GERİ İNDEKS İLERİ

10- Huyların en üstünü cömertlik, iffet ve vakardır. /3271

11ـ أحْسَنُ الأخْلاقِ ما حَمَلَكَ عَلَى المَكارِمِ/ 3299.

11- En güzel ahlak, seni iyi işlere sevk edendir. /3299

12ـ إنَّ اللهَ سُبْحانَهُ وَتعالى يُحِبُّ السَّهْلَ النَّفْسِ، اَلسَّمِحَ الخَليقَةِ، القَريبَ الأمْرِ/ 3476.

12- Şüphesiz Allah yumuşak mizaçlı, bağışlayıcı yapıya sahip ve işinin eri olan kimseyi sever. /3476

13ـ إنَّ مِنْ مَكارِمِ الأخلاقِ: أنْ تَصِلَ مَنْ قَطَعَكَ، وَتُعْطِيَ مَنْ حَرَمَكَ، وَتَعْفُوَ عَمَّنْ ظَلَمَكَ/ 3543.

13- Şüphesiz senden kopana sıla-ı rahimde bulunman, senden esirgeyene vermen ve sana zulmedeni affetmen güzel ahlaklardandır. /3543

14ـ اَلمَكارِمُبِالمَكارِهِ/ 43.

14- Güzel ahlaklar hoşa gelmeyen şeylerle olur. /43

15ـ اَلخُلْقُ المَحْمُودُ مِنْ ثِمارِ العَقْلِ/ 1280.

15- Beğenilen ahlak, aklın meyvelerindendir. /1280

16ـ [وقالَ (ع) فيمَنْ أثْنى عَلَيْهِ]: إنْ نَطَقُوا صَدَقُوا، وَإنْ صَمَتُوا لَمْ يُسْبَقُوا، إنْ نَظَرُوا اعْتَبَرُوا، وإنْ أعْرَضُوا لَمْ يَلْهُوا، إنْ تَكَلَّمُوا ذَكَرُوا، وَإنْ سَكَتُوا تَفَكَّرُوا

16- İmam (a.s) övdüğü kişiler hakkında şöyle buyurmaktadır:

Konuştuklarında doğruyu söylerler; sustuklarında önlerine geçen olmaz; baktıklarında ibret alırlar; yüz çevirdiklerinde boşa saymazlar; konuştuklarında (Allah'ı) yâd ederler; sustuklarında ise düşünürler. /3728

17ـ إنْ كُنْتُمْ لا مُحالَةَ مُتَنافِسينَ فَتَنافَسُوا فِي الخِصالِ الرَّغيبَةِ، وَخِلالِ المَجْدِ

17- İster istemez rekabete girdiğinizde güzel huylarda ve büyük sıfatlarda yarışın. /3740

18ـ مَنْ ساءَتْ سَجِيَّتُهُ سَرَّتْ مَنِيَّتُهُ/ 8317.

18- Huyu kötü olanın ölümü (insanları) sevindirir. /8317

19ـ إذا حَسُنَ الخُلْقُ لَطُفَ النُّطْقُ/ 4050.

19- Ahlak güzel olduğu zaman konuşma latif olur. /4050

20ـ إذا كانَ في الرَّجُلِ خَلَّةٌ رائِقَةٌ فَانْتَظِرْ مِنْهُ أخَواتِها/ 4142.

20- İnsanda güzel bir huy olduğu zaman ona benzer sıfatları da ondan bekle. /4142

21ـ إذا دَعاكَ القُرآنُ إلى خَلَّةٍ جَميلَةٍ فَخُذْ نَفْسَكَ بِأمْثالِها/ 4143.

21- Kuran-ı Kerim güzel bir sıfata davet ettiği zaman aynılarını kendine al. /4143

22ـ بِحُسْنِ الأخْلاقِ يَطيبُ العَيْشُ/ 4263.

22- Güzel ahlak ile yaşam güzel olur. /4263

23ـ بَحُسْنِ الأخْلاقِ تَدِرُّ الأرزاقُ/ 4281.

23- Güzel ahlak ile rızklar çoğalıp akar. /4281

24ـ تَحَرِّي الصِّدقِ، وَتَجَنُّبُ الكِذْبِ، أجْمَلُ شِيمَةٍ وَأفْضَلُ أدَبٍ/ 4488.

24- Doğruluğu seçmek ve yalandan kaçınmak, en güzel sıfat, en üstün edeptir. /4488

25ـ تَنافَسُوا فِي الأخلاقِ الرَّغيبَةِ، وَالأحْلامِ العَظيمَةِ، وَالأخْطارِ الجَليلَةِ، يَعْظُمْ لَكُمُ الجَزاءُ/ 4556.

25- Mükâfatınızın büyük olması için güzel ahlakta, büyük sabırlarda ve yüce düşüncelerde yarışın. /4556

26ـ تَعَصَّبوا لِخلالِ الحَمْدِ، مِنَ الحِفْظِ لِلْجارِ، والوَفاءِ بالذِّمامِ، وَالطَّاعَةِ لِلْبِرِّ، وَالمَعْصِيَةِ لِلْكِبْرِ، وَتَحَلَّوْا بِمَكارِمِ الخِلالِ/ 4558.

26- Komşunun saygınlığını gözetmek, ahde vefa etmek, iyiliğe uymak, tekebbürle savaşmak gibi beğenilen erdemlerde inatçı olun ve yüce değerlerle bezenin. /4558

27ـ تَخَيَّرْ لِنَفْسِكَ مِنْ كُلِّ خُلْقٍ أحْسَنَهُ، فَإنَّ الخَيْرَ عَادَةٌ/ 4564.

27- Nefsin için ahlakların en güzelini seç; zira hayır, alışkanlıktır. /4564

28ـ حُسْنُ الخُلْقِ لِلنَّفْسِ، وحُسْنُ الخَلْقِ لِلْبَدَنِ/ 4808.

28- Güzel ahlak nefse, güzel yaratılış ise bedene özgüdür. /4808

29ـ حُسْنُ الخُلْقِ أفْضَلُ الدِّينِ/ 4809.

29- Güzel ahlak, en güzel dindarlıktır. /4809

30ـ حُسْنُ الخُلْقِ خَيْرُ قَرينٍ، وَالعُجْبُ داءٌ دَفينٌ/ 4840.

30- Güzel ahlak en iyi eş, kendini beğenme ise gizli bir hastalıktır. /4840

31ـ حُسْنُ الخُلْقِ مِنْ أفْضَلِ القِسَمِ، وَأحسَنِ الشِّيَمِ/ 4842.

31- Güzel ahlak, en üstün kısmetlerden ve en güzel huylardandır. /4842

32ـ حُسْنُ الخُلْقِ أحَدُ العَطائَينِ/ 4851.

32- Güzel ahlak iki (ilahi) vergiden biridir. /4851

33ـ حُسْنُ الأخْلاقِ بُرْهانُ كَرَم الأعْراقِ/ 4855.

33- Güzel ahlak huyların (asaletin) değerli olmasının kanıtıdır. /4855

34ـ حُسْنُ الأخْلاقِ يُدِرُّ الأرزاقَ، وَيُونِسُ الرِّفاقَ/ 4856.

34- Güzel ahlak, rızkları çoğaltıp akıtır ve dostları kaynaştırır. /4856

35ـ حُسْنُ الخُلْقِ رَأسُ كُلِّ بِرٍّ/ 4857.

35- Güzel ahlak her iyiliğin başıdır. /4857

36ـ حُسْنُ الخُلْقِ يُورِثُ المَحَبَّةَ وَيُؤكِّدُ المَوَدَّةَ/ 4864.

36- Güzel ahlak muhabbeti getirir, dostluğu perçinleştirir. /4864

37ـ خَيْرُ الأخْلاقِ أبْعَدُها عَنِ اللَّجاجِ/ 4975.

37- Ahlakın en hayırlısı, inattan en uzak olanıdır. /4975

38ـ خَيْرُ الشِّيَمِ أرْضاها/ 4981.

38- Huyların en hayırlısı, en beğenilir olanıdır. /4981

39ـ خَيْرُ الخلائِقِ الرِّفْقُ/ 4995.

39- Huyların en hayırlısı yumuşaklıktır. /4995

40ـ خَيْرُ الخِلالِ صِدْقُ الَمقالِ، وَمَكارِمُ الأفْعالِ/ 5004.

40- En hayırlı sıfat, doğru konuşmak ve güzel işler yapmaktır. /5004

41ـ رَأسُ الإيمانِ حُسْنُ الخُلْقِ، وَالتَّحَلّي بِالصِّدقِ/ 5259.

41- İmanın esası, güzel ahlak ve doğrulukla süslenmektir. /5259

42ـ كانَ لي (1) فيما مَضى أخٌ فِي اللهِ وَكانَ يُعَظِّمُهُ في عَيني صِغَرُ الدُّنيا في عَيْنِه (2) وَكانَ خارِجاً مِنْ (عنْ) سُلْطانِ بَطْنِهِ، فلا يَشْتَهي ما لا يَجِدُ وَلا يُكْثِرُ إذا وَجَدَ (3) وَكانَ أكثَرَ دَهْرِهِ صامِتاً فَإنْ قالَ بَذَّا القائِلينَ وَنَقَعَ غَليلَ السَّائلينَ (4) وَكانَ ضَعيفاً مُسْتَضْعَفاً فَإنْ جاءَ الجِدُّ فَهُوَ لَيْثٌ عادٍ وَصِلٌّ وادٍ (5) لا يُدْلي بِحُجَّةٍ حَتّى يَأتِيَ قاضياً (6) وَكانَ لايَلُومُ أحَداً عَلى ما (لا) يَجِدُ العُذْرَ في مِثلِهِ يَسْمَعَ اعْتِذارَهُ (7) وَكانَ لا يَشْكُوا وَجَعاً إلاّ عِنْدَ بُرْئِهِ (8) وَكانَ يَفْعَلُ ما يَقُولُ وَلا يَقُولُ ما لا يَفْعَلُ (9) وَكانَ إذا (إن) غُلِبَ عَلَى الكَلامِ لَمْ يُغْلَبْ عَلَى السُّكُوتِ (10) وَكانَ على أنْ يَسمَعَ أحْرَصَ مِنْهُ على أنْ يَتَكَلَّمَ (11) وَكانَ إذا بَدَهَهُ أمرانِ نَظَرَ أيُّهُما أقْرَبُ إلى الهَوى فَخالَفَهُ (12) فَعَلَيْكُمْ بهِذِهِ الخلائِقِ فَالْزَمُوها وَتَنافَسُوا فيها فَإنْ لَمْ تَسْتَطيعُوها فَاعْلَمُوا أنَّ أخْذَ القَليلِ خَيرٌ مِنْ تَركِ الكَثيرِ/ 7264.

42- İmam Ali (a.s) büyük bir şahsiyetin vasıflarını zikrederken şöyle buyurdu:

Vaktiyle kendini Allah'a adayan bir kardeşim vardı; onun gözünde dünyanın küçük olması, benim gözümde yüceltirdi onu; karnının hakimiyeti altında değildi; bulmadığını arzulamazdı; bulduğu zaman da çok yemezdi; çoğu zaman sessizdi; konuştuğunda söz söyleyenlere galip gelir, soru soranların (ilme olan) susuzluğunu giderirdi; zayıf ve mustazaftı; (savaş ve cihat meydanında) canla başla savaşma zamanı gelip çattığında öfkesinden var gücüyle kükreyen aslan ve su yüzü görmeyen (öldürücü) bir yılan kesilirdi; delili hazırlayıp hakimin yanında hazır olmazdı; mazeretini dinlemeyinceye kadar özrü olanları azarlamadığı gibi, (özrü olmayanları da) azarlamazdı; iyileştiğinde ancak derdini şikâyet ederdi; söylediğini yapar, yapmadığını söylemezdi; konuşurken mağlup düştüğünde susmakta mağlup olmazdı; dinlemeyi, konuşmaktan daha çok severdi; iki işle karşılaştığında o işlerde hangisinin nefsine daha yakın olduğuna bakar, ona muhalefet ederdi. Bu sıfatlar sizlere gereklidir; öyleyse ayrılmayın onlardan ve yarışın o sıfatlarda. Onların hepsine sahip olmazsanız bilesiniz ki az olanı almak, çok olanı terk etmekten daha iyidir. /7264

43ـ لَمْ يَضِقْ شَيْءٌ مَعَ حُسْنِ الخُلقِ/ 7545.

43- Hiçbir şey güzel ahlak ile daralmaz. /7545

44ـ مَنْ كَرُمَ خُلْقُهُ اتَّسَعَ رِزْقُهُ/ 8024.

44- Yüce ahlaka sahip olanın rızkı genişler. /8024

45ـ مَنْ حَسُنَتْ خَليقَتُهُ طابَتْ عِشرَتُهُ/ 8153.

45- Ahlakı güzel olanın kaynaşması güzel ve temiz olur. /8153

46ـ مَنْ حَسُنَ خُلْقُهُ سَهُلَتْ لَهُ طَرُقُهُ/ 8493.

46- Ahlakı güzel olana (hayat) yolları kolaylaşır. /8493

47ـ مَنْ حَسُنَ خُلْقُهُ كَثُرَ مُحِبُّوهُ، وَأنَسَتِ النُّفُوسُ بِهِ/ 9131.

47- Ahlakı güzel olanı sevenler çok olur ve gönüller ona bağlanır. /9131

48ـ ما أعْطَى اللهُ سُبْحانَهُ العَبْدَ شَيْئاً مِنْ خَيرِ الدُّنيا وَالآخرَةِ إلاّ بِحُسْنِ خُلْقِهِ، وَحُسْنِ نِيَّتِهِ/ 9670.

48- Allah-u Teala kuluna dünya ve ahiret iyiliğini, bir şeyi ancak güzel ahlak ve iyi niyetinin vesilesiyle verir. /9670

49ـ نِعْمَ الحَسَبُ حُسْنُ الخُلْقِ/ 9882.

49- Güzel ahlak ne de güzel haseptir! /9882

50ـ نِعْمَ الشّيمَةُ حُسْنُ الخُلْقِ/ 9934.

50- Güzel ahlak ne de güzel huydur! /9934

51ـ نِعْمَ الإيمانُ جَميلٌ الخُلْقِ/ 9946.

51- Güzel ahlak ne de güzel imandır! /9946

52ـ خَوافِي الأخْلاقِ تَكْشِفُهَا المُعاشَرةُ/ 5099.

52- Ahlakın gizliliklerini arkadaşlık ortaya çıkarır. /5099

53ـ رَأسُ العِلْمِ التَّميزُ بَيْنَ الأخْلاقِ وَإظْهارِ مَحْمُودِها وَقَمْعِ مَذْمُومِها/ 5267.

53- İlmin başı ahlakı birbirinden ayırt etmek ve onun beğenilir olanını ortaya çıkarmak ve kınanmışını ise söküp atmaktır. /5267

54ـ زَيْنُ الشِّيَم رَعْىُ الذِّمَمِ/ 5465.

54- Huyların süsü, ahitlere uymaktır. /5465

55ـ سِتَّةٌ تُخْتَبَرُ بِها أخْلاقُ الرِّجالِ: الرِّضا، وَالغضَبُ، وَالأمْنُ، وَالرَّهْبُ، وَالمَنْعُ، وَالرَّغْبُ/ 5631.

55- Kişilerin ahlakı altı şeyle denenir: Hoşnutluk, öfke, güven, korku, men ve rağbette. /5631

56ـ عَلَيْكَ بِحُسْنِ الخُلقِ فَإنَّهُ يُكْسِبُكَ المَحَبَّةَ/ 6100.

56- Güzel ahlaklı olmaya çalış; zira o sana sevgiyi kazandırır. /6100

57ـ في سَعَةِ الأخْلاقِ كُنُوزُ الأرْزاقِ/ 6513.

57- Rızkların hazineleri ahlakın genişliğindendir. /6513

58ـ كُلُّ شَيْءٍ يُسْتَطاعُ إلاَّ نَقْلَ الطِّباعِ/ 6906.

58- Huyları değiştirmek dışında her şeyi yapmak mümkündür. /6906

59ـ كَمْ مِنْ وَضيعٍ رَفَعَهُ حُسْنُ خُلْقِهِ/ 6972.

59- Nice alçak insanlar vardır ki güzel ahlakları onları yüceltir. /6972

60ـ مَنْ لَمْ يُحسِنْ خُلْقَهُ لَمْ يَنْتَفِعْ بِهِ قَرينُهُ/ 9005.

60- Ahlakını güzelleştirmeyenin, dostuna faydası olmaz. /9005

61ـ مَنْ لَمْ تُحسَنْ خَلائِقُهُ لَمْ تُحْمَدْ طَرائِقُهُ/ 9188.

61- Ahlakları güzel olmayanın (gittiği) yolları övülmez. /9188

62ـ لا قَرينَ كَحُسْنِ الخُلقِ/ 10547.

62- Güzel ahlak gibi eş (arkadaş) yoktur. /10547

63ـ لا عَيْشَ أهْنَأُ مِنْ حُسْنِ الخُلْقِ/ 10765.

63- Güzel ahlaktan daha hoş ve rahat bir yaşam yoktur. /10765

64ـ إذا رَأيتَ في غَيرِكَ خُلْقاً ذَميماً فَتَجَنَّبْ مِنْ نَفْسِكَ أمْثالَهُ/ 4098.

64- Başkasında kınanmış bir ahlak gördüğün zaman onun benzerlerini kendinden uzaklaştır. /4098

65ـ إنَّ طِباعَكَ تَدْعُوكَ إلى ما ألِفْتَهُ/ 3420.

65- Şüphesiz huyların, seni ona alıştırdığın şeylere davet eder. /3420

66ـ إنَّ هذِهِ الطَّبايِعَ مُتَبايِنَةٌ، وَخَيْرُها أبْعَدُها مِنَ الشَّرِّ/ 3450.

66- Şüphesiz huylar farklıdır; onların en hayırlısı kötülükten en uzak olanıdır. /3450

67ـ إنَّما طَبايِعُ الأبرارِ طَبايِعُ مُحْتَمِلَةٌ لِلْخَيْرِ، فَمَهْما حُمِّلَتْ مِنْهُ اِحتَمَلَتْهُ/ 3902.

67- İyilerin huyları ancak hayrı taşıyan huylardır. O halde ondan bir şey yüklenildiklerinde onu taşırlar. /3902

68ـ وقالَ (ع) في حَقِّ مَنْ ذَمَّهُ: إنْ سَقِمَ فَهُوَ نَادِمٌ على تَركِ العَمَلِ، وَإنْ صَحَّ أمِنَ مُغْتَرّاً فَأخَّرَ العَمَلَ، إنْ دُعِىَ إلى حَرْثِ الدُّنيا عَمِلَ، وَإنْ دُعِىَ إلى حَرْثِ الآخِرَةِ كَسِلَ، إنِ اسْتَغنى بَطَرَ وَفَتَنَ، إنِ افْتَقَرَ قَنَطَ وَوَهَنَ، إنْ أُحْسِنَ إلَيهِ جَحَدَ، وَإنْ أحْسَنَ تَطاوَلَ، وَامْتَنَّ، إنْ عَرَضَتْ لَهُ مَعْصِيَةٌ واقَعَها بِالاِتّكالِ عَلَى التَّوبَةِ، إنْ عَزَمَ عَلَى التَّوبَةِ سَوَّفَها، وَأصَرَّ عَلَى الحَوْبَةِ إنْ عُوفِيَ ظَنَّ أنْ قَدْ تابَ، إنِ ابْتُلِيَ ظَنَّ وَارْتَاَب، إنْ مَرِضَ أخْلَصَ وَأنابَ، إنْ صَحَّ نَسِيَ وَعادَ وَاجْتَرى على مَظالِمِ العِبادِ،إنْ أمِنَ اِفْتَتَنَ لاهِياً بِالعاجِلَةِ، فَنَسِيَ الآخِرَةَ وَغَفَلَ عَنِ المُعادِ/ 3731.

68- İmam Ali (a.s) kınadığı ve azarladığı biri hakkında şöyle buyurdu:

Eğer hastalanırsa ameli terk ettiğinden dolayı pişman olur; eğer sıhhatine kavuşursa güvende olduğuna aldanarak ameli geciktirir; dünya tarlasına çağrıldığında çalışır, amel eder; ahiret tarlasına çağırıldığında tembelleşir; zenginleştiğinde azıtır, fitneye düşer; fakirleştiğinde ümitsizliğe kapılır, gevşer; kendisine iyilik edildiğinde nankörlük eder; iyilik ettiğinde gururlanır, minnet bırakır; kendisine günah sunulursa tövbeye itimat ederek günaha düşer; tövbe etmeye azmettiğinde onu geciktirir, günahında ısrar eder; afiyete kavuştuğunda kesin olarak tövbe ettiğini zanneder; belaya duçar olduğunda (Allah hakkında) kötü zanna kapılır, şekke düşer; hastalandığında (amelini) halis kılar, tövbe eder; sağlığına kavuştuğunda unutur, günahlarına geri döner ve kulların haklarını almaya cüret eder; güvende olduğunu hissettiğinde dünya oyununa dalarak fitneye düşer, böylece ahireti unutur ve dönüş gününden (kıyametten) gafil olur. /3731

69ـ أذا رَأيْتَ في غَيْرِكَ خُلْقاً ذَميماً فَتَجَنَّبْ مِنْ نَفْسِكَ أمثالَهُ/ 4099.

69- Başkasında kınanmış bir ahlak gördüğün zaman onun benzerlerini kendinden uzaklaştır. /4099

70ـ بِئسَ السَّجِيَّةُ الغُلُولُ/ 4393.

70- Ne de kötü huydur kin! /4393

71ـ بُعدُ المَرْءِ عَنِ الدَّنِيَّةِ فُتُوَّةٌ/ 4425.

71- Kişinin aşağılık (huylardan uzak olması) yiğitliktir. /4425

72ـ تَجَنَّبُوا البُخْلَ وَالنِّفاقَ، فَهُما مِنْ أذَمِّ الأخلاقِ/ 4540.

72- Cimrilik ve nifaktan kaçının; zira onlar, en kınanmış ahlaktandır. /4540

73ـ تَجَنَّبْ مِنْ كُلِّ خُلْقٍ أسْوَأَهُ، وجاهِدْ نَفْسَكَ على تَجَنُّبِهِ فَإنَّ الشَّرَّ لَجاجَةٌ/ 4565.

73- Ahlakların en kötüsünden kaçın; onlardan uzak durması yolunda nefsinle savaş; zira kötülük inattır. /4565

74ـ خَلَّتانِ لا تَجتَمِعانِ في قَلبِ مُؤمِنٍ: سُوءُ الخُلقِ وَالبُخْلُ/ 5069.

74- İki sıfat müminin kalbinde toplanmaz: Kötü ahlak ve cimrilik. /5069

75ـ سُوءُ الخُلْقِ شُؤْمٌ، والإساءَةُ الَى المُحسِنِ لُؤْمٌ/ 5566.

75- Kötü ahlak uğursuzluk, iyi insanlara kötülük etmek ise alçaklıktır. /5566

76ـ سُوءُ الخُلْقِ شَرُّ قَرينٍ/ 5567.

76- Kötü ahlak en kötü arkadaştır. /5567

77ـ سُوءُ الخُلْقِ يُوحِشُ القَريبَ، وَيُنَفِّرُ البَعيدَ/ 5593.

77- Kötü ahlak yakını ürkütür, uzağı salıverir. /5593

78ـ سُوءُ الخُلْقِ نَكَدُ العَيْشِ وَعَذابُ النَّفسِ/ 5639.

78- Kötü ahlak yaşamın lekesi, nefsin azâbıdır. /5639

79ـ الخِلالُ المُنْتِجَةُ لِلشَّرِّ الكِذْبُ، وَالبُخْلُ، وَالجَوْرُ، وَالجَهْلُ/ 2005.

79- Yalan, cimrilik, zulüm ve cahillik kötülüğü doğuran huylardır. /2005

80ـ سُوءُ الخُلقِ يُوحِشُ النَّفْسَ وَيَرْفَعُ الأَنْسَ/ 5640.

80- Kötü ahlak nefsi ürkütür, ülfeti ortadan kaldırır. /5640

81ـ شَرُّ الأخلاقِ الكِذْبُ وَالنِّفاقُ/ 5689.

81- En kötü ahlak yalan ve iki yüzlülüktür. /5689

82ـ شَرُّ الشِّيَمِ الكِذْبُ/ 5721.

82- En kötü huy yalandır. /5721

83ـ قَدْ تُزْري الدَّنِيَّةُ/ 6619.

83- Bazen alçaklık insanı lekeler. /6619

84ـ كُلُّ داءٍ يُداوى إلاّ سُوءُ الخُلْقِ/ 6880.

84- Kötü huydan başka her hastalık tedavi edilir. /6880

85ـ مَنْ خَشُنَتْ عَريكَتُهُ أقْفَرَتْ حاشِيَتُهُ/ 8581.

85- Kaba huylu olanın etrafında kimse kalmaz. /8581

86ـ مَنْ ساءَ خُلْقُهُ عَذَّبَ نَفْسَهُ/ 8156.

86- Huyu kötü olan kendisini azaplandırmıştır. /8156

87ـ مَنْ ساءَ خُلْقُهُ مَلَّهُ أهْلُهُ/ 8595.

87- Huyu kötü olandan ailesi bıkar. /8595

88ـ مَنْ ساءَ خُلْقُهُ قَلاهُ مُصاحِبُهُ وَرَفيقُهُ/ 8773.

88- Ahlakı kötü olanın yoldaşı ve dostu düşman kesilir. /7873

89ـ مَنْ ساءَ خُلْقُهُ أعْوَزَهُ الصَّديقُ، والرَّفيقُ/ 9187.

89- Ahlakı kötü olanın dostu ve arkadaşı az olur. /9187

90ـ مِنْ سُوءِ الخُلْقِ البُخْلُ، وَسُوءَ التَّقاضي/ 9324.

90- Cimrilik ve (kabaca) dilemek, kötü ahlaktandır. /9324

91ـ اِحْذَرِ الهَزْلَ، وَاللَّعْبَ، وَكَثْرَةَ المَزْحِ، وَالضِّحْكِ، وَالتُّرَهاتِ/ 2603.

91- Laubalilikten, boş şeyden, fazla şaka ve gülmekten, bâtıl ve faydasız sözlerden kaçın. /2603

92ـ اِحْذَروُا مَنافِخَ الكِبْرِ، وَغَلَبَةَ الحَمِيَّةِ، وَتَعَصُّبَ الجاهِليَّةِ/ 2628.

92- Kibri (ruha) üfleyen şeylerden, bağnazlığın galip gelmesinden ve cahiliyet taassubundan kaçının. /2628

93ـ أياّكَ وَخُبْثَ الطَّويَّةِ، وَإفْسَادَ النِّيَّةِ، وَرُكوبَ الدَّنِيَّةِ، وَغُرُورَ الأُمْنِيَّةِ/ 2729.

93- Bâtini kötülüklerden, niyeti bozmaktan, alçak (işlere) bulaşmaktan ve arzulara aldanmaktan uzak dur. /2729

94ـ أقبَحُ الأخْلاقِ الخِيانَةُ/ 2906.

94- Hıyanet en çirkin ahlaktır. /2906

95ـ اَلأَمُ الخُلْقِ الحِقْدُ/ 2917.

95- Kin en kınanmış huydur. /2917

96ـ أسْوَءَ الخَلائِقِ التَّحَلِّي بِالرَّذائِلِ/ 2981.

96- Ahlakların en kötüsü rezil sıfatlarla süslenmektir. /2981

97ـ اَلخُلقُ المَذْمُومُ مِنْ ثِمارِ الجَهْلِ/ 1281.

97- Kınanmış huy cahilliğin meyvelerindendir. /1281

98ـ ما أقْبَحَ شِيَمَ اللِّئامِ، وَأحسَنَ سَجايَا الكِرامِ/ 9702.

98- Ne çirkindir alçak kişilerin huyları, ne de güzeldir kerim insanların huyları! /9702

99ـ مُقارَبَةُ الرِّجالِ فِي خَلائِقِهِمْ أمْنٌ غَوائِلِهِمْ/ 9803.

99- İnsanlara kendi ahlaklarıyla yaklaşmak, onların belalarından güvende olmak demektir. /9803

100ـ لا خَيْرَ فِي خُلْقٍ لاَيزينُهُ حِلْمٌ/ 10709.

100- Sabrın süslemediği ahlakta bir hayır yoktur. /10709

101ـ لا خَيْرَ فِي شيمَةِ كِبْرٍ، وَتَجَبُّرٍ، وَفَخْرٍ/ 10897.

101- Kibir, bencillik ve büyüklük taslama sıfatında hiçbir hayır yoktur. /10897

102ـ لا عَيْشَ لِسَيِّئ الخُلْقِ/ 105.

102- Kötü ahlaklının bir yaşantısı olmaz. /105

103ـ لا وَحْشَةَ أوْحَشُ مِنْ سُوءِ الخُلقِ/ 10766.

103- Kötü ahlaktan daha korkunç bir dehşet yoktur. /10766

104ـ اَلسَّيِّئُ الخُلقِ كَثِيرُ الطَّيْش مُنَغِّصُ العَيْشِ/ 1604.

104- Kötü ahlaklı çok akılsız ve tatsız, acı hayatı olandır. /1604

105ـ اَلخُلْقُ السَّيِّءُ أحَدُ العَذابَينِ/ 1667.

105- Kötü ahlak iki azaptan biridir. /1667

106ـ مَنْ أساءَ خُلْقَهُ عَذَّبَ نَفْسَهُ/ 7798.

106- Ahlakını kötüleştiren nefsini azaplandırır. /7798

107ـ مَنْ ضاقَ خُلْقُهُ مَلَّهُ أهْلُهُ/ 7952.

107- Ahlakı dar olanı ailesi bıktırır. /7952

108ـ مَنْ ساءَ خُلْقُهُ ضاقَ رِزْقُهُ/ 8023.

108- Ahlakı kötü olanın rızkı dar olur. /8023

109ـ مَنْ لَمْ يُؤَكِّد قَديمَهُ بِحَديثِهِ، شانَ سَلَفَهُ وَخانَ خَلَفَهُ/ 8963.

109- Eskisini yenisiyle sağlamlaştırmayan, geçmişlerini (atalarını) lekelemiş ve geleceğine (nesline) hıyanet etmiştir. /8963

AHMAK

1ـ الأحْمَقُ غَريبٌ في بَلْدَتِهِ، مُهانٌ بينَ أعِزَّتِهِ/ 1728.

1- Ahmak, kendi şehrinde garip, dost ve akrabalarının arasında zelildir. /1728

2ـ الأحمقُ لا يَحْسُنُ بالْهَوانِ، ولا يَنْفَكُّ عَنْ نَقْصٍ وخُسْرانٍ/ 1790.

2- Ahmak adam zelil olmakla düzelmez, devamlı noksanlık ve hüsran içindedir. /1790

3ـ احْذِرِ الأحْمَقَ، فَإنَّ مُداراتَهُ تُعَنِّيكَ (تُعْييكَ)، ومُوافَقَتَهُ تُرْديكَ، ومُخالَفَتَهُ تُؤذيكَ، ومُصاحَبَتَهُ وَبالٌ عَلَيْكَ/ 2593.

3- Ahmak adamdan uzak dur, çünkü onunla dostça geçinmek seni zorluğa sokar (veya seni bitkin eder), onunla hemfikir olmak seni helak eder, onun muhalefeti sana eziyet, dostluğu ise kötülük olur. /2593

4ـ أحمقُ النّاسِ مَنْ ظَنّ أنّهُ أعْقَلُ النّاسِ/ 3089.

4- Kendisini halkın en akıllısı zanneden onların en ahmağıdır. /3089

5ـ أحمقُ النّاسِ مَنْ يَمْنَعُ الْبِرَّ و يَطْلُبُ الشُّكْرَ و يَفْعَلُ الشَّرَّ ويَتَوَقَّعُ ثَوابَ الْخَيْرِ/ 3283.

5- İnsanların en ahmağı, ihsan etmediği halde teşekkür, kötülük ettiği halde hayırın sevabını bekleyen kimsedir. /3283

6ـ أحْمَقُ النّاسِ مَنْ أنْكَر علَى غَيرهِ رَذِيلَةً وَهُوَ مُقيمٌ عَلَيْها/ 3343.

6- İnsanların en ahmağı, kendisinden başkasına kötü saydığı sıfatı kendisi ısrarla yapan kimsedir. /3343

7ـ الأحمَقُ لا يَحْسُنُ بالْهَوانِ/ 1236.

7- Ahmak insan zelil olmakla düzelmez. /1236

8ـ بُعْدُ الأحمقِ خَيرٌ مِنْ قُرْبِهِ، وسُكُوتُهُ خَيرٌ مِنْ نُطْقِهِ/ 4451.

8- Ahmak adamın uzak durması yakınlığından, susması konuşmasından daha iyidir. /4451

9ـ تُعْرَفُ حَماقَةُ الرَّجُلِ بِالأشَرِ فِي النِّعْمَةِ، وكَثْرَةِ الذُّلِّ في الْمِحْنَةِ/ 4520.

9- Ahmak adam, nimetin bolluğunda sevinip, sıkıntı ve mihnette zilleti ile tanınır. /4520

10ـ تُعْرَفُ حِماقَةُ الرَّجُلِ في ثَلاثٍ: فِي كَلامِهِ فيما لا يَعْنيهِ، وجَوابِهِ عَمّا لا يُسْئَلُ عَنْهُ، وتَهَوُّرِهِ في الأمُورِ/ 4542.

10- İnsanın ahmaklığı üç şeyle tanınır: Kendisini ilgilendirmeyen şey hakkında konuşması, sorulmadığında cevap vermesi, düşünüp taşınmadan kendini ortaya atmasıdır. /4542

11ـ قَطيعَةُ الأحمقِ حَزْمٌ/ 6732.

11- Ahmak adamdan ilişkiyi kesmek, ileri görüşlü olmaktandır. /7185

12ـ كُنْ عَلىحَذَرٍ مِنَ الأحمقِ إذا صاحَبْتَهُ، ومِنَ الفاجِرِ إذا عاشَرْتَهُ، ومِنَ الظّالِمِ إذا عامَلْتَهُ/ 7185.

12- Ahmak adamla dost, fasık ile arkadaş ve zalim ile iş yaptığında dikkatli olup ihtiyatlı davran. /7185

13ـ لِلأحمقِ مَعَ كُلِّ قَوْلٍ يَمينٌ/ 7336.

13- Ahmak adamın her sözünde yemin vardır. /7336

14ـ إيّاكَ ومَوَدَّةَ الأحمقِ، فإنّهُ يَضُرُّكَ مِنْ حَيْثُ يَرى أنّهُ يَنْفَعُكَ، ويَسُوءُكَ وهُوَ يَرى أنّهُ يَسُرُّكَ/ 2731.

14- Ahmak adamla dost olma, çünkü sana yarar sağladığını zannettiği yerde zarar verir, seni sevindirmek isterken üzer, rahatsız eder. /2731

15ـ السُّكُوتُ علَى الأحمقِ أفْضَلُ جَوابِهِ/ 1160.

15- Ahmak adamın karşısında susmak, ona cevap vermekten daha iyidir. /1160

16ـ مِنْ أماراتِ الأحمقِ كَثْرَةُ تَلَوُّنِهِ/ 9445.

16- Renkten renge girmek, ahmak insanın nişanelerindendir. /9445

GERİ İNDEKS İLERİ