GERİ İNDEKS İLERİ

34- Tamahı dindarlıkla ortadan kaldırın. /5916

35ـ عَبْدُ المَطامِعِ مُسْتَرَقٌ, لا يَجِدُ أبَداً العِتْقَ /6299.

35- Tamahların kölesi hiçbir zaman özgür olmaz. /6299

36ـ غَشَّ نَفْسَهُ مَنْ شَرَّبَها الطَّمَعَ /6401.

36- Nefsine tamah (şerbetinden) içiren ona ihanet etmiştir. /6401

37ـ فَسادُ الدِّينِ الطَّمَعُ /6551.

37- Dinin ortadan kalkması, bozulması tamah yüzündendir. /6551

38ـ قُرِنَ الطَّمَعُ بِالذُّلِّ /6717.

38- Tamah zilletle iç içedir. /6717

39ـ مَنْ باعَ الطَّمَعَ بِاليَأْسِ لَمْ يَسْتَطِلْ عَلَيْهِ النّاسُ /9056.

39- Kim tamahı ümitsizliğe satarsa millet ona üstünlük taslamaz. /9056

40ـ نِعْمَ عَوْنُ الأمَلِ الطَّمَعُ /9919.

40- Tamah arzunun iyi bir yardımcısıdır. /9919

41ـ نَكَدُ الدّينِ الطَّمَعُ, وَصَلاحُهُ الوَرَعُ /9967.

41- Dinin zevali tamahlı olmak, kurtuluşu ise dindar olmaktır. /9967

42ـ نَعُوذُ بِاللهِ مِنَ المَطامِِعِ الدَّنِيَّةِ, وَالهِمَمِ الغَيْرِ المَرْضِيَّةِ /9974.

42- Alçak tamahlardan ve Rabb’inin razı olmadığı himmetlerden Allah’a sığınırım. /9974

43ـ لا تَطْمَعْ فيما لا تَسْتَحِقُّ /10157.

43- Hakkın olmayan şeylere tamah etme. /10157

44ـ لايَسْتَرِقَّنَّكَ الطَّمَعُ وَكُنْ عَزُوفاً /10218.

44- Hiçbir zaman tamah seni kölesi yapmasın ve (dünyaya karşı) rağbetsiz ol. /10218

45ـ لاتُطْمِعَنَّ نَفْسَكَ فيما فَوْقَ الكَفافِ فَيَغْلِبَكَ بِالزِّيادَةِ /10289.

45- İhtiyacından fazlasının dışında nefsini tamahlandırma. Böyle olursa istediğinden fazlası sana ulaşır. /10289

46ـ لايَسْتَرِقَّنَّكَ الطَّمَعُ وَقَدْ جَعَلَكَ اللهُ حُرّاً /10317.

46- Tamah seni kölesi yapmasın, Allah seni özgür kılmıştır. /10317

47ـ لايُفْسِدُ الدّينَ كَالطَّمَعِ /10557.

47- Tamah gibi hiçbir şey dini bozmaz. /10557

48ـ لاشيمَةَ أذَلُّ مِنَ الطَّمَعِ /10645.

48- Tamahtan daha aşağılık bir huy yoktur. /10645

49ـ لاذُلَّ أعْظَمُ مِنَ الطَّمَعِ /10906.

49- Tamahtan daha büyük zillet yoktur. /10906

50ـ يَسيرُ الطَّمَعِ يُفْسِدُ كَثيرَ الوَرَعِ /10981.

50- Az tamah çok dindarlığı mahveder. /10981

51ـ يُفْسِدُ الطَّمَعُ الوَرَعَ, وَالفُجُورُ التَّقْوى /11012.

51- Tamah dindarlığı, yalan (veya günah) takvayı mahveder. /11012

52ـ اَلخَلاصُ مِنْ أسْرِ الطَّمَعِ بِاكْتِسابِ اليَأسِ /1751.

52- Tamahtan kurtulmanın yolu ümitsizliği ele getirmektir. /1751

53ـ اَلطَّمَعُ أحَدُ الَذُلَّيْنِ /1645.

53- Tamah iki zilletten biridir.[3] /1645

54ـ مَنْ لَزِمَ الطَّمَعَ عَدِمَ الوَرَعَ /8304.

54- Tamahtan ayrılmayan dindarlığı yok eder. /8304

55ـ مَنِ اتَّخَذَ الطَّمَعَ شِعاراً جَرَّعَتْهُ الخَيْبَةُ مِراراً /8654.

55- Tamahı kendine şiar eden devamlı hüsrana uğrar. /5654

56ـ مَنْ حَدَّثَ نَفْسَهُ بِكاذِبِ الطَّمَعِ كَذَّبَتْهُ العَطِيَّةُ /8731.

56- Kim nefsine yalan tamahları anlatırsa, bağışlar onu yalanlayacaktır. /8731

57ـ مَنْ لَمْ يُنَزِّهْ نَفْسَهُ عَنْ دَناءَةِ المَطامِعِ فَقَدْ أ  ذَلَّ نَفْسَهُ , وَهُوَ فِي الآخِرَةِ أذَلُّ وأخْزى /8871.

57- Kim nefsini tamahın çirkefliğinden temizlemese gerçekte kendini zelil kılmıştır, kıyamette ise daha zelil ve rezil olacaktır. /8871

58ـ قَليلُ الطَّمَعِ يُفْسِدُ كَثيرَ الوَرَعِ /6821.

58- Az tamah, dindarlığın çoğunu mahveder. /6821

59ـ كَثْرَةُ الطَّمَعِ عُنْوانُ قِلَّةِ الوَرَعِ /7095.

59- Tamahın çokluğu, az dindarlığın göstergesidir. /7095

60ـ مَنْ مَلَكَهُ الطَّمَعُ ذَلَّ /7653.

60- Tamah kime sulta kurarsa o kimse zelil olur. /7653

61ـ مَنْ لَزِمَ الطَّمَعَ عَدِمَ الوَرَعَ /8169.

61- Tamahtan el çekmeyen kimse dindarlığını kaybeder. /8169

62ـ مَنْ كَثُرَ طَمَعُهُ عَظُمَ مَصْرَعُهُ/ 8299.

62- Tamahı büyük olanın, düşmesi de büyük olur. /8299

63ـ كُلُّ طامِعِ أسيرٌ /6832.

63- Her tamahkâr esirdir. /6832

64ـ كَمْ مِنْ طامِعِ بِالصَّفْحِ عَنْهُ /6944.

64- Ne çok tamahkârdan geçilmiştir. /6944

65ـ مَنْ طَمِعَ ذَلَّ وَتَعَنّى /9129.

65- Tamah eden zelil olup zahmete düşer. /9129

66ـ لا أذَلَّ مِنْ طامِعٍ /10593.

66- Tamah edenden daha zelili yoktur. /10593

67ـ أفْقَرُ النّاسِ الطّامِعُ /2863.

67- Halkın en fakiri tamahlı olandır. /2863

68ـ أعْظَمُ النّاسِ ذُلاًّ الطّامِعُ الحَريصُ المُريبُ /3265.

68- Halkın en zelili şekke düşmüş, hırslı tamah edendir. /3265

69ـ اَلطّامِعُ أبَداً ذَليلٌ /840.

69- Tamahlı olan her zaman zelildir. /840

70ـ اَلطّامِعُ أبَداً في وِثاقِ الذُّلِّ /1439.

70- Tamahlı kimse zilletin esiridir. /1439

AÇLIK

1ـ الجُوعُ خَيرٌ مِنْ ذُلِّ الْخُضُوعِ/ 1769.

1- Açlık, boyun eğme zilletinden daha hayırlıdır. 1769

2ـ التَّجَوُّعُ أنْفَعُ الدَّواءِ، الشِّبَعُ يُكْثِرُ الأدْواءَ/ 903.

2- Aç kalmak en yararlı ilaçtır; tokluk hastalıkları çoğaltır. /903

3ـ الجُوعُ خَيْرٌ مِنَ الخُضُوعِ/ 1446.

3- Açlık, (zenginler karşısında) tevazu etmekten daha hayırlıdır. /1446

4ـ تَأَدَّمْ بِالجُوعِ وَتَأَدَّبْ بِالقُنُوعِ/ 4561.

4- Açlığı meze et, kanaatle edeplen.[4] /4561

5ـ نِعْمَ الإدامُ الجُوعُ/ 9918.

5- Ne de güzel mezedir açlık! /9918

6ـ نِعْمَ عَوْنُ الوَرَعِ التّجَوُّعُ/ 9923.

6- Aç kalmak, dindarlığa ne de güzel yardımcıdır! /9923

7ـ نِعْمَ العَونُ عَلى أشَرِّ (أسْر) النّفسِ وَكَسْرِ عادَتها التّجوُّعُ/ 9942.

7- Aç kalmak, nefsin kibrini ve onun (kötü) alışkanlığını kırmak için de ne güzel yardımcıdır! /9942

ADALET / ADİL

1ـ اَلعَدْلُ أفْضَلُ السِّياسَتَيْنِ /1656.

1- Adalet, iki siyasetin en hayırlısıdır. /1656

2ـ اَلعَدْلُ رَأسُ الإيمانِ, وَجَمّاعُ الإحْسانِ /1704.

2- Adalet imanın başı, iyiliklerin toplayıcısıdır. /1704

3ـ اَلْعَدْلُ قِوامُ الرَّعِيَّةِ , وَجَمالُ الوُلاةِ /1954.

3- Adalet halkın dayanağı, hakimlerin güzelliğidir. /1954

4ـ اَلعَدْلُ أنَّكَ إذا ظُلِمْتَ أنْصَفْتَ, وَالفَضْلُ أنَّكَ إذا قَدَرْتَ عَفَوْتَ /2131

4- Adalet, sana zulmedildiğinde (karşılık verirken) insaflı olmandır; fazilet ise, üstünlük kurduğunda bağışlamandır. /2131

5ـ اِعْدِلْ تَحْكُمْ /2223.

5- Adil ol ki hükmedesin. /2223

6ـ اِعْدِلْ تَمْلِكْ /2253.

6- Adil ol ki padişah olasın. /2253

7ـ اِعْدِلْ تَدُمْ لَكَ القُدْرَةُ /2285.

7- Adil ol ki kudretin sürekli olsun. /2285

8ـ اِسْتَعِنْ عَلَى العَدْلِ بِحُسْنِ النِّيَّةِ فِي الرَّعيَّةِ, وَقِلَّةِ الطَّمَعِ, وَكَثْرةِ الوَرَعِ /2408.

8- Halk karşı iyi niyetli olmak, az tamah ve çok dindarlıkla adaletten yardım iste. /2408

9ـ أسْنَى المَواهِبِ العَدْلُ /2883.

9- En yüce bağış adalettir. /2883

10ـ أحْسَنُ العَدْلِ نُصْرَةُ المَظْلُومِ /2977.

10- En güzel adalet mazluma yardım etmektir. /2977

11ـ اعْدَلُ النّاسِ مَنْ أنْصَفَ مَنْ ظَلَمَهُ /3186.

11- Halkın en adili kendisine zulmedene karşılık insaflı olanıdır. /3186

12ـ إنَّ مِنَ العَدْلِ أنْ تُنْصِفَ فِي الحُكْمِ, وَتَجْتَنِبَ الظُّلْمَةَ /3441.

12- Hüküm verirken insaflı olup zulümden kaçınmak adalettendir. /3441

13ـ إنَّ العَدْلَ ميزانُ اللهِ سُبْحانَهُ الَّذي وَضَعَهُ فِي الخَلْقِ, وَنَصَبَهُ لإقامَةِ الحَقِّ, فَلا تُخالِفْةُ في ميزانِهِ, وَلا تُعارِضْهُ في سُلْطانِهِ /3464.

13- Gerçekten de adalet, Allah tarafından halk arasında bırakılmış bir ölçüdür; Allah onu, hakkı ikame etmekle görevlendirmiştir. Öyleyse ölçüsünde O’na muhalefet etme ve padişahlığının karşısında durma. /3464

14ـ إنَّ اللهَ سُبْحانَهُ أمَرَ بِالعَدْلِ وَالإحْسانِ, وَنَهى عَنِ الفَحْشاءِ والظُّلْم /3563.

14- Gerçekten de Allah, adalet ve ihsanı emretmiş, çirkin sıfatlardan ve zulümdense men etmiştir. /3563

15ـ اَلعَدْلُ مَألُوفٌ, اَلجوْرَ عَسُوفٌ /6.

15- Adalet beğenilen, zulüm ise beğenilmeyendir. /6

16ـ القِسْطُ رُوحُ الشَّهادَةِ /356.

16- Adalet, tanıklığın ruhudur. /356

17ـ اَلعَدْلُ حَياةُ الأحْكامِ /386.

17- Adalet hükümlerin canıdır. /386

18ـ اَلقِسْطُ خَيْرُ الشَّهادَةِ /388.

18- Adalet en iyi tanıklıktır. /388

 19ـ اَلْعَدْلُ يُصْلِحُ البَريَّةَ /496.

19- Adalet halkı ıslah eder. /496

20ـ اَلعَدْلُ فَضيلَةُ السُّلْطانِ /584.

20- Adalet sultanın faziletidir. /584

21ـ اَلعَدْلُ أغْنَى الغَناءِ /686.

21- Adalet en büyük zenginliktir. /686

22ـ اَلعَدْلُ إنْصافٌ /157.

22- Adalet insaftır. /157

23ـ اَلعَدْلُ مِلاكٌ , اَلجَوْرُ هَلاكٌ /217.

23- Adalet ölçü, zulüm ise helaktir. /217

24ـ اَلعادِلُ راع يَنْتَظِرُ أحَدَ الجَزائَيْنِ (أحْسَنَ الجزاعين) /1638.

24- Adil,[5] iki mükâfattın en iyisini bekleyen gözetleyicidir.

25ـ أعْدَلُ الخَلقِ اقضاهُمْ بِالْحَقِّ /3014.

25- Halkın en adili, hak üzere hükmedenidir. /3014

26ـ أعْدَلُ النّاسِ مَنْ أنْصَفَ عَنْ قُوَّةٍ, وَأعْظَمُهُمْ حِلْماً منْ حَلُمَ عَنْ قُدْرَةٍ

26- Halkın en adili, hakkını almaya kuvveti olduğunda insaflı davranandır; halim sahibi ise kudreti olduğunda yumuşak davranandır. /3242

27ـ بِالعَدْلِ تَتَضاعَفُ البَرَكاتُ /4211.

27- Adalet bereketi artırır.[6] /4211

28ـ بِالعَدْلِ تَصْلُحُ الرَّعيَةُ /4215.

28- Adalet halkı ıslah eder. /4215

29ـ جَعَلَ اللهُ سُبْحانَهُ العَدْلَ قِواماً لِلأنامِ, وَتَنْزيهاً مِنَ المَظالِمِ وَالآثامِ, وَتَسْنِيَةً لِلإسْلامِ /4789.

29- Allah adaleti, halkı ayakta tutmak; zulmü ve günahları temizlemek, İslam’ın gelişmesini sağlamak için takdir etmiştir. /4789

30ـ حُسْنُ العَدْلِ نِظامُ البَريَّةِ /4819.

30- Adaletin güzelliği halkın düzenidir. /4819

31ـ خَيْرُ السِّياساتِ العَدْلُ /4948.

31- Siyasetlerin en hayırlısı adalettir. /4948

32ـ كَيْفَ يَعْدِلُ في غَيْرِهِ مَنْ يَظْلِمُ نَفْسَهُ؟! /6969.

32- Kendine zulmeden, başkasına nasıl adaletli davranır? /6996

33ـ كَفى بِالعَدْلِ سائِساً /7031.

33- Siyasetçi olmak için adil olmak yeterlidir. /7031

34ـ لِيَكُنْ مَرْكَبُكَ العَدْلَ فَمَنْ رَكِبَهُ مَلَكَ /7395.

34- Bineğin adalet olsun, zira ona binen padişah olur. /7395

35ـ لَنْ يُتَمَكَّنَ العَدْلُ حَتّى يَزِلَّ البَخْسُ /7426.

35- Haksızlık bitmedikçe adalet asla sağlanmaz. /7426

36ـ لَيْسَ مِنَ العَدْلِ القَضاءُ عَلَى الثِّقَةِ بِالظَّنِّ /7500.

36- Zanna dayanarak hüküm vermek adaletten değildir. /7500

37ـ مَنْ عَدَلَ تَمَكَّنَ /7711.

37- Adaletli olan güçlü (zengin) olur. /7711

38ـ مَنْ عَدَلَ نَفَذَ حُكْمُهُ /7845.

38- Adaletli olanın hükmü etkili olur. /7845

39ـ مَنْ عَدَلَ عَظُمَ قَدْرُهُ /7939.

39- Adaletli olanın değeri artar. /7939

40ـ مَنْ كَثُرَ عَدْلُهُ حُمِدَتْ أيّامُهُ /8410.

40- Adaleti çok olan her zaman övülür. /8410

41ـ مَنْ عَدَلَ فِي البِلادِ نَشَرَ اللهُ عَلَيْهِ الرَّحْمَةَ /8638.

41- Şehirlerde adaletli olana Allah rahmetini yayar. /8638

42ـ مَنْ طابَقَ سِرُّهُ عَلانِيَتَهُ, وَ وافَقَ فِعْلُهُ مَقالَتَهُ فَهُوَ الَّذي أدَّى الأمانَهَ, وَتَحقَّقَتْ عَدالَتُهُ /8656.

42- Kimin dışı içiyle bir olur, ameli sözünü doğrularsa böyle kimse emaneti yerine getirmiş ve adaleti sabit olmuştur. /8656

43ـ مَنْ عَمِلَ بِالعَدْلِ حَصَّنَ اللهُ مُلْكَهُ /8722.

43- Allah, adaletli davrananın saltanat ve mülkünü sağlamlaştırır.

44ـ خُذْ بِالعَدْلِ وَأعْطِ بِالفَضْلِ تَحُزِ المَنْقَبَتَيْنِ /5039.

44- Adaleti al, çok bağışta bulun, böylece iki menkıbeyi ele getirmiş olursun. /5039

45ـ سِياسَةُ العَدْلِ ثَلاثٌ: لينٌ في حَزْمٍ, وَاسْتِقْصاءٌ في عَدْلٍ, وَإفْضالٌ في قَصْدٍ /5592.

45- Adaletin siyaseti üçtür: Kararlılıkta ılımlı olmak, adaleti sonuna vardırmak, mutedil bir şekilde ihsan etmek. /5592

46ـ شَيْئانِ لا يُوزَنُ ثَوابُهُما: اَلعَفْوُ, وَالعَدْلُ /5769.

46- İki şeyin sevabı ölçülmez: Af ve adalet. /5769

47ـ صَلاحُ الرَّعِيَّةِ العَدْلُ /5804.

47- Adalet halkın salahıdır. /5804

48ـ عَليْكَ بِالعَدْلِ في الصَّديقِ, وَ العَدُوِّ, وَالقَصْدِ فِي الفَقْرِ وَالغِنى /6130.

48- Dostun ve düşmanın hakkında adil ol, fakirlik ve zenginlikte ise mutedil ol! /6130

49ـ غايَةُ العَدْلِ أنْ يَعْدِلَ المَرْءُ في نَفْسِهِ /6368.

49- Adaletin son derecesi insanın kendi nefsine karşı adil olmasıdır. /6368

50ـ فِي العَدْلِِ الإحْسانُ /6482.

50- Adalette ihsan vardır. /6482

51ـ فِي العَدْلِ صَلاحُ البَرِيَّةِ /6491.

51- Adalette halkın salahı vardır. /6491

52ـ فِي العَدْلِ الاِقْتِداءُ بِسُنَّةِ اللهِ وَثَباتُ الدُّوَلِ /6496.

52- Adalette, Allah’ın sünnetine uymak ve devletlerin istikrarı vardır. /6496

53ـ فِي العَدْلِ سَعَةٌ , وَمَنْ ضاقَ عَلَيْهِ العَدْلُ فَالجَوْرُ عَلَيْهِ أضْيَقُ /6522.

53- Adalette genişlik vardır; adaletin zor geldiği kimseye zulüm daha zor gelir. /6522

54ـ مِنْ لَوازِمِ العَدْلِ اَلتَّناهي عَنِ الظُّلْمِ /9340.

54- Zulümden kaçınmak, adaletin gerektirdiği şeylerdendir. /9340

55ـ ما عُمِرَتِ البُلْدانُ بِمِثْلِ العَدْلِ /9543.

55- Adalet gibi bir şeye sahip olmadıkça şehirler kalkınamaz. /9543

56ـ لا تُؤْيِسِ الضُّعَفاءَ مِنْ عَدْلِكَ /10225.

56- Zayıfları adaletinden ümitsiz etme! /10225

57ـ لا عَدْلَ أفْضَلُ مِنْ رَدِّ المَظالِمِ /10841.

57- Zulümle alınan şeyleri geri vermek gibi üstün adalet yoktur. /10841

58ـ اَلعَدْلُ حَياةٌ /247.

58- Adalet hayattır. /247

59ـ اَلعَدْلُ خَيْرُ الحُكْمِ /302.

59- Adalet en hayırlı hükümdür. /302

60ـ اَلعَدْلُ فَوْزٌ وَكَرامَةٌ (مكانَةٌ) /685.

60- Adalet kurtuluş ve yüceliktir. /685

61ـ اَلعَدْلُ قِوامُ الرَّعِيَّةِ (البَرِيَّةِ) /697.

61- Adalet halkın desteği, dayanağıdır. /697

62ـ العَدْلُ فَضيلَةُ السُّلْطانِ /703.

62- Adalet sultanın faziletidir. /703

63ـ اَلعَدْلُ نِظامُ الإمْرَةِ /774.

63- Adalet hükümdarlığın düzenidir. /774

64ـ اَلعَدْلُ أقْوى أساسٍ /806.

64- Adalet en sağlam temeldir. /806

65ـ اَلعَدْلُ أفْضَلُ سَجِيَّةٍ /977.

65- Adalet en üstün huydur. /997

66ـ اَلعَدْلُ يُريحُ العامِلَ بِهِ مِنْ تَقَلُّدِ المَظالِمِ /1437.

66- Adalet, ona amel edeni zulümlerin kıskacından rahatlığa çıkarır. /1437

67ـ آفَةُ العَدْلِ اَلظّالِمُ القادِرُ /3953.

67- Adaletin baş belası kudretli zalimdir. /3953

68ـ إذا نَفَذَ حُكْمُكَ في نَفْسِكَ تَداعَتْ أنْفُسُ النّاسِ إلى عَدْلِكَ /4095.

68- Kendi hükmün nefsine etki ettiğinde halkın nefsi de senin adaletine yönelecektir. /4095

69ـ آفَةُ العُدُولِ قِلَّةُ الوَرَعِ /3937.

69- Adil insanların afeti az dindarlıktır. /3937

70ـ دَولَةُ العادِلِ مِنَ الواجِباتِ /5110.

70- Adil devlet, fazlardandır. /5110

71ـ رُبَّ عادِلٍ جائِرٍ /5274.

71- Nice adil (gözüken) insanlar vardır ki, zalimdirler. /5274

ADEMOĞLU

1ـ مِسْكينٌ اِبْنُ آدَمَ، مَكْتُومُ الأجَلِ، مَكْنُونُ العِلَلِ، مَحفُوظُ العَمَلِ تُؤْلِمُهُ البَقَّةُ، وتُنْتِنُهُ العَرَقَةُ، وَتَقْتُلُهُ الشَّرْقَةُ/ 9844.

1- Âdemoğlu ne kadar da çaresizdir; eceli gizli, hastalığı saklı, amelleri gözaltındadır; sinek bile onu incitir, teri onu kokutur; bir boğaz tıkaması (bir damla su) dahi onun ölümüne neden olur. /9844

2ـ وَيْحَ ابْنِ آدَمَ ما أغْفَلَهُ، وَعَنْ رُشْدِهِ ما أذْهَلَهُ/ 10093.

2- Yazıklar olsun Âdemoğluna! Nedir onu gaflete düşüren ve mükemmelliğe kavuşmasından alıkoyan şey? /10093

3ـ وَيْحَ ابْنِ آدَمَ أسيرُ الجُوعِ، صَريعُ الشَّبَعِ، غَرَضُ الآفاتِ، خَليفَةُ الأمْواتِ

3- Yazıklar olsun Âdemoğluna! (Zira insan,) açlığa esir, tokluğa sevdalı, belalara hedef, ölülere halifedir. /10096

ÂDET / GELENEK

1ـ اَفْضَلُ الْعِبَادَةِ غَلَبَةُ الْعَادَةِ

1- En büyük ibadet adetlere galip gelmektir. / 2876

2 ـ اَلْعَادَةُ طَبْعٌ ثَانٍ

2- Adet insanın ikinci huyudur.

3 ـ اَلْعَادَةُ عَدُوٌّ مُتَمَلِّكٌ

3- Adet insana hakim olup (onu köleleştiren) düşmandır.

4 ـ آفَةُ الرِيَاضَةِ غَلَبَةُُ الْعَادَةِ

4- Adetlerin insanan galip gelmesi nefsi terbiye etmenin afetidir.

5 ـ بِغَلَبَةِ الْعَادَاتِ الوُصُولُ اِلَي اَشْرَفِ الْمَقَامَاتِ

5- Adetlere hakim olmakla büyük makamlara ulaşılır.

6 ـ بِئْسَ الْعَادَةُ الفُضُولُ

6- Yersiz ve boş işler ne de kötü adettir.

7 ـ غَيِّرُوا الْعَادَاتِ تَسْهُلْ عَلَيْكُمُ الطَّاعَاتِ

7- Allah’a itaatin kolay olması için adetleri değiştirin.

8 ـ غَيْرُ مُدْرِكُ الدَّرَجَاتِ مَنْ اَطَاعَ الْعَادَاتِ

8- Adetlerden itaat eden yüce mertebeleri derk edemez.

9 ـ لِلْعَادَةِ عَليَ كُلِّ اِنْسَانٍ سُلْطَانٌ

9- Adetlerin her insan üzerinde hakimiyeti vardır.

10 ـ مَنْ جَعَلَ دَيْدَنَهُ الْهَزْلَ لمَ ْيَعْرِفْ جِدَّهُ

10- Adetlerini şaka ve alay konusu yapanın ceddi tanınmaz.

ADET / YOL / HAL / DAVRANIŞ

1ـ أقْبَحُ السِّيَرِ الظُّلْمُ/ 2925.

1- En çirkin adet/ yol, zulümdür. /2925

2ـ بِالسِّيرَةِ العادِلَةِ يُقْهَرُ الْمُناوي/ 4267.

2- Adaletli davranmakla düşman mağlup olur. /4267

3ـ حُسْنُ السِّيرَةِ عُنْوانُ حُسْنِ السَّريرَةِ/ 4848.

3- Adet ve davranışın güzelliği, insanın kalbinin güzelliğine delildir. /4846

4ـ حُسْنُ السِّيرَةِ جَمالُ القُدْرَةِ وَحِصْنُ الإمْرَةِ/ 4847.

4- Güzel siret ve adet, kudretin güzelliği ve hükümetin kalesidir. /4847

5ـ مَنْ ساءَتْ سِيرَتُهُ سَرَّتْ مَنِيَّتُهُ/ 7942.

5- Sireti ve davranışı kötü olanın ölümü sevindirir. /7942

6ـ مَنْ ساءَتْ سيرَتُهُ لَمْ يَأْمَنْ أبَداً/ 8216.

6- Siret ve davranışı kötü olan, hiçbir zaman emniyet içinde olmaz. /8216

7ـ وَيْلُ لِمَنْ ساءَتْ سيرَتُهُ، وَجارَتْ مَلَكَتُهُ وَتَجَبَّرَ وَاعْتَدى/ 10090.

7- Siret ve davranışı kötü olana, zulmederek hakim olana ve tekebbür ederek zulmedene yazıklar olsun! /10090

ADİLİK / CİMRİLİK / KÖTÜLÜK

1ـ اَللُّؤْمُ إيثارُ حُبِّ المالِ عَلي لَذَّةِ الحَمْدِ وَالثَّناءِ / 1846.

1- Cimrilik, mal sevgisini hamd ve senâ lezzetine tercih etmektir. /1846

2ـ اَللُّؤْمَ مُضادٌّ لِسائِرِ الفَضائِل، وجامِعٌ لِجَميعِ الرَّذائِلِ وَ السَّوْءاتِ وَ الدَّنايا

2- Adilik / cimrilik, faziletlerin zıddı, bütün rezilliklerin, kötülüklerin ve alçaklıkların toplayıcısıdır. /2177

3ـ أعْظَمُ اللُّؤْمِ، حَمْدُ المَذْمُومِ / 2978.

3- En büyük adilik, kınanmış birini övmektir. /2978

4ـ اَللُّؤْمُ أُسُّ الشَّرِّ / 649.

4- Adilik / cimrilik kötülüğün temelidir. /649

5ـ اَللُّؤْمُ جَمّاعُ المَذامِّ / 646.

5- Adilik / cimrilik, kınanmaların toplayıcısıdır. /646

6ـ اَللُّؤْمُ يُوجِبُ الغِشَّ / 790.

6- Cimrilik veya kötülük aldatmaya sebep olur. /790

7ـ اَللُّؤْمُ إيثارُ المالِ عَلَي الرِّجالِ / 1324.

7- Cimrilik, malı değerli kişilere tercih etmektir. /1324

8ـ اَللُّؤْمُ قَبيحٌ فَلا تَجْعَلْهُ لُبْسَكَ / 1338.

8- Kötülük/cimrilik çirkindir; o halde onu kendine giysi edinme. /1338

9ـ مِنْ عَلاماتِ اللُّؤْمِ تَعْجيلُ العُقُوبَةِ / 9293.

9- Cezalandırmada acele etmek alçaklığın belirtilerindendir. /9293

10ـ مِنْ عَلاماتِ اللُّؤْمِ الغَدْرُ بِالمَواثيقِِ / 9298.

10- Ahitlere vefasızlık, alçaklığın belirtilerindendir. /9298

11ـ مِنْ عَلامَةِ اللُّؤْمِ سُوءُ الْجِوارِ / 9306.

11- Kötü komşuluk adiliğin belirtisidir. /9306

12ـ مِنْ أقْبَحِ اللُّؤْمِ غيْبَةُ الأخْيارِ / 9311.

12- İyilerin dedikodusunu yapmak en çirkin kötülüktür. /9311

13ـ مِنَ اللُّؤْمِ أنْ يَصُونَ الرَّجُلُ مالَهُ وَ يَبْذُلَ عِرْضَهُ / 9344.

GERİ İNDEKS İLERİ