GERİ İNDEKS İLERİ

33- (Bir şeyi) yapmadan önce düşün ki yaptığın işlerde kınanmayasın. /5442

34ـ رَوِيَّةُالمُتَأنّي أفْضَلُ مِنْ بَديهَةِ العَجِلِ / 5443.

34- Düşünerek yavaş hareket edenin işi, aceleyle yapılan işten daha üstündür. /5443

35ـ طُوُل الفِكْرِ يُحْمِدُ العَواقِبَ، وَ يَسْتَدْرِكُ فَسادَ الأُمُورِ / 6002.

35- Uzun uzadıya düşünmek, işlerin akıbetini güzel kılar, bozuk işleri düzeltir. /6002

36ـ طُولُ التَّفْكيرِ يُصْلِحُ عَواقِبَ التَّدبيرِ / 6028.

36- Uzun düşünmek tedbirin akıbetini düzeltir. /6028

37ـ طُوُل التَّفْكيرِ يَعْدِلُ رَأْيَ المُشيرِ / 6029.

37- Uzun düşünmek, danışanın görüşüne eşittir. /6029

38ـ عَلَيْكَ بِالفِكْرِ فَإنَّهُ رُشْدٌ مِنَ الضَّلالِ وَ مُصْلِحُ الأعْمالِ / 6132.

38- Düşün, şüphesiz o sapıklıktan doğru yola ulaştırır, amelleri ıslah eder. /6132

39ـ فِكْرُ العاقِلِ هِدايَةٌ / 6530.

39- Akıllının düşünmesi ibadettir. /6530

40ـ فِكْرُ الجاهِلِ غِوايَةٌ / 6531.

40- Cahilin düşüncesi sapıklıktır. /6531

41ـ فِكْرُ ساعَةٍ قَصيرَةٍ خَيْرٌ مِنْ عِبادَةٍ طَويلَةٍ / 6537.

41- Kısa da olsa bir anlık düşünce uzunca ibadetten daha hayırlıdır. /6537

42ـ فِكْرُكَ يَهْديكَ إلَي الرَّشادِ ، وَ يَحْدوُكَ عَلي إصْلاحِ المَعادِ / 6544.

42- Düşünmen seni doğru yola hidayet eder, ahiretini düzeltmeye teşvik eder. /6544

43ـ فِكْرُ المَرْءِ مِرْآةٌ تُريهِ حُسْنَ عَمَلِهِ مِنْ قُبْحِهِ / 6546.

43- Kişinin düşüncesi, güzel ve çirkin amellerini gösteren bir aynadır. /6546

44ـ فَضْلُ فِكْرٍ وَ تَفَهُّمٍ أنْجَعُ مِنْ فَضْلِ تَكْرارٍ وَ دِراسَةٍ / 6564.

44- Üstün düşünce ve kavrayış, fazla tekrar ve ders okumaktan daha yararlıdır. /6564

45ـ فِكْرُكَ فِي الطَّاعَةِ يَدْعُوكَ إلَي العَمَلِ بِها / 6566.

45- İtaati düşünmen, seni amel etmeye davet eder. /6566

46ـ فِكْرُكَ فِي المَعْصِيَةِ يَحْدُوكَ عَلَي الوُقُوعِ فيها / 6567.

46- Günahı düşünmen, seni ona duçar olmaya mecbur eder. /6567

47ـ فَتَفَكَّرُوا أيُّهَا النّاسُ وَ تَبَصَّرُوا، وَ اعْتَبِروا وَ اتَّعِظُوا، وَ تَزَوَّدوالِلآخِرَةِ تَسْعَدوُا / 6589.

47- Ey insanlar! Düşünün, basiretli olun, ibret alın, öğüt dinleyin ve ahiret için azık hazırlayın ki mesut olasınız. /6589

48ـ قَدِّرْ ثُمَّ اقْطَعْ، وَ فَكِّرْ ثُمَّ انْطِقْ، وَ تَبَيَّنْ ثُمَّ اعْمَلْ / 6773.

48- Ölç-biç sonra kes, düşün-taşın sonra konuş, aydınlat sonra yap. /6773

49ـ كَيْفَ تَصْفُو فِكْرَةُ مَنْ يَسْتَديمُ الشِّبَعَ / 6975.

49- Sürekli tok olanın düşüncesi nasıl temiz olabilir? /6975

50ـ كَفي بِالفِكْرِ رُشْداً / 7021.

50- Doğru yolu bulmak için düşünmek yeterlidir. /7021

51ـ لَيْسَ كُلُّ مَنْ رَمي يُصيبُ / 7471.

51- Her (ok) atan isabet ettiremez. /7471

52ـ مَنْ تَأمَّلَ اعْتَبَرَ / 7658.

52- Etraflıca düşünen ibret alır. /7658

53ـ مَنْ طالَ فِكْرُهُ حَسُنَ نَظَرُهُ- / 7757.

53- Çok düşünenin görüşü güzel olur. /7757

54ـ مَنْ كَثُرَتْ فِكْرَتُهُ حَسُنَتْ عاقِبَتُهُ / 8319.

54- Çok fikir edenin akıbeti güzel olur. /8037

55ـ مَنْ طالَتْ فِكْرَتُهُ حَسُنَتْ بَصيرَتُهُ / 8319.

55- Fikri uzun olanın basireti güzel olur. /8319

56ـ مَنْ أعْمَلَ فِكْرَهُ أصابَ جَوابُهُ / 8339.

56- Fikrini kullananın cevabı isabetli olur. /8339

57ـ مَنْ فَكَّرَ قَبْلَ العَمَلِ كَثُرَ صَوابُهُ / 8340.

57- Amelden önce düşünenin doğrusu çoğalır. /8340

58ـ مَنْ ضَعُفَتْ فِكْرَتُهُ قَوِيَتْ غِرَّتُهُ / 8361.

58- Zayıf düşünen kolay aldanır. /8361

59ـ مَنْ تَفَكَّرَ في ذاتِ اللهِ تَزَنْدَقَ / 8503.

59- Allah'ın zatında düşünen kâfir olur. /8503

60ـ مَنْ فَكَّرَ فِي العَواقِبِ أمِنَ المَعاطِبَ / 8540.

60- Akıbetleri düşünen ziyanlardan güvende olur. /8540

61ـ مَنْ كَثُرَ فِكْرُهُ فِي المَعاصِي دَعَتْهُ إلَيْها / 8561.

61- Kim günahları çok düşünüse, düşüncesi onu günahlara davet eder. /8561

62ـ مَنْ كَثُرَ فِكْرُهُ فِي اللَّذّاتِ غَلَبَتْ عَلَيْهِ / 8564.

62- Lezzetleri çok düşünene lezzetler galip gelir. /8564

63ـ مَنْ فَكَّرَ أبْصَرَ العَواقِبَ / 8577.

63- Düşünen, akıbetlere karşı basiretli olur. /8577

64ـ مَنْ أسْهَرَ عَيْنَ فِكْرَتِهِ بَلَغَ كُنْهَ هِمَّتِهِ / 8784.

64- Düşünce gözünü uyanık tutan himmetinin varlığına erişir. /8784

65ـ مَنْ تَفَكَّرَ في عَظَمَةِ اللهِ أبْلَسَ / 9207.

65- Allah'ın azametinde düşünen susar (hayrete düşer). /9207

66ـ مَنْ كانَتْ لَهُ فِكْرَةٌ فَلَهُ في كُلَّ شَيْءٍ عِبْرَةٌ / 9236.

66- Düşünen için her şeyde bir ibret vardır. /9236

67ـ ما ذَلَّ مَنْ أحْسَنَ الفِكْرَ / 9458.

67- Güzel düşünen zelil olmaz. /9458

68ـ لا عِبادَةَ كَالتَّفْكيرِ / 10447.

68- Düşünmek gibi ibadet yoktur. /10447

69ـ لا رُشْدَ كَالفِكْرِ / 10461.

69- Düşünmek gibi rüşt yoktur. /10461

70ـ لافِكْرَ لِمَنْ لاَاعْتِبارَ لَهُ / 10775.

70- İbret almayanın düşüncesi de olmaz. /10775

71ـ اَلفِكْرُ فِي العَواقِبِ يُؤْمِنُ مَكْرُوهَ النَّوائِبِ / 1573.

71- İşlerin akıbetini düşünmek (insanı) istenmeyen hadiselerden korur. /1573

72ـ اَلفِكْرُ أحَدُ الهِدايَتَيْنِ / 1616.

72- Düşünmek iki hidayetten biridir. /1616

73ـ اَلتَّفَكُّرُ في مَلَكُوتِ السَّماواتِ وَالأرْضِ عِبادَةُ المُخْلَصينَ / 1792.

73- Göklerin ve yeryüzünün hâkimini düşünmek, halis kulların ibadetidir. /1792

74ـ اَلفِكْرُ فِي الأمْرِ قَبْلَ مُلابَسَتِهِ يُؤْمِنْ الزَّلَلَ / 1872.

74- İşi yapmadan önce üzerinde düşünmek hatadan korur. /1872

75ـ اَلفِكْرُ يُوجِبُ الاِعْتِبارَ، وَ يُؤْمِنُ العِثارَ، وَ يُثْمِرُ الاِسْتِظْهارَ / 2124.

75- Düşünmek ibret almaya neden olur, hatadan korur ve dayanak kazandırır. /2124

76ـ اِفْكِرْ تُفِقْ / 2225.

76- Düşün, uyan. /2225

77ـ اَلفِكْرِ يَهْدي إلَي الرُّشْدِ / 707.

77- Düşünce, doğru yola hidayet eder. /707

DÜZENBAZ

1ـ اَلْغَشُوشُ لِسانُهُ حُلْوٌ, وَقَلْبُهُ مُرٌّ /1575.

1- Düzenbazın dili tatlı, kalbi ise acıdır. /1575

2ـ أفْظَعُ الغِشِّ الأئِمَّةِ /2940.

2- En aşağılık düzenbazlık imamlara karşı yapılan ihanettir. /2940

3ـ إنَّ أغَشَّ النّاسِ أغَشُّهُمْ لِنَفْسِهِ وَ أعْصاهُمْ لِرَبِّهِ /3516.

3- İnsanların en düzenbazı, kendisini en çok aldatan ve Rabb'ine karşı en isyankâr olanıdır. /3516

4ـ اَلْغِشُّ سَجِيَّةُ الْمَرَدَةِ /421.

4- Düzenbazlık isyankârların kişiliğidir. /421

5ـ اَلْغِشُّ يَكْسِبُ الْمَسَبَّةَ /615.

5- Düzenbazlık küfredilmeye yol açar. /615

6ـ اَلْغِشُّ شَرُّ المَكْرِ /740.

6- Düzenbazlık en kötü hiledir. /740

7ـ اَلْغِشُّ مِنْ أخْلاقِ اللِّئامِ /1299.

7- Düzenbazlık aşağılık insanların ahlakındandır. /1299

8ـ غِشُّ الصَّديقِ وَ الغَدْرُ بِالْمَواثيقِ مِنْ خِيانَةِ العَهْدِ /6417.

8- Dostu aldatmak ve ahitlere vefasızlık, ahde hıyanettendir. /6417

9ـ مَنْ غَشَّ النّاسَ في دنيِهِمْ فَهُوَ مُعانِدٌ لِلّهِ وَ رَسُولِهِ /8891.

9- İnsanları dinlerinde aldatan Allah ve Resulünün düşmanıdır. /8891

10ـ مَنْ غَشَّكَ في عَداوَتِهِ فَلا تَلُمْهُ وَلا تَعْذُلْهُ /9152.

10- Düşmanlığından dolayı sana hile yapanı kınama ve azarlama. /9152

E

ECEL / ÖLÜM

1ـ الأجَلُ مَحْتُومٌ، والرِّزْقُ مَقْسُومٌ، فَلا يَغُمَّنَّ أحَدَكُمْ إبطاؤُهُ، فإنَّ الحِرْصَ لا يُقَدِّمُهُ، والعَفافُ لا يُؤَخِّرُهُ والمُؤمِنُ بالتَّحَمُّلِ (بالتَّجَمُّلِ) خَليقٌ/ 2086.

1- Ölüm kesindir, rızk paylaştırılmıştır. Onun gecikmesi sizi üzmesin; hırs onu öne geçirmez, iffet ise geciktirmez. Ve mümin, tahammül etse yeridir. /2086

2ـ أصْدَقُ شَيْءٍ الأجَلُ/ 2845.

2- En gerçek şey ölümdür. /2845

3ـ أقْرَبُ شَيْءٍ الأجَلُ/ 2920.

3- En yakın şey ölümdür. /2920

4ـ صَدْقُ الأجَلِ يُفْصِحُ (يَفْضَحُ) كِذْبَ الأمَلِ/ 5877.

4- Ölümün hakikati, arzuların yalan olduğunu ortaya çıkarır. /5877

5ـ في كُلِّ لَحْظَةٍ أجَلٌ/ 6457.

5- Ölüm her ânın içindedir. /6457

6ـ قَدْ غابَ عَنْ قُلُوبِكُمْ ذِكرُ الآجالِ، وَحَضَرَتْكُمْ كَواذِبُ الآمالِ/ 6686.

6- Kalpleriniz ölümü anmaktan gafil olmuş, yalan arzular sizde yer etmiştir. /6686

7ـ قَدْ ذَهَبَ عَنْ قُلُوبِكُمْ صِدْقُ الأجَلِ، وغَلَبَكُم غُرُورُ الأملِ/ 6687.

7- Gerçekten de ölüm gerçeği kalplerinizden uzaklaşmış, arzuların aldatıcılığı galip gelmiştir. /6687

8ـ مَنْ راقَبَ أجَلَهُ اغْتَنَمَ مَهَلَهُ/ 8443.

8- (Daima) ölümü göz önünde bulunduran kimse, ömrünü ganimet sayar. /8443

9ـ مَنْ دَنى مِنْهُ أجَلُهُ لَمْ تُعِنْهُ (لم تُغْنِهِ) حِيَلُهُ/ 8829.

9- Eceli yakın olan kimseye çareler fayda etmez. /8829

10ـ مِنَ الآجالِ انْقِضاءُ السَّاعاتِ/ 9249.

10- Her geçen saat, ömürdendir. /9249

11ـ ما عَسى أنْ يَكُونَ بَقاءُ مَنْ لَهُ يَوْمٌ لا يَعدُوهُ وَطالِبٌ حَثيثٌ مِنْ أجَلِهِ يَحدُوهُ/ 9696.

11- Ölümsüzlüğü ümit eden kimse için bir gün vardır ki, asla o günden öteye geçemez (ölüm o gün ona yetişir). Onu bu son için isteyen, süratle onu takip etmektedir. /9696

12ـ عِنْدَ حُضُورِ الآجالِ، تَظْهَرُ خَيْبَةُ الآمالِ/ 6208.

12- Eceller geldiğinde arzuların boşa çıktığı görülür. /6208

13ـ عِنْدَ هُجُومِ الآجالِ تَفْتَضِحُ الأماني وَالآمالُ/ 6209.

13- Eceller hücum ettiğinde arzular alt olur. /6209

14ـ كُلُّ آتٍٍ قَريبٌ/ 6856.

14- Her gelecek yakındır. /6857

15ـ كَمْ مِنْ مُسَوِّفٍ بِالعَمَلِ حتّى هَجَمَ عَلَيْهِ الأجَلُ/ 6954.

15- Nice insanlar amellerini erteledi de ecel onları ansızın yakaladı. /6954

16ـ كَفى بِالأجَلِ حارِساً/ 7030.

16- Bekçi olarak ecel yeter. /7030

17ـ لِكُلِّ أجَلٍ كِتابٌ/ 7267.

17- Her ecel yazılmıştır.[40] /7267

18ـ اَلأجَلُ يَصْرَعُ/ 146.

18- Ölüm insanı devirir. /146

19ـ اَلرَّحيلُ وَشيكٌ/ 149.

19- (Dünyadan) göç, süratlidir. /149

20ـ اَلأجلُ جُنَّةٌ/ 161.

20- Ecel siperdir. /161

21ـ اَلأجَلُ حِصْنٌ حَصينٌ/ 494.

21- Ecel güçlü bir kaledir. /494

22ـ اَلآجالُ تَقْطَعُ الآمالَ/ 578.

22- Ölüm, arzu ve ümitleri keser (sona erdirir). /578

23ـ اَلأجَلُ يَفْضَحُ الأمَلَ/ 637.

23- Ölüm, arzuları rüsva eder. /637

24ـ اَلأجلُ حَصادُ الأمَلِ/ 638.

24- Ölüm arzu ve ümitleri biçer. /638

25ـ إذا حَضَرتِ الآجالُ افتَضَحَتِ الآمالُ/ 4007.

25- Ölüm geldiği zaman arzular rüsva olur. /4007

26ـ إذا بَلَغْتُمْ نِهَايةَ الآمالِ فَاذكُرُوا بَغَتاتِ الآجالِ/4008.

26- Arzularınıza kavuştuğunuzda ölümün ansızın geleceğini hatırlayın. /4008

27ـ آفَةُ الآمالِ حُضُورُ الآجالِ/ 3959.

27- Arzuların âfeti, ecelin gelmesidir. /3959

28ـ آفةُ الأمَلِ الأجَلِ/ 3970.

28- Ölüm arzunun âfetidir. /3970

29ـ سَوْفَ يَأتيكَ أجَلُكَ فَأجْمِلْ في الطَّلَبِ/ 5585.

29- Pek yakında ölüm sana gelecektir; o halde güzel şeyler peşinde koş. /5585

30ـ سابِقُوا الأجَلَ فإنَّ النَّاسَ يُوشِكُ أنْ يَنْقَطِعَ بِهِمُ الأملُ فَيُرهِقَهُمُ الأجلُ/ 5643.

30- Ölümü (amellerle) geçin, gerçekten de halktan ümidin kesilmesi yakındır. Ölüm onlara da varacaktır. /5643

31ـ سابِقُوا الأجَلَ، وأحْسِنُوا العَمَلَ، تَسْعَدُوا بالمَهَلِ/ 5644.

31- Ölümü (amellerle) geçin, iyi amellerde bulunun, fırsattan yararlanın. /5644

32ـ كُلَّما قارَبتَ أجَلاً فَأحْسِنْ عَمَلاً/ 7195.

32- Ölüme yaklaştıkça amelini güzelleştir. /7195

33ـ لِكُلِّ أجَلٍ حُضُورٌ/ 7276.

33- Her ecelin bir gelişi vardır. /7276

34ـ لِكُلِّ امْرِءٍ يَوْمٌ لا يَعْدُوهُ/ 7307.

34- Herkes için aşılmaz bir gün vardır. /7307

35ـ لِكُلِّ أحَدٍ سائِقٌ مِنْ أجَلِهِ يَحْدُوهُ/ 7308.

35- Herkesin ecelden yana bir sürücüsü vardır ki onu hızla (ölüme) götürür. /7308

36ـ لَوْ ظَهَرَتِ الآجالُ لاَفْتَضَحَتِ الآمالُ/ 7177.

36- Eceller aşikâr olsa, arzular rüsva olur. /7177

37ـ لَوْ رَأيْتُمُ الأجَلَ وَمَسيرَهُ لأَبْغَضْتُمُ الأمَلَ وغُرُورَهُ/ 7184.

37- Eğer eceli ve ecel yolunu görseydiniz, kesinlikle arzu ve onun aldatmasına düşman olurdunuz. /7184

38ـ لَوْ فَكَّرْتُمْ في قُرْبِ الأجَلِ وَحُضُورِهِ لأَمَرَّ عِنْدَكُمْ حُلْوُ العَيْشِ وَسُرُورُهُ/ 7185.

38- Eğer ölümün yakın olduğunu ve onun geleceğini düşünseydiniz, yaşamın şirinliği ve sevinci sizden uzaklaşırdı. /8185

39ـ مَنْ راقَبَ أجَلَهُ قَصَّرَ أمَلَهُ/ 7944.

39- Ecelini göz önünde bulunduran arzusunu kısar. /7944

40ـ مَنِ اسْتَقصَرَ بَقائَهُ وأجَلَهُ قَصُرَ رَجاؤُهُ وَأمَلُهُ/ 8821.

40- Yaşam süresinin kısalığının bilincinde olan kimsenin ümit ve arzusu az olur. /8821

41ـ مَنْ جَرى في عِنانِ أمَلِهِ عَثُرَ بِأَجَلِهِ/ 8822.

41- Kim arzusunun akıntısına kapılırsa, ecelinin içine düşer. /8822

42ـ ما أقْرَبَ الأجَلَ مِنَ الأمَلِ/ 9491.

42- Ölüm (insana) arzusundan ne kadar da yakındır! 9491

43ـ ما أقطَعَ (أقْرَبَ) الأجلَ لِلأمَلِ/ 9493.

43- Ölüm arzuyu nasıl da keser! /9493

44ـ ما أنْزلَ المَوتَ مَنْزِلَهُ مَنْ عَدَّ غَداً مِنْ أجَلِهِ/ 9630.

44- Ölümü kendisi için düşünmeyen yarını ömründen sayar. 9630

45ـ نِعْمَ الدَّواءُ الأجَلُ/ 9905.

45- Ölüm ne güzel dermandır. /9905

46ـ نَفَسُ الْمَرْءِ خُطاهُ الى أجَلِهِ/ 9955.

46- İnsanın nefesi, eceline atılan adımlarıdır. /9955

47ـ لا جُنَّةَ أوقى مِنَ الأجلِ/ 10613.

47- Ecel gibi siper yoktur. /10713

48ـ لا شَيْءَ أصْدَقُ مِنَ الأجلِ/ 10648.

48- Ölümden daha doğru bir şey yoktur. /10648

49ـ إنَّكُمْ حَصائِدُ الآجالِ وأغْراضُ الحِمامِ/ 3822.

49- Gerçekten de sizler ecellerin biçtiği, ölümün hedeflediği kimselersiniz. /3822

50ـ رَحِمَ اللهُ امْرَءاً عَلِمَ أنَّ نَفَسَهُ خُطَاهُ إلى أجَلِهِ، فبادَرَ عَمَلَهُ، وقَصَّرَ أمَلَهُ/ 5214.

50- Nefesinin ölüme atılan adımlar olduğunu bilen kimseye Allah rahmet etsin; o halde amelleri konusunda çaba göstersin, arzularını kısaltsın. /5214

51ـ رَحِمَ اللهُ امْرَءاً بَادَرَ الأجَلَ، وأكْذَبَ الأمَلَ، وَأخلَصَ العَمَلَ/ 5216.

51- Ölümü göz önünde bulunduran, arzusunu yalanlayan ve amellerini düzelten kimseye Allah rahmet etsin. /5216

52ـ رُبَّ أجَلٍ تَحْتَ أمَلٍ/ 5296.

52- Nice ölümler var ki arzuda saklıdır. /5296

53ـ مَعَ السَّاعاتِ تَفنَى الآجالُ/ 9738.

53- Saatlerin geçmesiyle eceller son bulur. /9738

54ـ إنَّ عَلَيَّ مِنْ أجَلي جُنَّةً حَصينَةً، فَإذا جاءَ يَومِي انْفَرَجَت عَنّي وَأسْلَمَتْني، فَحينَئذٍ لا يَطيشُ السَّهْمُ وَلا يَبْرَءُ الكَلِمُ/ 3701.

54- Benim ecelimden sağlam bir siperim vardır; günüm geldiği zaman benden ayrılacak ve beni teslim alacaktır. O zaman ok hedefinden şaşmaz, yara iyileşmez. /3701

EDEP

1ـ اَلأدَبُ أحَدُ الْحَسَبَيْنِ/ 1621.

1- Edep iki ölçüden biridir. /1621

2ـ اَلأدبُ في الإنْسانِ كَشَجَرَةٍ أصْلُها العَقلُ/ 2004.

2- İnsanda edep ağaca benzer; kökü ise akıldır. /2004

3ـ أشْرفُ حَسَبٍ حُسْنُ الأدبِ/ 2949.

3- En güzel ölçü iyi edeptir. /2949

4ـ أفْضلُ الأدبِ حِفْظُ المُرُوءَةِ/ 2987.

4- Mertliği korumak en üstün edeptir. /2987

5ـ أفْضلُ الأدبِ ما بَدَأْتَ بِهِ نَفْسَكَ/ 3115.

5- En üstün edep, onunla kendini öne atmandır. /3115

6ـ أفضلُ الأدبِ أنْ يَقِفَ الإنسانُ عِندَ حَدِّهِ وَلا يَتَعدَّى قَدْرَهُ/ 3241.

6- En üstün edep, sınırları gözetmek ve haddi aşmamaktır. /3241

7ـ أحسنُ الآدابِ ما كَفَّكَ عَنِ المَحارِمِ/ 3298.

7- En güzel edep, seni haramlardan sakındırandır. /3298

8ـ أكرَمُ حَسَبٍ حُسْنُ الأدَبِ/ 3319.

8- En güzel ölçü, güzel edeptir. /3319

9ـ إنَّ بِذَوي العُقُولِ مِنَ الحاجَةِ الَى الأدبِ، كَما يَظْمَأُ الزَّرْعُ الَى المَطَرِ/ 3475.

9- Akıl sahiplerinin edebe olan ihtiyacı, ekinin yağmura olan ihtiyacına benzer. /3475

10ـ إنَّ النَّاسَ إلى صالحِ الأدبِ أحْوَجُ مِنْهُمْ إلى الفِضَّةِ وَالذَّهَبِ/ 3590.

10- İnsanların güzel edebe olan ihtiyacı, altına ve gümüşe olan ihtiyaçlarından daha fazladır. /3590

11ـ الأدبُ أفْضَلُ حَسَبٍ/ 286.

11- Edep, en üstün haseptir. /286

12ـ الآدابُ حُلَلٌ مُجَدَّدَةٌ/ 534.

12- Edepler, yeni giysilerdir. /534

13ـ الأدبُ أحسنُ سَجِيَّةٍ/ 967.

13- Edep, en güzel huydur. /967

14ـ الأدبُ صُورَةُ العَقلِ/ 996.

14- Edep, aklın göstergesidir. /996

15ـ الأدبُ كَمالُ الرَّجُلِ/ 998

15- Edep, erkeğin kemalidir. /998

16ـ إنَّكَ مُقَوَّمٌ بِأدَبِكَ، فَزَيِّنْهُ بِالحِلْمِ/ 3813.

16- Şüphesiz, edebinle değer kazanırsın; öyleyse onu sabırla süsle. /3813

17ـ إنَّكُمْ إلى اكْتِسابِ الأدَبِ أحْوَجُ مِنْكُم الَى اكْتِسابِ الفِضَّةِ وَالذَّهبِ/ 3835.

17- Sizin edebe olan ihtiyacınız, altına ve gümüşe olan ihtiyacınızdan daha fazladır. /3835

18ـ بِالأدَبِ تُشْحَذُ الفِطَنُ/ 4333.

18- Zekâ, edeple sivrilir. /4333

19ـ بِئسَ النَّسَبُ سُوءُ الأدَبِ/ 4411.

19- Ne kötü şeydir kötü edep! /4411

20ـ ثَمَرةُ الأدبِ حُسْنُ الخُلْقِ/ 4603.

20- Edebin meyvesi güzel ahlaktır. /4603

21ـ حُسْنُ الأدَبِ يَستُرُ قُبْحُ النَّسَبِ/ 4813.

21- Güzel edep, nesebin çirkinliğini örter. /4813

22ـ حُسنُ الأدبِ خَيْرُ مُوازرٍ وَأفضلُ قَرينٍ/ 4815.

22- Güzel edep, en iyi arkadaş ve en üstün birlikteliktir. /4815

23ـ حُسنُ الأدب ِأفْضلُ نَسَبٍ وَأشرَفُ سَببٍ/ 4853.

23- Güzel edep, en üstün nesep ve en değerli vesiledir. /4853

24ـ حَسَبُ الأدبِ أشرَفُ مِنْ حَسَبِ النَّسَبِ/ 4893.

24- Edep üstünlüğü, nesep üstünlüğünden daha değerlidir. /4893

25ـ خَيْرُ مَا وَرَّثَ الآباءُ الأبناءَ الأدبُ/ 5036.

25- Babanın çocuğuna bıraktığı en hayırlı miras, edeptir. /5036

26ـ سَبَبُ تَزْكِيَةِ الأخلاقِ حُسْنُ الأدَبِ/ 5520.

26- Güzel edep, ahlâk temizliğinin nedenidir. /5520

27ـ طالبُ الأدَبِ أحزَمُ مِنْ طالِبِ الذَّهَبِ/ 6006.

27- Edep isteyen altın isteyenden daha basiretlidir. /6006

28ـ طَلَبُ الأدَبِ جَمالُ الحَسَبِ/ 6007.

28- Edebe talip olmak, hasebin güzelliğidir. /6007

29ـ علَيكَ بِالأدبِ فإنَّهُ زَيْنُ الحَسَبِ/ 6096.

29- Edebe riayet et; zira edep, hasebin süsüdür. /6096

30ـ قليلُ الأدَبِ خيْرٌ مِن كَثِيرِ النَّسَبِ/ 6734.

30- Az edep, çok nesepten daha iyidir. /6734

31ـ كُلُّ شَيْءٍ يَحْتاجُ إلى العَقْلِ، والعَقلُ يَحتاجُ الى الأدبِ/ 6911.

31- Her şey akla; akıl ise edebe muhtaçtır. /6911

32ـ كُلُّ الحَسَبِ مُتَناهٍ إلاّ العَقْلَ وَالأدَبَ/ 6912.

32- Her faziletin bir sonu vardır; ancak, akıl ve edep müstesna. /6912

33ـ كَفاكَ مُؤدِّباً لِنَفْسِكَ تَجَنُّبُ ما كَرِهْتَهُ مِنْ غَيْرِكَ/ 7077.

33- Başkalarında görüp de hoşlanmadığın şeyden kaçınman, edep olarak sana yeter. /7077

34ـ لَنْ يَنْجَعَ الأدَبُ حَتّى يُقارِنَهُ العَقْلُ/ 7412.

34- Aklı olmayana edep fayda vermez. /7412

35ـ مَنْ قَلَّ أدَبُهُ كَثُرَتْ مَساوِيهِ/ 8089.

35- Edebi az olanın kötülüğü çok olur. /8089

36ـ مَنْ وَضَعَهُ دَناءَةُ أدَبِهِ لَمْ يَرْفَعْهُ شَرَفُ حَسَبِهِ/ 8142.

36- Kötü edebin düşürdüğü kimseyi hasebinin üstünlüğü kaldırmaz. /8142

37ـ مَنْ ساءَ أدَبُهُ شانَ حَسَبَهُ/ 8167.

37- Edebi kötü olanın hasebi de kötü olur. /8157

38ـ مَنْ قَعَدَ بِه حَسَبُهُ نَهَضَ بِهِ أدَبُهُ/ 8167.

38- Hasebin oturttuğu kimseyi edep kaldırır. /8167

39ـ مَنْ أخَّرَهُ عَدَمُ أدَبِهِ لَمْ يُقَدِّمْهُ كَثافَةُ حَسَبِهِ/ 8168.

39- Edebin geri ittiği kimseyi hasebinin ağırlığı öne geçirmez. /8168

40ـ مَنْ كَلَفَ بِالأدَبِ قَلَّتْ مَساوِيهِ/ 8271.

40- Edebe düşkün olanın kötülükleri azalır. /8271

41ـ مَنِ اسْتُهْتِرَ بالأدَبِ فَقَدْ زانَ نَفْسَهُ/ 8278.

41- Edebe düşkün olan, kendini süslemiştir. /8278

42ـ مَنْ زادَ أدَبُهُ على عَقْلِهِ كانَ كالرَّاعي بَيْنَ غَنَمٍ كَثيرَةٍ/ 8886.

42- Edebi aklından çok olan kimse, koyun sürüsü içindeki çobana benzer. /8886

43ـ مَنْ لَمْ يَكُنْ أفْضَلَ خِلالِهِ أدبُهُ كانَ أهْوَنَ أحوالِهِ عَطَبُهُ/ 8981.

43- En güzel huyu edep olmayanın en kolay hâli, helak olmaktır. /8981

44ـ مَنْ لَمْ يَصْلُحْ على ادَبِ اللهِ لَمْ يَصْلُحْ على أدَبِ نَفْسِهِ/ 9001.

44- Allah'ın edebiyle ıslah olmayan, kendi edebiyle ıslah olmaz. /9001

45ـ نِعمَ قَرينُ العَقْلِ الأدَبُ/ 9894.

45- Edep, akla ne de güzel dosttur. /9894

46ـ نِعْمَ النَسَّبُ حُسْنُ الأدَبِ/ 9895.

46- Ne iyi neseptir, güzel edep. /9895

47ـ لا حَسَبَ كالأدبِ/ 10462.

47- Edep gibi hasep yoktur. /10462

48ـ لا زينَةَ كالآدابِ/ 10466.

48- Edep gibi süs yoktur. /10466

49ـ لا مِيراثَ كالأدَبِ/ 10480.

49- Edep gibi miras yoktur. 10480

50ـ لا حُلَلَ كالآدابِ/ 10491.

50- Edep gibi elbise yoktur. /10491

51ـ لا شرَفَ مَعَ سُوءِ أدَبٍ/ 10530.

51- Kötü edeple şeref olmaz. /10530

52ـ لا أدبَ لِسَيّءِ النُّطْقِ/ 10596.

52- Kötü konuşanın edebi olmaz. /10596

53ـ لا حَسَبَ أرفَعُ مِنَ الأدَبِ/ 10616.

53- Edepten daha üstün hasep yoktur. /10616

54ـ لا عَقْلَ لِمَن لا أدَبَ لَهُ/ 10769.

54- Edebi olmayanın aklı da olmaz. /10769

55ـ لا يُرَأَّسُ مَنْ خَلا عَنِ الأدَبِ وَصَبا إلى اللَّعَبِ/ 10875.

55- Edebi olmayan ve boş eğlencelere dalan kimseden lider olmaz. /10875

56ـ ثلاثٌ لَيْسَ عَلَيْهِنَّ مُسْتَزادٌ: حُسْنُ الادَبِ ومُجانَبَةُ الرَّيبِ، والكَفُّ عَنْ المَحارِمِ/ 4659.

56- Üç şey vardır ki, onlardan da öteye bir şey istenmez: Güzel edep, şüpheden kaçınmak ve haramdan sakınmak. /4659

EZİYET

1ـ اَلأذى يَجْلِبُ القِلى/ 581.

1- Eziyet, düşmanlık doğurur. /581

2ـ مَنْ كَفَّ أذاهُ لَمْ يُعانِدْهُ أحدٌ/ 8001.

2- Eziyet etmeyene kimse düşman olmaz. /8001

3ـ مَنْعُ أذاكَ يُصْلِحُ لَكَ قُلُوبُ عِداكَ/ 9784.

3- (Başkalarına) eziyet etmemeye çalışman, düşmanlarının kalbini senden yana ıslah eder. /9784

EFENDİ / EMİR / EFENDİLİK

1ـ اَلسَّيِّدُ مَحْسُودٌ، وَالجَوادُ مَحْبُوبٌ مَوْدُودٌ/ 1763.

1- Emir kıskanılır, cömertse sevilir. /1763

2ـ اَلسَّيِّدُ مَنْ تَحَمَّلَ أثْقالَ إخْوانِهِ، وَأحْسَنَ مُجاوَرَةَ جيرانِهِ/ 2002.

2- Emir/efendi, kardeşlerinin zorluklarını sırtlanıp komşuları ile iyi geçinen kimsedir. /2002

GERİ İNDEKS İLERİ