GERİ İNDEKS İLERİ

109- Öfke ve şehvet hastalığına duçar olan akıl, hikmetten faydalanamaz. /6397

110ـ غِطاءُ العُيُوبِ اَلعَقْلُ /6434.

110- Ayıpların perdesi akıldır. /6434

111ـ فَقْدُ اَلعَقْلُ شَقاءٌ /6534.

111- Aklın elden gitmesi talihsizliktir. /6534

112ـ فَسادُ اَلعَقْلِ الاِغْتِرارُ بِالخُدَعِ /6552.

112- Aklın fesadı hilelere aldanmasıdır. /6552

113ـ فَضيلَةُ اَلعَقْلِ الزَّهادَةُ /6560.

113- Aklın fazileti dünyaya rağbet etmemesidir. /6560

114ـ قَدْ يَضِلُّ اَلعَقْلُ الفَذُّ /6647.

114- Bazen yalnız (kalan) akıl sapar. /6647

115ـ كَمْ مِنْ ذَليلٍ أعَزَّهُ عَقْلُهُ /6921.

115- Bazı zelilleri akılları aziz kılar. /6921

116ـ كَمْ مِنْ عَقْلٍ أسيرٍ عِنْدَ هَوىً أميرٍ /6923.

116- Bazı akıllar heva ve hevesin komutasında esir kalır. /6923

117ـ كَفى بِالعَقْلِ غِنىً /7015.

117- Zenginlik için akıl yeterlidir. /7015

118ـ كَفى بِالمَرْءِ عَقْلاً أنْ يُجْمِلَ في مَطالِبِهِ /7041.

118- İsteklerinde güzel ve mutedil olması için kişiye aklı yeterlidir. /7041

119ـ كَفاكَ مِنْ عَقْلِكَ ما أبانَ لَكَ رُشْدَكَ مِنْ غَيِّكَ /7078.

119- Sapık yol karşısında doğru yolu sana aşikâr etmesi için aklın yeterlidir. /7078

120ـ كُنْ لِعَقْلِكَ مُسْعِفاً وَلِهَواكَ مُسَوِّفاً /7182.

120- Aklının dediğine icabet et ve heva-hevesinin isteklerini geciktir. /7182

121ـ كُلَّمَا ازْدادَ عَقْلُ الرَّجُلِ قَوِيَ إيمانُهُ بِالقَدَرِ, وَاسْتَخَفَّ بِالغِيَرِ /7202.

121- Bir kimsenin aklı çoğalınca ilahi kaza ve kadere olan imanı artar; zorlu olaylar (onun yanında) kolaylaşır. /7202

122ـ كَسْبُ العَقْلِ كَفُّ الأذى /7220.

122- Aklın kazancı eziyet ve zarardan (insanı) alıkoymasıdır. /7220

123ـ كَيْفِيَّةُ الفِعْلِ تَدُلُّ عَلى كَمِّيَّةِ اَلعَقْلِ, فَأحْسِنْ لَهُ الاِخْتِيارَ, وَ أكْثِرْ عَلَيْهِ الاِسْتِظْهارَ /7226.

123- İşin keyfiyeti aklın miktarına delalet eder. Öyleyse onun için güzeli seç ve galip gelmeyi çoğalt. /7226

124ـ كَسْبُ العَقْلِ اَلاِعْتِبارُ وَ الاِسْتِظْهارُ, وَ كَسْبُ الْجَهْلِ اَلغَفْلَةُ وَاَلاِغْتِِرارُ /7227.

124- Aklın kazancı ibret almak ve temkin, cehaletin kazancı ise gaflet ve aldanmaktır. /7227

125ـ كَمالُ الْمَرْءِ عَقْلُهُ وَقيمَتُهُ فَضْلُهُ /7235.

125- Erkeğin kemali aklı, değeri faziletidir. /7235

126ـ كَمالُ الإنْسانِ اَلعَقْلُ /7244.

126- İnsanın kemali akıldır. /7244

127ـ لِكُلِّ شَيْءٍ غايَةٌ وَ غايَةُ الْمَرْءِ عَقْلُهُ /7300.

127- Her şeyin bir nihayeti vardır, erkeğin nihayeti ise aklıdır. /7300

128ـ لِكُلِّ شَيْءِ زَكاةٌ وَ زَكاةُ اَلعَقْلِ اِحْتِمالُ الجُهّالِ /7301.

128- Her şeyin zekâtı vardır, aklın zekâtı ise cahillere tahammül etmektir. /7301

129ـ لَنْ يُزانَ العَقْلُ حَتّى يُوازرَهُ الحِلْمُ /7338.

129- Sabır aklın veziri olmadıkça ziynetleşmez. /7448

130ـ لَوْ صَحَّ العَقْلُ لا غْتَنَمَ كُلُّ امْرِءٍ مَهَلَهُ /7579.

130- Akıl sağlam olursa şüphesiz insan elindeki mühleti ganimet sayacaktır. /7579

131ـ مَنِ اسْتَرْفَدَ العَقْلَ أرْفَدَهُ /7756.

131- Kim akıldan yardım isterse akıl ona yardım edecektir. /7756

132ـ مَنِ اسْتَعانَ بِالعَقْلِ سَدَّدَهُ /7925.

132- Kim akıldan yardım dilerse akıl onu doğru yola zorlar. /7925

133ـ مَنْ قَلَّ عَقْلُهُ ساءَ خِطابُهُ /7985.

133- Aklı az olanın hitabı kötü olur. /7985

134ـ مَنْ لا عَقْلَ لَهُ لا تَرْتَجيهِ /8088.

134- Aklı olmayana ümit etme (bel bağlama). /8088

135ـ مَنْ كَمُلَ عَقْلُهُ اِسْتَهانَ بِالشَّهَواتِ /8226.

135- Aklı kâmil olan şehvetleri zillet sayar. /8226

136ـ مَنْ أوْكَدِ أسْبابِ العَقْلِ رَحْمَةُ الجُهّالِ /9295.

136- Aklı onaylayan sebeplerinden biri de cahillere merhamet etmesidir. /9295

137ـ مَنْ كَمالِ النِّعَمِ وُفُورُ اَلعَقْلِ /9300.

137- Aklın çokluğu nimetlerin kemalindendir. /9300

138ـ مَنِ اَلعَقْلِ مُجانَبَةُ التَّبْذِيرِ, وَ حُسْنُ التَّدْبيرِ /9320.

138- İyi tedbir ve israftan kaçınmak akıldandır. /9320

139ـ مِنْ أحْسَنِ العَقْلُ التَّحَلّي بِالحِلْمِ (بِالعِلمِ) /9339.

139- Sabır (veya ilim) ile süslenmek en güzel akıldandır. /9339

140ـ صَلاحُ البَرِيَّةِ العَقْلُ /5803.

140- Akıl insanların menfaatidir. /5803

141ـ يُسْتَدَلُّ عَلى عَقْلِ كُلِّ امْرِئٍ بِما يَجْري عَلى لِسانِهِ /10957.

141- Her insanın aklı diliyle ölçülür. /10957

142ـ يُسْتَدَلُّ عَلى عَقْلِ الرَّجُلِ بِحُسْنِ مَقالِهِ, وَ عَلى طَهارَةِ اصْلِهِ بِجَميلِ أفْعالِهِ /10961.

142- İnsanın güzel konuşması aklına, hal ve hareketlerinin güzelliği ise asaletine delildir. /10961

143ـ يُسْتَدَلُّ عَلى عَقْلِ الرَّجُلِ بِكَثْرَةِ وَقارِهِ, وَحُسْنِ احْتمالِهِ, وَعلى أكْرَمِ أصْلِهِ بِحُسْنِ أفْعالِهِ /10975.

143- insanın aklına vakarının çokluğu, güzel tahammülü; yüce bir asalete sahip olmasına ise güzel davranışı, hal ve hareketi delildir. /10975

144ـ مَنْ غَلَبَ عَقْلُهُ هَواهُ أفْلَحَ /8357.

144- Aklı heva-hevesine galip gelen kurtulur. /8357

145ـ مَنْ غَلَبَ هَواهُ عَقْلَهُ اِفْتَضَحَ /8357.

145- Heva-hevesi aklına galip gelen rezil olur. /8357

146ـ مَنْ فاتَهُ العَقْلُ لَمْ يَعْدُهُ الذُّلُّ /8700.

146- Aklını yitirenden zillet ayrılmaz. /8700

147ـ مَنْ قَعَدَ بِهِ العَقْلُ قامَ بِهِ الجَهْلُ /8701.

147- Aklın oturttuğu kimseyi cehalet kaldırır. /8701

148ـ لا يَزْكُو عِنْدَ اللهِ سُبْحانَهُ إلاّ عَقْلٌ عارِفٌ وَ نَفْسٌ عَزُوفٌ /10882.

148- Allah katında arif akıldan ve dünyadan yüz çevirmiş nefisten başka bir şey temiz kılınmamıştır. /10882

149ـ لا شَيْءَ أحْسَنُ مِنْ عَقْلٍ مَعَ عِلْمٍ, وَ عِلْمٍ مَعَ حِلْمٍ, وَحِلْمٍ مَعَ قُدْرَةٍ /10909.

149- İlimle birlikte olan akıldan, hilimle birlikte olan ilimden ve kudretle birlikte olan hilimden daha güzel bir şey yoktur. /10909

150ـ يُسْتَدَلُّ عَلى عَقْلِ الرَّجُلِ بِالتَّحَلّي بِالِعَّفةِ وَالقَناعَةِ /10956.

150- İnsanın aklı iffet ve kanaatle süslenmesiyle ölçülür. /10956

151ـ لا غِنى كَالعَقْلِ /10472.

151- Akıl gibi zenginlik yoktur. /10472

152ـ لا عَقْلَ كَالتَّجاهُلِ /10503.

152- Kendini cahilliğe vurmak gibi akıllılık yoktur. /10503

153ـ لا يَجْتَمِعُ العَقْلُ وَالْهَوى /1074.

153- Akıl ile nefsani arzular bir araya gelmez. /1074

154ـ لا مالَ أعْوَدُ مِنَ العَقْلِ /10618.

154- Akıldan daha kazançlı mal yoktur. /10618

155ـ لا جَمالَ أزْيَنُ مِنَ العَقْلِ /10639.

155- Akıldan daha güzel ziynet yoktur. /10639

156ـ لا نِعْمَةَ أفْضَلُ مَنِ عَقْلٍ /10672.

156- Akıldan daha üstün nimet yoktur. /10672

157ـ لا يَغُشُّ العَقْلُ مَنِ انْتَصَحَهُ /10698.

157- Akıl nasihat aldığı kimseye ihanet etmez. /10698

158ـ لا خَيْرَ في عَقْلٍ لا يُقارِنُهُ حِلْمٌ /10742.

158- Hilimle birlikte olmayan akılda hayır yoktur. /10742

159ـ لا مَرَضَ أضْنى مِنْ قِلَّةِ العَقْلِ /10763.

159- Aklın azlığından daha ağır hastalık yoktur. /10763

160ـ لا دينَ لِمَنْ لا عَقْلَ لَهُ /10768.

160- Aklı olmayanın dini olmaz. /10768

161ـ مَنْ ضَيَّعَ عاقِلاً دَلَّ عَلى ضَعْفِ عَقْلِِهِ /8240.

161- Akıllı insanı zayi etmek, aklın zayıflığına delildir. /8240

162ـ مَنْ قَدَّمَ عَقْلَهُ عَلى هَواهُ حَسُنَتْ مَساعيهِ /8270.

162- Aklını nefsi isteklerinden öne geçirenin çalışmaları iyi olur. /8270

163ـ مَنْ مَلَكَ عَقْلَهُ كانَ حَكيماً /8282.

163- Aklına sahip olan hekim olur. /8282

164ـ مَنِ اعْتَبَر بِعَقْلِهِ اِسْتَبانَ /8295.

164- Aklı ile ibret alan (veya bir şeyi ölçen) arif olur. /8295

165ـ مَنْ قَوِيَ عَقْلُهُ أكْثَرَ الاِعْتِبارَ /8303.

165- Aklı güçlü olan çok ibret alır. /8303

166ـ مِنَ العَقْلِ التَّزَوُّدُ لِيَوْمِ الْمَعادِ /9371.

166- Kıyamet için azık hazırlamak akıldandır. /9371

167ـ مِنْ دَلائلِ العَقْلِ النُّطْقُ بِالصَّوابِ /9416.

167- Doğru konuşmak aklın delillerindendir. /9371

168ـ مِنْ عَلاماتِ العَقْلِ العَمَلُ بِسُنَّةِ العَدْلِ /9430.

168- Adaletli davranmak aklın alametlerindendir. /9430

169ـ ما جَمَّلَ الفَضائِلَ كَاللُّبِّ /9473.

169- Faziletlerin akıl gibisi güzelleştirmedi. /9473

170ـ ما قَسَمَ اللهُ سُبْحانَهُ بَيْنَ عِبادِهِ شَيْئاً أفْضَلَ مِنَ العَقْلِ /9605.

170- Yüce Allah kulları arasında akıldan daha üstün bir şeyi paylaştırmadı. /9605

171ـ ما اسْتَوْدَعَ اللهُ سُبْحانَهُ امْرَءاً عَقْلاً إلاّ لِيَسْتَنْقِذَهُ بِهِ يَوْماً /9679.

171- Allah-u Teala insana aklı, bir gün sıkıntıdan kurtarması için emanet olarak verdi. /9679

172ـ مِلاكُ الأمْرِ العَقْلُ /9713.

172- İşlerin ölçüsü akıldır. /9713

173ـ مَعَ العَقْلِ يَتَوَفَّرُ الحِلْمُ /9741.

173- Hilim akılla çoğalır. /9741

174ـ مَيْزَةُ الرَّجُلِ عَقْلُهُ, وَجَمالُهُ مُرُوَّتُهُ /9749.

174- İnsanın ayrıcalığı aklı, güzelliği mürüvvetidir. /9749

175ـ مَنْ عَجَزَ عَنْ حاضِرِ لُبِّهِ, فَهُوَ عَنْ غائِبهِ أعْجَزُ وَ مَنْ غائِبُهُ أعْوَزُ ؟‍ /8209.

175- Hazır aklından aciz olan, o olmadığında daha aciz olur. Öyleyse kaybından daha aciz olan kimdir? (Nehc’ül-Belaga/113. Hutbe) /8209

-175 قَليلٌ تُحْمَدُ مَغَبَّتُهُ خَيْرٌ مِنْ كَثيرٍ تَضُرُّ عاقِبَتُهُ /6742.

175- Akıbeti hayırlı olan az, akıbeti zararlı olan çoktan daha iyidir. /6742

AKILLI

1ـ اَلعاقِلُ مَنْ عَقَلَ لِسانَهُ /1591.

1- Akıllı, dilini bağlayan kimsedir. /1591

2ـ اَلعاقِلُ مَنْ تَغَمَّدَ الذُّنُوبَ بِالغُفْرانِ /1697.

2- Akıllı günahlarını tövbe ile örtendir. /1697

3ـ اَلعاقِلُ مَنْ هَجَرَ شَهْوَتَهُ, وَباعَ دُنْياهُ بِآخِرَتِهِ /1727.

3- Akıllı, şehvetinden uzaklaşan ve dünyasını ahiretine satandır. /1727

4ـ اَلعاقِلُ لا يَتَكَلَّمُ إلاّ بِحاجَتِهِ أو حُجَّتِهِ /1732.

4- Akıllı sadece gerektiğinde veya kendi hakkını ispatlamak için konuşandır. /1732

5ـ اَلعاقِلُ مَنْ تَوَرَّعَ عَنِ الذُّنُوبِ, وَ تَنَزَّهَ مِنَ العُيُوبِ /1737.

5- Akıllı günahlardan kaçınıp ayıplardan arınandır. /1737

6ـ اَلعاقِلُ مَنْ عَقَلَ لِسانَهُ إلاّ عَنْ ذِكْرِ اللهِ /1741.

6- Akıllı Allah zikri dışında dilini bağlayandır. /1741

7ـ اَلعاقِلُ مَنْ عَصى هَواهُ في طاعَةِ رَبِّهِ /1747.

7- Akıllı Rabb’ine itaatte, nefsinin isteklerine uymayandır. /1747

8ـ اَلعاقِلُ مَنْ أحْسَنَ صَنائِعَهُ, وَوَضَعَ سَعْيَهُ في مَواضِعِهِ /1798.

8- Akıllı yaptıklarını güzelleştirip çabasını gerektiği yerde harcayan kimsedir. /1798

9ـ اَلعاقِلُ إذا سَكَتَ فَكَرَ, وَ إذا نَطَقَ ذَكَرَ, وَإذا نَظَرَ اِعْتَبَرَ /1813.

9- Akıllı sustuğunda düşünür, konuştuğunda zikreder, baktığında ibret alır. /1813

10ـ اَلعاقِلُ مَنِ اتَّهَمَ رَأيَهُ, وَ لَمْ يَثِقْ بِكُلِّ ما تُسَوِّلُ لَهُ نَفْسُهُ /1851.

10- Akıllı kendi nazarını kınar, nefsinin güzel cilve verdiği şeylere itimat etmez. /1851

11ـ اَلعاقِلُ مَنْ زَهِدَ في دُنْيا فانِيَهٍ دَنِيَّةٍ, وَ رَغِبَ في جَنَّةٍ سَنِيَّةٍ خالِدَةٍ عالِيَةٍ /1868.

11- Akıllı fani ve aşağılık dünyaya rağbet etmez; yüksek, ebedi, güzel cennete rağbet eder. /1868

12ـ اَلعاقِلُ مَنْ وَضَعَ الأشْياءَ مَواضِعَها وَ الجاهِلُ ضِدُّ ذلِكَ /1911.

12- Akıllı her şeyi olması gereken yerine bırakan, cahil ise bunun tam tersini yapan kimsedir. /1911

13ـ اَلعاقِلُ إذا عَلِمَ عَمِلَ, وَ إذا عَمِلَ أخْلَصَ, وَإذا أخْلَصَ اِعْتَزَلَ /1936.

13- Akıllı öğrendiğinde amel eder, amel ettiğinde ihlaslı yapar, halis yaptığında bir kenara çekilir. /1936

14ـ اَلعاقِلُ مَنْ صانَ لِسانَهُ عَنِ الغِيْبَةِ /1955.

14- Akıllı dilini gıybetten koruyandır. /1955

15ـ اَلعاقِلُ يَجْتَهِدُ في عَمَلِهِ وَ يُقَصِّرُ مِنْ أمَلِهِ /1966.

15- Akıllı işinde çalışkan olan ve arzularından kısan kimsedir. /1966

16ـ اَلعاقِلُ مَنْ غَلَبَ هَواهُ, وَ لَمْ يَبِعْ آخِرَتَهُ بِدُنْياهُ /1983.

16- Akıllı nefsinin isteklerine galip gelip ahiretini dünyasına satmayandır. /1983

17ـ اَلعاقِلُ لا يَفْرُطُ بِهِ عُنْفٌ, وَلا يَقْعُدُ بِهِ ضَعْفٌ /1995.

17- Akıllı sertliğin ifrata itemediği ve zaafın oturtamadığı kimsedir. /1995

18ـ اَلعاقِلُ مَنْ يَمْلِكُ نَفْسَهُ إذا غَضِبَ, وَ إذا رَغِبَ وَ إذا رَهِبَ /2015.

18- Akıllı öfkelendiğinde, istediğinde ve korktuğunda nefsine hakim olan kimsedir. /2015

19ـ اَلعاقِلُ يَتَقاضى نفْسَهُ بِما يَجِبُ عَلَيْهِ, وَ لا يَتَقاضى لِنَفْسِهِ بِما يَجِبُ لَهُ /2066.

19- Akıllı nefsine vacip olan şeylerde onu hesaba çeker; ama nefsinin lehine olan şeylerde ise hesaba çekmez. /2066

20ـ اَلعاقِلُ مَنْ لا يُضيعُ لَهُ نَفَساً فيما لا يَنْفَعُهُ, وَ لا يَقْتَني ما لا يَصْحَبُهُ /2163.

20- Akıllı faydasına olmayan şeyde kendini heder etmeyen ve yanında olmayanı tedarik etmeyen kimsedir. /2163

21ـ اَلعاقِلُ مَنْ غَلَبَ نَوازعَ أهْوِيَتِهِ /2181.

21- Akıllı nefsini kabartan isteklerine galip gelen kimsedir. /2181

22ـ اَلعاقِلُ مَنْ سَلَّمَ إلَى القَضاءِ, وَ عَمِلَ بِالحَزْمِ /2195.

22- Akıllı ilahi takdire razı olup ileriyi görerek çalışan kimsedir. /2195

23ـ اَلعاقِلُ (الكاملُ) مَنْ قَمَعَ هَواهُ بِعَقْلِهِ /2198.

23- Akıllı nefsi isteklerini aklıyla kontrol altına alan kimsedir. /2198

24ـ اِعْقِلْ تُدْرِكْ /2254.

24- Düşün, bulursun. /2254

25ـ ألا وَ إنَّ اللَّبيبَ مَنِ اسْتَقْبَلَ وُجوهَ الآراءِ بِفِكْرٍ صائِبٍ, وَ نَظَرٍ فِي العَواقِبِ /2778.

25- Bilesiniz ki akıllı, isabetli fikirle ve sonuçlarını düşünerek değişik görüşleri karşılayan kimsedir. /2778

26ـ أعْقَلُكُم أطْوَعُكُمْ /2830.

26- En akıllınız en itaatkâr olanınızdır. /2830

27ـ أعْقَلُ النّاسِ مَنْ أطاعَ العُقَلاءَ /2861.

27- Halkın en akıllısı akıllı kimselere itaat edendir. /2861

28ـ إذا لَوَّحْتَ لِلْعاقِلِ فَقَدْ أوْجَعْتَهُ عِتاباً /4103.

28- Akıllı için işaret ettiğinde doğrusu onu kınayarak acı vermiş olursun. /4103

29ـ أسْعَدُ النّاسِ اَلعاقِلُ /2877.

29- Halkın en bahtiyarı akıllı olanıdır. /2877

30ـ أعْقَلُ النّاسِ أحْياهُمْ /2900.

30- Halkın en akıllısı en hayâlı olanıdır. /2900

31ـ أعْقَلُ الإنْسانِ مُحْسِنٌ خائِفٌ /2937.

31- En akıllı insan korkarak iyilik yapandır. /2937

32ـ أعْقَلُ النّاسِ أعْذَرُهُمْ لِلنّاسِ /2988.

32- Halkın en akıllısı halkın mazeretini (en çabuk) kabul edendir. /2988

33ـ أعْقَلُ النّاسِ أبْعَدُهُمْ عَنْ كُلِّ دِنَيَّةٍ /3073.

33- Halkın en akıllısı her türlü pislik ve aşağılıktan en uzak olandır. /3073

34ـ أعْقَلُ النّاسِ أطْوَعُهُمْ لِلّهِ سُبْحانَهُ /3147.

34- Halkın en akıllısı Allah’a en itaatkâr olanıdır. /3147

35ـ أعْقَلُ النّاسِ أقْرَبُهُمْ مِنَ اللهِ /3228.

35- Halkın en akıllısı Allah’a en yakın olanıdır. /3228

36ـ أعْقَلُ النّاسِ مَنْ كانَ بِعَيْبِهِ بَصيراً وَ عَنْ عَيْبِ غَيْرِهِ ضَريراً /3233.

36- Halkın en akıllısı kendi ayıplarını gören, başkalarının ayıplarınıysa görmezlikten gelen kimsedir. /3233

37ـ أعْقَلُ النّاسِ مَنْ لا يَتَجاوَزُ الصَّمْتَ في عُقُوبَةِ الجُهّالِ /3313.

37- Halkın en akıllısı cahillerden intikam almak istediğinde sadece susan kimsedir. /3313

38ـ أفْضَلُ النّاسِ عَقْلاً, أحْسَنُهُمْ تَقْديراً لِمَعاشِهِ, وَ أشَدُّهُمُ اهْتِماماً بِإصْلاحِ مَعادِهِ /3340.

38- Akılca halkın en üstünü, harcamasını en iyi ayarlayan ve ahiretini düzeltmeye en çok önem gösterendir. /3340

39ـ أعْقَلُ النّاسِ مَنْ غَلَبَ جِدُّهُ هَزْلَهُ, وَ أسْتَظْهَرَ عَلى هَواهُ بِعَقْلِهِ /3355.

39- Halkın en akıllısı, ciddiyeti boş zaman öldürmesine galip gelen ve nefsi isteklerine karşı aklından yardım isteyendir. /3555

40ـ أعْقَلُ النّاسِ مَنْ ذَلَّ لِلْحَقِّ فَاعْطاهُ مِنْ نَفْسِهِ, وَ عَزَّ بِالحَقِّ فَلَمْ يُهِنْ إقامَتَهُ, وَ حُسْنَ العَمِلِ بِهِ /3356.

40- Halkın en akıllısı hakka itaat ederek ona nefsinden bağışta bulunan, hak ile aziz olup, sonrada hakkı ikame edip ona güzel bir şekilde uymaya önem verendir. /3756

41ـ أعْقَلُ النّاسِ أنْظَرُهُمْ فِي العَواقِبِ /3368.

41- Halkın en akıllısı sonuçları en çok düşünendir. /3368

42ـ إنَّ العاقِلَ لا يَنْخَدِعُ لِلطَّمَعِ (بِالطَّمع) /3424.

42- Akıllı tamah ile (veya tamah için) aldanmaz. /3424

43ـ إنَّ العاقِلَ مَنْ عَقْلُهُ فِي إرْشادٍ, وَ مَنْ رَأْيُهُ فِي ازْدِياٍد, فَلِذلِكَ رَأْيُهُ سَديدٌ, وَ فِعْلُهُ حَميدٌ /3547.

43- Akıllı, hakka hidayeti düşünen ve telakkisi artış halinde olan bu yüzdende görüşü isabetli ve işi beğenilen kimsedir. /3547

44ـ إنَّ العاقِلَ يَتَّعِظُ بِالأدَبِ وَ البَهائِمُ لا تَتَّعِظُ إلاّ بِالضَّرْبِ /3547.

44- Akıllı edeple ibret alandır, dört ayaklılar ise sadece vurmak ile ibret alırlar. /3560

45ـ إنَّ العاقِلَ مَنْ نَظَرَ في يَوْمِهِ لِغَدِهِ, وَ سَعى في فِكاكِ نَفْسِهِ, وَ عَمِلَ لِما لا بُدَّ لَهُ مِنْهُ, وَلا مَحيصَ لَهُ عَنْهُ /3570.

45- Akıllı, bugününden yarınını düşünüp nefsini özgür kılmaya çalışan, çaresiz olduğu ve kurtuluşu olmadığı şeye amel eden kimsedir. /3570

46ـ إنَّ العاقِلَ يَنْبَغي أنْ يَحْذَرَ الْمَوْتَ في هذِهِ الدّارِ, وَ يُحْسِنَ لَهُ التَّأهُّبَ قَبْلَ أنْ يَصِلَ إلى دارٍ يَتَمَنّى فيهَا الْمَوْتَ فَلا يَجِدُهُ /3611.

46- Şüphesiz akıllıya bu diyarda ölümden korkması yakışır. Ölümü arzu edip bulamayacağı bir diyara gitmeden önce hazırlık yapması güzel olur. /3611

47ـ شيمَةُ ذوي الألْبابِ وَ النُّهى الإقْبالُ عَلى دارِ البَقاءِ, وَ الإعْراضُ عَنْ دارِ الفَناءِ, وَ التَّوَلُّهُ بِجَنَّةِ المأْوى /5791.

47- Akıl sahipleri kalıcı diyara yönelir, fani diyardan yüz çevirerek Me’va cennetine aşık olurlar. /5791

48ـ يَنْبَغي لِلعاقِلِ أنْ يُقَدِّمَ لآخِرَتِهِ, وَيَعْمُرَ دارَ إقامَتِهِ /10932.

48- Akıllı insana yakışan, ahiretine bir şeyler göndererek kalıcı diyarını güzelleştirmesidir. /10932

49ـ اَلعاقِلُ يَأْلِفُ مِثْلَهُ /326.

49- Akıllı kendi gibisiyle samimi olur. /326

50ـ اَلْمَرْءُ صَديقُ ما عَقَلَ /424.

50- İnsan, akıl ettiği şeyin dostudur. /424

51ـ اَلعاقِلُ عَدُوُّ لَذَّتِهِ /448.

51- Akıllı lezzetinin düşmanıdır. /448

52ـ اَلعاقِلُ مَنْ عَقَلَ لِسانَهُ /502.

52- Akıllı dilini bağlayan kimsedir. /502

53ـ اَلعاقِلُ يَطْلُبُ الكَمالَ , اَلْجاهِلُ يَطْلُبُ المالَ /579.

53- Akıllı kemali, cahil ise malı ister. /579

54ـ اَلعاقِلُ يَضَعُ نَفْسَهُ فَيَرْتَفِعُ /677.

54- Akıllı nefsini (kenara) bırakarak yükselir. /677

55ـ اَلعاقِلُ مَهْمُومٌ , مَغْمُومٌ /959.

55- Akıllı dertli ve hüzünlüdür. /959

56ـ اَلعاقِلُ مَنْ أحْرَزَ أمْرَهُ /1113.

56- Akıllı, işini koruyandır. /1113

57ـ اَلتَّعْريضُ لِلْعاقِلِ أشَدُّ عِتابِهِ /1161.

57- İma edilerek yapılan uyarı, akıllı için en ağır azarlamadır. /1161

58ـ اَلعاقِلُ مَنْ وَعَظَتْهُ التَّجارِبُ /1189.

58- Akıllı tecrübelerin nasihat verdiği kimsedir. /1189

59ـ اَلعاقِلُ مَنْ أماتَ شَهْوَتَهُ /1194.

59- Akıllı şehvetini öldüren kimsedir. /1194

60ـ اَلعاقِلُ مَنْ بَذَلَ نَداهُ /1262.

60- Akıllı cömertçe bağışta bulunandır. /1262

61ـ اَلعاقِلُ يَعْتَمِدُ عَلى عَمَلِهِ , اَلجاهِلُ يَعْتَمِدُ عَلى أمَلِهِ /1240.

61- Akıllı ameline, cahil arzusuna itimat eden kimsedir. /1240

62ـ اَلعاقِلُ مَنِ اتَّعَظَ بِغَيْرِهِ /1284.

62- Akıllı başkasından ibret alandır. /1284

63ـ اَلعاقِلُ مَنِ صَدَّقَ (صَدَّقَتْ) أقْوالَهُ أفْعالُهُ /1390.

63- Akıllı, ameli sözünü tasdik eden kimsedir. /1390

64ـ اَلعاقِلُ مَنْ وَقَفَ حَيْثُ عَرَفَ /1391.

64- Akıllı bildiğinde duran kimsedir. /1391

65ـ اَلعاقِلُ مَنْ يَزْهَدُ فيما يَرْغَبُ فيهِ الجاهِلُ /1523.

65- Akıllı, cahilin rağbet ettiği şeye rağbet göstermeyen kimsedir. /1523

66ـ إنَّما العاقِلُ مَنْ وَعَظَتْهُ التَّجارِبُ /3863.

66- Şüphesiz akıllı, tecrübelerinden nasihat alan kimsedir. /3863

67ـ إنَّما اللَّبِيبُ مَنِ اسْتَسَلَّ الأحْقادَ /3868.

67- Şüphesiz akıllı kinlerin kökünü kurutandır. /3868

68ـ إذا شابَ العاقِلُ شَبَّ عَقْلُهُ /4169.

68- Akıllı yaşlandığında aklı gençleşir. /4169

69ـ تَلْويحُ زَلَّةِ العاقِلِ لَهُ مِنْ أمَضِّ عِتابِهِ (أمَضَّ مِنْ عِتابهِ) /4497.

69- Akıllıya hatasını kinaye ile demek en acı kınamadır. /4497

70ـ ثَرْوَةُ العاقِلُ في عِلْمِهِ وَ عَمَلِهِ /4708.

70- Akıllının serveti ilim ve amelindedir. /4708

71ـ حُبُّ العِلْمِ, وَ حُسْنُ الحِلْمِ, وَ لُزومُ الصَّواِب مِنْ فَضائِلِ أُولِي النُّهى والألْبابِ /4879.

71- İlmi sevmek, hilmin güzelliği, doğrudan ayrılmamak akıl sahiplerinin faziletlerindendir. /4879

72ـ حَقٌّ عَلَى العاقِلِ العَمَلُ لِلْمَعادِ , وَ الاِسْتِكْثارُ مِنَ الزّادِ /4924.

72-  Akıllı insan ahiret için çalışmalı ve azığını çoğaltmalıdır. /4924

73ـ حَقٌّ عَلَى العاقِلِ أنْ يَقْهَرَ هَواهُ قَبْلَ ضِدِّهِ /4939.

73- Akıllı insan nefsi kendisine galebe etmeden nefsine galip gelen kimsedir. /4939

74ـ دَوْلَةُ اَلعاقِلِ كَالنَّسيبِ يَحِنُّ إلَى الوُصْلَةِ /5109.

74- Akıllının devleti, her zaman kavuşmak isteyen akraba gibidir. /5109

75ـ ذُو العَقْلِ لا يَنْكَشِفُ إلاّ عَنِ احْتِمالٍ, وَ إجْمالٍ, وَ إفْضالٍ /51079.

75- Akıl sahibinin aklı, tahammül, iyilik ve ihsan etmeden açmaz. /5109

76ـ رَغْبَةُ العاقِلِ فِي الحِكْمَةِ, وَ هِمَّةُ الجاهِلِ فِي الحَماقَةِ /5420.

76- Akıllı hikmete yönelir, cahil ise ahmaklığa himmet eder. /5420

77ـ زَلَّةُ العاقِلِ مَحْذُورَةٌ /5480.

77- Akıllının[10] hatasından korkulur. /5480

78ـ زَلَّةُ العاقِلِ شَديدَةُ النِّكايَةِ /5482.

78- Akıllının hatası çok şiddetli yara vurur. /5482

79ـ سُلْطانُ العاقِلُ يَنْشُرُ مَناقِبَهُ /5577.

79- Akıllın sultanlığı menkıbelerini yayar. /5577

80ـ شيمَةُ العُقَلاءِ قِلَّةُ الشَّهْوَةِ, وَ قِلَّةُ الغَفْلَةِ /5776.

80- Akıllının özelliği az şehvetli olması ve az gaflete düşmesidir. /5776

81ـ صَدْرُ العاقِلِ صُنْدُوقُ سِرِّهِ /5875.

82- Akıllının göğsü sırrının sandığıdır. /5875

82ـ ظَنُّ العاقِلِ أصَحُّ مِنْ يَقينِ الجاهِلِ /6040.

GERİ İNDEKS İLERİ