GERİ İNDEKS İLERİ

 

28ـ سَبَبُ الْمَحَبَّةِ السَّخاءُ/ 5510.

28- Muhabbetin sebebi cömertliktir. /5510

29ـ سَبَبُ السِّيادَةِ السَّخاءُ/ 5523.

29- Efendiliğin sebebi cömertliktir. /5523

30ـ شَيْنُ السَّخاءِ السَّرَفُ/ 5785.

30- Cömertliğin çirkinliği (ortaya çıkabilecek) israftır. /5785

31ـ ظَلَمَ السَّخاءِ مَنْ مَنَعَ العَطاءَ/ 6058.

31- Bağışta bulunmayı engelleyen, cömertliğe zulümde bulunmuştur. /6058

32ـ عَلَيْكَ بِالسَّخاءِ فَإنَّهُ ثَمَرَةُ العَقْلِ/ 6083.

32- Cömert ol, çünkü cömertlik aklın meyvesidir. /6083

33ـ عَلَيْكُمْ بِالسَّخاءِ وَحُسْنِ الْخُلْقِ، فَإنَّهُما ِيَزيدانِ الرِّزْقَ، وَيُوجِبانِ المَحَبَّةَ/ 6161.

33- Cömert ve güzel ahlaklı ol, çünkü bu ikisi rızkı çoğaltır ve sevgiye yol açar. /6161

34ـ عَلى قَدْرِ الْمُرُوءَةِ تَكُونُ السَّخاوَةُ/ 6176.

34- Cömertlik, mertlik miktarıncadır. /6176

35ـ غَطُّوا مَعائِبَكُمْ بِالسَّخاءِ فَإنَّهُ سِتْرُ العُيُوبِ/ 6440.

35- Ayıplarınızı cömertlikle örtünüz; çünkü cömertlik ayıpların örtüsüdür. /6440

36ـ فِي السَّخاءِ اَلمَحَبَّةُ/ 6479.

36- Cömertlikte sevgi vardır. /6479

37ـ كَثْرَةُ السَّخاءِ تُكْثِرُ الأوْلِياءَ وَتَسْتَصْلِحُ الأعْداءَ/ 7106.

37- Cömertliğin çokluğu dostları çoğaltır ve düşmanları ıslah eder. /7106

38ـ لَوْ رَأيْتُمُ السَّخاءَ رَجُلاً، لَرَأيْتُمُوهُ حَسَناً يَسُرُّ النّاظِرينَ/ 7600.

38- Cömertliği bir insan şeklinde görecek olsaydınız, onu, görenleri mesrur eden güzel biri olarak görürdünüz. /7600

39ـ مَنْ لَمْ يَكُنْ لَهُ سَخاءٌ وَلا حَياءٌ، فَالمَوْتُ خَيْرٌ لَهُ مِنَ الحَياةِ/ 8969.

39- Cömertliği ve hayâsı olmayan bir kimse için ölüm yaşamdan daha iyidir. /8969

40ـ نِعْمَ السَّجِيَّةُ السَّخاءُ/ 9902.

40- Ne güzel bir huydur cömertlik! /9903

41ـ لا فَضيلَةَ كَالسَّخاءِ/ 10489.

41- Cömertlik gibi fazilet yoktur. /10489

42ـ لا سَخاءَ معَ عَدَم/ 10523.

42- Yokluk durumunda cömertlik diye bir iş yoktur. /10523

43ـ اَلسَّخاءُ حُبُّ السَّائِلِ وَبَذْلُ النائِلِ/ 1492.

43- Cömertlik, istekte bulunanı sevmek ve bağış vermektir. /1492

CÖMERTLİK, BAĞIŞ

1ـ الجُودُ في اللهِ عِبادَةُ الُمقرَّبينَ/ 1756.

1- Allah yolunda cömertlik etmek, (O'nun dergâhına) yakın olanların ibadetidir. /1756

2ـ الجُودُ مِنْ غَير خَوْفٍ ولا رَجاءِ مُكافاةٍ، حَقيقَةُ الجُودِ/ 2073.

2- Asıl cömertlik, çekinmeden ve karşılık beklemeden yapılan cömertliktir. /2073

3ـ اسْمَحْ تُكْرَمْ/ 2224.

3- Cömertlik et, değer kazan. /2224

4ـ أسْمَحُكُمْ أرْبَحُكُمْ/ 3840.

4- En cömerdiniz en kârlı olanınızdır. /3840

5ـ أحْسَنُ المَكارِمِ الجودُ/ 2930.

5- En güzel büyüklük cömertliktir. /2930

6ـ أحْسَنُ الجُودِ عَفْوٌ بَعْدَ مَقْدُرَةٍ/ 2972.

6- En güzel cömertlik, (intikam alma) kudreti varken affetmektir. /2972

7ـ أفْضَلُ الجُودِ بَذْلُ الْمَوْجُودِ/ 3019.

7- En üstün cömertlik, olanı bağışlamaktır. /3019

8ـ أفْضَلُ الجُودِ إيصالُ الحُقُوقِ إلى أهْلِها/ 3153.

8- En üstün cömertlik, hak sahiplerine haklarını ulaştırmaktır. /3153

9ـ أفْضَلُ الجُودِ ما كانَ عَن عُسْرَةٍ/ 3185.

9- En üstün cömertlik, sıkıntıdayken yapılan cömertliktir. /3185

10ـ الجُودُ رِياسَةٌ، الْمُلْكُ سِياسَةٌ/ 17.

10- Cömertlik, liderlik; saltanat, siyasettir. /17

11ـ الجُودُ عِزٌّ مَوْجُودٌ/ 330.

11- Cömertlik, var olan izzettir. /330

12ـ الجُودُ حارِسُ الأعْراضِ/ 333.

12- Cömertlik, onurların bekçisidir. /333

13ـ آفَةُ الْجُودِ الفَقْرُ/ 3951.

13- Cömertliğin âfeti fakirliktir. /3951

14ـ آفَةُ الْجُودِ التَّبْذيرُ/ 3964.

14- Cömertliğin âfeti israftır. /3964

15ـ بِالْجُودِ تَكونُ السِّيادَةُ/ 4197.

15- Efendilik cömertlikle olur. /4197

16ـ الجُودُ مِنْ كَرَمِ الطَّبيعَةِ/ 509.

16- Cömertlik, (insan) tabiatının değerini gösterir. /509

17ـ بِالْجُودِ تَسُودُ الرِّجالُ/ 4260.

17- Kişiler cömertlikle efendi olur. /4260

18ـ بِالْجُودِ يُبْتَنى الْمَجْدُ وَيُجْتَلَبُ الْحَمْدُ/ 4335.

18- Cömertlikle büyüklük inşa edilir, övgü kazanılır. /4335

19ـ جُدْ بِما تَجِدُ تُحْمَدْ/ 4716.

19- Eline geçen şeyle cömertlik et ki övülesin. /4716

20ـ جُدْ تَسُدْ، وَاصْبِرْ تَظْفُرْ/ 4724.

20- Cömertlik et ki efendi olasın; sabret ki zafere ulaşasın. /4724

21ـ جُودُ الفَقيِر أفْضَلُ الْجُودِ/ 4726.

21- Fakirin cömertliği en üstün cömertliktir. /4726

22ـ جُودُوا بِالْمَوْجُودِ، وَأنْجِزُوا الوُعُودَ، وَأوْفُوا بِالعُهُودِ/ 4727.

22- Elinizde olanları bağışlayın; vaatlerinizi yerine getirin ve ahdinize karşı vefalı olun. 4722

23ـ جُودُ الفَقيِر يُجِلُّهُ، وَبُخْلُ الغَنِيّ يُذِلُّهُ/ 4728.

23- Fakirin cömertliği onu yüceltir, zenginin cimriliği ise onu alçaltır. /4728

24ـ جُودُوا بِما يَفْنى تَعْتاضُوا عَنْهُ بِما يَبْقى/ 4732.

24- Fâni olan şeyleri bağışlayın ki karşılığında kalıcı şeyler alasınız. /4732

25ـ جوُدُوا في اللهِ وَجاهِدُوا أنْفُسَكُمْ عَلى طاعَتِهِ يُعْظِمْ لَكُمُ الْجَزاءَ وَيُحْسِنْ لَكُمُ الْحَباءَ/ 4733.

25- Allah yolunda bağış yapın ve Allah'a itaat uğrunda nefislerinizle mücadele edin ki ödülünüzü artırsın, mükâfatınızı güzel kılsın. /4733

26ـ سُنَّةُ الْكِرامِ الجُودُ/ 5558.

26- Cömertlik, büyük insanların âdetidir. /5558

27ـ غايَةُ الجُودِ بَذْلُ الْمَوْجُودِ/ 6372.

27- Asıl cömertlik, elde olanı bağışlamaktır. /6372

28ـ مَنْ جادَ اصْطَنَعَ/ 7725

28- Cömertlik eden iyilik etmiştir. /7725

29ـ مَنْ جادَ سادَ/ 7732.

29- Cömertlik eden efendilik bulur. /7732

30ـ مَنْ لَمْ يَجِدْ لَمْ يُحْمَدْ/ 8212.

30- Cömertlik etmeyen övülmez. /8212

31ـ ما أحْسَنَ الجودَ معَ الإعسَارِ/ 9538.

31- Darda olunduğu halde cömertlik etmek ne de güzeldir! /9538

32ـ مَنْ لَمْ يَسْمَحْ وَهُوَ مَحْمُودٌ سَمَحَ وَهُوَ مَلومٌ/ 8204.

32- Övülürken cömertlik etmeyen, kınanırken cömertlik eder. /8204

33ـ مَنْ لَمْ يَسْمَحْ لَمْ يَسُدْ/ 8213.

33- Cömertlik etmeyen saygınlık kazanmaz. /8213

34ـ جُودُ الرَّجلِ يُحَبِّبُهُ إلى أضْدادِهِ، وَبُخْلُهُ يُبَغِّضُهُ إلى أوْلادِهِ/ 4729.

34- Kişinin cömertliği onu düşmanlarına sevimli, cimriliği ise, evlatlarına düşman kılar. /4729

35ـ اَلفُتُوَّةُ نائِلُ مَبْذُلٌ، وَ أذيً مَكْفُوفٌ / 2170.

35- Cömertlik inayet olunmuş bir bağış, önü alınmış bir eziyettir. /2170

36ـ ما تَزَيَّنَ الإنْسانُ بِزِينَةٍ أجْمَلَ مِنَ الفُتُوَّةِ / 9659.

36- İnsan cömertlikten daha güzel bir süsle süslenmemiştir. /9659

37ـ نِظامُ الفُتُوَّةِ اِحْتِمالُ عَثَراتِ الإخْوانِ، وَ حُسْنُ تَعَهُّدِ الجيرانِ / 9999.

37- Gerçek cömertlik, (din) kardeşlerinin hatalarına tahammül etmek ve komşularla iyi geçinmektir. /9999

Ç

ÇABA / CİDDİYET

1ـ خَيْرُ الإجْتِهادِ ما قارَنَهُ التَّوفيقُ/ 5000.

1- En hayırlı çaba, başarıya yakın olandır. /5000

2ـ عَلَيْكَ بِالْجِدِّ وَإنْ لَمْ يُساعِدِ الْجَدُّ/ 6149.

2- Emeğin yardım etmese de ciddiyetle çalış, çaba göster. /6149

3ـ قَدْ سَعِدَ مَنْ جَدَّ/ 6629.

3- Ciddiyet gösteren saadete erer. /6629

4ـ قُرِنَ الاجْتِهادُ بِالوِجْدانِ/ 6715.

4- Çaba, başarıya yakındır. /6715

5ـ مَنْ ضَعُفَ جِدُّهُ قَوِيَ ضِدُّهُ/ 8031.

5- Çabası zayıf olanın düşmanı güçlü olur. /8031

6ـ مَنْ رَكِبَ جِدَّهُ قَهَرَ ضِدَّهُ/ 8032.

6- Çaba bineğine binen düşmanını alt eder. /8032

7ـ مَنْ أعْمَلَ اجْتِهادَهُ بَلَغَ مُرادَهُ/ 8058.

7- Çalışıp çabalayan muradına erer. /8058

8ـ مَنْ بَذَلَ جُهْدَ طاقَتِهِ بَلَغَ كُنْهَ إرادَتِهِ/ 8785.

8- Gücü yettiğince çalışıp çaba gösteren iradesinin künhüne varmıştır. /8785

9ـ لا يَنْفَعُ اجْتِهادٌ بِغَيْرِ تَحْقيقٍ/ 10681.

9- Araştırma yapmadan çaba göstermek fayda vermez. /10681

10ـ لا يَنْفَعُ اجْتِهادٌ بِغَيْرِ تَوْفيقٍ/ 10803.

10- İlahî tevfik olmadıkça çalışıp çabalamak fayda etmez. /10803

ÇALIŞMAK

1ـ التَّشَمُّرُ لِلْجِدِّ مِنْ سَعادَةِ الجِدِّ/ 2194.

1- Çalışmak için kolları sıvamak saadettendir. /2194

2ـ أُطْلُبْ تَجِدْ/ 2258.

2- İste ulaşırsın. /2258

3ـ عَلَيْكَ بِالسَّعي وَلَيْسَ عَلَيْكَ بِالنُّجْحِ/ 6148.

3- Vazifen çalışmaktır ama başarıya ulaşmak senin elinde değil. /6148

4ـ لَنْ يَضيعَ مِنْ سَعْيِكَ ما أصْلَحَكَ وَأكْسَبَكَ الأجْرَ/ 7434.

4- Çalışman sonucu ele gelen iyi şeyler ve kazancın zayi olmaz. /7434

5ـ مَنْ أسْرَعَ المَسيرَ أدْرَكَ المَقيلَ/ 7954.

5- Gittiği mesiri sürat ile giden kimse rahat bir uykuya (ahiret rahatlığına) ulaşacaktır. /7954

6ـ مَنْ حَسُنَتْ مَساعِيه طابَتْ مَراعِيه/ 8309.

6- Çalışması çaba ve gayreti iyi olan iyi bir yaşama (cennete) ulaşacaktır. /8309

7ـ اِسْعَوْا في فِكاكِ رِقابِكُمْ قَبْلَ أنْ تُغْلَقَ رَهائِنُها/ 2518.

7- Rehin alınmadan (köle edilmeden) önce boyunlarınızı kurtarmaya (özgür olmaya) çalışın. /2518

8ـ مَنْ أسْرَعَ إلَى النّاسِ بِما يَكْرَهُونَ قالُوا فيهِ مَا لا يَعْلَمُونَ/ 8839.

8- Milletin hoşlanmadığı işleri yapan kimsenin hakkında millet bilmedikleri şeyleri söylerler.  /8839

9ـ رُبَّ ساعٍ فيما يَضُرُّهُ/ 5288.

9- Bazen insan kendisine zararlı olacak şeyler üzerine çalışır. /5288

10ـ رُبَّ سَاهِرٍ لِراقِدٍ/ 5271.

10- Bazen uyanık olan uyuyan kimse için çalışır. /5271

11ـ رُبَّ ساعٍ لِقاعِدٍ/ 5270.

11- Bazen çalışmak oturan kimse için olur. ( Yani; bazen Allah oturan kimse için birilerini görevlendirir, onlar çalışıp oturanın rızkını getirirler.) /5270

ÇARE/TEDBİR

1ـ التَّلَطُّفُ في الحِيلَةِ أجْدى مِنَ الوَسيلَةِ/ 2025.

1- Çare bulmakta şefkatli olmak, vesile etmekten iyidir. /2025

2ـ لِكُلِّ شَيْءٍ حيلَةٌ/ 7291.

2- Her şeyin bir çaresi vardır. /7291

3ـ مَنْ قَعَدَ عَنْ حيلَتِهِ (جِبِلَّتِهِ) أقامَتْهُ الشَّدائِدُ/ 8671.

3- Çaresinin peşinde olmayıp gayret göstermeyeni zorluklar ayağa kaldıracaktır. /8671

ÇARESİZLİK

1ـ مِنْ عَلاماتِ الخذْلانِ اسْتِحْسانُ القَبيحِ/ 9405.

1- Çirkin bir şeyi güzel saymak, (ilahî yardımdan nasipsiz kalmanın) çaresizliğin belirtilerindendir. /9405

2ـ مِنْ دَلائلِ الْخِذْلانِ الاسْتِهانَةُ بِحُقُوقِ الإخْوانِ/ 9412.

2- Kardeşlerinin haklarını hafife almak, (ilahî yardımdan) nasipsizliğin delillerindendir. /9412

3ـ الخذْلانُ مُمِدُّ الْجَهْلِ/ 719.

3- Çaresizlik, cahilliğin yardımcısıdır. /719

4ـ الْمَخْذولُ مَنْ لَهُ إلَى اللِّئامِ حاجَةٌ/ 1541.

4- Çaresiz olan, alçak kişilere ihtiyaç duyandır. /1541

ÇEKİNMEK

1ـ مَنْ لَمْ تَرْتَدِعْ يَجْهَلْ/ 8187.

1- (Günahtan) çekinmeyen cahildir. /8187

ÇEKİŞMEK

1ـ مَنْ لاحَي الرِّجالَ كَثُرَ أعْدائُهُ / 8074.

1- İnsanlarla çekişip duranın düşmanları çoğalır. /8074

ÇİLEKEŞ

1 ـ رُبَّ دائبٍ مُضَيِّعِ/ 5276.

1- Nice çilekeş insanlar vardır ki (ömürlerini) zayi ederler. /5276

2 ـ رُبَّ كادحٍ لِمَنْ لا يَشْكُرُهُ/ 5289.

2- Nice çilekeş insanlar vardır ki uğruna çalışıp çabaladıkları kimse, ona teşekkür dahi etmez. /5289

ÇOCUKLAR

1ـ عَلِّمُوا صِبْيانَكُمْ الصَّلاةَ، وَخُذُوهُمْ بِها إذا بَلَغُوا الحُلُمَ/ 6305.

1- Çocuklarınıza namazı öğretin. Buluğa erdikten sonra onları namazdan dolayı sorgulayın/ cezalandırın. /6305

ÇOK EVLİLİK

1ـ مَنْ أكْثَرَ الْمَناكِحَ غَشِيَتْهُ الفَضائِحُ / 9052.

1- Çok evleneni rezillikler kuşatır. /9052

ÇOK HİLE YAPAN/HİLEKÂR

1ـ اَلْمَكُورُ شَيْطانٌ / 192.

1- Çok hile yapan şeytandır. /192

2ـ اَلْمَكُورُ شَيْطانٌ في صُورَةِ الإنْسانِ / 1465.

2- Çok hile yapan insan sûretindeki şeytandır. /1465

3ـ مَنْ مَكَرَ حاقَ بِهِ مَكْرُهُ / 7834.

3- Kim hile yaparsa hilesi kendisine döner. /7834

4ـ مَنْ مَكَرَ بِالنَّاسِ رَدَّ اللهُ سُبْحانَهُ مَكْرَهُ في عُنُقِهِ / 8832.

4- Kim insanlara hile yaparsa Allah da hilesini kendisine çevirir. /8832

5ـ لا أمانَةَ لِمَكُورٍ / 10441.

5- Çok hile yapana güvenilmez. /10441

6ـ لا يَحيقُ الْمَكْرُ السَّيّيءُ إلاّ بِأهْلِهِ / 10818.

6- Kötü hile ehline döner. /10818

ÇOK KONUŞMAK

1ـ قُرِنَ الإكْثارُ بِالمَلَلِ / 6716.

1- Çok konuşmak, bıkkınlık ile eştir. /6716

2ـ مَنْ أكْثَرَ هُجِرَ / 7670.

2- Çok konuşan saçmalar. /7670

3ـ مَنْ كَثُرَ مَقالُهُ سُئِمَ / 7780.

3- Çok konuşanın sözünden bıkılır. /7780

4ـ مَنْ كَثُرَ كَلامُهُ زَلَّ / 7822.

4- Çok konuşan hata eder. /7849

5ـ مَنْ كَثُرَ كَلامُهُ كَثُرَ مَلامُهُ / 7849.

5- Çok konuşan çok azar işitir. /7849

6ـ مَنْ أكْثَرَ مِنْ شَيْءٍ عُرِفَ بِهِ / 7860.

6- Bir şeyi çok yapan onunla tanınır. /7860

ÇOKLUKLA ÖVÜNME

1ـ تَكَثُّرُكَ (تَكَبُّرُكَ) بِما لا يَبْقي لَكَ وَ لاتَبْقي لَهُ مِنْ أعْظَمِ الجَهْلِ / 4576.

1- Sana kalmayacak ve senin de ona kalmayacağın şeylerin çokluğuyla övünmen en büyük cehalettendir. /4576

D

DAHİL OLMAK/GİRMEK

1 ـ مَنْ دَخَلَ مَداخِلَ السُّوءِ اُتُّهِمَ/ 7778.

1- Kötü yerlere girip çıkan töhmet altında kalır. /7778

2 ـ لِكُلِّ داخِلٍ دَهْشَةٌ وَذُهُولٌ/ 7270.

2- Her dahil olan için korku ve gaflet vardır.[30] /7270

3 ـ لِكُلِّ داخِلٍ دَهْشَةٌ فَابْدَأوا بِالسَّلامِ/ 7314.

3- Her dahil olan için korku vardır, o halde (onunla söze) selamla başlayın. /7314

4 ـ لِكُلِّ قادِمٍ حَيْرَةٌ فَابْسُطُوهُ بِالكَلامِ/ 7315.

4- Her gelip geçenin şaşkınlığı vardır, o halde onu (güzel) sözle genişletin/rahatlatın. /7315

DALKAVUKLUK

1ـ إيّاكَ وَ الْمَلَقَ، فَإنَّ الْمَلَقَ لَيْسَ مِنْ خَلائِقِِ الإيمانِ / 2696.

1- Dalkavukluktan kaçın! Çünkü dalkavukluk imanlı insanların karakterlerinden değildir. /2696

2ـ لَيْسَ الْمَلَقُ مِنْ خُلْقِِ الأنْبِياءِ / 7453.

2- Dalkavukluk, peygamberlerin ahlakından değildir. /7453

3ـ مَنْ كَثُرَ مَلَقُهُ لَمْ يُعْرَفُ بِشْرُهُ / 7963.

3- Çok dalkavukluk yapanın gerçek güler yüzü ortaya çıkmaz. /7963

4ـ إنَّما يُحِبُّكَ مَنْ لا يَتَمَلَّقُكَ وَ يُثْني عَلَيْكَ مَنْ لا يَسْمَعُكَ / 3875.

4- Sana dalkavukluk yapmayan senin dostundur ve seni öven (o övgüyü) sana duyurmaz. /3875

DARLIK/SIKINTI

1ـ لِكُلِّ ضيقٍ مَخْرَجٌ/ 7266.

1- Her darlığın bir genişliği/kurtuluşu vardır. /7266

2ـ مَا اشْتَدَّ ضيقٌ إلاّ قَرَّبَ اللهُ فَرَجَهُ/ 9566.

2- Zorlaşan hiçbir darlık yoktur ki Allah ondan kurtuluşu yakınlaştırmamış olsun. /9566

DAVET

1ـ وَقَرَ سَمْعٌ لَمْ تَسْمَعِ الدَّاعِيَةُ/ 10105.

1- Daveti işitmeyen kulak sağırlaşmıştır.[31] /10105

2ـ ما اخْتَلَفَتْ دَعْوَتانِ إلاّ كانَتْ إحْديهُما ضَلالَةً/ 9592.

2- Çelişen iki davetten biri şüphesiz bâtıldır. /9592

DEDİKODU / SÖZ DOLAŞTIRMA

1- Dedikodudan uzak dur. Çünkü bu iş, kin tohumu eker; insanı Allah'tan ve halktan uzaklaştırır. /2663

2ـ أسْرَءُ‌ الصِّدْقِ النَّمِيمَةُ / 2939.

2- En kötü doğru söz, dedikodudur. /2939

3ـ اَلنَّمِيمَةُ شيمَةُ المارِقِ / 900.

3- Dedikodu, dinden çıkanın mizacıdır. /900

4ـ اَلنَّمِيمَةُ ذَنْبٌ لايُنْسي / 1380.

4- Dedikodu, unutulmayacak bir günahtır. /1380

5ـ بِئْسَ الشّيمَةُ النَّميمَةُ / 4387.

5- Söz dolaştırmak ne de kötü sıfattır. /4387

6ـ مَنْ سَعي بِالنَّميمَةِ حارَبَهُ القَريبُ وَ مَقَتَهُ البَعيدُ / 8781.

6- Söz dolaştıranla yakınları kavga eder, yabancılar da ona düşman olur. /8781

7ـ مَنْ نَقَلَ إلَيْكَ نَقَلَ عَنْكَ / 9133.

7- Sana söz getiren, senden de (başkalarına) götürür. /9132

8ـ لاتَعْجِلَنَّ إلي تَصْديق‌ِ واشٍ وَ إنْ تَشَبَّهَ بِالنّاصِحينَ فَإنَّ السّاعِيَ ظالِمٌ لِمَنْ سَعي بِهِ غاشٌ لِمَنْ سَعي إلَيْهِ / 10327.

8- Söz dolaştıran, kendisini nasihat edene benzetse bile onu hemen doğrulama! Çünkü o, sözünü sana getirdiği kimseye zulüm etmiş, sözü götürdüğü kimseyi de aldatmıştır. /10327

9ـ لاتَكُونُوا مَساييحَ َو لا مَذاييعَ / 10424.

9- Söz dolaştıran ve başkalarının sırrını açıklayanlardan olmayın. /10424

10ـ لاتَجْتَمِعُ أمانَةٌ وَ نَميمَةٌ / 10581.

10- Emanet ve dedikodu biraraya gelmez. /10581

11ـ أكْذِبِ السِّعايَةَ وَ النَّميمَةَ باطِلَةً كانَتْ أوْ صَحيحَةً / 2442.

11- Dedikodu yapanı ve ara bozanı (sözü) yalan da olsa, doğru da olsa yalanla! /2442

12ـ اَلسّاعي كاذِبٌ لِمَنْ سَعي إلَيْهِ ظالِمٌ لِمَنْ سَعي عَلَيْهِ / 1833.

12- Dedikodu yapan, yanında dedikodu yaptığı kimse için yalancı; dedikosusunu yaptığı kimse içinse zalimdir. /1833

DEĞER / HADDİ BİLMEK

1ـ مَنْ جَهِلَ قَدْرَهُ عَدا طَوْرَهُ / 7964.

1- Kendi değerini bilmeyen haddini aşmıştır. /7964

2ـ مَنْ وَقَفَ عِنْدَ قَدْرِهِ أكْرَمَهُ النّاسُ / 8617.

2- Kendi değerini bilene halk da değer verir. /8617

3ـ مَنْ تَعَدّي حَدَّهُ أهانَهُ النّاسُ / 8618.

3- Haddini aşanı halk aşağılar. /8618

4ـ مَنْ جَهِلَ مَوْضِعَ قَدَمِهِ عَثُرَ بِدَواعِي نَدَمِهِ / 8687.

4- Adımını attığı yeri bilmeyen ayağı pişmanlık nedeniyle kayar. /8687

5ـ مَنْ اقْتَصَرَ عَلي قَدْرِهِ كانَ أبْقي لَهُ / 8825.

5- Kendi değeriyle yetinenin değeri kalıcı olur. /8825

6ـ مَنْ جَهِلَ قَدْرَهُ جَهِلَ كُلَّ قَدْرٍ / 8873.

6- Kendi değerini bilmeyen hiçbir değeri bilmez. /8873

7ـ مَنْ عَرَفَ قَدْرَهُ لَمْ يُضَعْ بَيْنَ النّاسِ / 8121.

7- Kendi değerini bilen halk içinde zayi olmaz. /8121

8ـ ما هَلَكَ مَنْ عَرَفَ قَدْرَهُ / 9515.

8- Kendi değerini tanıyan helak olmaz. /9515

9ـ ما عَقَلَ مَنْ عَدا طَوْرَهُ / 9516.

9- Haddini aşan akıllı değildir. /9516

10ـ نِعِمّا لِلْعَبْدِ أنْ يَعْرِفَ قَدْرَهُ، وَ لا يَتَجاوَزَ حَدَّهُ / 9987.

10- Kendi kadrini bilip haddi aşmamak, kul için ne de güzeldir! /9987

11ـ هَلَكَ مَنْ لَمْ يَعْرِفُ قَدْرَهُ / 10020.

11- Kendi değerini bilmeyen helak olmuştur. /10020

12ـ لا تَفْعَلْ ما يَضَعُ قَدْرَكَ / 10231.

12- Değerini düşüren şeyleri yapma! /10231

13ـ لا جَهْلَ أعْظَمُ مِنْ تَعَدِّي القَدْرِ / 10654.

13- Ölçüyü aşmaktan daha büyük cahillik yoktur. /10654

14ـ لا عَقْلَ لِمَنْ يَتَجاوَزُ حَدَّهُ وَقَدْرَهُ / 10677.

14- Haddini ve değerini aşanın aklı yoktur. /10677

15ـ رَحِمَ اللهُ امْرَءً عَرَفَ قَدْرَهُ ،‌ وَ لَمْ يَتَعَدَّ طَوْرَهُ / 5204.

15- Değerini bilip haddini aşmayan kimseye Allah rahmet etsin. /5204

16ـ لا تُسْرِعَنَّ إلي أرْفَعِ مَوْضِعٍ فِي الْمَجْلِسِ، فَإنَّ الْمَوْضِع الَّذي تُرْفَعُ ‌إلَيهِ خَيْرٌ مِنَ الْمَوْضِعِ الَّذي تُحَطُّ عَنْهُ / 10283.

16- Toplulukta en yüksek yerde (oturmak) için acele etme; şüphesiz ki yükseltileceğin yer, indirileceğin yerden daha hayırlıdır. /10283

DEĞERLER

1ـ إذا رَغِبْتَ فِي الْمَكارِمِ فَاجْتَنِبِ المَحارِمَ / 4069.

1- Güzel değerlere arzu duyduğun zaman haramlardan kaçın. /4069

2ـ تَبادَرُوا الْمَكارِمَ، وَ سارِعُوا إلي تَحَمُّلِ الْمَغارِمِ، وَ اسْعَوْا في حاجَةِ مَنْ هُوَ نائِمٌ، يَحْسُنْ لَكُمْ فِي الدّارَيْنِ الجَزاءُ، وَ تَنالُوا مِنَ اللهِ عَظيمَ الْحَباءِ / 4557.

2- Değerli işlerde öne geçin, (halkın) borçlarını üstlenmek için yarışın, uykuda olan birinin (uyanmadan) ihtiyacını gidermeye çalışın ki dünya ve ahirette mükâfatınız güzel olsun ve Allah'ın büyük ödülüne nail olasınız. /4557

3ـ ثابِرُوا عَلَي اقْتِناءِ الْمَكارِمِ، وَ تَحَمَّلُوا أعْباءَ الْمَغارِمِ، تُحْرِزُوا قَصَباتِ الْمَغانِمِ / 4712.

3- Değerli şeyleri kazanmaya devam edin ve ağır borçların yüküne katlanın ki ganimet çubuklarına[32] kavuşasınız. /4712

4ـ خَيْرُ الْمَكارِمِ الإيثارُ / 4953.

4- En hayırlı değer, fedakârlıktır. /4953

5ـ رُوحُوا فِي الْمَكارِمِ، وَ ادَّلِجُوا في حاجَةِ مَنْ هُوَ نائِمٌ / 5398.

5- Günlük işinizi değerli işlerle ve akşam işinizi uykuda olan kişinin (kendi haberi olmadan) ihtiyacını gidermekle bitirin. /5398

6ـ عَلَيْكَ بِمَكارِمِ الخِلالِ وَاصْطِناعِ الرِّجالِ فَإنَّهُما يَقِيانِ مَصارِعَ السَّوْءِ وَ يُوجِبان الجَلالَةَ / 6121.

6- Değerli sıfatları kazanmaya ve kişilere iyilik etmeye gayret et; bu, insanı büyük zorluklara düşmekten alıkoyar ve yüceltir. /6121

7ـ غايَةُ الْمَكارِمِ اَلإيثارُ / 6321.

7- Değerlerin hedefi fedakârlıktır. /6361

8ـ مِنْ أفْضَلِ الْمَكارِمِ تَحَمُّلُ الْمَغارِمِ، وَ إقْراءُ الضُّيُوفِ / 9354.

8- Başkalarının borçlarını üstlenmek ve misafirleri ağırlamak en değerli sıfatlardandır. /9354

9ـ مِنْ أحْسَنِ الْمَكارِمِ بَثُّ الْمَعْرُوفِ / 9373.

9- İyiliği yaymak en güzel değerlerdendir. /9373

10ـ مِنْ أحْسَنِ الْمَكارِمِ تَجَنُّبُ الْمَحارِمِ / 9382.

10- Haramlardan kaçınmak en güzel değerlerdendir. /9382

11ـ لا تَكْمُلُ الْمَكارِمُ إلاّ بِالعَفافِ وَ الإيثارِ / 10745.

11- Değerler ancak iffet ve fedakârlıkla mükemmelleşir. /10745

12ـ اَلْمَكارِمُ بِالْمَكارِهِ / 43.

12- Değerli sıfatlar, hoşa gitmeyen şeylere katlanmakla elde edilir. /43

DELİL

1ـ ضَلالُ الدَّليلِ هَلاكُ المُسْتَدِلِّ/ 5900.

1- Delilin saptırıcılığı, onu delil göstereni helak eder. /5900

DERİN DÜŞÜNMEK

1ـ مَنْ تَعَمَّقَ لَمْ يَنْبُ إلَى الحَقِّ /8852.

1- Derin düşünen, hakka doğru yavaşlamaz veya haktan uzaklaşmaz. /8852

DERS

1- Dersine devam etmeyen iyice anlayamaz./ 10552

DERT

1ـ بِقَدْرِ السُّروُرِ اَلتَّنْغيصُ / 4255.

1- Dert, mutluluk kadardır. /4255

2ـ لالَذَّةَ بِتَنْغيصٍ / 1498.

2- Çekilmez olan hayatın tadı olmaz. /1498

3ـ مَنْ كَتَمَ وَجَعاً أصابَهُ ثَلاثَةَ أيّامٍ، وَ شَكي إلَي اللهِ سُبْحانَهُ كانَ اللهُ سُبْحانَهُ مُعافِيَهُ / 8274.

3- Derdi olup da üç gün gizleyen ve onu sadece Allah'a şikâyet edene Allah'ın kendisi şifa verir. /8274

4ـ ما أقْرَبَ البُؤسُ مِنَ النّعيمِ، وَالْمَوْتُ مِنَ الْحَياةِ/ 9579.

4- Dert nimete, ölüm hayata ne de yakındır! /9579

DERT- DERMAN

1ـ رُبَّ دَواءٍ جَلَبَ داءً/ 5305.

1- Nice dermanlar, beraberinde derdi getirir. /5305

2ـ رُبَّ داءِ انْقَلَبَ دَواءً/ 5306.

2- Nice dertler dermana dönüşür. /5306

3ـ رُبَّما كانَ الدَّواءُ داءً/ 5369.

GERİ İNDEKS İLERİ