GERİ | İNDEKS | İLERİ |
67ـ لا يُغْلَبُ مَنْ يَحْتَجُّ بِالصِّدْقِ/ 10703.
67- Doğru bir şekilde doğruluk ile delil getiren kimse mağlup olmaz. /10703
68ـ الصِّدقُ أفْضَلُ رِوايَةٍ/ 1022.
68- Doğruluk en faziletli rivayettir. /1022
69ـ اَلصِّدْقُ يُنْجِيكَ وَإنْ خِفْتَهُ/ 1118.
69- Doğruluktan korksan dahi o seni kurtarır. /1118
70ـ أقَلُّ شَيْءٍ الصِّدْقُ وَالأمانَةُ/ 3168.
70- En az bulunan şey doğruluk ve güvendir. /3168
71ـ اَلاِسْتِقامَةُ سَلامَةٌ / 245.
71- (Doğru yolda) direnmek selamettir. /245
72ـ لا سَبيلَ أشْرَفُ مِنَ الاِسْتِقامَةِ / 5131.
72- Doğruluktan daha değerli bir yol yoktur. /10556
73ـ لا مَسْلَكَ أسْلَمُ مِنَ الاِسْتِقامَةِ / 10636.
73- Doğruluktan daha sağlam kat edebilecek yol yoktur. /10636
74ـ كَيْفَ يَسْتَقيمُ قَلْبُ مَنْ لَمْ يَسْتَقِمْ دينُهُ / 6994.
74- Dini doğru olmayanın kalbi nasıl doğru olur? /6994
75ـ مَنْ لَزِمَ الاِسْتِقامَةَ لَمْ يَعدَمِ السَّلامَةَ / 8117.
75- Doğrulukta ayrılmayan sıhhatini kaybetmez. /8117
1ـ لَقَدْ أخْطَأَ العاقِلُ اللاَّهي الرُّشْدَ، وَأصابَهُ ذُو الاِجْتِهادِ والجِدَّ/ 7401.
1- Doğrusu eğlence düşkünü, aklı-başı yerinde kimse de doğru yolu bulmada hata yapar ve çalışıp çabalayan, ciddiyet sahibi biri, (gün gelir) ona çatar. /7401
2ـ لَنْ تَعْرِفُوا الرُّشْدَ حتّى تَعْرِفُوا الَّذي تَرَكَهُ/ 74041.
2- Doğru yolu terk edeni tanımadıkça doğru yolu asla tanıyamazsınız. /74041
3ـ مَنِ اسْتَرشَدَ عَلِمَ/ 7672.
3- Doğru yolu arayan bilgi sahibi olur. /7672
4ـ مَنِ اسْتَرشَدَ غَوِيّاً ضَلَّ/ 7903.
4- Doğruluğu, yoldan çıkan kimsede arayan sapar. /7903
5ـ مَنْ خالفَ رُشْدَهُ تَبِعَ هَواهُ/ 8353.
5- Doğru inancıyla muhalefet eden, ihtirasına kapılmıştır. /8353
6ـ أفْضَلُ السُّبُلِ الرُّشْدُ/ 2916.
6- Yolların en üstünü doğru yoldur. /2916
7ـ قدْ أصابَ المُسْترْشِدُ/ 6627.
7- Doğru yolu arayan, muhakkak ona ulaşır. /6627
8ـ مَنْ أصْدَقَكَ في نَفْسِكَ فَقَدْ أرْشَدَكَ/ 7768.
8- Kendin hakkında seni doğrulayan (hatalarını yüzüne söyleyen), gerçekte seni doğru yola iletmiştir. /7768
9ـ لا ضَلالَ مَعَ إرشادٍ/ 10535.
9- Sapıklıkla irşat birlikte olmaz. /10535
10ـ مَنْ وُفِّقَ لِرَشادِهِ تَزَوَّدَ لِمَعادِهِ/ 8059.
10- Doğru yoluna ulaşmayı başaran, ahireti için azığını toplamıştır. /8059
1ـ وَسُئِلَ (ع) عَنْ مَسافَةِ ما بَيْنَ الْمَشْرِقِ والْمَغْرِبِ؟ فَقالَ: مَسيرُ يَوْمٍ لِلشَّمْسِ/ 9874.
1- Hz. Ali (a.s)’dan doğu ile batı arasındaki mesafe sorulduğunda şöyle buyurdu: Güneşin bir günlük seyir süresi kadardır. /9874
1ـ فَقْدُ الأحِبَّةِ غُرْبَةٌ/ 6533.
1- Dostların kaybı gurbetliktir. /6533
2ـ مَنْ أحَبَّكَ نَهاكَ/ 7718.
2- Seni seven seni sakındıran kimsedir. /7718
3ـ مَنْ أحَبَّ شّيْئاً لَهِجَ بِذِكْرِهِ/ 7851.
3- Bir şeyi seven, daima onu anar. /7851
4ـ إنّما يُحِبُّكَ مَنْ لا يَتمَلَّقُك وَيُثني عَليكَ مَنْ لا يُسمعُكَ/ 3875.
4- Şüphesiz seni seven, sana karşı dalkavukluk etmez ve sana işittirmeyecek kimseye karşı seni över. /3875
5ـ لِيَكُنْ أحَبَّ النّاسِ إلَيْكَ وأحْظاهُمْ لَدَيْكَ أكْثَرهُمْ سَعْياً في مَنافِعِ النّاسِ/ 7377.
5- Senin yanında en sevimli ve yararlı kimse, halkın hayrı için en çok çalışan kimse olmalıdır. /7377
6ـ لِيَكُنْ أحَبَّ النّاسِ إليْكَ المُشْفِقُ النّاصِحُ/ 7386.
6- Senin katında en sevimli kimse, sana şefkatle öğüt veren kimse olmalıdır. /7386
1ـ مُعاشَرَةُ ذَوِي الفَضائِلِ حَياةُ القُلُوبِ /9769.
1- Fazilet sahibi insanlarla dost olmak kalplerin hayat kaynağıdır. /8769
2ـ لا يَكُنْ أهْلُكَ وَذُو وُدِّكَ (ذَوُوكَ) أشْقَى النّاسِ بِكَ /10199.
2- Dost ve arkadaşlarının senin sebebinle halkın en talihsiz insanları olmasına neden olma! /10199
3ـ لا تُوحِشَنَّ أمْرَءً يَسُوءُكَ فِراقُهُ /10262.
3- Senden kopmasını istemediğin kimseyi (kendin) koparma. /10262
4ـ يُبْتَلى مُخالِطُ النّاسِ بِقَرينِ السُّوءِ, وَمداجاةِ العَدُوِّ /11017.
4- Halkla iç içe olan kimse kötü dostla oturmaya ve düşmanla dostça geçinmeye müptela olur. /11017
5ـ أبْقِ يُبْقَ عَلَيْكَ /2269.
5- Bırak ki, sana da bırakılsın. /2269
6ـ اِخْلِطِ الشِدَّةَ بِرِفْقٍ, وَارْفُقْ ما كانَ الرِّفْقُ أوْفَقَ /2385.
6- Hiddeti şefkatle yoğur, uygun olduğu sürece de şefkatli ol. /2385
7ـ أَشْعِرْ قَلْبَكَ الرَّحْمَةَ لَجَميعِ النّاسِ وَ الإحْسانَ إلَيْهِمْ, وَلا تُنِلْهُمْ حَيْفاً ,وَلا تَكُنْ عَلَيْهِمْ سَيْفاً /2392.
7- Bütün halk için şefkati ve ihsanı kalbinde şiar edin; onların hakkını çiğneme ve başlarında kılıç olma. /2392
8ـ اُذْكُرْ أخاكَ إذا غابَ بِالَّذي تُحِبُّ أنْ يَذْكُرَكَ بِهِ وَ إيّا كَ وَما يَكْرَهُ, وَدَعْهُ مِمّا تُحِبُّ أنْ يَدَعَكَ مِنْهُ /2392.
8- Dostunun olmadığı (yerde) onun seni nasıl anmasını istersen sen de onu öyle an. Sevmediği şeyi (yapma), onun senin için bırakmasını (söylemesini) istemediğin şeyi, sen de onun hakkında bırakma (söyleme). /2393
9ـ اسْتَقْبِحْ مِنْ نَفْسِكَ ما تَسْتَقْبِحُهُ مِنْ غَيْرِكَ, وَارْضَ لِلنّاسِ بِما تَرْضاهُ لِنَفْسِكَ /2399.
9- Başkası için kötü bildiğin şeyi kendi nefsin içi de kötü bil. Kendin için razı olduğun şeyi halk için de iste. /2399
10ـ قِلَّةُ الخُلْطَةِ تَصُونُ الدّينَ, وَ تُريحُ مِنْ مُقارَنَةِ الأشْرارِ /6771.
10- Az dostluk dini korur; kötülerin yakınlaşmasından rahatlatır. /6771
11ـ أنْصِفِ النّاسِ مِنْ نَفْسِكَ, وَ أهْلِكَ , وَخاصَّتِكَ, ومَنْ لَكَ فيهِ هَوىً, وَأعْدِلْ فِي العَدُوِّ وَ الصَّدِيقِ /2403.
11- Kendinden ehlinden, yakınlarından ve sevdiklerinden daha fazla halkın hakkını gözet, dost ve düşmana karşı adil ol. /2403
12ـ أجْمِلْ إدْلالَ مَنْ أدَلَّ عَلَيْكَ, وَ أقْبَلْ عُذْرَ مَنِ اعْتَذَرَ إلَيْكَ, وَأحْسِنْ إلى مَنْ أساءَ إلَيْكَ /2410.
12- Sana küstahlık edene güzel davran, özür dileyenin özrünü kabul et, kötülük edene karşı ihsan et. //2410
13ـ أحْسِن رِعايَةَ الحُرُماتِ, وَأقْبِلْ عَلى أهْلِ الْمُرُوءاتِ, فَإنَّ رِعايَةَ الْحُرُماتِ تَدُلُّ عَلى كَرَمِ الشِّيمَةِ, وَالإقبالَ عَلى ذَوِي الْمُرُوءاتِ يُعْرِبُ عَنْ شَرَفِ الهِمَّةِ /2417.
13- Haramlardan kaçınmaya özen göster, mürüvvet sahiplerine yönel; zira haramlardan kaçınmak iyi huyun, mürüvvet sahiplerine yönelmek himmetin yüceliğinin göstergesidir. /2417
14ـ اِرْحَمْ مَنْ دُونَكَ يَرْحَمْكَ مَنْ فَوْقَكَ وَقِسْ سَهْوَهُ بِسَهْوِكَ وَمَعْصِيَتَهُ لَكَ بِمَعْصِيَتِكَ لِرَبِّكَ وَفَقْرَهُ إلى رَحْمَتِكَ بِفَقْرِكَ إلى رَحْمَةِ رَبِّكَ /2422.
14- Senden aşağı olana merhamet et ki senden yukarıda olan da sana rahmet etsin. Gafletini kendi gafletinle, itaatsizliğini senin Rabb’ine olan itaatsizliğinle, rahmetine olan ihtiyacını senin Rabb’inin rahmetine olan ihtiyacınla kıyasla. /2422
15ـ اِلْصَقْ بِأهْلِ الخَيْرِ وَ الوَرَعِ, وَرَضِّهِمْ عَلى أنْ لا يُطْرُوكَ, فَإنَّ كَثْرَةَ الإطْراءِ تُدْني مِنَ الغِرَّةِ, وَالرِّضا بِذلِكَ يُوجِبُ مِنَ اللهِ المَقْتَ /2425.
15- Hayır ehline ve dindarlara yapış, methinde mübalağa etmeyecekleri kadar onları razı et; zira çok mübalağa, insanı inanmaya yakınlaştırır, aldatır; böyle bir işe razı olmak Allah’ın düşmanlığına sebep olur. /2425
16ـ اِجْعَلْ نَفْسَكَ ميزاناً بَيْنَكَ وَبَيْنَ غَيْرِكَ, وَ أحِبَّ لَهُ ما تُحِبُّ لِنَفْسِكَ, وَأكْرَهْ لَهُ ما تَكْرَهُ لَها, وَ أحْسِنْ كَما تُحِبُّ أنْ يُحْسَنَ إلَيْكَ, وَ لاتَظْلِمْ كَما تُحِبُّ أنْ لا تُظْلَمَ /2426.
16- Nefsini kendin ve diğerleri arasında terazi kıl, kendin için sevdiğini başkası için de sev, sevmediğin şeyi diğeri için de sevme; sana ihsan edilmesini istediğin gibi, sen de ona ihsan et; sana zulmedilmesini istemediğin gibi sende zulmetme. /2426
17ـ اصْحَبِ النّاسِ بِما تُحِبُّ أنْ يَصْحَبُوكَ تَأمَنْهُمْ وَيَأمَنُوكَ /2455.
17- Seninle nasıl dostluk, arkadaşlık edilmesini istiyorsan halkla da öyle dost ol; böylece sen onlardan güvende olduğun gibi onlar da senden güvende olurlar. /2455
18ـ إيّاكَ وَ مُعاشَرَةَ الأشْرارِ, فَإنَّهُمْ كَالنّارِ مُباشَرَتُها تُحْرِقُ /2641.
18- Kötü insanlarla haşır neşir olmaktan kaçın; onlar ateş gibidir yakınlık kurmak seni yakar. /2641
19ـ إيّاكَ وَمُعاشَرَةَ مُتَتَبِّعي عُيُوبِ (الذُّنُوبِ) النّاسِ, فَإنَّهُ لَمْ يَسْلَمْ مُصاحِبُهُمْ مِنْهُمْ /2649.
19- Halkın ayıplarını arayanlarla dostluk kurma; zira onların yanında olan, onlardan salim kalmaz. /2649
20ـ إيّاكَ وَ ما يُسْخِطُ رَبَّكَ, وَ يُوحِشُ النّاسَ مِنْكَ, فَمَنْ أسْخَطَ رَبَّهُ تَعَرَّضَ لِلْمَنِيَّةِ , وَمَنْ أوْحَشَ النّاسَ تَبَرَّأ مِنَ الْحُرِّيَّةِ /2728.
20- Rabb’ini öfkelendiren ve halkı senden uzaklaştıran şeyden kaçın! Zira kim Rabb’ini öfkelendirirse kendisini ölümle karşı karşıya bırakmış ve halkı kendinden uzaklaştıran ise özgürlükten ayrılmıştır. /2727
21ـ إيّاكُمْ وَالتَّدابُرَ, وَالتَّقاطُعَ, وَتَرْكَ الأمْرِ بِالْمَعْرُوفِ, وَالنَّهيِ عَنِ الْمُنْكَرِ /2737.
21- Birbirinize sırt dönüp ilişkilerinizi kesmeyi ve iyiyi emredip kötüden nehy etmeyi terk etmeyin. /2737
22ـ أوْلى مَنْ أحْبَبْتَ مَنْ لا يَقْلاكَ /3071.
22- Sevdiğin insanların en iyisi, seni terk etmeyendir. /3071
23ـ أعْدَلُ السيرَةِ أنْ تُعامِلَ النّاسَ بِما تُجِبُّ أنْ يُعامِلُوكَ بِهِ /3170.
23- En doğru tavır, halkın seninle nasıl muamele etmesini istiyorsan senin de onlara karşı aynı muameleyi etmendir. /3170
24ـ أجْوَرُ السِّيرَةِ أنْ تَنْتَصِفَ مِنَ النّاسِ وَلا تُعامِلَهُمْ بِهِ /3170.
24- En çirkin tavır, halktan insaf ve adalet beklerken senin onlara karşı kötü davranmandır. /3171
25ـ أحَقُّ مَنْ أحْبَبْتَهُ مَنْ نَفْعُهُ لَكَ وَضَرُّهُ لِغَيْرِكَ /3374.
25- Sevilmeyi en fazla hak eden faydası sana, zararı başkasına olandır. /3374
26ـ إنَّ أحْسَنَ الزِّيِّ ما خَلَطَكَ بِالنَّاسِ, وَجَمَّلَكَ بَيْنَهُمْ, وَكَفَّ ألْسِنَتَهُمْ عَنْكَ /3470.
26- Gerçekten de seni halkla kaynaştıran, onların arasında güzelleştiren ve aleyhinde konuşmalarını engelleyen tavır, en güzel tavırdır. /3470
27ـ أقِمِ الرَّغْبَةَ إلَيْكَ مَقامَ الحُرْمَةِ بِكَ.
27- Sana hürmet edilmesi yerine sana rağbet edilmesini sağla.
28ـ اَلْمَرْءُ اِبْنُ ساعَتِهِ /447.
28- Her insan kendi döneminin evladıdır.[35] /447
29ـ بِحُسْنِ العِشْرَةِ تَدُومُ المَوَدَّةُ /4200.
29- Dostluk iyi geçinmekle daimileşir. /4200
30ـ بِحُسْنِ العِشْرَةِ تَأْنَسُ الرِّفاقُ /4232.
30- İyi geçinmek dostları birbirine yakınlaştırır. /4232
31ـ بِحُسْنِ العِشْرَةِ تَدُومُ الوُصْلَةُ (الصُحْبَةُ) /4270.
31- İyi geçinmekle bağlar (veya dostluklar) daimileşir. /4270
32ـ بِئسَ العَشيرُ الحَقُودُ /4401.
32- Kinci ne de kötü arkadaştır! /4401
33ـ حُسْنُ العِِشْرَةِ يَسْتَديمُ المَوَدَّةَ /4811.
33- İyi ilişki dostluğu devamlı kılar. /4811
34ـ خالِقُوا النّاسِ بِأخْلاقِهِمْ وَزايِلُوهُمْ فِي الأعْمالِ /5068.
34- Halkla kendi ahlakları ile muamele edin, amellerde ise onlardan ayrılın. /5068
35ـ خالِطُوا النّاسَ مُخالَطَةً, إنْ مِتُّمْ بَكَوْا عَلَيْكُمْ وَإنْ غِبْتُمْ حَنُّوا إلَيْكُمْ /5070.
35- Halkla öyle geçin ki öldüğünde arkandan ağlasınlar, yokluğunda şevkle seni beklemeye koyulsunlar. /5070
36ـ خالِطُوا النّاسَ بِألْسِنَتِكُمْ وَ أجْسادِكُمْ, وَ زايِلُوهُمْ بِقُلُوبِكُمْ وَأعْمالِكُمْ /5071.
36- Halkla diliniz ve bedenlerinizle irtibat sağlayın, kalbiniz ve amellerinizle onlardan ayrılın. /5071
37ـ رُبَّ عَشيرٍ غَيْرُ حَبيبٍ /5335.
37- Nice arkadaşlar vardır ki, (gerçek) dost değillerdir. /5335
38ـ عِنْدَ الاِمْتِحانِ يُكْرَمُ الرَّجُلُ أَوْ يُهانُ /6206.
38- İmtihan edildiğinde insan ya değer kazanır veya rezil olur. /6206
39ـ عاشِرْ أهْلَ الفَضْلِ تَسْعَدْ وَتَنْبُلْ /6312.
39- Fazilet ehliyle ilişki içerisinde ol ki, bahtın açık, aklın bol olsun./6312
40ـ عِمارَةُ القُلُوبِ في مُعاشَرَةِ ذَوِي العُقُولِ /6313.
40- Kalplerin canlılığı akıllı insanlarla dostluk kurmadadır. /6313
41ـ قَطيعَةُ الجاهِلِ تَعْدِلُ صِلَةَ العاقِلِ /6786.
41- Cahilden ayrılmak, akıllı ile bağlantı kurmakla aynıdır. /6786
42ـ قَطيعَةُ العاقِلِ لَكَ بَعْدَ نَفاذِ الحيلَةِ فيكَ /6788.
42- Akıllı insanın senden ayrılması, sana ulaşmak için yol bulamadığındandır. /6788
43ـ قارِبِ النّاسَ في أخْلاقِهِمْ تَأمَنْ غَوائِلَهُمْ /6801.
43- Halka kendi ahlaklarıyla yaklaş ki, zararlarından güvende olasın. /6801
44ـ كَثْرَةُ المَعارِفِ مِحْنَةٌ, وَخُلْطَةُ النّاسِ فِتْنَةٌ /7124.
44- Tanışların çokluğu zorluk, halkla karışmak fitnedir. /7124
45ـ مَنْ كَثُرَتْ خُلْطَتُهُ قَلَّتْ تَقِيَّتُهُ (ثِقَتُهُ) /7998.
45- İlişkisi çok olanın itimadı az olur. /7998
46ـ مَنْ خالَطَ النّاسَ نالَهُ مَكْرُهُمْ /8150.
46- Halkla iç içe olana onların hilesi ulaşır. /8150
47ـ مَنْ خالَطَ النّاسَ قَلَّ وَرَعُهُ /8159.
47- Halkla haşır neşir olanın dindarlığı azalır. /8159
48ـ مَنْ حَسُنَتْ عِشْرَتُهُ كَثُرَ إخْوانُهُ /8392.
48- Diyalogu güzel olanın kardeşi çok olur. /8392
49ـ مَنْ عامَلَ النَّاسَ بِالْمُسامَحَةِ اِسْتَمْتَعَ بِصُحْبَتِهمْ /8861.
49- Halka karşı hoşgörülü olan onların dostluğundan faydalanır. /8861
50ـ مَنْ لَمْ تَنْفَعْكَ حَياتُهُ فَعُدَّهُ فِي الْمَوْتى /9078.
50- Hayatı sana fayda vermeyeni ölülerden say. /9078
51ـ أحْسِنِ العِشْرَةَ, وَ اصْبِرْ عَلَى العُسْرَةِ, وَ أنْصِفْ مَعَ القُدْرَةِ /2286.
51- Diyalagunu güzelleştir, zorluklara karşı sabret, kudretliyken insaflı ol! /2282
52ـ اِرْضَ للنّاسِ بِما تَرْضاهُ لِنَفْسِكَ, تكُنْ مُسْلِماً /2329.
52- Kendin için razı olduğun şeye halk için de razı ol ki Müslüman olasın. /2329
1ـ أكْرِمْ وُدَّكَ، وَ احْفَظْ عَهْدَكَ / 2268.
1- Dostuna saygılı ol ve (onunla yaptığın) ahdini koru. /2268
2ـ اَلتَّوَدُّدُ (التُّؤَدَةُ) يُمْنٌ / 59.
2- Dostluk şanslılıktır.[36] /59
3ـ إذا أحْبَبْتَ فَلا تُكْثِرْ / 3979.
3- Sevdiyinde aşırıya kaçma. /3979
4ـ إذا ثَبَتَ الوُدُّ وَجَبَ التَّرافُدُ وَ التَّعاضُدُ / 4132.
4- Dostluk kalıcı olduğunda yardımlaşma ve birbirine destek olma gerekli olur. /4132
5ـ بِالتَّوَدُّدِ تَكُونُ المَحَبَّةُ / 4194.
5- Dostluk sevgiyle olur. /4194
6ـ أفْضَلُ النّاسِ مِنَّةً مَنْ بَدَأَ بِالمَوَدَّةِ / 3111.
6- Minnettar kalınacak en üstün insan, dostluğu (ilk) başlatandır. /3111
7ـ أسْرَعُ الْمَوَدّاتِ اِنْقِطاعاً مَوَدّاتُ الأشْرارِ / 3124.
7- Kötülerin dostluğu, en çabuk biten dostluklardandır. /3124
8ـ إنَّ الْمَوَدَّةَ يُعَبِّرُ عَنْهَا اللِّسانُ، وَعَنِ الْمَحَبَّةِ العَيْنانِ (العَيانُ) / 3471.
8- Şüphesiz dostluk dille tabir edilir ama, gerçek dostluğu gözler söyler. /3471
9ـ اَلْمَوَدَّةُ رَحِمٌ / 10.
9- Dostluk akrabalıktır. /10
10ـ اَلْمَوَدَّةُ نَسَبٌ / 81.
10- Dostluk hısımlıktır. /81
11ـ اَلْمَوَدَّةُ أقْرَبُ نَسَبٍ / 285.
11- Dostluk en yakın hısımlıktır. /285
12ـ اَلْمَوَدَّةُ أقْرَبُ رَحِمٍ / 384.
12- Dostluk en yakın akrabalıktır. /384
13ـ اَلْمَوَدَّةُ نَسَبٌ مُسْتَفادٌ / 647.
13- Dostluk kazanılmış hısımlıktır. /647
14ـ اَلتَّوَدُّدُ إلَي النّاسِ رَأسُ العَقْلِ / 1345.
14- Halkla dost olmak aklın başıdır. /1345
15ـ اَلْمَوَدَّةُ فِي اللهِ أقْرَبُ نَسَبٍ / 1402.
15- Allah yolunda dost olmak en yakın hısımlıktır. /1402
16ـ اَلْمَوَدَّةُ فِي اللهِ آكَدُ مِنْ وَشيجِ الرَّحِمِ / 1538.
16- Allah yolunda dost olmak, akrabalık bağından daha sağlamdır. /1538
17ـ بِالتَّوَدُّدِ تَتَأَكَّدُ المَحَبَّةُ / 4341.
17- gerçek dostluk sevgiyle anlaşılır. /4341
18ـ ثَلاثَةٌ يُوجِبْنَ الْمَحَبَّةَ: الدّينُ، وَ التَّواضُعُ، وَ السَّخاءُ / 4678.
18- Üç şey dostluğa sebep olur: Din (dindarlık), tevazu ve cömertlik. /4678
19ـ ثَلاثٌ يُوجِبْنَ الْمَحَبَّةَ: حُسْنُ الخُلْقِ، وَ حُسْنُ الرِّفْقِ، وَ التَّواضُعُ / 4684.
19- Üç şey dostluğun sebebidir: Güzel ahlak, (insanlarla) iyi geçinme ve tevazu. /4684
20ـ خَيْرُ الاِخْتِيار مُوادَّةُ الأخْيارِ / 4982.
20- İyilerle dost olmak en iyi seçimdir. /4982
21ـ رَأسُ العَقْلِ التَّوَدُّدُ إلَي النّاسِ / 5246.
21- Halkla dost olmak aklın başıdır. /5246
22ـ رُبَّ مُتَوَدِّدٍ مُتَصَنِّعٍ / 5277.
22- Nice dostlar var ki dostlukları yapmacıktır. /5277
23ـ سَلُوا القُلُوبَ عَنِ الْمَودّاتِ: فَإنَّها شَواهِدُ لاتَقْبَلُ الرُّشا / 5641.
23- Dostlukları kalplerden sorun; zira kalpler, rüşvet kabul etmeyen tanıklardır. /5641
24ـ صِحَّةُ الوُدِّمِنْ كَرَمِ العَهْدِ / 5815.
24- Gerçek dostluk ahdin yüceliğindendir. /5815
25ـ فِي الضّيقِ وَالشِّدَّةِ يَظْهَرُ حُسْنُ المَوَدَّةِ / 6511.
25- Dostluğun güzelliği, iyi ve kötü günlerde belli olur. /6511
26ـ كُلُّ مَوَدَّةٍ مَبْنِيَّةٍ عَلي غَيْرِ ذاتِ اللهِ ضَلالٌ وَ الاِعْتِمادُ عَلَيْها مُحالٌ / 6915.
26- Allah'ın dışında bir şey üzerine kurulan dostluk sapıklıktır ve ona asla güvenilmez. /6915
27ـ كُنْ لِلْوُدِّ حافِظاً وَ إنْ لَمْ تَجِدْ مُحافِظاً / 7157.
27- Koruyucu bulmasan da (sen) dostluğu koru. /7175
28ـ مَنْ خَلُصَتْ مَوَدَّتُهُ اُحْتُمِلَتْ دالَّتُهُ / 8003.
28- Dostluğu halis olanın nazı çekilir. /8003
29ـ مَنْ وادَّ السَّخيفَ أعْرَبَ عَنْ سَخَفِهِ / 8229.
29- Aklı az olanla dostluk kuran, kendi aklının azlığını ortaya koyar. /8229
30ـ مَنْ وادَّكَ لأمْرٍ وَلّي عِنْدَ اِنْقِضائِهِ / 8552.
30- Allah için değil de işinden dolayı seninle dost olan, işi bittikten sonra sırt çevirir. /8552
31ـ مَا اسْتُجْلِبَتِ الْمَحَبَّةُ بِمِثْلِ السَّخاءِ، وَ الرِّفْقِ، وَ حُسْنِ الخُلْقِ / 9561.
31- Dostluğu kazandıran en önemli etkenler; cömertlik, iyi geçinmek ve güzel ahlaktır. /9561
32ـ ما أخْلَصَ الْمَوَدَّةَ مَنْ لَمْ يَنْصَحْ / 9580.
32- Nasihat etmeyen, dostluğunda sanimi değildir. /9580
33ـ مَوَدَّةُ ذَوي الدّينِ يَطيئَةُ الإنْقِطاعِ، دائِمَةُ الثَّباتِ وَ الْبَقاءِ / 9806.
33- Dindarların dostluğu; geç kesilen kalıcı ve bâkidir. /9806
34ـ مَوَدَّةُ الأحْمَقِ كَشَجَرَةِ النّارِ، يَأْكُلُ بَعْضُها بَعْضا / 9827.
34- Ahmağın dostluğu, ateşe atılmış ağaç gibidir, kendi kendisini yer. /9827
35ـ مَوَدَّةُ الْحَمْقي تَزُولُ كَما يَزُولُ السَّرابُ، وَ تُقْشِعُ كَما يُقْشِعُ الضَّبابُ / 9828.
35- Ahmakların dostluğu, serabın kaybolduğu gibi kaybolur ve bulutların yeryüzünde sis olarak dağıldığı gibi dağılır gider. /9828
36ـ مَوَدَّةُ الْجُهّالِ مُتَغَيِّرَةُ الأحْوالِ وَ شيكَةُ الاِنْتِقالِ / 9833.
36- Cahillerin dostluğu değişkendir çabucak değişiverir. /9833
37ـ مَوَدَّةُ العَوامِّ تَنْقَطِعُ كَانْقِطاعِ السَّحابِ، وَ تَنْقَشِعُ كَما يَنْقَشِعُ السَّرابُ / 9872.
37- Avamın dostluğu, bulutların dağıldığı gibi dağılır; serap gibi yok olur. /9872
38ـ وُدُّ أبْناءِ الدُّنْيا يَنْقَطِعُ لانْقِطاعِ أسْبابِهِ / 10117.
38- Dünya çocuklarının (bağlı olanların) dostluğu, bağlılık sebeplerinin kesilmesiyle kesilecektir. /10117
39ـ وُدُّأبْناءِ الآخِرَةِ يَدُومُ لِدَوامِ سَبَبِهِ / 10118.
39- Ahiret çocuklarının dostluğu, sebebi devam ettiğinden süreklidir. /10118
40ـ وادُّوا مَنْ تُوادُّونَهُ فِي اللهِ، وَ أبْغِضُوا مَنْ تُبْغِضُونَهُ فيِ اللهِ سُبْحانَهُ / 10119.
40- Kimi severseniz, Allah için sevin; kime düşman olursanız Allah için düşman olun. /10119
41ـ لاتَمْنَحَنَّ وُدَّكَ مَنْ لاوَفاءَ لَهُ / 10164.
41- Asla vefalı olmayanla dostluk etme. /10164
42ـ لاتَرْغَبَنَّ في مَوَدَّةِ مَنْ لَمْ تَكْشِفْهُ / 10167.
42- (İç yüzünü) keşfetmediğin kimseyle dost olmaya kalkışma. /10167
43ـ لاتُوادُّوا الكافِرَ ، وَلاتُصاحِبُوا الجاهِلَ / 10238.
43- Kâfirle dostluk, cahille de arkadaşlık etmeyin. /10237
44ـ لاتَعْتَمِدْ عَلي مَوَدَّةِ مَنْ لا يُوفي بِعَهدِهِ / 10260.
44- Ahdine vefa etmeyenin dostluğuna güvenme. /10260
45ـ لاتَبْذُلَنَّ وُدَّكَ إذا لَمْ تَجِدْ مَوْضِعاً / 10275.
45- Uygun bir yer bulmadığın zaman dostluğunu bağışlama. /10275
46ـ لاشَفيقَ كَالوَدُودِ النّاصِحِ / 10546.
46- Nasihat eden dost gibi, şefkatlisi yoktur. /10546
47ـ لايُوادُّ الأشْرارَُإلاّ أشْباهَُهُمْ / 10602.
47- Kötüler, kendileri gibi kötülerle dost olurlar. /10602
48ـ لا يُغْتَبَطُ بِمَوَدَّةِ مَنْ لادينَ لَهُ / 10803.
48- Dini olmayanın dostluğuna kimse gıpta etmez. /10803
49ـ لايَنْتَقِلُ الوَدُودُ الوَفِيُّ عَنْ حِفاظِهِ وَ إنْ أُقْصيَ / 10825.
49- Vefalı dost, uzakta olsa da (dostluğunu) korur ve ondan vazgeçmez. /10825
50ـ لاتَدُومُ عَلي عَدَمِ الإنْصافِ المَوَدَّةُ / 10827.
50- İnsaf olmadan dostluk devam etmez. /10827
51ـ يَنْبَغي أنْ يُهانَ مُغْتَنِمُ مَوَدَّةِ الحَمْقي / 10950.
51- Ahmaklarla dostluk etmeyi ganimet bilenler, ihanet edilmeye layıktırlar. /10950
52ـ أنْفَعُ الكُنُوزِ مَحَبَّةُ القُلُوبِ / 2973.
52- En faydalı hazine kalplerin dostluğudur.[37] /2973
53ـ اَلْمَوَدَّةُ إحْدَي القِرابَتَيْنِ / 1627.
53- Dostluk, iki akrabalıktan biridir. /1627
54ـ اَلْمَوَدَّةُ فِي اللهِ أكْمَلُ النَّسَبَيْنِ / 1649.
54- Allah yolunda dostluk, iki akrabalığın en kâmilidir. /1649
55ـ اَلْمَوَدَّةُ تَعاطُفُ القُلُوبِ في (وَ) ايتِلافِ الأرْواحِ / 2057.
55- Dostluk, ruhların samimiyetinde kalplerin birbirlerine olan temayülüdür. /2057
56ـ أقْرَبُ القُرْبِ مَوَدّاتُ القُلُوبِ / 3029.
56- En iyi yakınlık, kalplerin dostluğudur. /3029
57ـ أبْعَدُ البُعْدِ تَنائِي القُلُوبِ / 3031.
57- En büyük uzaklık, kalplerin uzaklığıdır. /3031
58ـ إيّاكَ أنْ تُحِبَّ أعْداءَ اللهِ، أوْ تُصْفِيَ وُدَّكَ لِغَيْرِ أوْلِياءِ اللهِ، فَإنَّ مَنْ أحَبَّ قَوْماً حُشِرَ مَعَهُمْ / 2703.
GERİ | İNDEKS | İLERİ |