GERİ İNDEKS İLERİ

54- İlim hayat, iman ise kurtuluştur. /185

55ـ اَلْعِلْمُ مَجَلَّةٌ, اَلْجَهْلُ مَضَلَّةٌ /204.

55- İlim büyüklük, yücelik; cahillik ise sapıklık, aşağılıktır. /204

56ـ اَلْعِلْمُ حِرْزٌ /218.

56- İlim sığınaktır. /218

57ـ اَلْعِلْمُ بِالْعَمَلِ /234.

57- İlim amelledir. /234

58ـ اَلْعِلْمُ مُميتُ الجَهْلِ /269.

58- İlim cahilliği öldürür. /269

59ـ اَلْعِلْمُ زَيْنُ الحَسَبِ /284.

59- İlim asaletin zinetidir. /284

60ـ اَلْعِلْمُ قائِدُ الحِلْمِ /303.

60- İlim hilmin önderidir. /303

61ـ اَلْعِلْمُ أفْضَلُ شَرَفٍ /481.

61- İlim en üstün şereftir. /481

62ـ اَلْعِلْمُ مِصْباحُ العَقْلِ /536.

62- İlim aklın meşalesidir. /536

63ـ اَلْعِلْمُ خَيْرُ دَليلٍ /590.

63- İlim en iyi kılavuzdur. /590

64ـ اَلْعِلْمُ أجَلُّ بِضاعَةٍ /612.

64- İlim en güzel sermayedir. /612

65ـ اَلْعِلْمُ أعْظَمُ كَنْزٍ /620.

65- İlim en büyük hazinedir. /620

66ـ اَلْعِلْمُ حَياةٌ وَشِفاءٌ /688.

66- İlim hayat ve şifadır. /688

67ـ اَلْعِلْمُ حِجابٌ مِنَ اْلآفاتِ /720.

67- İlim âfetlere engeldir. /720

68ـ اَلْعِلْمُ أعْلى فَوْزٍ /731.

68- İlim en büyük zaferdir. /731

69ـ اَلْعِلْمُ أفْضَلُ قِنْيَةٍ /812.

69- İlim en kârlı kazançtır. /812

70ـ اَلْعِلْمُ مَرْكَبُ الحِلْمِ /817.

70- İlim hilmin merkebidir. /817

71ـ اَلْعِلْمُ أصْلُ كُلِّ خَيْرٍ /818.

71- İlim her hayrın temelidir. /818

72ـ اَلْعِلْمُ عُنْوانُ اَلعَقْلِ /828.

72- İlim aklın göstergesidir. /828

73ـ اَلْعِلْمُ لِقاحُ المَعْرِفَةِ /830.

73- İlim marifetin aşısıdır. /830

74ـ اَلْعِلْمُ يُنْجِدُ الفِكْرَ /832.

74- İlim fikre yardım edip güçlendirir. /832

75ـ اَلْعِلْمُ نِعْمَ دَليلٌ /837.

75- İlim iyi bir rehberdir. /837

76ـ اَلْعِلْمُ أفْضَلُ (أشْرَفُ) هِدايَةٍ /846.

76- İlim en üstün kılavuzdur. /846

77ـ اَلْعُلومُ نُزْهَةُ الأُدَباءِ /993.

77- İlimler bilgin ve ediplerin istirahat yeridir. /993

78ـ اَلْعِلْمُ أصْلُ الحِلْمِ /1003.

78- İlim hilmin temelidir. /1003

79ـ اَلْعِلْمُ قاتِلُ الجَهْلِ /1030.

79- İlim cehaletin katilidir. /1030

80ـ اَلْعِلْمُ داعِى الفَهْمِ /1032.

80- İlim anlamanın davetçisidir. /1032

81ـ اَلْعِلْمُ لا يَنْتَهي /1054.

81- İlim bitmez. /1054

82ـ اَلْعِلْمُ كَثيرٌ, وَ العَمَلُ قَليلٌ /1223.

82- İlim çok, amel azdır. /1223

83ـ اَلْعِلْمُ كَنْزٌ عَظيمٌ لا يُفْنى /1234.

83- İlim bitmeyen büyük hazinedir. /1234

84ـ اَلْعِلْمُ رُشْدٌ لِمَنْ عَمِلَ بِهِ /1277.

84- İlim ona amel eden için rüşttür. /1277

85ـ اَلْعِلْمُ كُلُّهُ حُجَّةٌ إلاّ ما عُمِلَ بِهِ /1399.

85- Amel edilenin dışındaki ilim (insana) hüccettir. /1399

86ـ اَلْعِلْمُ جَمالٌ لا يَخْفى وَ نَسيبٌ لا يَجْفى (لايُخْفى) /1463.

86- İlim gizli kalmayan güzellik ve ilişkisini kesmeyen akrabadır. /1463

87ـ اَلْعِلْمُ زَيْنُ الأغْنِياءِ, وَ غِنَى الفُقَراءِ /1526.

87- İlim zenginlerin ziyneti, fakirlerin zenginliğidir. /1526

88ـ إنَّما زَهَّدَ النّاسُ في طَلَبِ اَلْعِلْمِ كَثْرَةُ ما يَرَوْنَ مِنْ قِلَّةِ منْ عَمِلَ بِما عَلِمَ /3895.

88- Şüphesiz halk ilmine amel eden az insan gördüklerinden ilme rağbet etmezler. /3895

89ـ آفَةُ العِلْمِ تَرْكُ العَمَلِ بِهِ /3948.

89- İlmin afeti ona amel etmeyi bırakmaktır. /3948

90ـ إذا سَمِعْتُمُ العِلْمَ فَألِطُّوا (فأكِظُّوا, فَانْظَوُوا) عَلَيْهِ, فَلا تَشُوبُوهُ بِهَزْلٍ, فَتَمُجُّهُ القُلُوبُ /4157.

90- İlmi duyduğunuz zaman onu örtün (ehli olmayana karşı gizleyin), onu oyunla karıştırmayın; böyle olursa kalpler onu kabul etmez, dışarı atar. /4157

91ـ إذا رُمْتُمُ الاِنْتِفاعَ بِالْعِلْمِ فَاعْمَلُوا بِهِ, وَ أكْثِرُوا الفِكْرَ في مَعانيهِ, تَعِهِ القُلُوبُ /4158.

91- İlimden faydalanmak istiyorsanız ona amel edin. Manalarında çok düşünün ki kalpler onu korusun. /4158

92ـ إذا زادَ عِلْمُ الرَّجُلِ زادَ أدَبُهُ, وَ تَضاعَفَتْ  خَشْيَتُهُ لِرَبِّهِ /4174.

92- İlmi çoğalanın edebide çoğalır ve Allah’tan korkusu kat-kat artar. /4174

93ـ بِالعِلْمِ تُعْرَفُ الحِكْمَةُ /4192.

93- İlimle hikmet tanınır. /4192

94ـ بِالعِلْمِ تَكُونُ الحَياةُ /4220.

94- İlimle hayat ele gelir. /4220

95ـ بِالعِلْمِ يَسْتَقيمُ الْمُعْوَجُ /4234.

95- Eğrilik ilimle düzelir. /4234

96ـ بَذْلُ العِلْمِ زَكاةُ العِلْمِ /4436.

96- İlmi bağışlamak onun zekâtıdır. /4436

97ـ بِالِعلْمِ تُدْرَكُ دَرَجَةُ الحِلْمِ /4437.

97- İlim ile hilmin mertebeleri ele gelir. /4437

98ـ تَمامُ العِلْمِ  اِسْتِعْمالُهُ /4463.

98- İlmin tamamı (veya kemali) onu kullanmaktır. /4463

99ـ تَمامُ العِلْمِ العَمَلُ بِمُوجِبِهِ /4482.

99- İlmin tamamı onun gerektirdiklerine amel etmektir. /4482

100ـ تارِكُ العَمَلِ بِالعِلْمِ غَيْرُ واثِقٍ بِثَوابِ العَمَلِ /4512.

100- İlmi (olduğu) halde ameli terk eden, amelin sevabına inanmamıştır. /4512

101ـ ثَمَرَةُ العِلْمِ مَعْرِفَةُ اللهِ /4586.

101- İlmin meyvesi Allah’ı tanımaktır. /4586

102ـ ثَمَرَةُ العِلْمِ العِبادَةُ /4600.

102- İlmin meyvesi ibadettir. /4600

103ـ ثَمَرَةُ العِلْمِ العَمَلُ بهِ /4624.

103- İlmin meyvesi ona amel etmektir. /4624

104ـ ثَمَرَةُ العِلْمِ العَمَلُ لِلْحَياةِ /4627.

104- İlmin meyvesi (ebedi) hayat için amel etmektir. /4627

105ـ ثَمَرَةُ العِلْمِ إخْلاصُ العَمَلِ /4642.

105- İlmin meyvesi amelin ihlasıdır (ihlaslı amel etmektir). /4642

106ـ ثَرْوَةُ العِلْمِ تُنْجي وَ تَبْقى /4706.

106- İlmin serveti insanı kurtarıp kalıcı kılar. /4706

107ـ جَمالُ العِلْمِ نَشْرُهُ, وَ ثَمَرَتُهُ العَمَلُ بِهِ, وَصِيانَتُهُ وَضْعُهُ في أهْلِهِ /4754.

107- İlmin güzelliği onu yaymak, meyvesi ona amel etmek, koruması onu ehli olanın yanına bırakmaktır. /4754

108ـ خَيْرُ العِلْمِ ما نَفَعَ /4951.

108- En hayırlı ilim, faydası olan ilimdir. /4951

109ـ خَيْرُ العُلُومِ ما أصْلَحَكَ /4962.

109- En hayırlı ilim, seni ıslah edendir. /4962

110ـ خَيْرُ العِلْمِ ما قَارَنَهُ العَمَلُ /4968.

110- En hayırlı ilim, amel ile iç içe olandır. /4968

111ـ خَيْرُ العِلْمِ ما أصْلَحْتَ بِهِ رَشادَكَ, وَشَرُّهُ ما أفْسَدْتَ بِهِ مَعادَكَ /5023

111- En hayırlı ilim, hak doğruyu bulmanı sağlayan ve kötü ilimse, kıyametini mahveden ilimdir. /5023

112ـ خُذُوا مِنْ كُلِّ عِلْمٍ أحْسَنَهُ, فَإنَّ النَّحْلَ يَأْكُلُ مِنْ كُلِّ زَهْرٍ أزْيَنَهُ, فَيَتَوَلَّدُ مِنْهُ جَوْهَرانِ نَفيسانِ: أحَدُهُما فيهِ شِفاءٌ لِلنّاسِ, وَاْلآخَرُ يُسْتَضاءُ بِهِ /5082.

112- İlimlerden en iyisini alın. Çünkü bal arısı her çiçekten en güzelini alır. Böylece ondan kıymetli iki cevher oluşur. Birincisinde halka şifa vardır, diğeri ise (petektir ki) onunla ışık elde edilir (mum yapılır).

113ـ رَأْسُ الفَضائِلِ العِلْمُ /5234.

113- Faziletlerin başı ilimdir. /5234

114ـ رُبَّ عِلْمِ أدَّى إلى مَضَلَّتِكَ /5352.

114- Nice ilimler vardır ki insanı helak olmaya sürükler. /5352

115ـ زَكاةُ العِلْمِ نَشْرُةُ /5444.

115- İlmin zekâtı onu yaymaktır. /5444

116ـ زَكاةُ العِلْمِ بَذْلُهُ لِمُسْتَحِقِّهِ, وَإجْهادُ النَّفْسِ فيِ العَمَلِ بِهِ /5458.

116- İlmin zekâtı onu hak edene vermektir, nefsi zahmete atmak ise ilme amel etmektir. /5458

117ـ زَيْنُ العِلْمِ اَلحِلْمُ /5463.

117- İlmin ziyneti hilimdir. /5463

118ـ سَبَبُ الخَشْيَةِ اَلْعِلْمُ /5535.

118- Allah’tan korkmaya sebep ilimdir. /5535

119ـ سَلْ عَمّا لا بُدَّ لَكَ مِنْ عِلْمِهِ , وَلا تُعْذَرُ في جَهْلِهِ /5595.

119- Mutlaka öğrenmen gereken ve cehalet mazeretinin kabul edilmeyeceği şeyi sor. /5595

120ـ شَرُّ العِلْمِ ما أفْسَدْتَ بِهِ رَشادَكَ /5694.

120- En kötü ilim, doğru düşünceni bozmana neden olan ilimdir. /5694

121ـ شَرُّ العِلْمِ عِلْمٌ لا يُعْمَلُ بِهِ /5707.

121- En kötü ilim, amel edilmeyen ilimdir. /5707

122ـ شَيْئانِ لا تُبْلَغُ غايَتُهُما: اَلْعِلْمُ, وَ العَقْلُ /5768.

122- İki şeyin sonuna ulaşılmaz; ilim ve akıl. /5768

123ـ شَيْنُ العِلْمِ الصَّلَفُ /5784.

123- İlmin afeti kendini beğenmişliktir. /5784

124ـ عَلَيْكَ بِالعِلْمِ فَإنَّهُ وَراثَةٌ كَريمَةٌ /6089.

124- İlim öğren çünkü o, güzel bir mirastır. /6089

125ـ عِلْمُ الْمُنافِقِ في لِسانِهِ /6288.

125- Münafığın ilmi dilindedir. /6288

126ـ عِلْمُ الْمُؤْمِنِ في عَمَلِهِ /6289.

126- Müminin ilmi amelindedir. /6289

127ـ عِلْمٌ بِلا عَمَلٍ كَشَجَرٍ بِلا ثَمَرٍ /6290.

127- Amel edilmeyen ilim meyvesiz ağaç gibidir. /6290

128ـ عِلْمٌ بِلا عَمَلٍ كَقَوْسٍ بِلا وَتَرٍ /6291.

128- Amelsiz ilim oksuz yay gibidir. /6291

129ـ عِلْمٌ لا يَنْفَعُ كَدَواءٍ لا يَنْجَعُ /6292.

129- Faydası olmayan ilim, etkisi olmayan ilaç gibidir. /6292

130ـ عِلْمٌ لا يُصْلِحُكَ ضَلالٌ, وَ مالٌ لا يَنْفَعُكَ وَبالٌ /6294.

130- Seni ıslah etmeyen ilim sapıklık, faydası olmayan mal ise yük, sıkıntı ve azaptır. /6294

131ـ عِلْمٌ بِلا عَمَلٍ حُجَّةٌ لِلّهِ عَلىَ العَبْدِ /6296.

131- Amelsiz ilim, Allah’ın kula karşı hüccetidir. /6296

132ـ غايَةُ العِلْمِ حُسْنُ العَمَلِ /6357.

132- İlmin nihayeti amelin güzelliğidir. /6357

133ـ غايَةُ العِلْمِ الخَوْفُ مِنَ اللهِ سُبْحانَهُ /6377.

133- İlmin hedef ve nihayeti Allah’tan korkmaktır. /6377

134ـ غايَةُ العِلْمِ السَّكينَةُ وَ الحِلْمُ /6380.

134- İlmin amacı sükunet ve hilimdir. /6380

135ـ فَضيلَةُ العِلْمِ العَمَلُ بِهِ /6576.

135- İlmin fazileti ona ameldir. /6576

136ـ قَوْلُ لا أعْلَمُ نِصْفُ العِلْمِ /6758.

136- “Bilmiyorum” demek ilmin yarısıdır. /6758

137ـ قَلِيلُ العِلْمِ مَعَ العَمَلِ خَيْرٌ مِنْ كَثيرِهِ بِلا عَمَلٍ /6772.

137- Amel edilen az ilim, amel edilmeyen çok ilimden daha hayırlıdır. /6772

138ـ قَطَعَ العِلْمُ عُذْرَ المُتَعَلِّلِينَ /6784.

138- İlim mazeret gösterenlerin özrünü keser. /6784

139ـ كُلُّ عِلْمٍ لا يُؤَيِّدُهُ عَقْلٌ مَضَلَّةٌ /6869.

139- Aklın onaylamadığı her ilim sapıklıktır. /6869

140ـ كُلُّ شَيْءٍ يَنْقُصُ عَلَى الاِنْفاقِ إلاّ العِلْمُ /6888.

140- İlimden başka her şey bağışlandıkça azalır. /6888

141ـ كُلُّ شَيْءٍ يَعِزُّ حينَ يَنْزُرُ (يَنْدُرُ) إلاّ العِلْمَ فَإنَّهُ يَعِزُّ حينَ يَغْزُرُ /6913.

141- Her şey azaldıkça, ilim ise çoğaldıkça aziz olur. /6913

142ـ كُلُّ وِعاءٍ يَضيقُ بِما جُعِلَ فيهِ إلاّ وِعاءَ العِلْمِ فَإنَّه يَتَّسِعُ /6917.

142- Her kap içine bir şey bırakılınca daralır, ama ilim kabı çoğaldıkça genişler. /6917

143ـ كَفى بِالْعِلْمِ رِفْعَةً /7011.

143- Makamın yüceliği ilim için yeterlidir. /7011

144ـ كُلَّمَا ازْدادَ عِلْمُ الرَّجُلِ زادَتْ عِنايَتُهُ بِنَفْسهِ, وَبَذَلَ في رِياضَتِها وَصِلاحِها جُهْدَهُ /7204.

144- Kişinin ilmi çoğaldıkça nefsine olan dikkat ve özeni artar, çabasını rızayet ve ıslahında harcar. /7204

145ـ كَما أنَّ العِلْمَ يَهْدِي الْمَرْءَ وَ يُنْجيهِ, كَذلِكَ الجَهْلُ يُضِلُّهُ وَيُرْديهِ /7217.

145- İlim kişiyi hidayet eder ve kurtuluşa erdirir aynı şekilde cahillik saptırır ve helak eder. /7217

146ـ كَسْبُ العِلْمِ اَلزُّهْدُ فِي الدُّنيا /7221.

146- Dünyaya rağbet etmemekle ilim kazanılır. /7221

147ـ كَمالُ العِلْمِ الحِلْمُ , وَكَمالُ الحِلْمِ كَثْرَةُ الاِحْتِمالِ وَالكَظْمِ /7231.

147- İlmin kemali hilim, hilmin kemali çok tahammül edip öfkeyi yenmektir. /7231

148ـ كَمالُ العِلْمِ العَمَلُ /7243.

148- İlmin kemali ameldir. /7243

149ـ لِطالِبِ العِلْمِ عِزُّ الدُّنيا وَ فَوْزُ الآخِرَةِ /7349.

149- İlmi talep eden için dünya izzeti ve ahiret kurtuluşu vardır. /7349

150ـ لَنْ يُثْمِرَ العِلْمُ حَتّى يُقارِنَهُ الحِلْمُ /7411.

150- İlim, hilim ile beraber olmadıkça meyve vermez. /7411

151ـ لَنْ يُحْرِزَ الْعِلْمَ إلاّ مَنْ يُطيلُ دَرْسَهُ /7422.

151- Dersini uzatan ilmi öğrenir. /7422

152ـ لِسانُ العِلْمِ الصِّدْقُ /7612.

152- İlmin dili doğru konuşmaktır. /7612

153ـ لِقاحُ العِلْمِ التَّصَوُّرُ وَ الفَهْمُ /7623.

153- İlmin aşısı tasavvur ve anlamaktır. /7623

154ـ مَنِ اسْتَرْشَدَ العِلْمَ أرْشَدَهُ /7754.

154- Kim ilimden doğru yolu göstermesini isterse, ilim ona doğru yolu gösterir. /7754

155ـ مَنْ خَلا بِالْعِلْمِ لَمْ تُوحِشْهُ خَلْوَةٌ /8125.

155- İlimle yalnız kalanı hiçbir yalnızlık korkutmaz. /8125

156ـ مَنْ لَمْ يَهْدِهِ العِلْمُ أضَلَّهُ الجَهْلُ /8192.

156- İlmin hidayet etmediği kimseyi cahillik zelil eder. /8192

157ـ مَنْ عَمِلَ بِالْعِلْمِ بَلَغَ بُغْيَتَهُ مِنَ الآخِرَةِ وَ مُرادَهُ /8245.

157- İlmine amel eden kimse ahiret amacına ve arzusuna ulaşır. /8245

158ـ مَنْ كَلِفَ بِالْعِلْمِ فَقَدْ أحْسَنَ إلى نَفْسِهِ /8277.

158- İlme karşı hırslı olup rağbet gösteren, gerçekte nefsine ihsan etmiştir. /8277

159ـ مَنْ كَتَمَ عِلْماً فَكَأنَّهُ جاهِلٌ /8297.

159- İlmini gizleten cahil sayılır. /8297

160ـ مَنْ خالَفَ عِلْمَهُ عَظُمَتْ جَريمَتُهُ وَ إثْمُهُ /8316.

160- İlmine muhalefet edenin suçu da günahı da büyük olur. /8316

161ـ مَنْ زادَ عِلْمُهُ عَلى عَقْلِهِ كانَ وَبالاً عَلَيْهِ /8601.

161- İlim, aklına fazla gelene vebal olur. /8316

162ـ مَنْ عَلِمَ ( عَدِمَ ) غَوْرَ العِلْمِ صَدَرَ ( صُدَّ ) عَنْ شَرايِعِ الحِكَم /8702.

162- İlmin derinliğine inen hikmet çeşmelerinden çıkar. /8702

163ـ مَنِ ارْتَوى مِنْ مَشْرَبِ العِلْمِ, تَجَلْبَبَ جِلْبابَ الحِلْمِ /8703.

163- İlim çeşmesinden susuzluğunu gideren, hilim gömleğini giyer. /8703

164ـ مَنْ أكْثَرَ مُدارَسَةَ العِلْمِ لَمْ يَنْسَ ما عَلِمَ, وَ اسْتَفادَ ما لَمْ يَعْلَمْ /8916.

164- İlmî mütalâasını çoğaltan bildiğini unutmaz ve bilmediğini öğrenir. /8916

165ـ مَنْ أكْثَرَ الفِكْرَ فيما تَعَلَّمَ أتْقَنَ عِلْمَهُ, وَ فَهِمَ ما لَمْ يَكُنْ يَفْهَمُ /8917.

165- Öğrendiği şeyde çok düşünen kimse, bilgisinden emin olur ve anlamadığını anlar. /8917

166ـ مَنْ لَمْ يَكْتَسِبْ بِالْعِلْمِ مالاً اِكْتَسَبَ بِهِ جَمالاً /8967.

166- İlimle mal ele getirmeyen, güzellik ele getirir. /8967

167ـ مَنْ لَمْ يَعْمَلْ بِالْعِلْمِ كانَ حُجَّةً عَلَيْهِ وَوَبالاً /8968.

167- Amel etmeyenin aleyhine ilim, hüccet ve vebaldir. /8967

168ـ مِنْ كَمالِ العِلْمِ العَمَلُ بِما يَقْتَضيهِ /9257.

168-İlmin gerektirdiği şeye amel etmek onun kemalindendir. /9257

169ـ مِنْ أشْرَفِ العِلْمِ التَّحَلّي بِالحِلْمِ /9426.

169- Hilim ile süslenmek en üstün ilimlerdendir. /9426

170ـ ما ماتَ مَنْ أحْيى عِلْماً /9508.

170- İlmi yaşatan ölmemiştir. /9508

171ـ ما زَكَى العِلْمُ بِمِثْلِ العَمَلِ بِهِ /9569.

171- İlim, ona amel etmekten daha iyi bir şeyle temizlenmez. /9569

172ـ ما أفادَ مَنْ لَمْ يَفْهَمْ, وَ لانَفَعَ الحِلْمَ مَنْ لَمْ يَحْلُمْ /9651.

172- Anlamayan anlatamaz; hilmi olmayanın hilim öğretmesi de fayda etmez. /9651

173ـ مِلاكُ العِلْمِ نَشْرُهُ /9715.

173- İlmin kıvamı (bekası) onu yaymaktır. /9715

174ـ مِلاكُ العِلْمِ العَمَلُ بِهِ /9723.

174- İlmin kemali ona amel etmektir. /9723

175ـ مُدارَسَةُ العِلْمِ لَذَّةُ العُلَماءِ /9755.

175- Ders okumak alimlerin lezzetidir. /9755

176ـ مَجالِسُ العِلْمِ غَنِيمَةٌ /9765.

176- İlim meclisleri ganimettir. /9765

177ـ مُزَيِّنُ الرَّجُلِ عِلْمُهُ وَ حِلْمُهُ /9778.

177- Kişiye ilim ve hilmi ziynet verir. /9778

178ـ نِعْمَ قَرينُ الحِلْمِ العِلْمُ /9898.

178- İlim ve hilim ne güzel dostturlar! /9898

179ـ نِعْمَ قَرينُ الإيمانِ العِلْمُ /9899.

179- İlim ne güzel iman dostudur! /9899

180ـ نِعْمَ دَليلُ الإيمانِ العِلْمُ /9928.

180- İlim ne de güzel imanın delilidir. /9928

181ـ لا تُعادُوا ما تَجْهَلُونَ, فَإنَّ أكْثَرَ العِلْمِ فيما لا تَعْرِفُونَ /10246.

181- Bilmediğiniz şeye düşman olmayın, çünkü ilmin çoğu bilmediğiniz şeylerdedir. /10246

182ـ لا ذُخْرَ كالْعِلْمِ /10458.

182- İlim gibi azık yoktur. /10458

183ـ لا شَرَفَ كَالْعِلْمِ /10484.

183- İlim gibi şeref yoktur. /10484

184ـ لا سَميرَ كَالْعِلْمِ /10495.

184- İlim gibi gece sohbet arkadaşı yoktur. /10495

185ـ لا كَنْزَ أنْفَعُ مِنَ العِلْمِ /10631.

185- İlimden daha faydalı hazine yoktur. /10631

186ـ لا عِزَّ أشْرَفُ مِنَ الْعِلْمِ /10656.

186- İlimden daha şerefli izzet yoktur. /10656

187ـ لا دَليلَ أنْجَحُ مِنَ العِلْمِ /10668.

187- İlimden daha iyi kurtuluşa erdiren rehber yoktur. /10668

188ـ لا يُؤْخَذُ العِلْمُ إلاّ مِنْ أرْبابِِهِ /10678.

188- İlim, ehlinden başkasından alınmaz. /10678

189ـ لا يَنْفَعُ عِلْمٌ بِغَيْرِ تَوْفيقٍ /10680.

189- İlahi yardım olmadan ilim fayda vermez. /10680

190ـ لا يُدْرَكُ العِلْمُ بِراحَةِ الجِسْمِ /10684.

190- İlim beden rahatlığıyla ele gelmez. /10684

191ـ لا يَزْكُو الْعِلْمُ بِغَيْرٍ وَرَعٍ /10689.

191- Dindarlık olmadan ilim temizlenmez. /10689

192ـ لا يُحْرِزُ العِلْمَ إلاّ مَنْ يُطيلُ دَرْسَهُ /10758.

192- Dersini uzatmayan (çok çalışmayan) ilim öğrenemez. /10758

193ـ لا عِلْمَ لِمَنْ لا بَصيرَةَ لَهُ /10773.

193- Basireti olmayanın ilmi yoktur. /10773

194ـ لا يَسْتَخِفُّ بِالْعِلْمِ وَ أهْلِهِ إلاّ أحْمَقٌ جاهِلٌ /10807.

194- İlmi ve onun ehlini, cahil ve ahmaktan başkası hafife almaz. /10807

195ـ يَسيرُ العِلْمِ يَنْفي كَثيرَ الجَهْلِ /10990.

195- Az ilim çok cahilliği giderir. /10990

196ـ يَتَفاضَلُ النّاسُ بِالعُلُومِ وَ العُقُولِ, لا بِالامْوالِ وَ الأُصُولِ /11009.

196- Halk birbirine karşı ilim ve akılla üstün olurlar, mal ve soyla değil. /11009

197ـ يَحْتاجُ العِلْمُ إلَى العَمَلِ /11020.

197- İlim amele muhtaçtır. /11020

198ـ يَحْتاجُ العِلْمُ إلَى الحِلْمِ /11024.

198- İlim hilme muhtaçtır. /11024

199ـ يَحْتاجُ العِلْمُ إلى الكَظْمِ /11025.

199- İlim öfkeye hakim olmaya muhtaçtır. /11025

200ـ أطِعِ العِلْمَ , وَاعْصِ الْجَهْلَ تُفْلِحْ /2309.

200- İlme itaat et, cehalete karşı koy ki kurtuluşa eresin. /2309

201ـ العِلْمُ أشْرَفُ هِدايَةٍ /1023.

201- İlim en şerefli hidayettir. /1023

İMAM

1ـ إمامٌ عادِلٌ خَيْرٌ مِنْ مَطْرٍ وَابِلٍ/ 1491.

1- Adil imam, sağanak yağmurdan daha hayırlıdır. /1491

2ـ مَنْ أطاعَ إمامَهُ فقَدْ أطاعَ رَبَّهُ/ 8705.

2- İmamına itaat eden, rabbine itaat etmiştir. /8705

3ـ يَحْتاجُ الإمامُ الى قَلْبٍ عَقُولٍ، وَلِسانٍ قَؤُولٍ، وَجَنانٍ عَلى إقامَةِ الْحَقِّ صَؤُولٍ/ 11010.

3- İmam, idrak sahibi gönüllere, konuşmasını bilen dillere ve hakkı ayakta tutacak cesur yüreklere muhtaçtır. /11010

İMAMET

1ـ الإمَامَةُ نِظامُ الأمَّةِ/ 1095.

1- İmamet, ümmetin düzenidir. /1095

2ـ وَالإمامَةَ نِظاماً لِلأمَّةِ/ 6608.

2- Allah, imameti, ümmetin düzeni için vacip kıldı. /6608

İMAN

1ـ الإيمانُ أفْضَلُ الأمانَتَيْنِ (الأمانَيْنِ)/ 1666.

1- İman, iki emanetin[79] en üstünüdür. /1666

2ـ الإيمانُ قَوْلٌ بِاللِّسانِ، وَعَمَلٌ بِالأرْكانِ/ 1755.

2- İman, dille söylemek, uzuvlarla amel etmektir. /1755

3ـ الإيمانُ وَالحَياءُ مَقْرُونانِ في قَرَنٍ، وَلا يَفْتَرِقانِ/ 1784.

3- İman ile hayâ birbirlerine bağlıdır; ayrılmazlar. /1784

4ـ الإيمانُ وَالعِلْمُ (وَالعَمَلُ) أخَوانِ تَوْأمانِ، وَرَفيقانِ لايَفْتَرِقانِ/ 1785.

4- İman ile amel,[80] ikiz kardeş ve ayrılmaz iki dostturlar. /1785

5ـ الإيمانُ شَجَرَةٌ، أصْلُها اليَقينُ، وَفَرْعُها التُّقى، وَنُورُها الحَياءُ، وَثَمَرُها السَّخاءُ/ 1786.

5- İman bir ağaçtır: Kökü yakîn, dalı takva, ışığı hayâ, meyvesi ise cömertliktir. /1786

6ـ الإيمانُ، وَالإخْلاصُ، وَاليَقينُ، الوَرَعُ، اَلصَّبْرُ وَالرِّضا بِما يَأتي بِهِ القَدَرُ/ 1855.

6- İman, ihlas, yakîn ve takva, kaderin getirdiklerine sabretmek ve rıza göstermektir. /1855

7ـ الإيمانُ وَالعَمَلُ أخَوانِ تَوْأمانِ، وَرَفيقانِ لا يَفْتَرِقانِ، لا يَقْبَلُ اللهُ أحَدَهُما الاّ بِصاحِبِهِ/ 2094.

7- İman ile amel, ayrılmaz iki dost ve ikiz kardeştirler; Allah, biri olmadan diğerini kabul etmez. /2094

8ـ أفْضَلُ الإيمانِ، الأمانَةُ/ 2905.

8- En üstün iman, emanettarlıktır. /2905

9ـ أفْضَلُ الإيمانِ، حُسْنُ الإيقانِ/ 2992.

9- En üstün iman, güzel yakîndir. /2992

10ـ أقْوَى النَّاسِ إيمانَاً أكثَرُهُمْ توَكُّلاً علَى اللهِ سُبْحانَهُ/ 3150.

10- İman bakımından halkın en üstünü, Allah'a tevekkülü en çok olandır. /3150

11ـ أقْرَبُ النّاسِ مِنَ اللهِ سُبحانَهُ أحْسَنُهمْ إيماناً/ 3193.

11- Halk arasında Allah'a en yakın kimse, imanı en güzel olan kimsedir. /3193

12ـ أفْضَلُ الإيمان الإخْلاصُ وَالإحْسانُ، وَأقْبَحُ الشِّيَمِ التَّجافي وَالعُدْوانُ/ 3316.

12- En üstün iman, ihlas ve ihsan; en kötü huy, kabalık ve düşmanlıktır. /3316

13ـ أفْضَلُ الإيمانِ حُسْنُ الإيقانِ وَأفْضَلُ الشَّرَفِ بَذْلُ الإحْسانِ/ 3317.

13- En üstün iman, yakînin güzelliği; en üstün erdem, bağışta bulunmaktır. 3317

14ـ إنَّ أفْضَلَ الإيمانِ إنْصافُ الرَّجُلِ مِنْ نَفْسِهِ/ 3439.

14- En üstün iman, insanın kendine karşı insaflı olmasıdır. /3439

15ـ إنَّ مَحَلَّ الإيمانِ الْجَنانُ، وَسَبيلَهُ الأذُنانِ/ 3472.

15- İmanın yeri kalpler, yolu ise kulaklardır. /3472

16ـ الإيمانُ أمانٌ/ 69.

16- İman huzurdur. /69

17ـ الإيمانُ واضِحُ الوَلائِجِ/ 457.

17- İman, açıkça içe işler. /457

18ـ الإيمانُ شَفيعٌ مُنْجِحٌ/ 553.

18- İman, kazandıran şefaatçidir. /553

19ـ الإيمانُ بَريءٌ مِنَ الْحَسَدِ/ 608.

19- İman, hasetten uzaktır. /608

20ـ الإيمانُ أعْلى غايَةٍ/ 850.

20- İman, hedeflerin en üstünüdür. /850

21ـ الْكُفْرُ يَمْحاهُ (يَمْحُوهُ) الإيمانُ/ 867.

21- İman, küfrü yok eder. /867

22ـ الإيمانُ إخْلاصُ العَمَلِ/ 873.

22- İman, amelin ihlasıdır. /873

23ـ النَّجاةُ مَعَ الإيمانِ/ 891.

23- Kurtuluş, imandadır. /891

24ـ الإيمانُ شِهابٌ لا يَخْبُو/ 948.

GERİ İNDEKS İLERİ