GERİ | İNDEKS | İLERİ |
7- Sabırla yardım arayan, yardımı kaybetmemiştir. /7538
1ـ وقيلَ لهُ (ع) كَيْفَ تَجِدُكَ يا أميرَ المؤمِنينَ؟ فَقالَ: كَيْفَ يَكونُ (حالُ) مَنْ يَفْنى بِبَقائِهِ، وَيَسْقَمُ بِصِحَّتِهِ ويُؤْتى مِنْ مَأمَنِهِ؟/ 7010.
1- (Birisi İmam (a.s)’a kendini nasıl buluyorsun diye sorduğunda şöyle buyurdu:) Varlığı ile fani olan, sıhhati ile hasta olup emniyetli yerinden gitmeye hazırlananın hali nasıl olacak? /7010
1ـ اَلنّاسُ كَصُوَرٍ فِي الصَّحِيفَةِ (صَحيفَةٍ) كُلَّما طُوِيَ بَعْضُها نُشِرَ بَعْضُها/ 1882.
1- İnsanlar bir kâğıda sarılmış suretler gibidir; bir kısmını sardığında diğer kısmı dışarı taşar. /1882
2ـ اَلنّاسُ أبْناءُ الدُّنيا وَ الوَلَدُ مَطْبُوعٌ عَلي حُبِّ أمِّهِ / 1850.
2- İnsanlar dünyanın çocuklarıdır. Çocuk ise, ana sevgisi üzerine yaratılmıştır. /1850
3ـ اَلنّاسُ طالِبانِ: طالِبٌ وَ مَطْلُوبٌ، فَمَنْ طَلَبَ الدُّنيا طَلَبَةُ الْمَوْتُ حَتّي يُخْرِجَهُ عَنْها، وَ مَنْ طَلَبَ الآخِرَةَ طَلَبَتْهُ الدُّنيا حَتّي يَسْتَوْفِيَ رِزْقَهُ مِنْها / 2082.
3- İnsanlar isteyen ve istenen olmak üzere iki gruba ayrılırlar: Kim dünyayı isterse ölüm onu ister ve dünyadan çıkarır ve kim ahireti isterse dünya onu ister ve rızkını da ondan (dünyadan) alır. /2082
4ـ اَلنّاسُ ثَلاثَةٌ: فَعالِمٌ رَبّانيٌّ، وَ مُتَعَلِّمٌ عَلي سَبِيلِ نَجاةٍ، وَ هِمَجٌ رِعاعٌ أتْباعُ كُلِّ ناعِقٍ، لَمْ يَسْتَضِيْئُوا بِنُورِ العِلْمِ، وَ لَمْ يَلْجَئُوا إلي رُكْنٍ وَثيقٍ/ 2087.
4- İnsanlar üç kısımdır: Rabbanî alim, kurtuluş yolunu öğrenenler ve aklı az olup ilmin nurundan aydınlanmamış ve herkesin peşinden giden aylak, seviyesiz kimseler. Bu son kısımda olanlar sağlam bir temele dayanmamışlardır. /2087
5ـ اَلنّاسُ كَالشَّجَرِ شَرابُهُ واحِدُ، وَ ثَمَرُهُ مُخْتَلِفٌ / 2097.
5- İnsanlar ağaçlar gibidir; suları aynı ama, meyveleri farklıdır. /2097
6ـ اَلنّاسُ مَنْقُوصُونَ مَدْخُولُونَ إلاّ مَنْ عَصَمَ اللهُ سُبْحانَهُ، سائِلُهُمْ مُتَعَنِّتٌ، وَ مُجيبُهُمْ مُتَكَلِّفٌ، يَكادُ أفْضَلُهُمْ رَأْياً أنْ يَرُدَّهُ عَنْ فَضْلِ رَأيِهِ الرِّضي وَالسَّخَطُ، وَ يَكادُ أصْلَبُهُمْ عُوداً تَنْكأُهُ اللَّحظَةُ وَ تَسْتَحِيلُهُ الكَلِمَةُ الْواحِدَةُ / 2139.
6- Allah'ın koruduklarının dışında, insanların aklı azalmış ve hastalık girmiştir akıllarına. Soru soranları kınayıcıdır; cevap verenleri ise zorlayandır. Başkalarına karşı olan rıza ve gazapları, üstün görüşü olanı, bu görüşünden nerdeyse çevirecektir, zor işlerde ve direnişlerde sağlam vücudu olanı neredeyse bir bakışla hedefinden döndürecektir ve bir kelime ile onu yerinden oynatacaktır. /2139
7ـ اَلنّاسُ فِي الدُّنيا عاملانِ: عاملٌ فِي الدُّنيا لِلدُّنيا، قَدْ شَغَلَتْهُ دُنْياهُ عَنْ آخِرَتِهِ، يَخْشي عَلي مَنْ يُخَلِّفُ الْفَقْرَ، وَ يَأمَنُهُ عَلي نَفْسِهِ، فَيُفْنِي عُمْرَهُ في مَنْفَعَةِ غَيْرِهِ وَ عامِلٌ فِي الدُّنيا لِما بَعْدَها، فَجائَهُ الَّذي لَهُ بِغَيْرِ عَمَلٍ، فَأحْرَزَ الْحَظَّيْنِ مَعاً، وَ مَلَكَ الدّارَيْنِ جَميعاً / 2139.
7- İnsanlar çalışma bakımından iki kısma ayrılırlar: 1- Dünyada dünya için çalışan; gerçekte dünya onu ahiretinden alıkoymuştur. Geriye bıraktığı kimsenin fakirliği için korkuyor ama kendisinden emindir. Ömrünü başkalarının menfaati için harcar. 2- Dünyada dünyasından sonrası için çalışan; onun için olan, amelsiz olarak ona gelir. Dünya ve ahiret kârını beraber toplar, dünya ve ahiret evinin ikisine birden sahip olur. /2139
8ـ اَلنّاسُ مِنْ خَوْفِ الذُّلِّ مُتَعَجِّلُوا الذُّلِّ / 2172.
8- İnsanlar zilletin korkusundan dolayı zillete koşarlar. /2172
9ـ أفْضَلُ النّاسِ أنْفَعُهُمْ لِلنّاسِ / 2989.
9- İnsanların en üstünü, halka en çok faydalı olandır. /2989
10ـ أسْعَدُ النّاسِ اَلعاقِلُ الْمُؤمِنُ / 2990.
10- En mesut insan, akıllı mümindir. /2990
11ـ أفْضَلُ النّاسِ اَلسَّخِيُّ الْمُوقِنُ / 2991.
11- En üstün insan, şüphesi olmayanın cömertliğidir. /2991
12ـ أحْسَنُ النّاسِ ذِماماً أحْسَنُهُمْ إسْلاماً / 3033.
12- Hak ve saygı bakımından en iyi insan, İslamî yönden en iyi olandır. /3033
13ـ أجَلُّ النّاسِ مَنْ وَضَعَ نَفْسَهُ / 3036.
13- İnsanların en yücesi, nefsini alçaltandır. /3036
14ـ أقْوَي النّاسِ مَنْ قَوِيَ عَلي نَفْسِهِ / 3037.
14- Nefsine hakim olan, en güçlü insandır. /3037
15ـ أقْوَي النّاسِ مَنْ غَلَبَ هَواهُ / 3074.
15- İsteğine galip gelen, en güçlü insandır. /3074
16ـ أكْيَسُ النّاسِ مِنْ رَفَضَ دُنْياهُ / 3075.
16- En zeki insan, dünyasından yüz çevirendir. /3075
17ـ أرْبَحُ النّاسِ مَنِ اشْتَري بِالدُّنيا اَلآخِرَةَ / 3076.
17- En kazançlı insan, dünyayla ahireti satın alandır. /3076
18ـ أخْسَرُ النّاسِ مَنْ رَضِيَ الدُّنْيا عِوَضاً عَنِ الآخِرَةِ / 3077.
18- En büyük zarara uğrayan, ahiret yerine dünyaya razı olandır. /3077
19ـ أفْضَلُ النّاسِ مَنْ شَغَلَتْهُ مَعايِبُهُ عَنْ عُيُوبِ النّاسِ / 3090.
19- En üstün insan, kendi kusurlarıyla meşgul olup, halkın kusurlarıyla uğraşmayandır. /3090
20ـ أعْظَمُ النّاسِ سَعادَةً أكْثَرُهُمْ زَهادَةً / 3100.
20- Saadet bakımından en yüce insan, en zahit olandır. /3100
21ـ أفْضَلُ النّاسِ مَنْ تَنَزَّهَتْ نَفْسُهُ وَ زَهَدَ عَنْ غُنْيَةٍ / 3103.
21- İnsanların en üstünü, nefsi (kötülüklerden) temizlenen ve imkanı olduğu halde dünyaya düşkün olmayandır. /3103
22ـ أغْبَطُ النّاسِ الْمُسارِعُ إلَي الْخَيْراتِ / 3122.
22- Halkın arasında en çok gıpta edilen, hayırlı işlerde çabuk davranandır. /3122
23ـ أحَقُّ النّاسِ بِالرَّحْمَةِ عالِمٌ يَجْرِي عَلَيْهِ حُكْمُ جاهِلٍ، وَ كَريمٌ يَسْتَوْلِي عَلَيْهِ لَئِيمٌ، وَ بَرٌّ تَسَلَّطَ عَلَيْهِ فاجِرٌ / 3159.
23- Rahmete en layık olan, cahil hükmü altında olan alim, kötünün kendisine lider olduğu saygın insan ve fesatçının musallat olduğu iyi insandır. /3159
24ـأفْضَلُ النّاسِ فِي الدُّنيا اَلأسْخِياءُ، وَ فِي الآخِرَةِ اَلأتْقِياءُ / 3210.
24- Cömert olan dünyada, takvalı olan ise ahirette insanların en üstünüdür. /3210
25ـ أسْوَءُ النّاسِ حالاً مَنِ انْقَطَعَتْ مادَّتُهُ وَ بَقِيَتْ عادَتُهُ / 3211.
25- Durumu en kötü olan insan, geliri kesilen ve adet ettiği harcamaları aynı kalan insandır. /3211
26ـ أتْعَبُ النّاسِ قَلْباً مَنْ عَلَتْ هِمَّتُهُ وَ كَثُرَتْ مُرُوئَتُهُ وَقَلَّتْ مَقْدُرَتُهُ / 3212.
26- İnsanlardan kalbi en yorgun olan; azmi yüksek, cömertliği çok ve gücü az olandır. /3212
27ـ أضْيَقُ النّاسِ حالاً مَن كَثُرَتْ شَهْوَتُهُ وَ كَبُرَتْ هِمَّتُهُ وَ زادَتْ مَؤُنَتُهُ وَقَلَّتْ مَعُونَتُهُ / 3235.
27- İstekleri çok, azmi yüksek, masrafı fazla ve yardım edeni az olan insan durumu en sıkışık olan insandır. /3235
28ـ أفْضَلُ النّاسِ مَنْ عَصي هَواهُ وَ أفْضَلُ مِنْهُ مَنْ رَفَضَ دُنْياهُ / 3236.
28- İnsanların en üstünü, heva ve heveslerine isyan eden, ondan daha üstün olanı ise dünyasından yüz çevirendir. /3236
29ـ أشْقَي النّاسِ مَنْ غَلَبَهُ هَواهُ فَمَلَكَتْهُ دُنْياهُ وَ أفْسَدَ أُخْراهُ / 3237.
29- İnsanların en bedbahtı, heva ve hevesinin kendisine galip geldiği kimsedir. Böylece dünya ona sahip olur ve ahiretini mahveder. /3237
30ـ إنَّما النّاسُ عالِمٌ وَ مُتَعَلِّمٌ وَ ما سِواهُما فَهَمَجٌ / 3905.
30- İnsanlar ya bilendir ya da öğrenen; bu ikisinin dışında olanlar ise ayaktakımıdır. /3905
31ـ إنَّما سَراةُ النّاسِ أُولُوا الأحْلامِ الرَّغِيبَةِ وَ الهِمَمِ الشَّريفَةِ وَ ذَوُو النُّبْلِ / 3914.
31- Halkın öncüleri; akılları kâmil, himmetleri yüksek ve soylu insanlardır. /3914
32ـ لِيَكُنْ أحْظَي النّاسِ مِنْكَ أحْوَطُهُمْ عَلَي الضُّعَفاءِ، وَ أعْمَلُهُمْ بِالْحَقِّ / 7383.
32- Zayıflara karşı en ihtiyatlı olan ve hakka en çok amel eden kimse, senden en çok faydalanan kimse olmalıdır. /7383
33ـ خَيْرُ النّاسِ مَنْ إنْ أُغْضِبَ حَلُمَ وَ إنْ ظُلِمَ غَفَرَ وَ إنْ أُسِيءَ إلَيْهِ أحْسَنَ / 5000.
33- İnsanların en iyisi; kendisine gazaplanıldığında sabırlı, zulmedildiğinde affedici ve kötülük yapıldığında iyilik edendir. /5000
34ـ خَيْرُ النّاسِ مَنْ نَفَعَ النَّاسِ / 5001.
34- İnsanların en iyisi, onlara en faydalı olandır. /5001
35ـ خَيْرُ النّاسِ مَنْ تَحَمَّلَ مَؤُنَةَ النّاسِ / 5002.
35- İnsanların en iyisi, halkın geçimini üstlenendir. /5002
36ـ خَيْرُ النّاسِ أوْرَعُهُمْ وَشّرُّهُمْ أفْجَرُهُمْ / 5015.
36- İnsanların en iyisi, nefsini en çok koruyan; en kötüsü ise, en çok günah işleyendir. /5015
37ـ خَيْرُ النّاسِ مَنْ إذا أُعْطِيَ شَكَرَ وَ إذَا ابْتُلِيَ صَبَرَ وَ إذا ظُلِمَ غَفَرَ / 5020.
37- İnsanların en iyisi; nimet verildiğinde şükreden, bela geldiğinde sabreden ve haksızlık edildiğinde affedendir. /5020
38ـ خَيْرُ النّاسِ مَنْ أخْرَجَ الحِرْصَ مِنْ قَلْبِهِ، وَ عَصي هَواهُ في طاعَةِ رَبِّهِ / 5025.
38- İnsanların en iyisi; tamahı kalbinden çıkaran, Rabb'ine itaat etmekte heva ve hevesine isyan edendir. /5025
39ـ خَيْرُ النّاسِ مَنْ طَهَّرَ مِنَ الشَّهَواتِ نَفْسَهُ وَ قَمَعَ غَضَبَهُ وَ أرْضي رَبَّهُ / 5026.
39- İnsanların en iyisi; kendini nefsanî isteklerden temizleyen gazâbını bastıran ve Rabb'ini razı edendir. /5026
40ـ خَيْرُ النّاسِ مَنْ كانَ في يُسْرِهِ سَخِيّاً شَكُوراً / 5027.
40- İnsanların en iyisi, bolluk içerisindeyken şükredip (yoksullara) bağışlayandır. /5027
41ـ خَيْرُ النّاسِ مَنْ كانَ في عُسْرِهِ مُؤْثِراً صَبُوراً / 5028.
41- İnsanların en iyisi, sıkıntı içerisindeyken fedakar ve sabırlı olandır. /5028
42ـ خَيْرُ النّاسِ مَنْ زَهَدَتْ نَفْسُهُ، وَ قَلَّتْ رَغْبَتُهُ، وماتَتْ شَهْوَتُهُ وَ خَلَصَ إيمانُهُ وَصَدَقَ إيقانُهُ / 5031.
42- İnsanların en iyisi; nefsini dünya bağlarından kurtaran, arzusu az olan, nefsanî isteklerini öldüren, imanını ihlaslı eden ve yakini doğru olandır. /5031
43ـ خَوْضُ النّاسِ فِي الشَّيْءِ مُقَدَّمَةُ الْكائِنِ / 5067.
43- İnsanlar bir şeye daldıklarında bu, o şeyin başlangıcıdır. /5067
44ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ يَغُشُّ النّاسَ / 5677.
44- İnsanların en kötüsü, onları aldatandır. /5677
45ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ يَظْلِمُ النّاسَ / 5676.
45- İnsanların en kötüsü onlara zulmedendir. /5676
46ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ لا يَقْبَلُ العُذْرَ وَ لا يُقْيلُ الذَّنْبَ / 5685.
46- İnsanların en kötüsü, özürleri kabul etmeyen ve hataları affetmeyendir. /5685
47ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ يَري أنَّهُ خَيْرُهُمْ / 5701.
47- İnsanların en kötüsü, kendisini halkın en iyisi görendir. /5701
48ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ لا يُبالي أنْ يَراهُ النّاسُ مَسِيئاً / 5702.
48- İnsanların en kötüsü, halkın kendisini kötü görmesini önemsemeyendir. /5702
49ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ لا يَشْكُرُ النِّعْمَةَ وَلا يَرْعَي الحُرْمَةَ / 5705.
49- İnsanların en kötüsü, nimete şükretmeyen ve harama dikkat etmeyendir. /5705
50ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ سَعي بِالإْخوانِ وَ نَسِيَ الإحْسانَ / 5713.
50- İnsanların en kötüsü, (din) kardeşleri arasında söz dolaştıran ve yapılan iyiliği unutandır. /5713
51ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ لا يُرْجي خَيْرُهُ وَلا يُؤْمَنُ شَرُّهُ / 5732.
51- İnsanların en kötüsü; kendisinden hayır gelmeyen, kötülüğünden ise, güvende olunmayan kimsedir. /5732
52ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ لا يَعْتَقِدُ الأمانَةَ وَلا يَجْتَنِبُ الخِيانَةَ / 5734.
52- İnsanların en kötüsü, emanete riayet etmeyen ve ihanetten uzak durmayan kimsedir. /5734
53ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ لا يَعْفُو عَنِ الزَّلَّةِ وَلا يَسْتُرُ العَوْرَةَ / 5735.
53- İnsanların en kötüsü, hatayı affetmeyip ayıbı da örtmeyendir. /5735
54ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ يُعِينُ عَلَي الْمَظْلُومِ / 5736.
54- İnsanların en kötüsü, mazlumun aleyhine yardım edendir. /5736
55ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ ادَّرَعَ اللُّؤْمَ وَ نَصَرَ الظَّلُومَ / 5737.
55- İnsanların en kötüsü, alçaklık zırhını giyip zalime yardımcı olandır. /5737
56ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ كانَ مُتَتَبِّعاً لِعُيُوبِ النّاسِ عَمِيّاً لِمَعائِبِهِ (عَنْ مَعائِبِهِ)/ 5739.
56- İnsanların en kötüsü, halkın kusurlarını araştırıp kendi kusurlarını görmezlikten gelendir. /5739
57ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ يَخْشَي النّاسَ في رَبِّهِ وَ لا يَخْشي رَبَّهُ فِي النّاسِ / 5740.
57- İnsanların en kötüsü; Rabb'i konusunda halktan korkup, halk konusunda Rabb'inden korkmayandır. /5740
58ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ يَبْتَغِي الْغَوائِلَ لِلنّاسِ / 5741.
58- İnsanların en kötüsü, halkın kötülüğünü isteyendir. /5741
59ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ لا يَثِقُ بِأحَدٍ لِسُوءِ ظَنِّهِ وَ لا يَثِقُ بِهِ أحَدٌ لِسُوءِ فِعْلِهِ / 5748.
59- İnsanların en kötüsü, kendi suizannından dolayı kimseye güvenmeyen ve yaptığı kötülüklerden dolayı kimsenin ona güvenmediği kimsedir. /5748
60ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ يَتَّقيهِ النّاسُ مَخافَةَ شَرِّهِ / 5749.
60- İnsanların en kötüsü, kötülük yapabileceği korkusuyla halkın kendisinden çekindiği kimsedir. /5749
61ـ شَرُّ النّاسِ مَنْ كافي عَلَي الْجَمِيلِ بالقَبِيحِ وَ خَيْرُ النّاسِ مَنْ كافي عَلَي القَبِيحِ بِالْجَمِيلِ / 5750.
61- İnsanların en kötüsü, iyiliğe kötülükle karşılık veren, onların en iyisi ise, kötülüğe iyilikle karşılık verendir. /5750
62ـ شَرُّ النّاسِ اَلطَّويلُ الأمَلِ، اَلسَّيِّيءُ العَمَلِ / 5751.
62- İnsanların en kötüsü; arzusu uzun, ameli kötü olandır. /5751
63ـ مَنْ عَرَفَ النّاسَ تَفَرَّدَ / 7832.
63- İnsanları tanıyan, yalnızlığı seçer. /7832
64ـ مَنْ طَلَبَ لِلنّاسِ الغَوائِلَ لَمْ يَأْمَنِ البَلاءَ / 8053.
64- Halkın musibetini isteyen, beladan korunamaz. /8053
65ـ مَنْ عَرَفَ النّاسَ لَمْ يَعْتَمِدْ عَلَيْهِمْ / 8232.
65- İnsanları tanıyan, onlara güvenmez. /8232
66ـ مَنْ جَهِلَ النّاسَ اِسْتَنامَ (اِسْتأْمَنَ) إلَيْهِمْ / 8233.
66- İnsanları tanımayan, onlara güvenir. /8233
67ـ مَنْ عامَلَ النّاسَ بِالْجَمِيل كافَؤُوهُ بِهِ / 8716.
67- Kim halka iyi davranırsa halk da ona iyilikle karşılık verir. /8716
68ـ أفْضَلُ النّاسِ أعْمَلُهُمْ بِالرِّفْقِ وَ أكْيَسُهُمْ أصْبَرُهُمْ عَلَي الْحَقِّ / 3326.
68- İnsanların en üstünü, halka en yumuşak şekilde ve sevgiyle davranan; en akıllısı ise, hak için en çok sabredendir. /3326
69ـ أرْجَي النّاسِ صَلاحاً مَنْ إذا وَقَفَ عَلي مَساوِيهِ سارَعَ إلَي التَّحَوُّلِ عَنْها/ 3344.
69- İyi olma yönünden en ümitli insan, kötülüklerini gördüğünde hızla onlardan dönendir. /3344
70ـ أشْفَقُ النّاسِ عَلَيْكَ أعْوَنُهُمْ لَكَ عَلي صَلاحِ نَفْسِكَ وَأنْصَحُهُمْ لَكَ في دِينِكَ / 3373.
70- Sana karşı insanların en şefkatlisi, nefsini ıslahta sana en çok yardımcı olan ve dinin konusunda sana en çok nasihat edendir. /3373
71ـ إنَّ أفْضَلَ النّاسِ عِنْدَاللهِ مَنْ أحْيا عَقْلَهُ، وَ أماتَ شَهْوَتَهُ وَ أتْعَبَ نَفْسَهُ لِصَلاحِ آخِرَتِهِ / 3579.
71- Allah katında insanların en üstünü; aklını canlandıran, nefsanî isteklerini öldüren ve nefsini ahireti için zahmete düşürendir. /3579
72ـ اَلنّاسُ رجُلانِ طالبٌ لايَجِدُ وَ واجِدٌ لا يَكْتَفِي / 1531.
72- İnsanlar iki gruptur: İsteyip de bulamayan, bulup da yetinmeyen. /1531
73ـ اَلنّاسُ رَجُلانِ جَوادٌ لايَجِدُ، وَ واجِدٌ لايُسْعِفُ / 1532.
73- İnsanlar iki türlüdür: Cömert olup da bulamayan, bulup da halkın ihtiyacını gidermeyen. /1532
74ـ إنَّما النّاسِ رَجُلانِ مُتَّبِعُ شِرْعَةٍ وَ مُبْتَدِعُ بِدْعَةٍ / 3861.
74- İnsanlar iki gruptur. Bir grup doğru yolu izler, diğeri ise bidat çıkarır. /3860
75ـ يَنْبَغِي لِمَنْ عَرَفَ النّاسَ أنْ يَزْهَدَ فِيما في أيْدِيهمْ / 10939.
75- İnsanları tanıyana yakışan, onların elinde olanı istememesidir. /10939
76ـ اَلنّاسُ بِخَيْرٍ ما تَفاوَتُوا / 289.
76- İnsanların arasında farklılık onların hayrınadır. /289
77ـ أغْنَي النّاسِ فِي الآخِرَةِ أفْقَرُهُمْ فِي الدنُّيا / 3221.
77- Dünyada en fakir olan, ahirette en zengingir. /3221
78ـ وَجِيهُ النّاسِ مَنْ تَواضَعَ مَعَ رِفْعَةٍ، وَ ذَلَّ مَعَ مَنَعَةٍ / 10086.
78- İnsanların en yücesi, makamının üstünlüğüne rağmen alçakgönüllü olan ve gücüne rağmen yumuşak davranandır. /10086
1ـ إنْ سَمَتْ هِمَّتُكَ لإصْلاحِ النّاسِ، فَابْدَأْ بِنَفْسِكَ فَإنَّ تَعاطيكَ صَلاحَ غَيْرِكَ وأنْتَ فاسِدٌ أكْبَرُ العَيْبِ/ 3749.
1- Halkı ıslah etmeye karar verdiğinde önce kendinden başla; zira başkasını ıslah etmeye çalıştığında kendinin ıslah olmamış olması en büyük ayıptır. /3749
2ـ عَجِبْتُ لِمَنْ يَتَصَدّى لإصْلاحِ النّاسِ، وَنَفْسُهُ أَشَدُّ شَيْءٍ فَساداً فلا يُصْلِحُها وَيَتَعاطى إصْلاحَ غَيْرِهِ/ 6268.
2- Şaşırıyorum o insana ki halkı ıslah etmeye kalkmıştır; kendi nefsi ise bozuk ve ıslah olmamıştır; kendisini ıslah edip düzeltmeye çalışmadan başkasını ıslah etmeye çalışır. /6268
3ـ كَيْفَ يَصْلَحُ غَيْرَهُ مَنْ لا يُصْلِحُ نَفْسَهُ؟!/ 6995.
3- Kendi nefsini terbiye etmeden başkasını nasıl terbiye edebilir? /6995
4ـ أصْلِحْ إذا أنْتَ أفْسَدْتَ، وَأتْمِمْ إذا أنْتَ أحْسَنْتَ/ 2344.
4- Bozduğun şeyi düzelt ve ıslah et; ihsan ettiğinde onu tamamla, eksiksiz yerine getir. /2344
1ـ في تَصارِيفِ الأحْوالِ تُعْرَفُ جَواهِرُ الرِّجالِ/ 6470.
1- Kişilerin cevherleri/hakikatleri olayların değişmesi ve gelişmesinde tanınır. /6470
1ـ الحرامُ سُحْتٌ/ 239.
1- Haram, yasak şeydir. /239
1ـ لا جَمالَ كَالْحَسَبِ/ 10481.
1- Hasep gibi yücelik yoktur. /10481
1ـ الحَسَدُ أحَدُ العَذابَيْنِ/ 1635.
1- Haset iki azaptan biridir. /1635
2ـ الحَسَدُ الأمُ الرَّذيلتَينِ/ 1650.
2- Haset, iki rezil sıfatın en aşağılık olanıdır. /1650
3ـ الحَسَدُ داءٌ عَياءٌ، لا يَزولُ إلاّ بهلكِ الحاسدِ، أوْ مَوْتِ الْمَحْسودِ/ 1889.
3- Haset, dermanı olmayan bir hastalıktır; haset eden helak olmadıkça, yahut haset edilen ölmedikçe yok olmaz. /1889
4ـ الحَسَدُ يأكُلُ الْحَسَناتِ كَما تَأكُلُ النّارُ الحَطَبَ/ 1891.
4- Ateşin odunu yediği gibi haset de iyilikleri yer. /1891
5ـ الحَسَدُ عَيْبٌ فاضِحٌ، وَشُحٌّ (شَجىٌّ) فادِحٌ، لا يَشفي صاحبَهُ إلا بُلوغُ آمالِهِ فيمَنْ يَحْسُدُهُ/ 2205.
5- Haset onur kırıcı bir ayıp, cimrilik ciddi bir derttir. Haset eden, haset ettiği kimse hakkında arzularına kavuşmadıkça şifa bulmaz. /2205
6ـ اِحْذَرُوا الْحَسَدَ، فَإنّهُ يُزْري بالنَّفسِ/ 2585.
6- Kaçının hasetten! Zira haset, insanı küçük düşürür. /2285
7ـ إيّاكَ والحَسَدَ، فَإنَّهُ شَرُّ شيمَةٍ، وأقْبَحُ سَجِيَّةٍ، وخَليقَةُ إبْليسَ/ 3653.
7- Hasetten uzak dur! Zira haset huyların en kötüsü, kişiliklerin en çirkini ve şeytanın huyudur. /3653
8ـ الحَسَدُ يُضْني/ 29.
8- Haset yıpratır. /29
9ـ الحَسَدُ شَرُّ الأمْراضِ/ 332.
9- Haset, en kötü hastalıktır. /232
10ـ الحَسَدُ حَبْسُ الرُّوحِ/ 372.
10- Haset ruhun hapsidir. /372
11ـ الحَسَدُ رَأسُ العُيوبَ/ 558.
11- Haset ayıpların başıdır. /558
12ـ الحَسَدُ يُنَكِّدُ العَيْشَ/ 809.
12- Haset, hayatı zorlaştırır. /809
13ـ الحَسَدُ يُضني الجَسَدَ/ 943.
13- Haset, bedeni yıpratır. /943
14ـ الحَسَدُ يُذيبُ الْجَسَدَ/ 981.
14- Haset, bedeni eritir. /981
15ـ الحَسَدُ يُنْشِئُ الْكَمَدَ/ 1038.
15- Haset, beraberinde dert getirir. /10381
16ـ الحَسَدُ مِقْنَصَةُ (مَنْقَصَةُ) إبليسَ الْكُبْرى/ 1133.
16- Haset, büyük şeytanın tuzağıdır. /1133
17ـ الحَسَدُ مَرَضٌ لا يُؤْسى/ 1378.
17- Haset, iyileşmeyen hastalıktır. /1378
18ـ الحَسَدُ دأبُ السّفِلِ، وأعْداءِ الدُّوَلِ/ 1472.
18- Haset, aşağılık insanların huyu ve devletlerin düşmanıdır. /1472
19ـ إذا أمْطَرَ التّحاسُدُ نَبَتَ التّفاسُدُ/ 4131.
19- Hasetler yağdığında fesatlar türer. /4131
20ـ ثَمَرَةُ الْحَسَدِ شَقاءُ الدُّنيا والآخِرةِ/ 4632.
20- Hasedin meyvesi, dünya ve ahiret bedbahtlığıdır. /4632
21ـ دَعِ الحَسَدَ، والكذبَ، والحقدَ، فإنَّهنَ ثلاثةٌ تَشينُ الدّينَ، وتُهلكُ الرَّجُلَ/ 5137.
21- Hasedi, yalanı ve kini bırak; çünkü bu üç sıfat dini lekeler, insanı helak eder. /5137
22ـ رَأسُ الرّذائلِ الحَسَدُ/ 5242.
22- Rezilliklerin başı hasettir. /5242
23ـ سَبَبُ الكَمْدِ الحَسَدُ/ 5521.
23- Dertlerin kaynağı hasettir. /5521
24ـ سِلاحُ اللُّؤمِ الحَسَدُ/ 5554.
24- Alçaklığın silahı hasettir. /5554
25ـ شَرُّ ما صَحِبَ الْمَرْءَ الحَسَدُ/ 5678.
25- İnsana arkadaşlık eden en kötü şey hasettir. /5678
26ـ طَهِّرُوا قُلوبَكُمْ مِنَ الحَسَدِ، فإنَّهُ مُكمِدٌ مُضْني/ 6016.
26- Kalplerinizi hasetten temizleyin; zira haset dert verir, yıpratır. /6016
27ـ كَما أنَّ الصَّدَأ يأكُلُ الحَديدَ حَتىّ يُفْنِيَهُ، كَذلِكَ الْحَسَدُ يُكْمِدُ الجَسَدُ حَتّى يُفْنِيَهُ/ 7216.
27- Pasın demiri yiyip bitirdiği gibi, haset de bedeni üzer, bitirir. /7216
28ـ لَيْسَ الحَسَدُ مِنْ خُلُقُ الأتْقياءِ/ 7454.
28- Haset, takva sahiplerinin erdemlerinden değildir. /7454
29ـ مِنْ صغَرِ الهمَّةِ حسَدُ الصَّديقِ علَى النِّعْمَةِ/ 9256.
29- Nimet içinde olan arkadaşa haset etmek, himmetin küçüklüğündendir. /9256
30ـ وَيْحَ الحَسَدِ ما أعْدَلَهُ، بَدَأ بِصاحبِهِ فَقَتَلَهُ/ 10095.
30- Yazıklar olsun hasede! Nedir onu adil kılan? Başlarken sahibiyle başladı, sonra da onu öldürdü. /10095
31ـ لا تَحاسَدُوا فَإنَّ الحَسَدَ يَأكُلُ الإيمانَ، كَما تَأْكُلُ النّارُ الحَطَبَ، وَلا تَباغَضُوا فَإنَّها الحالقَةُ/ 10376.
31- Birbirinize karşı haset etmeyin; zira, ateşin odunu yediği gibi haset de imanı yer.Birbirinizden nefret de etmeyin; zira nefret, pek keskindir (yakınlığı keser). /10376
32ـ لاداءَ كَالحَسَدِ/ 10478.
32- Haset gibi dert yoktur. /10478
1ـ الحَسُودُ، والحَقُودُ لا تَدُومُ لَهُما مَسَرَّةٌ/ 1586.
1- Hasetçi ve kincinin sevinci çok sürmez. /1586
2ـ الحَسُودُ أبَداً عَليلٌ، وَالبَخيلُ أبَداً ذَليلٌ/ 1764.
2- Hasetçi daima hasta, cimri daima zelildir. /1764
3ـ الحَسُودُ دائِمُ السُّقْمِ وإنْ كانَ صَحِيحَ الْجِسْمِ/ 1963.
GERİ | İNDEKS | İLERİ |