GERİ | İNDEKS | İLERİ |
2- Allah’a sarılana şeytan zarar veremez. /8035
3ـ مَنِ اعْتَصَمَ بِاللهِ عَزَّ مَطْلَبُهُ /8324.
3- Allah’a sarılan dileğine ulaşır. /8324
4ـ اَلْجِئْ نَفْسَكَ فِي الأُمُورِ كُلِّها إلى إلهِكَ, فَإنَّكَ تُلْجِئُها إلى كَهْفٍ حَريزٍ /2389.
4- Bütün işlerinde nefsini Allah’a sığınmaya mecbur kıl; zira kendini sağlam bir sığınakla korumuş olursun. /2389
5ـ اِعْتَصِمْ في أحْوالِكَ كُلِّها بِاللهِ, فَإنَّكَ تَعْتَصِمُ مِنْهُ سُبْحانَهُ بِمانِعٍ عَزيزٍ /2390.
5- Her durumda Allah’a sarıl! Zira sen ondan yardım istiyorsun; Allah ise alıkoyan, galip gelendir. /2390
6ـ عَلَيْكَ بِالاِعْتِصامِ بِاللهِ في كُلِّ أُمُورِكَ , فَإنَّها عِصْمَةٌ مِنْ كُلِّ شَيْءٍ /6125.
6- Bütün işlerinde Allah’a sarıl! Zira o, (insanı) her şeyden koruyandır. /6125
1ـ مَنْ أقْرَضَ اللهَ جَزاهُ / 8072.
1- Kim Allah'a borç verirse Allah da onu ödüllendirir. /8072
2ـ اِغْتَنِمْ مَنِ اسْتَقْرَضَكَ في حالِ غِناكَ لِيَجْعَلَ قَضاءَهُ (قَضاهُ) في يَوْمِ عُسْرَتِكَ / 2370.
2- Zor gününde[12] ödemek için rahat gününde senden borç isteyeni ganimet say. /2370
1ـ مَن وَثِقَ بِاللهِ غَنِيَ / 7806.
1- Allah'a güvenen güçlü olur. /7806
2ـ مَنْ وَثِقَ بِاللهِ تَوَكَّلَ / 8069.
2- Allah'a güvenen O'na tevekkül eder. /8069
3ـ مَنْ وَثِقَ بِاللهِ صانَ يَقينَهُ / 8264.
3- Allah'a güvenen yakinini korumuştur. /8264
4ـ مَنْ وَثِقَ بِأنَّ ما قَدَرَ اللهُ لَهُ لَنْ يَفُوتَهُ اسْتَراحَ قَلْبُهُ / 8763.
4- Allah'ın kendisine takdir ettiği şeye güvenen, asla onu kaybetmeyecek ve kalbi rahat olacaktır. /8763
5ـ رُبَّ واثِقٍ خَجِلٍ / 5268.
5- (Allah’tan başkasına) güvenen niceleri utanç duymuştur. /5268
1ـ أصْلُ الرّضا حُسْنُ الثّقَةِ بِاللهِ/ 3085.
1- Asıl hoşnutluk Allah'a güvenmektir. /3085
2ـ الثّقَةُ بِاللهِ أقْوى أمَلٍ/ 605.
2- Allah'a güven, umutların en sağlamıdır. /605
1ـ فِرُّوا إلى اللهِ سُبْحانَهُ وَ لا تَفِرُّوا مِنْهُ فَإنَّهُ مُدْرِكُكُمْ وَ لَنْ تُعْجِزُوهُ / 06570
1- Allah'a doğru koşun ve ondan kaçmayın; Zira o sizi bulur ve siz (kaçmakla) onu yoramazsınız. /6570
1ـ جارُ اللهِ سُبحانَهُ آمِنٌ، وَعَدُوّهُ خائفٌ/ 4730.
1- Allah'a sığınan güvende, ona düşman olan ise korkudadır. /4730
2ـ جِوارُ اللهِ مَبْذولٌ لِمَنْ أطاعَهُ وَتَجَنَّبَ مُخالَفَتَهُ/ 4736.
2- Allah'ın dergâhı, ona itaat edene ve ona karşı gelmekten kaçınana bahşedilmiştir. /4736
ALLAH'A ULAŞMAK
1ـ لَنْ تَتَّصِلَ بِالخالِقِ حَتّي تَنْقَطِعَ عَنِ الخَلْقِ / 7429.
1- Halktan kopmadığı müddetçe Allah'a ulaşamazsın. /7429
2ـ الوُصْلَةُ بِاللهِ فِي الاِنْقِطاعِ عَنِ النّاسِ / 1750.
2- Allah'a ulaşmak, halktan kopmakla olur. /1750
1ـ ثَمَرَةُ الاُنْسِ بِاللهِ الاسْتيحاشُ مِنَ النّاسِ/ 4628.
1- Allah'a yakın olmanın meyvesi, insanlardan ürkmek/ uzaklaşmaktır. /4628
2ـ كَيْفَ يأنَسُ باللهِ مَنْ لا يَسْتَوْحِشُ مِنَ الخَلْقِ؟!/ 7003.
2- Halktan ürkmeyen/ uzaklaşmayan nasıl Allah'a yakın olabilir? /7003
3ـ مَنْ اَنِسَ باللهِ اسْتَوْحَشَ مِنَ النّاسِ/ 8122.
3- Allah'a yakın olan insanlardan ürker/ uzaklaşır. /8122
4ـ مَنِ اسْتَوْحَشَ عَنِ النّاسِ أنِسَ باللهِ سُبْحانَهُ/ 8811.
4- İnsanlardan ürken/ uzaklaşan, Allah'a yaklaşır. /8811
1ـ التَّقَرُبُ إلَي اللهِ تَعالي بِمَسْئَلَتِهِ، وَ إلَي النّاسِ بِتَرْكِها / 1801.
1- Allah-u Teala'ya yaklaşmak ondan istemekle, halka yaklaşmak ise isteği terk etmekledir. /1801
2ـ اِجْعَلْ شَكْواكَ إلي مَنْ يَقْدِرُ عَلي غِناكَ / 2473.
2- Şikâyetini, seni güçlü kılacak birine götür. /2473
3ـ تَقَرَّبْ إلَي اللهِ سُبْحانَهُ فَإنَّهُ يُزْلِفُ الْمُتَقَرِّبينَ إلَيْهِ / 4505.
3- Allah'a yaklaş; şüphesiz o, yaklaşmak isteyenleri kendisine yaklaştırır. /4505
4ـ تَقَرَّبْ إلَي اللهِ سُبْحانَهُ بِالسُّجُودِ وَ الرُّكُوعِ وَالْخُضُوعِ لِعَظَمَتِهِ وَالْخُشُوعِ (الخُنُوعِ) / 4560.
4- Allah'ın yüceliği karşısında ona secde, rüku, huzû ve huşû ederek yaklaş. /4560
5ـ لا يُقَرِّبُ مِنَ اللهِ سُبْحانَهُ إلاّ كَثْرَةُ السُّجُوِد وَالرُّكُوعِ / 10888.
5- Çokça secde ve rüku etmedikçe Allah'a yaklaşılmaz. /10888
1ـ إنَّكُمْ إنْ أقْبَلْتُمْ عَلَي اللهِ أقْبَلْتُمْ، وَ إنْ أدْبَرْتُمْ عَنْهُ أدْبَرْتُمْ / 3852.
1- Şüphesiz ki sizler eğer Allah'a yönelseniz (kendi saadetinize) yönelmişsinizdir ve eğer ona sırt çevirirseniz (kendi saadetinize) sırt çevirmişsinizdir. /3852
2ـ بِالإقْبالِ تُطْرَدُ النُّحُوسُ / 4262.
2- (Allah'a) yönelmekle uğursuzluklar uzaklaşır. /4262
3ـ حُسْنُ الاِخْتيارِ، وَ اِصْطِناعُ الأحْرارِ، وَ فَضْلُ الاِسْتِظْهارِ، مِنْ دَلائِلِ الإقْبالِ / 4837.
3- İyi seçmek, özgür insanlara ihsan etmek ve çok destek edinmek, (talihin) insana yöneldiğinin kanıtlarındandır. /4837
4ـ لِكُلِّ إقْبالٍ إدْبارٌ / 7288.
4- Her talihin bir sırt çevirmesi vardır. /7288
5ـ مِنْ عَلاماتِ الإقْبالِ اِصْطناعُ الرِّجالِ / 9286.
5- İnsanlara ihsan etmek, saadetin ve talihin (insanlara) yönelmesinin belirtilerindendir. /9286
6ـ مِنْ عَلاماتِ الإقْبالِ: سَدادُ الأقْوالِ، وَ الرِّفْقُ فِي الأفْعالِ / 9431.
6- Sözlerin sağlamlığı ve davranışların yumuşaklığı, talihin (insana) yöneldiğinin belirtilerindendir. /9431
1ـ مَنْ نَسِيَ اللهَ أنْساهُ نَفْسَهُ / 7797.
1- Kim Allah'ı unutursa Allah da onu kendisine unutturur. /7797
2ـ اَلنِّسْيانُ ظُلْمَةٌ وَ فَقْدٌ / 603.
2- (Allah'ı) unutmak, karanlığa (gömülmek) ve (hak yolu) kaybetmektir. /603
3ـ مَنْ نَسِيَ سُبْحانَهُ أنْساهُ اللهُ نَفْسَهُ وَ أعْمي قَلْبَهُ / 8875.
3- Kim Allah'ı unutursa Allah da onu kendisine unutturur ve kalbini köreltir. /8775
1ـ لا يُقيمُ أمْرَ اللهِ سُبْحانَهُ إلاّ مَنْ لا يُصانِعُ وَ لا يُخادِعُ، وَ لا تَغُرُّهُ الْمَطامِعُ/ 10813.
1- Allah'ın emrini gevşemeyen, aldatmayan ve hırslarına kanmayandan başkası ayakta tutmaz. /10813
1ـ اَلتَّسليمُ أنْ لا تَتَّهِمَ/ 1164.
1- Teslim olmak, (Allah'ı zulüm vb. şeylerle) itham altına almamaktır. /1164
2ـ إنْ أسْلَمْتَ نَفْسَكَ لِلّهِ سَلِمَتْ نَفْسُكَ/ 3735.
2- Eğer nefsini Allah'ın emri karşısında teslim edersen nefsin sağlam kalır. /3735
3ـ سُنَّةُ الأَبْرارِ حُسْنُ الاِسْتِسْلامِ/ 5564.
3- İyi insanların sünneti ve adeti güzel itaat edip emre uymaktır. /5564
4ـ سالِمِ اللهَ تَسْلَمْ أُخْراكَ/ 5603.
4- Allah ile aranı düzelt (emirlerine) uy, böylece ahiretin güzel olsun. /5603
5ـ سَلِّمُوا لأمْرِ اللهِ، وَلأمْرِ وَلِيِّهِ، فَإنَّكُمْ لَنْ تَضِلُّوا مَعَ التَّسْليمِ/ 5606.
5- Allah'a ve onun velisinin emrine teslim olun; zira teslim olursanız hiçbir zaman sapıklığa düşmezsiniz. /5606
6ـ غَايَةُ التَّسْليمِ الفَوْزُ بِدارِ النَّعيمِ/ 6350.
6- Teslim olmanın/ emre uymanın akıbet ve neticesi, nimet vadisine ulaşmaktır. /6350
7ـ فِي التَّسْليمِ إيمانٌ/ 6483.
7- (Allah'a) teslim olmakta iman vardır. /6483
8ـ هُدِيَ مَنْ سَلَّمَ مَقادَتَهُ إلَى اللهِ وَرَسُوْلِهِ وَوَلِيِّ أمْرِهِ/ 10016.
8- Allah resulünün ve velisinin emirlerine teslim olan hidayet olmuştur. /10016
9ـ لا إيمانَ أفْضَلُ مِنَ الاِسْتِسْلامِ/ 10664.
9- İtaat ve emre uymaktan daha üstün iman yoktur. /10664
10ـ إنَّكَ إنْ سالَمْتَ اللهَ سَلِمْتَ وَفُزْتَ/ 3797.
10- Şüphesiz Allah ile barışırsan sağlam kalır, zafere ulaşırsın. /3796
11ـ أصْلُ الإيمانِ حُسْنُ التَّسْليمِ لأِمْرِ اللهِ/ 3087.
11- İmanın temeli, Allah'ın emrine güzel bir şekilde teslim olmaktır. /3087
12ـ مَنْ سالَمَ اللهَ سَلِمَ/ 7878.
12- Allah ile barışan kimse sağlam kalır. /7878
13ـ مَنْ سالَمَ اللهَ سَلَّمَهُ وَمَنْ حارَبَ اللهَ حَرَبَهُ/ 8979.
13- Allah kendisi ile barışanı, afiyet içinde korur; savaşan ile de savaşır. /8979
1ـ زِيارَةُ بَيْتِ اللهِ أمْنٌ مِنْ عَذابِ جَهَنَّمَ/ 5473.
1- Allah'ın evini (Kâbe'yi) ziyaret etmek, cehennem azabından güvende olmak demektir. /5473
1ـ أيَسُرّكَ أنَ تَكونَ مِنْ حِزْبِ اللهِ الغالِبينَ: اِتَّقِ اللهَ سُبْحانَهُ، وَأحْسِنْ في كُلِّ أمُورِكَ، فَإنَّ اللهَ معَ الّذينَ اتَّقَوْا والَّذينَ هُمْ مُحْسِنُونَ/ 2828.
1- Allah’ın galip ordusundan olmak seni sevindiriyor mu? Öyleyse Allah’tan çekin de bütün işlerinde iyilik yap; Zira Allah, çekinenler ve iyilik edenlerle beraberdir. /2828
1ـ مَنِ انْقَطَعَ إلي غَيْرِ اللهِ شَقِيَ وَ تَعَنّي / 8424.
1- Allah'tan kopup başkasına yüz çeviren zelil olur ve zahmete düşer. /8424
1ـ اَلْعَمَلُ بِلا عِلْمٍ ضَلالٌ /1588.
1- İlimsiz amel sapıklıktır. /1588
2ـ اَلْعَمَلُ الصَّالِحُ أفْضَلُ الزّادَيْنِ /1655.
2- Salih amel, iki azıktan en üstünüdür. /1655
3ـ اَلْعَمَلُ بِطاعَةِ اللهِ أرْبَحُ , وَلِسانُ الصِّدْقِ أزْيَنُ وَ أنْجَحُ /1862.
3- Allah’a itaat etmek, en karlı kazanç; doğru sözlü olmak, en güzel ziynet ve en üstün başarıdır. /1862
4ـ أعْمالُ العِبادِ فِي الدُّنيا نَصْبُ أعْيُنِهمْ فِي الآخِرةِ /1886.
4- Kulların dünyadaki amelleri kıyamette gözlerinin önüne dikilecektir. /1886
5ـ ألشَّرفُ عِنْدَ اللهِ سُبْحانَهُ بِحُسْنِ الأعْمالِ , لا بِحُسْنِ الأقْوالِ /1981.
5- Allah katında saygınlık, sözlerin güzelliğinde değil, amellerin güzelliğindedir. /1924
6ـ اَلتَّقْصِيرُ فِي العَمَلِ لِمَنْ وَثِقَ بِالثَّوابِ عَلَيْهِ غَبْنٌ /1981.
6- Amelin sevabına itimat edip inanan kimsenin, kusur etmesi zarardır. /1981
7ـ اِشْتِغالُ النَّفْسِ بِما لا يَصْحَبُها بَعْدَ المَوْتِ مِنْ أكْثَرِ الوَهْنِ /1982.
7- Nefsin, ölümden sonra kendisine yoldaşlık etmeyecek şeylerle meşgul olması, en büyük zayıflıktır. /1982
8ـ اَلْعَمَلُ بِالعِلْمِ مِنْ تَمامِ النِّعْمَةِ /20157.
8- İlme amel etmek, nimetin kemalindendir. /2052
9ـ اَلأقاويلُ مَحْفُوظَةٌ , وَ السَّرائِرُ مَبْلُوَّةٌ , وَكُلُّ نَفْسٍ بِما كَسَبَتْ رَهِينَةٌ /2137.
9- Sözler saklanmış, gizlilikler denenmiş, her nefis kazandığı şeyden sorumludur. /2137
10ـ اَلقَرينُ الصّالِحُ هُوَ اَلْعَمَلُ الصّالِحُ /2157.
10- İyi amel, iyi dosttur . /2157
11ـ اِعْمَلْ تَدَّخِرْ /2236.
11- Amel et, biriktirirsin. /2236
12ـ اِعْمَلْ بِالعِلْمِ تُدْرِكْ غُنْماً /2277.
12- İlmine amel et, ganimete ulaşırsın. /2277
13ـ اِجْعَلْ رَفيقَكَ عَمَلَكَ, وَ عَدُوَّكَ أمَلَكَ /2302.
13- Ameli dost, arzunu düşman edin. /2302
14ـ اِعْمَلْ عَمَلَ مَنْ يَعْلَمُ أنَّ اللهَ مُجازيِهِ بِإسائَتِهِ وَ إحْسانِهِ /2352.
14- Allah’ın iyiliğinin ve kötülüğünün karşılığını vereceğini bilen gibi amel et. /2352
15ـ اِسْعَ في كَدْحِكَ, وَ لا تكُنْ خازِناً لِغَيْرِكَ /2401.
15- Kendi işinde çalışkan ol, başkasının haznedarı olma. /2401
16ـ اِعْمَلُوا بِالعِلْمِ تَسْعَدُوا /2479.
16- İlminize amel edin ki saadete eresiniz. /2479
17ـ اِعْمَلُوا إذا عَلِمْتُمْ /2481.
17- Öğrendiğiniz zaman amel edin. /2481
18ـ اِعْمَلُوا, وَ اَلْعَمَلُ يَنْفَعُ, وَ الدُّعاءُ يُسْمَعُ, وَ التَّوْبَةُ تُرْفَعُ /2540.
18- Amel edin, çünkü amel faydalıdır. Dua kabul edilir, tövbe yükselir. /2540
19ـ اِعْرِضُوا عَنْ كُلِّ عَمَلٍ بِكُمْ غِنىً عَنْهُ, وَ اشْغَلُوا أنْفُسَكُمْ مِنْ أمْرِ الآخِرَةِ بِما لا بُدَّ لَكُمْ عَنْهُ /2558
19- İhtiyacınız olmayan şeyi yapmayın, ahiretiniz için mutlaka yapmanız gereken şeylerle meşgul olun. /2558
20ـ اِعْمَلُوا لِيَوْمٍ تُذْخَرُ لَهُ الذَّخائِرُ, وَ تُبْلى فيهِ السَّرائِرُ /2574.
20- Biriktirdiğiniz şeylerin saklandığı ve sırların aşikâr olduğu gün için amel edin. /2574
21ـ اِعْمَلُوا وَ أنْتُمْ في آوِنَةِ البَقاءِ, وَ الصُّحُفُ مَنْشُورةٌ, وَ التَّوْبَةُ مَبْسُوطَةٌ, وَ الْمُدْبِرُ يُدْعى, وَ الْمُسِيءُ يُرْجى قَبْلَ أنْ يَخْمُدَ اَلْعَمَلُ, وَ يَنْقَطِعَ المَهَلُ, وَتَنْقَضِيَ الْمُدَّةُ, وَ يُسَدَّ بابُ التَّوْبَةِ /2571.
21- Dünyada olduğunuz müddetçe sayfalar (amel defteri) açık, tövbe ve dönüş yaygındır. Yüz çevirip dönen çağırılır. Günahkâr; ameller sönmeden, mühlet bitmeden, müddet elden gitmeden ve tövbe kapısı kapanmadan umutludur. /2571
22ـ اِحْذَرْ كُلُّ عَمَلٍ إذا سُئِلَ عَنْهُ صاحِبُهُ, اِسْتَحْيى مِنْهُ وَ أنْكَرَهُ /2590.
22- Sahibinden sorulduğunda utanıp veya inkâr ettiği amelden kaçın. /2590
23ـ اِحْذَرْ مِنْ كُلِّ عَمَلٍ يُعْمَلُ فِي السِّرِّ وَ يُسْتَحْيى مِنْهُ فِي العَلانِيَةِ /2594.
23- Gizlide yapılıp aşikârda yapılmasından utanılan amelden uzak durun. /2594
24ـ اِحْذَرْ كُلَّ عَمَلٍ يَرْضاهُ عامِلُهُ لِنَفْسهِ, وَ يَكْرَهُهُ لِعامَّةِ الْمُسْلِمينَ /2596.
24- Nefsin yapmasından razı olduğu ama Müslümanların rahatsız olduğu amelden uzak dur. /2596
25ـ اِحْذَرُوا سُوءَ الأعْمالِ, وَ غُرُورَ الآمال, وَ نَفادَ الأمَلِ, وَ هُجُومَ الأجَلِ /2630.
25- Çirkin işlerden, arzuların aldatmasından, ümidin kesilmesinden ve ecelin saldırılarından uzak durun. /2630
26ـ إيّاكَ وَ فِعْلَ القَبِيحِ, فَإنَّهُ يُقَبِّحُ ذِكْرَكَ, وَ يُكَثِّرَ وِزْرَكَ /2631.
26- Çirkin işten uzak dur. Çünkü bu iş kötü anılmana ve günahlarının çoğalmasına neden olur. /2631
27ـ إيّاكَ وَ كُلُّ عَمَلٍ يُنَفِّرُ عَنْكَ حُرّاً, أوْ يُذِلُّ لَكَ قَدْراً أوْ يَجْلِبُ عَلَيْكَ شَرّاً, أوْ تَحْمِلُ بِهِ إلَى القِيامَةِ وِزْراً /2727.
27- Her hür insanı senden nefret ettiren, değerini düşüren, sana zarar getiren veya kıyamete günah taşımana neden olan amelden uzak dur. /2727
28ـ ألا عامِلٌ لِنَفْسِهِ قَبْلَ يَوْمِ بُؤْسِِهِ /2753.
28- Zor gününden önce kendisi için çalışacak yok mu? /2753
29ـ ألا فَاعْمَلُوا وَ الألْسُنُ مُطْلَقَةٌ, وَ الأبْدانُ صَحيحَةٌ, وَ الأعْضاءُ لُدْنَهٌ, وَ المُنْقَلَبُ فَسيِحٌ وَ المَجالُ عَريضٌ, قَبْلَ إزْهاقِ الفَوْتِ, وَ حُلُولِ الْمَوْتِ, فَحَقِّقُوا عَلَيْكُمْ حُلُولَهُ, وَ لاتَنْتَظِرُوا قُدُومَهُ /2789.
29- Duyun-bilin ki diller özgür, bedenler sağlam, uzuvlar esnek, ahiret hayatı ferah ve fırsat varken; mühlet bitmeden, ölüm gelip çatmadan amel edin ve ölümün gelmesini beklemeyin. /2789
30ـ ألا فَاعْمَلُوا عِبادَ اللهِ, وَ الخَناقُ مُهْمَلٌ, وَ الرُّوحُ مُرْسَلٌ في فِينَةِ الإرْشادِ, وَ راحَةِ الأجسادِ, وَ مَهَلِ البَقيَّةِ وَ أُنُفِ المَشِيَّةِ, وَ إنْظار التَّوبَةِ, وَ إنْفِساحِ الحَوْبَةِ, قَبْلَ الضَّنْكِ وَ المَضيقِ, وَ الرَّدْعِ, وَ الزُّهُوقِ, قَبْلَ قُدُومِ الغائِبِ المُنْتَظَرِ وَ أخْذَهِ العَزيزِ المُقْتَدِرِ /2792.
30- Ey Allah’ın kulları! Bilesiniz ki boğaz sıkılmadan, ruh reşadet saatlerinde ve bedenin rahatlığında bedende akıcıdır. Mühlet verilmiş kalan ömürde, irade yerinde ve tövbe yolu açık günaha fırsat verilmişken dar ve darlığa düşüp amelden alıkoyulmadan, beklenen gelmeden, aziz ve kudretli olan almadan (amel edin). /2792
31ـ ألا وَ إنَّكُمْ في أيَّامِ أمَلٍ مِنْ وَرائِهِ أجَلٌ, فَمَنْ عَمِلَ في أيّامٍ أمَلِهِ قَبْلَ حُضُورِ أجَلِهِ, نَفَعَهُ عَمَلُهُ, وَ لَم يَضْرُرْهُ أجَلُهُ /2772.
31- Bilesiniz ki şüphesiz sizler, ümit günlerindesiniz ki ondan sonra ecel vardır. Öyleyse ümit günlerinde ecel gelmeden amel edene ameli fayda verir ve ecel ona zarar vermez. /2772
32ـ أيْنَ الَّذينَ اخْلَصُوا أعْمالَهُمْ لِلّهِ, وَ طَهَّرُوا قُلُوبَهُمْ بِمَواضِعِ ذِكْرِ (نَظَرِ) اللهِ /2822.
32- Nerededir? Amellerini Allah için ihlaslı kılıp Allah’ın zikredildiği yerlerde kalplerini temizleyenler? /2822
33ـ أشْرَفُ الأعْمالِ الطّاعَةُ /2919.
33- Amellerin en üstün Allah’a itaattir. /2919
34ـ أفْضَلُ الْعَمَلِ ما أخْلِصَ فيهِ /2934.
34- En faziletli amel ihlaslı olanıdır. /2934
35ـ أفْضَلُ الْعَمَلِ ما أُرِيدَ بِهِ وَجْهُ اللهِ /2958.
35- En faziletli amel, Allah’ın veçhi kastedilen ameldir. /2958
36ـ أنْفَعُ الذَّخائِرِ صالِحُ الأعْمالِ /3025.
36- En faydalı birikim salih amellerdir. /3025
37ـ أقْرَبُ النّاسِ مِنَ الأنْبِياءِ أعْمَلُهُمْ بِما أمَرُوا بِِهِ /3057.
37- Peygamberlere halkın en yakını, onların getirdiğine en iyi amel edendir. /3057
38ـ أحْسَنُ الفِعْلِ الكَفُّ عَنِ القَبِيحِ /03204
38- En güzel iş, çirkin şeylerden el çekmektir. /3204
39ـ أصْدَقُ المَقالِ ما نَطَقَ بِهِ لِسانُ الحالِ /3302
39- En doğru söz, hareket (amel) dilinin söylediğidir. /3302
40ـ أحْسَنُ المَقالِ ما صَدَّقَهُ حُسْنُ الفِعالِ /03303
40- En güzel söz, güzel amelin tasdik ettiği sözdür. /3303
41ـ أفْضَلُ الأعمالِ لُزُومُ الحَقِّ /3322
41- Amellerin en faziletlisi doğrudan ayrı olmayandır. /3322
42ـ أحْسَنُ الأفْعالِ ما وافَقَ الْحَقَّ وَ أفْضَلُ المَقالِ ما طابَقَ الصِّدْقَ /3324.
42- İşlerin en güzeli hakka uygun olan, sözlerin en faziletlisi ise doğruluk ile mutabık olandır. /3324
43ـ اَلْعَمَلُ عُنْوانُ الطَّوِيَّةِ /299.
43- Amel, saklı niyetlerin alametidir. /299
44ـ اَلْعَمَلُ شِعارُ المُؤْمِنِ /408.
44- Amel müminin şiarıdır. /408
45ـ اَلْعَمَلُ أكْمَلُ خَلَفٍ /482.
45- Amel en kâmil veliahttır. /482
46ـ اَلْعَمَلُ (اَلوَرَعُ عَمَلٌ راجِحٌ) وَرَعٌ راجِحٌ /551.
46- Amel tercih edilmiş dindarlıktır. /551
47ـ اَلْعَمَلُ رَفيقُ المُوقِنِ /975.
47- Amel yakin sahibinin arkadaşıdır. /975
48ـ اَلْمَرْءُ لا يَصْحَبُهُ إلاّ اَلْعَمَلُ /999.
48- Amel her zaman insanla beraberdir. /999
49ـ اَلأعْمالُ فِي الدُّنيا تِجارَةُ الآخِرَةِ /1307.
49- Dünyada amel ahiret ticaretidir. /1307
50ـ اَلْعَمَلُ بِطاعَةِ اللهِ أرْبَحُ /1320.
50- Allah’a itaat için yapılan amel, en kazançlı olanıdır. /1320
51ـ اَلفِعْلُ الجَمِيلُ يُنْبِئُ عَنْ عُلُوِّ الهِمَّةِ /1388.
51- İyi amel, himmetin büyüklüğünden haber verir. /1388
52ـ اَلْعَمَلُ كُلُّهُ هَباءٌ إلاّ ما أُخْلِصَ فيهِ /1400.
52- İhlasla yapılan amellerin dışında bütün ameller boştur. /1400
53ـ إنْ كُنْتُمْ عامِلينَ فَاعْمَلُوا لِما يُنْجيكُمْ يَوْمَ العَرْضِ /3737.
53- Amel ehliyseniz, kıyamette sizi kurtuluşa erdirecek amelleri yapın. /3737
54ـ إنَّكَ لَنْ يُتَقَبَّلَ مِنْ عَمَلِكَ إلاّ ما أخْلَصْتَ فيهِ, وَ لَمْ تَشُبْهُ بِالْهَوى, وَأسْبابِ الدُّنيا /3787.
54- İhlasla yaptığın, nefsi isteklerinle ve dünya vesileleriyle karıştırmadığın amellerinin dışındakiler kabul edilmez. /3787
55ـ إنَّكَ لَنْ يُغْنِيَ عَنْكَ بَعْدَ الْمَوْتِ إلاّ صالِحُ عَمَلٍ قَدَّمْتَهُ, فَتَزَوَّدْ مِنْ صالِحِ اَلْعَمَلِ /3815.
55- Öldükten sonra; göndermiş olduğun salim amelden başkası seni kurtarmayacaktır. Öyleyse salih amelden kendine azık hazırla. /3815
56ـ إنَّكَ لَنْ تَحْمِلَ إلَى الآخِرَةِ عَمَلاً أنْفَعُ لَكَ مِنَ الصَّبْرِ, وَ الرِّضا, وَ الْخَوْفِ, وَ الرَّجاءِ /3819.
56- Şüphesiz ahrete; sabırdan, rızadan, korku ve ümitten daha hayırlı amel taşımazsın. /3819
57ـ إنَّكُمْ بِأعْمالِكُمْ مُجازُونَ, وَبِها مُرْتَهنُِونَ /3820.
57- Şüphesiz amellerinizin karşılığında hak edilen verilecektir ve amelleriniz karşılığında rehinsiniz. /3820
58ـ إنَّكُمْ مَدينُونَ بِما قَدَّمْتُمْ, وَ مُرْتَهَنُونَ بِما أسْلَفْتُمْ /3824.
58- Şüphesiz önceden göndermiş olduğunuz amel karşılığında hak ettiğiniz verilecektir ve önceden yaptıklarınıza karşı rehinsiniz. /3824
59ـ إنَّكُمْ إلَى اَلْعَمَلِ بِما عَلِمْتُمْ أحْوَجُ مِنْكُمْ إلى تَعَلُّمِ ما لَمْ تَكُونُوا تَعْلَمُونَ /2826.
59- Şüphesiz sizler bilmediğinizi öğrenmekten daha çok bildiğinize amel etmeye muhtaçsınız. /2826
60ـ إنَّكُمْ إلى إعْرابِ الأعْمالِ أحْوَجُ مِنْكُمْ إلى إعْرابِ الأقْوالِ /3828.
60- Şüphesiz sözlerinizi tashih edip düzeltmeye, mal toplayıp kazanmaktan daha çok ihtiyacınız vardır. /3829
61ـ إنَّكُمْ إلَى اكْتِسابِ صالِحِ الأعْمالِ أحْوَجُ مِنْكُمْ إلى مَكاسِبِ الأمْوالِ /3829.
61- Şüphesiz salih amel işlemeye, mal toplayıp kazanmaktan daha çok ihtiyacınız var. /3829
62ـ إنَّكُمْ إلَى الاِهْتِمامِ بِما يَصْحَبُكُمْ إلَى الآخِرَةِ أحْوَجُ مِنْكُمْ إلى كُلِّ ما يَصْحَبُكُمْ مِنَ الدُّنيا /3830.
62- Ahirette sizinle birlikte olacak şeye karşı gayret göstermeye, dünyada sizinle birlikte olana gayret göstermekten daha çok ihtiyacınız var. /3830
63ـ إنَّكُمْ مُجازَوْنَ بِأفْعالِكُمْ فَلا تَفْعَلُوا إلاّ بِرّاً /3838.
63- Şüphesiz amelleriniz ile hesaba çekilip mükâfat alacaksınız. Öyleyse iyilikten başka bir şey yapmayın. /3838
64ـ إنَّكُمْ إنِ اغْتَنَمْتُمْ صالِحَ الأعْمالِ, نِلْتُمْ مِنَ الآخِرَةِ نِهايَةَ الآمالِ /3842.
64- Şüphesiz eğer salih amelleri ganimet saysanız, ahirette arzularınızın doruğuna ulaşırsınız. /3842
65ـ إنَّما المَرْءُ مَجْزِيٌّ بِما أسْلَفَ, وَ قادِمٌ عَلى ما قَدَّمَ /3893.
65- Şüphesiz insana önceden gönderdiği (amel)in karşılığı verilir. Önceden gönderdiğinize doğru gider. /3893
66ـ آفَةُ اَلْعَمَلِ تَرْكُ الإخْلاصِ /3949.
66- Amelin afeti ihlası terk etmektir. /3949
67ـ آفَةُ الأعْمالِ عَجْزُ العُمّالِ /3958.
67- Amellerin afeti amel edenlerin acizliğidir. /3958
68ـ آفَةُ اَلْعَمَلِ البِطالَةُ /3967.
68- Amellerin afeti işsizlik, boş kalmaktır. /3967
69ـ إذا ارْتَأيْتَ فَافْعَلْ /3997.
69- Ne zaman düşünsen amel et. /3997
70ـ بِحُسْنِ الأفْعالِ يَحْسُنُ الثَّناءُ /4241.
70- İyi işler ile övgüler güzel olur. /4241
71ـ بِالصَّالِحاتِ يُسْتَدَلُّ عَلى حُسْنِ الإيمانِ /4285.
71- İyi ameller ile imanın güzelliğine delil getirilir. /4285
72ـ بِالعَمَلِ يَحْصُلُ الثَّوابُ لا بِالكَسَلِ /4295.
72- Tembellik ile değil, amel ile sevap kazanılır. /4295
GERİ | İNDEKS | İLERİ |