (a.f) nişanelerini gördükten sonra ona iman edeceklerdir. Diğer dinlerin mensupları da böyle büyük bir olayı,  imamın hak mesajını ve hazretten mucizelerini gördükten sonra grup grup hazrete iman edip hak saflarına katılacaklardır. İşte Allah’ın vaadi böyle gerçekleşecektir. Yüce İslam dünyadaki bütün insanları bir tek hak bayrağı altında toplayacaktır.

“O öyle bir Allah’tır ki, Resulünü hidayetle ve hak dinle bütün dinlere üstün kılmak için göndermiştir. Müşrikler hoşlanmasalar da”[47]

Yukarıda İmam Mehdi’nin (a.f) kıyamı için çizdiğimiz şemayı göz önünde bulunduracak olursak; sadece kalpleri katılaşmış zalimlerin ve zorbaların hak ve hakikat karşısında teslim olmayacaklarını anlayabiliriz. Böyle insanlar, ezici bir üstünlüğe sahip olan müminlerin karşısında duracak güce sahip olamayacaklardır.

Mehdi’nin (a.f) adalet kılıcı ile hak ettikleri sona kavuşacaklardır. Yeryüzü ve içinde olanlar her zaman için onların şerrinden ve fesatlarından kurtulacak emniyetli bir hayata kavuşacaklardır.

Back Index