23. BÖLÜM

 

İMAM KAİM ALEYHİSSELAM’IN YAŞI VE İMAMET VERİLDİĞİNDEKİ DURUMU HAKKINDAKİ RİVAYETLER



1- Ebu’l Carud şöyle der: İmam Muhammed Bakır aleyhisselam’ın şöyle buyurduğunu duydum: “Bu emir (kıyam) yaşı en küçük ve zikri en gizli olanımızındır. (Aynı hadis Ali bin Hüseyn adlı bir raviden de rivayet olunmuştur.)

2- Ebu Basir şöyle der: İmam Muhammed Bakır veya İmam Caferi Sadık aleyhisselam’a şöyle arzettim. Bu imamet, daha bulûğa ermemiş birine verilebilir mi? Şöyle buyurdu: “Böyle olacak.” Dedim ki: O zaman ne yapar. Şöyle buyurdu: “Ona imameti veren, ona ilim ve kitaplar verecek ve onu kendi başına bırakmayacak.”

3- Ebu’l Carud şöyle der: İmam Muhammed Bakır aleyhisselam bana şöyle buyurdu: “Bu kıyam ve imamet zikri en gizli olanımız ve yaşı en küçük olanımızda vuku bulacaktır.”

4- İshak bin Sabbah’ın nakline göre İmam Ali bin Musa-er Rıza aleyhisselam şöyle buyurdu:

“Bu (imamet) zikri (adı) en gizli olana verilecektir.”

* * * * *

Ey şia topluluğu. Allah sizlere merhamet etsin. Sadık imamlarımızın Kaim aleyhisselam’ın yası hakkında buyurdukları hadislere dikkat ediniz. İmamet o hazrete verildiğinde yaşı diğer imamlarımıza göre daha az olacaktır. Ve önceki imamlarımıza imamet verildiğinde yaşları bu kadar az değildir. Sonra şöyle buyuruyorlar: “Zikri en gizli olandır.” İmamlarımız onun şahsının geybeti ve gizlenmesinden dolayı adının da gizleneceğine değinmektedirler. İmamlarımızın gaybet gerçekleşmeden önce bu olayları bildirmeleri ve gerçekte de böyle olması sebebiyle Allah’ın kalbini açıp da nurlandırdığı ve hidayet edip basiret lüftettiği müminler, kalplerindeki şüphe ve tereddütleri temizlemelidirler. Kullarından istediğine rahmetini bağışlayan Allah’a hamdolsun. Bu kullar Allah’ın ve Allah velilerinin emrine teslim olmuşlardır, onun ve imamlar aleyhimusselam’ın buyurduklarının haklılığında yakin etmişler, asla tereddüt veya şüpheye kapılmamışlardır.

Allah Teala hüccetleri olan imamlarımızın-aleyhimusselam-makamını yücelterek başkalarının makamını alçaltmış ve imamların dışındakilerin imamların sözlerine teslim olmalarını böylece sevap kazanıp hidayete ermelerini sağlamış, ayrıca onları reddedenleri de körlüğe ve acı bir azaba itmiştir. Bizlere minnet ettiği için yalnız Allah’tan sevap dileriz ve bizlere hüsn-ü basiret vererek hidayet ettiği için ona şükrederiz. Şüphesiz biz Allah’danız ve ona döneceğiz.”

index