AYETULLAH-UL-UZMA HACI SEYYİD ALİ HÜSEYNİ SİSTANİ

HACC AMELLERİ

Çeviri
       Rahmi Onurşan
        Ehet Solhan
 

HACCIN FARZ OLUŞU

Aşağıdaki şartlara sahip olan her mkellefe hac farzdır. Farz oluşu ise; Kurn ve snnetle sabit olmuştur. Hac dinin erknından olup vacip oluşu ise dinin vazgeilmez emirlerindendir. Sabit olduğuna inanarak yerine getirmemek, byk gnahlardan sayılır. Şpheye dayanmadıka haccın farz oluşunu inkr etmek kfrdr.

Yce Allah kendi kitabında şöyle buyuruyor: Ona bir yol bulup g yetirenlerin evi haccetmesi, Allah'ın insanlar zerindeki hakkıdır. Kim de onu inkr ederse şphesiz Allah, lemlere karşı muhta olmayandır.[1]

Allame Kuleyni (r.a) muteber kaynaklardan İmam Sadıkın Şöyle buyurduğunu nakleder: Hastalığı, zaruri ihtiyacı veya hkmetin engellemesi olmadığı halde Haccetul-İslamı yerine getirmeden ölen Yahudi veya Hıristiyan dnyadan gider.

Bu ayet ve rivayet haccın önemini ve farz oluşunu aıka beyan etmek iin yeterlidir. Bu konuda birok rivayet nakledilmiştir. Hepsini burada getirmemiz mmkn olmadığından bununla yetiniyoruz.

Haccetul-İslam her mkellefe ömrnde bir kez vacip olan hacdır. Başkası tarafından ecir olarak veya bu gibi sebeplerden dolayı bazen ikinci defa veya daha fazla vacip olması mmkndr.

1- Haccın şartları oluştuktan sonra onu hemen yerine getirmek gerekir. Şu halde mstati olunan ilk yıl yerine getirmek gerekir. İlk yılında yerine getirmeyen ikinci yıl veya diğer yıllarda yerine getirmelidir.

Çabuk yerine getirmenin iki şekli olabilir:

a) Şer-i olması. Meşhur olanda budur.

b) Akl-i olması. Mazereti olmadan haccı yerine getirmezse, cezayı hak eder.

Birinci şık ihtiyata uygun, ikincisi ise daha gl görştr.

 Daha sonra yapabileceğine emin olmadan mstati olduğunun birinci yılı yapmayarak haccını geciktirirse, fakat daha sonra yerine getirmeye muvaffak olursa cret etmiştir. Ama muvaffak olamazsa byk bir gnah işlemiştir.

2- Kendisine hac vacip olan kimse, haccı zamanında yapabilmek iin gerekli hazırlıkları yapması vaciptir. Çeşitli kafileler olursa, bu kafilelerin hangisiyle giderse gitsin haccını yerine getirebileceğine eminse istediği kafileyle gidebilir. Elbette hangi kafileye haccı derk etme konusunda daha fazla gveniyorsa onunla gitmesi dava iyidir.

Hac amellerinin yapabileceğine emin olduğu bir kafile olursa geciktirmesi caiz değildir. Hac amellerini zamanında yapabileceği başka bir kafile olursa geciktirebilir.

Yolculuğun karadan havadan veya denizden olması gibi diğer hazırlıklar konusunda da hkm aynıdır.

3- Üzerine vacip olduğu istitaet yılında, hac amellerini aynı yılda yapabileceğine emin olan kimse, yolculuğunu geciktirerek hac amellerine zamanında ulaşamazsa haccı geciktirme konusunda mazeretli sayılır. Meşhur görşe göre boynunda hac yoktur.

Kendisinin taksir ve tembelliği olmaması şartıyla hacca ulaşmaktan aciz olduğu btn durumlarda hkm aynıdır.

HACCIN FARZ OLMA ŞARTLARI:

Birinci Şart: Buluğa Ermek

Buluğ ağına yakın olsa bile, baliğ olmayana hac vacip değildir. Meşhur görşe göre haccı doğru sayılmakla beraber, ocuk haccederse Haccetul-İslamın yerini almaz.

4- Baliğ olmayan hacca gider ve mikatta ihram bağlamadan baliğ olursa mstati olması durumunda (o anda mstati olsa bile) haccının sakıncası yoktur ve bu hac Haccetul-İslam'ın yerine geer.

5- Baliğ olmadığı inancıyla mstehap hac yerine getirir; haccı yerine getirdikten sonra veya amelleri yaparken baliğ olduğunu anlarsa, bu hac Haccetul-İslamdır ve bu hacla yetinmelidir.

6-Mmeyyiz ocuğun hac etmesi mstehaptır. Bu haccın doğru olması iin babasından izin almasının gerekliliği uzak bir ihtimal de değildir. Fakihler arasında meşhur görşte budur.

7-Haccın sahih olabilmesi iin baliğ birinin anne babasından izin alması mutlak surette gerekmez. Ama mstehap hac yapacaksa ve bu hacda anne babasının veya birinin eziyetine neden olacaksa -örneğin yolda başına gelebilecek tehlikelerden korkuyorlarsa- bu hacca gitmesi caiz değildir.

8- Velinin mmeyyiz olmayan ocuğa -kız veya erkek- hac yaptırması mstehaptır. Yani ocuğa ihram elbiselerini giydirmeli telbiye dedirtmeye alışmalı ve telkin etmelidir. Eğer kendisine denileni diyebiliyorsa demeli, diyemiyorsa velinin kendisi ocuğun yerine telbiye demelidir. İhramlıya haram olan şeyleri yapmasını engellemelidir. Fahha (tabi o taraftan geiyorsa) varıncaya kadar dikili elbiselerini ıkarmayı geciktirebilir. Çocuğun yapabileceği amelleri kendisi yapmalı ve yapamayacağı amelleri de velisi yaptırmaya alışmalıdır. Tavaf yaptırmalı, Sefa ve Merve arasında sa'yini yerine getirmeli, Arafat ve Mzdelife vakfesini yaptırmalıdır. Eğer ocuğun yapması mmknse şeytan taşlamayı yaptırmalı, mmkn değilse onun yerine şeytan taşlamalıdır. Tavaf namazı, kafasını tıraş etmek ve diğer amellerde de hkm aynıdır.

9- Mmeyyiz olmayan ocuğun velisi ihramlı olmasa da, ocuğa ihram bağlayabilir.

10- İster baba ve annesi olsun ister başka biri zahiren, mmeyyiz olmayan ocuğa hac ettirmesi mstehap olan velisi, aynı zamanda onun koruma ve geimini de stlenen kişidir. Bu konu nikh kitabında genişe aıklanmıştır.

11-Çocuğun nafakasının dışında hacda harcanan fazla masraflarını velisi karşılamalıdır. Ama ocuğu korumak ve bakımı iin bu yolculuğa götrmek zorunda kalınırsa veya yolculuk onun maslahatına olursa bu durumda sadece yolculuk masraflarını ocuğun malından karşılanabilir. Bu, yolculuk masraflarının ocuğun nafakasından fazla olduğu durumdadır.

12- Mmeyyiz olmayan ocuğun kurban kesme parası ve av keffareti velisine aittir. Ama bilerek yapıldığı takdirde sorumluluk getiren diğer durumlar da mmeyyiz dahi olsa, ocuğun keffaret getiren işleri zahiren ne velisinin nede kendisinin malına yansımaz.

İkinci Şart: Akıl

Deliye, delilik durumu daimi olmasa da hac vacip değildir. Ama delilik durumu geici ise; iyi olduğu zaman hac amellerini yerine getirmeye ve mukaddimesini hazırlamaya yeterli ise ve mstati de olursa diğer zamanlarda delilik hali olsa da hac vaciptir. Aynı şekilde delilik döneminin hac zamanına denk geldiğini bilse, iyi olduğu zaman, hac döneminde onun yerine hac etmesi iin vekil tutmalıdır.

Ünc Şart: Özgrlk

Dördnc Şart: Mali Yeterlilik (İstitaet),

Önemli birka şartı vardır:

1-Vaktin yeterli olması:

Yani mukaddes meknlara gidecek ve farz amelleri yerine getirecek kadar vaktin olması gerekir. Şu halde o yerlere gitmek ve hac amellerini yerine getirmek iin mal kazanması veya diğer şartların oluşması iin yeterli vakit olmazsa ya da vakit yeterli olsa bile, tahamml edemeyecek kadar zorluğa neden olursa hac vacip olmayacaktır.

Böyle bir durumda malı korumanın vacip oluşu hkm 39. meselede de geleceği gibi, bir sonraki yıla kadar belli olacaktır.

2- Sağlıklı ve yeterli gce sahip olmak:

Yani bedenin sağlıklı ve amelleri yerine getirecek kadar gl olması. Şu halde hastalık ve yaşlılıktan dolayı mukaddes meknlara gidemezse veya gitse de farz amelleri yerine getirecek kadar orada kalamazsa (örneğin aşırı sıcaklardan dolayı) veya amelleri yerine getirecek kadar orada kalmak tahamml edilemeyecek zorluk ve zahmete neden olursa kendisinin bizzat hacca gitmesi vacip değildir. Ama 63. meselede de geleceği gibi yerine vekil tutmalıdır.

3- Yolun aık ve emniyetli olması:

Yani amel yerine ve mukaddes meknlara ulaşmayı engelleyecek bir mani olmamalıdır. Aynı şekilde canına, malına ve namusuna bir tehlike olmamalıdır. Aksi takdirde hac vacip olmaz. Bu gitme konusundaki hkmlerdir. Ama dönş hkmlerinde 22. meselede ki dönş masraflarında da aıklanacağı zere değişik hkmleri vardır.

İhram bağladıktan sonra hastalık, dşman vs gibi mukaddes meknlara ulaşmaya engel olacak bir mani ortaya ıktığı durumlar iin özel hkmler vardır. Bunlar mesdud ve mahsur bölmlerinde gelecektir.

13- Eğer hac iin biri uzak ve emniyetli diğeri yakın ve tehlikeli iki yol olursa haccın vacip oluşu kalkmaz. Uzak ve tehlikesiz yoldan hacca gitmesi vaciptir. Ama uzak yoldan gitmesi örfi olarak yol aık ve emniyetli değil denilecek kadar birok şehirleri gemek zorunda kalınırsa hac vacip olmaz.

14- Hacca gitmesi halinde kendi şehrinde telef olacak bir malı varsa ve telef olması şahsın durumuna byk zarar verecekse hac vacip olmaz.

Hacca gitmesi, hacdan daha önemli veya aynı seviyede bir farzı terk etmesine sebep olacaksa; birinci durumda haccı bırakarak daha önemli vacibi yerine getirmelidir. İkinci durumda da ikisinden herhangi birini seebilir.

Aynı şekilde hacca gitmesi terk edilmesi daha önemli veya aynı olan bir haramı yapmaya neden olursa hkm aynıdır.

15- Hacdan daha önemli bir vacibi veya terk etmesi daha önemli bir haramı yapmayarak hacca giderse, vacibi terk ettiği veya haram işlediği iin gnah etmiş olsa da zahiren haccı Haccetul-İslam iin yeterlidir. Elbette diğer şartlara sahip olması gerekir. Önceki yıllardan boynuna haccın gelmesi veya ilk istitaet yılı olması arasında fark yoktur.

16- Hac yolunda mal vermekten başka defedemeyeceği bir dşman olursa, ödediği mal şahsın durumuna zarar verecekse hac vacip olmaz. Byk zarara yol amayacaksa hac vaciptir. Elbette yolu amaya razı etmek iin ona para ödemesi vacip değildir.

17- Hacca gitmek sadece deniz yoluyla mmknse ve bu yolla yolculuk etmenin boğulma vs. tehlikesi varsa veya tahamml zor bir endişe ve korkuya neden olursa, bu sorunu halletmesi de mmkn değilse haccın vacip oluşu kalkar. Btn bunlarla birlikte haccederse zahiren haccı doğrudur.

4-  Nafaka

Nafaka yani masraflar. Yol azığı ve bineği de denilir. Azıktan kasıt yol boyunca zaruri ihtiyacı olan yiyecek iecek ve diğer şeyleri kapsar. Binek ise hacca gitmesi iin gerekli olan binektir. Elbette binek şahsın şanına layık olmalıdır. Aynı anda azık ve bineğin olmasına gerek yoktur. Bunları temin edecek mali gce sahip olması yeterlidir. Resmi para veya başka bir şey olması arasında da fark yoktur.

18- Bineğin veya özel bir vesilenin olması ona ihtiya duyuluyorsa şarttır. Başka bir şekilde, örneğin zahmetsiz yryerek hacca gitme gcne sahipse, haysiyet ve şanına ters değilse bineğe sahip olmak şart değildir.

19- Azık ve binek şartındaki öl fiili halette (hlihazırda) olmasıdır. Şu halde biri alışveriş (ticaret) veya başka bir yolla temin edebilecek durumda da olsa, hlihazırdaki durumu göz önnde bulundurulduğu iin hac vacip olmaz. Bineğin olması şartında, ihtiya duyulması halinde mukaddes meknlara olan uzaklığın az veya ok olması arasında fark yoktur.

20- Haccın geerli olmasında gerekli olan istitaet şartı kendi şehri veya vatanından değil, bulunduğu yerdendir. Bu durumda mkellef, ticaret veya başka bir iş iin diğer bir şehre giderse ve orada da yol azığı, bineği veya hac yapacak kadar parası olursa kendi şehrinde kalmış olsa mstati olmayacak olsaydı da hac ona vaciptir.

21- Mkellefin kendi değerine satamadığı bir mlk olur ve hacca gitmek iin bu mlkn daha az bir değere satmak zorunda kalırsa, değerinden ok az da olsa o mlk satması vaciptir. Fakat genel bir zarara neden olursa satması vacip olmaz. Ama hac masrafları ykselirse örneğin araba creti istitaet yılından bir sonraki yıla göre daha pahalıysa sadece bu yzden haccı bir sonraki yıla geciktirmek caiz değildir. Gemiş konularda da mstati olanın aynı yılda hacca gitmesi gerektiğini söylemiştik.

22- Geri dönş masraflarının olması, mkellefin kendi vatanına dönmek istemesi halinde şarttır. Vatanına geri dönmek istemiyorsa, başka bir yere yerleşmek istiyorsa sadece oraya gidecek kadar imknı olması yeterlidir. Vatanına dönecek imkna sahip olması gerekmez.

Yerleşmek istediği yerdeki harcamaları vatana dönş masraflarından fazla olursa, oraya kadar masraflara sahip olması şart olmaz. Haccın vacip olmasında, vatana dönecek masrafları karşılayacak gce sahip olmak yeterlidir. Ama o şehirde kalmak zorunda ise oraya gidecek imkna sahip olmalıdır.

5-  Döndkten Sonra Yeterlilik

Hacdan döndkten sonra hlihazırda ve daha sonra başkasından yardım almayacak durumda olmalıdır. Zorluğa ve sıkıntıya dşmemeli, kendisi ve ailesi hakkında yoksullaşma korkusu olmamalıdır.

Şu halde geliri hac dönemine rastlayan ve hacca gittiği takdirde bu gelirini kaybedecek olan ve yılın diğer gnlerinde geimini temin edemeyecek kimseye hac vacip değildir.

Aynı şekilde hacca yetecek kadar malı olan bir kimsenin, bu mal kendisinin ve ailesinin geimi iin kazan sermayesi ise ve başka bir yoldan şanına layık şekilde geimini temin etme imknı yok ise, ona hac vacip olmaz.

Buraya kadar yapılan aıklamalardan anlaşılan şudur ki; hacca gitmek iin zaruri giderlerini karşılamak iin ihtiyacı olan malları satması vacip değildir. Şanına layık olacak şekilde ihtiyacı olan mallarda aynı hkmdedir. Elbette nicelik ve nitelik bakımından uygun olmalıdır. Fazlası değil.

Bu durumda oturduğu evi, ziynet iin kullandığı elbiseleri ve ev aletlerini -şanına uygun ise- satması vacip değildir. Geimini sağladığı iş aletlerini ve ilim ehlinin tahsili iin gerekli olan kitapları da satması vacip değildir. Netice itibariyle birinin, geimi iin ihtiyacından fazla malı yoksa onu da hac iin harcaması zorluğa dşmesine sebep olacaksa mstati değildir.

Ziynet elbiseleri, kitap vs. gibi zikredilen mallara fazla ihtiyacı yoksa ve bunlarda haccını karşılamak iin yeterli ise veya yeterli olmasa da tamamlayacak başka bir malı varsa böyle bir durumda mstati olmuştur ve hac ona vaciptir.

Bir kimse oturduğu evini satması halinde zorluğa dşmeden ve daha az bir değere başka bir ev satın alabilirse, geri kalan para da hem hac masrafları hem de ocuklarının geimi iin yeterli olursa, bu işi yaparak hacca gitmelidir. Hatta artan miktar hac iin yeterli olmazsa ve bu eksikliği tamamlayacak başka bir malı varsa, eksikliği tamamlayarak hac masraflarını temin edebiliyorsa bu işi yaparak hacca gitmelidir.

23- İhtiyacından dolayı hac iin satılması vacip olmayan bir malı olur sonrada ona ihtiyacı kalmazsa hacca gitmesi vacip olur. O malı satıp hac masrafları iin kullanması gerekse bile hkm değişmez. Örneğin bir kadının ihtiyacı olan ziynet eşyaları olur sonra da ihtiyarlıktan veya başka bir sebepten dolayı ihtiyacı kalmazsa onları satmak zorunda da olsa hacca gitmesi vaciptir.

24-İnsanın kendine ait bir evi olur diğer taraftan şer'i olarak yaşayabileceği ve kendi yetkisinde olan uygun başka bir vakıf evi bulunursa, orada yaşamak sıkıntıya neden olmayacaksa ve elinden ıkması da söz konusu değilse hac vacip olur. Kendi mlk olan evini satarak hac masraflarında kullanması gerekse bile hkm değişmez. Evin değeri tek başına veya başka bir şey ekleyerek hac masraflarını karşılayabilecek miktarda olmalıdır. Bu hkm ev dışında diğer kitap ve benzeri ev ara gereleri iin de geerlidir.

25- Bir insanın hac masraflarına yetecek kadar parası olursa öbr taraftan evlenmeye, ev almaya veya başka bir şeye ihtiyacı varsa, o parayı hac iin harcamakla gnlk yaşamında zorluklara dşecekse hac ona vacip olmaz. Ama zorluk ve sıkıntıya dşmeyecekse hac vacip olur.

26- Birinin başka birinden alacağı olursa, hac masrafının bir kısmını veya tamamını karşılamak iin de ona ihtiyacı varsa aşağıdaki durumlarda hac ona vacip olur.

1- Alacağının vakti gelmiş ve borlu da onu ödemeye hazır ise.

2- Alacağının vakti gelmiş fakat borlu ödemek istemiyorsa. Ama mahkemeye başvurmak suretiyle ödemeye mecbur etmesi mmkn ise.

3- Alacağının zamanı gelmiş fakat borlu inkr ediyor ama kanıtlamak ve borcu almak mmknse, ya da kanıtlamak mmkn olmayıp tahsili takas yoluyla mmkn ise hac vacip olur.

4- Alacağının sresi dolmayıp borlu kendi isteğiyle önceden borcunu öderse. Ama önceden ödemesi alacaklının istemesine bağlı olursa -elbette bu borcun önceden ödenmesi borlunun yararına olduğu farzı zerinedir ki genellikle de böyledir- hac vacip olmaz.

Alacaklıya klli bir zarar gelmeden alacağını daha az bir miktara satması mmkn olursa ve eline gelen alacağı hac masraflarını tek başına veya bir miktar para ekleyerek karşılayacaksa hac ona vacip olur.

Aşağıdaki şartlardan biri gerekleşmezse hac vacip olmaz.

1- Ödeme vakti gelmiş ama borlunun ödeme gc yoksa.

2- Ödeme vakti gelmiş ama borlu borcunu ödemek istemiyorsa ve onu ödemeye zorlamak da mmkn değil veya alacaklıya birok zorluk ve rahatsızlık doğuracaksa.

3- Ödeme zamanı gelmiş fakat borlu borcunu inkr ediyor, kanıtlamak veya takas yoluyla almak ta mmkn değilse veya alacaklıya zorluk ve sorun yaratacaksa.

4- Ödeme zamanı gelmemiş ve zamanına kadar ertelemek borlunun faydasına olur ve zamanından önce ödemek istemezse.

27- Demirci, inşaat ustası, marangoz gibi kendilerinin ve ailelerinin geimi iin yeterli olan meslek sahiplerinin eline miras veya başka bir yolla hac masraflarını ve hac mddetince ailesinin masraflarını karşılayacak bir mal geerse hac vacip olur.

28- Humus, zekt ve benzeri şer'i vcuhat ile geimini sağlayan biri, bu masraflar zorluğa dşmeden ve kesin olarak ona ulaşıyorsa, diğer taraftan hac ve ailesinin geimi iin yeterli olan bir para eline ulaşırsa haccın ona vacip olması uzak bir ihtimal değildir. Aynı şekilde geimi başkası tarafından karşılanan, elinde olanı hac yolunda harcadıktan sonra hacca gitmeden önceki haliyle sonraki hali arasında hibir fark olmayan kimse de aynı hkmdedir.

29- Hac masraflarını karşılayacak bir mala sahip olur fakat o malın malikiyeti sarsıntılı olursa, zahiren hac ona vaciptir. Ancak bu malın ulaştığı şahsın malın mlkiyetini feshetme hakkını ortadan kaldırma imknı olmalıdır. Geri dönş imknı olan bağış ve hibe de aynı hkmdedir. Ama eğer bu fesih hakkını ortadan kaldırma imknı yoksa istitaet, feshetme hakkı olan kişinin bu hakkından vazgemesine bağlıdır. Eğer feshederse bu durumda hac amelleri tamamlandıktan sonra veya önce mstati olmadığı anlaşılır. Böyle mlkiyetin sarsıntılı olduğu bir durumda hac iin yola ıkmak vacip değildir. Elbette feshedilmeyeceğine kesin olarak emin olursa hac iin yola ıkması vacip olur. Feshedilmeyeceğine sadece ihtimal vermek yola ıkması iin yeterli değildir.

30- Mstati olanın mutlaka kendi malıyla hacca gitmesi gerekmez. Şu halde herhangi bir harcama yapmadan veya başka birinin malıyla -gasp edilmiş dahi olsa- haccetmesi yeterlidir. Fakat tavaf ederken ve tavaf namazı kılarken giydiği elbise gasp edilmiş olursa ihtiyat gereği onunla yetinmemelidir. Kurban parası gasp ise haccı sahih değildir. Ama onun değerini stlenir ve gasp edilmiş parayla öderse haccı sahihtir.

31- Kazan veya başka bir yolla mstati olmaya alışmak vacip değildir. Buna göre bir başkasının mutlak hibesi ile hacca gitmek iin mstati olabilecek kimsenin bu hibeyi kabul etmesi gerekli değildir. Aynı şekilde herhangi birine hizmet etmesi karşılığında mstati olabilecekse o iş, durumuna uygun dahi olsa kabul etmesi gerekmez. Fakat hac yolunda cret karşılığı hizmet etmeyi kabul ederse bu vesileyle de mstati olursa haccetmesi vacip olur.

32- Biri hac iin niyabet alır ve niyabet parasıyla mstati olursa, niyabetin aynı yıl yapılması şart edilmişse önce niyabeti yerine getirmelidir. İstitaet bir sonraki yıla kadar devam ederse haccetmesi vaciptir. Devam etmezse vacip olmaz. Niyabet haccının o yıl yapılması şartı yoksa kendi haccını önce yerine getirmelidir. Ama sonraki yıllarda kendi haccını yapacağına eminse kendi haccını niyabet haccına mukaddem etmesi vacip değildir.

33- Hac masraflarına yetecek kadar bor edinen kimseye, sonradan ödeme gc olsa da hac vacip olmaz. Ama borcu ödeme vakti akıl sahiplerinin önemsemediği kadar uzak olursa hac vacip olur.

34- İnsanın hac masraflarını karşılayacak kadar malı varsa ve aynı oranda da borlu olursa zahiren hac ona vacip olmaz. Aynı şekilde borcu daha az olursa ve bor ıkıldığında geri kalan miktarla hac masraflarını karşılamak mmkn olmazsa yine hac vacip olmaz. Ödeme zamanının gelmesi veya gelmemesi arasında fark yoktur. Ama ödeme zamanı akıl sahiplerinin 50 yıl gibi itina etmedikleri kadar uzak olursa hac vacip olur. Önce bor alıp sonra o malın eline ulaşmasıyla veya tersi arasında fark yoktur. Fakat mal eline ulaştıktan sonra borlanma konusunda kusuru olmamalıdır.

35- İnsanın humus veya zekt borcu olur, bu borcu ödediği takdirde geri kalan kısmıyla hac masraflarını karşılaması mmkn olmasa da humus ve zekt borcunu ödemelidir. Humus ve zekt borcunun malın kendisinde veya zimmetinde olması arasında fark yoktur.

36- Kendisine hac vacip olan bir kimsenin humus, zekt veya başka vacip borları varsa onları vermelidir. Hac iin onları geciktirmesi caiz değildir. Tavafta veya tavaf namazı esnasında giydiği elbise veya kurban parası, humustan ya da vacip şer'i haklardan olursa 30. meselede de getiği gibi gasp edilmiş mal hkmndedir.

37- İnsanın bir miktar parası olur ve hac iin yeterli olup olmadığını bilmezse araştırma yapması ihtiyaten farzdır.

38- İnsanın ulaşamayacağı bir malı olur ve bu mal tek başına veya elindeki parayla hac masrafları iin yeterli olursa; ama öbr taraftan birine veklet vererek olduğu yerde sattırması gibi onu kullanma imknı yoksa hac vacip olmaz. Ama kullanması mmknse vacip olur.

39- Ne zaman insanın hac masraflarını görecek kadar malı ve hacca gidecek gc olursa, hac ona vacip olur. Ama o malı kullanmak suretiyle istitaetten ıkarsa ve yerine de koyamazsa, o dönemde hacca gitme gc olduğu belli olursa, zahiren hac zimmetinde kalır. Ama gitme gc kendisine belli olmazsa zimmetinde hac olmaz. Ama onda tasarruf eder, örneğin değerinden daha az bir miktara satar veya karşılıksız bağışlarsa istitaetini yok ettiği iin gnahkr olmasıyla birlikte yaptığı bu tasarruf doğrudur. Zorlukla da olsa hacca gitme imknı yoksa gnah işlemiştir.

40- Zahiren yol azığı ve araca sahip olmak yeterli değildir. Şu halde insanın yanında hac masraflarını görecek kadar mal bırakır ve kullanma hakkı da verirlerse, öte taraftan diğer şartlara da sahip olursa hac vacip olur. Evet, hac iin yola ıkma söz konusu iznin sahibi şer-i olarak verdiği izinden dönmezse veya dönmeyeceğine emin olursa hac vacip olur.

41- Hacca giderken vacip olan yol azığı, ara ve diğer masraflar hac amelleri bitinceye kadar şarttır. Buna göre yol azığı ve yolculuk aracı yolculuğa ıkmadan önce veya yolculuk esnasında telef olursa, hac vacip değildir. Bu telef onun önceden mstati olmadığını gösterir. Zorunlu bir bor ortaya ıkması halinde de hkm aynıdır. Örneğin hatayla birinin malını telef eder ve onun karşılığını da stlenirse hkm aynıdır. Bilerek telef etmek haccın vacip oluşunu yok etmez. Çok zor da olsa haccı yerine getirmelidir.

Ama amelleri yaparken veya tamamladıktan sonra vatana dönme masrafı veya memleketinde geimi (yaşantısı) iin bıraktığı mal telef olursa, bu telef onun önceden mstati olmadığını göstermez. Yaptığı haccı yeterlidir ve boynundan vacip hac kalkar.

42- İnsanın hac masrafını karşılayacak malı olur ama onun varlığından haberdar olmazsa veya haccın vacip olduğunu bilmiyorduysa daha sonra da mal telef olur ve mstati olmaktan ıktıktan sonra olayı anlar veya hatırlarsa, bu halde zikredilen cehalet ya gaflet konusunda suu yoksa ve özr varsa boynunda hac yoktur. Ama özr olmazsa ve mala sahip olduğu dönemde diğer hac şartlarına da sahip idiyse, zahiren boynunda hac kalmıştır.

43- İstitaet; azık ve yol masraflarının var olmasıyla gerekleştiği gibi, başka birinin bunları karşılaması veya değerini vermesiyle de gerekleşir. Bunları verenin bir veya birka kişi olması arasında fark yoktur. Şu halde eğer biri insanın tm hac ve ailesinin masraflarını karşılamayı teklif ederse, söznden dönmeyeceğinden de emin olunursa hac vacip olur. Aynı şekilde hac masraflarını ve ailesinin geimini karşılayacak kadar mal verilirse, yine hac vacip olur. Burada malın insanın yetkisinde bırakılması ile mlkiyetine verilmesi arasında fark yoktur.

Kullanma iznini şern geri alma hakkı ve sallantılı mlk edindirme hakkı konusunda hkm 29. ve 40. meselelerdeki hkmle aynıdır.

Hac masrafının bir miktarına sahip olur, geri kalanını da başka biri verirse hac ona vacip olur. Ama sadece gitme masraflarını verirlerse ve geri dönş masraflarını karşılayamazsa hac vacip olmaz. Bu konu 22. meselede detaylı olarak anlatıldı. Aynı şekilde ailesinin masraflarını vermezlerse yine hac vacip olmaz. Ama kendisi ailesinin masraflarını karşılayabilirse veya hacca gitmeden de ailesinin masraflarını karşılama imknı yoksa veya ailesi terk ettiği iin nafakası yoksa ve ailesinin nafakası vacip olmadığı iin sıkıntıya dşmeyecekse hac ona vacip olur.

44- Biri diğer bir insana hac etmesi iin vasiyet ederse ve bu mal onun hac masrafları ve ailesinin geimi iin yeterli olursa, vasiyet eden öldkten sonra vasiyet edilene hac vacip olur. Aynı şekilde bir şahıs hac iin birine vakıf, nezir ya vasiyet eder ve vakfın mtevellisi, nezir eden ve vasi söz konusu malı bağışladıktan sonra hac ona vacip olur.

45- Beşinci şartta da aıklandığı gibi "dönşte yeterli olma" bağış yoluyla kazanılan istitaette şart değildir. Evet, eğer geliri, hac gnlerinde olursa ve bu geliriyle yıllık geimini veya bir kısmını temin ediyor ve yılın diğer gnlerde de geimini bununla sağlıyorsa, hacca gitmesi halinde yılın diğer gnlerinde veya bir kısmında geimini temin etme gc yoksa bu surette hac ona vacip olmaz. Ama yılın diğer gnlerindeki giderlerini de verirlerse hac vacip olur. Eğer hac iin yeterli olmayan bir malı olur ve geri kalan kısmını ona bağışlarlarsa aıklandığı gibi "dönşte yeterlilik" şartına da sahipse zahiren hac vacip olur. Ama yeterlilik durumu yoksa vacip olmaz.

46- İnsana hacca gitmesi iin bir mal bağışlarlarsa kabul etmesi vaciptir. Ama malı veren seeneği insanın kendisine bırakır "istersen bu malla hacca git, istersen gitme" derse veya hac konusunda hibir şey demeden mal bağışlarlarsa bu iki surette kabul etmek vacip değildir.

47- Bağış yoluyla oluşan istitaette borlu olmak istitaete engel değildir. Ama hacca gitmek, ister zamanı gelmiş olsun veya gelmemiş olsun, borcu zamanında ödemeye engel olursa hac vacip olmaz.

48- Eğer bir topluluğa ilerinden birinin hacca gitmesi iin mal verirlerse, onlardan kim diğerlerinden önce o malı alırsa hac ona vacip olur ve diğerlerinden sorumluluk kalkar. Ama hepsinin alma imknı varken hibiri malı almazsa zahiren hibirinin boynuna hac gelmez.

49- Para verilmekle -mstati olması durumunda- insanın vazifesi olan haccın dışında başka bir hac vacip olmaz. Eğer şahsın vazifesi temett haccı ise ona Kıran veya İfrad haccı (anlamları daha sonra aıklanacaktır) verilirse kabul etmesi vacip değildir. Aynı şekilde görevi Kıran veya İfrad hacı olan birinin Temett haccını kabul etmesi vacip değildir. Yine Haccetu'l-İslam'ı yerine getiren birinin de kabul etmesi vacip değildir. Ama boynuna Haccetu'l-İslam gelen ama maddi imknı olmayan birine verilir ve onunda bunun dışında hacca gitme imknı olmazsa kabul etmesi vaciptir. Aynı şekilde nezir veya benzeri yollarla hac vacip olup da gitme imknı olmayanın, kendisine mal bağışlandığında kabul etmesi gerekir.

50- Birine haccetmesi iin bir mal verilir ve o malda yolda telef olursa haccın farz oluşu ondan kalkar. Ama kendi malıyla devam edebilecek durumdaysa, örneğin malın telef olduğu yerden mstati olursa, yoluna devam etmesi ve haccı yerine getirmesi fazdır. Bu hac kendisine farz olan Haccetul-İslamın yerine geer. Elbette bu şahıs elindeki parayı hac yolunda harcadıktan sonra geri döndğnde kendisinin ve ailesinin idaresinde sıkıntıya dşmemesi gerekir. Ama sıkıntıya dşeceğini bilirse yolculuğa devam etmesi farz olmaz.

51- İnsan başka birini daha sonra ödemek zere, kendi adına bor alarak hacca gitmesi iin vekil eder ve daha sonra kendisinin ödeyeceğini söylerse, o şahsa bor etmesi vacip değildir. Ama bor aldıktan sonra hac ona farz olur.

52- Kurbanın parası da zahiren malı verene aittir. Biri haccın masraflarını verir ama kurban parasını vermezse veklet alana haccın vacip olması sakıncalıdır. Ama veklet alanın kendi malından kurbanlık almaya gc yeterse farz olur. Elbette kurbanlık parası ödemek zorluklara sebep olacaksa kabul etmesi farz değildir. Keffaret ise zahiren veklet verene değil alana farzdır.

53-Bağış haccı (yani başkasının bağışladığı parayla yapılan hac) Haccetul-İslam iin yeterlidir. Bu hacdan sonra kendisi mstati olsa da zerine farz hac gelmez.

54- hac iin malı bağışlayan bağışından dönebilir. Alan ihrama girmiş olsun veya olmasın fark etmez. İhrama girdikten sonra vazgeerse, fiili halette mstati olmasa da alanın haccı yerine getirmesi farzdır. Elbette bu onun iin sıkıntı ve zorluğa sebep olmamalıdır. Bağışlayan, haccı tamamlamak ve dönmek iin yaptığı harcamaları vermek zorundadır. Aynı şekilde bağışlayan yolun yarısında söznden dönerse, bağış yapılanın dönş masraflarını karşılamalıdır.

55- Hac yolunda harcaması iin Allah yolunda harcanan kısmından zekt verilir ve buda genelin maslahatına olur ve şer'i hkim de ihtiyatı vacip olarak izin verirse hac o şhısa farz olur. Ama seyit hakkından humus veya fakirlerin hakkından zekt verilirse ve hac yolunda harcanması şart edilirse böyle bir şart sahih değildir. Bağış yoluyla mstati olanlardan sayılmaz.

56- İnsana mal verilir ve onunla da haccını yerine getirirse, daha sonra bu malın gasp edilmiş olduğu anlaşılırsa bu hac Haccetul-İslam iin yeterli değildir. Mal sahibi verene veya alana mracaat ederek malını geri alabilir. Asıl mal sahibi alandan isterse; alan gasp edilmiş olduğunu bilmiyorduysa kendisine bu malı verenden isteyebilir ama gasp olduğunu bildiği halde hacca gitmişse verenden talep etme hakkına sahip değildir.

57- Mstati olmayan biri mstehap hac yaparsa veya bir başkasının yerine teberr olarak ya da kirayla haccederse,,haccı Haccetul-İslam yerine gemez. Sonradan mstati olursa haccetmelidir.

58- Mstati olmadığına inanarak mstehap hacca gider ve o anda görevi olan emre itaati niyet ederse daha sonra mstati olduğu anlaşılırsa bu haccı Haccetul-İslam iin yeterlidir. Boynunda farz hac kalmaz.

59- Kadın mstati olursa hacca gitmek iin kocasından izin alması şart değildir. Aynı şekilde kocası diğer farz hacları da engelleyemez. Eğer vakit genişse sadece ilk kafileyle hareket etmesini engelleyebilir. Kocasından ric-i talak alan ve iddesi de dolmayan kadın evli kadın hkmndedir.

60- Kendine gveniyorsa kadının yanında mahreminin olması şart değildir. Ama kendisine gvenemiyorsa cretle de olsa kendini gvende hissedecek biri yanında olmalıdır. Elbette bu, onun cretini ödemeye yetecek durumdadır. Ama böyle bir imknı yoksa o zaman hac ona farz olmaz.

61- Arefe gn Kerbela'da imam Hseyin'i (a.s) ziyaret etmeyi nezreden biri bu nezirden sonra hac iin msteti olursa nezri geersiz olur ve hac ona vacip olur. Hacca engel olan btn nezirler de aynı hkmdedir.

62- Mstati olan birinin hacca gitme gc varsa bizzat kendisi hacca gitmelidir. Başka biri onun yerine teberru veya cretli olarak haccetmesi yeterli değildir.

63- Boynunda hac olan biri hastalık, ihtiyarlık veya başka bir engelden dolayı haccı yerine getiremez veya haccetmesi kendisine ok eziyetli olursa, sonradan eziyetsiz haccedeceğine midi de yoksa kendisine naip tutması vaciptir. Aynı şekilde zengin olup da bizzat hac amellerini yapma gc yoksa veya ok zahmete dşmesine neden olacaksa, hac iin olduğu gibi hemen naip tutması gerekir.

64- Hac yapmaya gc olmayanın yerine, naibi hacca giderse ve yerine hac yapılan da mazereti kalkmadan ölrse, boynunda hac olsa bile naibin haccı yeterlidir. Ama ölmeden önce mazereti kalkarsa, en iyisi mmkn olduğu zaman şahsen kendisinin haccetmesidir. Naibi ihram bağladıktan sonra şahsın özr ortadan kalkarsa, naip tutan kimsenin bizzat hac yapması gerekir. Elbette naibin hac amellerini tamamlaması da ihtiyaten vaciptir.

65- Bizzat hac yapmak iin mazereti bulunan ve naip tutacak imknı da olmayanın naip tutma gerekliliği kalkar. Eğer hac boynuna gelmişse ölmnden sonra onun tarafından hac kaza edilmelidir. Ama boynunda hac kalmamışsa vacip değildir. Naip tutacak imknı olup da naip tutmadan ölmşse onun tarafından kaza edilmesi vaciptir.

66- Naip tutmak vacip olduktan sonra naip tutmaz ve başka biri onun yerine teberru olarak haccederse bu yeterli olmaz. Kendisine naip tutması ihtiyaten vaciptir.

67- Naibi mikattan tutması yeterlidir. Kendi şehrinden naip tutmasına gerek yoktur.

68- Boynunda hac olan hac ihramından sonra haremde ölrse (yaptığı ameller) Haccetu'l-İslam iin yeterlidir. Haccının temett, ifrat veya kıran haccı olması arasında fark yoktur. Temett umresi esnasında da ölrse haccı iin yeterlidir. Yeniden onun yerine kaza edilmesi gerekmez. Ama ondan önce ölrse, yerine kazası yapılmalıdır. İhram bağlayıp hareme girmeden önce veya hareme ihramsız girdikten sonra ölmesi hkm değiştirmez.

Zahiren bu hkm Haccetu'l-İslam iin geerlidir. Nezir veya bozulmadan dolayı vacip olan hac iin geerli değildir. Aynı şekilde Mfred Umre iin de geerli değildir. Buna göre bunların hibirinde yeterliliğe hkmedilmez.

Ama ihramdan sonra ölen ve önceki yıllardan hac boynunda kalmamış olan kimse hareme girdikten sonra ölrse haccı Haccetu'l-İslam iin yeterlidir. Ondan önce ölrse zahiren onun tarafından kaza edilmesi vacip değildir.

69- Kfir olduğu mddete haccı sahih olmasa da mstati olan kfire hac vaciptir. İstitaet durumunu kaybettikten sonra Mslman olursa hac ona vacip olmaz.

70- Hac mrted olana da vaciptir. Ama mrted olduğu halde haccederse haccı sahih değildir. Tövbe ettikten sonra haccederse haccı sahihtir. Gl görşe göre bu hkm fıtri mrted iin de geerlidir.

71- Şii olmayan Mslman hacca gider ve daha sonra da Şii olursa haccı iade etmesi vacip değildir. Elbette bu hkm haccı kendi mezhebine uygun olarak yaptığı surette geerlidir. Aynı şekilde Şia mezhebine göre sahih bir şekilde ve kurbet kastıyla yerine getirmişse hkm aynıdır.

72- Birine hac vacip olduktan sonra haccı erteler ve ihmal ederek yerine getirmez daha sonra da istitaet ortadan kalkarsa zorluklada olsa ne şekilde olursa olsun haccı yerine getirmelidir. Hacca gitmeden önce ölrse, geride bıraktığı mirasından haccını kaza etmeleri vaciptir. Eğer bir kimse ölmnden sonra onun yerine haccederse sahih ve yeterlidir.

HACCA VASİYET ETMEK

73- Boynunda Haccetu'l-İslam olan birinin ölm yaklaştığında; hac masraflarına yetecek kadar malı olursa, öldkten sonra onun yerine haccedeceklerine emin olacağı girişimlerde bulunmalıdır. Bunu şahitlerin huzurunda vasiyet ederek yerine getirebilir. Malı olmadığı surette ise; başka birinin cretsiz olarak yerine getireceğine ihtimal verirse aynı şekilde vasiyet etmelidir.

Boynunda Haccetu'l-İslam olan biri ölrse, vasiyet etmemiş olsa da asıl malından onun yerine haccı kaza etmelidirler. Eğer vasiyet eder ama malının te birinden alınması şartı getirmezse, yine hac masrafları asıl malından ayrılır. Ama malının te birlik kısmından ayrılmasını vasiyet etmişse ve bu miktar da haccı iin yeterliyse masrafları te birlik kısmından ayırmalıdır. Hac, vasiyet ettiği diğer şeylere mukaddemdir. Ama te birlik malı hac masrafları iin yeterli olmazsa geri kalanını asıl malından tamamlamaları gerekir.

74- Boynunda Haccetu'l-İslam olduğu halde ölen birinin başkasının yanında alacağı veya emaneti olursa, bazı alimler buyurmuşlar ki; emanet elinde olan bu emaneti mirasılara verdiği taktirde haccı yerine getirmeyeceklerine ihtimal verirse bu surette emanet sahibinin haccının kazasını yerine getirmek iin masraf etmelidir. Bu mal ile mal sahibinin adına kendisi haccedebileceği gibi başkasını ecir de tutabilir. Eğer emanetten bir şey artarsa onu varislerine vermelidir. Elbette bu hkm sakıncasız değildir.

75- Boynunda Haccetu'l-İslam olduğu halde ölen bir kimsenin humus ve zekt borcu da olursa, elindeki mal da hepsi iin yeterli değilse, humus ve zektı olan malın kendisi mevcut ise hacdan önce o malın humus ve zekt borcunu ödemelidir. Ama malın kendisi olmaz borcu boynunda kalırsa hac o borlara mukaddem olur. Ölnn boynunda herhangi bir bor kalmışsa hacdan önce ödenmesi uzak bir ihtimal değildir.

76- Boynunda Haccetu'l-İslam olduğu halde ölen birinin varisleri, ölenin boynunda hac olduğu mddete haccın kazasını yerine getirmeye ters dşecek şekilde mirası kullanmaları caiz değildir. Hac masrafının mirasla aynı veya daha az olması fark etmez. Evet, eğer hac masrafları mirastan az olursa, varisin hac masraflarından fazla olan kısmını kullanmasının sakıncası yoktur.

77- Boynunda Haccetu'l-İslam olduğu halde ölen birinin mirası hac masraflarını görecek kadar olmazsa, bu durumda onun humus ya zekt borları varsa onlar ödenmelidir. Ama borcu yoksa miras varislerindir. Varislerin hac masraflarının eksikliğini kendi mallarından tamamlamaları vacip değildir.

78- Boynunda Haccetu'l-İslam olduğu halde ölen birinin, haccını yaptırmak iin vatanından naip tutulmasına gerek yoktur. Mekke'ye en yakın mikattan tutulması da yeterlidir. Elbette en iyisi vatanından naip tutulmasıdır. Ölnn mirası hac masraflarına yetecek kadar olursa, herhangi bir mikattan hatta en ucuza mal olacak mikattan dahi olsa yeterlidir. Ama en iyisi ve en evlası, ölenin mirasının yeterli olması durumunda vatanından naip tutmasıdır. Ama mikat cretinden daha fazlası, yaşı kk olan varislerin payından alınmamalıdır. Baliğ olan varislerin payından razı olmaları halinde alınmalıdır.

79- Ölen birinin Haccetu'l-İslam boynunda varsa, mirası hac masraflarına yetecek miktarda olursa, naip tutmaları da gerekse ölenin boynundan kalkması iin biran önce girişimde bulunmaları daha iyidir. Eğer ilk yıl mikattan ecir veya naip tutmaları mmkn değilse, vatanından naip tutarak; mikattan naip tutmalarının mmkn olacağını bilseler de bir sonraki yıla ertelememeleri daha iyidir. Fakat mikattan naip tutulmasından dolayı gelen fazla cret baliğ olmayan ocukların mirasından kesilmemelidir.

80- Boynunda Haccetu'l-İslam olduğu halde ölen birinin mirası haccı iin yeterliyse, öbr taraftan sadece normal miktardan fazlasına ecir tutmak mmkn olursa, ihtiyat naip tutulmasında ve varislerin malından tasarruf etmek iin bir sonraki yıla haccın ertelenmemesindedir. Bir sonraki yıl mikattan (daha ucuza) naip tutma imknı olduğunu bilseler de beklemeden naip tutmaları ihtiyat gereğidir. Normal fiyattan fazlası baliğ olmayan varislerin malından hesaplanmamalıdır.

81- Ölen birinin varislerinin bir kısmı ölenin boynunda hac olduğunu söyler diğer bir kısmı inkr ederlerse, haccın olduğunu söyleyene sadece mirastan aldığı pay oranında hac masrafını ödemesi vaciptir. Örneğin mirasın yarısı ona ulaşmışsa hac masraflarının yarısını ödemelidir. Eğer ödediği miktar hac masrafları iin yeterli olursa -eksik olan kısmı bir başkasının tamamlamasıyla da olsa- ecir tutması vacip olur. Yeterli olmazsa vacip olmaz. İkrar edene eksik kalan kısmı, irsin kendisine ulaşan miktarından veya şahsi parasından tamamlaması vacip değildir.

82- Boynunda Haccetu'l-İslam olduğu halde ölen birinin yerine herhangi bir şahıs cretsiz olarak hac yaparsa bu yeterlidir ve mirasından naip tutmalarına gerek kalmaz. Aynı şekilde mirasın te birlik kısmından hac yapılmasını vasiyet eder ve başka biri onun yerine cretsiz haccederse, bu hac da yeterlidir ve vasiyet ettiği maldan naip tutmaları vacip olmaz. Ama te birlik miktardan hac iin vasiyet edilen kısım (başkası cretsiz onun yerine hac yaptı diye) varislerin malı olmaz. Bu miktar ölnn dşncesine yakın hayırlı bir işte kullanılmalıdır.

83- Boynunda Haccetu'l-İslam varken ölen biri, vatanından naip tutulmasını vasiyet etmişse vatanından naip tutulması vaciptir. Mikat cretlerinden fazla olan miktar, mirasın te birlik kısmından karşılanmalıdır. Sadece hac iin vasiyet eder ve bir şey tayin etmezse mikattan naip tutmak yeterlidir. Ama vatanından naip tutulmasını istediğine dair bir alamet varsa, örneğin ayırdığı para vatanından naip tutmaya yetecek kadarsa, bu durumda vatanından naip tutulmalıdır.

84- Vatanından hac edilmesini vasiyet edenin varisi veya vasisi mikattan ecir tutarsa, ödediği para da ölnn malından olursa ecir tutma işlemi batıldır. Fakat ecirin haccı yerine getirmesiyle ölnn zerinden hac kalkar.

85- Vatanı olmayan bir yerden örneğin, Meşhetli birinin Necef'ten naip tutulmasını vasiyet etmesi halinde, bu vasiyeti yerine getirmek gerekir. Mikattan yapılan haccın cretinden fazla olan miktar, malının te birlik kısmından ayrılır.

86- Eğer Haccetu'l-İslam iin onun tarafından naip tutulmasını vasiyet eder ve crette tayin ederse, bu vasiyete amel etmek vaciptir. Masrafları da asli mirastan karşılanır. Elbette bu normal cretten fazla olmadığı durumdadır. Ama eğer fazla olursa farkı malın te birlik kısmından alınır.

87- Belirli bir maldan kendisinden taraf haccetmelerini vasiyet ederse, vasisi de malın humus veya zektının ödenmediğini bilirse, önce humus veya zekt ödenmeli geri kalan mal ise hac masrafları iin kullanılmalıdır. Hac masraflarını karşılamazsa mirasın aslından eksiklik tamamlanmalıdır. Bu, vasiyet ettiği haccın Haccetu'l-İslam olduğu durumdadır. Eğer Haccetu'l-İslam değilse, ölnn isteğine yakın bir hayratta harcanmalıdır. Elbette vasiyetin Haccetu'l-İslam olmadığı bu durumda ölnn hac vasiyetinden amacının birden fazla hayırlı iş olduğu, örneğin biri hayırlı iş diğeri ise bu hayırlı işin hac olması anlaşıldığı durumdadır. Ama böyle bir şey anlaşılmıyorsa geri kalan mal mirastan sayılır ve varislere aittir.

88-Öl tarafından hac iin naip tutmak -vasiyet veya vasiyet dışında başka bir yolla- vacip olduktan sonra naip tutması gereken kimse, tembellik ve ihmalkrlık yapar ve hac iin ayrılan mal telef olursa, bundan kendisi sorumludur. Kendi malından ona naip tutması gerekir.

89- Ölnn boynunda hac olduğu kesin olarak bilinir ama yerine getirdiği şpheli olursa, onun tarafından yerine getirilmeli ve hac giderleri de mirastan karşılanmalıdır.

90- Sırf ecir tutmakla ölnn boynundan hac sorumluluğu kalkmaz. Şu halde; ecirin mazeretli olduğundan veya mazeretsiz haccı yerine getirmediği anlaşılırsa yeniden ecir tutulmalıdır. Ecir tutma masrafı ikinci kez mirasın aslından ayrılır. Birinci cret ölnn malından ödenmişse ve geri almakta mmknse geri alınması gerekir.

91- Birden fazla ecir olursa zahiren tutulacak ecir fazilet ve şeref bakımından ölenin şanına uygun olmalıdır. Başkasının creti daha az olsa veya ecir creti mirasın te bir kısmından değil de aslından alınsa ya da, baliğ varislerden bazıları buna razı olmasalar da hkm aynıdır.

Evet, yukarıdaki şekilde ecir tutmak, ölnn ödemesi gereken bor veya zekt gibi mali ykmllklerin ödenmesine engel olursa sakıncalıdır. Aynı şekilde mali vecibe dışında ölnn vasiyet ettiği şeylerin yerine getirilmesine de engel olmamalıdır.

92- Ecir tutmanın vatandan mı yoksa mikattan mı vacip olduğu konusunda ölnn değil, varisin taklit ve itihadı dikkate alınır. Şu halde eğer ölnn inancı haccın vatandan vacip olduğu yönnde ise ve varisin de inancı mikattan ecir tutmanın caiz olduğu yönnde ise varise vatandan ecir tutması farz değildir.

93- Ölnn boynunda Haccetu'l-İslam olur ve mirası da olmazsa, varise onun yerine ecir tutması vacip değildir. Evet, mminlere özellikle de yakınlarına ölnn zerindeki hac ykmllğn kaldırmaları mstehaptır.

94- Ölen kendi yerine hac yapılmasını vasiyet ederse ve haccında Haccetu'l-İslam olduğu bilinirse hac giderleri mirasın aslından alınmalıdır. Ama kendisi mirasın te birlik kısmından alınmasını vasiyet etmişse ondan alınır. Vasiyet ettiği haccın Haccetu'l-İslam olmadığı bilinirse veya olup olmadığında şphe oluşursa, haccın masrafları mirasın te birlik kısmından alınır.

95- Kendisinden taraf hac yapılmasını vasiyet etmiş, belirli bir şhısı da yerine getirmesi iin belirlemişse vasiyeti yerine getirilmelidir. Ancak o şahıs normal cretten fazla bir cret isterse, fazlalık mirasın te birlik kısmından alınır. Vasiyet ettiği hac Haccetu'l-İslam ise ve bu iş de mmkn değilse başka birini normal crete ecir tutabilirler. Vasiyetinin Haccetu'l-İslam olduğu bilinir, ölnn hacca vasiyet edip hac iin şahıs belirlemekten amacı iki şey olursa; biri haccın yapılması diğeri haccın belirli bir kişi tarafından yapılması ise, yukarıdaki şekilde davranılmalıdır.

96- Hacca vasiyet eder ve hi kimsenin rağbet etmediği bir cret tayin ederse yani normal bir cretten az olursa, vasiyet ettiği hac Haccetu'l-İslam olursa eksikliği asıl mirastan karşılamaları gerekir. Eğer Haccetu'l-İslam değilse tayin ettiği cret ölenin arzusuna uygun hayratta harcanmalıdır. Vasiyetten eşitlilik kastı varsa, yani ölenin hacı vasiyet etmesinin iki amacı olursa biri hayırlı bir iş yapılması diğeri ise bu hayırlı işin hac olması ise böyle yapılır. Ama eşitlilik kasıt değilse vasiyet batıldır ve belirlenen cret mirastan sayılır.

97- Biri evini belirli bir fiyata satar ve mşteriye bu parayı ölmnden sonra hac iin harcamasını vasiyet ederse, bu surette evin değeri mirasın bir parasıdır. Şu halde söz konusu hac Haccetu'l-İslam ise şart gereklidir ve evin parası hac iin harcanmalıdır. Hac masrafı normal cretten fazla olursa normal cret mirasın aslından ve fazlalık te birlik kısmından alınır. Hac Haccetu'l-İslam değilse yine şart geerlidir ve evin değeri olan hac creti mirasın te birlik kısmından hesap olunur. Üte birlik kısım cretten az olursa söz konusu şart te birden fazlası iin geerli olmayacaktır.

98- Eğer bir şahıs öldkten sonra evine karşılık onun yerine haccetmesi iin başka biriyle anlaşırsa, böyle bir şart doğrudur ve yerine getirilmelidir. Buna göre; o ev şart edenin mlkiyetinden ıkar ve mirastan sayılmaz. Bu hac mstehap olsa da, ev vasiyet hkmnn dışındadır. Aynı şekilde evini bir başkasına, öldkten sonra satarak parasıyla adına hac yaptırması şartıyla temlik ettiğinde de hkm aynıdır. Şu halde bunların hepsi sahihtir ve uygulanması gerekmektedir. Şart edilen şey mstehap bir amel olsa da varislerin o evde hibir hakkı yoktur. Eğer karşı taraf şarta uymazsa, varislerin muameleyi bozma hakkı yoktur. Ölnn velisi ister vasisi olsun veya şer'i hkim, anlaşmayı feshedebilir. Feshederse o mlk meyyitin malı olur, sonra da mirastan sayılıp varislere intikal eder.

99- Vasi ölr ve ölmeden önce vasiyet edenin haccı iin ecir tutup tutmadığı bilinmezse ve vasiyeti de Haccetu'l-İslam olursa, asıl mirastan ecir tutulması vaciptir. Haccetu'l-İslam olmazsa mirasın te birlik kısmından ecir tutulur. Hac iin ayrılan mala vasi el koymuşsa, mal mevcut olduğu takdirde, vasinin kendi malından ecir tuttuğu ve vasiyet edenin malını onun yerine aldığı ihtimali olsa bile, geri alınır. Eğer mevcut değilse vasi sorumlu değildir. Çnk herhangi bir ihmal olmadan malın telef olma ihtimali vardır.

100- Hac iin ayrılan malı korumada herhangi bir ihmal olmadan vasinin elinde telef olursa, vasi sorumlu olmaz. Mirasın geri kalan kısmından ecir tutulmalıdır. Bu haccın, Haccetu'l-İslam olması durumundadır. Haccetu'l-İslam olmazsa, mirasın te birlik kısmından ecir tutulmalıdır. Eğer miras varisler arasında paylaştırılmışsa, aldıkları mirasın oranında geri alınmalıdır. Örneğin mirasın yarısını alan cretin yarısını ödemelidir. Aynı şekilde hac iin ecir olan haccı yerine getirmeden ölr ve mirası olmaz veya olsa da ondan alınması mmkn olmazsa hkm aynıdır.

101- Ecir tutmadan önce vasinin elinde mal telef olur ve bu telefin ihmalkrlık yznden olduğu bilinmezse, bedelinin vasiden alınması caiz değildir.

102- Eğer biri malından belli bir miktarın Haccetu'l-İslam'ın dışında bir yerde kullanılmasını vasiyet ederse ve o miktarın mirasın te birlik kısmından ok olması muhtemel olursa, varislerin izni olmadan tamamının kullanılması caiz değildir.

NİYABET HÜKÜMLERİ

103- Niyabetin birka şartı vardır:

1. Buluğ

Baliğ olmayan ocuğun Haccetu'l-İslam olsun veya başka vacip bir hac, başkasının yerine haccetmesi yeterli değildir. Çocuk mmeyyiz olup iyi ile köty ayırt etse de ihtiyat gereği hkm aynıdır. Evet, mstehap bir hac iin ocuğun, velisinin iznini aldıktan sonra naip olmasının sahih oluşu uzak bir ihtimal değildir.

2. Akıl

Şu halde, delinin başkasından taraf naip olması yeterli değildir. İster bu delilik devamlı olsun veya aralıklarla fark etmez. Sefih birinin naip olmasının ise sakıncası yoktur.

3. İman

Yani, naip Allah'a, Peygamber'e (s.a.a) ve on iki İmam'a (a.s) inanan mmin biri olmalıdır. Şu halde mmin olmayan birinin naip olması yeterli değildir. Hac amelini bizim mezhebimize uygun olarak yerine getirse de ihtiyat gereği yeterli değildir.

4. Naibin boynunda niyabet yılında kendi vacip haccı olmamalıdır.

Ama boynunda vacip hac olduğunu bilmezse, yani haccın kendisine vacip olduğunu bilmezse bu naipliğin sakıncası yoktur. Farz olan hacdan gafil ise, yani boynunda vacip hac olduğunu bilir fakat ondan gafil olursa yine hkm aynıdır.

Bu şart ecir tutmanın sahih olmasının şartıdır, naibin haccının doğruluk haccı değil. Buna göre; boynunda vacip hac olduğu halde naip olup haccederse naip tutanın boynundan hac kalkar. Ama naip olan kararlaştırılan creti değil normal creti hak eder.

104- Naipte adalet şart değildir. Ama naip tutanın yerine hac amellerini yapacak kişinin, bu ameli yapacağına emin olunmalıdır. Naip tutan tarafından haccı yaptığını söyler ama sözne gvenilmezse, bu surette onun haberine inanmanın sakıncası vardır.

105- Naib, amelleri sahih bir şekilde yerine getirdikten sonra, naip tutanın boynundan sorumluluk kalkar. Şu halde naib, hac amellerini ve kurallarını her ameli yaparken başka birinden öğrenmesi gerekse de, bilmek zorundadır.

Amellerin doğru bir şekilde yapıldığında şek edilirse, bu şek hac kuralları konusunda da olsa haccın sahih olması uzak bir ihtimal değildir.

106- Baliğ ve akıllı birinin buluğa ermeyen mmeyyiz ocuktan veya deliden taraf haccetmesinin sakıncası yoktur. Delilik dönemi aralıklarla geliyorsa ve hac dönemine rastlıyorsa iyi olduğu dönemde naip tutmalıdır. Aynı şekilde delilik döneminde ölmş olsa bile, iyi olduğu zaman boynuna hac gelmişse yerine ecir tutulması vaciptir.

107- Naip tutan ve tutulanın her ikisinin de erkek veya kadın olması gerekmez. Kadın erkeğe erkekte kadına naip olabilir.

108- Hacca giden veya gitmeyen birinin, hacca gitmemiş birini naip tutmasının sakıncası yoktur. Naibin veya naip tutanın kadın veya erkek olmasının sakıncası yoktur. Hacca gitmeyenin naip tutulmasının mekruh olduğu söylense de bu söz kanıtlanmamıştır. Öte taraftan acizliği yznden Haccetu'l-İslam'ı yerine getiremeyecek durumda olan ama maddi imknı olan birinin, hacca gitmemiş birini naip tutmasının daha iyi oluşu, uzak bir ihtimal değildir. Aynı şekilde boynunda hac olduğu halde ölen biri iin de en iyisi budur.

109- Naip olunan kimse Mslman olmalıdır. Kfire naip olmak sahih değildir. Şu halde mstati olan kfir ölr ve varisi de Mslman olursa, onun iin naip tutmak vacip değildir. Ancak nasibi (Ehl-i Beyt ve İmamlara dşman olan) birine naip olmak caiz değildir. Babası olması durumunda sakıncası yoktur. Baba dışındaki öteki nasibi akrabalara naip olmak sakıncalıdır. Evet, bir hac edilerek sevabının ona hediye edilmesi sakıncasızdır.

110- Yaşayan biri tarafından mstehap bir hac iin naip olmanın sakıncası yoktur. Bu haccın, karşılıksız veya ecir haccı olması arasında fark yoktur. Aynı şekilde eğer mkellefin bizzat amelleri yerine getirmesi mmkn değilse, vacip hac iin ona naip olmanın sakıncası yoktur. Denilen yerlerin dışında yaşayan birine naip olmak caiz değildir. Ama ölnn yerine her durumda ve her şekilde naip olmak caizdir. İster teberru olarak cretsiz olsun ister cretli; ister vacip hac olsun veya mstehap fark etmez.

111- Niyabetin doğru olması iin; niyabet niyeti ve kendisinden taraf niyabet alınan kimsenin belli olması gerekir. Ameller yapılırken her yerde ve duraklarda isminin söylenmesi mstehap olmakla birlikte, aıka zikretmek gerekmez.

112- Ücret karşılığında veya cretsiz naip olmak caiz olduğu gibi, şartlı akit ile de sahihtir.

Cuale: Bir şahısın "Kim benim yerime veya falancanın yerine haccederse şu kadar cret ona vereceğim" demesiyle oluşan antlaşmadır.

Şartlı Akit: Anlaşmanın ieriğine şart konulmasıdır. Örneğin, bir ev veya mağazayı satarken kendisinin veya falancanın yerine haccetmeyi şart etmesi gibi.

113- Eğer sonradan oluşan bir durumdan dolayı naip, haccın bazı amellerini tamamen veya şeriatta belirtildiği gibi yerine getiremeyecek olursa, kendi yerine hacceden hkmndedir. Şu halde bazı yerlerde haccı sahihtir ve naip tutan iin yeterli olacaktır. Bazı yerlerde de batıldır. Örneğin, Arafat'ta ihtiyari vakfeye gc olmazsa zaruri vakfeye iktifa edebilir. Bu durumda haccı sahihtir ve naip tutandan sorumluluk kalkar. Ama iki vukufu da yerine getiremezse haccı batıl olur. Önceden haccın bazı ihtiyari amellerini yapamayacağı belli olan şhısı ecir tutmak ihtiyat gereği caiz değildir. Hatta böyle bir şahıs cretsiz olarak başkasının yerine haccederse onun bu ameline yetinmek sakıncalıdır.

Evet, ecir tutulan kişinin gölgeye gitme gibi ihramlıya haram olan şeyleri, mazeretli veya mazeretsiz yapacağı önceden bilinen; aynı şekilde nisa tavafı ve   11. , 12. geceleri Mina'da kalmak gibi haccın doğruluğuna zarar vermeyen amellerden birini yerine getirmeyeceği bilinen bir kişiyi, ecir tutmanın sakıncası yoktur.

114- Naip ihram bağlamadan önce ölrse, kendisinden taraf naip olunanın boynundan sorumluluk kalkmaz. Naip tutulması vacip olan konularda, ikinci kez naip tutulması gerekir. İhram bağladıktan ve hareme girdikten sonra ölrse naip olunanın boynundan hac kalkar. Bu konuda Haccetu'l-İslam ile diğer hacların arasında fark yoktur. Yeterlilik konusunda verilen hkm, niyabetin cretli olması durumundadır. Ama cretsiz olursa yeterliliğe hkmetmek sakıncasız değildir.

115- Ecir ihram bağlayıp hareme girdikten sonra ölrse; ölenin boynundan sorumluluğu kaldırmak iin ecir olmuşsa, cretin tamamını hak eder. Ama amelleri yerine getirmek iin ecir tutulmuşsa yani iki şey iin; biri naip tutanın boynundan sorumluluğu kaldırmak ikincisi ise amelleri yerine getirmek iin ecir tutulmuşsa, amelleri yerine getirdiği ölde creti hak eder. Şu halde amellerin te birini yerine getirmişse cretin te birini hak eder. İhram bağlamadan ölrse hibir cret hak etmez. Ama eğer amellere hazırlık yapmak crete dahil ise, yani ecir tutulurken hem hac amellerini yapmak, hem de onlara ait hazırlıkları yapmak kastedilmiş ise, ön hazırlıklardan yaptığı kadarının cretini alır. Örneğin yaptığı ön hazırlıklar btn amellerin te biri kadar olursa, cretin te birini hak eder.

116- Vatandan ecir olunmuşsa ve belirli bir yolda kararlaştırılmamışsa, ecir istediği yoldan gidebilir. Ama belirli bir yol tayin edilmişse, başka bir yoldan gitmesi caiz değildir. Başka bir yoldan gider ve amelleri yerine getirirse, daha önce icarede (hac ameli iin yapılan anlaşmada) yol şart olarak koşulmuş ama icarenin bir parası olduğu söylenmemiş ise, ecir cretin tamamını hak eder ve ecir tutan da feshetme hakkına sahiptir. Anlaşmayı bozarsa, ecir halk arasında olan normal creti hak eder. Eğer belirlenen yol, amellerin bir parası olarak öngörlr ise, yine ecir tutan anlaşmayı bozma hakkına sahiptir. Eğer feshederse; ecir yaptığı amellerin normal cretini alır, ama kat ettiği yol iin bir şey hak etmez. Feshetmezse; ecir kararlaştırılan btn creti alır. Ama ecir tutanın belirlediği fakat ecir tarafından kat edilmeyen yolun cretini isteme hakkına sahiptir.

117- Birinin yerine belirli bir yılda haccetmesi iin ecir olan kimse, başka birinin yerine aynı yıl ecir olamaz. Ama iki ayrı yıl iin veya şahsen yapılması şartı olmadan ecir tutulursa her iki icare de doğrudur.

118- Belirli bir yıl iin birinden taraf ecir olanın, ecir tutanın rızası olmadan haccı öne alması veya geciktirmesi caiz değildir. Geciktirdiği durumda, ecir tutanın antlaşmayı feshetme hakkı vardır. Elbette ecir olunanın zerinden sorumluluk kalkar. Feshedildikten sonra eğer hac anlaşmada bizzat o yıl iin şart olarak konulmuş ise, ecirin hibir hakkı olmaz. Ama şartlı olursa, ecir yapılan amelin normal cretini hak eder. Şartlı olmadan kasıt; yani icarenin hac zerinde olması ve belirli bir yılda yapılmasının da şart edilmesidir.

Eğer feshetmezse, ecir kararlaştırılan cretin tamamını alır. Ama yıl şartı varsa ecir tutan, belirlenen yıl ile ecirin haccettiği yıl arasındaki cret farkını isteyip alabilir.

Ecir haccı, belirlenenden daha önce yaparsa; hac Haccetu'l-İslam ise ve ölen tarafından ecir tutulmuşsa, amel yapıldıktan sonra kendisinden taraf naip olunanın boynundan sorumluluk kalkar. Bir sonraki yıl, yerine hac edilenin boynundan sorumluluk kalktığı iin icare edilen amelin yapılması mmkn olmazsa, bu surette hkm geciktirilme halindeki hkmle aynıdır. Ama bunların dışında örneğin, mstehap bir hac iin gelecek yıllarda yapılmak zere ecir tutulur, ecirde aynı yıl yerine getirirse, hacın belirlenen yılda yapılması özellikle şart edilmişse, ecirin yaptığı amelden dolayı hibir hakkı olmaz. İcare edilen şahısın, ameli belirtilen zamanda yapması vaciptir. Şartlı yapılması halinde ve ecir tutanın bu şartı kaldırmaması durumunda da hkm aynıdır. Ama şartı kaldırırsa, ecir belirlenen cretin tamamını hak eder.

119- Dşmanın engellemesi veya hastalık ve benzeri engellerden dolayı ecir hacca gidemiyorsa bu durumda kendi adına haccedenin hkmndedir. Bu hkm de ileride aıklanacaktır. Bu durumda eğer icare aynı yıl iin şart edilmişse anlaşma bozulur. Şart edilmese ecirin boynunda kalır. Elbette eğer şartlı ecir tutulmuşsa, ecir tutanın şatı kaldırma yetkisi vardır.

120- Naip ihramlı iken, gölgede gitmek veya aynaya bakmak gibi keffarete neden olan bir amel yaparsa kendi malından ödemelidir. İster cretli naip olsun veya cretsiz fark etmez.

121- Birini belirli bir cret karşılığında ecir tutar ve o miktarda hac masrafları iin yeterli olmazsa, ecir tutanın eksikliği tamamlaması vacip değildir. Aynı şekilde fazla olduğunda da fazlalığı alamaz.

122- Birini vacip veya mstehap bir hac iin ecir tutarlarsa ve ecir Meşrdan önce cima ederek haccını bozarsa (yani temett ihramından ıkıp hac iin ihram bağladıktan sonra ve Meşrda durmadan önce kendi eşiyle cima yapması durumunda) haccı tamamlaması vaciptir. Bu hac naip olunan iin yeterlidir. Naip ise gelecek yıl hac etmeli ve bir deve de keffaret vermelidir.

Bir sonraki yıl mazereti olmadan veya mazeretli hac etmese de, zahiren creti hak eder.

Zikredilen hkmler başkası tarafından cretsiz hacceden iin de geerlidir. Sadece cret alma hakkı yoktur.

123- Ecir akitten sonra crete sahip olsa da, amel tamamlanmadan creti ödemek vacip değildir. Ama cretin önceden ödenmesi şartıyla ecir olmuşsa, amelden önce cret ödenmelidir. Zahiren ecir olan kimse aıka şart koşmasa bile amelden önce creti isteyebilir. Bunun sebebi böyle bir şartın akitten anlaşılmasıdır. Zira halk arasında yaygın olan hacın abuk yapılması ve önceden cretinin alınmasıdır. Zaten genellikle cret alınmadan hacca gidip amelleri yerine getirmek mmkn olmamaktadır.

124- Bir kimse şahsen haccetmek iin ecir olursa ecir tutanın izni olmadan o hac iin başkasını ecir tutamaz. Ama bizzat haccı kendisinin yapması şart edilmemişse başka birini ecir tutabilir.

125- Bir şhısı temett haccı iin ecir tutarlar ve vakitte msait iken tesadfen daralırsa, ecir temett umresinden ifrad haccına geerek ve ifrad haccı yaptıktan sonra, mfrede umresi yerine getirirse, naip olunanın boynundan ykmllk kalkar. Ama temett umresi ve temett haccı amelleri iin ecir tutulmuşsa ecir herhangi bir cret hak etmez.

Evet, eğer icare meyyitin boynundan haccı kaldırmak iin yapılmışsa creti hak eder. Örneğin, birinin boynunda hac olur ve bu sorumluluğu kaldırması iin birini ecir tutarlarsa, bu durumda ecir şer-i vazifesine göre haccederse adamın boynundan hac kalkar. Ecir de creti hak eder. Ama özel bir şekilde haccetmesi iin ecir olur ve başka bir şekilde yaparsa, bu durumda hac naip olunanın boynundan kalkar ama ecir creti hak etmez.

126- Mstehap hacda bir kişi birka kişinin yerine haccedebilir. Ama vacip hacda bir kişinin iki veya daha fazla insanın yerine haccetmesi caiz değildir. Bir kişi tarafından ancak naip olabilir. Ama iki veya daha fazla kişiye ortak olarak vacip olursa bir kişi ecir olabilir. Örneğin, iki kişi ortak olarak bir kişiyi hac iin ecir tutmayı nezrederlerse, bu surette kendilerinden taraf haccetmesi iin bir kişiyi ecir tutabilirler.

127- Aynı yılda bir kişiden taraf birka kişi mstehap hac yerine getirebilir. Hayatta olsun veya öl, cretli olsun veya cretsiz fark etmez. Aynı şekilde birden fazla vacip hac olduğunda da hkm aynıdır. Mesela, yaşayan veya ölen birine nezretmek suretiyle iki hac vacip olursa veya biri Haccetu'l-İslam diğeri nezir haccı ise bu surette her biri bir hac iin, iki ayrı ecir tutulabilir. Aynı şekilde iki kişiyi bir kişiden taraf, biri vacip diğeri mstehap olmak zere iki ayrı hac yerine getirmeleri caizdir. İki kişiyi bir vacip hac iin ecir tutmanın caiz olması uzak bir ihtimal değildir. Birisinin haccı eksik yapması ihtimaline karşı, Haccetu'l-İslam iin ihtiyaten iki kişi ecir tutulması gibi.

128- Tavaf kendi zatında mstehap bir ameldir. Şu halde öl ya da diri, Mekke'de olmayan iin veya Mekke'de olup da tavaf yapamayanların yerine naip olmak caizdir.

129-  Naip hac amellerini tamamladıktan sonra kendisi veya bir başkası iin mfrede umresi yerine getirebilir veya tavaf edebilir.

MUSTAHAP HAC

130- Hac yapabilecek durumda olan birinin mstati olmasa da haccetmesi mstehaptır. Mstati olup Haccetu'l-İslam'ı yerine getirmişse, imknı ve gc olması halinde her yıl hacca gitmesi mstehaptır.

131- Mekke'den ayrılanın yeniden hacca dönmeyi niyeti etmesi uygundur. Geri dönmemeyi niyet etmenin ölm yaklaştırdığı bazı rivayetlerde gelmiştir.

132- Hacca gidecek imknı olmayanı hacca göndermek mstehaptır. Aynı şekilde bor alıp hacca gittikten sonra borcunu ödeyebileceğine emin olan birinin, hacca gitmek iin bor alması mstehaptır. Yine hacda fazla para harcamak da mstehaptır.

133- Fakirin, fakir hakkından verilen zektı mstehap hacda harcaması caizdir.

134- Evli veya rici boşanma iddesinde olan kadının mstehap hac iin, kocasından izin alması gerekir. Fakat bain talakla boşanıp idde bekleyen kadının hac iin kocasından izin almasına gerek yoktur. Kocası ölen kadının vefat iddesinde haccetmesi caizdir.

UMRE ÇEŞİTLERİ

135- Umre, hac gibi; vacip, mstehap, mfrede ve temett olabilir.

136- Hac şartlarına sahip herkese umre vacip olur. Hac ameli gibi acil yerine getirilmesi gereken vaciplerdendir. Şu halde, biri hac iin mustati olmasa da umre iin mustati olmuşsa, umreyi yerine getirmesi vaciptir.

Evet, zahiren vazifesi temett haccı olup da sadece mfrede umreye mustati olan birine mfrede umreyi yapmak vacip değildir.

Buna göre, mustati olan biri hac döneminden önce ölrse, onun adına mfrede umre yapılması iin malından ecir tutulması vacip değildir. Aynı şekilde hac iin ecir olan birinin niyabet haccını yerine getirdikten sonra umre haccı yapması, o anda umre yapma imknı olsa bile vacip değildir. Elbette en iyisi zikredilen yerlerde ihtiyata riayet edilmesidir. Fakat temett haccını yerine getiren birsine mfrede umre yapması vacip değildir.

137- Yılın her ayında mfrede umre yapmak mstehaptır. İki umre arasında 30 gn gemesine de gerek yoktur. Şu halde umrenin birini ayın sonunda, diğerini ise öteki ayın başında yapması mmkndr.

Umrenin ikisi de bir şahıs iin olursa, ister kendisi olsun veya başka biri, bir ay ierisinde iki umre yapılmaz. İkinci umreyi reca (Allah'a yakınlaşma) niyetiyle yaparsa sakıncası yoktur. Bir umre kendisi iin bir umre de başkası iin yaparsa, bir ayda iki umre caizdir. İki ayrı şahıs iin de aynı ayda iki umre yapabilir. Mfrede umresi ile temett umresi arasında zikredilen aralığın gerekliliği sakıncalıdır. Şu halde Zilhicce ayında temett umresi yapan biri mfrede umre yapmak istiyorsa, mfrede umreyi muharrem ayına kadar geciktirmesi en iyisidir. Mfrede umreyi şevval ayında yapan biri temett umresi de yapmak istiyorsa, aynı ayda temett umresi yapmaması daha iyidir.

Ama temett umresi ve hac arasında mfrede umre yapmak zahiren temett umresini bozar ve yenilenmesi gerekir. Evet, Mekke'de terviye gnne kadar (Zilhicce ayının 8. gn) hac yapmak iin kalırsa daha önce yaptığı mfrede umre temett umresi sayılır. Ondan sonra temett haccı yerine getirilmelidir.

138- Mufrede umre istitaet ile vacip olduğu gibi nezir, yemin, ahit ve benzeri şeylerle de vacip olur.

139- Mfrede umre ile temett umresinin amelleri birdir. Temett umresi ileride aıklanacaktır. Mfrede umre ile temett umresi arasından birka fark vardır.

1- Mfrede umresinde nisa tavafı vaciptir. Ama Temett umresinde nisa tavafı vacip değildir.

2- Temett umresi hac ayları dışında (Şevval, zilkade, Zilhicce) dışında sahih değildir. ama Mfrede umre btn aylarda sahihtir. En faziletlisi de recep ayında yapılandır.

3- - Temett umresinde ancak taksir edilerek ihramdan ıkılır. Ama mfrede umresinde hem taksirle hem de kafayı tıraş ederek ihramdan ıkılabilir. Kafayı tıraş etmek daha iyidir.

Bu erkekleri iin olan kurallardır. Ama kadınlar iki umrede de taksir etmelidirler.

4- Daha sonra da aıklayacağımız gibi - temett umresi ile hac bir yılda olmalıdır. Ama mfrede umre böyle değildir. Kendisine hem ifrad haccı hemde mfrede umre vacip olan kimse, haccı bir yılda ve umreyi de başka bir yılda yerine getirebilir.

5- Mfrede umresinde sa'y bitmeden bilerek cinsel ilişkide bulunursa, umresi batıl olur ve yeniden yerine getirmelidir. Yani bir sonraki aya kadar Mekke'de kalmalı ve yeniden umre yapmalıdır. Ama biri temett umresi esnasında cima yaparsa 220. meselede de geleceği gibi başka hkm vardır.

140- Mfrede umresinin ihramı, temett umresi iin ihram bağlanan mikatlardan birinden bağlanmalıdır. İleride bunların aıklaması yapılacaktır.

Evet, Mekke'de olup da mfrede umre yapmak isteyen biri, haremin dışından hareme en yakın yerlerden birinden örneğin Hudeybiye'den, Co'rane'den veya Tan'im'den ihram bağlayabilir. Mikatlardan birine giderek ihrama girmesine gerek yoktur. Ama sa'y amelinden önce mfrede umresini cinsel ilişki yaptığı iin bozan biri, ikinci bir kez mfrede umresi iin mikatlardan birinden ihram bağlamalıdır. 223. meselede de geleceği gibi, ihtiyat gereği haremin dışındaki ilk noktada ihram bağlamak yeterli değildir.

141- Mekke'ye, hatta hareme ihramsız girmek caiz değildir. Buna göre hac ayları dışında (şevval, zilkade, Zilhicce) onlara girmek isterse, mfrede umresi iin ihram bağlamalıdır. Ama oduncu ve hayvan yemi taşıyan gibi, devamlı iş icabı girip ıkanların ihram bağlamasına gerek yoktur. Aynı şekilde temett umresi ve haccının amellerini tamamladıktan sonra veya mfrede umresini tamamlayıp Mekke'den ıktıktan sonra ihramını tamamladığı ay gemeden ihramsız Mekke'ye girebilir. Umre-i temettden sonra ve hac amellerinden önce Mekke'den ıkanın hkm 154. meselede gelecektir.

142- Mfrede umreyi hac aylarında yerine getirdikten sonra terviye gnlerine kadar (Zilhicce ayının 8. gn) Mekke'de kalarak haccetmek isterse yaptığı mfrede umre temett umresi hesap olur. Ondan sonra temett haccını yerine getirmesi yeterlidir. bu konuda vacip hacla mstehap hac arasında fark yoktur.

HACCIN KISIMLARI

143- Hac kısımdır:

1- Temett haccı

2- İfrad haccı

3- Kıran Haccı

Temett haccı; Mekke ile vatanı arasında 16 fersah (takriben 88 km.) uzaklık olanların yapması gereken hacdır.

İfrad ve kıran hacları; Mekke halkının ve Mekke ile vatanları arasında 16 fersahtan daha az uzaklık olanların vazifesi olan hacdır.

144- Vazifesi ifrad veya kıran haccı olan birinin temett haccı yerine getirmesi yeterli değildir ve hac vazifesi boynundan kalkmış olmaz. Aynı şekilde vazifesi temett haccı olan birinin kıran veya ifrad haccı yapması yeterli olmayacaktır. Evet, bazı durumlarda vazifesi temett haccı olanın vazifesi ifrad haccına dönşebilmektedir. Bu konu gelecek bölmlerde aıklanacaktır.

Bu Haccetu'l-İslam'ın hkmleri idi. Ama mstehap hacda, tr belirlenmeyen nezir ve vasiyet haccında bir şahıs, Mekke'ye yakın olsun veya uzak zikredilen hac kısımlarından hangisini isterse yerine getirebilir. Elbette en faziletli olanı temett haccıdır.

145- Vatanı, Mekke'den 16 fersah uzakta olan fakat hlihazırda Mekke'de oturan nc yılı dolduktan sonra vazifesi ifrad veya kıran haccıdır. Ü yıl dolmadan vazifesi temett haccıdır. Bahsettiğimiz durumda Mekke'de oturmadan önce veya Mekkeye kaldığı dönemde mstati olması arasında fark yoktur. Aynı şekilde Mekke'de orayı vatan edinmek iin veya başka bir nedenle kalması arasında da fark yoktur. Mekke'ye 16 fersahtan daha az uzaklıkta olan yerlerde yaşayanlar iin de hkm aynıdır.

146- Mekkede oturan bir şahıs, vazifesi ifrad veya kıran haccına dönşmeden önce temett haccı yapmak isterse; temett umresi iin haremin dışında ilk noktadan ihrama girmesinin caiz olduğunu söylemişlerdir. Fakat bu hkm sakıncasız değildir. En iyisi mikatlardan birinden temett umresi iin ihrama girmesidir. Hatta en iyisi kendi vatanının mikatına gitmesidir. Zahiren Mekke'de olan herkes, mstehap dahi olsa temett haccı etmek isterlerse bu hkme tabidirler.

1- Temett Haccı

147- Temett haccı iki ibadetten ibarettir. Birinci ibadet umre, ikinci ibadet hacdır. Bazen sadece ikinci ibadete temett haccı denir. Temett haccında umreyi, hacdan önce yerine getirmek vaciptir.

Temett Umresinin Vacip Amelleri

148- Temett umresinde 5 şey vaciptir.

1) Mikatlardan birinden ihram bağlanması. Geniş aıklama ileride yapılacaktır.

2) Kbe'nin etrafının tavaf edilmesi.

3) Tavaf namazının kılınması.

4) Mescidu'l-Harama yakın olan Safa ve Merve arasında Sa'y yapmak.

5) Taksir. Yani sa, sakal veya bıyıktan bir miktar kesmek.

İnsan taksir edip ihramdan ıktıktan sonra, ihram sebebiyle haram olan şeyler helal olur.

149- Mkellefin Zilhicce 9. gn yakınlaşınca kendisini hac amelleri iin hazırlamalıdır.

Haccın Vacipleri

Haccın vacipleri 13 şeydir:

1) Mekke'den ihram bağlamak. Aıklaması gelecek.

2) Zilhicce ayının 9. gn Arafat'ta bulunmak. Gusledip öğle ve ilkindi namazını arka arkaya kıldıktan sonra zevalden gn batımına kadar orada bulunmak. Arafat Mekke'ye dört fersah uzaklıkta yer adıdır.

3) Mekke ve Arafat arasında bulunan Mzdelifede (Meşar'de) kurban bayramı gecesi (Zilhiccenin 10. gn) gneş doğmadan bir miktar öncesine kadar bulunmak.

4) Kurban bayramı gn Mina'da Cemer-i Akebe'yi taşlamak. Mina Mekke'ye bir fersah uzaklıktadır.

5) Bayram gn veya teşrik gnleri olan 11. 12. 13. gnleri Mina'da inek, koyun veya deve kurban etmek.

6) Minada başı tıraş etmek veya satan ya sakaldan ya da bıyıktan bir miktar kesmek. Bu amelle de ihramlı iken kendisine haram olan kadın, gzel koku ve ihtiyaten av dışındaki şeyler helal olur.

7) Mekke'ye döndkten sonra Kbe'yi tavaf etmek.

8) Tavaf namazını kılmak.

9) Sefa Merve arasında sa'y yapmak. Bu amelle birlikte gzel koku da helal olur.

10) Nisa tavafı.

11) Nisa tavafı namazı. Bu amelle birlikte kadın da helal olur.

12) On birinci, on ikinci ve aıklaması geleceği gibi bazı durumlarda on nc gecesi Mina'da kalmak.

13) On birinci, on ikinci ve Mina'da kalması durumunda on nc gn Cemereyi (Evla, Vusta ve Akabe'yi) taşlamak.

Temett Haccının Şartları

150- Temett haccında birka şey şarttır.

1) Niyet: Temett haccını yerine getirdiğini niyet etmelidir. Başka bir haccı niyet eder veya temett haccı niyetinde kararsız olursa haccı doğru değildir.

2) Umre ve Haccın her ikisi hac aylarında ( Şevval, Zilkade, Zilhicce) olmalıdır. Şu halde umrenin bir kısmını Şevval ayından önce yaparsa umresi sahih olmaz.

3) Umre ve hac aynı yılda yerine getirilmelidir. Umreyi bu yıl yapar, haccı da gelecek yıla ertelerse temett haccı doğru olmaz. Burada gelecek yıla kadar Mekke'de kalması veya vatanına dönerek gelecek yıl yeniden Mekke'ye gelmesi arasında hibir fark yoktur. Aynı şekilde taksir yaparak ihramdan ıkmasıyla, gelecek yıla kadar ihramında baki kalması arasında da fark yoktur.

4) Serbest halde hac ihramı Mekke'den olursa en iyi yer Mescidu'l-Haram'dır. Herhangi bir mazeretten dolayı Mekke'den ihram bağlama imknı yoksa mmkn olan bir yerden ihram bağlamalıdır.

5) Bir kişinin yerine btn umre ve hac amellerini bir kişi yerine getirmelidir. Şu halde ölen veya yaşayan birinin yerine temett haccı iin, biri umreyi diğeri haccı yerine getirmek zere iki kişi ecir olurlarsa bu hac doğru olmaz. Aynı şekilde bir kişi hacceder, umreyi birinin haccı ise başka bir kişinin adına yerine getirirse bu da sahih değildir.

151- Temett umresini yapan birinin gl görşe göre hac amellerinin dışında bir iş iin Mekke'den ıkması caiz değildir. Zaruri olmasa da haccının amellerini zayi edecek durumda olmayan bir iş iin ıkarsa, Mekke'ye döneceğini ve hac iin ihram bağlayabileceğini bilirse, zahiren ihramsız olarak Mekke'den ıkması caizdir. Ama bilmezse ve ihram bağladıktan sonra işinden dolayı Mekke'den ıkarsa, zahiren Mekke'ye dönerek Arafat'a gitmesi gerekmez. Olduğu yerden Arafat'a gidebilir.

Temett umresini yerine getiren birinin bilerek mstehap dahi olsa haccı terk etmesi caiz değildir. Evet, eğer haccı yapacak gc olmazsa en iyisi; yapmış olduğu temett umresini mfrede karar vererek nisa tavafını yerine getirmesidir.

152- Temett umresinin amellerini yapmaya başlayan biri Mekke'ye dönmeye gc varsa zahiren ameller tamamlanmadan Mekke'den ıkabilir. Elbette en iyisi Mekke'den ıkmamasıdır.

153- Umre amellerinden sonra Mekkeden dışarı ıkmanın haram oluşundan kasıt, başkasının yerine dışarı ıkmaktır. Mekke'ye sonradan eklenen ve şu anda da Mekke şehrinden sayılan yeni kısımlar, Mekke'nin eski bölmnden sayılır. Hacı'nın umre amellerini tamamladıktan sonra, bir iş iin olsun veya olmasın oralara gitmesinde bir mani yoktur.

154- Umre amellerinden sonra ihramsız Mekke'den ıkan biri iin iki durum söz konusudur:

1) Umre yaptığı ay ierisinde Mekke'ye dönerse, ihramsız olarak dönmeli ve Mekke'den hac iin ihram bağlamalı ve Arafat'a gitmelidir.

2) Umre yaptığı aydan sonra Mekke'ye dönmek isterse, umre iin ihram bağlamalıdır.

155- Vazifesi temett haccı olan biri, ifrad veya kıran haccı yapmakla görevini yapmış olmaz. Ama temett umresine başladıktan sonra umreyi bitirerek hacca yetişecek kadar vakti olmazsa, bu surette ifrad haccını niyet ederek umreyi bırakmalı hacca gitmelidir. Hac amellerinden sonra da mfrede umresini yerine getirmelidir. Temett haccından ifrad haccına dönmeyi gerektiren, vaktin darlığının öls konusunda fakihler arasında ihtilaf vardır. Gl görşe göre Arefe gn, gn dönmnden önce umre amellerini yapamazsa ifrad haccına dönmesi vacip olur. Ama ondan önce tamamlarsa, ister terviye gnnde (Zilhicce'nin 8. gn) olsun isterse ondan sonra olsun, ifrad haccına dönmesi sakıncasız değildir.

156- Vazifesi temett haccı olan biri, umre iin ihram bağlamadan Arefe gn gneşin zevalinden önce umre amellerini tamamlayamayacağını bilirse, ifrad veya kıran haccına dönmesi yeterli değildir. Bu durumda; boynunda temett haccı var idiyse, temett haccını sonradan yerine getirmelidir.

157- Geniş vakitte temett umresi iin ihram bağlayıp, Arefe gn gneşin zevaline kadar tavaf ve sa'yini geciktirenin umresi batıldır. Gl görşe göre; İfrad haccını reca niyetiyle yapması mmkn olsa da, zahiren ifrad haccına geemez. Hatta gl görş umresinin tavaf, tavaf namazı, sa'y, tıraş ya taksir amellerinin niyetini ifrad haccını ve umresini de kapsayacak şekilde geniş tutmalıdır.

2- İfrad Haccı

Gemiş konularda temett haccının iki kısımdan oluştuğunu söylemiştik. Bunlar temett umresi ve temett haccıdır. Birinci kısım ikinci kısma bağlıdır. Umre hacdan öncedir.

İfrad ve kıran haccı ise belirttiğimiz gibi, vatanları Mekke'den 16 fersahtan daha az uzaklıkta olanların yapması gereken hacdır. İfrad veya kıran haccına ilave olarak, mfrede umresini yerine getirmeleri gerekir. Mfrede umresi de ayrıca bu hacları yapana vacip olacaktır.

Şu halde, bunlardan birini yapabilme gcne sahip olan, hangisini yerine getirebiliyorsa o kendisine vacip olur. Birini bir zamanda diğerini de başka bir zamanda yapabilme imknı varsa, ne zaman vazifesi neyi gerektiriyorsa onu yapmalıdır. Bir zamanda her ikisini de yapması mmkn olursa, her ikisini de yapması vacip olur. Fakihler arasında böyle bir durumda haccın mfrede umreden önce yerine getirilmesi meşhurdur. En iyisi de budur.

188- İfrad haccının amelleri temett haccının amelleriyle aynıdır. Ama aralarında birka fark vardır. Bu farklar şunlardan ibarettir:

1-Temett haccında; umre ve hac amelleri, hac aylarında (Şevval, Zilkade, Zilhicce) ve aynı yılda yapılmalıdır. Ama ifrad haccında umre ve haccın aynı yılda yapılması gerekli değildir.

2- Temett haccında deve, sığır veya koyun kurban etmek gerekir. Ama ifrad haccında kurban vacip değildir.

3- Gl görşe göre, zaruret olmadıka temett haccında tavaf ve sa'y vukuflardan önce yapılmamalıdır. Ama ifrad haccında caizdir.

4- Temett haccının ihramı Mekke'den bağlanmalıdır. Ama ifrad haccının ihramında Mekke halkıyla diğerlerinin hkm farklıdır. Geniş aıklama mikatlar kısmında gelecektir.

5- Temett umresini temett haccında önce yapmak gerekir. Ama bu ifrad haccında şart değildir.

6- Temett haccı ihramından sonra mstehap tavaf yapılmaması ihtiyaten vaciptir. Ama ifrad haccında caizdir.

159- Mstehap bir ifrad haccı iin ihrama giren, temett umresine geip taksir ederek ihramdan ıkabilir. Ama sa'yden sonra telbiye demişse temett umresine geemez.

160- Bir şahıs ifrad haccı iin ihram bağlayıp Mekke'ye girerse, mstehap tavaf yapması caizdir. Bu durumda en iyisi tavaf namazından sonra telbiye demesidir. Elbette udulun (bir amelden başka bir amele gemenin) caiz olduğu yer, temette udul etme niyeti olmadığı durumdadır. Bu ihtiyat, vacip tavafta da geerlidir.

3- Kıran Haccı

161- Kıran haccı ifrad haccıyla btn yönleriyle birdir. Sadece kıran haccında ihram anında mkellefin kurbanı yanında olmalıdır. Bu yolla kurban kesmek ona vacip olur. Haccın bu kısmında ihram, telbiye demekle gerekleştiği gibi işar (alamet bırakmak) veya taklid (hayvanın boynuna bir şey bağlamakla) da gerekleşir. 182. meselede işar ve taklidin anlamları gelecektir. Kıran haccı iin ihram bağlayanın temett haccına gemesi caiz değildir.

İHRAM MİKATLARI

Mukaddes İslam şeriatında ihrama girme yerleri tayin edilmiştir. Bunlara mikat denir. İhramın buralardan bağlanması vaciptir. Bunlar dokuz yerdir.

1- Zulhuleyfe: Medine şehrinin yakınlarındadır. Medine halkının ve Medine yoluyla hacca gitmek isteyenlerin mikatıdır. Bu mikatın Mescid-i Şecere diye meşhur olan mescidinde ihram bağlamak en iyisidir. Aylık adet görmeyen veya bu hkmde olmayan kadının aynı hizada olsa da bu mescidin dışında ihram bağlaması yeterli değildir.

162- Medine yolundan hacca giden biri Zulhuleyfe mikatına ulaşırsa ve yol zerinde Cuhfe denilen başka bir mikat olursa, Zulhuleyfe'den ihramsız geerek Cuhfe'de ihram bağlayamaz. Sadece hastalık, zayıflık ve zaruret arz eden diğer mazeret durumları haritir.

2- Akik Vadisi: Bu mikat Irak, Necd ve oradan geen herkesin ihram bağladığı mikattır ve bölmden oluşmaktadır.

a) Maslah: İlk bölmnn adıdır.

b) Qumre: Orta bölmnn adıdır.

c) Zat'ı Arak: Son bölmnn adıdır.

Hastalık, takiye gibi engeller olmadıka mkellefin Zat'ı Arak'a ulaşmadan ihram bağlaması en iyi olandır.

163- Takiye durumunda Zat'ı Arak'a ulaşmadan gizlice ve elbiselerini ıkarmadan ihrama girip, Zat'ı Arak'a ulaştığında da elbiselerini ıkararak iki ihram elbisesini bağlamasının caiz olduğu ve keffareti de olmadığı söylenmiştir. Fakat bu görş sakıncasız değildir.

3- Cuhfe: Bu mikat Şam, Mısır, Mağrib ve bu yoldan geenlerin mikatıdır. Hatta zahiren, mazeretli veya mazeretsiz Zu'l-Huleyfe'den geerek orada ihram bağlamayanların da mikatıdır.

4- Yelemlem: Bir dağın adıdır. Yemen ahalisi ve o gzerghı kullananların mikatıdır.

5- Karnu'l-Menazil: Taif halkının ve bu gzerghtan yolu geenlerin mikatıdır.

Son dört tanesinde mikat orada bulunan camilere mahsus değildir. Bu isimlerin kapsadığı btn yerlerde ihram bağlanabilir. Ama bu yerlerin kapsadığı alanı mkellef bilmezse, bu yerlerden önce nezrederek ihram bağlayabilir. Sonrada nezrine göre amel etmelidir. Aynı şekilde bu amel, teşhis etme gcne sahip olunsa da caizdir.

6- Zikredilen mikatlardan birinin hizası: Bu da; mikatlardan hibirine uğramayan bir yoldan gidenin hkmdr. Bu surette mikatlardan herhangi birinin hizasına geldiğinde ihram bağlayabilir. Mikat hizasından kasıt; insanın Kbe'ye doğru durduğunda mikatın sağında veya solunda kalması, oradan getiği taktirde mikatın arkasında kalmaya başlamasıdır. Bunu belirlemede örfn görş yeterlidir. Akli dikkat gerekli değildir.

Eğer insan iki mikat hizasından geerse, birinci mikatın hizasından ihram bağlaması en iyi olandır.

7- Mekke: Mekke, temett haccının mikatıdır. Aynı şekilde Mekke halkının ve teklifleri Mekke halkı gibi olmuş olsun veya olmasın orada ikamet edenlerin, ayrıca İfrad ve Kıran haccının mikatıdır. Mekke halkının veya orada ikamet edenlerin Kıran veya İfrad haccı iin mikatlardan birine gitmeleri gerekli değildir. Ama erkeklerin Co'rane gibi mikatlardan birine giderek ihram bağlamaları daha iyidir.

Şehrin yeni bölgelerinde ihram bağlamak caiz olmakla birlikte, Resulullah'ın (s.a.a) zamanında olduğu gibi en iyisi eski Mekke'den ihram bağlanmasıdır. Harem'in dışında kalan bölmler bu hkmn dışındadır.

8- Mkellefin sakin olduğu ev: Bu, evi Mekke'ye mikattan daha yakın olanların mikatıdır. Böyle bir şahıs evinden ihram bağlayabilir. İhram bağlamak iin mikatlardan birine gitmesine gerek yoktur.

9- Edne'l-Hill: Buradan kasıt Hudeybiye, Co'rane ve Tan'im gibi harem dışındaki ilk yerlerdir. Kıran ve ifrad haccından sonra mfred umre yapmak isteyenlerin mikatıdır. Mekke'de olup da mfred umre yapmak isteyenlerin de mikatıdır. Bundan 140. meselede zikredilen bir durum istisna edilmiştir.

Hudeybiye, Co'rane ve Tan'im Mekke halkı arasında meşhur yerin adıdır.

Mikatlara Ait Hkmler

164- Mikattan önce ihram bağlamak caiz değildir. İhramlı iken mikattan gemek yeterli değildir. Mutlaka mikattan ihram bağlanmalıdır. Bu hkmden iki yer istisna edilmiştir.

1) Mikata ulaşmadan ihram bağlamayı nezrederse bu surette mikattan önce ihram bağlaması doğrudur. Mikatta yeniden ihram bağlamasına veya mikattan gemesine gerek yoktur. Hatta hibir mikata uğramayan bir yoldan Mekke'ye girebilir. Bu hkmde vacip ya mstehap hacla mfred umre arasında fark yoktur.

Evet, fark sadece şuradadır ki; ihram temett haccı veya umresi iin olursa hac aylarında (Şevval, Zilkade, Zilhicce) olmalıdır.

2) Recep ayında mfrede umre yapmak isteyen biri, mikata kadar ihramı geciktirirse Recep ayı umresini yapmaya muvaffak olamayacağından korkarsa, mikattan önce ihram bağlaması caizdir ve geri kalan amelleri Şaban ayında yapsa da bu Recep ayı umresi sayılır. Bu hkmde vacip umre ile mstahap umre arasında fark yoktur.

165- Mkellefin mikata ulaşacağına emin olduktan sonra ihram bağlaması gerekir. Eğer mikata ulaşacağından şphe ederse ihram bağlaması caiz değildir.

166- Eğer mikattan önce ihram bağlamayı nezreder ve nezrinin tersine mikattan ihram bağlarsa ihramı batıl olmaz. Ama bilerek bunu yapmışsa, nezrine muhalefet ettiği iin keffaret vermesi gerekir.

167- Mikattan önce ihram bağlamak caiz olmadığı gibi mikattan sonra ihram bağlamak da caiz değildir. Şu halde hac ya umre niyeti olan, hareme veya Mekke'ye girmek isteyen iin bilerek mikattan ihram bağlamadan gemesi caiz değildir. Başka bir mikatın daha ileride olduğunu bilse dahi hkm aynıdır. İhramsız mikattan geerse imknı varsa geri dönmesi gerekir. Ama mazereti olmadan Zulhuleyfe den geerek Cohfe'ye ulaşan kimsenin gnahkr olmakla beraber, zahiren Cohfe'den ihram bağlaması yeterli olacaktır.

En iyi olan mkellefin mikatın hizasından ihramsız gememesidir. Elbette mkellefin önnde mikat veya mikat hizasında bir yer olması durumunda, oradan ihramsız gemesinin caiz olması da uzak bir ihtimal değildir.

Eğer mkellefin hac amellerini yerine getirme, hareme veya Mekke'ye girme niyeti yoksa -haremin dışında işi olan yolcu gibi- mikattan getikten sonra hareme girmek isterse bu surette, haremin dışında hareme yakın ilk noktadan mfrede umre iin ihram bağlayabilir.

168- Zikredilen durumun dışında mkellef bilerek mikattan ihram bağlamadan geerse iki durum söz konusu olur.

1- Eğer mikata dönmesi mmknse, mikata dönerek oradan ihram bağlaması vaciptir. İster haremin dışından olsun veya iinden hkm aynıdır. Böyle yaparsa ameli sakıncasız ve doğru olacaktır.

2- Mikata dönmesi mmkn değilse haremde olsun veya dışında; ya da haremin iindeyse dışarı ıkma imknı olsun veya olmasın zahiren hac batıl olur. Mikattan bağlanmayan ihram da yeterli değildir ve msteti ise başka bir yıl yeniden haccı yerine getirmelidir.

169- Mkellef unutkanlık, baygınlık ve benzeri sebeplerden dolayı veya hkm ve mikatı bilmediği iin -zikrettiğimiz önceki durum hari- ihram bağlamadan mikattan geerse dört durum söz konusu olur.

1) Mikata geri dönmesi mmknse geri dönmeli ve mikattan ihram bağlamalıdır.

2) Haremde ise ve mikata gitmesi imknsız ama haremin dışından bağlamak mmkn ise, haremden ıkmalı ve haremin dışından ihrama girmelidir.

En iyi olan; uzaklaşabildiği kadar haremden uzaklaşıp oradan ihram bağlamasıdır.

3) Haremde ise ve haremin dışına ıkması da mmkn değilse Mekke'ye girmiş olsa dahi, olduğu yerden ihram bağlamalıdır.

4) Haremin dışında olup mikata dönmesi mmkn değilse, mmkn olduğu kadar geri gidip ihram bağlamalıdır.

Bu dört durumda, mkellef denilen görevleri yerine getirirse, amelinin doğru olduğuna hkmedilir. İhramı mikattan önce veya sonra bağlayan, bilmediğinden veya unutkanlık sebebiyle de olsa ihram bağlamamış hkmndedir. Zikredilen dört durumdaki hkme göre amel etmelidir.

170- Haiz olan bir kadın, hkm bilmediğinden mikattan ihram bağlamadan hareme girerse ve mikata dönmesi mmkn değilse, haremin dışından ihram bağlamalıdır. Hatta haccı zedelemeyecekse, mmkn olduğu kadar haremden uzaklaşıp ihram bağlaması ok daha iyidir. Bu ameli yapması mmkn değilse, diğerleriyle aynı hkmde olacaktır. Yani bu surette o da 169. meselede söylendiği gibi davranmalıdır.

171- Umre bozulursa, bu ihramın bozulmasıyla da olsa, imknı varsa baştan başlamalıdır. Ama imknı yoksa vaktin azlığından dolayı olsa bile hac bozulur. Bir sonraki yıl haccın yenilenmesi gerekir.

172- Bir gurup fakih şöyle buyurmuştur: "Mkellef bilmeyerek veya unutarak umreyi ihramsız yaparsa umresi doğrudur." Bu söz sakıncasız değildir. Bu durumda, mmknse denildiği şekilde iade etmesi ihtiyata uygundur.

173- Gemiş konularda de denildiği gibi vatanı Mekke'den uzak olan, zikrettiğimiz ilk beş mikattan birinden umre iin ihram bağlamalıdır. Şu halde yolu bu mikatlardan birine dşen iin sorun yoktur. Ama yolu bu mikatlardan hibirinden gemiyorsa, zaten gnmzde de bu şekildedir, hkmleri ayrıdır. Zira hacıların geneli önce Cidde havaalanına giderler. Daha sonra hac ve umre amellerini Medine-i Mnevvere ziyaretinden önce yapmak isterler. Cidde'nin mikatlardan olmadığı da bellidir. Mikatlardan birinin hizasında olması da kanıtlanmamıştır. Hatta aynı hizada olmadığı kesindir. Buna göre şu yoldan birini semek durumundalar.

1) Kendi vatanında veya uakla bazı mikatların zerinden geerken ihram bağlamayı nezir ederse, nezrine uygun olarak ihram bağlayabilir. Elbette bu, gölgede bulunmayı gerektirmeyecek gece yolculuğu veya yağmurdan korunmayı gerektirmeyecek durumda sakıncasızdır.

2) Cidde'den mikatlardan birine veya hizasına giderek ihram bağlayabilir veya mikatlardan birinin arkasında kalacak şekilde bir yerden, örneğin Cohfe mikatının arkasında bulunan "Rabığ" dan nezrederek ihram bağlayabilir.

Aıklama: Rabiğ meşhur bir şehirdir. Onunla Cidde arasında anayol olduğundan oraya ulaşmak Cohfe'den daha kolaydır.

3) Cidde'den nezrederek ihram bağlayabilir. Elbette bu, genel olarak Cidde ile harem arasında mikatlardan biriyle aynı hizada bir yer olduğunu bildiği taktirde caizdir. Cuhfe ile aynı hizada bir yerin olması uzak bir ihtimal da değildir. Ama sadece buna ihtimal verir ve kesin bilmezse bu durumda böyle bir şhısa nc yolu semesi caiz değildir.

Evet, eğer Cidde'ye gelir ve mikatlardan birine veya onların hkmnde olan bir yere sonradan gidemezse, Cidde'den nezrederek ihram bağlaması caizdir. Meşhur görşe göre hareme girmeden önce ihramını yenilemesine de gerek yoktur.

174- Temett haccı yapmak isteyenin hac iin Mekke'den ihrama girmesi gerektiğini söylemiştik. Buna göre bilerek ve kasten Mekke'nin dışında bir yerden ihram bağlarsa, Mekke'ye ihramlı da girse ihramı doğru olmayacaktır. Mmkn olduğu taktirde Mekke'de ihramını yenilemelidir. Aksi taktirde haccı batıl olacaktır.

175- Temett haccı yapmak isteyen biri Mekke'den ihram bağlamayı unutursa mmknse Mekke'ye dönmesi vaciptir. Mmkn değilse olduğu yerden Arafat'ta da olsa ihram bağlamalıdır. Haccı da doğrudur. Meseleyi bilmeyenin hkm de aynıdır.

176- Hac ihramını tamamen unutup haccın sonuna kadar hatırlamazsa haccı doğrudur. Konuya cahil olanın da hkm aynıdır.

İhrama Girme Şekli

İhram iin 3 şey vaciptir:

1-Niyet:

Yani ilahi rızaya yakınlaşmak iin hac veya umreyi yapmaya kastetmek. Niyet ederken yapmak istediği ibadetin btn amellerini ayrıntılı olarak bilmesi şart değildir. Genel olarak amelleri bilmesi yeterlidir. Eğer mkellef niyet ederken umrenin vacip amellerini ayrıntılı olarak bilmezse hac amellerini anlatan kitaplardan veya gvendiği bir öğreticiden öğrenmesi yeterlidir.

Niyette birka şey gereklidir:

1) Diğer ibadetlerde de olduğu gibi kurbet ve ihls kastı olmalıdır. Yani mkellef amelleri yaparak Allah'ın rızasına yakınlaşmayı niyet etmeli başka bir amacı olmamalıdır.

2) Belirli yerlerde niyetin yapılması. Bu belirli yerlerden maksadın nereler olduğu mikatlar bölmnde geti.

3) İhram bağlarken hangi ibadet iin ihram bağladığını belirlemelidir. Hac iin mi, umre iin mi, hac ise temett haccı mı, ifrad veya kıran haccı mı olduğunu belirlemelidir. Başkasının yerine haccediyorsa onu niyet etmelidir. Kendi yerine haccın sayılması iin de başkasından taraf niyet etmemesi yeterlidir. Nezir yoluyla vacip olan haccın yerini bulması iin, nezrinin ameliyle uyumlu olması yeterlidir. Yaptığı nezir haccını yerine getirdiğini, niyet etmesi gerekli değildir. Aynı şekilde haccı, Haccetu'l-İslam ise ve ameli ona uygunsa izafi bir niyete gerek yoktur.

177- Mstehap olmakla birlikte niyet ederken dille söylenmesine gerek yoktur. Aynı şekilde Allah rızasına yakınlaşmayı da niyet ederken, onun anlamını zihninden geirmesi gerekmez. Sadece ibadeti yerine getirmekteki hedefinin diğer ibadetlerde de olduğu gibi Allah'ın rızasına yakınlaşmak olması yeterlidir.

178- İhrama girerken veya girdikten sonra bitene kadar ihramlıya haram olan şeyleri terk etmeyi azmetmek, ihramın doğruluğu iin gerekli değildir. Buna göre ihramlıya haram olan şeyleri yapmayı niyet etse de ihramı doğrudur.

Evet, mfrede umrenin ihramında sa'y amelini bitirmeden kendi eşiyle cinsel ilişkide bulunanın veya yapıp yapmama konusunda şphede kalanın ihramı zahiren batıldır. İhtiyaten istimna hkm de aynıdır.

Ama ihram anında bu ikisini terk etmeği kasteder ama niyetinde baki olmazsa, yani ihramı yaptıktan sonra bu iki işten birini yapmak isterse bu durumda ihramı batıl olmaz.

2- Telbiye:

Yani şu cmlenin denilmesidir: "Lebbeyk Allah'umme Lebbeyk, Lebbeyke La Şerike Leke Lebbeyk." Şu cmleyi izafi etmesi daha iyi ve meşhurdur: "İnne'l-Hamde Ve'n-Nimete Leke Ve'l-Mlk La Şerike Lek." Sonuna "Lebbeyk" eklemek de caizdir. Yani "La Şerike Leke Lebbeyk"

179- Mkellefin namazın Tekbiretu'l-İhram'ında olduğu gibi Telbiye'nin kelimelerini ve doğru bir şekilde eda etmesini öğrenmesi gerekir. Bu, iyi bilen birinin söylediğini tekrar etmekle de olabilir. Eğer bu cmleleri öğrenemez ve başkasının dediğini de tekrar edemezse bu durumda, örfn telbiye demeyecekleri kadar bozuk olmaması şartıyla, telbiyeyi sahih olmayan şekliyle söyleyebilir. Eğer örfn telbiye demeyecekleri kadar bozuk olursa bu durumda hem bu sözcklerin anlamında başka Arapa sözlkler söylemeli, hem telbiyenin tercmesini demeli, hem de telbiye demesi iin naip tutmalıdır.

180- Sonradan dilsiz ve sağır olan birisi, telbiyenin sözlerine tevecch edebiliyor ve anlıyorsa, eda edebildiği kadarını demelidir. Demesi mmkn değilse, kalbinde geirdiği zaman dudaklarını telbiye diyen gibi hareket ettirmeli ve telbiye sözlerini anlatacak şekilde parmağıyla işaret etmelidir.

Doğuştan sağır ve dilsiz olan biri dudaklarını telbiye söyleyenler gibi hareket ettirmeli ve parmağıyla da işaret etmelidir.

181- Mmeyyiz olmayan ocuğun yerine bir başkası telbiye söyler.

182- Temett haccı, temett umresi, ifrad haccı ve mfrede umresi ihramları telbiye olmadan gerekleşmez. Ama kıran haccı ihramı telbiyeyle olduğu gibi iş'ar ve taklid ile de gerekleşir. İş'ar kurbanlık deveye hastır. Taklid ise deve, sığır ve koyun gibi diğer kurbanlıklara aittir. En iyisi iş'ar ve taklidi devede bir arada kullanmaktır. Kıran haccı ihramı iş'ar ve taklidle gerekleşmesine rağmen telbiye söylemek daha iyidir.

İş'ar: Devenin kamburunun bir tarafını keserek kurbanlık olduğunu belli edecek şekilde kanatmaya denir. Sağ taraftaki kamburu kanatmak ihtiyata daha uygundur. Ama kurbanlık develer ok olursa, bir kişinin iki devenin ortasında durarak birinin sağ diğerinin sol tarafını kesmesi caizdir.

Taklid: Hayvanın boynuna, kurbanlık olduğu belli olsun diye ip, tasma, ayakkabı ve benzeri şeyleri bağlamaya denir. Teclilin taklid iin yeterli olması uzak bir ihtimal değildir. Teclil: kurbanlık olduğunun belli olması iin hayvana para ve benzeri şeyler bağlanmasına denir.

183- İhram bağlamada kk ve byk hadesten temiz olmak şart değildir. Kk ve byk hadeste bulunan birinin ihramı sahihtir.

Daha aık bir tabirle; abdestsiz ve cnp birinin veya hayızlı ve lahusa bir kadının ihram bağlamasının sakıncası yoktur.

184- İhramda telbiye -kıran haccında da iş'ar ve taklid- namazdaki Tekbiretu'l-İhram gibidir. Telbiye olmadan ihram gerekleşmez. Bu durumda ihram niyeti eder ve iki ihram elbisesini giydikten sonra telbiye demeden haramlardan birini yaparsa, gnah etmemiştir ve keffareti de yoktur.

185- Mescid-i Şecere'den ihram bağlayanın Zulhuleyfe'nin son kenar noktası olan ve zeminin dzleşmeye başladığı "Bida" ya ulaşıncaya kadar telbiye demeği geciktirmesi ve orada demesi daha iyidir. En uygun olan mikatta telbiye demektir, ama yksek sesle demeği Beyda'ya varıncaya kadar ertelemelidir. Bu erkeklere ait hkmlerdir. Kadınlardan hibir durumda ve yerde yksek sesle telbiye demeleri istenmemiştir.

Diğer mikatlardan ihram bağlayanın telbiye söylemeyi biraz yrdkten sonra başlaması evladır. Mescidu'l-Heram'dan ihram bağlayan ise telbiye söylemeyi "Rakta"ya kadar geciktirmesi iyidir. "Rakta", "Radem"den önce olan bir yer adıdır. "Radem" ise Mekke'de Mescid-i Raye yakınlarında, Mescid-i Cin'den önceki bir yerin adıdır. "Radem"in şimdiki adının "Mddea" olduğu söylenmektedir.

186- Telbiyeyi bir kere demek vaciptir. Fazla denilmesi mstehaptır. İnsan istediği kadar telbiye diyebilir. Temett umresi yapanın Mekke'nin eski evlerini gördğnde telbiye demeği kesmesi en iyisidir. Eski evlerin sınırı; Medine yolundan Mekke'nin yukarısından gelen iin "Akebe-i Medeniyyin"dir. Mekke'nin aşağı kısmından gelenler iin de "Akabe-i Zi Tuva"dır.

Harem'in dışından gelip, mfrede umre yapan birinin hareme girerken telbiye demeyi kesmesi daha iyidir. Harem'in dışındaki en yakın yerden ihram bağlayanın Mekke evlerini görnce ve hac ameli yapanın Arefe gn öğle vaktine kadar telbiye demeyi kesmesi daha iyidir.

187- İki paradan oluşan ihram elbisesini giyip telbiyeyi geciktirebileceği en son yere vardığında, telbiye söyleyip söylemediğinde şphe ederse, söylemediğine karar vererek telbiye demelidir. Telbiye dedikten sonra doğru söyleyip söylemediğinde şphe ederse doğru söylediğine karar vermelidir. İhramı da, ameli de doğrudur.

3- İki İhram Elbisesini Giymek

İhrama girenin, giymesi haram olan elbiseleri ıkardıktan sonra giydiği iki ihram elbisesine "izar ve rida" denir. Baliğ olmayan ocuklar bu hkmden mstesnadır. "Fah" yolundan gidiyorsa oraya varıncaya kadar elbiselerini ıkarmayı geciktirmek caizdir.

Zahiren ihram elbiselerini giymenin özel bir şekli yoktur. İzar'ı fite gibi bele bağlamak Rida'yı da aba gibi omuza atmak veya sol omuzun zerinden sağ koltuğun altından brnmek caizdir. Veya tersine yapabilir ve benzer şekilde giyebilir. Ama normal giyinilen şekilde giyinmek daha iyidir.

188- Meşhur görşe göre iki ihram elbisesini giymek mstakil olarak vaciptir. İhramın gerekleşmesinin şartı değildir.

189- İhtiyaten izar, göbekten dizlere kadar, rida ise iki omuzu, kolları ve belin önemli bir kısmını örtmelidir.

İhram elbiselerinin niyet ve telbiyeden önce giyilmesi ihtiyaten vaciptir. ihram elbiselerini giymeden önce niyet edip telbiye söylerse, elbiseyi giydikten sonra niyet ve telbiyeyi yenilemesi en iyi ve uygun olandır.

190- Bilmediğinden veya unutkanlık yznden zerinde gömlek olduğu halde ihram bağlayan biri onu ıkarmalıdır ve ihramı da doğrudur. Hatta meşhur görşe göre bunu bilerek de yapsa ihramı doğrudur.

Ama ihramdan sonra gömlek giyerse, ihramının doğru olduğunda şphe yoktur. Ama onu paralamalı ve ayak tarafından ıkarmalıdır.

191- Soğuktan, sıcaktan veya başka bir şeyden korunmak iin ihramın başından veya daha sonra iki paradan fazla ihram brnmenin sakıncası yoktur.

192- Namaz kılanın elbisesinde şart olan şeyler iki ihram elbisesinde de şattır. Şu halde iki ihram elbisesi, halis ipekten ve yırtıcı hayvanların derisinden olmamalıdır. Hatta ihtiyat gereği eti yenilmeyen her hayvanın uzvundan olmamalıdır. Altın işlemeli olmamalıdır. Temiz olmalıdır. Namazda affedilen miktarda necis olmasının sakıncası yoktur.

193- İzarın hibir bölmnn vcudu gösterecek şekilde ince olmaması ihtiyata uygundur. Ama bu şart rida iin geerli değildir.

194- İhram elbiselerinin dokuma olması; deri, krk ve kee cinsinden olmaması en iyisidir.

195- İhramda rida ve izar giymek sadece erkeklere vaciptir. Zikredilen şartlara sahip olduktan sonra kadınlar kendi normal elbiseleriyle ihrama girebilirler.

196- İpek giymek sadece erkeklere haram olmakla beraber, kadınların da ipekten elbiseyle ihram bağlamamaları ihtiyata uygundur. Hatta ihtiyaten, saf ipekten olan bir şeyi, ihramın hibir durumunda giymemeleri daha uygundur. Ama soğuk ve sıcaktan korunmak gibi zaruret hallerinde giyebilirler.

197- İhram bağladıktan sonra ihram elbiselerinden biri veya her ikisi necis olursa, hemen temizlemek veya değiştirmek en iyisidir.

198- İhram elbisesinin devamlı giyilmesi vacip değildir. Omuzlara atılan ridayı, zaruret halinde veya başka sebepten omuzdan kaldırmanın sakıncası yoktur. Yeni ihram elbisesi iin zikredilen şartlara uymak şartıyla, başka bir ihram elbisesiyle değiştirmenin de sakıncası yoktur.

İHRAMLIYA HARAM OLAN ŞEYLER

Önceden de denildiği gibi; telbiye söylemeden ihram gerekleşmez. Sadece ihram niyeti etmek yeterli değildir. Mkellef ihram bağladıktan sonra 25 şey kendisine haram olur. Bu 25 haram şunlardır:

1- Çöl hayvanı avlamak

2- Kadınla ilişkide bulunmak

3- Kadın öpmek

4- Kadına şehvetle dokunmak

5- Kadına bakmak ve şehvet getiren oynaşma

6- İstimna (Sonradan aıklaması gelecek)

7- Nikh akdi

8- Gzel koku kullanmak

9- Erkeğin dikili ve dikili hkmnde elbise giymesi

10- Srme ekmek

11- Aynaya bakmak

12- Erkeğin orap izme giymesi

13- Yalan söylemek, kfretmek ve bir mmine hakaret olacak şekilde övnmek

14- Tartışmak

15- İnsan bedenine eziyet eden bit ve benzerlerini öldrmek

16- Sslenmek

17- Yağ srmek

18- Bedenden ty ve kıl koparmak

19- Erkeğin başını örtmesi ve suya dalmak. İkinci hkm kadınlar iinde geerlidir.

20- Kadının yzn örtmesi

21- Erkeğin gölgede durması

22- Bedenden kan ıkarmak

23- Tırnak almak

24- Bir görşe göre; diş ekmek-ektirmek

25- Silah taşımak

Bunlar aşağıda sırasıyla aıklanacaktır.

1- Çöl Hayvanı Avlamak

199- İhrama giren birinin herhangi bir öl hayvanına eziyet etmesi, avlaması, öldrmesi, yaralaması, azalarından birini ezmesi, koparması vs. caiz değildir. Harem sınırları ierisinde olan birinin, ihramda olmasa da bunları yapması haramdır. Çöl hayvanından maksat; sonradan evcil de olsa, tabiatı ve yaratılışı gereği vahşi ve korkup kaan yabani hayvandır. Zahiren zikredilen hkmde eti yenen veya yenmeyen hayvan arasında fark yoktur.

200- Çöl hayvanı avlamak ihramlıya haram olduğu gibi, yerini göstermek suretiyle de olsa avlamada başkasına yardımcı olmakta haramdır. Avlayana yardımcı olmanın haram oluşu hkmnde, avlayanın ihramda olup olmaması arasında fark yoktur. Hatta ihtiyat gereği, ihramda olana haram olan btn konularda başkasına yardımcı olmaması gerekir. İster avlamak olsun veya öldrmek ya da başka bir şey 199. meselede denildiği gibi haramdır.

201- İhrama girene; ister ihrama girmeden önce kendisi avlamış olsun veya başkası avı yanında bulundurması caiz değildir. avın haremde veya harem dışında yapılması arasında da fark yoktur.

202- Avlayan haremin dışında ve ihrama girmemiş olsa da, av hayvanının etinden ihramda olanın yemesi caiz değildir. Avlayarak öldrmş olması veya daha sonra kesmesi arasında fark yoktur. Aynı şekilde ihrama girenin, ihramlı olsun veya olmasın başkasının haremde avladığı veya öldrdğ hayvanın etini yemesi caiz değildir.

203- Çöl hayvanının yavrusunu avlamanın hkm kendisini avlamakla aynıdır. Yumurtasını almanın, kırmanın ve yemenin ihramlıya haram olması da uzak bir ihtimal değildir. Başkalarına da bu işlerde yardım etmemesi en iyisidir.

204- Söylenen hkmler aıklandığı gibi öl hayvanları hakkındaydı. Onlardan biri de ekirgedir. Sadece denizde yaşayan balık gibi hayvanları avlamanın sakıncası yoktur. Hem suda hem denizde yaşayan hayvan öl hayvanı hkmndedir. Çöl hayvanı olup olmadığında şphe edilen hayvanın avlanmasında meşhur görşe göre sakınca yoktur.

205- İhrama girene, öl hayvanı avlamak haram olduğu gibi her trl hayvanı öldrmek, av olmasa da haramdır. Bundan birka hayvan istisna edilmiştir.

1) Herhangi bir sebepten vahşi olsa da koyun, inek, deve, uamayan tavuk hatta Habeş tavuğu gibi evcil hayvanları ihrama girenin öldrmesi caizdir. Evcil olup olmadığında şphe edilen hayvanların öldrlmesi de caizdir.

2) İhramda olanın karşılaşmaktan korktuğu veya canına tehlike teşkil eden yırtıcı hayvanları, yılan gibi srngenleri ve benzerlerini öldrmesi caizdir.

3) Haremin gvercinlerine eziyet eden yırtıcı kuşları da öldrmek caizdir.

4) Boğa yılanı, siyah yılan, tehlikeli yılanlar, akrep, fare gibi hayvanları her halkarda öldrmek caizdir. Hibir keffareti de yoktur. Aslan dışında -meşhur görşe göre- yırtıcı hayvanları öldrmenin keffareti yoktur.

İnsanın canı iin tehlike oluşturmayan yırtıcı hayvanları öldrmenin, kendi değeri kadar keffareti olduğu söylenmiştir.

206- İhramlının karga ve ev şahinine ok atması caizdir. Ok deyip de ölrlerse keffareti yoktur.

Avlanma keffareti

Çöl hayvanlarının öldrlmesi ve avlanması durumunda şeriatta her biri iin bir keffaret tayin edilmiştir. Aşağıda bunların aıklaması yapılacaktır.

207- Deve kuşunu öldrmenin keffareti bir deve, sağırı öldrmenin keffareti bir sığır, yabani zebranın, ihtiyaten geyik ve tavşanın öldrlmesinde bir koyun, aynı şekilde ihtiyat gereği tilkinin öldrlmesi durumunda bir koyun keffareti vardır.

208- İnsan keffareti deve olan bir avı avlar ve onu ödeyecek parası olmazsa altmış fakiri doyurmalıdır, her fakire bir mud (takriben 750 gr.) yiyecek vermelidir. Eğer buna da gc yetmezse, on sekiz gn oru tutmalıdır. Eğer keffaret sığır olur ve almaya gc yetmezse otuz fakiri doyurmalıdır. Eğer buna da gc yetmezse dokuz gn oru tutmalıdır. Eğer keffaret koyun olursa ve gc yetmezse on fakiri doyurmalıdır. Buna da gc yetmezse gn oru tutmalıdır.

209- Keklik, tura kuşu ve benzeri hayvanları öldrmenin keffareti, stten kesilmiş otlayan bir kuzudur. Sere, ördek gibi hayvanların keffareti bir mud (750 gr) yiyecektir. Yani; buğday, arpa, ekmek ve benzer yiyeceklerdir. İsmi geen uan hayvanların dışında gvercin ve benzerlerinin keffareti ise bir koyundur. Bunların civcivlerini öldrmenin keffareti bir kuzu veya oğlaktır, bunların yumurtasının hkm, eğer canlı civcivli yumurta olursa civciv hkmndedir. Yumurtada civciv daha canlanmamış ise bir dirhem keffareti vardır. Aynı şekilde ihtiyat gereği hi civciv olmayan yumurta iinde bir dirhem vermelidir.

Bir ekirgenin öldrlmesinin kefareti bir hurma veya bir avu yiyecektir. İkincisi daha stndr. Birden fazla ekirge öldrrse, öldrdğ sayıda keffaret vermelidir. Ancak öldrdğ ekirgenin sayısı, örfe göre ok sayılırsa hepsine bir koyun keffaret vermelidir.

210- Çöl faresi, kirpi ve timsah öldrmenin keffareti bir oğlaktır, kertenkele öldrmenin keffareti ise bir avu yiyecektir.

211- Arıyı bilerek öldrmenin keffareti bir miktar yiyecektir, zarar vermesinden korunmak iin öldrrse keffareti yoktur.

212- İhram giyen kişi harem sınırları dışında avlanırsa her hayvanın keffaretini aıklanan şekilde vermelidir. Eğer hakkında keffaret belirlenmemiş ise Pazar fiyatının karşılığı ödemelidir ve eğer ihram giymeyen birisi harem sınırları ierisinde avlanırsa, avlandığı hayvanın değerini vermelidir. Avladığı av aslan olursa bir ko keffaret vermelidir. İhramlı biri harem sınırları ierisinde avlanırsa, hem ihramsız kişinin harem sınırları ierisinde avlanma keffaretini hem de ihramlının harem dışında avlanma keffaretini vermelidir.

213- Çekirgenin ok olduğu yolda yryen ihramlı yolunu saptırarak ekirgeyi öldrmekten kaınmalıdır. Ama mmkn olmazsa sakıncası yoktur.

214- Bir grup ihramlı beraber avı öldrrlerse, her birine ayrı ayrı keffaret farz olur.

215- Avlanan hayvanı yemenin keffareti avlanma keffareti gibidir. Eğer ihramlı biri avlanır ve avını yerse ona iki keffaret farz olur; biri avlandığı diğeri ise onu yediği iindir.

216- İhramlı olmayan bir kişi yanında avıyla birlikte hareme girerse, avını serbest bırakmalıdır. Bırakmaz ve av ölrse keffaretini vermelidir. Bir insan ihram giyer ve yanında av bulunursa o avı tutması haramdır. 201. meselede aıklanan tm durumlarda avı bırakmaz ölmne sebep olursa keffaret vermelidir. Avın ölm harem sınırlarına girmeden gerekleşirse ihtiyat gereği yine keffaret vermelidir.

217- Avı öldrmesi ve yemesinden dolayı farz olan keffaret konusunda bilerek, bilmeyerek veya cahilliğinden dolayı işi yapması arasında fark yoktur.

218- Avlanma tekrarlandıka keffaret de tekrarlanır. Avlanma hata yanlışlık, unutkanlık, zorunluluk ve aresizlikten de olsa hkm aynıdır. Aynı şekilde cahillik ve bilinsizlikten dolayı da olsa hkm değişmez. Yine avlanma kasıtlı olarak haremde ve avcı da ihramsız olursa veya eşitli ihramlar bağlayan ihramlı tarafından gerekleşirse hkm yine aynıdır. Yani; bir kere temett umresi ihramında, bir kere hac ihramında bir kere de mfrede umresi ihramında iken avlanırsa da durum aynıdır. İhramda iken bilerek avı tekrarlarsa birincisinden itibaren ona keffaret vacip olmaz ama, Allahın Kim dönerse (yz evirirse) Allah ondan intikam alacaktır. dediği kimselerden olur.

2- Kadınla Cinsel İlişkide Bulunmak

219- İhrama girdikten itibaren temett umresinin veya mfrede umresinin amellerinin bitimine kadar, hacda ise nisa tavafının namazını kılıncaya kadar kadınla cinsel ilişkide bulunmak, haramdır.

220- Temett umresinde, bilinli olarak kadınla önden veya arkadan cinsel ilişkide bulunursa ve bu işi sayden ayrıldıktan sonra yapmışsa umresi bozulmaz, fakat keffaret vermesi farz olur. Keffareti ise ihtiyat gereği deve veya bir sığırdır. Saydan ayrılmadan olursa, keffareti söylendiği kadardır. İhtiyat gereği umresini bitirip daha sonra haccını yapmalıdır. Gelecek yıl her ikisini de yeniden yapmalıdır.

221- Hac ihramı giyen birisi Meşarde durmadan önce bilerek hanımıyla önden veya arkadan ilişkide bulunursa, keffaret vermeli ve haccını tamamlayıp bir sonraki yıl yeniden yapmalıdır. Yine hac farz olsun veya mstehap, kadın ihram bağladıktan sonra bu işe bilerek razı olursa hkm aynıdır. Ama kadının bu işe mecbur olursa kendisine hibir şey vacip olmaz. Yani ne keffaret farz olur nede haccını yenilemesi gerekir. Erkek ise iki keffaret vermelidir.

Bu amelin keffareti ise bir deve, gc yetmiyorsa bir koyundur. Bu hac mddetince karı kocayı birbirinden ayırmak gerekir. Tm hac amellerini bitirip cinsel ilişkide bulundukları yere dönnceye dek, nc bir şahıs olmadıka, bir araya gelmelerine izin verilmemelidir.

Ama dönş yolları ilişki kurudukları mekndan değilse, hac amelleri bittikten sonra bir araya gelmelerinin sakıncası yoktur. Bir sonraki yıl haccı yenilediklerinde de, ilişkide bulundukları mekndan Minada kurban kesinceye kadar, ikisini birbirinden ayırmak gerekir. Hatta ihtiyat gereği bu işlem btn ameller tamamlanıp birleşmenin vuku bulduğu yere kadar devam etmelidir.

222- İhramlı bir kişi Meşar vakfesinden sonra bilinli ve kasıtlı olarak hanımıyla cinsel ilişkide bulunursa; Nisa tavafından önce ise, yukarıda ki meselede söylediğimiz keffaret onun iinde geerlidir. Ancak haccı yenilemesi vacip değildir. Bu iş Nisa tavafının dördnc turu tamamlanmadan önce olsa da hkm aynıdır. Ama dördnc tur bittikten sonra olursa kefareti de yoktur.

223- Bir kişi bilerek ve kasıtlı olarak mfrede umresinde hanımıyla cinsel ilişkide bulunursa, yukarıda zikredilen keffaret farz olur. Cinsel ilişki sayden sonra olursa umresi bozulmaz. Ama sayden önce olursa umresi de bozulur. Bir ay Mekkede kalıp daha sonra meşhur beş mikattan birisine giderek, umreyi yenilemek iin ihram giymelidir. İhtiyat gereği haremin ilk ıkış noktasından ihram giymesi yeterli değildir. Bozulan umreyi tamamlaması da ihtiyat gereğidir.

224- İhramda olmayan biri ihramlı hanımıyla cinsel ilişkide bulunursa, kadın bu fiile razı imişse bir deve keffaret vermelidir. Razı olmayıp bu işe zorlanmışsa kendisine hibir şey vacip olmaz. İhtiyat gereği kocası onun yerine keffaret vermelidir. Hatta birinci durumda da, kadına farz olan keffareti kocasının ödemesi, yani keffaretin bedelini ödemesi ihtiyat gereğidir.

225- İhramlı birisi bilmeyerek veya unutarak kendi hanımıyla cinsel ilişkide bulunursa, umre ve haccı sahihtir, keffaret de vacip değildir.

Bu hkm keffaret gerektiren haramlarda ve aşağıda aıklanacak olan durumlarda geerlidir. Aşağıdaki durumlar hari ihramlı bilmeyerek veya unutarak bir davranışta bulunursa keffareti yoktur:

1) Hac veya umre tavafını unutur, kendi vatanına döner hanımıyla cinsel ilişkide bulunursa.

2) Temett umresinde sayin bir kısmını unutur, tamamladığını sanarak ihramdan ıkarsa.

3) Sebepsiz elini saına veya sakalına eker bir veya daha fazla tyn dşmesine sebep olursu. 

4) Bilmeyerek aslen kokulu veya kokulandırılmış yağı, krem vcuduna srerse.

Bunların hkmleri yeri geldike aıklanacaktır.

3- Kadını Öpmek

226- İhramda olan birinin şehvetle kendi hanımını öpmesi caiz değildir. Şehvetle öper ve kendinden meni gelirse, bir deve keffaret vermelidir. Eğer meni gelmezse, bir koyun keffaret vermesinin yeterli olması uzak bir ihtimal değildir. Eğer şehvet olmaksızın öperse, ihtiyatı vacip gereği bir koyun keffaret vermelidir.

227- İhramda olmayan bir kişi ihramlı eşini öperse, ihtiyat gereği bir koyun keffaret vermelidir.

4- Kadına Dokunmak

228- İhramlı bir kimsenin şehvetle hanımına dokunması caiz değildir. Aynı şekilde şehvetle hanımını kaldırması veya kendine yapıştırması da caiz değildir. Eğer bunlardan birisini yaparsa bir koyun keffaret vermelidir. Meni gelip gelmemesi hkm değiştirmez. Şehvet kastı olmadan dokunur veya kucaklarsa keffaret vacip olmaz.

5- Kadına Bakmak ve Onunla Şehveti Uyandıracak Şekilde Oynaşmak

229- İhramlı kişiye, kendi hanımıyla şehvet uyandıracak şekilde şakalaşması caiz değildir. Eğer bunu yapar ve meni gelirse bir deve keffaret vermelidir. Gc yetmezse bir koyun vermelidir. Yine ihramlının kendi hanımına şehvetle bakması, ondan meni gelmesine sebep olacaksa sakınmalıdır. Meni gelmesine sebep olmayacaksa bile, ihtiyat gereği sakınmalıdır.

Eğer hanımına şehvetle bakar ve meni de gelirse ihtiyat gereği bir deve keffaret vermelidir. Meni gelmezse veya şehvet olmaksızın bakar ama meni gelirse keffaret farz olmaz.

 

230- İhramlı bir kimse hanımının dışında bir kadına caiz olmayan bir şekilde bakar ve ondan meni gelirse; keffaret vermelidir gelmezse keffaret vermesi vacip değildir. İhtiyat gereği mal varlığı iyi ise bir deve, orta halli ise bir sığır ve fakir ise bir koyun vermesi yeterlidir.

231- İhramlının kendi hanımından konuşarak, bir arada oturarak ve buna benzer yollarla zevk alması caizdir. Elbette ihtiyat gereği ihramlı biri kendi hanımından her trl zevk almayı terk etmelidir.

6- İstimna

232- İstimnanın birka eşidi vardır:

1) Erkeklik organını el veya başka bir şeyle sıvazlama yoluyla olan istimna. Bu fiil mutlak olarak haramdır. Bunun hacdaki hkm cima hkmndedir. Bu fiil ihtiyat gereği, mfrede umresinde cima hkmndedir.

Bu fiili zikredildiği gibi hac ihramında ve Meşarde vakfeden önce yaparsa, keffaret vermelidir. O haccı tamamlayıp bir sonraki senede yenilemelidir. Eğer mfrede umresinde sayden ayrılmadan önce yaparsa, ihtiyat gereği keffaret vermeli ve umreyi bitirip bir sonraki ay onu tekrarlamalıdır.

2) Kendi hanımını öperek, dokunarak, onunla şehveti uyandıracak oyunlar oynayarak veya ona bakarak istimna yapmak. Bunun da hkm bir önceki hkmle aynıdır.

3) Kadının sesini, özelliklerini duyarak veya onu hayalinde canlandırarak ve buna benzer yollarla istimna yapmak. Bu da ihramlı birine haramdır. Ancak gl görşe göre keffareti yoktur.

7- Evlilik Akdi

233- İhramlı olan birinin, ihramda iken bir kadını kendisine veya başkasına nikhlaması caiz değildir. Başkası ihramlı olsun veya olmasın, akit daimi olsun veya geici, nikh akdi btn bu durumlarda batıldır.

234- İhramda olan birine, bir bayan nikhlarlarsa ve o da kadınla ilişkide bulunursa akit edenlerden her biri, kadın ve erkek bir deve keffaret vermelidirler. Bu her birinin hem şeri hkm, hem de erkeğin ihramlı olduğunu bildikleri durumdadır. Ama onlardan bazıları hkm ve mevzuyu bilmiyorduysa, bilmeyenlerin keffaret vermesi farz değildir. Bu durumlarda akit eden ve kadının ihramlı olup olmamasının farkı yoktur.

235- Fakihler arasında var olan meşhur görşe göre, ihramlı birinin nikh akdinde hazır bulunması caiz değildir. İhtiyat gereği, nikh akdine şahitlik yapmaktan da kaınmalıdır. İhrama girmeden akit toplantısında hazır bulunmuş olsa da hkm aynıdır.

236- İhtiyat gereği, ihramlı bir kişi elilik yapmamalıdır. Ama kendi hanımına rici talak veren birisi, hanımına dönebilir ve hanımı boşayabilir.

8- Gzel Koku Kullanmak

237- İhramlının gzel koku kullanması haramdır. İster koklayarak olsun, ister yiyerek, ister srerek, isterse de boyayarak olsun hkm aynıdır. Aynı şekilde hoş koku sinmiş elbise de giymemelidir. Gzel kokudan maksat; bedene, elbiseye, yiyecek ve benzeri şeylere hoş koku veren her maddedir. Esans, kolonya, parfm, safran ve benzerlerini örnek olarak sayabiliriz.

Meşhur görş gereği ihramlı normal koku, gl suyu ve benzerlerinden de kaınmalıdır. İhramlı kişinin Kbeye srlen hoş kokudan ve onun zerine ve elbisesine gemesinden kaınması gerekmez. Üzerine veya elbisesine bulaştığı takdirde onu yıkamak veya değiştirmek zorunda da değildir. Kbenin kokusundan maksat; safran ve eşitli esanslardan oluşan ve Kbenin duvarına srlen gzel kokudur.

238- Gzel kokusu olan ve kalkın da bu yzden elde edilen gl ve bitkileri de ihramlı birinin koklaması haramdır. İster esas elde edilen bitkilerden olsun veya başka bitkilerden hkm aynıdır.

Evet, ölde tabii olarak yeşeren gzel kokulu bazı bitkileri koklamanın zahiren sakıncası yoktur.

Ancak, elma, muşmula, nane gibi gzel kokulu meyve ve sebzeleri yemenin sakıncası yoktur. Elbette ihtiyat gereği onları yerken koklamamalıdır. Aynı şekilde gzel kokan yağ ve sıvı şeyleri yemeninde sakıncası yoktur. Esansgillerden sayılmadıka kokan yağ ve sıvı şeyleri yemeninde sakıncası yoktur. Yine de ihtiyat gereği onları da koklamaktan kaınılmalıdır.

239- İhramlı Safa ve Merve arasında say ederken o civarda esans satan birinden yayılan esans kokusuna burnunu tıkaması gerekmez. Bunun dışında her trl hoş kokuya burnunu tıkamalıdır.

240- İhramlı, bilerek gzel kokan bir şeyler yerse veya daha önceden gzel koku eseri kalan bir elbiseyi giyerse, ihtiyat farz gereği bir koyun keffaret vermelidir. Keffaret vermek ihtiyata daha uygun olmakla beraber, bu iki durum dışında gzel koku kullananın keffaret vermesi vacip değildir.

241- İhramlının köt kokudan dolayı burnunu tıkaması haramdır. Ama köt kokudan kurtulmak iin abuk adımlarla yrmesinin sakıncası yoktur.

9- Erkeklerin Dikili Elbise Giymesi

242- İhramlının, dğmeli veya dğme yararı sağlayan şeylerin olduğu bir elbise giymesi caiz değildir. Aynı şekilde yakalı ve kollu elbise giymesi, başı yakadan ve elleri koldan ıkarması caiz değildir. Pantolon ve i amaşırı gibi avret yerlerini kapayan elbise giymesi caiz değildir. Ancak iki para ihram elbisesi (izar ve lonk) bulamazsa pantolon, pijama ve benzeri elbiseleri giymesi caizdir. İhtiyati vacip gereği gömlek, cppe, palto ve Arap gömleği gibi giysiler giymekten kaınılmalıdır.

Evet, mecburiyet söz konuşu olduğunda gömlek ve benzerlerini kollarını giymeden omzuna atabilir. Söylediğimiz hallerde elbisenin dikişli, örgl veya kee gibi olması arasında hibir fark yoktur.

İhramlının para czdanı ve para koymak iin kullanılan benzeri şeyleri beline bağlaması dikişli olsa bile caizdir. Değişik amalarla bele bağlanan ve Mıntıka denilen kemeri de beline bağlayabilir. Aynı şekilde fıtık hastalığı olan bir kişi, dikili dahi olsa fıtık korsesi giymesi caizdir. İhramlı uyurken kafası hari, bedenini dikişli arşaf, yorgan ve benzeri şeylerle örtmesi caizdir.

243- İhramlının ihtiyat gereği, izarı boynuna atmaması, hatta mutlak olarak bir bölmn dahi bağlamaması ve iğne gibi şeyle tutturmaması daha iyidir. İhtiyat gereği ridasına da (omuza atılan bölm) dğm atmamalıdır. Ama iğne ve benzeri şeyle tutturmasının sakıncası yoktur.

244- Eldiven hari, kadının her eşit dikili elbise giymesinde sakınca yoktur. Eldiven giymesi caiz değildir.

245- İhramlı kişi giyilmesi haram olan elbiseleri bilerek giyerse, bir koyun keffaret vermelidir. İhtiyat gereği, mecburluktan dolayı giyse de keffaret vermelidir. Bu giyme defalarca tekrarlanırsa, tekrarlandığı sayıda keffaret vermelidir. Eğer bir defada bir ka dikili elbiseyi st ste giyerse, bu elbiselerin eşitleri farklı olursa, hatta farklı olmasa da ihtiyat gereği elbiselerin sayısıca keffaret vermelidir.

10- Srme Çekmek

246- İki şekilde srme ekilir:

1- Siyah srme veya örfe göre ziynet amacıyla ekilen her eşit srmedir. Bu srme, meşhur görşe göre haramdır. Eğer ihramlı kişi ziynet amacıyla srme ekerse, hatta zinet iin olmasa da bu srme haramdır. Ama aresizlik ve tedavi amacıyla olursa sakıncası yoktur.

2- Srme ne siyah ve nede ziynet amacıyla olmazsa sakıncası yoktur. Ama ziynet amacıyla yapmaktan kaınılmalıdır. Btn durumlarda göze srme ekmenin keffareti yoktur. Geri helal olmayan srme ekmesi halinde, bir koyun keffaret vermesi daha iyidir.

11- Aynaya Bakmak

247- İhramlının sslenmek amacıyla aynaya bakması caiz değildir. Ama diğer bir amala bakarsa sakıncası yoktur. Örneğin yzndeki bir yarayı tedavi etmek, abdest alırken suya engel olabilecek bir şeyin olup olmadığını kontrol etmek veya şoförlerin yandaki ve arkadaki araları kontrol etmek iin dikiz aynalarına bakmasının sakıncası yoktur. Ayna gibi cisimleri gösterme özelliğine sahip diğer parlak nesnelerin de ayna hkmnde olması mmkndr.

İhramlı ziynet amacıyla aynaya baktığında telbiye demesi mstehaptır. Ama tıbbi gözlkle bakmanın sakıncası yoktur. Evet, gözlk takmak örfen ziynet sayılırsa ihtiyat gereği gözlk takmaktan kaınılmalıdır.

12- Erkeğin Çizme ve Çorap Giymesi

248- İhramlı erkeğin orap ve izme gibi, tamamen ayağının zerini kapatan bir şey giymesi haramdır. Ama terlik ve benzeri şey bulamayarak mecburluktan izme giyerse sakıncası yoktur. Ancak ihtiyat gereği zerini ikiye ayırarak giymelidir.

Evet, ayağın bir bölmn örten bir şey giyebilir. Aynı şekilde giymeden bir şeyle tm ayağın zerini de kapatması caizdir. Örneğin oturduğunda veya yattığında, ihramının bir ucuyla tm ayağın stn örtebilir.

Çizme ve benzeri şeyleri giymenin keffareti yoktur. Ama bilerek orap ve benzeri bir şeyi giyerse, ihtiyat gereği bir koyun keffaret vermelidir.

Kadının izme, orap ve ayağın tamamını örten benzeri şeyleri giymesinin sakıncası yoktur.

13- Yalan Söylemek, Kfr Etmek ve Haram Şekilde Övnmek

249- Yalan konuşmak, kfrl sözler sarf etmek ve yaptığı haramla övnmek her durumda haramdır. Ama bunların ihram halinde haram oluşları daha şiddetlidir. Övnmekten maksat; başkalarının karşısında soyuyla, mal varlığıyla, makamıyla ve buna benzer şeylerle övnmektir. Bu hareket mminin aşağılanmasına ve ihanete uğramasına sebep olacaksa haramdır. Aksi taktirde ne ihramlı, nede ihramsız iin bir sakıncası yoktur.

İhramlı bir kişi yalan söyler, kfrl sözler sarf eder ve yaptığı haramla övnrse, tövbeden başka keffareti yoktur. Elbette ihtiyat bir sığır keffaret vermesindedir.

14- Tartışmak

250- İhramlının tartışmaya girmesi (bir konuyu ispat ya reddetmek iin Yce Allahın Zat-ı Akdesine yemin etmeği gerektiren şekilde olursa) haramdır. Anlaşılan cidalin haram oluşu Evet vallahi Hayır vallahi diyerek yemin etmekle sınırlı olmayıp, Allaha her trl yemin etmek cidal sayılmaktadır. İster Allah kelimesiyle olsun, ister yeminin başında evet veya hayır olsun, ister yemin Arapa veya başka bir dille olsun hepsi cidal ve haramdır.

Ama Allahtan başka kutsal şeylere veya kimselere yemin edilmesinin hibir sakıncası yoktur. Aynı şekilde bir şeyi kanıtlamak veya nefyetmek iin olmayan yeminlerin sakıncası yoktur. Örneğin birisinden bir şey isterken veya azim ve iradesini göstermek iin bir işi yapıp veya yapamayacağına yemin edilmesi örneğin Vallahi bunu sana vereceğim demesinin sakıncası yoktur.

Bazı fakihler tartışma kabul edilmesi iin gerek yeminin kere peş peşe tekrarlanması gerektiğini, aksi taktirde tartışma sayılmayacağını söylemişlerdir. Ama bu görş sakıncasız değildir. İhtiyata en yakın olanı şudur ki; bir yeminle bile tartışma gerekleşmiş sayılır. Fakat hi kuşku yok ki tartışmanın gerekleşmesinde yalan yere yemin imenin tekrarlanması gerekli değildir.

251- Tartışmayı terk etmek kişinin zarara uğramasına sebep olursa, örneğin; hakkının kaybolmasına sebep olacaksa tartışma caizdir.

252- Eğer tartışan defa peş peşe doğru yemin ederse bir koyun keffaret vermelidir. Yemin ten fazla tekrarlanırsa keffaret oğalmaz.

Evet, eğer veya daha fazla yemin ier ve keffaretini verirse veya defa peş peşe yemin eder biraz ara verdikten sonra yine peş peşe veya fazla yemin ederse, bu durumlarda iki keffaret vermelidir. Bir defa yalan yere yemin ierse, bir koyun keffaret vermelidir. İki defa yalan yere yemin ederse iki koyun keffaret vermelidir. Ü defa yalan yere yemin ederse, bir sığır keffaret vermelidir. Üten fazla yalan yere yemin ier ve yeminler arasında keffaret vermemiş olursa keffaret tekrarlanmaz. Yalan yere yemin eder ve keffaretini verirse yalan yemin ettike keffaret tekrarlanır. Eğer iki defa yalan yere yemin ve keffaret verir sonra bir kez daha yalan yere yemin ederse keffaret olarak bir koyun vermelidir, bir sığır değil.

15- Bedendeki Canlıları Öldrmek

253- İhramlının bit öldrmesi, onu beden veya elbisesinden alıp atması caiz değildir. Ama yerini değiştirmenin sakıncası yoktur. Öldrr veya yere atarsa ihtiyat gereği bir avu yiyecek keffaret vermesi daha iyidir. Sivrisinek, pire ve benzerlerini zarar vermedikleri mddete ihtiyat gereği öldrmemek gerekir. Ama onları kovmak caizdir. Her ne kadar ihtiyat gereği ondan da kaınmalıdır.

16- Sslenmek

254- İhramlı erkek ve kadın ihtiyat gereği, ziynet sayılacak her şeyden kaınılmalıdır. İster ziynet amacıyla olsun veya olmasın, ziynet sayılan şeylerden biri de kına srmektir. Evet, kına srmek ziynetten sayılmazsa sakıncası yoktur. Tedavi iin srlen kınayı buna örnek olarak gösterebiliriz. Eseri ihram sonrasına kadar srse de, ihramdan önce kına srmenin sakıncası yoktur.

255- İhramlı iken ziynet amacı olmaksızın yzk takmanın sakıncası yoktur. Snnet olduğu iin, kayıp olmamak veya tavaf turlarını saymak amacıyla ve benzeri sebeplerden dolayı yzk takabilir. Ama ziynet amacıyla takması ihtiyat gereği caiz değildir.

256- İhramlı kadının ziynet amacıyla takı takması haramdır. Hatta ziynet amacıyla olmasa dahi ihtiyat terk edilmesindedir. Kullanmayı alışkanlık haline getirdiği takılarını ihramdan önce kullanmasının sakıncası yoktur. Ama ihtiyat gereği o takıları kendi kocasına ve mahrem olan tm erkeklere dahi göstermemesi daha uygundur. Zikredilen tm durumlarda sslenmenin keffareti yoktur.

17- Bedeni Yağlamak

257- İhramlının bedenini yağlaması haramdır. Yağlanan maddenin kokusu olmasa da hkm aynıdır. Kokmasına rağmen ierisinde koku maddesi bulunmayan bir yağı (238. meselede zikredildiği gibi) yemenin sakıncası yoktur. Gzel kokulu olmayan yağdan tedavi amacıyla ihramlı kişinin kullanmasının bir sakıncası yoktur. Zaruret durumunda kendiliğinden gzel kokan veya gzel koku maddeleri kullanılmış yağı (kremi) kullanmanın sakıncası yoktur.

258- İhramlı bilerek bedenini gzel kokulu yağla yağlarsa, ihtiyat gereği bir koyun keffaret vermelidir. Yağın kokusunun kendisinden olmasıyla, koku karıştırılmış olması arasında fark yoktur. Bilmeden bu işi yaparsa, keffaret olarak ihtiyaten bir fakiri doyurmalıdır.

18- Vcuttan Kıl Koparmak

259- İhramlının kendisinin veya ihramlı olmasa dahi başkasının bedeninden kıl koparması caiz değildir. Kıl koparmak; ister tıraş yoluyla olsun veya yolarak, ister ty fazla olsun veya az, hatta bir kılın yarısını dahi koparmak caiz değildir.

Evet, başında bit fazla olursa ve ona zahmet verirse saını tıraş etmesi caiz olur. Aynı şekilde zaruret gereği bedenindeki tyleri de tıraş edebilir.

Abdest, gusl, teyemmm alırken, bedeni necasetten veya suyu engelleyen engellerden temizlerken ihramlının vcudundan kıl koparsa sakıncası yoktur.

260- Eğer ihramlı kişi mazeretsiz sacını tıraş ederse bir koyun keffaret vermelidir. Zaruret icabı tıraş ederse keffareti bir koyun ya gn oru tutmak veya altı fakiri doyurmaktır. Her fakir iin iki mud yiyecek vermelidir. Her mudun 750 gr. olduğunu önceden aıklamıştık.

Her iki koltuğunun altındaki tyleri yolarsa onun keffareti bir koyundur. Aynı şekilde bir koltuğunun altını yolarsa bir koyun keffaret vermelidir. Sakalından veya başka bir yerinden bir miktar kıl koparsa bir fakire bir avu yiyecek vermesi vaciptir.

Kılı koparmak ve tıraş etme iin söylenen btn hkmler, kılların her trl koparılmasında geerlidir.

Eğer ihramlı başkasının saını tıraş ederse, tıraş ettiği kişi ihramlı olsun veya olmasın keffareti yoktur.

261- İhramlının saı kopmayacaksa ve kan ıkmayacaksa başını kaşımasının sakıncası yoktur. Bedenini kaşıması konusunda da hkm aynıdır.

İhramlının hibir amacı olmadan elini saına veya sakalına eker, bir veya daha fazla tyn kopmasına sebep olursa, bir avu yiyecek sadaka vermelidir. Abdest ve benzeri durumlarda kıl dşmesinin hibir keffareti yoktur.

19- Erkeğin Kafasını Örtmesi

262- İhramlı erkeğin kafanın tamamını veya bir kısmını başört, elbise ve benzeri şeylerle örtmesi caiz değildir. Hatta ihtiyat gereği başını amur, ot ve kafada bir şeyi taşımak suretiyle de örtmemelidir.

Su tulumunu taşırken bağını kafasına geirerek taşımasının hibir sakıncası yoktur. Aynı şekilde hastalık ve baş ağrısından dolayı başını mendil ve benzeri şeylerle bağlamasının sakıncası yoktur.

Burada kafadan maksat saın ıktığı yerlerdir. Zikredilen yerlerde kulakların kafadan sayılması uygun görştr.

263- Kafanın bir kısmını el gibi bedenin diğer bir uzvuyla kapatmanın sakıncası yoktur. Ama uygun olanı bunu da terk etmektir.

264- İhramlının kafasını tamamını suya daldırması caiz değildir. İhtiyat gereği sudan başka şeye daldırması da caiz değildir. Görnen o ki, bunda kadın ve erkek arasında fark yoktur. Burada ki kafadan maksat; boyundan yukarısıdır.

265- İhramlı kişi başını örterse ihtiyat gereği keffareti bir koyundur. Zahiren kafayı örtmenin caiz olduğu yerlerde ve mecburiyet karşısında örtldğ durumlarda keffaret vacip değildir.

20- Kadının Yzn Örtmesi

266- Kadının ihramlı iken, yzn pee, yelpaze ve benzeri şeylerle örtmesi caiz değildir. İhtiyat gereği yzn hibir şeyle örtmemelidir. Aynı şekilde ihtiyat gereği yznn bir kısmını dahi örtmemelidir.

Uyurken yzn kapatması caizdir. Namaz kılarken başının tamamını örttğne kanaat getirmek iin, yznn bir kısmını da örtmesinin sakıncası yoktur. Ama kanaat hsıl olacağı miktardan fazlasını örtmesi caiz değildir. Başına attığı ört benzeri şeyi aık olarak yzne doğru sarkıtmasının mmkn olmaması şarttır. Eğer mmknse bunu yapmalıdır.

267- İhram halinde kadının yzn namahrem erkeğe karşı örtmesi caizdir. Şöyle ki; başına örttğ arşaf, eşarp veya benzeri şeyi aık olarak yzne doğru, burnuna veya hatta daha aşağısına boynuna kadar sarkabilir. Meşhur görşe göre bu örty elle tutarak veya başka bir şekilde yzden ayrı tutulması, yani yze yapışmasının önlenmesi iyi olmasına rağmen gerekli değildir.

268: İhtiyata uygun ve evla olan, yz örtmenin keffaretinin bir koyun olmasıdır.

21- Erkeğin Başının Üzerini Gölgelendirmesi

269- Gölgelenmek iki eşittir:

Birincisi: Şemsiye, araba, uak ve benzeri hareketli şeyler vasıtasıyla sağlanan gölge. İhramda olan erkeğin bu tr şeylerle gölge sağlaması haramdır. O cisim kendisine gölge sağladığı mddete binmiş olmasının veya yaya olmasının farkı yoktur. Hareket eden bulutun gölgesinde olmanın sakıncası yoktur.

Ama gölge sağlayan şey sağında, solunda veya önnde ve arkasında olursa, zahiren piyade birine böyle bir gölgenin oluşmasının mutlak surette sakıncası yoktur. Şu halde araba ve benzeri şeylerin gölgesinde yrmenin sakıncası yoktur. Ancak hareketli bir şeye binmiş olan birinin bundan sakınması ihtiyat gereğidir. Ama örf nazarında gneşi önleyecek şekilde olmazsa; ihramlının herhangi bir yanında olan şey, st aık arabalarda olduğu gibi sadece baş ve göğsn kapatacak şekilde olursa sakıncası yoktur.

İkincisi: Duvar, tnel, ağa ve dağ gibi sabit eşyaların gölgesinden yararlanmak. Zahiren bu tr gölgeden yararlanmak ihramlı erkeğe caizdir. Binmiş veya yaya olması fark etmez. Gneşten elleri vesilesiyle gölgelik ederek korunmaması daha iyi olmakla birlikte, zahiren caizdir.

270- İhramlıya haram olan gölgelenmekten kasıt; gneş ışınlarına karşı örtnmesidir. İhtiyaten yağmur da gneş hkmndedir. İhramlının sıcaktan, soğuktan ve rzgrdan korunması -yapmaması daha iyi olmakla birlikte- meşhur görşe göre caizdir. Buna göre; gece yağmurlu değilse, ihramlıyı rzgr ve buna benzer şeylerden korumuş olsa bile st kapalı arabaya binmenin sakıncası yoktur.

271- Gölgelenmenin haram oluşu hareket haline mahsustur. Şu halde bir yerde durursa, ister orası kalacağı yer olsun veya olmasın, yolun ortasında dinlenmek, dostlarıyla görşmek veya başka bir nedenle durmuşsa, başının zerine gölge sağlamasının sakıncası yoktur.

Ama bir yere yerleştikten sonra bazı işlerini yapmak iin şuraya buraya gidecek olursa; mesela Mekkede kaldığı esnada say ve tavaf yapmak iin Mescidul-Harama gidecek olursa veya Minadaki konaklama yerine girdikten sonra kurban kesilen, şeytan taşlanan yere gidecek olursa, şemsiye ile veya st kapalı arabada gölgelenmesinin caiz olduğuna hkm vermek ok zordur. İhtiyat terk edilmemelidir.

272- Kadın ve ocukların, zaruret durumunda erkeklerin gölgelik sağlamasının sakıncası yoktur.

273- İhramlı gölgelenmek suretiyle gneş ışınlarından ve yağmurdan korunursa keffaret vermelidir. Bu işin zaruret icabı veya ihtiyari olarak gerekleşmesi arasında zahiren fark yoktur. İş tekrarlandığında zahiren her ihram iin bir keffaret vermesi yeterlidir. Ama her gn iin bir keffaret vermesi ihtiyata daha uygundur. Keffaret olarak da bir koyun yeterlidir.

22- Vcudu Kanatmak

İhtiyat gereği, ihramlının vcudunu kanatması caiz değildir. İster damarını keserek, hacamat yaparak veya diş ektirerek olsun, ister kaşıyarak ve benzeri yollarla olsun keffaret vermelidir. Bu hkmden zaruret durumu istisna edilmiştir.

Kanamaya sebep olsa bile dişleri fıralamak caizdir. Zaruret olmadan vcudu kanatmanın keffareti ihtiyata binaen ve evla olarak bir koyundur.

23- Tırnak Almak

İhramlı birinin tırnağının tamamını veya bir kısmını alması caiz değildir. Ama zaruret icap eder veya kesmemesi eziyete sebep olursa kesilebilir. Örneğin, tırnağın bir kısmı kopar ve geri kalanı eziyet verirse, geri kalanını kesmek caizdir.

274- İhramlı elinden veya ayağından bir tırnak alırsa fakire bir mud (takriben 750 gr.) yiyecek vermelidir. İki tırnağı iin iki mud, böylece 9. tırnağa kadar (her tırnağa 750 gr. yiyecek) vermelidir. Ama el ve ayak tırnaklarının tamamını alırsa, ister bir oturuşta alsın veya daha fazla, bir koyun keffaret vermelidir.

275- Tırnak almanın caiz olduğunu yanlışlıkla söyleyen birinin fetvasına göre tırnağını alır ve parmağını kanatırsa, keffaret ihtiyaten fetva verene vacip olur.

24- Diş Çekmek

276- Bazı fakihler ihramlının, kan ıkmasa dahi diş ektirmesinin haram ve bir koyun keffaretinin olduğunu buyurmuşlardır. Ancak bu fetvanın gerekesi sakıncasız değildir. Hatta bunun caiz olması uzak ihtimal değildir.

25-Silah Taşımak

277- İhramlının silah kuşanması caiz değildir. Hatta ihtiyata binaen silahlı olduğunu belli edecek şekilde silah taşıması da caiz değildir. Silahtan kasıt ise, örfn silah dediği şeylerdir. Kılı, tfek, tabanca, ok ve benzeri savunma ve koruma aletlerini bunlardan sayabiliriz. Zırh, kalkan ve benzeri şeyler silah sayılmaz.

278- İhramlının yanında silah bulunmasının sakıncası yoktur. Aynı şekilde örfn nezdinde silahlıdır denilmeyecek şekilde silah taşımanın da sakıncası yoktur. Ama taşımamak en iyisidir.

279- İhramlının normal durumda silahlı olması haramdır. Ama dşman ve hırsızlık korkusu gibi zaruret arz eden durumlarda silahlı olmanın sakıncası yoktur.

280- Mecbur olmadığı halde ihramlının silah bulundurmasının keffareti bir koyundur.

Buraya kadar ihramlı iken haram olan şeyleri aıkladık. Şimdi de Haremde haram olan şeyleri aıklayacağız.

HAREMDE HARAM OLAN ŞEYLER

Birincisi: 199. meselede aıklandığı zere, yabani hayvan avlamak.

İkincisi: Haremde yeşermiş olan ağa ve diğer yeşil şeyleri koparmak veya kesmek.

 Haremde yeşeren bazı bitkilerin normal yol yrmekle kopmuş olmasının sakıncası yoktur. Aynı şekilde hayvanları, Haremde yeşeren bitkileri otlamaları iin serbest bırakmanın da sakıncası yoktur. Ama toplayıp saklamak amacıyla koparmak caiz değildir. Kesip koparmanın haram oluşundan birka şey mstesna tutulmuştur.

1-İzhir diye bilinen, meşhur bir ot.

2- Hurma veya meyve ağacı.

3- İnsanın kendi ektiği ve diktiği bitki ve ağalar. Kendi mlknde olmasıyla başkasının mlknde olması arasında fark yoktur.

4- İnsanın evi veya bahesinde kendi mlk olduktan sonra yeşeren ağalar ve otlar. Ama daha önce yeşermiş olan ağa veya bitkileri koparmak veya kesmek caiz değildir.

281- Kök ve gövdesi Haremde, yaprak ve dalları Harem dışında veya tersine olan ağa, tamamen Haremde olan ağa hkmndedir.

282- İhtiyata göre koparılan ağacın keffareti kendisi kadardır. Bir miktarını kesmenin keffareti ise o miktarın kıymeti kadardır. Ama ot koparmanın veya kesmenin keffareti yoktur.

Üncs: Harem sınırları dışında cinayet işleyerek Hareme sığınan kimseye had, ceza ve kısas uygulamak.

Ama böyle kimseye su ve yemek vermek caiz değildir. Haremden ıkıp teslim oluncaya kadar onunla konuşmak, alış veriş yapmak ve kalacak bir yer vermek de caiz değildir.

Dördncs: Bir görşe göre; haremde kaybolan bir şeyi almak.

Elbette meşhur görşe göre, bu şiddetle mekruhtur ama haram değildir. Buna rağmen onu alırsa ve sahibini bulabilmek iin zerinde bir alameti de yoksa değeri bir dirhem veya daha fazla olsa da, onu sahiplenmesi caizdir. Ama sahibini bulabilecek bir alameti varsa; değeri bir dirheme ulaşmazsa, sahibini bulmak iin halka duyurması vacip değildir. İhtiyaten sahibi adına sadaka vermelidir. Bulunan şeyin değeri bir dirhem veya daha fazla olursa, bir yıl boyunca onu duyurması vaciptir. Sahibi bulunmadığı taktirde onu sahibi adına sadaka vermelidir.

MEKKE VE MEDİNE HAREMİNİN SINIRLARI

Mekke hareminin eskiden beri var olan belli başlı sınırları vardır. Bu sınırlar elden ele geerek bize ulaştığı kadarıyla şu şekildedir: Kuzey taraftan Tanim adında bir yerdir. Kuzeybatıdan Hudeybiye, kuzeydoğudan Seniyet-u Cebelil-Mukatta, doğudan Nemre ölnden Arafat karşısındaki sınırdır. Gneydoğuda Corane ve gneybatıda İzetu Leben ile sınırlıdır.

Medine hareminin de sınırları vardır. Âir ve Vir dağları ile Vakim ve Leyli taşlıklarıdır. Bu bölge ateşte yanmış gibi siyah taşlardan oluşmuştur.

Medine hareminde ihram bağlamak vacip değildir. Fakat ağa kesmek -özellikle de yeşil ağaları- caiz değildir. Mekke hareminde istisna ettiğimiz yerler burada da geerlidir. Aynı şekilde ihtiyat gereği bu haremde avlanmak da mutlak surette caiz değildir.

KEFFARET OLARAK KESİLEN DEVE, SIĞIR VE KOYUNUN KESİLECEĞİ YER

283- Avlanma dolayısıyla vacip olan keffaretin kesileceği yer, mfrede umrede Mekke-i Mkerremedir. Hac ihramında veya temett umresinde, avlanma nedeniyle vacip olan keffaretin kesileceği yer Minadır. Aynı şekilde, avlanma dışında İhramın diğer haramları nedeniyle vacip olan keffaretin kesileceği yer de, ihtiyat gereği aynı yerdir.

284- Avlanma veya başka bir nedenle vacip olan keffareti, mazereti sebebiyle veya mazeretsiz olarak Mekkede veya Minada kesemezse, geri döndkten sonra istediği yerde kesebilir.

KEFFARETİN KULLANIMI

İhramlı kendisine vacip olan keffareti fakirlere ve yoksullara sadaka olarak vermelidir. Keffaret verenin kendisi ihtiyaten ondan yememelidir. Yediği taktirde, ihtiyat gereği yediği miktarın parasını fakirlere sadaka olarak vermelidir.

TAVAF

Tavaf, temett umresinin ikinci vacip amelidir. Onu bilerek terk etmek haccı bozar. Hkm bilip bilmemesi fark etmez. İhtiyata göre hkm bilmeyen bir deve keffaret vermelidir. Arafe gn öğleden önce temett umresi amellerini yapamayacak kadar tavafı geciktirirse, ameli terk etmiş sayılır.

Meşhur görşe göre umre batıl olunca ihram da batıl olur. Temett umresinden, ifrad haccına gemek yeterli değildir. Yani kendisine vacip olan temett haccının yerine gemez. İhtiyata daha uygun olan ona geerek (udul ederek) ifrad haccının amellerini reca kastıyla yapmasıdır. Hatta en uygun olanı şudur ki; tavafı, tavaf namazını, sayi, saı tıraş etmeyi, saın, sakalın ve bıyığın bir miktarını kesmeyi, ifrad haccını ve mfrede umresini kapsayacak şekilde niyet ederek yerine getirmesidir. Yani bu amelleri, gerekte bu ikisinden hangisi zerine ne farz ise onun yerine gemesi niyetiyle yapmalıdır.

Tavaf Şartları

Tavafta birka şey şarttır:

1.  Niyet

Yani tavafı sadece, Allahın emrini yerine getirmek niyetiyle yapmalıdır. Yce Allahın huzurunda huşu iinde kulluğun gereğini yapmalıdır. Başka hibir amala değil. İhram niyetinde aıklandığı gibi tavafa niyet ederken, hangi haccın amellerin yapmakta olduğunu belirlemesi şarttır.

2. Byk ve kk hadesten temiz olmak

 Buna göre hadesli iken tavaf edenin tavafı batıldır. Bilerek, bilmeyerek veya unutarak olması arasında fark yoktur.

285- İhramlı tavaf ederken bir hades meydana gelirse birka şekil söz konusu olur.

1) Dördnc turdan önce olursa; taharet (abdest veya gusl) alıp tavafı yeniden yapmalıdır. Meşhur görşe göre, dördnc turun yarısından sonra ve tamamlanmadan önce hades vuku bulursa da hkm aynıdır.

2) Dördnc tur tamamlandıktan sonra elinde olmadan hades vuku bulursa; tavafını kesmeli, taharet aldıktan sonra kaldığı yerden tavafını srdrp tamamlamalıdır.

3) Dördnc tur tamamlandıktan sonra elinde olaraktan hades vuku bulursa; tavafını kesip taharet aldıktan sonra kaldığı yerden tavafını srdrp tamamlamalı ve tavafı yeniden bir kez daha yapmalıdır.

286- Tavafa başlamadan önce taharetli olup olmadığında şek ederse; daha önce taharetli olduğunu biliyor, sonra hades vuku bulduğuna ihtimal veriyorsa, taharetli olduğuna karar vermelidir. Daha önce taharetli olduğunu bilmiyorsa tavaftan önce taharet almalıdır.

Tavaf esnasında şek eder ve daha önce taharetli olduğunu bilirse yine taharetli olduğuna hkmetmelidir. Ama önceden taharetli olduğunu bilmiyorsa; bu şekki dördnc tur tamamlanmadan olursa, taharet almalı ve tavafı yeniden başlamalıdır. Eğer dördnc tur tamamlandıktan sonra şek ederse, taharet aldıktan sonra tavafı kaldığı yerden tamamlanmalıdır.

287- Tavafı tamamladıktan sonra, tavaf esnasında taharetli olup olmadığında şek ederse, şekkine itina etmesi gerekmez. Her ne kadar onu ikinci kez yapması daha iyi ise de. Ama tavaf namazı iin mutlaka taharet almalıdır.

288- Mkellef, bir mazeretinden dolayı abdest alamıyorsa, mazeretinin bertaraf olacağından mitsiz olursa teyemmm edip tavafı yapmalıdır. Teyemmm de edemiyorsa aslen tavaf edemeyen insan hkmndedir. Taharetin gerekleşeceğinden tamamen mitsiz olursa, tavaf iin naip tutmalıdır. Kendisinin de taharetsiz tavaf etmesi evla ve ihtiyata uygundur.

289- Aylık adet görmş veya doğurmuş olan kadın, hayız ve nifas dönemleri getikten sonra ve aynı şekilde cnp olan kimse tavaf iin gusl etmelidirler. Eğer gusledemez ve mmkn olacağına dair de mitsiz olurlarsa teyemmmle tavaf etmelidirler. Ayrıca naip de tutmaları evla ve ihtiyata daha uygundur. Eğer teyemmm edecek gleri olmaz ve bu gce kavuşacaklarına da mitleri kalmazsa naip tutmaları vaciptir.

290- Kadın temett umresinde, ihramdan önce ya ihram esnasında veya ondan sonra ve tavafa başlamadan önce aylık adet görrse; bu durumda adet gnlerini geirip hac zamanı yaklaşmadan umre amellerini yapacak kadar zaman olursa; adet gnleri geinceye kadar sabretmeli, sonra guslederek umre amellerini yapmalıdır. Ama yeterince zamanı olmazsa iki durum söz konusudur:

1) İhramdan önce veya ihram sırasında adet olursa; haccı ifrad haccına dönşr. İfrad haccını tamamladıktan sonra gc ve imknı varsa mfrede umresinin amellerini yerine getirmelidir.

2) İhramdan sonra adet görrse; birinci durumda zikredildiği gibi ifrad haccına gemesi ihtiyata daha uygundur. Elbette zahiren temett umresinde baki kalabilir, tavaf ve tavaf namazı dışındaki amelleri yerine getirebilir. Yani say ve taksir eder, ondan sonra hac ihramı bağlar, Mina amellerini tamamlayıp Mekkeye döndkten sonra, hac tavafını yapmadan umre tavafını yapar ve namazını kılar.

Eğer hayız durumunun devam edeceğine, Minadan döndkten sonra kafile sabretmediğinden dolayı da olsa, tavaf edebilecek gc olmayacağına emin ise, tavaf ve tavaf namazı iin naip tutmalıdır. Onları tamamladıktan sonra şahsen say etmelidir.

291-Kadın ihram halinde iken, tavaf esnasında aylık adet görrse; dördnc tur tamamlanmadan önce olursa, tavafı batıldır. Hkm de, önceki meselede söylendiği gibidir. Dördnc turdan sonra olursa, yaptığı miktar sahihtir. Geri kalanını da adet gnleri bittikten sonra guslederek yapmalıdır. Birinci tavaf tamamlandıktan sonra olursa, yenilenmesi evla ve ihtiyata daha uygundur. Bu; hac zamanı gelmeden zikredilenleri yapacak kadar zamanın geniş olması durumundadır. Zaman yeterli değilse, say ve taksir edip hac ihramı bağlamalıdır. Mina amellerini yapıp döndkten sonra hac tavafı yapmadan, umre tavafının geri kalanını daha önce söylediğimiz şekilde kaza etmelidir.

292- Kadın tavaftan sonra ve tavaf namazını kılmadan önce adet olursa, tavafı sahihtir. Âdeti sona erip guslettikten sonra tavaf namazını kılmalıdır. Eğer zaman dar olursa, say ve taksiri yapıp tavaf namazını Minadan döndkten sonra ve hac tavafından önce kılmalıdır.

293- Eğer kadın tavaf yapıp tavaf namazını kıldıktan sonra adet olduğunu hisseder ama adet başlangıcını tavaftan önce mi, tavaf esnasında mı veya namazdan önce mi, namaz kılarken mi, namazdan sonra mı olduğunu bilmezse, tavafının ve namazının doğru olduğuna hkmedilir.

Namaz kılmadan önce veya namaz esnasında adet olduğunu bilirse, önceki meselede zikredilen hkmn kapsamına girer.

294- Kadın temett umresi iin ihram bağlar ve amellerini yapma gc olursa, amelleri geciktirdiği taktirde de adet olacağını ve sonra da zaman darlığı yznden amellerini yapamayacağını bilirse ve aynı zamanda adet görnceye kadar imknı olduğu halde yapmaz ve hac vaktinden önce zaman darlığı yznden umre amellerini yapma fırsatı bulamazsa, zahiren umresi bozulur. Tavaf bölmnn başlarında zikrettiğimiz hkm kapsamına girer.

295- Mstehap tavafta kk hadesten temiz olmak şart değildir. Fakihler arasında meşhur olan görşe göre byk hadesten de temiz olmak şart değildir. Ama namazında taharet şarttır. Taharetsiz tavaf sahih değildir.

296- Mazereti olduğundan dolayı taharetini (yani abdest ve gusln) özel bir şekilde yapabilen biri, bu taharetle yetinmelidir. Böyle bir insanın hkm; cebire abdesti olan veya bir hastalıktan dolayı idrar ve gaitasını önleyemeyen kimsenin hkm gibidir. İmknı olursa hem kendisi tavaf edip namazını kılmalı, hem de her ikisi iin naip tutmalıdır.

Ama istihaze olan kadın, istihazesi az ise, tavaf iin bir abdest almalı, tavaf namazı iin de bir abdest daha almalıdır. Eğer istihazesi orta ise tavaf ve tavaf namazı iin bir gusl yapmalı ve her ikisi iin birer abdest almalıdır. Eğer istihazesi kesire ise, her biri iin ayrı ayrı gusl almalıdır. Abdeste almasına gerek yoktur. Elbette bu kk hadesin vuku bulmaması durumundadır. Aksi taktirde ihtiyaten ve evla olan abdest de almasıdır. (İstihaze ve eşitleri hakkında tam ilmihal kitaplarından bilgi edinebilirsiniz.)

3. Necasetten temiz olmak.

Tavafta şart olan şeylerden birisi de, necasetten temiz olmaktır. Buna göre beden veya elbise necis olursa tavaf doğru olmaz. İhtiyata binaen; bir dirhemden kk olan kan (takriben el başparmak tırnağı byklğnde) namaza zarar vermez. Ama tavafa zarar verir. Aynı şekilde necis olmaları namaza zarar vermeyen orap gibi kk elbiseler, necis olduklarında tavafa zarar verirler. Evet, necis olan bir şeyi tavaf esnasında taşımanın mutlak surette sakıncası yoktur.

297- Eski olsun veya yeni, henz iyileşmemiş bir yaranın kanıyla necis olan elbise ve bedeni temizlemek veya değiştirmek dayanılmayacak kadar zor olursa, bu elbiseyle tavaf etmenin sakıncası yoktur. Ama yıkamak veya değiştirmek bu kadar zor olmazsa, ihtiyatı vacip olarak temizlenmeli veya değiştirilmelidir. Aynı şekilde herhangi bir necasetle necis olmuşsa, zaruret halinde sakıncası yoktur.

298- Beden veya elbisenin necis olduğunu tavaftan sonra öğrenirse, tavaf sahihtir. İkinci kere yapılmasına gerek yoktur. Aynı şekilde tavaf namazı da sahihtir. Eğer elbise veya bedenin necis olduğunu namaz bitinceye kadar bilmiyorduysa ve namazdan önce bu doğrultuda herhangi bir kuşkusu yoktuysa veya kuşku duyuyor da araştırmasına rağmen kesin bilgi elde edememiş olursa hkm aynıdır. Ama şphe edip de araştırmayan, namazdan sonra necis olduğunu öğrenirse, ihtiyatı vacip olarak namazı yeniden kılmalıdır.

299- beden veya elbisenin necis olduğunu unutmuş olur ve tavaftan sonra hatırlarsa, meşhur görşe göre tavaf sahihtir. Ama ikinci kere yapması ihtiyata daha uygundur. Eğer tavaf namazından sonra hatırlarsa bu unutkanlık önemsemediğinden dolayı ise ihtiyaten namazı ikinci kere kılmalıdır. Aksi durumda meşhur görşe göre namazı sahihtir. İkinci kere kılması gerekmez.

300- Tavaf yaptığı esnada beden veya elbisenin necis olduğunu anlarsa veya tavaf ederken necis olduğunu anlarsa birka değişik şekli vardır. Eğer tavafın arka arkaya yapılması örfn nezdinde zedelenmeden o necaseti gidermesi mmkn olursa, necaseti temizlemeli ve tavafını tamamlamalıdır. Bunu yaparken necis elbiseyi ıkarması tavafta gereken giyinmeye ters dşmemelidir. Elinin erişebileceği yerde olan temiz bir elbiseyle değişmesi mmknse tavafını bozmadan elbisesini değiştirmelidir. Eğer gidermezse ve dördnc turdan önce böyle bir durum olursa, ihtiyaten tavafı tamamlamalı ve necaseti giderdikten sonra tavafı yenilemelidir. Elbette zahiren tavafı yeniden yapması gerekmez ve bu hkm son durum iin de geerlidir.

4. Snnet olmak.

Tavafın dördnc şartı snnet olmaktır. Bu da sadece erkek iin şattır. İhtiyata daha uygun ve evla olan, iyi ile köty ayırt eden ocuk iin de geerlidir. Ama mmeyyiz olmayan ve velisi tarafından tavaf ettirilen ocuk iin bu şartın geerli oluşu belli değildir. Elbette geerli olması ihtiyata daha uygundur.

301- Eğer ihramlı snnet olmadan tavaf ederse, ister baliğ, isterse iyi ile köty ayırt edebilen ocuk olsun, tavafı sahih değildir. Tavafı snnet olmuş olarak ikinci kere yapmazsa, onu terk etmiş kimse hkmndedir. Gelecekte aıklanacağı zere, tavafı terk eden iin zikredilecek hkmler onun iin de geerlidir.

302- Snnet olmayan mkellef mstati olursa, mstati olduğu yıl snnet olup hac edebilirse sakıncası yoktur. Yapamazsa hacı snnet olduktan sonraya ertelemelidir.

İster zarardan, isterse ok fazla eziyetten dolayı olsun, hi snnet olmazsa vacip olan hac zerinden kalkmaz. İhtiyaten umre ve hac tavafında hem kendisi şahsen tavaf etmeli hem de tavaf iin naip tutmalıdır. Naip tavafı tamamladıktan sonra tavaf namazını kılmalıdır.

5. Avreti Örtmek.

Tavafın beşinci şartı, avret yerlerini ötmektir. İhtiyaten namazda örtnmesi gereken miktar tavaf iin de geerlidir. Hatta en iyisi ve evla olan, namaz kılanın elbise ve örtnme konusunda gerekli olan tm şatlar tavafta da gereklidir.

Tavafta Vacip olan Ameller

Tavafta vacip olan sekiz şeydir.

12) Tavafın btn turlarını Hacerul-Esvedden başlayıp, orada tamamlamak.

Zahiren onun neresinden başlarsa orada tamamlaması yeterlidir. Başlarken ve bitirirken vcudun tamamıyla Hacerul-Esvedden gemesi ihtiyata daha uygundur.

Bu ihtiyata emel edebilmek iin birinci turda Hacerul-Esvede varmadan önce bir miktar durması, niyet ederek Hacerul-Esvedin tam karşısından başlayıp 7 kere tavaf etmesi, 7. turun sonunda Hacerul-Esvedi biraz gemesi ve ilk başladığı yerde tavafı sona erdirmeği niyet etmesi yeterlidir. Böylece gerek başlangıcı Hacerul-Esvedden yaptığına ve gerek bitirişi Hacerul-Esvedde gerekleştirdiğine emin olur.

3) Tavafın btn durumlarında Kbeyi vcudun sol tarafına almak.

Buna göre; ister Kbenin dört rknn öpmek iin olsun, ister başka bir nedenle veya cemiyetin baskısıyla olsun Kbeye, yzn dönmesi arkasını dönmesi veya sağ tarafını dönmesi tavafın o bölmn bozar. O kısım tavaftan sayılmaz.

Zahiren; Kbenin sol tarafa alınmasındaki öl, örfn sol tarafa alınmıştır söylenmesidir. Nitekim Peygamber Efendimizin (s.a.a) binmiş olarak tavaf etmesinden bu anlaşılmaktadır. Bu nedenle Kbenin dört rknne ve Hicr-i İsmail kapısına varınca sol tarafın dakik olarak Kbeye dönk olduğuna emin olmak iin vcudu saptırmaya gerek yoktur.

4) Hicr-i İsmaili tavaf alanı iine almak.

Yani Hicri- İsmailin dışından tavaf etmelidir. Ne iinden, nede duvarının stnden olmamalıdır.

5) Tavaf eden Kbe ve Şadırvanın dışında kalacak şekilde tavaf etmelidir.

Kbenin etrafında bazı bölmlerin alt kısmında şadırvan denilen bir ıkıntı vardır. Bu ıkıntının Kbeden sayıldığı meşhur görştr. Tamir edildiğinde Kbe duvarı asıl yerinden daha geride kurulmuştur.

6) Yedi kere Kbeyi tavaf etmelidir.

Ondan azı yeterli değildir. Fazlası da, kasıtlı olarak yapılırsa tavafı batıl eder. Bu konu ileride aıklanacaktır.

7) Yedi tur örfi aıdan peş peşe sayılmalıdır.

Yani; fazla ara vermeden ardı ardına yapmalıdır. Elbette ileride de aıklayacağımız birka yerde peş peşe olması şart değildir.

8) Tavaf edenin Kbenin etrafını turlaması kendi isteğiyle olmalıdır.

Buna göre, tavaf esnasında kalabalığın sıkıştırması veya başka sebeple yetkisi dışında tavaf ederse, yeterli değildir. Onu yeniden yapmalıdır.

303- Fakihler arasındaki meşhur görşe göre; tavaf Kbe ile Hz. İbrahim (a.s) makamı arasında yapılmalıdır. Mezkr aranın ise 26,5 zıra, yani yaklaşık 3 metre olduğu söylenmiştir. Hicr-i İsmail tavaf sınırları iinde olduğundan, Hicr-i İsmail tarafında tavaf iin sadece 6,5 zıra yani yaklaşık 3 m. yer kalmaktadır.

Mezkr miktardan fazla alanda -mekruh olmakla birlikte- tavaf etmenin caiz oluşu, uzak ihtimal değildir. Özellikle mezkr alanda tavaf etmesi zor olan veya meşakkate katlanmaları gereken kişiler iin. Ama imkn olduğu taktirde ihtiyata uymak daha iyidir.

Tavaf Sınırlarının Dışına Çıkmak

304- Tavaf eden tavaf alanının dışına ıkıp Kbeye girerse tavafı batıl olur ve yenilemesi gerekir. Eğer dışına ıkma tavafın yarısından sonra olursa en iyisi tavafı tamamlayıp, baştan tekrar yapmasıdır.

305- Eğer tavaf sınırları iinde şadırvana doğru giderse, yani şadırvanın zerinde yer alırsa, dışarıya ıktığı oranda tavafı batıl olur. O miktarı yeniden yapmalıdır. Tavafı tamamladıktan sonra tekrarlaması daha iyidir.

Aynı şekilde tavaf edenin elini Kbeye doğru uzatmaması dahi iyidir ve ihtiyata daha yakındır.

306- Tavaf eden Hicr-i İsmailin bir tarafından girip öbr tarafından ıkarsa; -bilmeyerek veya unutarak da olsa- bu tur batıl olur. Turu yeniden yapması gerekir. Evla ve ihtiyata en uygun olan; tavafı tamamladıktan sonra yenilemektir. Eğer tavaf eden Hicr-i İsmailin duvarının zerinde tavaf ederse ihtiyaten aynı hkm taşır. Evla ve ihtiyata uygun olan, tavaf edenin elini Hicr-i İsmailin duvarının zerine koymamasıdır.

Tavafı Kesmek ve Turlarının Eksik Olması

307- Mstahap bir tavafı bilerek kesmek caizdir. Aynı şekilde; vacip tavafı da zorunlu bir iş iin veya zaruret icabı kesmek caizdir. Hatta zahiren mutlak olarak, zaruret icabı ve zorunlu bir iş iin olmasa dahi kesmek caizdir.

308- Tavaf eden vacip bir tavafı gerekesiz olarak dördnc tur tamamlanmadan keserse, tavaf batıldır. Yeniden tavaf etmelidir. Dördnc turdan sonra keserse, ihtiyat gereği o tavafı tamamlayıp ikinci kere tekrar yapmalıdır. Ama mstehap olan tavafta, kestiği yerden devam edip tamamlayabilir. İster dördnc turdan önce olsun, ister sonra olsun hkm aynıdır. Ama Örfe göre, tavafın peş peşe oluşu bozulmamış olmalıdır.

309- Kadın tavaf esnasında adet görrse, tavafı hemen keserek abucak Mescidul-Haramdan ıkmalıdır. Tavafın hkm ise 291. meselede aıklanmıştır.

Aynı şekilde tavaf esnasında hades vuku bulan, bedeni veya elbisesinin necis olduğunu anlayan kimseye ait hkm, 285. ve 300. meselelerde zikredilmiştir.

310- Tavaf eden vacip tavafını, herhangi bir hastalıktan dolayı, kendisinin veya mmin kardeşinin önemli bir işini yapmak iin kesmeye mecbur olursa bu durumda; eğer dördnc turu tamamlamadan önce ise, zahiren tavafı batıldır ve onu yeniden yapması gerekir. Eğer dördnc turdan sonra ise, zahiren tavafı sahihtir. Buna göre döndkten sonra tavafını kestiği yerden devam edip tamamlamalıdır. Evla ve ihtiyata uygun olanı, bu tavafı tamamladıktan sonra ikinci kere tavafı yapmasıdır. Ama mstehap tavafta, dördnc turdan önce de bıraksa bıraktığı yerden tamamlaması caizdir. İster onu kesmek mezkr nedenlerden dolayı olsun ister olmasın hkm aynıdır.

311- Tavaf yaparken oturmak veya uzanmak caizdir. Eğer oturma veya uzanmayı, örfi olarak tavafın peş peşe oluşu bozulmuştur, denilecek kadar uzatılırsa tavafı sahihtir. Ama onu tek bir amel olmaktan ıkaracak kadar uzatırsa tavaf batıldır, onu tekrar yapmalıdır.

312- Tavaf eden vacip bir namazın fazilet vaktine, cemaat namazına ulaşabilmek veya zamanı daralan mstehap bir namazı kılmak iin tavafı keserse, namazı kıldıktan sonra onu kestiği yerden devam edip tamamlaması caizdir. İster dördnc tur tamamlanmadan öce olsun ister sonra. İster tavaf vacip olsun ister mstehap hkm aynıdır.

Evet, vacip tavafın dördnc turu tamamlanmadan önce kesmiş olursa, tamamladıktan sonra onu yeniden yapması ihtiyata daha uygundur.

313- Eğer yanlışlıkla veya unutaraktan bazı turları veya bir turun bazı bölmlerini yapmazsa; eğer örfe göre peş peşe oluşu bozulmadan önce aklına gelirse, geri kalanını yerine getirmelidir, tavafı da sahihtir. Eğer sonra hatırlasa, unutulan miktar bir, iki veya tur olursa, onu yerine getirmelidir ve tavaf yine sahihtir. Eğer geri kalanı kendisi yerine getiremezse; -her ne kadar tavafının eksik olduğunu vatanına döndkten sonra hatırladığı iin yapamıyor olsa bile- yapılmayan tavaf veya tavafları yapması iin bir başkasını naip tutmalıdır.

Eğer unutulan miktar turdan fazla olursa, geri kalanını yerine getirip sonra tavafı yenilemelidir.

Tavafın Turlarını Fazla Yapmak

Tavaf turlarını fazla yapmanın beş şekli vardır:

1) Tavaf eden, fazla yaptığı turu, yapmakta olduğu tavafın veya diğer bir tavafın bir bölm olarak niyet etmemelidir. İzafi tavafı mstehap niyetiyle yerine getirmesi tavafı batıl etmez.

2) İzafi turu, yapmak istediği tavafın bir bölm niyetiyle tavafa başlarsa, kuşkusuz olarak tavafı batıl olur. Tavafı yeniden yapmalıdır. Aynı şekilde tavaf esnasında da böyle bir niyet oluşursa ve niyet ettiği fazlalığı da yaparsa aynı hkme tabidir. Zikredilen niyet hsıl olmadan yapılan turların batıl olması sakıncalıdır.

3) Tavafı bitirdikten sonra, örfn peş peşe yapıldığı dşncesi ortadan kalkmadan, yeni bitirdiği tavafın bölm niyetiyle bir tur daha yaparsa ve bu niyet tavafı tamamladıktan sonra gerekleşirse, bu durumda da zahiren tavaf batıldır.

4) Yapmakta olduğu tavaf dışında bir tavafın bölm olarak fazladan bir tur yapmayı niyet ederse, birinci tavafın 7. turu tamamladıktan sonra fazla olan turu yapar ve ikinci tavafı da tamamlarsa bu durumda fazlalık tur aslında hsıl olmamıştır. Turların fazlalığı gibi bir nedenden dolayı tavafın batıl oluşu söz konusu değildir.

Evet, iki tavaf arasında; tavaf namazı kılarak ara vermeden peş peşe yaptığı iin batıl olması mmkndr. Zaten bu amel de caiz değildir. Her iki tavafın da vacip olması veya birinin mstehap, diğerinin vacip olması hkm değiştirmez. Ama her ikisi de mstehap olursa, mekruh olması ile birlikte caizdir.

5) Fazla olan turu, yapmakta olduğu tavafın değil de başka bir tavafın bölm olmasını niyet eder, birinci tavafın yedi turunu da yapıp tamamladıktan sonra izafi turu yapar ve ikinci tavafı hi yapmazsa, veya yapmaya başlayıp ta yarım bırakırsa, bu durumda ne tavafı arttırmış, ne de iki tavafı aralıksız peş peşe yapmış olur. Ama bazı durumlarda; tavaf edenin kurbet kastı hsıl olmamışsa batıl olabilir. Mesela; tavafın başından beri iki tavafı peş peşe yapmayı; iki tavafı peş peşe yapmanın haram ve batı olduğunu bildiği halde niyet ederse; her ne kadar amelen peş peşe iki tavafı ara vermeden yapmamış olsa bile, Allaha yakınlaşma kastı hsıl olmaz.

314- Yanlışlıkla tavafın turlarına bir şeyler katarsa; Irak rknne ulaştıktan sonra fazlalığı hatırlarsa, tam bir tavaf yapıncaya kadar fazlalığı tamamlamalıdır. İhtiyata göre bu durumda ikinci tavafı farz ya da snnet kastetmeden gurbet kastıyla tamamlamalıdır. Daha sonra 4 rekt namaz kılmalıdır. İhtiyata en uygun olan, namazlar arasına aralık bırakmamasıdır. Şöyle ki; sayden önce farz tavaf iin iki rekt namaz kılmalı, saydan sonra da snnet tavafı iin iki rekt namaz kılmalıdır. Aynı şekilde Irak rknne ulaşmadan hatırlarsa da hkm aynıdır.

Turların Sayısında Şphe Etmek

315- Tavaf eden kişi tavaf bittikten sonra veya şphe yerini getikten sonra turların sayısında veya doğruluğunda şphe ederse, şphesi geersizdir. Mesela; örfe göre peş peşe yapıldı denilmeyecek kadar ara verir sonra bir tur yine eklerse örf  bu turu öncekilerle bir saymaz. Veya tavaf namazına başladıktan sonra tavaf turlarında şek ederse yine şekkine önem vermemelidir.

316- Yedi tur yaptığına emin olur da fazladan bir tur yaptığına ihtimal verirse, örneğin yaptığı son turun sekizinci tur olduğuna ihtimal verirse, şekkini dikkate almamalıdır, tavafı sahihtir. Ancak bu şek son tur tamamlanmadan önce hsıl olursa meşhur görşe göre; tavaf batıldır. O turu reca kastıyla (yani gerekte bu tur ona vacip olmuş olabilir kastıyla) tamamlayıp, sonra tavafı yeniden yapması ihtiyata daha uygundur.

317- Eğer turun sonunda veya ortasında ile dört, beş ile altı veya yediden az başka sayılar arasında şek ederse tavaf batıldır. İhtiyat gereği altı ile yedi arasında şek ettiği durumda da tavafı batıldır. Her iki ihtimalde de az veya ok olmasında ihtimalini vermesi halinde de hkm aynıdır. Son turun altıncı mı, yedinci mi yoksa sekizinci mi olduğunda şphelenmesi örnek olarak gösterilebilir.

318- Altı ile yedi arasında şek eder ve şer-i hkm bilmeyişinden dolayı altı olduğuna karar vererek tavafı tamamlarsa; -her ne sebeple olursa olsun- telafi etme zamanı geinceye kadar bu bilgisizlik devam ederse, tavafın doğru olması uzak ihtimal değildir.

319- Saydığı tavaf sayısına yakini varsa, tavaf edenin kendisi ile tavaf eden başka birinin tutuğu sayıya gvenmesi caizdir.

320- Mstehap bir tavafın turlarının sayısında şek ederse en az olana karar vermelidir. Yani; ile dört arasında şek ederse e karar vermelidir. Tavafı da sahihtir.

321- Temett umresinde tavafı, şer-i hkm bilerek veya bilmeyerek yapmazsa, Arefe gn öğleden önceye kadar umreyi ve diğer amellerini yapamazsa umresi batıl olur. İhtiyata uygun olan, şer-i hkm bilmiyorduysa bir deve de keffaret vermesidir. Bu meselede zikredilenlerin tamamı tavaf kısmında gemiştir. Aynı şekilde bilerek tavafı yapmaz ve bir daha yeniden yapamazsa hac batıl olur. İhtiyata binaen şer-i hkm bilmediği taktirde bir deve keffaret de vermelidir.

322-Tavafı unutarak yapmaz ve zamanı gemeden önce hatırlarsa onu yerine getirmelidir. Meşhur görşe göre, onu yaptıktan sonra sayi de yenilemelidir. Zaman getikten sonra hatırlarsa, Arafat da duruncaya kadar temett umresi tavafını unutması gibi -Zilhicce ayı sona erinceye kadar hac tavafını unutması gibi- onu kaza etmesi gerekir. Evla ve ihtiyata uygun olanı ondan sonra sayi de yenilemelidir. Kendisinin kaza edemeyeceği bir durumda hatırlarsa -vatanına döndkten sonra hatırlaması gibi- naip tutup yaptırmalıdır.

323- Unutarak tavafı yapmadan memleketine döner ve karısıyla ilişkide bulunursa, bir kurbanlık Minaya göndermesi vaciptir. Elbette bu hkm hac tavafını unuttuğu durumdadır. Eğer umre tavafını unutmuşsa Mekkeye göndermelidir. Kurbanlığın koyun olması yeterlidir.

324- Tavafı unutur ve kendisi kaza edebileceği bir zamanda hatırlarsa, kaza etmesi vaciptir. İhramdan ıkmış olsa bile ihramı yenilemesine gerek yoktur. Ama Mekkeden ıktıktan sonra hatırlarsa, Mekkeye dönmek iin ihram bağlamalıdır. 141. meselede aıklanan durumlar bu hkmn dışındadır.

325- Tavafı unutan ihramlıya, kendisi veya naibi yapıncaya kadar, tavaf yapılıp bittikten sonra helal olan haramları yapmak caiz değildir.

326- İhramlı başkasının yardımıyla dahi şahsen tavafı yapamazsa, hastalık veya vcudunun herhangi bir yeri kırık olduğundan dolayı olsa bile, ona tavaf ettirmeleri vaciptir. Başkasından yardım alarak kucakta, omuza alınmak suretiyle veya başka şekilde tavafı yapmalıdır. İhtiyaten ve evla olarak tavaf edilirken ayaklar yere srlrse daha iyidir. Bu şekilde de tavaf etme imknı olmazsa, birinin onun yerine naip olarak tavaf etmesi vaciptir. Naip tutma imknı da yoksa -baygın olan kimse gibi- velisi veya bir başkası onun yerine naibi tutmalıdır.

Tavaf namazı da aynı şekildedir. Yani ihramlının kendisi kılabiliyorsa kendisi kılmalı, kılamıyorsa kendi yerine kılması iin naip tutmalıdır.

Adet olan ve doğum kanı kesilmeyen kadına ait hkmler ise daha önce beyan edildi.

TAVAF NAMAZI

Temett umresi vaciplerinden ncs; tavaf namazıdır.

Tavaftan sonra iki rekt olarak kılınır. Bu namazın kılınış şekli ise sabah namazı gibidir. Sabah namazından farklı olarak sesli veya sesiz kılınması caizdir. Bu namazı Hz. İbrahimin (a.s) makamına yakın bir yerde kılmak vaciptir. Makamın sağında solunda değil, arkasında kılmalıdır. Eğer makamın yakınında ve arkasında kılmak mmkn olmazsa, bu namazı hem makamın yakınında sağında veya solunda, hem de uzağında ve arkasında kılmak ihtiyata daha uygundur. Yapamıyorsa ikisinden mmkn olan birini kılmalıdır. Hi birini de yapamazsa Mescidin neresinde mmkn olursa orada kılmalıdır. Ama mmkn olduğu kadar makama yakın bir yerde kılması daha iyidir.

Evla ve ihtiyata daha uygun olanı daha sonra -say zamanı daralıncaya kadar- makama yakın ve arkasında kılması mmknse yeniden kılmasıdır.

Bu hkm vacip tavafa aittir. Mstehap namazın tavafını ise, mescidin neresinde kılarsa caizdir.

327- Tavaf namazının vacip olduğunu bildiği halde kasıtlı olarak onu kılmayan her ihramlının haccı ihtiyaten batıldır.

328- Tavaftan sonra ihtiyat gereği tavaf namazını abucak kılmalıdır. Yani örfe göre tavafı ile namazı arasında ara verilmiş sayılmamalıdır.

329- Tavaf namazını unutursa, tavaftan sonra yapılan ameli (say gibi) bitirdikten sonra hatırlarsa, tavaf namazını yerine getirmelidir. Diğer amelleri yeniden yapması iyi olmakla birlikte vacip değildir.

Say esnasında hatırlarsa onu kesip makamın arkasında namazı kıldıktan sonra, dönp sayi bıraktığı yerden devam edip tamamlamalıdır.

Eğer Mekkeden ıktıktan sonra hatırlarsa; ihtiyata binaen zahmet ve meşakkat yol amıyorsa geri dönp onu yerinde kılmalıdır. Meşakkat olursa nerede hatırlarsa yerine getirmelidir. Onu kılmak iin hareme dönmesi vacip değildir.

Şer-i hkm bilmeyen kimse, hkm unutan hkmndedir. Hkm bilmediği durumda ise, kusurlu olup olmaması arasında bir fark yoktur.

330- Üzerine tavaf namazı vacip olan bir kimse ölrse, byk oğluna kaza namazı hkmlerinde söylenen şartlar mevcut ise, bu namazı onun yerine kılması vaciptir.

(Bu şartlar tam ilmihal kitabında detaylı olarak anlatılmıştır.)

331- Namaz kılanın kıraati yanlış olursa; byk bir bölmn doğru okuduğu halde kıraatini tam olarak dzeltemiyorsa, bu şekilde namazı kılması yeterlidir. Ama byk bir bölmn doğru olarak okuyamıyorsa, ihtiyaten hem okuyabildiği kadarını okumalı hem de, Kurnın diğer ayetlerinden doğru okuyabildiği kadarını okumalıdır. Eğer Kurnın diğer bölmlerinden de bir miktarı doğru olarak okuyamıyorsa tesbih okumalıdır.

Zaman dar olur da kıraatinin tamamını değil de byk bir bölmn öğrenebilirse onunla yetinmelidir.

Bir miktarını da doğru olarak öğrenemezse, Kurnın başka ayetlerinden doğru olarak öğrenebildiklerini okumalıdır. Bunu da yapamazsa tesbih okuması yeterlidir.

Bu söylenenler Fatiha sresini okumakla ilgilidir. Ondan sonraki sreyi okumağa gelince, zahiren; okumasını bilmeyen ve öğrenemeyen kimsenin onu okuması vacip değildir. Bu hkm kusurlu da olsa, kıraati doğru olarak okuyamayana aittir.

Evet, kusurlu ise en iyisi ve ihtiyata en uygun olanı, o namazı hem söylenen şekilde kılması, hem cemaatle kılması hem de kendi yerine kılması iin naip tutmasıdır.

332- Eğer kıraatinin doğru olduğunu bilmiyor idiyse ve bu konuda mazereti de varsa namazı sahihtir. Namazdan sonra kıraatinin doğru olmadığını öğrenmiş olsa bile, ikinci kere kılması gerekmez. Ancak mazereti olmaz ise kıraati doğru şekilde öğrendikten sonra ikinci kere kılması gerekmez. Tavaf namazını unutarak kılmayan kimse de bu hkmn kapsamındadır.

SAFA VE MERVE ARASINDA SAY ETMEK

Temett umresi vaciplerinden dördncs, Safa ve Merve arasında say etmektir.

Sayda ihls ve kurbet kastı şattır. Ama avret yerini örtmek, hadesten ve necasetten temiz olmak şart değildir. Fakat taharete uyulması daha iyidir.

333- Tavaf ve tavaf namazından sonra say edilmelidir. Eğer bunlardan birinden önce say ederse, onları yaptıktan sonra tekrar say yapmalıdır. Önceki meselelerde tavafı unutarak sayden sonra hatırlayanın hkmn aıklamıştık.

334- İhramlı say ederken sayin umre iin mi, yoksa hac iin mi olduğunu belirlemelidir.

335- Say yedi turdur. Birinci tur Safadan başlayıp Mervede sonra erer. İkinci tur birincinin tersinedir. Üncs birincisi gibidir. Yedinci tur Mervede tamamlayıncaya kadar bu şekilde devam eder. Sayin her turunda iki dağ arasındaki btn mesafeyi kat etmek vaciptir. En iyisi bu olmakla birlikte, ikisinin de (Safa ve Merve) zerine ıkmak vacip değildir.

Mezkr mesafenin tam olarak kat edilmesi ihtiyata daha uygundur. Yani birinci turu Safa dağının ilk bölmnden başlamalı ve devam edip Merve dağının ilk bölmne ulaşmalıdır. Diğer turları da bu şekilde yapmalıdır.

336- Birinci turu Merveden başlarsa, yanlışlıkla yapmış olsa dahi, onu bırakarak yeniden Safadan başlamalıdır.

337- Piyade say etmesine gerek yoktur. Hayvan veya benzeri şeylere binerek de say etmek caizdir. Ama piyade say etmek daha faziletlidir.

338- Sayda Safa ve Merve arasında ki bilinen yoldan gidip gelmek şarttır. Buna göre gidiş veya dönş Mescidul-Haram yolundan veya başka bir yoldan yapmak yeterli değildir. Hareket mesirinin dz olması gerekmez.

339- Merveye doğru giderken onu karşısına almalıdır. Aynı şekilde Merveden dönerken Safayı karşısına almalıdır. Buna göre sırtı onlardan birine dönkken hareket etmesi yeterli değildir. Ama gidişte veya dönşte yzn sağa sola evirmesinin sakıncası yoktur.

340- İhtiyaten say, tavafta şart olduğu gibi, örfn peş peşe ve tek ameldir diyeceği şekilde yapılmalıdır. Say esnasında Sefa ve Merve dağında veya yolda dinlenmek iin oturmanın sakıncası yoktur. Ancak ok yorgun olan kimse dışında yolun ortasında oturmamak daha iyidir. Aynı şekilde vacip bir namazı vaktinde kılmak iin sayi kesmenin ve namazdan sonra kestiği yerden devam etmenin sakıncası yoktur. Herhangi bir iş iin veya keyfi olarak sayi kesmek caizdir. Ancak örfn nezdinde peş peşe oluşu biterse, kaldığı yerden tamamlayıp yeniden yapmalıdır.

Say Hkmleri

Say haccın rknlerinden biridir. Bilerek veya bilmeyerek, vacip olduğunu, yapılış şeklini, nerede yapıldığını bilmediğinden sayi yapmazsa, bu yzden de umre amellerini Arefe gn öğle vaktine kadar yapamazsa haccı batıldır. Sayi bu şekilde yapmayanın hkm, tavafı aynı şekilde yapmayan kimsenin hkmyle aynıdır. Bunun aıklaması ise tavaf meselesinin başlarında gemişti.

341- Unutarak sayi yapmazsa, hatırladığı zaman yapmalıdır. Hac amellerini tamamlamış olsa bile, sayi yapmalıdır. Kendisi yapamazsa veya ok fazla eziyet ve meşakkate sebep olacaksa naip tutmalıdır. Zikredilen her iki durumda da hac sahihtir.

342- Sayi belirlenen zamanda -bir başkasının yardımı ile de olsa- şahsen yapamayan kimsenin, omuzlarda, arabada veya başka bir şeyle taşınması gerekse bile, başkasından yardım alması vaciptir. Bunu da yapamazsa, baygın iin geerli olan hkm bunun iin de geerlidir ve kendi yerine say yapması iin birini naip tutmalıdır. Bunu da yapamazsa velisi veya bir başkası onun yerine say etmelidir. Bu şekilde yaparsa haccı sahihtir.

343- İhtiyat gereği tavaf veya tavaf namazından sonra say hemen yapılmalıdır. Hava sıcaklığının azalması veya dinlenmek iin geceye kadar ertelemek de mmkndr. Hatta gl görşe göre hibir gereke olmaksızın geceye kadar ertelemek caizdir. Evet, sayi tavaf yapılan gnn ertesine kadar ertelemek caiz değildir.

344- Say turlarının fazla olması hkm, tavaf turlarının fazla olması hkmndedir. Şu halde, şer-i hkm bilerek ve kasten fazla yapılırsa say batıldır.

Hkm bilmediği durumda, turların fazla olmasıyla, gl görşe göre say batıl olmaz. Ama yenilemek ihtiyara daha uygundur.

345- Yanlışlıkla fazlalık meydana gelirse, say sahihtir. Ama fazlalık bir tur veya daha fazla olursa onu yedi tura kadar tamamlaması önceki sayin dışında tam bir say olması bakımından mstehaptır. Buna göre ikinci say Safada tamamlanmış olacaktır.

346- Şer-i hkm bilmediğinden veya bildiği halde, kasıtlı olarak say turlarını eksiltirse, aynı sebeplerden say amelini terk eden hkmndedir. Bunun da aıklamasını önceki konularda yaptık.

Ama unutkanlık yznden eksik yaparsa, hatırladığı anda eksikliği tamamlamalıdır.

Vakti getikten sonra hatırlarsa; temett umresinin sayinin eksiğini Arafatta hatırlayan veya hac sayinin eksiğini Zilhicce ayından sonra hatırlayan kimse hkmndedir. İhtiyaten sayin eksiğini tamamlayıp sonra yeniden yapmalıdır. Eğer şahsen yapamaz veya ok fazla eziyet ve zahmete neden olursa naip tutmalıdır. İhtiyaten naip önce sayin eksiğini tamamlamalı sonra da sayi yeniden yapmalıdır.

347- Unutarak temett umresinin sayini azaltır ve tam yapmıştır dşncesiyle ihramdan ıkarsa, ihtiyaten bir sığır keffaret vermelidir. Sayi söylendiği şekilde (tamamlamalı veya yeniden) yapmalıdır.

Sayda Şekketmek

Amel bittikten sonra sayin tur sayısında veya turların doğruluğunda şek etmenin bir etkisi yoktur. Örneğin; temett umresinde saından, sakalından veya bıyığından bir miktar kestikten sonra şek ederse veya hacda nisa tavafına başladıktan sonra şek ederse bu şek geersizdir. Sayi tamamladıktan sonra tur sayılarında şek ederse ve turların fazla olma ihtimali varsa, sayin doğruluğuna kara vermelidir. Eğer tur sayısının az olma ihtimali varsa; şekki say dzeni bozulmadan önce olursa, sayi batıldır. Say dzeni bozulduktan sonra şek ederse de ihtiyat gereği sayi batıldır.

348- Tur bittikten sonra fazla olduğuna ihtimal verirse; mesela, Mervede iken son turun yedinci mi yoksa dokuzuncu mu olduğunda şek ederse, sayi sahihtir. Söz konusu şekkin değeri yoktur. Ama bu şek say esnasında hsıl olursa say batıldır. Onu yeniden yapmalıdır.

349- Say ederken; tur sayılarında şek etmenin hkm, tavaf esnasında tavaf turları sayısında şek etmedeki hkmle aynıdır. Buna göre, her ne şekilde olursa olsun böyle bir şek ile say batıldır.

SAÇ, SAKAL VEYA BIYIĞIN KISALTILMASI (TAKSİR)

Bu, temett umresinin beşinci vacibidir.

Taksirde Kurbet ve ihls kastı şarttır. Bu vacip amel sa, sakal veya bıyığın kesilmesiyle gerekleşir. Meşhur görşe göre; koparmak yeterli değildir. Fakihler arasındaki meşhur görşe göre; el veya ayak tırnaklarından bir miktar kesmekle de taksir gerekleşir. Ama onunla yetinmemek ve saı kesinceye kadar geciktirmek ihtiyata daha uygundur.

350- Temett umresinin ihramından ıkabilmek iin sa, sakal veya bıyığı kısaltmak gerekir. Daha sonra kafayı tıraş etmek yeterli değildir. Hatta taksir yapmadan kafayı tıraş etmek haramdır. Tıraş etmesi durumunda bir koyun keffaret vermelidir. Elbette kasıtlı ve şer-i hkm bilerek yapmışsa keffaret vacip olur. Bunun dışında bile keffaretin vacip oluşu evla ve ihtiyata daha uygundur.

351- Eğer sayden sonra ve saı kesmeden ilişkide bulunursa, bunu kasıtlı olarak ve hkm bildiği halde yapmışsa, ihramlıya haram olan şeyler hkmnde aıklandığı gibi, bir deve keffaret vermelidir. Bilmeyerek yapmışsa, meşhur görşe göre bir şey vacip değildir.

352- Saı kesmenin zamanı, sayi tamamladıktan sonradır. Ondan önce caiz değildir.

353- Sayden hemen sonra saı kesmek vacip değildir. Onu nerede yaparsa caizdir. İster say mahallinde, ister kaldığı yerde isterse başka bir yerde yapabilir.

354- Saını kesmeği kasıtlı olarak yapmaz ve ondan sonra hac ihramı bağlarsa, zahiren umresi batıldır. Buna göre, ifrad haccından sonra imkn bulursa mfrede umre yapmalıdır. İhtiyaten haccı bir sonraki yıl yeniden yapmalıdır.

355- Saı kesmeyi unutarak ihram bağlarsa, umresi ve ihramı sahihtir. Bir koyun keffaret vermesi evla ve ihtiyata daha uygundur.

356- Temett umresinde saı kestikten sonra, ihramda haram olan şeylerin hepsi helal olur. Meşhur görşe göre kafayı tıraş etmek de helal olur. Fıtır bayramından otuz gn sonra terk etmek daha iyidir. Onu kasıtlı olarak ve şer-i hkm bilerek yaparsa, bir kurbanlık keffaret vermesi evladır ve ihtiyata daha yakındır.

357- Temett umresinde Nisa tavafı vacip değildir. Ama reca kastıyla ve zerine vacip ise onu yerine getirmek niyetiyle yapılmasının sakıncası yoktur.

HAC AMELLERİ

Haccın vaciplerinin 13 şey olduğunu 149. meselede kısaca aıklamıştık. Şimdi de konuyu detaylı olarak ele alacağız.

1- Hac İhramı

İhram elbisesinin en iyi bağlanma zamanı, Zilhicce ayının sekizinci gn öğle vaktidir. İzdihamdan ekinen hasta ve yaşlıların o vakitten önce ihram bağlamaları ve diğerlerinden önce Mekkeden ıkmaları caizdir. Aynı şekilde adet kanaması olacağından korkan kadın gibi, hac tavafını Arafat vakfesinden önce yapması mmkn olanların onu vaktinden önce bağlamaları caizdir.

Daha önceki meselelerde şöyle demiştik: Temett umresini tamamlayan birinin, Mekke dışında bir işi olduğunda hac ihramını bağlayabilir ve işini yapmak iin Mekke dışına gidebilir. Bunların dışında, meşhur görşe göre, hac ihramını denilen vaktinden gn önce, hatta daha önceden bağlamak caizdir.

358- Temett umresi yapmakta olan birisinin, saını kesmeden hac ihramı bağlaması caiz değildir. Aynı şekilde hac amellerini yapmakta olan biri, hac ihramından tamamen ıkmadan önce mfrede umre ihramı bağlaması caiz değildir. Hac amellerinden nisa tavafından başka yapılmayan amel kalmamış olsa bile, yine de mfrede umre ihramı bağlaması caiz değildir.

359- Arefe gn ihtiyari vakfe zamanını Arafatta geirebilen birisinin, zikredilen zamanın tamamını idrak edemeyecek kadar ihramı geciktirmesi caiz değildir.

360- Hac ihramıyla umre ihramı arasında, vacip ve haram olan şeyler veya keyfiyet aısından hibir fark yoktur. Farklılık sadece niyettedir.

361- Mikatlar bölmnde aıkladığımız gibi, hac ihramını bağlama yeri Mekkedir. En iyi yer ise Mescidul-Haramdır. İki rekt namaz kıldıktan sonra Hz. İbrahim makamında veya Hicr-i İsmailde bağlanması mstehaptır.

362- Unutarak ve şer-i hkm bilmeyerek Mekkeden ıkıncaya kadar ihramı bağlamayan, sonra hatırlar ve hkm öğrenirse; -Arafatta olsa bile- Mekkeye dönmesi, orada ihram bağlaması vaciptir. Zaman darlığı yznden veya başka bir nedenle geri dönmezse bulunduğu yerden ihram bağlamalıdır.

Aynı şekilde Arafat vakfesinden sonra hatırlar veya hkm öğrenirse Mekkeye dönerek oradan ihram bağlaması mmkn olsa da, hkm yukarıda belirtildiği gibidir.

Hac amellerini bitirinceye kadar hatırlamaz veya hkm öğrenmezse haccı sahihtir.

363- Kasıtlı olarak ve vacip olduğunu bildiği halde ihram bağlamayan, bu yzden de Arafat vakfesini idrak edemeyen kimsenin haccı batıldır. Eğer ihram bağlayıp vacip olan rkn miktarında Arafatta vakfeyi gerekleştirebilirse, gnah işlemiş olmakla birlikte haccı doğrudur.

364- Temett haccında ihram bağlayan birisinin Arafata gitmek iin yola ıkmadan önce mstehap bir tavaf yapmaması ihtiyat gereğidir. Eğer tavaf ederse, evla ve ihtiyata uygun olan telbiyeyi yeniden söylemesidir.

2- Arafatta Vakfe

Temett haccının vacip amellerinden ikincisi kurbet ve ihls kastıyla Arafatta vakfedir.

 Vakfeden maksat; ne şekilde olursa olsun; binmiş olarak, yaya, durarak veya hareket ederek orada bulunmasıdır.

365- Arafatın sınırları şunlardan ibarettir: Urnete, Seviyye, Nemire ölnden Zilmecaza kadar ve Mezeminden vakfe yerinin sonuna kadardır. Bunlar Arafatın sınırlarıdır, vakfe yerleri değil.

366- Zahiren Rahmet dağı vakfe yerindendir. Ama sol taraftan dağın eteğinde durmak daha iyidir.

367- Vakfe niyet ve iradeyle olmalıdır. Eğer vaktin evvelinden vakfeyi niyet eder sonra bayılır veya uyuyarak vaktin sonuna kadar öyle kalırsa yeterli olur. Eğer vakfe kastı etmeksizin uyku halinde veya baygın kalırsa vakfesi gerekleşmemiş olur. Ama vakfe niyeti ederek vaktin tamamında uyur veya baygın kalırsa bu vakfenin yeterli olması sakıncalıdır.

368- Zilhicce ayının dokuzuncu gn öğlenin ilkinden gn batımına kadar Arafatta bulunmak vaciptir. Ama vakfenin öğlenin evvelinden itibaren olması ihtiyat gereğidir. Meşhur görşe göre; öğle vaktinin evvelinden bir gusl ederek öğle ve ilkindi namazını peş peşe kılabilecek bir zamana ertelemek caizdir.

Zikredilen zamanın tamamında vakfe yapmak; vacip olmakla birlikte ve bilerek terk etmenin gnah sayılmasıyla birlikte rkun değildir. Yani vakfeyi belirtilen vaktin bir miktarında yerine getirmezse haccı batıl değildir.

İhtiyari olarak vakfeyi tamamen terk ederse haccı batıl olur. Buna göre vakfenin rknu bir miktar vakfe etmekten ibarettir.

369- Arafatta ihtiyari vakfeyi -ister unutkanlık nedeniyle, ister hkm bilmediğinden olsun- derk edemeyen; yani Arefe gn orada bulunamayan, hkm öğrenmemek hususunda kusurlu değilse veya başka bir mazereti varsa, zaruri vakfeyi -yani bayram gecesi bir miktar vakfeyi- yerine getirmesi vaciptir. Zaruri vakfeyi yerine getirdiği durumda haccı sahihtir. Ama onu kasıtlı olarak yerine getirmezse haccı batıldır.

Bu zaruri vakfeyi; gneş ıkmadan önce Maşerde olabilecek şekilde yerine getirilmesi durumunda geerlidir. Eğer zaruri vakfeyi gerekleştirdiğinde zikredilen zamanda Meşarde bulunamayacağından korkarsa, Meşarde vakfeyle yetinmesi vaciptir ve haccı da sahihtir.

370- Gneş batmadan önce kasıtlı olarak ve hkm bilerek Arafattan ıkmak haramdır. Ancak haccı batıl etmez. Yeniden Arafata dönerse kendisine bir şey vacip değildir. Fakat geri dönmezse bir deve keffaret vermelidir. Onu da kurban bayramı gn kesmelidir. Onu Mekkede değil Minada kesmesi ihtiyata daha uygundur. Eğer bu keffareti veremezse 18 gn Mekkede, geri dönş yolunda veya ailesinin yanında oru tutmalıdır. Onları peş peşe tutması evla ve ihtiyata daha uygundur.

Bu hkm unutkanlık veya hkm bilmeyerek Arafattan ayrılan iin de geerlidir. Buna göre, hkm öğrendikten veya hatırladıktan sonra geri dönmelidir. Bu iki durumda geri dönmezse keffaret vermelidir.

371- Arafat ve Meşarde vakfe ve şeytan taşlama, Minada gece kalmak gibi haccın bazı vacipleri Zilhicce ayının belli geceleri veya gndzleri yapılması gerektiğinden, mkellefin bu tr amelleri vaktinde yerine getirebilmesi iin bu ayın hilalini görlmesi hususunda araştırma yapması vaciptir.

Mukaddes yerlerin kadısının hilalin sabit olduğuna dair verdiği hkm şer-i kurallara uymazsa bu durumda bazıları şöyle demişlerdir: Eğer mkellef verilen hkmn gereğe uyduğuna ihtimal verirse, böyle bir mkellef hakkında kadının verdiği hkm hccettir. Ona uyması gerekir.

Bu hkm, hilalin şer-i olarak belirlenmesine bağlı olan, Meşarde, Arafatta durmak ve bunların dışındaki diğer amellerinde de geerlidir. Ona mutabık olarak amel etmelidir. Buna göre amel ederse haccı sahihtir. Etmezse batıldır.

Hatta bazıları demişlerdir: Gereğe uymadığından emin olunsa bile, takiyye durumunda onun hkmne uymak yeterlidir.

Ancak her iki görş de sakıncalıdır. Buna göre; eğer mkellefin hac amellerini şer-i kurallara göre hilalin sabit olduğu vakitlerde yapması mmkn ise ve onları bu şekilde yaparsa zahiren haccı sahihtir. Demek ki eğer o amelleri zikredilen şekilde, bir mazeretten dolayı olsa bile yerine getiremezse, Arafat ve Meşar vakfelerinde de kadının hkmne uymazsa kuşkusuz olarak haccı batıldır. Ama eğer ona uyarsa haccının doğruluğu sakıncalıdır.

3- Meşarul-Haramda (Mzdelifede) Vakfe

Temett haccının vaciplerinin ncs (Mzdelife de denilen) Meşarul-Haramda vakfedir.

Meşarul-Haram; Mezemin ve Hayyaz ve Vadiy-i Muhassar adında yer alan bir öldr. Bunlar Meşarin sınırlarıdır. Vakfe yapılan yerin bölmleri değillerdir. Ama izdiham söz konusu olduğunda Mezemin tarafından yukarı ıkmak caizdir. Mezemin Arafat ile Meşarul-Haram arasında bir geidin adıdır.

372- Hac amellerini yapmakta olan biri, Arafattan hareket ettikten sonra bayram gecesinin bir miktarını sabaha kadar Meşarde durması vaciptir. Meşhur görşe göre, gneş doğmadan bir sre önce Vadiy-i Muhassardan geip Minaya girmesi caiz olmakla beraber, gneş doğuncaya kadar orada kalması ihtiyata uygundur.

373- İhtiyari halde zikredilen vaktin tamamında vakfe vacip olmakla birlikte, vakfenin rkn miktarı, bir bölmnde orada bulunmaktır. Buna göre bayram gecesinin bir miktarı orada bulunur ve şafak sökmeden önce oradan hareket ederse zahiren haccı sahihtir. Şer-i hkm bilerek bunu yapmış ise bir koyun keffaret vermelidir. Şer-i hkm bilmiyor idiyse, keffaret vacip değildir.

Şafak vakti ile gneş doğma vakti arasındaki zaman diliminin tamamında değil de, bir bölmnde orada bulunursa haccı sahihtir. Kasıtlı olsa bile keffaret vacip değildir ama gnahkr sayılır.

374- Bayram gecesi sabaha kadar, hatta ihtiyaten gneş doğuncaya kadar Meşarul-Haramda vakfenin vacip oluşundan şu kimseler mstesnadır:

Korkan kimseler, ocuklar, kadınlar, yaşlılık ve hastalık dolayısıyla gsz ve zayıf olanlar ve bunların bakımını stlenen kimseler.

Buna göre; bu kimselerin bayram gecesi orada durup, sabah şafak sökmeden oradan Minaya doğru hareket etmeleri caizdir.

375- Meşarde vakfe ihls ve kurbet niyetiyle olmalıdır. Arafattaki vakfede de aıklandığı zere vakfenin ihtiyari olması da şarttır.

376- Meşarde ihtiyari vakfe yapamayan kimse yani; bayram gecesinde ve şafak sökmesi ile gneş doğması arasında Meşarda vakfeyi unutarak veya mazeretten dolayı gerekleştiremezse, zaruri vakfe yapması yeterlidir. Yani bayram gn gneşin doğuşundan öğlen vaktine kadar bir miktar durması yeterlidir. Bunu kasıtlı olarak yapmazsa haccı batıldır.

Arafatta Meşarda Veya İkisinden Birinde Vakfeyi Yerine Getirmek

Önceki meselelerde dedik ki; Arafat veya Meşarda vakfenin her biri ya ihtiyaridir veya zaruri. Buna göre mkellef her iki vakfenin ihtiyari olanına ulaşırsa mesele yoktur. Ama herhangi bir mazeretten dolayı her iki vakfenin ihtiyari olanına ulaşamazsa bunun birka şekli vardır.

1) Arafat ve Meşarin ihtiyari ve zaruri duruşundan hi birini yerine getiremezse, hacı batıl olur. Aynı hac ihramıyla bir mfrede umre yapması vaciptir.

Haccı Haccetul-İslam ise, istitaat hali sonraki yıla kadar devam ederse veya hac daha önceki yıllardan boynunda kalmışsa, haccı sonraki yıllar yerine getirmesi vaciptir.

2) Arafatın ihtiyari ve Meşarin zaruri vakfesini yerine getirirse haccı sahihtir.

3) Arafatın zaruri ve Meşarin ihtiyari vakfesini yerine getirirse yine haccı sahihtir.

4) Arafat ve Meşarin zaruri vakfesini yerine getirirse, meşhur görşe göre haccı sahihtir. Birinci durumda getiği gibi haccı yeniden yerine getirmesi ihtiyata daha uygundur.

5) Sadece Meşarin ihtiyari vakfesini yerine getirirse bu durumda da haccı sahihtir.

6) Meşarin zaruri vakfesini yerine getirirse, meşhur görşe göre bu durumda haccı batıl olur ve mfrede umreye dönşr.

7) Sadece Arafatın İhtiyari vakfesini yerine getirirse meşhur görşe göre; bu durumda altıncı durum gibidir.

Arafattan Minaya doğru giderken Meşarin ihtiyari vaktinde oradan geer, ama hkm bilmediği iin vakfe niyeti etmezse ve geerken Yce Allahın zikrini yaparsa, haccının sahih olması uzak ihtimal değildir.

8) Sadece Arafatın zaruri vakfesini yerine getirirse, haccı batıl olur ve mfrede umreye dönşr.

Mina Vacipleri

Meşarul-Haram vakfesinden sonra Minaya gitmek vaciptir. Minaya gitmekten maksat orada yapılması gereken vacip amelleri yerine getirmektir. Bu ameller ise tanedir:

4- Akabe Cemeresini Taşlamak

Hac vaciplerinden dördncs, Kurban gn Akabe Cemresini (yani şeytanı) taşlamaktır. Bunun birka şartı vardır:

1- İhls ve kurbet kastı olmalıdır.

2- Yedi akıl taşı atılması. Ondan daha azı yeterli olmadığı gibi, akıldan başka şey atmak da yeterli değildir.

3- Taşlar birbiri ardına atılmalıdır. Buna göre iki veya daha fazlasının aynı anda atılması yeterli değildir.

4- Taşlar Cemereye ulaşmalıdır. Cemereye ulaşmayanlar sayılmaz.

5- Çakıllar atılmak suretiyle Cemereye ulaşmalıdır. Cemereye bırakmak yeterli değildir.

6- Hem taş atmak hem de Cemereye değmesi, ihramlının iradesi ve el hareketiyle olmalıdır. Buna göre; ihramlının elinde bulunan akıl, bir hayvan ve insanın dokunmasıyla fırlayıp Cemereye değerse yeterli olmaz. Aynı şekilde, atılan akıl bir hayvan veya insana değer ve onun hareketiyle Cemereye değerse yine yeterli olmaz.

Eğer akıl yolda Cemere dışında başka bir şeye değer ve ondan sonra Cemereye değerse zahiren yeterlidir. Cemereye değmesi o şeyin etkisiyle olsa bile sakıncası yoktur. Sert bir yere değip oradan sekerek Cemereye değmesi gibi.

7- Elle atılmalıdır. Ağız veya ayakla atılması yeterli değildir. Aynı şekilde, herhangi bir arala atılması da aynı hkme tabidir.

8- Taş atmak gn doğuşu ile batışı arasındaki bir zaman iinde yapılmalıdır. Kadınlar ve kurban bayramı gecesi Meşardan Minaya hareket etmeleri caiz olan kimselerin bayram gecesi taş atmaları yeterlidir.

377- Çakılın Cemereye değip değmediğinde şek ederse, değmediğine karar vermelidir. Ancak amelin yapılması gereken yer (zaman) getikten sonra, mesela; kurban kestikten veya kafayı tıraş ettikten sonra ya da gece şek ederse bu hkm geerli değildir.

378- Çakıllarda iki şey şarttır.

1) Mescidul-Haram ve Mescidul- Hıyf hari, Haremden olmalıdır. Meşarden olması daha faziletlidir.

2) İhtiyata binaen daha önce kullanılmış olmamalıdır.

Çakılların tırnak byklğnde, hafif ve renkli olması, ihramlının da taş atarken yaya ve taharetli olması mstehaptır.

379- Cemerenin yksekliği artırılmış ise, yeni yapılan bina miktarıyla yetinmek sakıncalıdır. Buna göre önceki miktarın taşlanması ihtiyat gereğidir. Yapamadığı taktirde hem kendisi yeni yapılan miktarı taşlamalı hem de eski miktarı taşlaması iin naip tutmalıdır. Zikredilen hkmde şer-i hkm bilen, bilmeyen veya unutan arasında fark yoktur.

380- Unutkanlık yznden, hkm bilmeyerek veya başka bir nedenle bayram gn cemereyi taşlamazsa, engel kalktığı zaman yerine getirmelidir. Elbette, gece taşlaması caiz olan kimselerden olmadığı durumda geerlidir. Bu konu ileriki meselelerde aıklanacaktır.

Zahiren, engel kalktığında Mekkede, Minada bulunsa veya ayın 13. gnnden sonra olsa yine yerine getirmelidir. Ancak, bu son durumda ihtiyata uygun olanı, gelecek yıl kendisi haccederse bu ameli tekrar yapmasıdır. Kendisi haccetmezse naip tutmalıdır. Eğer Mekkeden ıktıktan sonra engel ortadan kalkarsa, geri dönmesi vacip değildir. Hatta evla ve ihtiyata uygun olan; hacca gidecekse gelecek yıl bu ameli yeniden yapmalı, gitmeyecekse naip tutmalıdır.

381- Bayram gn unutkanlık veya hkm bilmeyerek taş atmaz, tavaftan sonra hatırlar veya hkm öğrenirse onu yerine getirmelidir. İhtiyaten yapması daha iyi olmasına rağmen yeniden tavaf etmesi vacip değildir.

Ama onu yapmamak, bilgisizlik veya unutkanlıktan başka bir neden olursa zahiren tavaf batıldır. Cemereyi taşladıktan sonra yerine getirmesi vaciptir.

5- Minada Deve, Sığır Veya Koyun Kesmek

Temett haccı vaciplerinin beşincisi kurban kesmektir.

Kurban kesmede, ihls ve kurbet kastı şarttır. Bayram gnnden önce kurban kesmemelidir. Ancak, herhangi bir korkusu olan kimsenin onu gece kesmesi caizdir. İhtiyata göre Akabe Cemeresini taşladıktan sonra yerine getirmelidir. Ama hkm bilmeyerek veya unutarak öne alırsa yeterlidir, ikinci kere yapması gerekmez. Deve, sığır veya koyunun Minada kesilmesi vaciptir. Hacı sayısının fazla olması ve Minanın hepsini almaması gibi nedenle mmkn olmazsa Vadi-i Muhasarde kesilmesinin caiz olması uzak ihtimal değildir. Teşrik gnler 11, 12 ve 13. gnlerinin sonuna kadar yapamayacağından emin olması dışında onu yapmamak (yani Vadi-i Muhassarde kesmemek) daha iyidir.

382- Gl görşe göre teşrik gnlerinde kurban kesilebileceği gibi, , bayram gn kesilmesi ihtiyata uygundur. İhtiyat gereği gece kurban kesilmemelidir. Buna teşrik gnlerin gecesi de dahildir. Ancak herhangi bir korkusu olan kimsenin gece kurban kesmesi caizdir.

383- Tek başına bir kurbanlık kesebiliyorsa, bir kurbanlık sadece bir kişi iin yeterlidir. Ama imknı yoksa bunun hkm 396. meselede aıklanacaktır.

384- Kurbanlığın deve, sığır ve koyun olması vaciptir. Beş yılını tamamlayıp altıncı yılına giren deve olmalıdır. Sığır ve kei ihtiyaten iki yılını tamamlayıp nc yılına girerse ve koyun yedi ayını tamamlayıp sekizinci ayına girerse yeterlidir. Koyunun birinci yılını tamamlayıp ikinci yılına girmiş olması ihtiyata uygundur.

İnsan kurbanlığı kestikten sonra geerli yaşını doldurmadığını öğrenirse yeniden kurban kesmelidir.

Kurbanlığın vcut azaları sağlam olmalıdır. Buna göre; bir göz olmayan, sakat veya kulağı kesik veya i boynuzu kırık (i boynuzdan maksat hayvanın normal boynuzunun iinde olan beyaz boynuzdur) ve benzeri eksikliği olmamalıdır. Meşhur görşe göre kısırlaştırılmış kurbanlık yeterli değildir. Ancak başkasını bulmak mmkn değilse yeterlidir. Yine örfi aıdan kurbanlık zayıf olmamalıdır. Evla veya ihtiyata uygun olarak, hasta olmamalı, hayaları sıkılmış olmamalı ve kemik ilikleri su olacak kadar yaşlı olmamalıdır.

Ama kulağının yarık veya delik olmasının sakıncası yoktur. Fakat iyisi kulağının bu şekilde de olmamasıdır. İhtiyata en uygun ve evla olanı yaratılıştan kuyruksuz ve boynuzsuz olmamasıdır.

385- Kurbanlığı sağlamdır dşncesiyle alır ve parasını ödedikten sora ayıplı olduğu anlaşılırsa zahiren onunla yetinmek caizdir.

386- Eğer kurbanlık gnlerinde (onuncu, on birinci, on ikinci ve on nc) sağlam deve, sığır veya koyun bulamazsa ihtiyaten hem ayıplı hayvan kurban kesmeli hem de kurbanlık yerine oru tutmalıdır.

Aynı şekilde sadece ayıplı hayvan parasına gc yetiyorsa, zilhicce ayının geri kalanında sağlam hayvan alabilme gcne eriştiği taktirde, yukarıda söylenen şekilde ikisini de yapmalıdır.

387- Eğer kurbanlığı besilidir dşncesiyle alır ve sonradan zayıf olduğu anlaşılırsa, zayıf olduğu ister kesmeden önce anlaşılsın ister kestikten sonra kurbanlık olarak yeterlidir. Ama eğer kendi koyununu besilidir dşncesiyle keser, sonradan zayıf olduğu anlaşılırsa ihtiyaten yeterli değildir.

388- Kurban kestikten sonra kurbanlığın gerekli şartları taşıyıp taşımadığında şek ederse, şekkine önem vermemelidir. Kurban kestikten sonra Minada mı, başka yerde mi kurban kestiğinde şek ederse şekkine önem vermemelidir.

Ama eğer kurban kesip kesmediğinde şek ederse, bu şek, şek edilen amelin yeri getikten sonra örneğin; saını kesip tıraş olduktan sonra vuku bulursa, şekkine önem vermemelidir. Ondan önce olursa onu yapmalıdır.

Aldığı kurbanlığın zayıf olup olmadığında şek eder ve onu zayıf değildir midiyle ve kurbet kastıyla keser ve kestikten sonra zayıf olduğu anlaşılırsa onunla yetinmelidir.

389- Temett haccı iin sağlam bir kurbanlık alır, sonra kurbanlık hastalanır, bir uzvu kırılır veya başka bir ayıbı olursa onunla yetinmek sakıncalıdır. Hatta onunla yetinilmemelidir. İhtiyaten onu da kesmelidir. Satmış ise değerini sadaka olarak vermelidir.

390- Satın aldıktan sonra kurbanlık kaybolursa, bulamaz ve kendisi tarafından da kurban edildiğini bilmezse, başka bir kurbanlık temin etmesi vaciptir. İkinci kurbanlığı kesmeden önce birincisini bulursa, birinci kurbanı kesmelidir. İkinci kurbanlığı ise başka mallarında olduğu gibi kesmekle satmak arasında seim hakkına sahiptir. Ama en iyisi onu kurban etmesidir. İkinci kurbanlığı kestikten sonra birincisini bulursa, ihtiyat gereği kaybolan kurbanlığı da kesmelidir.

391- Bir kimse kurbanlık olduğunu bildiği bir koyunu bulursa, onu sahibinin adına kurban etmesi caizdir. Sahibi kendi adına kurban kesildiğini öğrendiğinde, onunla yetinebilir. İhtiyaten kurbanlığı bulan, onu on ikinci gnn ilkindi vaktine kadar duyurmalıdır.

392- Bir kimse kurban gnlerinde parası olduğu halde kurbanlık bulamazsa, ihtiyata göre onun yerine hem oru tutmalı, hem de mmkn olduğu taktirde zilhicce ayının geri kalan kısmında, gvendiği bir başkasının yanına kurbanlığın parasını bırakarak zilhicce ayının sonuna kadar kurban kestirmeyi sağlamak suretiyle bile olsa kurban kesmelidir.

Bu parayı emanet bırakacağı kişi zilhicce ayı bitinceye kadar kurbanlık bulup kestirmezse gelecek yıl kestirmelidir. Teşrik gnlerinin gemesi ile kurbanlığın sakit olacağı ve sadece oru tutmakla yetinmesinin caiz oluşu uzak ihtimal değildir.

393- Eğer ne kurbanlığı nede kıymetini temin edebilirse, onun yerine on gn oru tutmalıdır. Bunun 3 gn zilhicce ayında olmalıdır. Zilhiccenin yedinci, sekizinci ve dokuzuncu gn oru tutması ve onlardan önce tutmaması ihtiyat gereğidir. Geri kalan yedi gnn vatanına döndkten sonra tutmalıdır. Bu yedi gn Mekkede veya vatana dönş yolunda tutması yeterli değildir. Vatana dönmeyip Mekkede kalırsa hemşerilerinin vatana dönebilecekleri bir sre veya bir ay bekleyip sonra oru tutması vaciptir.

İlk gn peş peşe tutmalıdır. Ama sonraki yedi gnn peş peşe olması daha iyi olmasına rağmen gerekmez. İlk gn temett umresi ihramından sonra tutmalıdır. Önce tutarsa yeterli değildir.

394- Hacda gn oru tutması gereken mkellef, bayram gnnden önce gnn hepsini tutamazsa, ihtiyaten 8. ve 9. gn tutması, geri kalan bir gn de Minadan döndkten sonra tutması yeterli değildir. Teşrik gnler getikten sora bu gn oru tutması on nc gnden başlayarak tutması caiz olmakla birlikte daha faziletlidir. Elbette daha önce Minadan dönmş olmalıdır. Hatta meşhur görşe göre 13. gn dönmş olsa da tutabilir.

Teşrik gnler getikten hemen sonra gn orucu tutmaya başlaması ve mazeretsiz olarak geciktirmemesi evla ve ihtiyata daha uygundur. Minadan döndkten sonra oru tutması mmkn değilse, o gn dönş yolunda veya vatanında tutmalıdır. Bu durumda da gn ve yedi gnn tamamını birlikte tutmaması evla ve ihtiyata daha uygundur. Eğer gn muharrem ayına kadar oru tutamazsa, artık oru tutması vacip değildir. Gelecek yıl kurban kesmesi vaciptir.

395- Bir kimse kurbanlık veya kıymetini temin edemez, hacda gn oru tutar sonrada kurbanlık gnleri gemeden kurbanlık temin edebilirse, kurbanlık kesmesi ihtiyaten vaciptir.

396- Eğer tek başına kurbanlık temin edemez ama bir başkasıyla ortaklaşa temin edebilirse ihtiyaten hem kurbanlığa ortak olmalı hem de söylenilen sırayla oru tutmalıdır.

397- Eğer bir kimseyi kurban kesmesi iin naip tutar ve sonra naibin kendi yerine kurban kesip kesmediğinde şek ederse kurban kesmediğine karar vermelidir. Naip kurban kestiğini söyler ama söz gven vermezse onunla yetinmek sakıncalıdır.

398- Kurbanlık iin zikrettiğimiz şartlar keffaret iin geerli değildir. Ama ondada bu şartlara riayet etmek ihtiyata daha uygundur.

399- Kendisine kurbanlık veya keffaret vacip olan kişinin şahsen kurban kesmesi vacip değildir. Bir başkasını ihtiyari halde naip tutması caizdir. Bu surette, naibin niyet etmesi gerekir. Niyet etmesi ihtiyata daha uygun olmakla birlikte, kurbanlık veya keffaret vacip olan kimsenin niyet etmesi vacip değildir. Naibin Mslman olması da gerekir.

Temett Haccının Kurbanlığı

Temett haccını yapana zararlı olmazsa, ok az bile olsa kurbanlığından yemesi evla ve ihtiyata daha uygundur. Kurbanın te birini kendisi veya ailesine ayırması caizdir. Diğer te birini de istediği Mslmana hediye etmesi caizdir. Ama nc kısmını vacip ihtiyata göre fakir Mslmanlara sadaka vermelidir.

Sadaka vermek mmkn olmaz veya ok fazla zahmete neden olursa vacip oluşu kalkar. Onu fakirin kendisine bizzat ulaştırmak gerekli değildir. Vekiline verilmesi yeterlidir. Sonra vekil kendisini vekil edenin iznine uygun olarak hediye vermek, satmak veya herhangi bir şekilde değerlendirmek suretiyle kullanabilir.

Kurbanlık etlerini oradakilerin ihtiyacı olmazsa, Minadan ıkarmak caizdir.

400- Fakire verilmesi gereken te birlik kısmını, hayvandan ayırması gerekmez. Aynı şekilde hediye etmek istediği te birlik kısmını da ayırmasına gerek yoktur. Ondan iki alım yapılmış olması gerekir. O gövdenin te birini fakire sadaka vermesi ve fakirin onu kabul etmesi (btn hayvanı olmakla olsa bile) yeterlidir. Aynı şekildedir hediye edilen te biri.

401- Sadaka veya hediye alan onu istediği gibi kullanabilir. Onu Mslman olamayan birine vermesinin sakıncası yoktur.

402- Bir hayvan kurban eder ve sadaka vermeden önce biri onu alar veya zorla alırsa kurban eden sorumlu değildir. Ama kendisi onu telef ederse, onu mstahak olmayan birine vermek şekliyle olsa bile ihtiyata binaen fakirin payından sorumludur.

6- Saı Kısaltmak Veya Tıraş Etmek

Hac vaciplerinden altıncısı; saı kısaltmak veya tıraş etmektir. Kurbet ve ihls kastı şarttır. Bayram gnnden önce yapmak caiz değildir. Herhangi bir korkusu olan hari ihtiyata binaen Akabe Cemeresini taşlayıp Minada kurban temin ettikten sonra bayram gecesi dahi olsa yapılmalıdır. Kurban kesiminden sonra yapıp, bayram gnnden sonraya bırakmamak evla ve ihtiyata uygundur. Unutarak veya hkm bilmeyerek başlamadan veya kurbanlık temin etmeden önce yapılırsa yeterlidir. Yeniden yapılmasına gerek yoktur.

403- Kadınların kafalarını tıraş etmeleri caiz değildir. Salarını kısaltmaları vaciptir.

404- Erkek tıraş etmekle kısaltmak arasında seim hakkına sahiptir. Tıraş etmek daha faziletlidir. Saını bal veya benzeri bir maddeyle bitlenmesini önlemek iin yapıştıranlar saını toplayıp örenler ve ilk hac yılı olanlar ihtiyati vacip olarak kafalarını tıraş etmelidirler.

405- Kafasını tıraş etmek isteyen berberinin, kafasını jiletle yaralayacağını biliyorsa kafasını jiletle tıraş etmesi caiz değildir. Tıraş makinesi ile ok kısa kesmelidir. Veya tıraş etmekle kısaltmak arasında muhayyer olan önce saını kısaltır, sonra isterse jiletle tıraş edebilir. Zikredilene uymazsa gnahkr olmakla birlikte yeterlidir.

406- Mşkl Honsa (ift cinsiyetli olup da ayırt edilmesi zor olan) saını yapıştırmamış veya örmemiş veya ilk hac yılı değilse saını kısaltmalıdır. Ama yapıştırmış, örmş veya ilk hacı ise önce kısaltmalı ihtiyaten tıraş da etmelidir.

407- İhramlı saını tıraş eder veya kısaltırsa kadın, gzel koku ve ihtiyaten av dışındaki, ihram ile kendisine haram olan şeyler helal olur.

İhtiyaten kendisine kadın hususunda haram olan şey tıraş olmak ve kısaltmadan sonra ilişki kurmakla sınırlı değildir. İhram ile haram olan btn cinsel zevkleri kapsamaktadır.

Tıraş etmek ve kısaltmaktan sonra gl görşe göre evlenme akdi yapabilir ve evlilik meclisinde hazır bulunabilir.

408- Tıraş olmak ve kısaltmanın Minada yapılması vaciptir. Buna göre kasıtlı olarak veya hkm bilmeyerekten tıraş olmaz, kısaltmaz ve oradan ıkarsa geri dönp yapması vaciptir. İhtiyaten unutulmuş olanın da hkm aynıdır.

Geri dönemezse veya ok zor olursa bulunduğu yerden tıraş etmeli veya kısaltmalıdır. Mmkn olursa kestiği saını Minaya göndermelidir. Mina dışında kasıtlı bile olsa tıraş olan kimse onunla yetinmeli ama mmknse saını Minaya göndermelidir.

409- Unutarak ve şer-i hkm bilmeyerek saını kısaltır tıraş olmaz, hac amellerin bitirdikten sonra hatırlar veya hkm öğrenirse yerine getirmesi vaciptir. Meşhur görşe göre tavaf ve sayi yeniden yapması iyi olmasına rağmen vacip değildir.

7, 8, 9- Hac Tavafı, Namazı Ve Say

Hac vaciplerinin yedinci, sekizinci ve dokuzuncusu; tavaf, namaz ve saydir.

410- Hac tavafı, tavaf namazı, sayin şartları yapılış şekliyle; umre tavafı, tavaf namazı ve sayinin aynısıdır.

411- Hac tavafının kurbanlık gnnde yapılması mstahaptır. İhtiyat gereği 11. gnden sonra zahiren caiz olmasına rağmen ertelenmelidir. Hatta teşrik gnlerinden biraz sonraya, hatta zilhicce ayının sonuna kadar geciktirmenin caiz olması hususunda gldr.

412- İhtiyata binaen hac tavafı ve namazı ve sayi temett haccında Arafat ve Meşar vakfesinden önce yapılmamalıdır. Şer-i hkm bilinmediği iin yapılırsa, onlarla yetinmek sakıncalıdır. Ama gerekesiz de değildir. Mezkur hkmden aşağıdaki durumlar mstesna tutulmuştur:

1- Aylık adet olacağından veya ondan sonra doğum yapabileceğinden doğum kanından korkan kadın.

2- Mekkeye dönmeleri veya Minadan döndkten sonra yoğun izdiham veya başka bir nedenden dolayı tavaf edemeyen yaşlı hasta ve benzerleri.

3- Herhangi bir şeyden korkarak Mekkeye dönemeyen kimse.

Buna göre bu kişilerin Arafat ve Meşar vakfesinden önce ve hac ihramı bağladıktan sonra tavaf edip tavaf namazı kılmaları ve say etmeleri caizdir. İhtiyaten ve evla olarak mmkn olduğu taktirde vakfelerden sonra, zilhicce ayının sonuna kadar ikinci kere yapmalıdır.

413- Vakfelerden sonra hac tavafını yapan birisi, onu tıraş olup taksir ettikten sonraya ertelemelidir. Kasıtlı olarak ve hkm bilerek öne alırsa, tıraş olmadan veya taksirden sonra ikinci kere yerine getirip bir koyun keffaret vermelidir.

414- Şahsen hac tavafını, namazını ve sayini yapacak gc olmayan kimsenin hkm, 326. ve 342. meselelerde aıklanan temett umresi bölmnde geen aynı konumdaki kimseyle hkm aynıdır. Adet olan veya doğum yapıp nifas olan kadın, şahsen tavaf etmesi iin temizleninceye kadar sabredemez ise, tavaf ve namazı iin naip tutmalıdır. Bunlar naip tarafından yapıldıktan sonra kendisi de şahsen say etmelidir.

415- Temett haccı iin ihrama giren, tavafı, tavaf namazını ve sayi yerine getirdikten sonra, gzel koku helal olur. Ama 407. meselede aıklandığı zere kadınlar, kendisine haramdır. Av da ihtiyat gereği haramdır.

216- Tavaf ve sayi vakfelerden önce olması caiz olan kimse, öne aldığı taktirde taşlamak, kurban kesmek, saı tıraş etmek veya kısaltmak gibi Mina amellerini yapmadan kendine gzel koku helal olmaz.

10, 11- Nisa Tavafı Ve Namazı

Temett haccının 10 ve 11. vacipleri nisa tavafı ve namazıdır.

Bu ikisi hac vaciplerinden olmasına rağmen hac erknından değildir. Onları yapmamak kasıtlı olsa bile haccı bozmaz.

417- Nisa tavafı hem erkeklere, hem de kadınlara vaciptir. Buna göre; erkek yapmazsa kendisine kadınlar haram olur. Kadınlar da yapmazsa erkekler kendilerine haram olur. Hacda bir başkası tarafından naip olan kimse, onu kendi tarafından değil, naip olduğu kimse tarafından yapar.

418- Nisa tavafı ve namazı keyfiyet ve şatlarda hac tavafı ve namazı gibidir. Farklılığı sadece niyettedir.

419- Şahsen nisa tavafı ve namazını yapamayan kimsenin hkm, 326. meselede de zikredilen temett umresi tavafını şahsen yapamayan kimseye ait hkmn aynısıdır.

420- Nisa tavafını kasıtlı olarak -şer-i hkm bilsin veya bilmesin- veya unutarak yapamayan kimsenin onu yapması vaciptir. Yapmadan önce kadınlar kendisine helal olmaz.

Kendisi şahsen yerine getiremezse veya ok byk zahmet ve zorluğa sebep olacaksa naip tutması caizdir. Naip onun tarafından yerine getirdiği zaman kadınlar ona helal olur.

Onu yapmadan önce ölrse, velisi veya bir başkası onun yerine kaza ederse sakıncası yoktur. Aksi taktirde baliğ varislerin kendi rızalıkları ile miras haklarından, onu kaza ettirmeleri ihtiyat gereğidir.

421- Nisa tavafının sayden önce yapılması caiz değildir. Kasıtlı olarak veya şer-i hkm bilerek sayden önce yaparsa, sayden sonra ikinci kere yapmalıdır. Unutarak veya bilmeden olursa, en iyisi ikinci kere yerine getirmek olmakla birlikte meşhur görşe göre yeterlidir.

422- 412. meselede zikredilen kimselerin, nisa tavafını vakfelerden önce yapmaları caizdir. Ama btn Mina amellerini yapmadan önce kadınlar kendilerine helal olmaz.

423- Kadın adet olur ve yol arkadaşları temizlenmesini beklemezlerse, onlardan ayrılması da mmkn olmazsa, Nisa tavafını yapmayıp yol arkadaşlarıyla dönmesi caizdir. Bu durumda ihtiyaten nisa tavafı ve namazı iin naip tutmalıdır.

Nisa tavafının dördnc turu tamamlandıktan sonra adet olursa, turların geri kalan bölmlerini yapmayıp yol arkadaşlarıyla geri dönmesi caizdir. İhtiyaten tavafının geri kalan turları ve namazı iin naip tutmalıdır.

424- Nisa tavafı namazını unutmak, umre tavafının namazını unutmak gibidir. Buna ait hkm 329. meselede gemiştir.

425- Temett haccı yapmakta olan bir erkek, nisa tavafı ve namazını yerine getirdikten sonra kadınlar kendisine helal olur. Temett haccı yapmakta olan bir kadın nisa tavafı ve namazını yerine getirince erkekler kendisine helal olur. Avlanmak ise ihtiyaten on nc gnn öğlen vaktine kadar haramdır. Ondan sonra ihramlıya haram olan ihramın btn haramları helal olur. Ancak daha önce zikredilen; haremde haram olan şeyler, hem ihramlı hem de ihramlı olmayan iin geerlidir.

12- Minada Gece Kalmak

Hac vaciplerinden on ikincisi 11. ve 12. geceler Minada kalmaktır.

Bu amelde kurbet ve ihls niyeti şarttır. Buna göre, hacceden kimse tavaf, tavaf namazı ve sayi yapmak iin bayram gn Mekkeye dönerse, zikredilen geceler kalmak iin Minaya dönmesi vaciptir.

İhramda iken avlanmadan sakınmayan kimse, 13. gece de orada kalmalıdır. Aynı şekilde ihtiyaten kadınla ilişkide bulunan da 13. gece orada kalmalıdır. Bu ikisinin dışında, 12. gn öğleden sonra Minadan ayrılmak caizdir. Ama 13. gece oluncaya kadar orada bulunurlarsa, o geceyi şafak söknceye kadar orada kalmaları gerekir.

426- Minadan ıkmak iin hazır olur, yerinden hareket eder ama izdiham veya benzeri bir nedenle ayrılamazsa, kalması mmknse mutlaka gece orada kalmalıdır. Mmkn olmaz ve kalmak ok zor olursa oradan ayrılması caizdir. İhtiyaten bir koyun keffaret vermelidir.

427- Minada gecelemek hususunda, yukarıda ki durum hari gecenin tamamını orada kalmak şart değildir. Buna göre gecenin başlangıcından gece yarısına kadar orada kalırsa, gece yarısından sonra oradan ayrılması caizdir.

Gecenin başından veya daha önce oradan ayrılırsa, şafak sökmeden geri dönmesi gerekir. Hatta ihtiyaten gece yarısından önce geri dönmelidir.

Evla ve ihtiyata uygun olarak, gecenin ilk yarısını orada kalıp sonra ayrılan kimse şafak sökmeden önce Mekkeye girmemelidir.

428- Aşağıdaki birka gurup geceyi Minada geirmekten mstesnadır.

1) Orada kalmak byk zahmetlere dşmesine neden olacak kimse veya orada kalırsa mal, can ve namusundan korkan kimse.

2) Gecenin evvelinde veya daha önce oradan ayrılıp gece yarısından önce şafak söknceye kadar geri dönmeyip bu srenin tamamını; yemek, imek gibi zaruri ihtiyaları gidermenin dışında Mekkede ibadetle geiren kimse.

3) Minaya dönmek iin Mekkeden ıkıp Akabe-i Medeniyyinden geen kimsenin Minaya varmadan önce yolda yatması caizdir.

4) Mekkede hacılara su ulaştıran görevliler.

429- Minada gece kalmayan kimse her gece iin bir koyun keffaret vermelidir. Önceki meselelerde zikredilen 2. 3. ve 4. gurup iin keffaret vacip değildir. Ama birinci gurup ihtiyaten keffaret vermelidir. Aynı şekilde unutarak veya hkm bilmeyerek orada kalmayanlar da keffaret vermelidir.

430- Minadan ayrılıp, 13. gece olduktan sonra bir iş iin oraya dönen kimsenin geceyi orada kalması vacip değildir.

13- Remyi Cemerat (Şeytan Taşlamak)

Haccın vaciplerinden on ncs cemeratı (şeytanları) taşlamaktır.

Bunlar; Ovla, Vusta ve Akabedir. Yani; Kk Şeytan, Orta Şeytan ve Byk Şeytandır.

Cemeratı taşlamak 11. ve 12. gn vaciptir. Minada kalırsa 13. gn de ihtiyati vacip olarak cemeratı taşlamalıdır.

Herkesin bizzat kendisi şeytanı taşlamalıdır. İhtiyari halde naip tutmak caiz değildir.

431- İlk önce birinci cemereyi taşlamak, ondan sonra orta cemereyi ve ondan sonra da Akabe cemeresini taşlamak vaciptir. Eğer bu sıranın tersine amel ederse; ister bilgisizlik, ister unutkanlıktan olsun sırayla uyulacak şekilde yeniden yapmalıdır.

Eğer dört akılla bir cemereyi taşlar, bilgisizlik veya unutkanlık nedeniyle onu orada bırakıp diğer cemereyi taşlarsa, önceki taşlamaya akıl daha ekleyerek yedi akılı tamamlaması yeterli olur. Sonra yaptığı cemereyi taşlama işlemini baştan alması gerekmez.

432- Hac amellerinden dördnc vacibin hkmnde söylediğimiz, Akabe Cemeresini taşlama vacipleri bu cemereyi taşlamayı da kapsamaktadır.

433- Cemeratı taşlamak gndz yapılmalıdır. Çobanlar veya korkmak veya herhangi bir mazeretten dolayı gndz Minada kalamayanlar bu hkmn dışındadır. Bu kimselerin, gndz yapmaları gereken taşlama işlemini, aynı gnn gecesi yapmaları caizdir. Bunu da yapamazlar ise, btn gnlerin şeytan taşlama işlemini, bir gecede birlikte yapmaları caizdir.

434- Herhangi bir kimse şer-i hkm bilmeyerek veya unutarak 11. gn taşlama yapmazsa, onu 12. gn kaza etmelidir. Aynı nedenle 12. gn yapamayan 13. gn kaza etmelidir. Bilerek taşlama yapmayanın hkm de ihtiyaten aynıdır.

Eda ile kazaya ara vermesi ihtiyat gereğidir. Kazayı edadan önce yapmalı. Kazanın gnn ilk vaktinde ve edanın öğle vaktinde yapılması evla ve ihtiyata daha uygundur.

435- Cemeratı taşlamayı bilgisizlik veya unutkanlık yznden yapmayan kimse, Mekkede hatırlar veya hkm öğrenirse Minaya dönp taşlamayı yapması vaciptir. Eğer taşlama iki veya gn geciktirilmiş ise, ihtiyaten önce geciktirileni önce yapmalıdır. Gnlk taşlama kazalarını belli aralıklarla yapmalıdır.

Mekkeden ayrıldıktan sonra hatırlar veya vacip olduğunu öğrenirse, onu yapmak iin geri dönmesi vacip değildir. Hacca gidecek olursa, gelecek yıl kendisinin şahsen kaza etmesi evla ve ihtiyata daha uygundur. Hacca gitmeyecek olursa, naip aracılığı ile yaptırmalıdır.

436- Hasta olan bir insan gibi şahsen taşlama yapmaktan mazur olan birisi naip tutmalıdır. Mmkn olursa cemeratın yanında hazır bulunması, naibin onu huzurunda taşlama yapması daha iyidir. Zaman gemeden önce özrnn kalkacağını mit eder, ama naip tutar ve kendi tarafından taşlattırırsa, sonra da tesadfen zamanı gemeden önce özr kalkarsa, ihtiyat gereği kendisi de şahsen taşlama yapmalıdır. Baygın gibi naip tutma gc olmayan kimsenin taşlama işlemi velisi veya bir başkası tarafından yapılır.

437- Teşrik gnlerinde kasıtlı olarak taşlama yapmayan kimsenin haccı batıl olmaz. İhtiyaten kendisi gelecek yıl şahsen hacca gidecekse kazasını yapmalıdır. Hacca gitmeyecekse naibi tarafından yaptırmalıdır.

ENGELLENME HÜKÜMLERİ

438- Engellenen; ihram bağladıktan sonra dşman veya benzerleri tarafından hac veya umre amellerini yapmak iin mukaddes yerlere gidişi engellenen kimsedir.

439- Engellenen kimse mfrede umresinde kendisi ile birlikte kurbanlık getirmiş ise, engellendiği yerde kurbanını keserek ihramdan ıkması caizdir.

Eğer beraberinde kurbanlık getirmemiş ve ihramdan ıkmak istiyorsa; kurbanlık iin deve, sığır veya koyun temin ederek kurban kesmelidir. İhtiyaten kurban kesmeden ihramdan ıkılmaz.

Geen her iki durumda tıraş olmak ve taksir işlemini kurban kesmeye eklemesi ihtiyaten vaciptir.

Temett umresinde engellenene gelince; hacdan da engellenmiş ise hkm yukarıda zikredildiği gibidir. Eğer değilse; vakfelerden önce Allahın evine ulaşması engellenen kimse gibi, böyle bir şahsın vazifesinin ifrad haccına dönşmesi uzak ihtimal değildir.

440- Temett haccın da engellenenin vakfelere veya sadece Meşara ulaşması engellenmiş ise ihtiyaten tavaf ve say yapmalı, saını tıraş etmeli ve bir koyun kurban ederek ihramdan ıkmalıdır.

Tavaf ve say yapması engellenirse, naip tutma imknı da yoksa ve ihramdan ıkmak istediğinde ihtiyaten kurban kesmeli ve saını tıraş etmeli veya kısaltmalıdır.

Naip tutabilirse, naip tutmasının yeterli olması uzak ihtimal değildir. Buna göre tavaf ve say iin naip tutmalı, naip onları yaptıktan sonra kendisi şahsen tavaf namazını kılmalıdır.

Mina amellerini yapması iin oraya ulaşması engellenirse; imknı varsa taşlamak ve kurban kesmek iin naip tutmalı, sonra saını tıraş edip kısaltarak, saını mmknse Minaya göndermeli ve amellerin geri kalanını yerine getirmelidir. Eğer naip tutamıyorsa kurban kesmesi vacip değildir. Ama onun yerine oru tutmalıdır. Aynı şekilde cemereyi taşlaması da vacip değildir. Ama hac edecekse gelecek yıl şahsen taşlamayı yapması ve eğer hac etmeyecekse naip tutarak yaptırması ihtiyat gereğidir. Sonra haccın, saı tıraş etmek veya kısaltmak gibi geri kalan amellerini ve Mekke amellerini yapmalıdır. Ondan sonra ihram ile haram olan btn şeyler kadınlar da dhil, kendisine helal olur. Başka da bir şey yapmasına gerek yoktur.

441- Hac veya umresi engellenen kimsenin kurban keserek ihramdan ıkması hac ve ya umresi iin yeterli değildir. Buna göre Haccetul-İslam yapmak niyetinde iken engellenmiş ise ve kurban keserek ihramdan ıkmışsa, mstati oluşu devem ederse veya boynunda önceden hac var idiyse, Haccetul-İslamı daha sonra yerine getirmelidir.

442- Minaya dönerek gecelemesi ve taşlamaları yapması engellenirse haccın doğruluğuna bir zarar vermez. Onun iin engellenme hkmleri uygulanmaz. İhtiyat gereği ve evla olarak mmknse aynı yıl taşlamak iin naip tutmalıdır. Naip tutma imknı olmazsa gelecek yıl hacca giderse kendisi şahsen kazasını yapmalıdır. Haccetmeyecekse naip tutarak kazasını yaptırmalıdır.

443- Engellenenin kesmesi gereken kurbanlığın deve, sığır veya koyun olması arasında fark yoktur. Kurbanlık temin etme imknı olmazsa, onun yerine ihtiyaten on gn oru tutmalıdır.

444- Hac ihramı bağlayan birisi, Meşarde vakfe yapmadan önce eşiyle ilişkide bulunursa, haramlar kısmında zikredildiği gibi haccını tamamlayarak ikinci kere yapması vaciptir. Buna göre tamamlaması engellenirse, engellenme hkmleri uygulanır. Ama ihramdan ıkmak iin kesmesi gereken kurbana ek olarak cima keffareti de vermelidir.

MAHSUR HÜKÜMLERİ

445- Mahsur: İhram bağlandıktan sonra hac veya umre amellerini yerine getirmek iin mukaddes meknlara gitmesine, hastalık veya benzeri şeylerin mani olduğu kimsedir.

446- Bir kimse temett umresi veya mfrede umresinde mahsura olur ve ihramdan ıkmak isterse kurbanlık veya değerini yol arkadaşlarıyla Mekkeye göndermelidir. Belli bir gnde Mekkede kurban kesmeleri hususunda onlarla anlaşmalıdır. O zaman geldiğinde kafasını tıraş ederek veya saını kısaltarak ihramdan ıkabilir. Kurbanlık veya değerini gönderecek kimse bulamadığından gönderemezse, bulunduğu yerde kurban keserek ihramdan ıkması caizdir. Hacda mahsur olursa hkm daha önce zikredildiği gibidir. Ama kurbanlık bayram gn Minada kesilmelidir. Belirtilen yerlerde mahsur olanın ihramdan ıkması, ihram haramlarının helal olmasını da sağlar. Ancak hac veya umrede tavaf ederek Safa ile Merve arasında say ettikten sonra kadın helal olur.

447- Umre ihramı bağlayan birisi hasta olur ve kurbanlığını Mekkeye gönderdikten sonra hastalığı azalırsa, öyle ki yolculuğa devam ederek kurbanı kesilmeden önce Mekkeye ulaşabilirse, yolculuğuna devam ederek Mekkeye gitmesi vaciptir. Umresi mfrede olursa onu tamamlamalıdır. Başka bir şey kendisine vacip değildir.

Eğer temett umresi olursa; Arefe gn öğleden önce amelleri sonra erdirebilirse sakıncası yoktur. Yapamazsa zahiren haccı, ifrad haccına dönşr. Her iki durumda da kurbanlık göndermemiş ise, hastalığı iyileşinceye kadar sabredip Mekkeye doğru yolculuk etme gcne kavuşsa da hkm aynıdır.

448- Hac ihramı bağlayan kimse hasta olursa ve kurbanlık gönderir sonra hastalığı azalırsa, hacca ulaşabileceğini tahmin ederse yola ıkması vaciptir. Bu durumda her iki vakfeye veya sadece Meşar vakfesine ulaşırsa, daha önce aıklandığı gibi hacca ulaşmış sayılır. Amelleri yerine getirerek kurban keser. Ama hi birine ulaşamazsa, ulaşmadan önce kurbanını kesmemiş iseler haccı mfrede umreye dönşr. Kurbanı kesilmişse saını tıraş ederek veya kısaltarak ihramdan ıkar. Kadınlar dışında her şey kendisine helal olur. Hac veya umre tavaf ve sayini yaptıktan sonra kadınlar da helal olur.

449- Tavaf ve sayden mahsur olursa, hastalık veya benzeri bir şeyin tavaf ve say mahalline ulaşmasına engel olması gibi, tavaf ve sayi yaptırmak iin naip tutabilir. Kendisi de naibin tavafından sonra şahsen tavaf namazını kılar. Minaya gidip onun amellerini yapmaktan mahsur olursa, taşlama işlemi ve kurban kesmek iin naip tutmalıdır. Bu ameller naip tarafından yapıldıktan sonra saını tıraş edip veya kısaltmalıdır. Mmknse saını Minaya göndermeli ve haccının tamamlanması iin hac amellerinin geri kalanını yerine getirmelidir.

450- Mahsur olan kimse kurbanlık gönderir ama kurbanlık yerine varmadan saının fazlalığından veya başka bir nedenden dolayı başı ağrı yaparsa saını kesmesi caizdir. Ondan sonra bulunduğu yerde bir koyunu kurban kesmeli ya gn oru tutmalı veya her birine 2 mud (her mud 750 gr.dır.) olmak zere 6 fakire yiyecek vermelidir.

451- Hac veya umrede mahsur olan kimse, kurbanlığını gönderip ihramdan ıktığında hac ve umresi iin yeterli olmaz. Buna göre niyeti Haccetul-İslam yapmak idiyse, istitaati devam ederse veya önceden boynunda hac var idiyse, sonradan tekrar hac etmelidir.

452- Mahsur olan kimse kurbanlık veya değerini temin edemezse yerine on gn oru tutmalıdır.

453- İhramlı hac veya umre amellerin yapmak iin mukaddes meknlara doğru hareketine, engel veya mahsurdan başka bir nedenle devam edemezse, mfrede umresi ihramı bağlamış ise bulunduğu yerde kurban kesmesi caizdir. İhtiyat gereği saı tıraş etmek veya kısaltmayı ona eklemeli ve ihramdan ıkmalıdır. Aynı şekilde temett umresi iin ihram bağlayarak hacca ulaşamazsa hkm aynıdır. Aksi halde zahiren umresi ifrad haccına dönşr. Hac ihramı bağlar vakfeler ya sadece Meşar vakfesine ulaşamazsa, mfrede umre ile ihramdan ıkmalıdır. Tavaf ve sayi yapmak iin onların mahalline ulaşamazsa veya Minaya oradaki amelleri yapmak iin ulaşamazsa bu ikisine ait hkm, 449. meseledeki hkmle aynıdır.

454- Bazı mctehitler şöyle buyurmuşlar: Hac veya umre iin ihram bağlayan kimse, beraberinde kurbanlık getirmemişse ve ihram bağlarken Yce Allah ile mukaddes meknlara her ne sebeple olursa olsun yolculuk yapamazsa, onu helal yani ihramsız sayması yönnde şartlaşırsa ve tesadfen dşman veya hastalık gibi bir engel ortaya ıkar da Allahın evine veya vakfelere ulaşmasına engel olursa, bu şartlaşmanın sonucu olarak engel ortaya ıkar ıkmaz ihramdan ıkmış olur ve ihramın btn haramları kendisi iin helal olur. İhramdan ıkmak iin kurban kesmesi, saını kesmesi veya kısaltması vacip değildir. Aynı şekilde mahsur olduğu durumda kadınların helal olması iin tavaf ve say etmesi vacip değildir.

Bu buyruk her ne kadar gerekesiz değil ise de, ihtiyaten vacip olarak engellenen ve mahsur olanın ihramdan ıkmaları iin yapmaları gerekenler, uyulma ve ihramdan ıkmak iin şartlaşmanın etkisi gözetlenmemelidir.

Buraya kadar haccın vacip amellerini zikrettik. Şimdi bir miktar da mstehap amellerden söz edeceğiz. Değerli fakihler ok sayıda mstehap amel zikretmişlerdir. Hepsini burada nakletmemiz mmkn değildir.

Bilinmelidir ki; naklettiğimiz mstehap amellerin bazılar (mstehap amellerin delillerinde gösterilen kolaylık) kuralına göre nakledilmiştir. Buna göre nakledilen mstehaplar, metlubiyet recası kastıyla yapılmalıdır. Yani eğer bunlar gerekte mukaddes şeriat sahibinden ise emrini uygulamak iin yapılmalıdır. Aksi taktirde onları, emir olarak sadır olduğuna inanarak değil. Nakledeceğimiz mekruhlar da, aynen yapılmalıdır.

İhramın Mstehapları

İhramın mstehapları birka şeydir:

1. Önceden bedeni temizlemek, tırnakları almak, bıyıkları kısaltmak, koltuk altını ve bacak arası kılları temizlemek.

2. Hacca niyetlenen kimsenin, Zilkade ayının başından ve mfrede umre yapmak isteyen kimsenin bir ay önceden sa, sakal bırakması. Bazı fakihler vacip olduğunu söylemişlerdir. Bu söz zayıf olmasına rağmen daha iyidir.

3. İhramdan önce mikatta gusletmeli, hayız ve lohusa halinde olan kadının da böyle bir gusl yapması doğrudur. Özellikle mikatta su bulunmama ihtimali varsa, bu gusl öne almak caizdir. Öne alıp da sonradan mikatta su bulunursa gusl yenilemesi mstehaptır. Bu guslden sonra mkellef kk hadeste bulunur, ihramlıya haram olan bir şey yer veya elbise giyerse gusl yenilemesi mstehaptır.

Mkellef, gndz guslederse, o gusl gelecek gecenin sonuna kadar yeter. Aynı şekilde gece guslederse, gelecek gnn sonuna kadar yeterlidir.

4. Şeyh Saduk (r.a) guslederken şu duayı okumanın sevap olduğunu buyurmuştur:

 

5. İki ihram elbisesini giyinirken şu duayı okuması mstehaptır:

6. İki ihram elbisesinin pamuktan olması mstehaptır.

7. İhramı aşağıdaki şekilde bağlaması; mmknse öğlen namazından sonra, mmkn değilse başka bir farz namazdan sonra, o da mmkn değilse iki veya altı rekt snnet namazı kıldıktan sonra ihram bağlamalıdır. Bu namazın birinci rektında Fatiha sresini, sonra İhls sresini ve ikinci rektta Cehd sresini okuması mstehaptır. Altı rekt snnet namazı kılması daha faziletlidir. Namazdan sonra Allaha hamt ettikten sonra peygambere ve Ehl-i Beytine salat ve selam göndermeli ve sonra şu duayı okuması mstehaptır:

(2) (3) ɻ

8. İhram niyetini telbiyeyi söylerken yapması mstehaptır.

9. Erkeklerin telbiyeyi yksek sesle söylemesi mstehaptır.

10. Daha önce de belirttiğimiz gibi farz telbiyenin ardından şu duayı okuması mstehaptır:

 

Daha sonra şöyle devam eder:

, , .

11. İhram bağlarken, uykudan uyanırken, her vacip ve mstehap namazdan sonra, araca binerken, rampa ıkarken, inerken, bindiği veya indiği zaman ve seher vakitleri telbiye söylemesi mstehaptır. Hayız ve lahosa kadın da bu telbiyeyi okumalıdır. Temett haccı yapan biri Mekke evlerini görnceye kadar devamlı telbiye okumalıdır. Mekke evlerini gördkten sonra telbiye okumaya son verilir. 186. meselede söylendiği gibi temett haccında ise, Arefe gn öğlene kadar telbiye devam eder

İhramın Mekruhları

Birka şey ihramda mekruhtur.

1. Siyah renkli ihram bağlamak. Onu bağlamamak daha iyidir. En iyisi beyaz ihram bağlamaktır.

2. İhramlının sarı renkli yatak veya yastıkta uyuması.

3. Kirli elbise ile ihram bağlamak. Elbise ihramlı iken kirlenirse ihramlının ihram sonuna kadar onu yıkamaması daha uygundur. Ama değiştirmesinin sakıncası yoktur.

4. Çizgili elbiseyle ihram bağlamak

5. Etkisi ihram bağlanıncaya kadar kalacaksa, ihramdan önce kına kullanmak.

6. Hamama gitmek. Hatta en iyisi ihramlı vcudunu kese veya benzeri şeylerle srtmemelidir.

7. İhramlının kendisini sesleyene Lebbeyk diye cevap vermesi. Hatta yapmamak daha iyidir.

Hareme Girmenin Mstehapları

Hareme girerken birka şey mstehaptır.

1- Hacı hareme vardığı an bindiği şeyden inerek hareme girmek iin gusletmelidir.

2- Yce Allaha karşı tevazu göstermek iin ayakkabılarını eline alarak ıplak ayakla hareme girmeli.

3- Hareme girerken şu duayı okumalı:

( )

4- Hareme girdiği zaman izhir otundan (kokulu bir ot) bir miktar alıp iğnemesi.

Mekkeye Ve Mescidul-Harama Girmenin Mstehapları

Mkellefin: Mekkeye girmesi iin gusletmesi, tevazu ile girmesi, Medine yoluyla gelenlerin Mekkenin stnden şehre girmeleri, ıkarken de şehrin aşağısından ıkmaları mstehaptır.

Mkellefin Mescidul-Harama gireken gusletmesi ıplak ayak ve vakarla girmesi, girerken Ben-i Şeybe kapısından girmesi -Beni Şeybe kapısının şu anki Babus-Selam kapısının karşısında olduğu söylenmektedir- buna göre Babus-Selam kapısından girmesi mstehaptır.

Mescidul-Haramın kapısında durarak şu duayı okumalıdır:

Mescidul-Harama girdikten sonra, yzn Kbeye evirip ellerini aarak şu duayı okumalı:

Başka bir rivayette de caminin kapısının yanında şu duayı okumanın mstehap olduğu buyrulmuştur:

 

Sonra defa:

Ve sonra devam eder:

.

Hacerul-Esved hizasına geldiğinde şunu okuması da mstehaptır:

Sonra Hacerul-Esvede yaklaşarak el srmeli ve şu duayı okumalıdır.

.

Hz. Peygamber (s.a.a) ve evlatlarına (a.s) ve diğer paygamberlere (a.s) selat ve selam göndererek Mescide girerken şöyle demelidir:

Muteber rivayetlerde Hz. İmam Cafer Sadıkın (a.s) şöyle buyurduğu kaydedilmiştir: Hacerul-Esvede yaklaştığında ellerini kaldırarak Allaha hamd ve sena etmeli Resulullah (s.a.a) efendimize salavat gönderip Allahtan haccının kabul edilmesini talep etmeli, sonra Haceri öpmelidir. Öpmek mmkn olmazsa eliyle dokunmalıdır. Oda mmkn olmazsa eliyle işaret etmeli ve şu duayı okumalıdır:

.

Bunun hepsini okuması mmkn olmazsa şunu okur:

Tavaf Mstehapları

Muaviye b. Ammar İmam Sadıkın (a.s) şöyle buyurduğunu rivayet eder: Tavaf ederken şu duayı oku:

, , ǻ

Sonra hacet ve isteklerini Allahtan niyaz eder. Kabe kapısına varınca peygamber (s.a.a) ve evladına salavat gönderir. Rkn- Yemani ile Hacerul-Esved arasında şu duayı okur:

Tavafta da şunu okur:

Hz. İmam Sadıktan (a.s) nakledildiğine göre; İmam Zeynelabidin (a.s) Hicr-i İsmaile ulaştığında, Navdana varmadan kafasını yukarı kaldırarak Navdana bakar ve şu duayı okurdu:

ѝ

İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: Hicr-i İsmaili geip Kabenin arkasına vardığında şunu okumalı:

İmam Rıza (a.s) buyuruyor ki: Rkn- Yemaniye vardığında ellerini kaldırarak şu duayı okudu:

İmam Sadık (a.s) buyuruyor ki: Tavafını tamamlayıp Kabenin arkasına vardığında, her iki elini Kabenin duvarlarına dayayıp karnını ve yzn Kabenin duvarına yapıştırarak şu duayı okumalı:

Sonra gnahlarına itiraf ederek Allahtan bağışlamasını dilemeli ki; inşallah kabul olacaktır. Sonra şu duayla devam etmeli:

Bundan sonra istediği başka duası varsa okumalı, sonra Rkn- Yemaniye el srdkten sonra Hacerul-Esvedin yanına gelip tavafı şu duayla tamamlamalıdır:

 

Tavaf edenin, her turda btn rknlere el srmesi ve Hacerul-Esvede el srerken şu duayı okuması mstehaptır:

Tavaf Namazının Mstehapları

Tavaf namazında, birinci rektta Fatiha sresinden sonra İhlas sresini okuması ve ikinci rektta Fatiha sresinden sonra Cehd sresini okuması, namazdan sonra da Allaha hamt ve şkr etmesi, sonra Hz. Peygamber ve evlatlarına salavat göndermesi, Yce Allahtan kabul buyurmasını talep etmesi mstehaptır. Bazı rivayetlerde Hz. İmam Cafer Sadıkın (a.s) tavaf namazından sonra secdede şu duayı okuduğu kaydedilmiştir:

Tavaf namazını kıldıktan sonra ve sayden önce zemzem kuyusuna gidip bir veya iki kova su ekmesi ve o suyu başına, sırtına ve karnına dökerek şu duayı okuması mstehaptır:

Sayin Mstehapları

Hacerul-Esvedin kapısından Safaya doğru vakarlı ve sakin bir şekilde ıkması mstehaptır. Safanın yukarısına ıkınca Kabeye yzn dönmeli Hacerul-Esvedin bulunduğu rkn dikkate alarak Allaha şkredip Allahın nimetlerini hatırlayarak yedi kere Allahu Ekber, yedi kere Elhamdulillah ve yedi kere La İlahe İllallah demeli sonra kere şu duayı okumalıdır:

, , .

Sonra Peygamberimize ve Ehl-i Beytine selam ve salat göndererek kere şu duayı okur:

,

Ü kere:

Ü kere:

Ü kere:

Daha sonra yz kere Allah-u Ekber, yz kere La İlahe İllallah, yz kere Elhamdlillah ve yz kere Sbhanellah diyerek şöyle devam eder:

, , ,

Dinini, dnyasını, kendisinin ve ailesinin Allaha emanet etmeli ve şu duayı okumalıdır:

,

Daha sonra kere Allahu Ekber deyip onu tekrar etmeli, bir kez daha tekbir getirmeli, sonra yine tekrar etmeli. Hepsini söyleyemezse bile söyleyebildiği kadarını söylemelidir.

Hz. Emirul-Mminin Alinin (a.s) Safadan yukarı ıkınca Kabeye dönp ellerini havaya kaldırarak şu duayı okuduğu rivayet edilmiştir:

, ,

İmam Sadıkın (a.s)da Servetinin artmasını istiyorsan Safada fazla dur diye buyurduğu nakledilmiştir.

Piyade olarak vakarlı ve sakin bir şekilde say etmek birinci minareyi geip ikinci minareye doğru hafiften koşmalı, sonra sakin ve vakarlı bir şekilde yryerek Mervenin stnde Safada yaptıklarını tekrarlaması, Safaya doğru dönerken herhangi bir şeye binmiş ise iki minare arasında biraz hızlanması mstehaptır. Kadınlara koşmak yoktur.

Bu hallerde Allahı ok anıp ağlamaya alışması uygundur. Allahı ok zikretmesi ve ondan yardım dilemesi mstehaptır.

Arafat Vakfesine Kadar İhramın Mstehapları

Umre ihramı iin mstehap olanlar, hac ihramı iin de mstehaptır. İnsan ihram bağlayıp Mekkeden ıktıktan sonra Ebtehe mşerref olunca yksek sesle telbiye söylemelidir. Minaya döndğnde ise şu duayı okumalı:

Vcudu ve yreği sakin bir şekilde Hak Tealayı zikrederek gitmeli ve Minaya varınca şu duayı okumalı:

Sonra da şu duayı okumalı:

Arefe gecesi Minada kalıp ibadetle meşgul olması mstehaptır. İbadet, özellikle de namazlarını Mescid-i Hifde kılması daha iyidir. Sabah namazını kıldıktan sonra gneş doğuncaya kadar takibat okuması ve Arafata doğru yola koyulması mstehaptır. Gneş doğmadan önce Minadan yola ıkmak isterse sakıncası yoktur. Arafata yöneldiği zaman şu duayı okumalı:

Ve Arafata varıncaya kadar telbiye söylemesi mstehaptır.

Arafat Vakfesinin Mstehapları

Arafatta vakfe ederken birka şey mstehaptır. Bu mstehaplar oktur. Burada bazılarını zikredeceğiz.

1-Vakfe esnasında taharetli olmak.

2-Öğlen vakti gusletmek.

3-Kalbini Hak Tealaya yöneltmek iin diğer dşncelerden arınmak.

4-Mekkeden gelen kafilede olan şahsın dağın sol alt tarafında bulunması.

5-Öğlen ve ilkindi namazlarını peş peşe ve bir ezan ve ikameyle kılması.

6-Mmkn olduğu kadar rivayet edilen veya diğer dualardan okuması mstahaptır. En iyi olanı rivayet edilen dualardan okumasıdır. Bu dualardan biri de İmam Hseyinın (a.s) Arefe gn okuduğu şu duadır:

AREFE GÜNÜ İMAM HÜSEYİNİN (A.S) OKUDUĞU DUA:

Galip Esedinin oğulları Bişr ve Buşeyrden şöyle söyledikleri rivayet edilmiştir:

Arefe gn ilkindi vakti Arafatta İmam Hseyinin (a.s) yanında idik. İmam (a.s) yanında Ehl-i Beyti, oğulları ve bazı yakın dostları olduğu halde adırından ıkarak, Arafat dağının sol tarafında Hak Tealanın karşısında tam bir huşu ierisinde yzn Kabeye evirerek, ellerini yz hizasına kadar havaya kaldırarak, zavallı ve muhta bir kimse gibi şu duayı okudu:

( ) ()   ( ) ( ) ()  

Rivayette getiğine göre, İmam (a.s) sorularını sormaya başladı, duası bittikten sonra mbarek gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Ondan sonra lemlerin Rabbi olan Allaha hitap ederek şunları söyledi:

  () ( ) ( ) ()

( ) () () () ()

() () () () ()   () ( )

Daha sonra gökyzne bakarak gözlerini semaya doğru dikti ve o mbarek gözlerinden, sel gibi yaşlar akarken yksek sesle şunları söyledi:

Daha sonra birok defa "Ya Rab!" dedi. O hazretin evresindeki insanların hepsi ona kulak vermiş, onu dinliyorlar ve dualarına 'amin' demekle yetiniyorlardı. Daha sonra onların ağlama sesleri de ykseldi ve İmamın (a.s) sesini bastırdı. Gneş batınca, yklerini sararak Meşarul harama doğru yola ıktılar. Mellif şunları söylyor: Kefami, İmam Hseyin (a.s)in Beledul Emindeki Arafe duasının buraya kadar olan kısmını nakletmiştir. Allame-i Meclisi Zadul Meadında bu duayı şerifi, Kefaminin rivayetine uygun olarak zikretmişlerdir. Ancak Seyyid b. Tavus, İkbalinde Ya Rab! Ya Rab! Ya Rab! kısmından sonra şu kısmı da eklemiştir:

  () ( )

İMAM SECCADIN (A.S) DUASI

- - - -

Muaviye b. Ammar İmam Cafer Sadıkın (a.s) şöyle burduğunu nakletmiştir: Arefe gn öğlen ve ilkindi namazını birlikte kıl ve dua etmek iin kendini hazırla. Zira Arefe gn dua ve hacet isteme gndr. Sonra vakar ve skunetle dua yerine gelirsin. Sonra Allaha hamd ve şkrederek La İlahe illallah söyle. Sonra yz kere Allahu Ekber yz kere Elhamdulillah, yz kere Sbhanallah ve yz kere ihls sresini oku. İstediğin kimselere dua et. Duada ciddi ve ısrarlı ol. Zira Arefe gn dua edip hacet isteme gndr. Şeytandan Allaha sığın, zira şeytan iin Arefe gn insana Allahı unutturmak en ok istediği şeydir. O gn halkı seyre dalmaktan sakın. Okuduğun dualar arasında şu duayı da oku:

Şu duayı okuması da mstehaptır:

Ve şöyle der:

Sonra şöyle der:

, ǻ

Sonra da isteklerini dile getirerek ellerini duaya kaldırarak şu duayı okur:

ѻ

Şu duayı da okur:

Yine aynı şekilde şu duayı da okur:

Rivayet edilen dualardan bir de Resulullahın (s.a.a) Hz. Aliye öğrettiği şu duadır:

, , , , ,

Bu dualardan biri de Abdullah b. Meymun naklettiği şu rivayettir: İmam Sadıkın (a.s) şöyle buyurduğunu duydum Allah Resul (s.a.a) Arafatta vukuf etti. Gneş batmaya yakın hareket etmeden önce şöyle dua ettiler:

() .

Ebu Besir, İmam Sadıkın (a.s) şöyle buyurduğunu nakleder: Arefe gn gneş battıktan sonra şöyle dua et:

.

Mzdelife Vakfesinin Mstehapları

Bu mstehaplar da Arafat mstehapları gibi oktur. Fakat burada birkaını zikretmekle yetineceğiz:

1)Huzurlu bir kalple Arafattan Mzdelifeye doğru yola ıkmak, istiğfar etmek, sağ taraftan kırmızı tepeye varıncaya kadar şu duayı okumak mstehaptır:

.

2) Yol yrrken normal şekilde yrmek

3) Gecenin te biri gemiş olsa bile akşam ve yatsı namazını Meşare varıncaya kadar geciktirmek, iki namazı bir ezan ve iki ikame ile kılmak mstehaptır.

4) Derre vadisinin ortasında yolun sağından inmesi, ilk defa hacca gelen kimsenin ayağını Maşer toprağına koyması.

5) O geceyi elinden geldiği kadar Allaha ibadet ve itaatle geirmesi ve şu duayı okuması:

.

6) Abdestli sabahlayıp, sabah namazından sonra abdestli olarak Allahı hamd ve sena ederek elinden geldiği kadar ilahi nimetleri ve ltufları zikretmek, Hz. Muhammet ve Ehl-i Beytine salat ve selam göndermek ve şu duayı okumak mstehaptır:

7) Meşardan Cemaratı taşlamak iin gerekli olan 70 adet akıl toplamak.

8) Muhassar vadisinden hızlı bir şekilde gemek. Miktarının 100 adım olduğu tayin edilmiştir.

Cemaratı Taşlamanın Mstehapları

Cemaratı taşlama mstehaplarından bir kaı şunlardır:

1) Cemaratı taşlarken taharetli olmak.

2) Taşları eline aldığında şu duayı okumak:

  .

3) Her taşı atarken şu duayı okumak:

 

4) Akabe cemeresi ile arasında on veya on beş zıra mesafe bulunması.

5) Akabe cemeresini yz cemereye ve arkası kıbleye dönk taşlamak. Birinci ve orta cemereyi ise Kıbleye yz dönk olarak taşlamak.

6) Çakıl taşını başparmağın ucuna alıp şahadet parmağıyla vurarak atması.

7) Minada ki yerine döndkten sonra şu duayı okumak.

Kurban Kesmenin Mstehapları

Kurban kesmenin mstehapları birka şeydir:

1)Mmkn olduğu taktirde kurbanlığın deve, sığır, o da mmkn değilse ko olması.

2) Kurbanlığın besili olması.

3) Kurban keserken şu duayı okuması:

 

Kurbanlığı kendisinin kesmesi, yapamıyorsa elini kesenin elinin zerine bırakması, bunu da yapamıyorsa kurban kesilen yerde hazır bulunması mstehaptır.

Saı Kesmenin Mstehapları

1) Saı tıraş ederken başın sağ tarafından başlayarak şu duayı okumak:

2) Saını Minada kendi adırına gömmesi.

3) Tıraştan sonra sakalının etrafını toplaması ve tırnağını alması.

Hac Tavafı Ve Sayin Mstehapları

Tavaf, tavaf namazı ve say iin söylenen mstehaplar hac ve umre arasında ortak amellerdir. Hac tavafının kurban bayramı gn yapılması ve Mescidul-Haramın kapısına vardığında şu duayı okuması mstehaptır:

.

Sonra Hacerul-Esvedin yanına yaklaşarak elini srp öpmesi, öpmek mmkn değilse elini srerek elinden öpmesi, o da mmkn değilse, Hacerin karşısında durup tekbir getirmesi mstehaptır. Mekkeye girerken tavaf esnasında söylediklerini veya benzerini söylemesi mstehaptır.

Minada Ki Mstehap Ameller

Hacının 11, 12 ve 13. gnleri Minada bulunması mstehaptır. Mstehap tavaf iin olsa bile Minadan ayrılmaması, bayram gn öğlen namazından başlayarak Minada 15 ve Mina dışında 10 namaz kıldıktan sonra tekbir getirmesi mstehaptır. Tekbiri şu şekilde söylemek daha iyidir:

Minada bulunduğu srece vacip ve snnet namazları Hıyf mescidinde kılması mstehaptır. Ebu Hamza Sumali, İmam Bakırdan (a.s) naklen şöyle rivayet etmiştir. Hıyfta kılınan yz rekt namaz, yetmiş yıllık namaza eşittir. Orada yz kere Sbhanallah söylemek, bir köle azat etmek sevabındadır. Yine orada yz kere La İlahe İlallah söylemek bir can diriltmek sevabındadır. Yz kere Allah-u Ekber söylemek iki Irakın vergisini Allah yolunda sadaka vermek kadar sevaptır.

Mekke-i Muazzamaya Ait Mstehaplar

Mekke-i Muazzamanın bazı mstehapları şunlardır:

1)Allahı oka zikredip Kurn okumak

2)Orada bir Kurn hatmetmek.

3)Zemzem suyu imek ve itikten sonra şu duayı okumak:

Sonra da şunu demesi:

4) Kabeye oka bakmak

5) Bir gece gndz on kere tavaf etmek; şöyle ki gecenin başlangıcında 3 kere, gecenin sonunda 3 kere, sabah olduktan sonra iki kere ve öğleden sonra iki kere tavaf etmelidir.

6) Mekkede bulunduğu sırada yılın gnleri sayısınca yani 365 kere tavaf etmek, bu miktarda olmazsa 52 kere, bu da mmkn olmazsa yapabildiği kadar tavaf etmesi.

7) İlk haccına giden hacı, Kbe evine girmeden önce gusletmeli ve girerken de şu duayı okumalı:

Sonra iki rekt namaz kılıp, birinci rektında Fatiha sresinden sonra, Hamim secde sresini ve ikinci rektında Fatiha sresinden sonra, Kurnın eşitli yerlerinden 55 ayet okuması mstehaptır.

8) Kabenin 4 köşesinin her birinde 2 rekt namaz kılarak, namazdan sonra şu duayı okuması:

Kbeden ıkarken kere Allah-u Ekber demesi ve sonra şu duayı okuması mstehaptır:

Sonra aşağı inip merdivenleri soluna alarak Kbeyi karşısına alması ve merdivenin yanında iki rekt namaz kılması mstehaptır.

Veda Tavafı

Mekkeden ayrılmak isteyenin veda tavafı yapması mstehaptır. Her turda mmkn olursa Hacerul-Esved ve Rkn Yemaniye elini srmesi mstehaptır. Mstecara vardığında daha önce o yer iin zikredilen mstehapları yerine getirmeli ve istediği her duayı yapmalı. Sonra Hacerul-Esvede elini srp sinesini Kabeye yapıştırarak, bir elini Hacere diğerini de kapıya taraf koymalı ve Allaha hamd ve sena edip, peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beytine (a.s) salat ve selam gönderdikten sonra şu duayı okumalıdır:

 Şam-i rknnn karşısında bulunan Hannatiyn kapısından ıkması, tekrar bu mukaddes yerlere dönebilmeyi Yce Allahtan dilemesi ve ıkarken bir dirhemlik hurma alarak fakirlere sadaka vermesi mstehaptır.

PEYGAMBER EFENDİMİZİN (S.A.A)

ZİYARETİ

HZ. FATIMANIN (S.A) ZİYARETİ

BAKİ MEZARLIĞINDA DİĞER İMAMLARA (A.S) AİT ZİYARETLERİ

.

 

KISACA HAC AMELLERİ

Hac iki bölmden oluşur:

1-Temett Umresi

2-Temett Haccı

TEMETTÜ UMRESİ

Temett umresinin 5 vacip ameli vardır:

1-Mikattan ihrama girmek

İhramda 3 amel farzdır:

a) Niyet: Haccetul-İslamda Temett Umresi iin ihrama giriyorum, kurbeten ilellah der.

b) Telbiye söylemek: Lebbeyk Allahumme Lebbeyk, Lebbeyke La Şerike Leke Lebbeyk (mstehap olarak izafi edilir) İnnel Hamde Vennimete Leke Velmlk La Şerike Leke Lebbeyk

c) İki para ihram elbisesi giymek. (Kadınların ihramı elbiseleridir)

2-Kbeyi tavaf etmek

Niyet ettikten sonra Temett umresi iin tavaf ediyorum kurbeten ilallah diyerek, Hacerul-Esvetten başlayarak yedi defa Kabenin etrafını dönp Hacerul-Esvette bitirmek.

3-İki rekt tavaf namazı kılmak

Tavaftan sonra Makam-ı İbrahimin arkasında Temett umresi iin iki rekt tavaf namazı kılıyorum kurbeten ilallah diye, niyet ettikten sonra sabah namazı gibi kılınır.

4-Sefa ve Merve arasında say etmek

Tavaf namazından sonra Safa tepesine ıkarak Temett umresi iin say ediyorum kurbeten ilallah diyerek yedi defa Sefa ile Merve arasında yrr. Sayi Sefadan başlayıp Mervede bitirmelidir.

5-Taksir

Say bittikten sonra Temett umresi iin taksir yapıyorum kurbeten ilallah diyerek sa, sakal veya bıyığından bir miktar kesmelidir. Bu amelden sonra ihramdan ıkar.

TEMETTÜ HACCI

Temett haccının vacipleri 13 tanedir:

1-Mekkede İhrama girmek

Umrede olduğu gibi niyet ve telbiye şarttır.

Niyet: Haccı temett iin ihrama giriyorum kurbeten ilallah

Telbiye: Lebbeyk Allahumme Lebbeyk, Lebbeyke La Şerike Leke Lebbeyk (mstehap olarak izafi edilir) İnnel Hamde Vennimete Leke Velmlk La Şerike Leke Lebbeyk

2-Arafatta vakfe

Niyet ettikten sonra öğlen vaktinden akşama kadar Arafatta bulunmak.

3-Mzdelifede vakfe

Bayram gecesi şafak vaktinden gneş doğuncaya kadar niyet ederek Mzdelifede bulunmak.

4-Bayram gn Minada byk şeytanı taşlamak.

5-Minada kurban kesmek.

6- Minada saı tıraş etmek.

7-Mekkeye dönnce Kabeyi tavaf etmek.

8-Makamı İbrahimin arkasında 2 rekt tavaf namazı kılmak.

9-Sefa ve Merve arasında say etmek

10-Nisa tavafı yapmak.

11-İki rekat nisa tavafı namazı kılmak.

12-On bir, on iki ve bazı durumlarda on nc gece Minada kalmak.

13-Ü cemereyi taşlamak.

 

İHRAMLIYA HARAM OLAN ŞEYLER

1- Çöl hayvanı avlamak

2- Kadınla ilişkide bulunmak

3- Kadın öpmek

4- Kadına şehvetle dokunmak

5- Kadına bakmak ve şehvet getiren oynaşma

6- İstimna (Sonradan aıklaması gelecek)

7- Nikh akdi

8- Gzel koku kullanmak

9- Erkeğin dikili ve dikili hkmnde elbise giymesi

10- Srme ekmek

11- Aynaya bakmak

12- Erkeğin orap izme giymesi

13- Yalan söylemek, kfretmek ve bir mmine hakaret olacak şekilde övnmek

14- Tartışmak

15- İnsan bedenine eziyet eden bit ve benzerlerini öldrmek

16- Sslenmek

17- Yağ srmek

18- Bedenden ty ve kıl koparmak

19- Erkeğin başını örtmesi ve suya dalmak. İkinci hkm kadınlar iinde geerlidir.

20- Kadının yzn örtmesi

21- Erkeğin gölgede durması

22- Bedenden kan ıkarmak

23- Tırnak almak

24- Bir görşe göre; diş ekmek-ektirmek

25- Silah taşımak

 

 


 

[1] - Âl-i İmran/ 97