Pir Sultan Abdal'ı Anlamak

Eyup KORKMAZ

Hayatını inandığı ilkelere bağlı kalarak yönlendirmiş ve bu erdemli hayatını şehitlikle süslemiş nadir insanlardan biridir, Pir Sultan Abdal. Yönünü hakka dönen ve vicdanında adalet terazisini bozmayan herkes, Pir Sultan Abdal’ı ve onun inandığı  değerler etrafındaki erdemli ve onurlu duruşunu takdir eder.

Pir Sultan Abdal’ı anlamak demek, onun bu erdemli duruşunun altyapısını bilmek demektir. Onun ne hissettiğini, davranışlarına temel olan düşüncelerini, duygularını anlamak demektir. Kısacası, Pir Sultan Abdal’ı anlamak, Pir Sultan Abdal’ı Pir Sultan Abdal yapan değerleri anlamaktan geçer. Bu değerleri en iyi şekilde ortaya koyan da yine Pir Sultan Abdal’ın kendisidir. O, kendinden sonraki nesillere armağan ettiği şiirlerinde bu değerleri herkesten daha iyi ve en güzel şekliyle ortaya koymuştur. Bunun içindir ki, Pir Sultan Abdal’ı anlamak isteyen, onun onur dolu yaşamanı görmek isteyen, onun hangi inançları savunduğunu, hangi değerlere sahip çıktığını ve hangi değerler uğruna varlığını feda etmeyi göze aldığını kavramak isteyen, onun şiirlerine bakmalıdır. Onun yüce hikmetleri içeren şiirlerini okumalı, analiz edip derinlemesine düşünmelidir. Eğer bunu yaparsa görecektir ki, hiçbir kimse Pir Sultan Abdal’ı Pir Sultan Abdal’dan daha iyi anlatamaz, daha iyi sunamaz.

Din Anlayışı

Pir Sultan Abdal, her şeyden önce bir Müslüman, bir Muhammedîdir. Hz. Muhammed’in peygamberliğini, Allah’tan vahiy aldığını kalbinin en derinliklerine yerleştirmiş, o aydınlık dolu kalbinin en temiz köşesine bunu işlemiştir. Pir Sultan Abdal der ki:

‘Muhammed dinidir bizim dinimiz

Cibril Emin’dir hem rehberimiz

Tarikat altından geçer yolumuz

Biz müminiz, mürşidimiz Ali’dir.’

Evet o, din olarak  İslâmiyet’i sahiplenmiştir; hem de İslâmiyet’in en saf ve berrak olanını, yani Ali ve Ehl-i Beyt kanalından gelen İslâmiyeti. O hâlde Pir Sultan Abdal Muhammedî’dir. O, Hz. Muhammed’i Allah Teala’nın en yüce ve son elçisi olarak görmekte ve böyle inanmaktadır.

‘Muhammed bizimdir, Ali bizimdir

Erkânı bizimdir, yolu bizimdir.’

Şeriat Anlayışı

Ona göre şeriatın göğe çekilmesi, âlemin zulüm ile yakılmasıdır. Çünkü şeriat, yani Muhammedî adalet ve yönetim şekli, insan onurunu ayaklar altına almayan yegane yönetim ve yaşam biçimidir. O der ki:

‘Şeriat göğe çekildi

Yüz suyu yere döküldü

Âlem zulm ile yakıldı

Kıyametten işaret var.’

Kur’an’a Bakışı

Pir Sultan Abdal, Kur’an’a bağlıdır. Kur’an’a iman etmiştir, onda yazılan her şeyi kabul etmiş, özümsemiştir. Öyle ki, Kur’an’ı ortaya koyarak insanlara meydan okumaktadır ve insanları Kur’an vasıtasıyla İslâm’a davet etmektedir. O der ki:

‘Pir Sultan’ım Haydar heman

Dağları bürüdü duman

İşte İncil, işte Kur’an

Seçebilirsen gel beri.’

Mezhebi

Kendi şiirlerinde Pir Sultan Abdal, defalarca Caferî mezhebine mensup olduğunu yineler. Defalarca On İki İmamları zikreder; o hazretlerin önünde saygıyla eğilir. Gelin Pir Sultan Abdal’a kulak verelim:

‘Biz Muhammed Ali kullarındanız

Nesl-i Âl-i Aba soylarındanız

İmam-ı Cafer’in mezhebindeniz

Server Muhammed’e peymana geldim.’

‘Senin aşıkların semaın tutar

Kadir geceleri şemalar yanar

Mezhebim İmam Cafer’e uyar

Gel dinim imanım, İmam Hüseyin.’    

‘Didar defterine geçtim

Münkir münafığı seçtim

Mezhepte Cafer’e düştüm

Firdevs-i A’lâ içinde.’

Not: Bu sayıda başladığımız ‘Pir Sultan Abdal’ı Anlamak’ üst başlığı ile yazı dizimizin ilki, ‘Pir Sultan Abdal’ın Kimliği’ne kısa bir bakış niteliğindedir. Bir sonraki sayıda ‘Pir Sultan Abdal’da Allah İnancı’ konusunu kaleme alacağız.