GERİ İNDEKS İLERİ

33- Ant olsun tohumu yarana, insanı yaratana; bu topluluk biat için toplanmasaydı, yardım etmek için delilin ikamesi ve Allah’ın, zalimin doyup zulmetmemesi, mazlumun aç kalmaması hakkında bilginlerden aldığı ahd-ü peyman olmasaydı, hilafet devesinin yularını sırtına atardım; ümmetin sonuncusunu, ilkinin kadehiyle suvarır giderdim. Siz de anlamışsınızdır ki benim katımda şu dünyanız, bir keçinin aksırığından daha değersizdir. /10149

HÜR / HÜRRİYET

1ـ الحُرُّ حُرٌّ وإنْ مَسَّهُ الضُّرُّ/ 1322.

1- Hür, hürdür; sıkıntıya düşse de hür kalır. /1322

2ـ الحُرَّيَةُ مُنَـزَّهَةٌ مِنَ الغِلِّ وَالْمَكرَ/ 1485.

2- Hürriyet, kin ve hileden arıdır. /1485

3ـ قَدْ يُضامُ الحُرُّ/ 6644.

3- Hürler de zulme uğrar. /6644

4ـ لَنْ يُتَعَبَّدُ الحُرُّ حَتّى يُزالَ عَنْهُ الضُّرًّ/ 7414.

4- Sıkıntısı giderilmedikçe hür insan köle olmaz. /7414

5ـ لَيْسَ لِلإحْرارِ جَزاءٌ إلاّ الإكْرامُ/ 7491.

5- Hür için şereften başka ödül yoktur. /7491

6ـ لا تَكُونَنَّ عَبدَ غَيركَ، وقَدْ جَعلكَ اللهُ سُبحانهُ حُرّاً، فَما خَيرُ خَيرٍ لا يُنالُ إلاّ بِشَرٍّ، وَيُسْرٍ لا ينالُ إلاّ بِعُسْر/ 10371.

6- Kendinden başkasına kul olma, Allah seni hür yaratmıştır. Şer olmadıkça hayra, zorluk olmadıkça  kolaylığa ermenin ne hayrı var? /10371

HÜSRAN

1ـ رُبَّ رابحٍ خاسرٍ/ 5275.

1- Nice kazançlı çıkanlar vardır ki hüsrana uğramışlardır. /5275

2ـ أخسَرُكُمْ أظْلَمُكُمْ/ 2841.

2- Hüsrana en çok uğrayanınız, en zalim olanınızdır. /2841

3ـ ما أخْسَرَ مَنْ لَيْسَ لَهُ فِي الآخِرَةِ نَصيبٌ/ 9625.

3- Ahiretten nasibi olmayan nasıl da hüsrana uğramıştır! /9625

I

ISRAR

1ـ مَنْ أبْرَمَ سُئِمَ/ 7685.

1- Israr edenden bıkılır. /7685

ISRARLA İSTEMEK

1ـ اَلإلْحاحُ داعِيَةُ الحِرْمانِ / 394.

1- Israrla istemek, mahrumiyete davettir. /394

2ـ كَفي بِالإلْحاحِ مَحْرَمَةً / 7048.

2- Israrla istemeye mahrum olmak yeter. /7048

3ـ كَثْرَةُ الإلْحاحِ تُوجِبُ المَنْعَ / 7082.

3- Israrla istemek yasak getirir. /7082

4ـ كَثْرَةُ إلْحاحِ الرَّجُلِ تُوجِبُ حِرْمانَهُ / 7098.

4- Kişinin bir şeyi çok ısrarla istemesi, mahrumiyetine neden olur. /7098

5ـ مَنْ كَثُرَ إلْحاحُهُ حُرِمَ / 7779.

5- Bir şeyi isterken çok ısarar eden ondan mahrum olur. /7779

6ـ مَنْ ألَحَّ فِي السُّؤالِ أبْرَمَ / 8243.

6- Bir şeyi ısrarla isteyen bıktırır. /8243

7ـ مَنْ ألَحَّ فِي السُّؤالِ حُرِمَ / 8398.

7- Bir şeyi ısrarla isteyen ondan mahrum olur. /8398

8ـ مَنْ ألَحَّ في سُؤالِهِ دَعا إلي حِرْمانِهِ / 9136.

8- Bir şeyi ısrarla isteyeni, ısrarı mahrumiyetine davet eder. /9136

İ

İBADET

1ـ اَلعِبادَةُ الخالِصَةُ أنْ لا يَرْجُوَ الرَّجُلُ إلاّ رَبَّهُ , وَلا يَخافُ إلا ذَنْبَهُ /2128.

1- İhlaslı ibadet, Rabb’inden başkasına ibadet etmemek ve günahından başka bir şeyden korkmamaktır. /2128

2ـ اِجْعَلْ لِنَفْسِكَ فيما بَيْنَكَ وَبَيْنَ اللهِ سُبْحانَهُ أفْضَلَ المَواقيتِ وَالأقْسامِ /2445.

2- (Ömrünün) en güzel vakit ve bölümlerini, kendinle Yüce Allah için ayır. /2445

3ـ أفْضَلُ العِبادَةِ اَلفِكْرُ /2907.

3- En faziletli ibadet düşünmektir. /2907

4ـ أفْضَلُ العِبادَةِ عِفَّةُ البَطْنِ وَ الفَرْجِ /3034.

4- En faziletli ibadet karnı ve avreti korumaktır. //3034

5ـ اَلعِبادَةُ فَوْزٌ /65.

5- İbadet kurtuluştur. /65

6ـ دَوامُ العِبادَةِ بُرْهانُ الظَّفَرِ بِالسَّعادَةِ /5147.

6- İbadetin sürekliliği saadete ulaşmanın delilidir. /5147

7ـ زَيْنُ العِبادَةِ اَلخُشُوعُ /5469.

7- İbadetin ziyneti huşûdur. /5469

8ـ صَلاحُ العِبادَةِ التَّوَكُّلُ /5802.

8- İbadetin salahı Allah’a tevekküldür. /5802

9ـ غايَةُ العِبادَةِ الطّاعَةُ /6363.

9- İbadetin amacı itaattir. /6363

10ـ فِي الانْفِرادِ لِعِبادَةِ اللهِ كُنُوزُ الأرْباحِ /6504.

10- Allah’a karşı yalnız yapılan ibadette kazançlı hazineler vardır. /6504

11ـ فازَ بِالسَّعادَةِ مَنْ أخْلَصَ العِبادَةَ /6584.

11- İhlasla ibadet eden kurtuluşa erer. /6584

12ـ قَليلٌ تَدُومُ عَلَيْهِ خَيْرٌ مِنْ كَثيرٍ مَمْلُولٍ /6740.

12- Az ama devamlı olan (ibadet), çok ama yorulmana neden olan (ibadetten) daha hayırlıdır. /6740

13ـ قَليلٌ يَخِفُّ عَلَيْكَ عَمَلُهُ خَيْرٌ مِنْ كَثيرٍ تَسْتَثْقِلُ حَمْلَهُ /6745.

13- Az ama yerine getirilmesi kolay olan, çok ama kaldırılması güç olan şeyden daha hayırlıdır. /6745

14ـ قَليلٌ يَدُومُ خَيْرٌ مِنْ كَثيرٍ مُنْقَطعِ /6820.

14- Az ama devamlı (iş-ibadet) çok ama devamsız (iş-ibadetten) daha hayırlıdır. /6820

15ـ كَيْفَ يَجِدُ لَذَّةَ العِبادَةِ مَنْ لا يَصُومُ عَنِ الهَوى؟! /6985.

15- Hevesinin önünü almayan ibadetin lezzetini nasıl alabilir? /6985

16ـ كَيْفَ يَتَمَتَّعُ بِالعِبادَةِ مَنْ لَمْ يُعِنْهُ التَّوْفِيقُ؟! /7005.

16- Tevfik[63] ile yardım edilmeyen, ibadetten nasıl faydalanabilir? /7005

17ـ ما تَقَرَّبَ مُتَقَرِّبٌ بِمِثْلَ عِبادَةِ اللهِ /9490.

17- Yakınlaşmak isteyen, hiçbir zaman ibadet gibi bir şeyle Allah’a yakınlaşmamıştır. /9490

18ـ اَلمُتَعَبِّدُ بِغَيْرِ عِلْمَ كَحِمارِ الطّاحُونَةِ , يَدُورُ وَلا يَبْرَحُ مِنْ مَكانِهِ /2070

18- İlimsiz ibadet eden kimse değirmende dönen eşek gibidir, bulunduğu yerin dışına çıkmaz. /2070

19ـ إنَّ قَوْماً عَبَدُوا اللهَ سُبْحانَهُ رَغْبَةً فَتِلْكَ عِبادَةُ التُّجّارِ , وقَوْماً عَبَدُوهُ رَهْبَةً فتِلْكَ عِبادَةُ العَبيدِ , وَقَوْماً عَبَدُوهُ شُكْراً فَتِلْكَ عِبادَةُ الأحْرارِ /3604.

19- Bazıları Allah’a (cennet ve nimetlerini göz önünde tutarak) ibadet ederler; bu, tüccarların ibadetidir. Bazıları korktuklarından dolayı ibadet ederler; bu, kölelerin ibadetidir. Bazıları ise şükür için ibadet ederler; bu da özgür insanların ibadetidir. /3604

İBADET EHLİ

1ـ رُبَّ مُتَنَسِّكٍ وَ لادينَ لَهُ / 5340.

1- Dini olmayan nice ibadet edenler vardır. /5340

İBRET ALMAK

1ـ اِعْتَبِرْ تَزْدَجِرْ /2237.

1- İbret al ki def edesin. /2237

2ـ اِعْتَبِرْ تَقْتَنِعْ /2252.

2- İbret al ki kanaat edesin. /2252

3ـ اِتَّعِظُوا مِمَّنْ كانَ قَبْلَكُمْ قَبْلَ أنْ يَتَّعِظَ بِكُمْ مَنْ بَعْدَكُمْ /2495.

3- Sizden sonra gelenler sizden ibret almadan önce siz, sizden öncekilerden ibret alın. /2495

4ـ اِتَّعِظُوا بِالعِبَرِ وَاعْتَبِروُا بِالغِيَرِ, وَانْتَفِعُوا بِالنُّذُرِ /2516.

4- Nasihatleri dinleyin, kaderin cilvelerinden ibret alın ve (Allah’tan) korkmakla kazanç elde edin. /2516

5ـ أيْنَ العَمالِقَةُ وَأبْناءُ العَمالِقَةِ؟! /2793.

5- Nerede! Amâlika ve Amâlika’nın çocukları?[64] /2793

6ـ أيْنَ الجَبابِرَةُ, وَأبْناءُ الجَبابِرَةِ؟! /2794.

6- Nerede mütekebbirler ve mütekebbirlerin çocukları? /2794

7ـ أيْنَ أهْلُ مَدائِنِ الرَّسِّ , الَّذينَ قَتَلُوا النَّبِيِّينَ وَأطفَئُوا نُورَ المُرْسَلينَ؟! /2795.

7- Peygamberleri öldürüp (ilahi) elçilerin nurlarını söndüren Ress şehirlerinin ahalisi nerede?[65] /2795

8ـ أيْنَ الَّذينَ عَسْكَرُوا العَساكِرَ وَمَدَنُوا المَدائِنَ؟! /2796.

8- Nerede ordularını yığıp şehir yapanlar? /2796

9ـ أيْنَ الَّذينَ قالُوا مَنْ أشَدُّ مِنّا قُوَّةً وَأعْظَمُ جَمْعاً؟! /2797.

9- “Bizden daha güçlü ve sayıca bizden daha üstün kim!” diye meydan okuyanlar nerede? /2797

10ـ أيْنَ الَّذينَ كانُوا أحْسَنَ آثاراً , وَأعْدَلَ أفْعالاً , وَأكْبَر مُلْكاً؟! /2798.

10- Nerede en güzel eserlerin, en adaletli işlerin ve en büyük mülkün sahipleri? /2798

11ـ أيْنَ الَّذينَ هَزَمُوا الجُيُوشَ , وَسارُوا بِالأُلُوفِ؟! /2799.

11- Nerede orduları yenip binlerce (insanla) seyir edenler? /2799

12ـ أيْنَ الَّذينَ شَيَّدُوا المَمالِكَ , وَمَهَّدُوا المَسالِكَ , وَأغاثُوا المَهْلُوفَ, وَقَرَوُوا الضُّيُوفَ؟! /2800.

12- Nereye gittiler; sağlam memleketler yapıp yolları açanlar, mazlumların dadına yetişip misafirleri ağırlayanlar? /2800

13ـ أيْنَ مَنْ سَعى وَاجْتَهَدَ , وَأعَدَّ , وَاحْتَشَدَ؟! /2801.

13- Nerede çalışıp didinenler, hazırlanan ve toplananlar? /2801

14ـ أيْنَ مَنْ بَنى وَشَيَّدَ , وَفَرَشَ وَمَهَّدَ , وَجَمَعَ وَعَدَّدَ؟! /2802.

14- Nerede bina yapıp sağlamlaştıranlar, serip yayanlar, toplayıp tek tek sayanlar? /2802

15ـ أيْنَ كِسْرى وَقَيْصَرُ وَتُبَّعُ وَحِمْيَرُ؟! /2803.

15- Nerededir Kisra,[66] Kayser,[67] Tubbâ[68] ve Himyer?[69] /2803

16ـ أيْنَ مَنِ ادَّخَرَ وَاعْتَقَدَ , وَجَمَعَ المالَ عَلَى المالِ فَأكْثَرَ؟! /2804.

16- Nerede biriktirip yığanlar, mal üstüne mal yığıp sonra da çoğaltanlar? /2804

17ـ أيْنَ مَنْ حَصَّنَ وَأكَّدَ, وَزَخْرَفَ وَنَجَّدَ؟! /2805.

17- Nerede yapıp sağlamlaştıranlar, süslenip ziynetlenenler? /2805

18ـ أيْنَ مَنْ جَمَعَ فَأكْثَرَ, وَاحْتَقَبَ وَاعْتَقَدَ, وَنَظَرَ بِزَعْمِهِ لِلْوَلدِ؟! /2806.

18- Nerede malı toplayıp da çoğaltan, biriktirip artıran (bunları yaparken) çocuğunun akıbetini düşünen? /2806

19ـ أيْنَ مَنْ كانَ مِنْكُمْ أطْوَلَ أعْماراً وَأعْظَمَ آثاراً؟! /2807.

19- Nerede sizden daha uzun ömürlü ve daha büyük eser sahipleri? /2807

20ـ أيْنَ مَنْ كانَ أعَدَّ عَديداً , وَأَكْنَفَ (أكْثَفَ) جُنُوداً , وَأعْظَمَ آثاراً ؟! /2808.

20- Nerede sayıları (insanları) çoğaltan ve kendisi için büyük ordular kuran ve büyük yapıtlar yapan? /2808

21ـ أيْنَ المُلُوكُ وَالأكاسِرَةُ؟! /2809.

21- Nerede padişahlar ve Kisralar? /2809

22ـ أيْنَ بَنُو الأصْفَرِ وَالفَراعِنَةُ؟! /2810.

22- Nerede Asferoğulları[70] ve Firavunlar? /2810

23ـ أيْنَ الَّذينَ مَلَكُوا مِنَ الدُّنيا أقاصِيَها؟! /2811.

23- Nerede dünyayı ve etrafındakileri sahiplenenler? /2811

24ـ أيْنَ الَّذينَ اسْتَذَلُّوا الأعْداءَ , وَمَلَكُوا نَواصِيَها؟! /2812.

24- Nerede düşmanları zelil edip zülüflerine malik olanlar (onları teslim alanlar)? /2812

25ـ أيْنَ الَّذينَ دانَتْ لَهُمُ الأمَمُ؟! /2813.

25- Karşılarında ümmetlerin eğildiği kimseler nerede şimdi? /2813

26ـ أيْنَ الَّذينَ بَلَغُوا مِنَ الدُّنْيا أقاصِيَ الهِمَمِ؟! /2814.

26- Nereye gittiler dünyada himmetlerinin doruğuna ulaşan kimseler? /2814

27ـ إنَّ لِلْباقِينَ بِالماضينَ مُعْتَبَراً /3425.

27- Doğrusu kalanlar için geçip gidenlerde ibret vardır. /3425

28ـ إنَّ لِلآخِرِ بِالأوَّلِ مُزْدَجَراً /3426.

28- Son gelen ilk gelenden yana durmalıdır. (Ondan ders/ibret almalıdır) /3426

29ـ إنَّ ذَهابَ الذّاهِبينَ لَعِبْرَةٌ لِلْقَوْمِ المُتَخَلِّفينَ /3435.

29- Doğrusu gidenlerin gidişi, kalanlar için bir ibrettir. /3435

30ـ اَلاِعْتِبارُ يُثْمِرُ العِصْمَةَ /879.

30- İbret almak ismet meyvesi verir. /879

31ـ اَلزَّمانُ يُريكَ العِبَرَ /1026.

31- Zaman sana ibretler sunar. /1026

32ـ الاِعْتِبارُ يُفيدُ الرَّشادَ /1037.

32- İbret almak, ilerlemeyi sağlar. /1037

33ـ إذا أحَبَّ اللهُ عَبْداً وَعَظَهُ بِالعِبَرِ /4032.

33- Allah, bir kulu sevdiği zaman ibretlerle ilham eder. /4032

34ـ خُلِّفَ لَكُمْ عِبَرٌ مِنْ آثارِ الماضينَ قَبْلَكُمْ لِتَعْتَبِرُوا بِها /5063.

34- İbret alasınız diye sizden öncekilerin eserleri ibret olarak kalmıştır. /5063

35ـ دَوامُ الاِعْتِبارِ يُؤَدِّي إلَى الاِسْتِبْصارِ, وَيُثْمِرُ الاِزْدِجارَ /5150.

35- Sürekli ibret almak insanı basirete doğru çeker ve (kötülüklerden) alıkoyar. /5150

36ـ ذِمَّتي بِما أقُولُ رَهينَةٌ, وَأنَا بِهِ زَعيمٌ, إنَّ مَنْ صَرَّحَتْ لَهُ العِبَرُ عمّا بَيْنَ يَدَيْهِ مِنَ المَثُلاتِ, حَجَزَهُ التَّقْوى عَنْ تَقَحُّمِ الشُّبَهاتِ /5191.

36- Ağzımdan çıkan sözün sorumlusu ve kefiliyim; gerçekten de gelecekteki kötü akıbetleri ibretler açıklar ve takva da şüpheye düşmesini engeller /5191

37ـ صَدِّقْ بِما سَلَفَ مِنَ الْحَقِّ, وَاعْتَبِرْ بِما مَضى مِنَ الدُّنيا فَإنَّ بَعْضَها يُشْبِهُ بَعْضاً, وَآخِرُها لاحِقٌ بِأوَّلِها /5850.

37- Geçmişteki doğruları tasdik et, dünyadan geçip gidenlerden ibret al; zira onların bazıları birbirlerine benzer; sonuncu, birinciye ulaşır. /5850

38ـ طُولُ الاِعْتِبارِ يَحْدُو عَلَى الاِسْتِظْهارِ /6003.

38- Uzun ibret almak (insanı) temkinli olmaya, sırtını sağlam yere dayamaya zorlar. /6003

39ـ في كُلِّ نَظْرَةٍ عِبْرَةٌ /6459.

39- Her bakışta bir ibret vardır. /6459

40ـ في كُلُّ اعْتِبارٍ اِسْتِبْصارٌ /6461.

40- Her ibret alışta bir basiret vardır. /6461

41ـ في تَعاقُبِ الأيّامِ مُعْتَبَرٌ لِلأنامِ /6519.

41- Günlerin arka arkaya gelmesinde yaratılanlar için ibret vardır. /6519

42ـ فازَ مَنْ كانَتْ شيمَتُهُ الاِعْتِبارَ , وَسَجِيَّتُهُ الاِسْتِظهارَ /6581.

42- Alışkanlığı ibret almak ve huyu sağlam şeye yaslanmak olan kurtuluşa erer. /6581

43ـ قَدِ اعْتَبَرَ مَنِ ارْتَدَعَ /6664.

43- Duran ve çekinen (dünyaya göz dikmeyen, günahlardan çekinen) kimse gerçekten de ibret almıştır. /6664

44ـ قَد اعْبَرَ بِالباقي مَنِ اعْتَبرَ بِالماضي /6673.

44- Geçmişten ibret alan, gelecekten de ibret alır. /6673

45ـ كُلُّ يَوْمٍ يُفيدُكَ عِبَراً إنْ أصْحَبْتَهُ فِكْراً /6900.

45- Üzerinde düşündüğün her gün sana ibret olur. /6900

46ـ كَفى مُعْتَبَراً لأُولِي النُّهى ما عَرَفُوا /7060.

46- Bildikleri şeyler akıl sahiplerinin ibret alması için yeterlidir. /7060

47ـ لَقَدْ جاهَرَتْكُم العِبَرُ , وَزَجَرَكُمْ (وَزُجِرتُمْ بِما) ما فيهِ مُزْدَجَرٌ , وَما بَلَّغَ (يُبَلِّغُ) عَنِ اللهِ بَعْدَ رَسُولِ اللهِ (رُسُلِ السَّماءِ إلاّ البَشَرُ) مِثْلُ النُّذُرِ /7351.

47- Sizler için doğruyu söylüyorum: Gerçekten de ibret alınacak şeyler sizin için aşikâr oldu. Nehy olunduğunuz şeyden men edildiniz. Allah tarafından Allah’ın elçisinden sonra (Cebrail gibi) korkutucular (Peygamber ve halifeleri kanunları) ulaştırmadı (veya Allah tarafından semavi elçilerden sonra beşer (Peygamberler, imamlardan başkası tebliğ etmemiştir). Buna göre hiçbir mazeret yeri yoktur, Allah tarafından meleklerin gelip sizleri hidayet etmesini beklemeyin. /7589

48ـ لَوِْ اعْتَبَرْتَ بِما أضَعْتَ مِنْ ماضي عُمْرِكَ لَحَفِظْتَ ما بَقِيَ /7589.

48- Eğer ömrünün geçen kısmından ibret alsaydın gerçekten de kalan ömrünü iyi korurdun. /7589

49ـ مَنِ اعْتَبَر حَذِرَ /7691.

49- İbret alan (zulüm ve ibret vesilesi olmaktan) uzak olur. /7691

50ـ مَنْ كَثُرَ اِعْتِبارُهُ قَلَّ عِثارُهُ /8056.

50- Çok ibret alanın hataları az olur. /8056

51ـ مَنِ اعْتَبَرَ بِتَصاريفِ الزَّمانِ حَذِرَ غَيْرَهُ /8120.

51- Zamanın değişen olaylarından ibret alan başkasına (zulüm) etmekten uzak durur. /8120

52ـ مَنْ لَمْ يَعْتَبِرْ بِغَيْرِهِ لَمْ يَسْتَظْهِرْ لِنَفْسِهِ /8276.

52- Başkasından ibret almayan kimse, nefsini güçlendirmemiştir. /8276

53ـ مَنِ اتَّعَظَ بِالعِبَرِ اِرْتَدَعَ /8306.

53- İbretlerden ders alan kimse durur. (Zulüm ve günahtan kaçınır) /8306

54ـ مَنْ لَمْ يَعْتَبِرْ بِتَصارِيفِ الأيّام لَمْ يَنْزَجِرْ بِالمَلامِ /8661.

54- Günün değişen olaylarından ibret almayan kimse kınamalarla durmaz. /8661

55ـ مَنِ اعْتَبَر بِالغِيَرِ لَمْ يَثِقْ بِمُسالَمَةِ الزَّمَنِ /8686.

55- Günün olaylarından ibret alan, zamanın sulhuna (dostluğuna) güvenmez. /8686

56ـ مَنْ عَرَفَ العِبْرَةَ فَكَأنَّما عاشَ فِي الأوَّلينَ /8850.

56- İbret almasını bilen geçmiş ümmetlerle beraber yaşamış gibidir. /8850

57ـ مَنْ لَمْ يَعْتَبِرْ بِغَيرِ الدُّنيا وَصُرُوفِها لَمْ تَنْجَعْ فيهِ المَواعِظُ /9011.

57- Dünya olaylarından ibret almayan kimseye öğüt ve nasihat fayda vermez. /9001

58ـ مَنِ اعْتَبَر الأُمُورَ وَقَفَ عَلى مَصادِقِها /9242.

58- Kim işlerinde düşünürse doğru yönlerini bulur. /9242

59ـ مَنِ اعْتَبَر بِغَيرِ الدُّنيا قَلَّتْ مِنْهُ الأطْماعُ /9244.

59- Dünya olaylarından ibret alanın hırsı azalır. /9244

60ـ ما أكْثَرَ العِبرَ وَأقَلَّ الاِعْتِبارَ /9542.

60- İbret alınacak şeyler ne de çoktur ama ibret alanlar azdır. /9542

61ـ لا اِعْتِبارَ لِمَنْ لا اِزدِجارَ لَهُ /10776.

61- Durup düşünmeyen ibret almaz. /10776

62ـ اَلاِعْتِبارُ يَقُودُ إلَى الرُّشْدِ /1121.

62- İbret almak (insanı) ileriye götürür. /1121

İFFET / NAMUS

1ـ اَلعِفافُ يَصُونُ النًّفْسَ, وَيُنَزِّهُها عَنِ الدَّنايا /1989.

1- İffet nefsi korur ve alçaklıktan temizler. /1989

2ـ اَلعِفَّةَ تُضَعِّفُ الشَّهْوَةَ /2148.

2- İffet şehveti zayıflatır. /2148

3ـ اَلعِفافُ زَهادَةٌ /35.

3- İffetli olmak, zahitliktir. /35

4ـ اَلعِفَّةُ أفْضَلُ (أصْلُ) الفُتُوَّةِ /529.

4- İffet en üstün mertliktir. /529

5ـ اَلعِفافُ أفْضَلُ شيمَةٍ /569.

5- İffetlilik en üstün huydur. /567

6ـ اَلعِفَّةُ شيمَةُ الأكْياسِ /729.

6- İffet zeki insanların tavrıdır. /729

7ـ اَلعِفَّةُ رَأْسُ كُلِّ خَيْرٍ /1168.

7- İffet bütün hayırların başıdır. /1168

8ـ اَلكَفُّ عَمّا في أيْدِي النّاسِ عِفَّةٌ , وَكِبَرُ هِمَّةٍ /1387.

8- Halkın elinde olana tamah etmemek iffet ve himmetin büyüklüğüdür. /1387

9ـ (أهْلُ) اَلعَفافُ أشْرَفُ الأشْرافِ /1511.

9- İffet ehli, şerefli insanların en asilidir. /1511

10ـ بِالعَفافِ تَزْكُوا الأعْمالُ /4238.

10- İffet ile ameller temizlenir. /4238

11ـ تاجُ الرَّجُلِ عَفافُهُ وَزَيْنُهُ إنْصافُهُ /4495.

11- Erkeğin tacı iffeti, ziyneti ise insafıdır. /4495

12ـ ثَمَرَةُ العِفَّةِ الصِّيانَةُ /4593.

12- İffetin meyvesi kaçınmaktır. /5493

13ـ ثَمَرَةُ العِفَّةِ القَناعَةُ /4637.

13- İffetin meyvesi kanaattir. /5637

14ـ حُسْنُ العَفافِ مِنْ شِيَمِ الأشْرافِ /4845.

14- Güzel iffet yüce insanların sıfatıdır. /4845

15ـ سَبَبُ القَناعَةِ العَفافُ /5531.

15- Kanaat haramlardan sakınmaya neden olur. /5531

16ـ عَلَيْكَ بِالعِفَّةِ فَإنَّهاِ نِعْمَ القَرينُ /6099.

16- İffetli ol, çünkü o iyi dosttur. /6099

17ـ عَلَيْكَ بِالعَفافِ وَ القُنُوعِ , فَمَنْ أخَذَ بِهِ خَفًّتْ عَلَيْهِ المُؤَنُ /6118.

17- İffetli ve kanaatli ol, böyle olana yaşamın masrafı hafif gelir. /6117

18ـ عَلَيْكَ بِالعَفافِ فَإنَّهُ أفْضَلُ شِيَمِ الأشْرافِ /6122.

18- İffetli ol; zira o, üstün insanların sıfatıdır. /6122

19ـ عَلَيْكُمْ بِلُزُومِ العِفَّةِ, وَ الأمانَةِ, فَإنَّهُما أشْرَفُ ما أسْرَرْتُمْ وَ أحْسَنُ ما أعْلَنْتُمْ, وَ أفْضَلُ مَا ادَّخَرْتُمْ /6156.

19- İffetten ve emaneti korumaktan ayrılmayın; zira onlar, gizlediğinizin en üstünü, açığa vurduğunuzun en güzeli, biriktirdiklerinizin en yücesidir. /6156

20ـ عَلى قَدْرِ الْحَياءِ تَكُونُ العِفَّةُ /6181.

20- İffet haya miktarıncadır. /6181

21ـ عَجِبْتُ لِمَنْ عَرَفَ سُوءَ عَواقِبِ اللَّذّاتِ كَيْفَ لا يَعِفُّ؟! /6257.

21- Lezzetlerin kötü akıbetini bildiği halde sakınmayana şaşarım! /6257

22ـ كَما تَشْتَهي عِفَّ /7213.

22- İştahın olan şeyde iffetli ol. /7213

23ـ لَمْ يَتَحَلَّ بِالعِفَّةِ مَنِ اشْتَهى ما لا يَجِدُ /7552.

23- Ulaşamayacağı şeyi isteyen iffetle süslenmemiştir. /7552

24ـ مَنْ أُتْحِفَ العِفَّةَ وَ القَنَاعَةَ, حالَفَهُ العِزُّ /9185.

24- İffet ve kanaat bağışlanan kimse, izzet ile ahitleşir. /9185

25ـ لافاقَةَ مَعَ عَفافٍ /10539.

25- İffeti olan çaresiz kalmaz. /10539

26ـ مَنْ عَفَّ خَفَّ وِزْرُهُ, وَ عَظُمَ عِنْدَ اللهِ قَدْرُهُ /8597.

26- Kim (günahtan) uzak durursa yükü hafifler ve Allah katında değeri artar. /8597

27ـ مَنْ عَفَّتْ أطْرافُهُ حَسُنَتْ أوْصافُهُ /9050.

27- Etrafı iffetli olanın ahlakı güzelleşir. /9050

28ـ أعَفُّكُمْ أحْياكُمْ /2837.

28- En iffetliniz en hayâlı olanınızdır. /2837

29ـ إنَّ اللهَ سُبْحانَهُ يُحِبُّ المُتَعَفِّفَ الحَيِيَّ التَّقِيَّ, الرَّاضِيَ /3438.

29- Şüphesiz Allah iffetli, hayâlı, takvalı ve razı olanı sever. /3438

İFTİRA

1ـ هَلَكَ مَنِ ادَّعى وَ خابَ مَنِ افْتَرى / 010025

1- (Hakkı olmadığı şeyi) iddia eden helak oldu ve iftira edense hüsrana uğradı. /10025

2ـ مَنْ عَرَّضَ نَفْسَهُ لِلتُّهْمَةِ فَلا يَلُومَنَّ مَنْ أساءَ الظَّنَّ بِهِ / 8889.

2- Kendini iftira konumuna sokan, kendine karşı kötü zanda bulunanı kınamamalıdır. /8889

3ـ لا قِحَةَ كَالبَهْتِ/ 10455.

3- İftira gibi utanmazlık yoktur. /10455

İHLAS

1ـ اَلإخْلاصُ خَطَرٌ عَظيمٌ حتّى يُنْظَرَ بِما يُخْتَمُ لَهُ/ 1560.

1- Sonu ne olacağı belli olmayan ihlas büyük tehlikededir. /1560

2ـ أخْلِصْ تَنَلْ/ 2248.

2- (Amelini) halis kıl ki (kemale) eresin. /2248

3ـ أخْلِصْ لِلّهِ عَمَلَكَ، وَعِلْمَكَ، وَحُبَّكَ، وَبُغْضَكَ، وَأخْذَكَ، وَتَرْكَكَ، وَكَلامَكَ، وَصَمْتَكَ/ 2400.

3- Amelini, ilmini, sevgini, kinini, almasını, bırakmasını, sözünü ve suskunluğunu Allah için halis kıl. /2400

4ـ اِلْزَمِ الإخْلاصَ في السِّرِّ والعَلانِيَةِ، وَالخَشيَةَ فِي الغَيْبِ وَالشَهادَةِ، وَالقَصْدَ فِي الفَقْرِ والغِنى، وَالعَدْلَ فِي الرِّضا وَالسَّخَطِ/ 2460.

4- Açıkta ve saklıda ihlastan, gıyapta ve huzurda (Allah'a karşı) korkmaktan, fakirlikte ve zenginlikte iktisatlı olmaktan, rızada ve gazapta adaletten ayrılma. /2460

5ـ أخْلِصُوا إذا عَمِلْتُمْ/ 2480.

5- Amel ettiğiniz zaman onu (Allah için) halis kılın. /2480

6ـ اَلإخْلاصُ غايَةٌ/ 74.

6- İhlas hedeftir. /74

7ـ اَلإخْلاصُ فَوزٌ/ 209.

7- İhlas kurtuluştur. /209

8ـ الإخْلاصُ خَيْرُ العَمَلِ/ 305.

8- İhlas en hayırlı ameldir. /305

9ـ الإخْلاصُ ثَمَرَةُ العِبادَةِ/ 390.

9- İhlas ibadetin meyvesidir. /390

10ـ الإخْلاصُ شيمَةُ أفاضِلِ النَّاسِ/ 597.

10- İhlas, en faziletli insanların huyudur. /597

11ـ الإخْلاصُ أعْلى فَوزٍ/ 621.

11- İhlas en yüce saadettir. /621

GERİ İNDEKS İLERİ