GERİ | İNDEKS | İLERİ |
24- İman, sönmeyen ateştir. /948
25ـ الإيمانُ بَريءٌ مِنَ النِّفاقِ/ 1244.
25- İman, nifaktan uzaktır. /1244
26ـ الإيمانُ صَبْرٌ في البَلاءِ، وَشُكْرٌ في الرَّخاءِ/ 1350.
26- İman darlıkta sabır, genişlikte şükürdür. /1350
27ـ إنْ آمَنْتَ بِاللهِ أمِنَ مُنْقَلَبُكَ/ 3734.
27- Allah'a iman ettiysen döneceğin yer güvende olur. /3734
28ـ بِالإيمانِ تَكُونُ النَّجاةُ/ 4206.
28- Kurtuluş, imanla olur. /4206
29ـ بِالإيمانِ يُسْتَدَلُّ عَلى الصّالِحاتِ/ 4325.
29- Salih amellere delil, imanla gösterilir. /4325
30ـ بِالإيمانِ يُرْتَقى إلى ذُرْوَةِ السَّعادَةِ نِهايَةِ الْحُبُورِ/ 4323.
30- Saadet ve mutluluğun doruğuna imanla çıkılır. /4323
31ـ الإيمانُ نَجاةٌ/ 185.
31- İman, kurtuluştur. /185
32ـ ثَمَرَةُ الإيمانِ الفَوْزُ عِنْدَ اللهِ/ 4587.
32- İmanın meyvesi, Allah katındaki kurtuluştur. /4587
33ـ ثَمَرَةُ الإيمانِ الرَّغْبَةُ في دارِ البَقاءِ/ 4652.
33- İmanın meyvesi, kalıcı yurt için rağbet etmektir. /4652
34ـ ثَلاثٌ مَنْ كُنَّ فيهِ كَمُلَ ايمانُهُ: العَقْلُ، وَالحِلْمُ، وَالعِلْمُ/ 4658.
34- Üç şeye sahip olan kimsenin imanı kâmildir: Akıl, hoşgörü, ilim. /4658
35ـ ثَلاثٌ مَنْ كُنَّ فيهِ اسْتَكْمَلَ الإيمانَ: مَنْ أذا رَضىَ لَمْ يُخْرِجْهُ رِضاهُ اِلى باطِلٍ، وَإذا غَضِبَ لَمْ يُخْرِجْهُ غَضَبُهُ عَنْ حَقٍّ، وَإذا قَدَرَ لَمْ يَأخُذْ ما لَيْسَ لَهُ/ 6668.
35- Üç şeye sahip olan kimse, imanını kâmil etmiştir: Razı olduğunda rızası onu bâtıla yönlendirmeyen, gazap ettiğinde gazabı onu haktan ayırmayan ve kudreti olduğunda hakkı olmadığı şeyi almayan kimse. /6668
36ـ ثَلاثٌ مَنْ كُنَّ فيهِ فَقَدْ أكْمَلَ الإيمانَ: العَدْلُ في الغَضَبِ وَالرِّضا، وَالقَصْدُ في الفَقْرِ وَالغِناءِ وَاعْتِدالُ الخَوْفِ وَالرَّجاءِ/ 4671.
36- Üç şeye sahip olan kimse, gerçekten de imanını kâmil etmiştir: Gazapta ve hoşgörülükte adil olmak, fakirlikte ve zenginlikte eşit olmak, korku ve ümitte dengeli olmak. /4671
37ـ ثَلاثٌ مِنْ كُنُوزِ الإيمانِ: كِتْمانُ المُصيبَةِ، وَالصَّدَقَةُ، وَالمَرَضُ/ 4672.
37- Üç özellik imanın hazinelerindendir: Musibeti, sadakayı ve hastalığı gizlemek. /4672
38ـ حُسْنُ العَفافِ، وَالرِّضا بِالْكَفافِ مِنْ دَعائِمِ الإيمانِ/ 4838.
38- İffetli olmak ve elde-avuçtakine kanaat etmek, imanın esaslarındandır. /4838
39ـ خَفْضُ الصَّوْتِ وَغَضُّ البَصَرِ، وَمَشْيُ القَصْدِ، مِنْ أمارَةِ الإيمانِ وَحُسْنِ التَّدَيُّنِ/ 5273.
39- Sesi alçaltmak, göz yummak ve orta yolu yürümek imanın alametlerinden ve dindarlığın güzelliğindendir. /5073
40ـ دَوامُ الطّاعاتِ، وَفِعْلُ الخَيْراتِ، وَالمُبادَرَةُ اِلى المَكْرُماتِ مِنْ كَمالِ الإيمانِ، وَأفْضَلِ الإحْسانِ/ 5141.
40- Daima (Allah'a) itaat etmek, hayır işler yapmak ve iyilikte yarışmak, imanın kemalinden ve ihsanın üstünlüğündendir. /5141
41ـ زَيْنُ الإيمانِ الوَرَعُ/ 5468.
41- İmanın süsü takvadır. /5468
42ـ وَقالَ (ع) في ذِكْرِ الإيمانِ: زُلْفى لِمَنِ ارْتَقَبَ، وَثِقَةٌ لِمَنْ تَوَكَّلَ، وَراحَةٌ لِمَنْ فَوَّضَ، وَجُنَّةٌ لِمَنْ صَبَرَ/ 5497.
42- (İman), kendini kontrol eden için bir mevki, tevekkül eden için bir güvence, işlerini (Allah'a) havale eden için bir rahatlık ve sabreden için bir kalkandır. /5497
43ـ زَيْنُ الإيمانِ طَهارَةُ السَّرائرِ، وَحُسْنُ العَمَلِ في الظّاهرِ/ 5504.
43- İmanın süsü gizlide, amelin güzelliği ise aşikârda temiz olmaktır. /5504
44ـ سَلُوا اللهَ الإيمانَ وَاعْمَلُوا بِمُوجَبِ القُرْآنِ/ 5649.
44- Allah'tan iman isteyin ve Kurân'ın vaciplerine amel edin. /5649
45ـ شَرُّ الإيمانِ ما دَخَلهُ الشَّكُّ/ 5724.
45- En kötü iman, içine şüphenin girdiği imandır. /5724
46ـ صَلاحُ الإيمانِ الوَرَعُ، وَفَسادُهُ الطَّمَعُ/ 5724.
46- İmanın salahı takva, fesadı ise tamahtır. /5798
47ـ صِدْقُ الإيمانِ، وَصَنايعُ الإحْسانِ، أفْضَلُ الذَّخائِرِ/ 5814.
47- İmanda samimi olmak ve ihsan etmek, hazinelerin en üstünüdür. /5814
48ـ صُنْ إيمانَكَ مِنَ الشَّكِّ: فَإنَّ الشَّكَّ يُفْسِدُ الإيمانَ كَما يُفْسِدُ المِلْحُ العَسَلَ/ 5822.
48- İmanını şüpheden koru! Zira şüphe, tuzun balı bozduğu gibi imanı bozar. /5822
49ـ عَلَيْكُمْ بإخْلاصِ الإيمانِ فَإنَّهُ السّبيلُ اِلى الجنّةِ وَالنّجاةُ مِنَ النّارِ/ 6167.
49- İmanınızı ihlaslı kılın! Zira iman, ateşten kurtuluşa ve cennete uzanan bir yoldur. /6167
50ـ علَى الصِّدْقِ وَالأمانَةِ مَبْنَى الإيمانِ/ 6198.
50- İman, doğruluk ve emanettarlık üzere inşa edilmiştir. /6198
51ـ غايَةُ الإيمانِ الإيقانُ/ 6346.
51- İmanın en yüce mertebesi, yakîn sahibi olmaktır. /6346
52ـ غايةُ الإيمانِ الموالاةُ في اللهِ، وَالمُعاداةُ في اللهِ، وَالتّباذُلُ في اللهِ، والتّواصُلُ في اللهِ سُبحانَهُ/ 6378.
52- İmanın en yüce mertebesi; Allah için dostluk etmek, Allah için düşmanlık etmek, Allah için bağış yapmak ve Allah için vuslat etmektir. /6378
53ـ فَمِنَ الإيمانِ ما يَكُونُ ثابِتاً مُسْتَقِرّاً في القُلُوبِ وَمِنْهُ مَا يَكُونُ عَوارِىَ بَيْنَ القُلُوبِ وَالصُّدُورِ/ 6592.
53- Bazı imanlar var ki kalplerde yer edinmiştir, yerleşmiştir oraya; bazıları da var ki kalplerle sinelerin arasındadır, ödünç almıştır orayı. /6592
54ـ فَرَضَ اللهُ سُبحانَهُ الإيمانُ تَطْهيراً مِنَ الشّرْكِ/ 6608.
54- Allah, imanı şirkten temizlenmek için farz kıldı. /6608
55ـ قَدْ أوْجَبَ الإيمانُ عَلى مُعْتَقِدِهِ إقامَةَ سُنَنِ الإسْلامِ وَالفَرْضِ/ 6708.
55- Gerçekten de iman, ona inanana, İslam'ın kurallarını ve farzlarını yerine getirmeyi vacip kılmıştır. /6708
56ـ قَوُّوا إيمانَكُمْ (قَوِّ إيمانَكَ) بِاليَقينِ فَإنّهُ أفْضَلُ الدّينِ/ 6797.
56- İmanınızı yakînle güçlendirin. Zira iman, dinin en üstünüdür. /6797
57ـ كَيْفَ يَجِدُ حَلاوَةَ الإيمانِ مَنْ يُسْخِطُ الحقَّ؟!/ 7004.
57- Hakkı gazaba getiren, imanın tadını nasıl alır? /7004
58ـ كَسْبُ الإيمانِ لُزُومُ الْحَقِّ، وَنُصْحُ الخَلْقِ/ 7222.
58- İmanın getirisi, haktan ayrılmamak ve halka yol göstermektir. /7222
59ـ كَذِبَ مَنِ ادَّعى الإيمانَ وَهُوَ مَشْغُوفٌ (مَشْعُوفٌ) مِنَ الدُّنْيا بخُدَعِ الأمانيِّ وَ زُورِ المَلاهي/ 7238.
59- Dünyadan yana kendini boş hayallere kaptıran ve gününü boş eğlencelerle geçiren kimsenin iman iddiası yalandır. /7238
60ـ لقاحُ الإيمانِ تَلاوَةُ القُرْآنِ/ 7633.
60- İmanın aşısı Kurân okumaktır. /7633
61ـ مَنِ ارْتابَ بالإيمانِ أشرَكَ/ 8485.
61- İmandan yana şüphe eden şirke düşer. /8485
62ـ مَنْ لا إيمانَ لهُ لا أمانةَ لهُ/ 8762.
62- İmanı olmayanın emanettarlığı da olmaz. /8762
63ـ مَنْ أحبَّ أنْ يكمُلَ إيمانُهُ فَلْيَكُنْ حُبُّهُ للهِ، وَبُغْضُهُ للهِ، وَرِضاهُ للهِ، وَسَخَطُهُ للهِ/ 8897.
63- İmanının kâmil olmasını dileyen Allah için sevsin, Allah için buğzetsin, Allah için hoşgörülü olsun ve Allah için gazap etsin. /8897
64ـ مَنْ أعْطى في اللهِ، وَمَنَعَ في اللهِ، وَأحَبَّ في اللهِ، وأبْغَضَ في اللهِ، فَقَدِ اسْتَكْمَلَ الإيمانَ/ 9031.
64- Allah yolunda bağışta bulunan, Allah için engelleyen, Allah için seven ve Allah için buğzeden, imanını tekmil etmiştir. /9031
65ـ مِلاكُ الإيمانِ حُسْنُ الإيقانِ/ 9726.
65- İmanın ölçüsü yakînin güzelliğidir. /9726
66ـ نجا مَنْ صَدَ قَ إيمانُهُ وَهُدِىَ مَنْ حَسُنَ إسْلامُهُ/ 9996.
66- İmanı doğru olan kurtulmuş, İslam'ı güzel olan hidayet olmuştur. /9996
67ـ لا شَرَفَ أعْلى مِنَ الإيمانِ/ 10624.
67- İmandan daha üstün şeref yoktur. /10624
68ـ لا وَسيلَةَ أنجَحُ مِنَ الإيمانِ/ 10662.
68- İmandan daha kurtarıcı bir vesile yoktur. /10662
69ـ لا إيمانَ كَالحيَاءِ وَالسَّخاءِ/ 10753.
69- Hayâ ve cömertlik gibi iman yoktur. /10753
70ـ لا يَنْفَعُ الإيمانُ بِغَيرِ تَقْوى/ 10828.
70- Takvasız imanın faydası olmaz. /10828
71ـ لا يَكْمُلُ إيمانُ عَبْدٍ حَتّى يُحِبَّ مَنْ أحَبَّهُ اللهُ سُبْحانهُ، وَيُبْغِضَ مَنْ أبْغَضَهُ اللهُ سُبْحانهُ/ 10849.
71- Allah'ın sevdiğini sevmedikçe ve buğzettiğine buğzetmedikçe kulun imanı kâmil olmaz. /10849
72ـ لا يَصْدُقُ إيمانَ عَبْدٍ حَتّى يَكونَ بما في يَدِ اللهِ سُبْحانَهُ أوْثَقَ مِنْهُ بِما في يَدِهِ/ 10850.
72- Allah'ın elinde olana kendi elinde olandan daha fazla güvenmeyen kulun imanı sadık değildir. /10850
73ـ لا شَيْءَ يَدَّخِرُهُ الإنْسانُ كَالإيمانِ باللهِ وصَنايعِ الإحْسانِ/ 10862.
73- İnsan için Allah'a iman etmek ve ihsanda bulunmak gibi hazine yoktur. /10862
74ـ يُسْتَدَلُّ عَلى إيمانِ الرّجُلِ بِالتّسْليمِ وَلُزُومِ الطّاعَةِ/ 10955.
74- Kişi için imanın kanıtı, teslimiyet ve itaattir. /10955
75ـ يُسْتَدَلُّ عَلى الإيمانِ بِكِثْرَةِ التُّقى، وَمِلْكِ الشَّهْوَةِ، وَغَلَبَةِ الْهَوى/ 10968.
75- İman; takvanın çokluğu, şehvete hakim olma ve heva-hevesi alt etmeyle kanıtlanır. /10968
76ـ يَحْتاجُ الإيمانُ إلى الإيقانِ/ 11019.
76- İman, yakîne muhtaçtır. /11019
77ـ يَحتاجُ الإيمانُ الى الإخلاصِ/ 11022.
77- İman, ihlasa muhtaçtır. /11022
78ـ مَنْ صَدَّقَ اللهَ سُبْحانَهُ نَجى/ 9073.
78- Allah'ı doğrulayan kurtulmuştur. /9073
79ـ أصْلُ الإيمانِ حُسْنُ التَّسْليمِ لأمْرِ اللهِ/ 3087.
79- Asıl iman, en güzel şekilde Allah'ın emrine teslim olmaktır. /3087
80ـ آمِنْ تأمَنْ/ 2261.
80- İman et, güvende ol. /2261
1ـ كُلُّ مُمْتَنِعٍ صَعْبٌ مَنالُهُ وَ مَرامُهُ / 6876.
1- İmkânsız olan her şeye ulaşmak ve istemek zordur.[81] /6876
1ـ اَللَّجاجُ يَكْبُو بِراكِبِهِ / 1710.
1- İnat, ona bineni yüz üstü yere atar. /1710
2ـ اَللَّجاجُ يُنْتِجُ الحُرُوبَ، وَ يُوغِرُ القُلُوبَ / 1718.
2- İnat savaşları doğurur ve kalplerde kinleri tutuşturur. /1718
3ـ اَللَّجاجُ أكْثَرُ (أكْبَرُ) الأشْياءِ مَضَرَّةً فِي العاجِلِ وَ الآجِلِ / 3173.
3- İnat, dünyada da ahirette en zararlı şeylerdendir. /3173
4ـ إيّاكَ وَ مَذْمُومَ اللَّجاجِ، فَإنَّهُ يُثيرُ الحُرُوبَ / 2674.
4- Kınanmış inattan kaçın; zira o, savaşları körükler. /2674
5ـ اَللَّجاجُ شُؤْمٌ / 84.
5- İnat uğursuzluktur. /84
6ـ اَللَّجاجُ بَذْرُ الشَّرِّ / 359.
6- İnat kötülük tohumudur. /359
7ـ اَللَّجاجُ يَشينُ النَّفْسَ / 0375
7- İnat nefsi çirkinleştirir. /375
8ـ اَللَّجاجُ مَثارُ الْحُرُوبِ / 406.
8- İnat savaşların ortaya çıkmasına sebeptir. /406
9ـ اَللَّجاجُ يَنْبُو بِراكِبِهِ / 425.
9- İnat, ona bineni uzaklaştırır. /425
10ـ اَللَّجاجُ عُنْوانُ العَطَبِ / 801.
10- İnat helâkin adresidir. /801
11ـ اَللَّجاجُ يَعْقِبُ الضُّرَّ / 1020.
11- İnat zararı takip eder. /1020
12ـ اَللَّجاجُ يُفْسِدُ الرَّأْيَ / 1078.
12- İnat görüşü bozar. /1078
13ـ اَللَّجاجَةُ تُورِثُ مالَيْسَ لِلْمَرْءِ إلَيْهِ حاجَةٌ / 1542.
13- İnatçılık, insanın ihtiyacı olmadığı şeyleri miras bırakır. /1542
14ـ ثَمَرَةُ اللَّجاجِ العَطَبُ / 4596.
14- İnadın meyvesi helaktir. /4596
15ـ راكِبُ اللَّجاجِ مُتَعَرِّضٌ لِلْبَلاءِ / 5389.
15- İnada binen bela ister. /5389
16ـ سَبَبُ الهِياجِ اَللَّجاجُ / 5525.
16- İnat savaşa yol açar. /5525
17ـ قَدْ تُورِثُ اللَّجاجَةُ ما لَيْسَ لِلْمَرْءِ إلَيْهِ حاجَةٌ / 6680.
17- Kimi zaman inat, insanın ihtiyaç duymadığı şeyleri miras bırakır. /6680
18ـ لا مَرْكَبَ أجْمَحُ مِنَ اللَّجاجِ / 10737.
18- İnattan daha inatçı bir binek yoktur. /10737
1ـ اَللَّجُوجُ لا رَأْيَ لَهُ / 887.
1- İnatçının görüşü olmaz. /887
2ـ لَيْسَ لِلَجُوجٍ تَدْبيرٌ / 7478.
2- İnatçının tedbiri olmaz. /7478
3ـ لا تُمارِيَنَّ اللَّجُوجَ في مَحْفِلٍ / 10203.
3- İnatçıyla hiçbir toplumda tartışmayın. /10203
4ـ لا رَأْيَ لِلَجُوجٍ / 10501.
4- İnatçının görüşü olmaz. /10501
5ـ رِضَى الْمُتَعَنِّتِ غايَةٌ لا تُدْرَكُ /5408.
5- İnatçı ve dikkafalının rızası, ulaşamayacağı bir sondur. /85408
1ـ مِنَ العُقُوقِ إضاعَةُ الحُقُوقِ /9248.
1- Hakları zayi etmek itaatsizliktir. /9248
1ـ اَلْمَلَلُ (الْمُلْكُ) يُفْسِدُ الأُخُوَّةَ / 1108.
1- İncinmek (veya padişahlık), dostluğu ve din kardeşliğini bozar. /1108
1ـ إيّاكَ وَالإمْساكَ فَإنَّ ما أمْسَكْتَهُ فَوْقَ قُوتِ يَوْمِكَ كُنْتَ فيهِ خازِناً لِغَيْرِكَ / 2712.
1- (Malı) saklamaktan çekin! Çünkü bir günlük ihtiyacından fazla sakladığın şey, başkasının hazinesi olacaktır. /2712
2ـ إنْ تَبْذُلُوا أمْوالَكُم في جَنْبِ اللهِ فَإنَّ اللهَ مُسْرِعُ الخَلَفِ / 3710.
2- Allah yolunda bağışladığınız malların karşılığını Allah çabucak verir. /3710
3ـ إذا رُزِقْتَ فَأنْفِقْ / 3991.
3- Sana rızık verildiğinde sende bağışta bulun. /3991
4ـ إذا رُزِقْتَ فَأوْسِعْ / 4002.
4- Sana rızık verildiğinde genişlet. /4002
5ـ ثِيابُكَ عَلي غَيْرِكَ أبْقي لَكَ مِنْها عَلَيْكَ / 4689.
5- Elbiselerini başkasına (vermen) senin için onlardan daha kalıcıdır. /4689
6ـ دِرْهَمُ يَنْفَعُ خَيْرٌ مِنْ دينارِ يَصْرَعُ / 5120.
6- Kâr sağlayan dirhem, helakete sürükleyen dinardan daha iyidir. /5120
7ـ دِرْهَمُ الفَقيرِ أزْكي عِنْدَ اللهِ مِنْ دينارِ الغَنِيِّ / 5122.
7- Allah katında fakirin dirhemi, zenginin dinarından daha temizdir. /5122
8ـ رُبَّ يَسيرٍ أنْمي مِنْ كَثيرٍ / 5347.
8- Az olan nice şeyler var ki çok olan şeylerden daha verimlidir. /5347
9ـ قَلِيلٌ لَكَ خَيْرٌ مِنْ كَثيرٍ لِغَيْرِكَ / 6736.
9- Kendine ait az, başkasına ait çoktan daha hayırlıdır. /6736
10ـ لَيْسَ لأَحَدٍ مِنْ دُنْياهُ إلاّ ما أنْفَقَهُ عَلي أُخْراهُ / 7516.
10- İnsana dünyasından sadece ahreti için harcadığı kalır. /7516
11ـ مَنْ يُعْطِ بِاليَدِ القَصيرَةِ يُعْطَ بِاليَدِ الطَّويلَةِ / 8081.
11- Kısa eliyle verene, uzun elle (ilahî kudret eliyle) verilir. /8081
12ـ إنَّكُمْ إلي إنْفاقِ مَا اكْتَسَبْتُمْ أحْوَجُ مِنْكُمْ إلَي اكْتِسابِ ما تَجْمَعُونَ / 3827.
12- Siz, kazandığınız şeyi harcamaya, topladığınız şeyi yığmaktan daha çok muhtaçsınız. /3827
1ـ اَلإنْصافُ راحَةٌ، اَلشَّرُّ وَقاحَةٌ / 16.
1- İnsaf rahatlık, şer ise utanmazlıktır. /16
2ـ اَلإنْصافُ عُنْوانُ النُّبْلِ / 264.
2- İnsaf, akıllılığın (ve asaletin) alametidir. /264
3ـ اَلإنْصافُ شيمَةُ الأشْرافِ / 570.
3- İnsaf, soylu insanların yolu-yordamıdır. /570
4ـ اَلإنْصافُ أفْضَلُ الْفَضائِلِ / 805.
4- İnsaf, faziletlerin en üstünüdür. /805
5ـ اَلإنْصافُ يَرْفَعُ الخِلافَ وَ يُوجِبُ الاِيتلافَ / 1702.
5- İnsaf, düşmanlığı giderir; dostluğun artmasına sebep olur. /1702
6ـ اَلإنْصافُ مِنَ النَّفْسِ كَالْعَدْلِ فِي الإمْرَةِ / 1951.
6- Nefis konusunda insaflı olan, yönetimde adaletli davranan gibidir. /1951
7ـ إنَّ أعْظَمَ الْمَثُوبَةِ مَثُوبَةُ الإنْصافِ / 3387.
7- Sevapların en büyüğü, insafın sevabıdır. /3387
8ـ اَلإنْصافُ أفْضَلُ الشِّيَمِ / 971.
8- İnsaf, huyların en üstünüdür. /971
9ـ اَلإنْصافُ يَسْتَدِيمُ الْمَحَبَّةَ / 1076.
9- İnsaf, dostlukları devamlı kılar. /1076
10ـ اَلإنْصافُ يَألِفُ (يُؤَلِّفُ) القُلُوبَ / 1130.
10- İnsaf, kalpleri birbirine yakınlaştırır. /1130
11ـ إنَّكَ إنْ أنْصَفْتِ مِنْ نَفْسِكَ أزْلَفَكَ اللهُ / 3803.
11- İnsaflı olursan Allah da seni (kendi rahmetine) yakınlaştırır. /3803
12ـ بِالنَّصَفَةِ تَدُومُ الْوُصْلَةُ / 4190.
12- Bağlar, insafla sağlamlaşır. /4190
13ـ ثَلاثَةٌ لا يَنْتَصِفُونَ مِنْ ثَلاثَةٍ أبَداً: اَلْعاقِلُ مِنَ الأحْمَقِ، وَ الْبَرُّ مِنَ الْفاجِرِ، وَ الْكَريمُ مِنَ اللَّئِيم / 4674.
13- Üç grup, üç gruptan asla intikam almaz: Akıllı, ahmaktan; iyi, kötüden; saygın, alçaktan. /4674
14ـ عَلَي الإنْصافِ تَرْسُخُ الْمَوَّدَّةُ / 6190.
14- Dostluk, insafla perçinleşir. /6190
15ـ عامِلْ سائِرَ النّاسِ بِالإنْصافِ وَ عامِلِ الْمُؤْمِنِينَ بِالإيثارِ / 6342.
15- Herkese karşı insaflı, müminlere karşı da fedakâr ol. /6342
16ـ غايَةُ الإنْصافِ أنْ يُنْصِفَ الْمَرْءُ نَفْسَهُ / 6367.
16- İnsafın son derecesi, insanın kendisine karşı insaflı olmasıdır. /6367
17ـ مَنْ أنْصَفَ أُنْصِفَ /7692.
17- İnsaflı olana insaflı olunur. /7692
18ـ مَنْ عُدِمَ إنْصافُهُ لَمْ يُصْحَبْ / 8114.
18- İnsaflı olmayanın dostu olmaz. /8114
19ـ مَنْ مَنَعَ الإنْصافَ سَلَبَهُ اللهُ الإمْكانَ / 8394.
19- Allah, insaflı olmayanın imkânını elinden alır. /8394
20ـ مَنْ كَثُرَ إنْصافُهُ تَشاهَدَتِ النُّفُوسُ بِتَعْدِيِلِهِ / 8408.
20- İnsafı çok olanın adaletine herkes tanıklık eder. /8408
21ـ مَنْ تَحَلّي بِالإنْصافِ بَلَغَ مَراتِبَ الإشْرافِ / 8734.
21- İnsafla ziynetlenen, yüce mertebelere ulaşır. /8734
22ـ مَنْ لَمْ يُنْصِفْكَ مِنْهُ حَياؤُهُ لَمْ يُنْصِفْكَ مِنْهُ دينُهُ / 9004.
22- Birinin utancı senin hakkında insaflı olmasına sebep olmuyorsa, dini insafına sebep olmaz. /9004
23ـ مَعَ الإنْصافِ تَدُومُ الأُخُوَّةُ / 9736.
23- Kardeşlik insafla devam eder. /9736
24ـ اَلإنْصافُ زَيْنُ الإْمرَةِ / 923.
24- İnsaf, yönetimin ziynetidir. /923
1ـ اَلْمُنْصِفُ كَثِيرُ الأوْلِياءِ وَ الأوِدّاءِ / 2116.
1- İnsaflının dostu ve seveni çoktur. /2116
2ـ أنْصَفُ النّاسِ مَنْ أنْصَفَ مِنْ نَفْسِهِ مِنْ غَيْرِ حاكِمٍ عَلَيْهِ / 3345.
2- İnsanların en insaflısı, hakime gerek görülmeden kendisi insaflı olandır. /3345
3ـ إنَّ مِنْ فَضْلِ الرَّجُلِ أنْ يُنْصِفَ مِنْ نَفْسِهِ، وَ يُحْسِنَ إلي مَنْ أساءَ إلَيْهِ/ 3481.
3- Halka karşı adaletli olmak ve kötülüğe karşı iyilikle cevap vermek, insanın faziletindendir. /3481
4ـ اَلْمُنْصِفُ كَرِيمٌ، اَلظّالِمُ لَئِيمٌ / 54.
4- İnsaflı saygın, zalim ise alçaktır. /54
1ـ اَلْمَرْءُ حَيْثُ وَضَعَ نَفْسَهُ بِرِياضَتِهِ وَ طاعَتِهِ، فَإنْ نَزَهَها تَنَزَّهَتْ، وَ إنْ دَنَسَها تَدَنَّسَتْ / 1905.
1- İnsan, nefsinin temizleyip itaat etmesini sağlayabilir. Onu temiz tutarsa temiz olur, kötü tutarsa kötü olur. /1905
2ـ اَلرَّجُلُ حَيْثُ اخْتارَ لِنَفْسِهِ إنْ صانَها اِرْتَفَعَتْ، وَإنِ ابْتَذَلَها اِتَّضَعَتْ / 1906.
2- İnsan nefsi için seçim yapma makamındadır. Onu korursa yücelir, korumazsa alçalır. /1906
3ـ اَلْمَرْءُ بِأصْغَرَيْهِ: بِقَلْبِهِ، وَلِسانِهِ، إنْ قاتَلَ قاتَلَ بِجَنانٍ، وَإنْ نَطَقَ نَطَقَ بِبَيانٍ / 2089.
3- İnsan kendisinden küçük iki şeyle ölçülür: Kalp ve dil. Savaştığından kalbinin gücüyle, konuştuğunda da sözlerinin anlaşılırlığıyla. /2089
4ـ اَلْمَرْءُ يَتَغَيَّرُ في ثَلاثٍ: اَلقُرْبُ مِنَ الْمُلُوكِ، وَ الوِلاياتُ، وَ الغَناءُ مِنَ الفَقْرِ، فَمَنْ لَمْ يَتَغَيَّرْ في هذِهِ فَهُوَ ذُو عَقْلٍ قَويمٍ، وَ خُلْقٍ مُسْتَقيمٍ / 2133.
4- İnsan üç şeyle değişir: Padişahlara ve makamlara yakın olmakla, fakirlikten sonra zenginleşmekle. Eğer bu üç şey onu değiştirmezse aklı selimdir ve sağlam fıtratlıdır. /2133
5ـ اَلْمَرْءُ بِفِطْنَتِهِ لا بِصُورَتِهِ / 2167.
5- Kişinin değeri kıvrak zekalı oluşuyladır, yüzüyle değil. /2266
6ـ اَلْمَرْءُ بِهِمَّتِهِ لا بِقُنْيَتِهِ / 2167.
6- İnsan azmi ve çabasıyla ölçülür, biriktirdiğiyle değil. /2167
7ـ اَلْمَرْءُ بِهِمَّتِهِ / 231.
7- İnsan himmetiyle ölçülür. /231
8ـ اَلرَّجُلُ بِجَنانِهِ / 232.
8- İnsan(ın değeri) kalbiyledir. /232
9ـ اَلْمَرْءُ بِإيمانِهِ / 233.
9- İnsanın değeri imanıyladır. /233
10ـ حَسَبُ الرَّجُلِ مالُهُ، وَ كَرَمُهُ دينُهُ / 4890.
10- İnsanın ölçüsü (ve iftihar ettiği şey) malı, cömertliği ise dinidir. /4890
11ـ حَسَبُ الرَّجُلِ عَقْلُهُ، وَ مُرُوءَتُهُ خُلْقُهُ / 4891.
11- İnsanın ölçüsü aklı; mertliği ise (güzel) ahlakıdır. /4891
12ـ حَسَبُ الْمَرْءِ عِلْمُهُ، وَ جَمالُهُ عَقْلُهُ / 4892.
12- İnsanın ölçüsü ilmi, aklı ise güzelliğidir. /4892
13ـ دَليلُ أصْلِ الْمَرْءِ فِعْلُهُ / 5102.
13- Kişinin asaletinin alameti işidir. /5102
14ـ قيمَةُ كُلِّ امْرِءٍ ما يَعْلَمُ / 6752.
14- İnsanın değeri, bildiği şey kadardır. /6752
15ـ قيمَةُ كُلِّ امْرِءٍ عَقْلُهُ / 6763.
15- Her insanın değeri, aklıdır. /6763
16ـ قَدْرُ الْمَرْءِ عَلي قَدْرِ فَضْلِهِ / 6764.
16- İnsanın değeri, fazileti miktarıncadır. /6764
17ـ قَدْرُ كُلِّ امْرِءٍ ما يُحْسِنُهُ / 6765.
17- Herkesin değeri, ihsanıyla ölçülür. /6765
18ـ لِكُلِّ امْرِءٍ (أمْرٍ أدَبٌ) أرَبٌ / 7280.
18- Herkesin bir amacı vardır. /7280
19ـ يُسْتَدَلُّ عَلي خَيْرِ كَلِّ امْرِءٍ، وَ شَرِّهِ، وَ طَهارَةِ أصْلِهِ وَ خُبْثِهِ، بِما يَظْهَرُ مِنْ أفْعالِهِ / 10972.
19- İnsanın iyi ya da kötülüğüne, aslının temiz ya da bozuk oluşuna yaptıkları delildir. /10972
20ـ إذا كانَتْ مَحاسِنُ الرَّجُلِ أكْثَرَ مِنْ مَساويِهِ فَذلِكَ الكامِلُ، وَ إذا كانَ مُتَساوِيَ الْمَحاسِنِ وَ الْمَساوي فَذلِكَ الْمُتَماسِكُ، وَ إنْ زادَتْ مَساويهِ عَلي مَحاسِنِهِ فَذلِكَ الْهالِكُ / 4175.
20- İnsanın iyilikleri kötülüklerinden çoksa kâmil olmuştur; iyilik ve kötülükleri eşitse çekinendir. Ama kötülükleri iyiliklerinden çoksa helak olacaktır. /4175
21ـ اَلرَّجُلُ السُّوءُ لا يَظُنُّ بِأحَدٍ خَيْراً، لأنَّهُ لا يَراهُ إلاّ بِوَصْفِ نَفْسِهِ / 2175.
21- Kötü insan, kimsenin hakkında iyi düşünmez. Zira, herkesi kendisi gibi görür. /2175
22ـ بِئْسَ الرَّجُلُ مَنْ باعَ دينَهُ بِدُنْيا غَيْرِهِ / 4403.
22- Dinini başkasının dünyasına satan ne de kötü insandır! /4403
23ـ قَدْ تُخْدَعُ الرِّجالُ / 6636.
23- Bazen akıllı şahsiyetlerde aldatılabilir. /6636
24ـ اَلْمَرْءُ يُوزَنُ بِقَوْلِهِ، وَ يُقَوَّمُ بِفِعْلِهِ، فَقُلْ ما تَرَجَّحَ زِنَتُهُ، وَ افْعَلْ ما تَجِلُّ قيمَتُهُ / 1848.
24- İnsan sözüyle ölçülür, yaptığıyla değerlendirilir. Öyleyse onun ölçüsü kadar konuş ve değeri kadar davran. /1848
GERİ | İNDEKS | İLERİ |